|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
miras olarak almak |
inherit v.
|
|
Tom inherited all of his father's property.
Tom babasının tüm varlığını miras olarak aldı.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
sonuç olarak |
as a result adv.
|
|
What we have as a result is the unnecessary fragmentation of legislation on GMOs.
Sonuç olarak elimizde GDO'larla ilgili mevzuatın gereksiz yere parçalara bölünmesi var.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
genel olarak |
in general adv.
|
|
I think, in general, that it is one of our very major tasks to continue to keep these issues on the agenda.
Genel olarak, bu konuları gündemde tutmaya devam etmenin bizim en önemli görevlerimizden biri olduğunu düşünüyorum.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
sonuç olarak |
consequently adv.
|
|
Consequently, there is an urgent need for an effective inspection system to monitor final destinations.
Sonuç olarak, nihai varış noktalarının izlenmesi için etkili bir denetim sistemine acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
genel olarak |
generally adv.
|
|
It is not therefore a case of voters generally believing women not to be up to scratch.
Dolayısıyla bu durum, seçmenlerin genel olarak kadınların yeterli olmadığına inanmalarından kaynaklanmıyor.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
kasıtlı olarak |
on purpose adv.
|
|
It is obvious that this system has been implemented on purpose.
Bu sistemin kasıtlı olarak uygulandığı açıktır.
More Sentences
|
7 |
Common Usage |
yaklaşık olarak |
approximately adv.
|
|
Dogs breathe approximately 30 times a minute.
Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.
More Sentences
|
8 |
Common Usage |
eşit olarak |
equally adv.
|
|
They must feel sure that their rights are fully and equally respected everywhere.
Haklarına her yerde tam ve eşit olarak saygı gösterildiğinden emin olmalıdırlar.
More Sentences
|
9 |
Common Usage |
ayrı olarak |
separately adv.
|
|
But this cannot be dealt with separately.
Ancak bu ayrı olarak ele alınamaz.
More Sentences
|
10 |
Common Usage |
doğal olarak |
naturally adv.
|
|
Naturally, the Security Council, in order to be effective, must not automatically exclude any hypotheses.
Doğal olarak Güvenlik Konseyi, etkili olabilmek için hiçbir hipotezi otomatik olarak dışlamamalıdır.
More Sentences
|
11 |
Common Usage |
yaklaşık olarak |
roughly adv.
|
|
I'm roughly the same weight as I was at this time last year.
Yaklaşık olarak geçen yıl bu zamanlar olduğum kilodayım.
More Sentences
|
12 |
Common Usage |
düzenli olarak |
regularly adv.
|
|
Mass-scale political strikes regularly bring life in Bangladesh to a standstill.
Büyük çaplı siyasi grevler Bangladeş'te hayatı düzenli olarak durma noktasına getiriyor.
More Sentences
|
|
13 |
Common Usage |
geçici olarak |
temporarily adv.
|
|
This is a case where, temporarily, compensation may enable a solution to be found.
Bu, geçici olarak tazminatın bir çözüm bulunmasını sağlayabileceği bir durumdur.
More Sentences
|
14 |
Common Usage |
ilk olarak |
first of all adv.
|
|
The boy told his mother about it first of all when he got home.
Çocuk eve döndüğünde ilk olarak annesine anlattı.
More Sentences
|
15 |
Common Usage |
acil olarak |
urgently adv.
|
|
I ask the President of Parliament to consider this very urgently.
Meclis Başkanı'ndan bunu çok acil olarak değerlendirmesini rica ediyorum.
More Sentences
|
16 |
Common Usage |
otomatik olarak |
automatically adv.
|
|
Naturally, the Security Council, in order to be effective, must not automatically exclude any hypotheses.
Doğal olarak Güvenlik Konseyi, etkili olabilmek için hiçbir hipotezi otomatik olarak dışlamamalıdır.
More Sentences
|
17 |
Common Usage |
bütün olarak |
as a whole adv.
|
|
In the enlarged Union the Structural Funds as a whole will play a very significant role.
Genişleyen Birlik içerisinde Yapısal Fonlar bir bütün olarak çok önemli bir rol oynayacaktır.
More Sentences
|
General |
|
18 |
General |
alan (soyut olarak) |
purview n.
|
|
That is outside my purview.
