makam - Turkish English Dictionary

makam

Meanings of "makam" in English Turkish Dictionary : 36 result(s)

Turkish English
Common Usage
makam office n.
It is worth remembering, however, who it was who helped promote him to high office.
Bununla birlikte, onu yüksek makamlara terfi ettirenlerin kimler olduğunu hatırlamakta fayda var.

More Sentences
makam post n.
The post of Ombudsman is a crucial post for European democracy.
Ombudsmanlık makamı Avrupa demokrasisi için çok önemli bir makamdır.

More Sentences
makam position n.
It is unacceptable for us now to create further bureaucracy for the important position of foreign minister.
Dışişleri bakanlığı gibi önemli bir makam için daha fazla bürokrasi yaratmamız kabul edilemez.

More Sentences
Politics
makam competent authority n.
We need a competent authority with a clearly defined role, with no possibility for delegation.
Yetki devrine imkan tanımayan, rolü net bir şekilde tanımlanmış yetkili bir makama ihtiyacımız var.

More Sentences
Technical
makam authority n.
US Customs may pass the data on to other authorities that are concerned with combating terrorism.
ABD Gümrüğü bu verileri terörle mücadeleyle ilgilenen diğer makamlara aktarabilir.

More Sentences
General
makam music n.
makam chair n.
makam station n.
makam prefecture n.
makam portfolio n.
makam quarter n.
makam warble n.
makam location n.
makam rank n.
makam strain n.
makam maqam n.
makam cancellariate n.
makam job n.
makam bench n.
makam pew [obsolete] n.
makam plight [dialect] n.
makam siege [obsolete] n.
makam stall [obsolete] n.
makam subordination [obsolete] n.
makam off (office) abrev.
Idioms
makam letters after (one's) name n.
Trade/Economic
makam promotion n.
makam seat n.
makam situation n.
Politics
makam toga n.
makam seat n.
Art
makam maqam n.
Music
makam theme n.
makam mode n.
makam motive n.
Archaic
makam behalf n.

Meanings of "makam" with other terms in English Turkish Dictionary : 247 result(s)

Turkish English
General
yetkili makam competent authority n.
The first is the choice of competent authority for convertible bonds, by which I basically mean Eurobonds.
Bunlardan ilki, temelde Eurobond'ları kastettiğim dönüştürülebilir tahviller için yetkili makam seçimidir.

More Sentences
askeri makam military authority n.
Furthermore, we feel that a matter of crucial importance is cooperation between civil and military authorities.
Ayrıca, sivil ve askeri makamlar arasındaki işbirliğinin çok önemli bir konu olduğunu düşünüyoruz.

More Sentences
makam odası office n.
The president ignored the protesters outside his office.
Başkan, makam odasının önündeki protestocuları görmezden geldi.

More Sentences
işgal etmek (makam) hold v.
British troops held that area.
İngiliz birlikleri o alanı zorla işgal ediyorlar.

More Sentences
(ofis, makam) sahip olmak occupy v.
However, we are also keen to ensure that our continent occupies an appropriate position in the world as a whole.
Bununla birlikte, kıtamızın bir bütün olarak dünyada uygun bir konuma sahip olmasını sağlamak konusunda da istekliyiz.

More Sentences
(makam vb.) işgal etmek hold v.
Obama was the first African American to hold the presidency in the United States.
Obama, Amerika Birleşik Devletleri'nde başkanlık makamını işgal eden ilk Afrikalı Amerikalı oldu.

More Sentences
Trade/Economic
yetkili makam competent authority n.
Would you mind bringing this to the attention of the competent authorities?
Bu konuyu yetkili makamların dikkatine sunabilir misiniz?

More Sentences
yetkili makam authority n.
How could the authority know who will be affected by it, and in what way, before the public has been heard on the issue?
Yetkili makam, henüz kamuoyu bu konuda bilgilendirilmeden kimin ve ne şekilde etkileneceğini nasıl bilebilir?

More Sentences
Law
yetkili makam competent authority n.
In June 2002, the competent authority for the Member States considered it was necessary to take measures without delay.
Haziran 2002'de Üye Devletlerin yetkili makamları, gecikmeksizin tedbir alınmasının gerekli olduğunu değerlendirdi.

More Sentences
yetkili makam authority n.
His best friend ratted him out to the authorities.
Onun en iyi arkadaşı onu yetkili makamlara ihbar etti.

More Sentences
yetkili makam competent authority n.
The competent authorities are currently looking into specific measures.
Yetkili makamlar şu anda belirli tedbirler üzerinde çalışıyor.

