nezaket - Turkish English Dictionary

nezaket

Meanings of "nezaket" in English Turkish Dictionary : 76 result(s)

Turkish English
Common Usage
nezaket kindness n.
Kindness wizards, while very rare, are extremely powerful.
Nezaket sihirbazları çok nadir olmakla birlikte son derece güçlüdür.

More Sentences
nezaket politeness n.
Wherever I have gone I have met unfailing courtesy and politeness.
Gittiğim her yerde sonsuz bir nezaket ve kibarlıkla karşılaştım.

More Sentences
nezaket courtesy n.
I expect the same courtesy from you.
Aynı nezaketi sizden de bekliyorum.

More Sentences
nezaket grace n.
He did not even have the grace to apologize.
Özür dileme nezaketini bile göstermedi.

More Sentences
nezaket tact n.
You don't always have to say what's on your mind; sometimes tact trumps candor.
Aklınızdan geçenleri her zaman söylemek zorunda değilsiniz; bazen nezaket açık sözlülüğe üstün gelir.

More Sentences
General
nezaket consideration n.
The Commission listens to such views and gives them proper courteous consideration.
Komisyon bu tür görüşleri dinler ve gerekli nezaketi gösterir.

More Sentences
nezaket courtesy n.
I did not even receive a courtesy reply to my protest.
İtirazıma nezaketen bir cevap bile alamadım.

More Sentences
nezaket gallantry n.
He showed gallantry by holding the door open for the lady.
Kadına kapıyı açarak nezaket gösterdi.

More Sentences
nezaket decency n.
Where in the EU Member States does political decency begin and end?
AB Üye Devletlerinde siyasi nezaket nerede başlar ve nerede biter?

More Sentences
nezaket graciousness n.
I appreciate your graciousness and efforts on my behalf.
Nezaketiniz ve benim adıma gösterdiğiniz çabalar için minnettarım.

More Sentences
nezaket civility n.
The heated argument lacked any sense of civility.
Hararetli olan bu tartışmada nezakete yer yoktu.

More Sentences
Common Usage
nezaket kindship n.
General
nezaket purity n.
nezaket comity n.
nezaket urbanity n.
nezaket chivalry n.
nezaket suavity n.
nezaket elegancy n.
nezaket obligingness n.
nezaket refinement n.
nezaket attention n.
nezaket keenness n.
nezaket attentiveness n.
nezaket complaisance n.
nezaket mildness n.
nezaket polish n.
nezaket devoirs n.
nezaket dainty n.
nezaket kindnesses n.
nezaket affableness n.
nezaket gentleness n.
nezaket daintiness n.
nezaket delicacy n.
nezaket gracefulness n.
nezaket grace n.
nezaket sweetness n.
nezaket urbaneness n.
nezaket decorum n.
nezaket kindliness n.
nezaket affability n.
nezaket courteousness n.
nezaket suaveness n.
nezaket good breeding n.
nezaket accomplishment n.
nezaket agreeability n.
nezaket agreeableness n.
nezaket ceremony n.
nezaket refinedness n.
nezaket nicety n.
nezaket the light of the countenance n.
nezaket thought n.
nezaket aloha [hawaiian] n.
nezaket eutrapelia n.
nezaket eutrapely n.
nezaket bienseance n.
nezaket mannerliness n.
nezaket loving-kindness n.
nezaket gentlesse [obsolete] n.
nezaket chivalrousness n.
nezaket daintrel n.
nezaket delicatesse n.
nezaket gratuity n.
nezaket complacence [obsolete] n.
nezaket devoir n.
nezaket courtship [obsolete] n.
nezaket pleasance [obsolete] n.
nezaket prevenancy [obsolete] n.
nezaket mannerly adj.
nezaket attentive adj.
nezaket couth adj.
nezaket mutually adv.
Idioms
nezaket common decency n.
nezaket savoir-faire n.
Politics
nezaket comity n.
Latin
nezaket beneficium n.
Archaic
nezaket benefit n.

Meanings of "nezaket" with other terms in English Turkish Dictionary : 72 result(s)

Turkish English
General
nezaket kumkuması prissy adj.
The prissy man was shocked by her remarks.
Nezaket kumkuması adam onun sözleri karşısında şok oldu.