Bu benim alanımın dışında.
More Sentences
|
19 |
General |
öğle yemeği (davet olarak verilen) |
luncheon n.
|
|
The luncheon was attended by prominent guests.
Öğle yemeğine önde gelen konuklar katıldı.
More Sentences
|
20 |
General |
kazanç (para olarak) |
winnings n.
|
|
Don't waste time counting your winnings.
Kazancınızı saymak için vakit kaybetmeyin.
More Sentences
|
21 |
General |
fiyat (teklif olarak verilen) |
quote n.
|
|
Quote me your best price.
En iyi fiyatını söyle.
More Sentences
|
22 |
General |
çorba kaşığı (ölçü birimi olarak) |
tablespoon n.
|
|
Tom adds a tablespoon of ground flaxseeds to his oatmeal every morning.
Tom her sabah yulaf ezmesine bir çorba kaşığı öğütülmüş keten tohumu ekliyor.
More Sentences
|
23 |
General |
tik (kereste olarak) |
teak n.
|
|
Teak is a tropical dark wood used for making furniture.
Tik, mobilya yapımında kullanılan tropikal koyu renkli bir ağaçtır.
More Sentences
|
24 |
General |
alan (bitki veya hayvanın doğal olarak yetiştiği) |
range n.
|
|
Discussion must range far and wide.
Tartışmalar çok geniş bir alana yayılmalıdır.
More Sentences
|
25 |
General |
istisna olarak |
as an exception n.
|
|
As an exception, I will give you fifteen seconds in which to ask your question.
Bir istisna olarak, sorunuzu sormanız için size on beş saniye vereceğim.
More Sentences
|
26 |
General |
tat (duyum olarak) |
flavor n.
|
|
As the sugar heats, the molecules break down and re-form into compounds with a characteristic color and flavor.
Şeker ısındıkça, moleküller parçalanır ve karakteristik bir renk ve tada sahip bileşiklere dönüşürler.
More Sentences
|
27 |
General |
kompozisyon (yazılı ödev olarak) |
composition n.
|
|
She uses pots and pans in most of her compositions of still-life scenes.
Natürmort sahnelerinden oluşan kompozisyonlarının çoğunda tencere ve tava kullanmaktadır.
More Sentences
|
Common Usage |
|
28 |
Common Usage |
ceza olarak kaybetmek |
forfeit v.
|
|
29 |
Common Usage |
tutuklu olarak tutmak |
hold v.
|
|
30 |
Common Usage |
değişimli olarak yapmak |
alternate v.
|
|
31 |
Common Usage |
kişinin kendini kadın ve erkeğin dinamik akışkan bir karışımı olarak hissetmesi |
gender-fluid adj.
|
|
32 |
Common Usage |
ılımlı olarak |
moderately adv.
|
|
|
33 |
Common Usage |
acil olarak |
immediately adv.
|
|
34 |
Common Usage |
acil olarak |
promptly adv.
|
|
35 |
Common Usage |
gramer olarak |
grammarly adv.
|
|
36 |
Common Usage |
gramer olarak |
grammarly (grammatically) adv.
|
|
37 |
Common Usage |
ile doğru orantılı olarak |
in direct proportion to prep.
|
|
General |
|
38 |
General |
bir (sayı olarak) |
one n.
|
|
39 |
General |
eşit olarak bölüp dağıtma |
proration n.
|
|
40 |
General |
lokal olarak doku ve damarları büzen ilaç |
astringent n.
|
|
41 |
General |
kaynak olarak gösterme |
citation n.
|
|
42 |
General |
ani olarak tertipleme |
extemporisation n.
|
|
43 |
General |
cinsel olarak iktidarsızlaştırma |
desexualisation n.
|
|
44 |
General |
yumuşakça vurma (takdir/sevgi belirtisi olarak) |
pat n.
|
|
45 |
General |
eski düzeni tam anlamıyla yıkmadan, buna ek olarak yapıcı yenilikler getirmek isteyen |
reformist n.
|
|
46 |
General |
geçici olarak uzaklaştırma |
suspension n.
|
|
47 |
General |
yabani olarak yetişen bitki |
wildering n.
|
|
48 |
General |
ufak balık (yem olarak kullanılabilen) |
minnow n.
