|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
muhafaza etmek |
preserve v.
|
|
I always preserve greens in an air-tight container.
Yeşillikleri her zaman hava geçirmez bir kapta muhafaza ederim.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
muhafaza etmek |
conserve v.
|
|
We need to conserve water.
Suyu muhafaza etmemiz gerekiyor.
More Sentences
|
General |
|
3 |
General |
muhafaza etme |
keep n.
|
|
Finally, we propose to keep the special procedures that were agreed under the so-called Lamfalussy procedures.
Son olarak, Lamfalussy usulleri olarak adlandırılan özel usullerin muhafaza edilmesini öneriyoruz.
More Sentences
|
4 |
General |
muhafaza etmek |
hold v.
|
|
That is why we want to hold on to this Statute as it stands.
İşte bu yüzden bu Tüzüğü olduğu gibi muhafaza etmek istiyoruz.
More Sentences
|
5 |
General |
muhafaza etmek |
protect v.
|
|
In addition, Vietnam must protect, safeguard and guarantee human rights.
Ayrıca Vietnam insan haklarını korumalı, muhafaza etmeli ve güvence altına almalıdır.
More Sentences
|
6 |
General |
muhafaza etmek |
retain v.
|
|
I retain most of my files on my computer's hard drive.
Dosyalarımın çoğunu bilgisayarımın sabit diskinde muhafaza ediyorum.
More Sentences
|
7 |
General |
muhafaza etmek |
conserve v.
|
|
Tom wanted to conserve water.
Tom suyu muhafaza etmek istedi.
More Sentences
|
8 |
General |
muhafaza etmek |
maintain v.
|
|
I think that this principle, proposed by the Commission, should be maintained.
Komisyon tarafından önerilen bu ilkenin muhafaza edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
More Sentences
|
Law |
|
9 |
Law |
muhafaza etmek |
retain v.
|
|
I prefer to retain a national foreign policy and work through NATO.
Ulusal bir dış politikayı muhafaza etmeyi ve NATO aracılığıyla çalışmayı tercih ediyorum.
More Sentences
|
10 |
Law |
muhafaza etmek |
keep v.
|
|
As far as I am concerned, this work should be kept more or less unchanged.
Bana kalırsa, bu çalışma aşağı yukarı hiç değiştirilmeden muhafaza edilmelidir.
More Sentences
|
Technical |
|
11 |
Technical |
muhafaza etmek |
preserve v.
|
|
I should like to thank Parliament for its very strong interest in safeguarding and preserving the ICC.
Parlamento'ya UCM'nin korunması ve muhafaza edilmesine gösterdiği güçlü ilgi için teşekkür etmek isterim.
More Sentences
|
12 |
Technical |
muhafaza etmek |
keep v.
|
|
All the papers were taped up and kept in the safe.
Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi.
More Sentences
|
General |
|
13 |
General |
satılacak veya kesilecek hayvanların geçici olarak muhafaza edildiği yer |
stockyard n.
|
|
14 |
General |
yangın makinelerinin muhafaza edildiği yer |
fire station n.
|
|
15 |
General |
yiyeceklerin muhafaza edildiği parmaklıklı raf |
flake n.
|
|
16 |
General |
tapınakta muhafaza etme |
enshrining n.
|
|
17 |
General |
muhafaza borusunun indirilmesi |
running casing n.
|
|
18 |
General |
başıboş hayvanların muhafaza edildiği yer |
pound n.
|
|
19 |
General |
muhafaza etme |
embowering n.
|
|
20 |
General |
tapınakta muhafaza etme |
enshrinement n.
|
|
21 |
General |
muhafaza eden |
savoir n.
|
|
22 |
General |
muhafaza edilebilirlik |
preservability n.
|
|
23 |
General |
muhafaza yeri |
storage bin n.
|
|
24 |
General |
muhafaza edilebilirlik |
savingness n.
|
|
25 |
General |
tuz muhafaza etmek için olan bir kutu |
saltbox n.
|
|
26 |
General |
et ve balığın odun dumanına maruz bırakılarak muhafaza edildiği yer |
smokehouse n.
|
|
27 |
General |
muhafaza etme |
keeping n.
|
|
28 |
General |
sahil muhafaza |
coast guards n.
|
|
29 |
General |
gümrük muhafaza gemisi |
revenue cutter n.
|
|
30 |
General |
(evrak vb) muhafaza etme |
keeping n.
|
|
31 |
General |
muhafaza eden |
keeper n.
|
|
32 |
General |
mülkiyeti muhafaza |
arrestment n.
|
|
33 |
General |
su geçirmez muhafaza |
waterproof housing n.
|
|
34 |
General |
siloda muhafaza edilen yem |
ensilage n.
|
|
35 |
General |
muhafaza yeri |
safe n.
|
|
36 |
General |
eskiden sürahilerin muhafaza edildiği yer |
ewery n.
|
|
37 |
General |
muhafaza etme |
retaining n.
|
|
38 |
General |
et ve balığın odun dumanına maruz bırakılarak muhafaza edildiği yer |
meat house n.
|
|
39 |
General |
muhafaza edilme |
mothball n.
|
|
|
40 |
General |
ilerde kullanılmak üzere uzun süreliğine muhafaza etme |
mothballs n.
|
|
41 |
General |
depoda muhafaza edilen şey |
repertory n.
|
|
42 |
General |
depodaymışçasına muhafaza edilen şey |
repertory n.
|
|
43 |
General |
iyi durumu muhafaza edememe |
reverting n.