More Sentences
Common Usage
nezaket kuralları rules of courtesy n.
General
yapmacıklı nezaket unction n.
resmi nezaket kuralları protocol n.
edebiyatta nezaket courtesy in literature n.
ince bir nezaket tact n.
nezaket ziyareti visit of courtesy n.
nezaket ziyareti courtesy call n.
nezaket ziyareti courtesy visit n.
nezaket duygusu sense of decency n.
nezaket çevirisi courtesy translation n.
müstesna nezaket especial courtesy n.
mesleki nezaket professional courtesy n.
insanların genellikle göstermesi beklenen nezaket common courtesy n.
öz nezaket self-kindness n.
nezaket ifadeleri courtesy statements n.
nezaket kuralları courtesy rules n.
toplumsal nezaket kuralları amenities n.
nezaket yoksunluğu uncourtliness n.
bir parça nezaket an ounce of decency n.
nezaket kuralları etiquette n.
misafire gösterilen saygı ve nezaket honor n.
evli olmayan kadınların soyadının önüne konulan bir nezaket unvanı mrs [obsolete] n.
evli olmayan kadınların soyadının önüne konulan bir nezaket unvanı mrs. [obsolete] n.
aşırı nezaket overkindness n.
sonsuz nezaket ve cömertlik omnibenevolence n.
sosyal nezaket social courtesy n.
rütbe veya makam farklılıklarını geçici olarak yok sayarak aşağı seviyedekilere gösterilen nezaket condescendingness n.
nezaket beklemek expect courtesy v.
birini nezaket ve içtenlikle karşılamak give someone a warm welcome v.
nezaket göstermek show courtesy v.
nezaket göstermek accourt [obsolete] v.
nezaket göstermek notice v.
(birine) beceri, nezaket, övme ile istediğini yaptırmak manage v.
himaye veya nezaket için refakat etmiş escorted adj.
nezaket sahibi graceful adj.
yaşla ve tecrübe ile yumuşaklık, nezaket veya iyiliğe erişmiş mellow adj.
nezaket kumkuması prissy adj.
nezaket gereği as a matter of courtesy adv.
nezaket göstermeden unpolitely adv.
Phrases
nezaket gereği for decency's sake expr.
Proverb
nezaket seni incitmez courtesy costs nothing
nezaket seni incitmez civility costs nothing
Colloquial
nezaket göstermemek do the dirty on [uk] v.
Idioms
nezaket/görgü kurallarını ihlal etme breach of decorum n.
adap/nezaket dışı davranış breach of decorum n.
nezaket/görgü kurallarını ihlal etme breach of etiquette n.
adap/nezaket dışı davranış breach of etiquette n.
'-kadar nezaket basic decency n.
'-kadar nezaket common decency n.
herkesçe benimsenen nezaket kuralı basic decency n.
birine nezaket ziyaretinde bulunmak make a courtesy call on someone v.
birine nezaket ziyaretinde bulunmak pay a courtesy call on someone v.
birine nezaket ziyaretinde bulunmak pay a courtesy visit on v.
nezaket/görgü kurallarını unutmak forget one's manners v.
nezaketen/nezaket icabı davet etmek invite someone out of courtesy v.
nezaket ziyaretinde bulunmak make your number v.
nezaket/görgü kurallarını unutmak forget manners v.
nezaketen/nezaket icabı out of courtesy expr.
(birine) nezaket icabı out of courtesy (to someone) expr.
zerre kadar saygı/nezaket yok not a spark of decency expr.
Speaking
çocukların bir şey isterken lütfen kelimesini söylemeyi unuttukları zaman onlara annesi/babası tarafından nezaket kurallarını hatırlatmak için söylenen burada ne söylüyorduk anlamına gelen ifade what's the magic word? expr.
Politics
milletlerarası nezaket comity of nations n.
nezaket ziyareti courtesy visit n.
nezaket ziyareti courtesy call n.
nezaket ziyareti visit of courtesy n.
nezaket ziyaretinde bulunmak pay a courtesy visit to v.
nezaket ziyareti yapmak pay a courtesy visit to v.
insanlarla münasebet kurarken nezaket gösteren diplomatical adj.
Computer
nezaket kredisi courtesy credit n.
Social Sciences
nezaket kuralları etiquette n.
Archaic
aşırı nezaket curiosity n.