|
|
49 |
General |
papazın verdiği ilmihal derslerine devam etme ve kiliseye üye olarak kabul edilme |
confirmation n.
|
|
50 |
General |
isa'nın son olarak terini sildiği mendil |
sudarium n.
|
|
51 |
General |
geçici olarak yürürlükten kaldırma |
suspension n.
|
|
52 |
General |
genetik olarak insan ırkının ıslahı bilimi |
eugenics n.
|
|
53 |
General |
para olarak hasılat |
the takings n.
|
|
54 |
General |
karşılıklı olarak yapma |
exchange n.
|
|
55 |
General |
yabancı dil olarak ingilizce testi |
test of english as a foreign language n.
|
|
56 |
General |
ilaç olarak kullanılan birkaç çeşit yağ |
balm n.
|
|
57 |
General |
bir şeyi sözlü olarak ifade eden kimse |
sayer n.
|
|
58 |
General |
kiliseye devamlı olarak giden kimse |
churchgoer n.
|
|
59 |
General |
anayolun kenarında araçların geçici olarak konaklamaları için yapılmış yol |
layby n.
|
|
60 |
General |
geçici olarak kalma |
sojourn n.
|
|
61 |
General |
süs eşyası olarak kullanılan mavi renkli bir taş |
luzerite n.
|
|
62 |
General |
duygu bastırma (bilinçli olarak) |
suppression n.
|
|
63 |
General |
krem (merhem olarak) |
cream n.
|
|
64 |
General |
kocası geçici olarak bir yere gitmiş olan kadın |
grass widow n.
|
|
65 |
General |
depozit olarak verme |
deposition n.
|
|
66 |
General |
elle hafifçe vurma (takdir/sevgi belirtisi olarak) |
pat n.
|
|
67 |
General |
çavşır (reçine olarak) |
opopanax n.
|
|
68 |
General |
genelde ev yapımında ve yakıt olarak kullanılacak ağaç yetiştirmek için ayrılan alan |
woodlot n.
|
|
69 |
General |
geçici olarak uzaklaştırılma |
suspension n.
|
|
70 |
General |
periyodik olarak tekrarlanma |
periodicity n.
|
|
71 |
General |
rüşvet olarak dağıtılmak üzere ayrılan fon |
slush fund n.
|
|
72 |
General |
paslı olarak |
dinginess n.
|
|
|
73 |
General |
yolculuğu kesip bir yerde geçici olarak kalma |
stopover n.
|
|
74 |
General |
iki nokta arasında bu amaçla özel olarak kurulmuş olan bir şirket tarafından yapılan taşıma işi |
carriage n.
|
|
75 |
General |
komisyon olarak kazanılabilecek miktara getirilen üst sınır |
cap n.
|
|
76 |
General |
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar |
champagne powder n.
|
|
77 |
General |
özerk olarak idare edilen ilçe |
county borough n.
|
|
78 |
General |
yukarı enlemlerde havanın tam olarak kararmadığı gecelere verilen isim |
white night n.
|
|
79 |
General |
cinsel olarak iktidarsızlaştırma |
desexualization n.
|
|
80 |
General |
yarda olarak uzunluk |
yardage n.
|
|
81 |
General |
kızılderililerin para olarak kullandığı boncuklar |
wampum n.
|
|
82 |
General |
mesken olarak kullanılan gemi |
houseboat n.
|
|
83 |
General |
haklı olarak kabul edilme |
recognition n.
|
|
84 |
General |
bir yere kalıcı olarak park edilen ve konut olarak kullanılan büyük karavan |
mobile home n.
|
|
85 |
General |
karısı geçici olarak bir yere gitmiş olan adam |
grass widower n.
|
|
86 |
General |
temelli olarak |
costiveness n.
|
|
87 |
General |
zırh olarak kullanılan pamuklu bir ceket |
aketon n.
|
|
88 |
General |
karşılıklı olarak birbirini tanıma |
interknowledge n.
|
|
89 |
General |
idari olarak ayrı olan bölge veya alan |
district n.
|
|
90 |
General |
bir başkasının malına kasti olarak zarar veen kimse |
vandalist n.
|
|
91 |
General |
kapalı olarak |
equivocally n.