|
|
44 |
General |
sağlık muhafaza bilgisi |
hygiastics [rare] n.
|
|
45 |
General |
sağlık muhafaza alanı |
hygiastics [rare] n.
|
|
46 |
General |
sağlık muhafaza alanı |
hygieology [rare] n.
|
|
47 |
General |
sağlık muhafaza alanı |
hygiology [rare] n.
|
|
48 |
General |
büyük bir tür dosya muhafaza gereci |
lever-arch file n.
|
|
49 |
General |
ölenleri araştırma, geri kazanma, kimliklerini tespit etme, tahliye etme veya geçici olarak muhafaza etme gibi hizmetler sunan program |
graves registration program n.
|
|
50 |
General |
muhafaza altına alma |
hedging n.
|
|
51 |
General |
muhtelif nesnelerden oluşan koleksiyonun muhafaza edildiği yer |
omnium gatherum n.
|
|
52 |
General |
muhtelif nesnelerden oluşan koleksiyonun muhafaza edildiği yer |
omnium-gatherum n.
|
|
53 |
General |
aşırı muhafaza |
overshielding n.
|
|
54 |
General |
belirli bir kaliteyi veya durumu muhafaza eden şey |
bastion n.
|
|
55 |
General |
siyasi veya dini meselelerde toplumun sergilediği en iyileri muhafaza edip köklü değişikliklere karşı çıkma yönelimi |
conservativism n.
|
|
56 |
General |
muhafaza eden kimse |
conserver n.
|
|
57 |
General |
(dövüştürme, muhafaza amacıyla) hayvan deliği |
pit n.
|
|
58 |
General |
kurumun dosyalarını muhafaza etmekle yükümlü çalışan |
filer n.
|
|
59 |
General |
orman muhafaza memuru |
fireguard n.
|
|
60 |
General |
kolay bozulan yiyeceklerin muhafaza edildiği oda |
preservatory [obsolete] n.
|
|
61 |
General |
(makinede) koruyucu muhafaza |
skirt n.
|
|
62 |
General |
kraliyet sarayının baharat muhafaza edilen bölümü |
spicery [obsolete] n.
|
|
63 |
General |
muhafaza edilen dil bilimsel özellik |
survival n.
|
|
64 |
General |
muhafaza altına almak |
guard v.
|
|
65 |
General |
gemiyi kullanımdan çıkarıp tekrar kullanılıncaya kadar muhafaza altına almak |
mothball v.
|
|
66 |
General |
itidalini muhafaza etmek |
keep one's temper v.
|
|
67 |
General |
muhafaza etmemek |
unkeep v.
|
|
68 |
General |
muhafaza etmek |
save v.
|
|
69 |
General |
uzun süreliğine muhafaza altında tutmak |
mothball v.
|
|
70 |
General |
muhafaza altına almak |
bulwark v.
|
|
71 |
General |
muhafaza altına almak |
protect v.
|
|
72 |
General |
garajda muhafaza etmek |
garage v.
|
|
73 |
General |
muhafaza etmek |
store v.
|
|
74 |
General |
muhafaza etmek |
uphold v.
|
|
75 |
General |
tuz ile muhafaza etmek |
salta v.
|
|
76 |
General |
muhafaza etmek |
take care of v.
|
|
77 |
General |
standartı muhafaza etmek |
maintain the standard v.
|
|
78 |
General |
soğukkanlılığını muhafaza etmek |
keep one's shirt v.
|
|
79 |
General |
soğukkanlılığını muhafaza etmek |
keep one's hair v.
|
|
80 |
General |
buzdolabında muhafaza etmek |
store in a refrigerator v.
|
|
81 |
General |
yerini muhafaza etmek |
maintain v.
|
|
82 |
General |
muhafaza etmek |
observe v.
|
|
83 |
General |
muhafaza etmek |
cherish v.
|
|
84 |
General |
muhafaza etmek |
insure v.
|
|
85 |
General |
muhafaza etmek |
wite v.
|
|
86 |
General |
(yiyeceği) kurutarak muhafaza etmek |
desiccate v.
|
|
87 |
General |
güzelce muhafaza etmek |
desk v.
|
|
88 |
General |
muhafaza etmek |
hod [dialect] v.
|
|
89 |
General |
buz üstünde muhafaza etmek |
ice v.
|
|
90 |
General |
(zamanı geçmiş bir fikri, kurumu) işlevsiz olduğu halde muhafaza etmek |
mummify v.
|
|
91 |
General |
kış boyu muhafaza etmek |
overwinter v.
|
|
92 |
General |
muhafaza etmeye çalışmak |
rush [canada] [us] v.
|
|
93 |
General |
muhafaza etmek üzere ayırmak |
commit v.
|
|
94 |
General |
muhafaza etmek |
inshrine v.
|
|
95 |
General |
belirli bir koşulda muhafaza etmek |
possess v.
|
|
96 |
General |
durumunu muhafaza etmek |
sit v.
|
|
97 |
General |
muhafaza etmek |
fossilise v.
|
|
98 |
General |
muhafaza etmek |
fossilize v.
|
|
99 |
General |
(yiyecekleri) dondurarak muhafaza etmek |
freeze v.
|
|
100 |
General |
nispeten kalıcı ve değişmez formda muhafaza etmek |
freeze v.
|
|
101 |
General |
muhafaza etmek |
sklere v.
|
|
102 |
General |
muhafaza etmek |
sport v.
|
|
103 |
General |
garajda muhafaza edilen |
garaged adj.
|
|
104 |
General |
muhafaza edilebilir |
savable adj.