More Sentences
Politics
yetkili makam competent authority n.
An inspection plan from the competent authorities, which has been preceded by a risk analysis, should be sufficient.
Yetkili makamların, öncesinde bir risk analizi yapılmış olan bir denetim planı yeterli olacaktır.

More Sentences
Technical
yetkili makam authority n.
I'm going to report you to the authorities.
Seni yetkili makamlara ihbar edeceğim.

More Sentences
Automotive
yetkili makam competent authority n.
Would you mind bringing this to the attention of the competent authorities?
Bunu yetkili makamların dikkatine sunabilir misiniz?

More Sentences
Education
yetkili ulusal makam competent national authority n.
A refusal to grant the residence visa must be contested before the competent national authorities.
İkamet vizesi verilmesinin reddine yetkili ulusal makamlar nezdinde itiraz edilmelidir.

More Sentences
General
askeri makam military position n.
atanılan makam appointment n.
makam arabası official car n.
yüksek makam dignity n.
makam sahibi officer n.
yetkili makam ordinary n.
en yetkili makam top n.
makam aracı official car n.
gönderen makam consignor n.
ait olduğu makam the position where one belongs to n.
makam ve merci authorities n.
alıcı makam addressee n.
makam ve merci higher-up n.
hariç tutulan makam exempted addressee n.
makam şoförü personal/private chauffeur n.
üzerinde rütbe ve bağlı olunan makam sembolleri bulunan tören şapkası cap of maintenance n.
makam koltuğu chair of state n.
makam ofisi chancellery n.
makam ofislerinin bulunduğu bina chancellery n.
makam ofisi chancellory n.
makam ofislerinin bulunduğu bina chancellory n.
en üst düzey makam top drawer n.
en üst düzeydeki makam topsider n.
şüpheli yollarla servet veya makam elde etme arrivism n.
belirli bir kişi, nesne ya da makam ile yakından ilişkili olan şey attribute n.
makam sembolü olarak taşınan baston baton n.
makam veya otorite sembolü asa verge n.
makam sembolü olarak takılan başlık hat n.
takılan başlığın temsil ettiği makam hat n.
makam sahibi kimse occupant n.
nihai makam dernier ressort n.
nihai makam dernier resort n.
makam sahibi kimse office-bearer n.
makam sahibi kimse officeholder n.
makam sahibi kimse office-holder n.
makam veya itibar kaybıyla sonuçlanan başarısızlık ruination n.
makam sahibi kimse in n.
rütbe veya makam farklılıklarını geçici olarak yok sayarak aşağı seviyedekilere gösterilen nezaket condescendingness n.
makam verme investure [obsolete] n.
makam huzuruna çağırma convention [obsolete] n.
yüksek makam cordon bleu n.
imtiyazlı makam preferment n.
ayrıcalık sunan makam preferment n.
makam veya rütbeye bağlı hak prerogative n.
belirli birine atfedilen makam room [obsolete] n.
(italyan erkekler için) makam sahibi olma signiorship n.
makam sahibi bearer n.
makam görevlisi bearer n.
yüksek makam stand-in n.
tercih edilen makam stand-in n.
istenen makam stand-in n.
makam sahibi kimse state [obsolete] n.
yetkili makam strength [obsolete] n.
alt makam subordination [obsolete] n.
düşük makam subordination [obsolete] n.
en üst makam supremacy n.
en üst makam supreme n.
en üst makam supreme being n.
ağır ezgi fıstıki makam konuşmak drawl v.
bir makam işgal etmek hold an office v.
bir makam için aday olmak run for an office v.
fazla makam yetkisi kullanmak overoffice [obsolete] v.
(yüksek dini makam atamasını) onaylamak preconize v.
(yüksek dini makam atamasını) onaylamak preconise v.
seçimle elde edilen (bir makam) elective adj.
üst makam/merci above adj.
(bir makam) ödenek alan prebendal adj.
(bir makam) bir bölge üzerinden fonlanan prebendal adj.
fıstıki makam very slowly adv.
makam sebebiyle exofficio adv.
makam anlamı veren son ek -ate suf.
makam belirten son ek -dom suf.
makam anlamını veren bir son ek -ship suf.
Phrasals
bir makam için aday olmak start for v.
birini (hakim/adli makam) karşısına çıkarmak bind someone over (to someone or something) v.
Proverb
karar verildikten/makam dolduktan sonra kimi desteklediğini değiştirme don't change horses at midstream
karar verildikten/makam dolduktan sonra kimi desteklediğini değiştirme don't change horses in the middle of the stream
karar verildikten/makam dolduktan sonra kimi desteklediğini değiştirme don't change horses midstream
karar verildikten/makam dolduktan sonra kimi desteklediğini değiştirme don't swap horses at midstream