|
|
92 |
General |
tarihsel olarak çeşitli noktalar arasında tarifeye göre yolculuk yapan büyükçe at arabası |
stagecoach n.
|
|
93 |
General |
basit olarak |
elementarily n.
|
|
94 |
General |
delil olarak ibraz edilen şey |
exhibit n.
|
|
95 |
General |
bilimsel olarak konuşmak gerekirse |
scientifically speaking n.
|
|
96 |
General |
ilaç olarak veren |
exhibitioner n.
|
|
97 |
General |
safra olarak gemide daimi duran demir külçe |
kentledge n.
|
|
98 |
General |
rakım olarak daha alçak bölgelerde yaşayan kimse |
lowlander n.
|
|
99 |
General |
katılık (fiziksel olarak) |
hardness n.
|
|
100 |
General |
karşılıklı olarak bilme |
interknowledge n.
|
|
101 |
General |
gönüllü olarak askere gitme |
enlisting n.
|
|
102 |
General |
bir şeye uygun olarak hareket etme |
acting on n.
|
|
103 |
General |
şurup (ilaç olarak) |
syrup n.
|
|
104 |
General |
alanlar (bitki veya hayvanın doğal olarak yetiştiği) |
range n.
|
|
105 |
General |
tercüme (öğrencinin egzersiz olarak yaptığı) |
prose n.
|
|
106 |
General |
yem olarak kullanılan kayabalığı |
gudgeon n.
|
|
107 |
General |
rol olarak canlandırma |
enacting n.
|
|
108 |
General |
maya olarak kullanılan ekşi hamur |
sourdough n.
|
|
109 |
General |
örnek olarak gösterme |
citation n.
|
|
110 |
General |
ihtiyat olarak saklanan şey |
reserve n.
|
|
111 |
General |
ılık olarak |
muchness n.
|
|
112 |
General |
yaklaşık olarak 13 x 20 cm |
duodecimo n.
|
|
113 |
General |
saman (dam örtüsü olarak kullanılan) |
thatch n.
|
|
114 |
General |
fransız rivierası olarak da bilinen, fransa'nın güneydoğu kıyıları |
cote d'azur n.
|
|
115 |
General |
geçici olarak yürürlükten kaldırılma |
suspension n.
|
|
116 |
General |
sabahlık (giysi olarak) |
wrapper n.
|
|
117 |
General |
şartlı olarak teslim olma |
capitulation n.
|
|
118 |
General |
geçici olarak tutturma |
tack n.
|
|
119 |
General |
ruhun geçici olarak kaldığı beden |
tabernacle n.
|
|
120 |
General |
gönüllü olarak askere giden |
enlister n.
|
|
121 |
General |
reklam olarak gelen posta |
junk mail n.
|
|
122 |
General |
tarihsel olarak papa'ya ait olmuş olan orta italya devletçikleri |
papal states n.
|
|
123 |
General |
para olarak altınla gümüşü oranlı kullanma sistemi |
bimetallism n.
|
|
124 |
General |
kanuna aykırı olarak mesken tutulan bina |
squat n.
|
|
125 |
General |
bir gezi veya ziyaretin hatırası olarak alınan şeyler |
souvenir n.
|
|
126 |
General |
pasifik adalarında geleneksel olarak ziyaretçilerin boynuna takılan polinezya çelengi |
lei n.
|
|
127 |
General |
laboratuvar hayvanları olarak balıklar |
fish as laboratory animals n.
|
|
128 |
General |
saplarıyla hayvan yemi olarak kesip ambara doldurma |
ensiling n.
|
|
129 |
General |
zırh olarak kullanılan pamuklu bir ceket |
gambeson n.
|
|
130 |
General |
mürrüsafi (reçine olarak) |
myrrh n.
|
|
131 |
General |
başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan |
takeaway n.
|
|
132 |
General |
seçimi kazanan kimsenin ikinci gelen kişiden fazla olarak aldığı oy sayısı |
plurality n.
|
|
133 |
General |
ceza olarak kaybetme |
forfeit n.
|
|
134 |
General |
bilimsel olarak özel öneme sahip görülen ve bu nedenli girişin kısıtlandığı alan |
site of special scientific interest n.