|
|
105 |
General |
muhafaza edilebilir |
saveable adj.
|
|
106 |
General |
tapınak içinde muhafaza edilen |
templed adj.
|
|
107 |
General |
muhafaza edilmiş |
embowered adj.
|
|
108 |
General |
iyi muhafaza edilmiş |
well-preserved adj.
|
|
109 |
General |
muhafaza eden |
conservant adj.
|
|
110 |
General |
muhafaza edilmeyen |
unkept adj.
|
|
111 |
General |
muhafaza edilen |
retained adj.
|
|
112 |
General |
muhafaza edilen |
mothball adj.
|
|
113 |
General |
kolayca kapatılıp muhafaza edilebilen |
hideaway adj.
|
|
114 |
General |
muhafaza edilebilir |
guardable adj.
|
|
115 |
General |
bir yıl boyunca muhafaza edilen |
overyear adj.
|
|
116 |
General |
muhafaza eden |
conservational adj.
|
|
117 |
General |
kapalı kutuda muhafaza edilen |
potted adj.
|
|
118 |
General |
kendini muhafaza eden |
self-protective adj.
|
|
119 |
General |
muhafaza edilebilir |
servable adj.
|
|
120 |
General |
(özellikle meyve) şeker kaplanarak muhafaza edilen |
crystalized [us] adj.
|
|
121 |
General |
(özellikle meyve) şeker kaplanarak muhafaza edilen |
crystalised [uk] adj.
|
|
122 |
General |
(su) depoda muhafaza edilen |
static adj.
|
|
123 |
General |
güneş ışığı altında muhafaza edilmiş |
sun-cured adj.
|
|
124 |
General |
muhafaza edilebilir |
supportable adj.
|
|
125 |
General |
muhafaza ederek |
unthreateningly adv.
|
|
126 |
General |
allah muhafaza |
god forbid interj.
|
|
127 |
General |
allah muhafaza |
god forbid! interj.
|
|
128 |
General |
allah muhafaza |
heavens no! interj.
|
|
129 |
General |
muhafaza anlamına gelen bir son ek |
-stasis suf.
|
|
130 |
General |
belirli bir durumu muhafaza eden cihaz anlamına gelen bir son ek |
-stat suf.
|
|
Phrasals |
|
131 |
Phrasals |
muhafaza etmek |
hold out [obsolete] v.
|
|
132 |
Phrasals |
muhafaza etmek |
put up v.
|
|
133 |
Phrasals |
(bir şeyi) korunaklı bir şeyin içinde muhafaza etmek |
enclose (something) (with)in (something) v.
|
|
134 |
Phrasals |
bir yerde tutulmak/muhafaza edilmek |
go in v.
|
|
135 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyde/yerde) muhafaza etmek |
store (something) in (something or some place) v.
|
|
136 |
Phrasals |
biri için birini/bir şeyi muhafaza etmek |
keep someone or something for someone v.
|
|
137 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir şeyin altında muhafaza etmek |
keep someone or something under something v.
|
|
138 |
Phrasals |
(belli bir zamana) kadar muhafaza etmek |
keep until (some point in time) v.
|
|
139 |
Phrasals |
(bir şeyin/yerin) içinde muhafaza etmek |
keep within (something or some place) v.
|
|
140 |
Phrasals |
-in içinde muhafaza etmek |
enclose in v.
|
|
141 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) muhafaza etmek |
hang onto (someone or something) v.
|
|
142 |
Phrasals |
(bir şeyi) değiştirmemek/muhafaza etmek |
hold to (something) v.
|
|
143 |
Phrasals |
(bir şeydeki) yerini/hayatını muhafaza etmek |
maintain (oneself or someone) in (something) v.
|
|
144 |
Phrasals |
(bir şeyi biri/bir şey) için muhafaza etmek |
preserve (something) for (someone or something) v.
|
|
145 |
Phrasals |
için muhafaza etmek |
preserve for v.
|
|
146 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) muhafaza etmek |
retain (something) over (someone or something) v.
|
|
147 |
Phrasals |
üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) muhafaza etmek |
retain over v.
|
|
Phrases |
|
148 |
Phrases |
birinci vazifen, türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir |
your first duty is forever to preserve and to defend the turkish independence and the turkish republic expr.
|
|
149 |
Phrases |
buzdolabında muhafaza edin |
keep refrigerated expr.
|
|
150 |
Phrases |
soğuk muhafaza edin |
keep refrigerated expr.
|
|
151 |
Phrases |
soğuk ve kuru bir yerde muhafaza edin |
keep in a cool and dry place expr.
|
|
Colloquial |
|
152 |
Colloquial |
muhafaza etmek |
hang onto v.
|
|
153 |
Colloquial |
soğukkanlılığını muhafaza etmek |
keep a level head v.
|
|
154 |
Colloquial |
muhafaza edilmemiş |
scody [new zealand] adj.
|
|
155 |
Colloquial |
allah muhafaza |
god forfend expr.
|
|
Idioms |
|
156 |
Idioms |
itidalini muhafaza etmek |
hold one's temper v.
|
|
157 |
Idioms |
soğukkanlılığını muhafaza etmek |
have a level head v.
|
|
158 |
Idioms |
bir şeyi muhafaza etmek |
lay something up in lavender v.
|
|
159 |
Idioms |
soğukta tutulmak/muhafaza edilmek |
be on ice v.
|
|
160 |
Idioms |
buzda tutulmak/muhafaza edilmek |
be on ice v.