karar verildikten/makam dolduktan sonra kimi desteklediğini değiştirme don't swap horses in the middle of the river
karar verildikten/makam dolduktan sonra kimi desteklediğini değiştirme don't swap horses in the middle of the stream
Colloquial
siyasi makam meraklısı kimse politician n.
Idioms
az emek harcayıp çok para kazanılan iş/makam/durum a gravy train n.
uzun vadede kolay yoldan çok para getiren iş/makam/durum a gravy train n.
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek board the gravy train v.
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek climb on the gravy train v.
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek get on the gravy train v.
(istediğini yaptırmak için birine olan) mevki/makam üstünlüğünü kullanmak pull rank on someone v.
makam sahibi olmak have letters after (one's) name v.
(istediğini yaptırmak için birine olan) mevki/makam üstünlüğünü kullanmak pull rank (on one) v.
fıstıki makam at a snail's pace expr.
Trade/Economic
üst makam above n.
belirli görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş devlet dairesi veya makam agency n.
düzenleyici makam onayı regulatory approval n.
feshe yetkili makam competent authority for cancellation n.
herhangi bir makam için yeterli niteliklere sahip olmama ineligibility n.
ilgili makam interested authority n.
iptale yetkili makam competent authority for cancellation n.
makam tazminatı special position allowance n.
makam ödeneği executive compensation n.
makam tazminatı executive compensation n.
makam raporu memorandum n.
makam mübadelesi exchange of offices n.
nihai makam last resort n.
onaylayan makam/merci approving authority n.
resmi veya düzenleyici makam veya organ governmental or regulatory authority or body n.
üst makam top level n.
veren makam issuing authority n.
yasal makam statutory seat n.
yetkili makam ya da merci authority n.
yetkili makam ve merciler authorities n.
yüksek makam rank n.
yetkili makam national authority n.
yetkili yerel makam local authority n.
yürütmeye yetkili makam enforcement authority n.
yetkili makam ve merciler competent authorities n.
tanınmış bir makam tarafından yasal olarak basılan bir madeni para veya kıymetli evrak money n.
üst makam top-level adj.
Law
ilga eden makam abrogator n.
fesheden makam abrogator n.
lağveden makam abrogator n.
makam vb´ni yolsuzlukla elde etme graft n.
tüzükteki hükmün bir üst makam tarafından yenilendiği fıkra novodamus n.
yargı yetkisi olan makam tribunal n.
adli makam judicial authority n.
adli makam legal authority n.
idari makam administrative authority n.
kanunları koyan makam legislature n.
salahiyettar makam cognizant authority n.
salahiyettar makam authorized authority n.
salahiyetli makam competent authority n.
salahiyettar makam competent authority n.
soruşturmayı yürüten makam investigating authority n.
yetkili adli makam competent judicial authority n.
yetkili adli makam competent judicial authority n.
konut derneği gibi devlet onaylı bir makam ile kiracı arasında yapılan anlaşma assured tenancy [brit] n.
yetkili makam authority having jurisdiction n.
makam soruşturmasının bulguları office-found n.
makam soruşturmasının sonuçları office-found n.
salahiyettar makam connusant [obsolete] n.
ilgili makam üzerinden ülke çıkarlarını etkileyen hususlara ilişkin gerçekleştirilen soruşturma inquest of office n.
(unvan, makam) hakkına sahip olmak hold v.
makam sahibi olan sitting adj.
makam sebebiyle by right of office adv.
Politics
yetkili makam önünde seçmenlik için yemin edip sicil imzalamak registration n.
avrupa insan hakları mahkemesinde kararları tekrar gözden geçiren makam grand chamber n.
birden çok siyasi makam için oylama yapılan bir seçimde oy pusulasında farklı partilerden adayların bulunması split-ticket voting n.
bir üst makam higher authority n.
düzenleyen (yetkili) makam issuing authority n.
düzenleyen makam issuing authority n.
gönderen makam originator n.
gönderen makam numarası originator's reference number n.
idari makam administrative agency n.
ilgili makam relevant authority n.
idari makam public authority n.
ilgili makam concerned authority n.
makam için aday gösterme nomination for offıce n.
makam şoförü official chauffeur n.
