muhafaza etmek - Turkish English Dictionary

muhafaza etmek

Meanings of "muhafaza etmek" in English Turkish Dictionary : 34 result(s)

Turkish English
Common Usage
muhafaza etmek preserve v.
I always preserve greens in an air-tight container.
Yeşillikleri her zaman hava geçirmez bir kapta muhafaza ederim.

More Sentences
muhafaza etmek conserve v.
We need to conserve water.
Suyu muhafaza etmemiz gerekiyor.

More Sentences
General
muhafaza etmek retain v.
I retain most of my files on my computer's hard drive.
Dosyalarımın çoğunu bilgisayarımın sabit diskinde muhafaza ediyorum.

More Sentences
muhafaza etmek hold v.
That is why we want to hold on to this Statute as it stands.
İşte bu yüzden bu Tüzüğü olduğu gibi muhafaza etmek istiyoruz.

More Sentences
muhafaza etmek protect v.
In addition, Vietnam must protect, safeguard and guarantee human rights.
Ayrıca Vietnam insan haklarını korumalı, muhafaza etmeli ve güvence altına almalıdır.

More Sentences
muhafaza etmek conserve v.
Tom wanted to conserve water.
Tom suyu muhafaza etmek istedi.

More Sentences
muhafaza etmek maintain v.
I think that this principle, proposed by the Commission, should be maintained.
Komisyon tarafından önerilen bu ilkenin muhafaza edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

More Sentences
Law
muhafaza etmek keep v.
As far as I am concerned, this work should be kept more or less unchanged.
Bana kalırsa, bu çalışma aşağı yukarı hiç değiştirilmeden muhafaza edilmelidir.

More Sentences
muhafaza etmek retain v.
I prefer to retain a national foreign policy and work through NATO.
Ulusal bir dış politikayı muhafaza etmeyi ve NATO aracılığıyla çalışmayı tercih ediyorum.

More Sentences
Technical
muhafaza etmek preserve v.
I should like to thank Parliament for its very strong interest in safeguarding and preserving the ICC.
Parlamento'ya UCM'nin korunması ve muhafaza edilmesine gösterdiği güçlü ilgi için teşekkür etmek isterim.

More Sentences
muhafaza etmek keep v.
All the papers were taped up and kept in the safe.
Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi.

More Sentences
General
muhafaza etmek store v.
muhafaza etmek uphold v.
muhafaza etmek save v.
muhafaza etmek take care of v.
muhafaza etmek observe v.
muhafaza etmek cherish v.
muhafaza etmek insure v.
muhafaza etmek wite v.
muhafaza etmek hod [dialect] v.
muhafaza etmek inshrine v.
muhafaza etmek fossilise v.
muhafaza etmek fossilize v.
muhafaza etmek sklere v.
muhafaza etmek sport v.
Phrasals
muhafaza etmek hold out [obsolete] v.
muhafaza etmek put up v.
Colloquial
muhafaza etmek hang onto v.
Idioms
muhafaza etmek hang on v.
Technical
muhafaza etmek secure v.
muhafaza etmek conserve v.
Medical
muhafaza etmek conserve v.
Archaic
muhafaza etmek enshield v.
muhafaza etmek overshadow v.

Meanings of "muhafaza etmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 59 result(s)

Turkish English
General
tuz muhafaza etmek için olan bir kutu saltbox n.
itidalini muhafaza etmek keep one's temper v.
garajda muhafaza etmek garage v.
tuz ile muhafaza etmek salta v.
standartı muhafaza etmek maintain the standard v.
soğukkanlılığını muhafaza etmek keep one's shirt v.
soğukkanlılığını muhafaza etmek keep one's hair v.
buzdolabında muhafaza etmek store in a refrigerator v.
yerini muhafaza etmek maintain v.
(yiyeceği) kurutarak muhafaza etmek desiccate v.
güzelce muhafaza etmek desk v.
buz üstünde muhafaza etmek ice v.
(zamanı geçmiş bir fikri, kurumu) işlevsiz olduğu halde muhafaza etmek mummify v.
kış boyu muhafaza etmek overwinter v.
muhafaza etmek üzere ayırmak commit v.
belirli bir koşulda muhafaza etmek possess v.
durumunu muhafaza etmek sit v.
(yiyecekleri) dondurarak muhafaza etmek freeze v.
nispeten kalıcı ve değişmez formda muhafaza etmek freeze v.
Phrasals
(bir şeyi) korunaklı bir şeyin içinde muhafaza etmek enclose (something) (with)in (something) v.
(bir şeyi bir şeyde/yerde) muhafaza etmek store (something) in (something or some place) v.
biri için birini/bir şeyi muhafaza etmek keep someone or something for someone v.
birini/bir şeyi bir şeyin altında muhafaza etmek keep someone or something under something v.
(belli bir zamana) kadar muhafaza etmek keep until (some point in time) v.
(bir şeyin/yerin) içinde muhafaza etmek keep within (something or some place) v.
-in içinde muhafaza etmek enclose in v.
(birini/bir şeyi) muhafaza etmek hang onto (someone or something) v.
(bir şeyi) değiştirmemek/muhafaza etmek hold to (something) v.
(bir şeydeki) yerini/hayatını muhafaza etmek maintain (oneself or someone) in (something) v.
(bir şeyi biri/bir şey) için muhafaza etmek preserve (something) for (someone or something) v.
için muhafaza etmek preserve for v.
(birinin/bir şeyin) üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) muhafaza etmek retain (something) over (someone or something) v.
üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) muhafaza etmek retain over v.
Colloquial
soğukkanlılığını muhafaza etmek keep a level head v.
Idioms
itidalini muhafaza etmek hold one's temper v.
soğukkanlılığını muhafaza etmek have a level head v.
bir şeyi muhafaza etmek lay something up in lavender v.
soğukkanlılığını muhafaza etmek keep (one's) hair on [uk] v.
itidalini muhafaza etmek keep temper v.
bir zamana kadar tutmak/muhafaza etmek keep until some time v.
Trade/Economic
ihraç edilmek üzere muhafaza etmek reserve for issuance v.
Law
borcu muhafaza etmek için başkasının mülkü üzerindeki hak lien n.
kanunsuz muhafaza etmek detain v.
Industry
tabaklama için muhafaza etmek üzere yünü kırkılıp havayla kurutulmuş olan koyun postu slat n.
Technical
istiridye yumurtasını yakalayıp muhafaza etmek için kullanılan bir tür kutu benzeri yapı ruche n.
mevcut durumu muhafaza etmek maintain v.
kaynama noktasının altında muhafaza etmek simmer v.
mevcut durumu muhafaza etmek hold v.
Aeronautic
mevcut durumu muhafaza etmek hold v.
Marine
(gemiyi) bağlayıp muhafaza etmek lash down v.
Printing
kullanılan baskı harfini muhafaza etmek stand v.
Gastronomy
tuzlu suda muhafaza etmek brine v.
(etin dış kısmını) iç kısmındaki suyu muhafaza etmek için şiddetli ısıya maruz bırakmak seal v.
Biology
muhafaza etmek veya çoğaltmak için organik yapıların içine yerleştirildiği sıvı veya katı madde medium n.
(canlı dokuyu) çok düşük sıcaklıkta muhafaza etmek cryopreserve v.
Breeding
sığırları muhafaza etmek için inşa edilmiş bina neathouse n.
güvenle muhafaza etmek fank v.
Apiculture
(balı, poleni) kovanda muhafaza etmek hive v.
Archaic
yıl boyunca muhafaza etmek overyear v.