|
|
161 |
Idioms |
muhafaza etmek |
hang on v.
|
|
162 |
Idioms |
soğukkanlılığını muhafaza etmek |
keep (one's) hair on [uk] v.
|
|
163 |
Idioms |
itidalini muhafaza etmek |
keep temper v.
|
|
164 |
Idioms |
bir zamana kadar tutmak/muhafaza etmek |
keep until some time v.
|
|
Formal |
|
165 |
Formal |
muhafaza edilemez |
unmaintainable adj.
|
|
166 |
Formal |
muhafaza edilmemiş |
unmaintained adj.
|
|
Trade/Economic |
|
167 |
Trade/Economic |
bir malı sadece temlik amacıyla muhafaza eden yediemin |
bare trustee n.
|
|
168 |
Trade/Economic |
esham muhafaza hesabı |
custody account n.
|
|
169 |
Trade/Economic |
esham muhafaza hesabı |
custodian account n.
|
|
170 |
Trade/Economic |
fiyatları muhafaza |
price maintenance n.
|
|
171 |
Trade/Economic |
gümrük muhafaza memuru |
customshouse guard n.
|
|
172 |
Trade/Economic |
gümrük muhafaza memuru |
customs enforcement officer n.
|
|
173 |
Trade/Economic |
gümrük ve muhafaza memuru |
customs and enforcement officer n.
|
|
174 |
Trade/Economic |
gümrük muhafaza |
customs enforcement n.
|
|
175 |
Trade/Economic |
kasa muhafaza ücreti |
safe custody charges n.
|
|
176 |
Trade/Economic |
muhafaza süresi |
retention period n.
|
|
177 |
Trade/Economic |
muhafaza konşimentosu |
custody bill of lading n.
|
|
178 |
Trade/Economic |
muhafaza hizmeti sağlama |
custodianship n.
|
|
179 |
Trade/Economic |
muhafaza tedbirleri |
protective measures n.
|
|
180 |
Trade/Economic |
mevduat sahipleri ve mallarla değerleri konsinye muhafaza edenler |
depositors and consignors of goods and values n.
|
|
181 |
Trade/Economic |
menkul kıymetleri muhafaza eden kuruluş |
custodian n.
|
|
182 |
Trade/Economic |
satılan malların teslimi ambalajlama muhafaza ve sevk gibi satış hizmetleri |
handling services n.
|
|
183 |
Trade/Economic |
senet muhafaza hesabı |
custody account n.
|
|
184 |
Trade/Economic |
senet muhafaza hesabı |
custodian account n.
|
|
185 |
Trade/Economic |
sendika üyeliğini muhafaza etme |
maintenance of membership n.
|
|
186 |
Trade/Economic |
tahvilat muhafaza hesabı |
custodian account n.
|
|
187 |
Trade/Economic |
tahvilat muhafaza hesabı |
custody account n.
|
|
188 |
Trade/Economic |
teminat hakkı ile borçludan toplanan miktarın tek bir kişide muhafaza edilmesi |
impound n.
|
|
189 |
Trade/Economic |
ihraç edilmek üzere muhafaza etmek |
reserve for issuance v.
|
|
Law |
|
190 |
Law |
borcu muhafaza etmek için başkasının mülkü üzerindeki hak |
lien n.
|
|
191 |
Law |
kayıtların muhafaza edilmesi ve korunması |
maintenance and preservation of records n.
|
|
192 |
Law |
muhafaza hakkı |
right of retention n.
|
|
193 |
Law |
muhafaza amacı güden sözleşme |
contract for conservation n.
|
|
194 |
Law |
mülkiyeti muhafaza sözleşmesi |
reservation of title n.
|
|
195 |
Law |
mülkiyeti muhafaza kaydı |
reservation/retention of title clause n.
|
|
196 |
Law |
mülkiyeti muhafaza kaydı |
retention of title n.
|
|
197 |
Law |
muhafaza tedbirleri |
measures of conservation n.
|
|
198 |
Law |
muhafaza masrafı |
cost of maintenance n.
|
|
199 |
Law |
muhafaza masrafları |
upkeeping expenses n.
|
|
200 |
Law |
mülkiyeti muhafaza mukavelesi |
pact to reserve ownership n.
|
|
201 |
Law |
kraliyet tarafından atanan, bölgesinde barışı muhafaza etmekle yükümlü sivil memur |
justice of the peace [uk] n.
|
|
202 |
Law |
adli muhafaza altına alınmak |
be taken into the custody of the law v.
|
|
203 |
Law |
kanunsuz muhafaza etmek |
detain v.
|
|
Politics |
|
204 |
Politics |
abd göçmenlik ve gümrük muhafaza |
u.s. immigration and customs enforcement (i.c.e) n.
|
|
205 |
Politics |
abd gümrük ve sınır muhafaza birimi |
us customs and border protection n.
|
|
206 |
Politics |
çocukların muhafaza altına alınmasına ilişkin kararların infazı ve tanınmasına ve çocukların muhafaza altına alınmasının telafisine dair avrupa sözleşmesi |
european convention on recognition and enforcement of decisions concerning custody of children and on restoration of custody of children n.
|
|
207 |
Politics |
muhafaza etme |
retention n.
|
|
208 |
Politics |
gümrük muhafaza görevlisi |
revenuer [us] n.
|
|
209 |
Politics |
kayıt muhafaza personeli |
custodian of records n.
|
|
210 |
Politics |
kayıt muhafaza personeli |
records custodian n.