olağanüstü yetkilerin toplanmış olduğu makam vested with extraordinary powers n.
resmi makam official authority n.
resmi makam public authority n.
siyasi makam political office n.
tayin eden makam appointing authority n.
ulusal makam national authority n.
yetkili makam lawful authority n.
yetkili makam ve merciler competent authorities and organs n.
new york'ta tammany society organizasyonunda üst düzey makam sachemdom [us] n.
new york'ta tammany society organizasyonunda üst düzey makam sachemship n.
kraliyet sarayında i. charles'tan itibaren var olan ve genellikle saygıdeğer bir ingiliz besteciye onursal unvan olarak verilen makam master of the queen's music [uk] n.
kraliyet sarayında i. charles'tan itibaren var olan ve genellikle saygıdeğer bir ingiliz besteciye onursal unvan olarak verilen makam master of the king's music [uk] n.
ana amacı üye, kampanya personeli ve aile üyelerine gelir olarak destekçilerinden para aşırmak olan siyasi makam kampanyası milk run n.
makam soruşturması office n.
yeni makam elde etme rise to power n.
rusya cumhuriyeti'ne ait idari bir makam russian agency n.
(çeşitli ülkelerde) makam sahibi kimse dewani n.
seçimde kazanılamayan (makam) unwinnable adj.
görevdeki kimseden alınamayan (makam) unwinnable adj.
görevdeki partiden alınamayan (makam) unwinnable adj.
londra'da eğitim işlerini yürüten yerel bir makam ilea (inner london education authority) abrev.
History
gregoryen makam ecclesiastical mode n.
(çeşitli ülkelerde) makam sahibi kimse dewan n.
üst makam sandalyesi curule chair n.
üst makam sandalyesinde oturma hakkı curule dignity n.
(eski roma'da) ayin yöneten yedi rahibin oluşturduğu makam septemvirate n.
(antik roma'da) üst makam sandalyesini hak eden curule adj.
Religious
affeden makam absolver n.
anglikan papazına verilen makam rectory n.
kutsal makam holy see n.
melchizedek rahipliğinde ikinci en düşük makam high priest n.
(papalık mahkemesinde) yargı yetkisi bulunan makam rota n.
(kilise katibine makam tahsis etmeyi usulsüzce reddeden) ingiliz piskopos disturber n.
(roma katolik kilisesi'nde) vatikan'a ayrılan maaşlı papazlık makamları için adayları değerlendiren makam dataria n.
(roma katolik kilisesi'nde) papalık adaylarının uygunluk durumlarını araştıran makam datary n.
hristiyanlıkta makam ve saygınlık order n.
piskopostan sonra gelen papaza ait makam presbytery [obsolete] n.
yarı resmi makam semidouble n.
presbiteryen cemaatinde üst yönetici makam session n.
(makam için) önceden atamak pre-elect v.
Military
herhangi bir ulus tarafından kabul edilmeyen uluslararası askeri makam nationality undetermined post n.
alacak makam addressee n.
bilgi verilen makam information addressee n.
gereği için alacak makam action addressee n.
gönderilen makam addressee n.
hariç tutulan makam exempted addressee n.
idari makam administrative authority n.
malı teslim alacak makam consignee n.
makam aracı staff car n.
malın gönderildiği makam consignee n.
makam ziyareti office call n.
milli askeri makam national military authority n.
teşkil eden makam establishing authority n.
temyiz yetkisini haiz makam confirming authority n.
uluslararası askeri makam international military post n.
uluslararası makam international post n.
abd askeri trafik idare komutanlığı'na bağlı bir makam ocean cargo clearance authority n.
bir kişi, birim, askeri teşkilat veya ekipman için kullanılacak olan malzeme sayısını bildiren makam basis of issue n.
en yüksek askeri yetkiye sahip makam command n.
askeri makam elde etmek stage v.
Music
hazin makam besteleme elegising n.
hazin makam besteleme elegizing n.
majör makam major mode n.
1600'e kadar gregoryan ilahilerinde kullanılan yunan menşeli bir makam sistemi medieval mode n.
hazin makam bestelemek elegise v.
hazin makam bestelemek elegize v.
antik yunan müziğinde en yüksek makam veya diziyle ilgili hyperlydian adj.
(antik yunan müziğinde) en yüksek ve en alçak makam arasındaki ana bir makamla ilgili hyperphrygian adj.
(makam) otantik makamın çekeniyle başlayıp sonu otantik makamla aynı olan plagal adj.
(klasik müzik) müzikte plagal makam anlamı veren ön ek hypo- pref.
Archaic
itibar ve makam olarak (bir başkasına) denk olan kimse mate n.
(makam, mevki) yükseltmek prefer v.
Star Wars
mos eisley makam milis üssü mos eisley prefecture militia base n.
makam te arazisi tract of makam te n.