|
|
Institutes |
|
211 |
Institutes |
gümrükler muhafaza genel müdürlüğü |
directorate general of customs enforcement n.
|
|
212 |
Institutes |
gümrükler muhafaza genel müdürlüğü |
directorate general of customs enforcement n.
|
|
213 |
Institutes |
havalimanı gümrük muhafaza kaçakçılık ve istihbarat müdürlüğü |
airport customs enforcement smuggling and intelligence directorate n.
|
|
Industry |
|
214 |
Industry |
tabaklama için muhafaza etmek üzere yünü kırkılıp havayla kurutulmuş olan koyun postu |
slat n.
|
|
Technical |
|
215 |
Technical |
basınçlı suya karşı muhafaza |
protection against water pressure n.
|
|
216 |
Technical |
dış muhafaza |
outer casing n.
|
|
217 |
Technical |
dişli muhafaza kutusu |
gear housing n.
|
|
218 |
Technical |
dişli muhafaza kutusu kiti |
gear housing kit n.
|
|
219 |
Technical |
dişli muhafaza kutusu boşluğu |
gear housing material n.
|
|
220 |
Technical |
dolu muhafaza (buhar kazanları için söylenir) |
wet storage n.
|
|
221 |
Technical |
düz muhafaza |
flat guard n.
|
|
222 |
Technical |
dişli muhafaza kutusu kapağı |
gear housing cover n.
|
|
223 |
Technical |
direksiyon muhafaza |
steering panel n.
|
|
224 |
Technical |
dona karşı muhafaza |
protection against freezing n.
|
|
225 |
Technical |
erozyona karşı muhafaza |
protection against erosion n.
|
|
226 |
Technical |
görünümünü muhafaza etme |
appearance retention n.
|
|
227 |
Technical |
kılavuz muhafaza |
guide casing n.
|
|
228 |
Technical |
krank mili çevresindeki metal muhafaza |
crankcase n.
|
|
229 |
Technical |
koruyucu muhafaza |
protecting casing n.
|
|
230 |
Technical |
koruyucu muhafaza kiti |
safety cabinet kit n.
|
|
231 |
Technical |
kutu-muhafaza |
housing n.
|
|
232 |
Technical |
kontrplak muhafaza |
plywood sleeve n.
|
|
233 |
Technical |
muhafaza kavraması |
mantle grip n.
|
|
234 |
Technical |
muhafaza kapağı |
bonnet n.
|
|
235 |
Technical |
muhafaza kutusu |
protection box n.
|
|
236 |
Technical |
muhafaza parçası |
casing part n.
|
|
237 |
Technical |
muhafaza/taşıma araçları |
means of containment n.
|
|
238 |
Technical |
muhafaza plakası |
guard plate n.
|
|
239 |
Technical |
muhafaza korkuluğu |
guard rail n.
|
|
240 |
Technical |
muhafaza kilidi |
mantle glass n.
|
|
241 |
Technical |
muhafaza kapağı |
protection cover n.
|
|
242 |
Technical |
metal mahfaza/muhafaza |
metal housing n.
|
|
243 |
Technical |
muhafaza takviyesi |
shield plate n.
|
|
244 |
Technical |
muhafaza borusu |
regulator cover n.
|
|
245 |
Technical |
muhafaza yapısı |
protection structure n.
|
|
246 |
Technical |
muhafaza kutusu |
container n.
|
|
247 |
Technical |
muhafaza borulu sondaj deliği |
cased bore hole n.
|
|
248 |
Technical |
muhafaza etme |
protection n.
|
|
249 |
Technical |
muhafaza borusu ortalayıcısı |
casing centralizer n.
|
|
250 |
Technical |
muhafaza plakası |
casing plate n.
|
|
251 |
Technical |
muhafaza ünitesi |
casing unit n.
|
|
252 |
Technical |
muhafaza pulu |
felt washer n.
|
|
253 |
Technical |
muhafaza edici |
protector n.
|
|
254 |
Technical |
muhafaza yapısı |
protective structure n.
|
|
255 |
Technical |
muhafaza boruları |
casing tubes n.
|
|
256 |
Technical |
muhafaza mobilyası |
storage furniture n.
|
|
257 |
Technical |
muhafaza kazığı |
guard stake n.
|
|
258 |
Technical |
neme karşı muhafaza |
protection against moisture n.
|
|
259 |
Technical |
oyulmaya karşı muhafaza |
protection against scour n.
|
|
260 |
Technical |
otomatik bagaj muhafaza yeri |
automatic baggage locker n.
|
|
261 |
Technical |
poliüretan ısı izolasyonu ve polietilen dış muhafaza |
polyurethane thermal insulation and outer casing of polyethylene n.
|
|
262 |
Technical |
polietilen dış muhafaza |
outer casing of polyethylene n.
|
|
263 |
Technical |
rafta muhafaza |
in rack storage n.
|
|
264 |
Technical |
sahil muhafaza |
coast guard n.
|
|
265 |
Technical |
soğuk muhafaza |
cold storage n.
|
|
266 |
Technical |
soğuk havada muhafaza edilen yük |
refrigerated cargo n.
|
|
267 |
Technical |
sürgülü muhafaza |
slide casing n.
|
|
268 |
Technical |
telleri muhafaza eden boru |
conduit n.
|
|
269 |
Technical |
veri muhafaza odası |
data room n.
|
|
270 |
Technical |
volant muhafaza |
bell housing n.
|
|
271 |
Technical |
yarım muhafaza |
casing half n.
|
|
272 |
Technical |
yangın güvenliği muhafaza kabini |
fire safety storage cabinet n.
|
|
273 |
Technical |
istiridye yumurtasını yakalayıp muhafaza etmek için kullanılan bir tür kutu benzeri yapı |
ruche n.
|
|
274 |
Technical |
muhafaza etmek |
conserve v.
|
|
275 |
Technical |
muhafaza etmek |
secure v.
|
|
276 |
Technical |
mevcut durumu muhafaza etmek |
hold v.
|
|
277 |
Technical |
mevcut durumu muhafaza etmek |
maintain v.
|
|
278 |
Technical |
kaynama noktasının altında muhafaza etmek |
simmer v.
|
|
279 |
Technical |
muhafaza edilmiş |
protected adj.
|
|
280 |
Technical |
muhafaza edici |
protective adj.
|
|
Computer |
|
281 |
Computer |
dosya içindeki verileri silerek dosya yapısını muhafaza eden bir komut |
zap n.
|
|
282 |
Computer |
özel muhafaza prosedürü |
scp (special containment procedure) n.
|
|
Telecom |
|
283 |
Telecom |
kablo muhafaza borusu |
cable protection pipe n.
|
|
Mechanic |
|
284 |
Mechanic |
torna tezgahında kurşun vida dişlilerini koruyan muhafaza |
apron n.
|
|
285 |
Mechanic |
helikopter rotor hızının otomatik olarak muhafaza edildiği kontrol modu |
rotor governing mode n.
|
|
Construction |
|
286 |
Construction |
polietilen dış muhafaza |
outer casing of polyethylene n.
|
|
287 |
Construction |
muhafaza edilen suyun derinliğini artırmak için baraj tepesinde bulunan levha |
flashboard n.
|
|
288 |
Construction |
muhafaza edilen suyun derinliğini artırmak için baraj tepesinde bulunan levha |
flashboarding n.
|
|
Woodworking |
|
289 |
Woodworking |
muhafaza ormanı |
protection forest n.
|
|
Furniture |
|
290 |
Furniture |
büro muhafaza mobilyası |
office storage furniture n.
|
|
291 |
Furniture |
muhafaza mobilyası |
storage furniture n.
|
|
Automotive |
|
292 |
Automotive |
ara muhafaza |
intermediate housing n.
|
|
293 |
Automotive |
ayna muhafaza trimi |
mirror cover trim n.
|
|
294 |
Automotive |
boya muhafaza odası |
paint storage room n.
|
|
295 |
Automotive |
debriyaj muhafaza kapağı |
clutch cover n.
|
|
296 |
Automotive |
havalandırmasız muhafaza |
non-ventilated enclosure n.
|
|
297 |
Automotive |
kayan muhafaza |
sliding capsule n.
|
|
298 |
Automotive |
kauçuk muhafaza |
convoluted rubber gaiter n.
|
|
299 |
Automotive |
motor kablo donanımı muhafaza borusu |
engine wiring loom n.
|
|
300 |
Automotive |
muhafaza şaşısı |
case ground n.
|
|
301 |
Automotive |
muhafaza örtüsü |
storage net n.
|
|
302 |
Automotive |
muhafaza ömrü |
storage life n.
|
|
303 |
Automotive |
muhafaza kutusu |
storage box n.
|
|
304 |
Automotive |
muhafaza ve contalar |
housing and seals n.
|
|
305 |
Automotive |
pinyon rulman muhafaza şimi |
pinion bearing cage shims n.
|
|
306 |
Automotive |
pinyon mlman muhafaza şimi |
pinion bearing cage shims n.
|
|
307 |
Automotive |
plastik muhafaza |
plastic cover n.
|
|
308 |
Automotive |
rulmanlar ve muhafaza |
bearings and housings n.
|
|
309 |
Automotive |
radyatör monte/muhafaza |
radiator mounting/retention n.
|
|
310 |
Automotive |
spiral muhafaza |
spiral casing n.
|
|
311 |
Automotive |
triger kayışı muhafaza kapağı |
timing belt cover n.
|
|
312 |
Automotive |
volan ve kavrama mekanizmasını çevreleyen dökme demir veya alüminyumdan yapılmış muhafaza |
clutch housing n.
|
|
313 |
Automotive |
yağ muhafaza halkası |
oil thrower n.
|
|
314 |
Automotive |
vites kolu muhafaza ünitesi |
selector housing assembly n.
|
|
Transportation |
|
315 |
Transportation |
demiryoluyla taşıma sırasında hayvan muhafaza alanının kullanılması |
yardage n.
|
|
316 |
Transportation |
demiryoluyla taşıma sırasında hayvan muhafaza alanı kullanımı için alınan ücret |
yardage n.
|
|
317 |
Transportation |
borda ve yük koruma tahtalarıyla kapatılıp gelecekte kullanılmak üzere ambarların altında muhafaza edilen gemi kargosu |
flatted cargo n.
|
|
Traffic |
|
318 |
Traffic |
kasaba veya kent tarafından muhafaza edilen otoyol |
township road n.
|
|
Railway |
|
319 |
Railway |
demiryolu taşıtlarının muhafaza veya park edildiği küçük manevra hattı |
layby n.
|
|
320 |
Railway |
demiryolu taşıtlarının muhafaza veya park edildiği küçük manevra hattı |
layby n.
|
|
Aeronautic |
|
321 |
Aeronautic |
muhafaza içine yerleştirme |
encapsulation n.
|
|
322 |
Aeronautic |
otomatik bagaj muhafaza yeri |
automatic baggage locker n.
|
|
323 |
Aeronautic |
mevcut durumu muhafaza etmek |
hold v.
|
|
Marine |
|
324 |
Marine |
çelik muhafaza tipli yapılar |
steel jacket-type structure n.
|
|
325 |
Marine |
taranan çamurlu suyun dağılmasını engelleyen muhafaza |
slurry shield n.
|
|
326 |
Marine |
silahlı gümrük muhafaza görevlisi |
revenuer [us] n.
|
|
327 |
Marine |
gümrük muhafaza gemisi |
revenuer n.
|
|
328 |
Marine |
(gemiyi) bağlayıp muhafaza etmek |
lash down v.
|
|
Petrol |
|
329 |
Petrol |
delme petrol kuyusunda yüzeye çıkmayan muhafaza |
liner n.
|
|
330 |
Petrol |
kuyu sondajında boru, çubuk veya muhafaza çıkarma işlemi |
breakout n.
|
|
Medical |
|
331 |
Medical |
çocukların erişemeyeceği yerlerde muhafaza ediniz |
keep out of reach of children n.
|
|
332 |
Medical |
çocukların erişemeyeceği bir yerde muhafaza ediniz |
keep out of reach of children n.
|
|
333 |
Medical |
çocukların erişemeyeceği şekilde muhafaza ediniz |
keep out of reach of children n.
|
|
334 |
Medical |
iyi koşullarda muhafaza edilmemiş deniz mahsüllerinden meydana gelen besin zehirlenmesi |
scombroid n.
|
|
335 |
Medical |
sağlık muhafaza alanı |
hygienics n.
|
|
336 |
Medical |
yalnızca solunumsal hareketlilik hissetmesi ile oksijeni muhafaza eden bir alet |
demand oxygen delivery device n.
|
|
337 |
Medical |
muhafaza etmek |
conserve v.
|
|
Physiology |
|
338 |
Physiology |
muhafaza edilen |
depot adj.
|
|
Printing |
|
339 |
Printing |
kullanılan baskı harfini muhafaza etmek |
stand v.
|
|
Food Engineering |
|
340 |
Food Engineering |
dondurulmuş gıda muhafaza dolabı |
frozen food storage cabinet n.
|
|
341 |
Food Engineering |
soğutarak muhafaza edilmiş ve kurutulmuş |
freeze-dried adj.
|
|
342 |
Food Engineering |
sonradan tüketim için muhafaza edilmemiş |
fresh adj.
|
|
Gastronomy |
|
343 |
Gastronomy |
pişmiş yemekleri vakumlu poşetlere koyup tükeninceye kadar muhafaza tekniği |
sous vides n.
|
|
344 |
Gastronomy |
uzun süreli kullanım için muhafaza edilmemiş gıda |
fresh foods n.
|
|
345 |
Gastronomy |
tuzlu suda muhafaza etmek |
brine v.
|
|
346 |
Gastronomy |
(etin dış kısmını) iç kısmındaki suyu muhafaza etmek için şiddetli ısıya maruz bırakmak |
seal v.
|
|
Physics |
|
347 |
Physics |
elektrik enerjini muhafaza eden ve daha sonra açığa çıkaran transparan malzeme |
electrofluor n.
|
|
348 |
Physics |
(nükleer santralde) nükleer reaktörü çevresine kaza anında radyoaktif madde salınımını önleyen muhafaza |
containment n.
|
|
349 |
Physics |
(rölativistik kuantum mekaniği) klasik fizik ögelerini muhafaza eden yaklaşımlar ile ilgili |
semiclassical adj.
|
|
Biology |
|
350 |
Biology |
alkolde muhafaza edilen biyolojik numune |
alcoholic n.
|
|
351 |
Biology |
muhafaza etmek veya çoğaltmak için organik yapıların içine yerleştirildiği sıvı veya katı madde |
medium n.
|
|
352 |
Biology |
(belirli bir amaç için muhafaza edilen) canlı organizma yığını |
stabilate n.
|
|
353 |
Biology |
(muhafaza ve inceleme için) numune hazırlamak |
set v.
|
|
354 |
Biology |
(muhafaza ve inceleme için) örnek hazırlamak |
set v.
|
|
355 |
Biology |
(canlı dokuyu) çok düşük sıcaklıkta muhafaza etmek |
cryopreserve v.
|
|
356 |
Biology |
düşük sıcaklıkta muhafaza hasarına karşı koruyan |
cryoprotective adj.
|
|
Astronomy |
|
357 |
Astronomy |
kişinin soğuk bir kabinde vücudu muhafaza edilerek hiç yaşlanmadan uyutulması |
cryosleep n.
|
|
358 |
Astronomy |
kişinin soğuk bir kabinde vücudu muhafaza edilerek hiç yaşlanmadan uyutulması |
cryogenic sleep n.
|
|
Zoology |
|
359 |
Zoology |
hayvanın orijinal veya yapay kafatasının üzerine konmak üzere muhafaza edilen kafa veya boyun derisi |
scalp [scotland] n.
|
|
Botanic |
|
360 |
Botanic |
kışın tomurcuklarını yüzeyin altındaki çamurda muhafaza eden çok yıllık bataklık bitkilerine verilen ad |
helophyte n.
|
|
Agriculture |
|
361 |
Agriculture |
çiftliğin yanında bulunan ekinlerin muhafaza edildiği etrafı çevrili alan |
haggard [dialect] n.
|
|
362 |
Agriculture |
samanlıkta muhafaza edilen saman |
haymow n.
|
|
Breeding |
|
363 |
Breeding |
sığırları muhafaza etmek için inşa edilmiş bina |
neathouse n.
|
|
364 |
Breeding |
güvenle muhafaza etmek |
fank v.
|
|
Apiculture |
|
365 |
Apiculture |
(balı, poleni) kovanda muhafaza etmek |
hive v.
|
|
Forestry |
|
366 |
Forestry |
orman muhafaza memuru |
firewarden [us] n.
|
|
Fishery |
|
367 |
Fishery |
ıstakoz veya yakalanan diğer canlıların muhafaza edildiği sepet benzeri kafes |
corf [uk] n.
|
|
History |
|
368 |
History |
ingiliz arşivindeki evrak muhafaza dairesi |
hanaper office n.
|
|
369 |
History |
kral'ın mührünü muhafaza eden ve resmi belgelere basma yetkisi bulunan eski bir ingiliz kraliyet görevlisi |
lord keeper n.
|
|
Religious |
|
370 |
Religious |
şehitlere ait kutsal emanetlerin muhafaza edildiği yer |
martyrium n.
|
|
371 |
Religious |
musa hukukunun bazı koşullarını muhafaza edip kalanını modern şartlara uyduran yahudi |
conservative jew n.
|
|
372 |
Religious |
geleneksel yahudi dininin temel unsurlarını muhafaza eden ve dini uygulamaların modernleştirilmesi konusunda esneklik barındıran bir hareket |
conservative judaism n.
|
|
373 |
Religious |
(altarda) dini kalıntıların muhafaza edildiği kutu |
sepulcher [us] n.
|
|
374 |
Religious |
bazı kiliselerde rahip ve koronun bulunduğu bölümün kuzey cephesinde yer alan ve eskiden kutsal objelerin muhafaza edildiği sığ girinti |
sepulcher [us] n.
|
|
375 |
Religious |
(altarda) dini kalıntıların muhafaza edildiği kutu |
sepulchre [uk] n.
|
|
376 |
Religious |
bazı kiliselerde rahip ve koronun bulunduğu bölümün kuzey cephesinde yer alan ve eskiden kutsal objelerin muhafaza edildiği sığ girinti |
sepulchre [uk] n.
|
|
Environment |
|
377 |
Environment |
çok amaçlı metal muhafaza kabı |
multi-purpose canister n.
|
|
378 |
Environment |
muhafaza kazanı |
containment vessel n.
|
|
379 |
Environment |
muhafaza yapısı |
containment structure n.
|
|
380 |
Environment |
tabaka kazık muhafaza |
sheet pile revetment n.
|
|
381 |
Environment |
taşınabilir muhafaza |
container n.
|
|
Military |
|
382 |
Military |
belirtilen irtifalarda görerek uçuş şartlarını muhafaza edin ve trafik ayırımını kendiniz yapın |
maintain own separation and vmc n.
|
|
383 |
Military |
durum muhafaza kodu |
condition reservation code n.
|
|
384 |
Military |
evrak muhafaza süresi |
disposal standard n.
|
|
385 |
Military |
izinsiz ortada görünmeyenin geri getirilişindeki muhafaza masrafı |
guard's expense in returning absentee n.
|
|
386 |
Military |
kayıt muhafaza süresi |
disposal standard n.
|
|
387 |
Military |
muhafaza kabı |
container n.
|
|
388 |
Military |
muhafaza edilen diğer harp ihtiyat malzemeleri ihtiyacı |
other war reserve material requirement protectable n.
|
|
389 |
Military |
muhafaza edilebilen harp yedeği malzeme ihtiyacı |
war reserve materiel requirement protectable n.
|
|
390 |
Military |
muhabere ile ilgili gizli dokümanları muhafaza eden ve mali teftişini yapan ünite |
subaccount n.
|
|
391 |
Military |
muhafaza personeli |
custodial personnel n.
|
|
392 |
Military |
muhafaza terk durumu |
caretaker status n.
|
|
393 |
Military |
pist istikametini muhafaza edin |
maintain runway heading n.
|
|
394 |
Military |
refakat muhafaza sistemi |
escort system n.
|
|
395 |
Military |
su üstünde muhafaza |
wet storage n.
|
|
Hunting |
|
396 |
Hunting |
muhafaza edilen önleme tekniği |
sustained lead n.
|
|
397 |
Hunting |
topların muhafaza edildiği alan |
shot locker n.
|
|
Photography |
|
398 |
Photography |
fotografik lens sisteminin optik bileşenlerini içinde barındıran muhafaza |
barrel n.
|
|
Librarianship |
|
399 |
Librarianship |
dikey muhafaza edilen broşür, resim, kırpıntı koleksiyonu |
vertical file n.
|
|
Archaic |
|
400 |
Archaic |
muhafaza eden şey |
conservative n.
|
|
401 |
Archaic |
muhafaza eden kimse |
fautor n.
|
|
402 |
Archaic |
muhafaza etmek |
enshield v.
|
|
403 |
Archaic |
muhafaza etmek |
overshadow v.
|
|
404 |
Archaic |
yıl boyunca muhafaza etmek |
overyear v.
|
|
Slang |
|
405 |
Slang |
muhafaza kabı |
growler n.
|
|
Star Wars |
|
406 |
Star Wars |
arazisel saldırı muhafaza vasıtası (as-ma) |
all terrain attack pod (at-ap) n.
|
|
407 |
Star Wars |
arazisel savunma muhafaza vasıtası (as-mv) |
all terrain defense pod (at-dp) n.
|
|