|
|
135 |
General |
sovyetler birliği olarak bilinen devlet |
union of soviet socialist republics n.
|
|
136 |
General |
yahudi inançlarına uygun olarak hazırlama |
koshering n.
|
|
137 |
General |
saz (dam örtüsü olarak kullanılan) |
thatch n.
|
|
138 |
General |
silindir (motorlu araç olarak) |
steamroller n.
|
|
139 |
General |
geçici olarak durdurma |
suspension n.
|
|
140 |
General |
fiyat (teklif olarak verilen) |
quotation n.
|
|
141 |
General |
uçurtmalarda ortaya dik olarak gelen çıta |
cross spar n.
|
|
142 |
General |
insanın beden, ruh ve can olarak üçe ayrılması |
trichotomy n.
|
|
143 |
General |
emekli olmuş ama onursal olarak titrini sürdüren |
emeriti n.
|
|
144 |
General |
afrodizyak olarak kullanılan kurutulmuş kuduzböceği tozu |
spanish fly n.
|
|
145 |
General |
mil olarak uzaklık |
milage n.
|
|
146 |
General |
orta ve güney amerika'nın portekizce ve ispanyolca'nın anadil olarak konuşulduğu kısımları |
latin america n.
|
|
147 |
General |
ahlak kurallarına aykırı olarak yaşama |
loose living n.
|
|
148 |
General |
geçici olarak dinme |
lull n.
|
|
149 |
General |
(dini olarak) dönme |
proselyte n.
|
|
150 |
General |
ısının iş olarak eşdeğeri |
mechanical equivalent of heat n.
|
|
151 |
General |
yatak (şilte olarak kullanılan) |
tick n.
|
|
152 |
General |
avukata peşin olarak ödenen ücret |
retaining fee n.
|
|
153 |
General |
nakit olarak ödeme |
encashing n.
|
|
154 |
General |
paketlenmiş olarak hazırlanan (sıcak yemek) |
takeaway n.
|
|
155 |
General |
yaprakları bahar olarak kullanılan sater |
summer savory n.
|
|
156 |
General |
katranlı makadam (madde olarak) |
tarmac n.
|
|
157 |
General |
karşılık olarak verilen örnek |
counter example n.
|
|
158 |
General |
ulaşım amaçlı olarak iki hamalca taşınan koltuk |
sedan n.
|
|
159 |
General |
rol olarak canlandıran |
enactor n.
|
|
160 |
General |
nikahsız olarak birlikte yaşama |
free love n.
|
|
161 |
General |
genel olarak kabul gören inançlardan veya düşüncelerden sapma |
heterodoxy n.
|
|
162 |
General |
tehlike işareti veya cenaze merasiminin bir parçası olarak bir dakikalık aralarla ateş eden top |
minute gun n.
|
|
163 |
General |
ani olarak tertipleme |
extemporization n.
|
|
164 |
General |
kefalet (para olarak) |
surety n.
|
|
165 |
General |
kendi malı olmayan bir mülkte kanuna aykırı olarak oturan kimse |
squatter n.
|
|
166 |
General |
işçilerin geçici olarak işten çıkarılması |
layoff n.
|
|
167 |
General |
yabani olarak yetişen ot |
wildering n.
|
|
168 |
General |
rüzgarlık (giysi olarak) |
windbreaker n.
|
|
169 |
General |
geçici olarak durdurulma |
suspension n.
|
|
170 |
General |
eflak (bölge olarak) |
wallachia n.
|
|
171 |
General |
yaprakları bahar olarak kullanılan bir geyikotu türü |
winter savory n.
|
|
172 |
General |
yaygı olarak kullanılan ayı postu |
bearskin rug n.
|
|
173 |
General |
tulum (giysi olarak) |
coveralls n.
|
|
174 |
General |
yetkisini elinden alma (ceza olarak) |
disqualification n.
|
|
175 |
General |
süs çiçek (kadınların süs olarak göğüs veya bele taktığı) |
corsage n.
|
|
176 |
General |
yere yatay olarak uzanan bitki |
trailer n.
|
|
177 |
General |
hız ölçüsü olarak deniz mili (20 knot yaklaşık saatte 23 millik hız) |
knot n.
|
|
178 |
General |
tanrı ile insan arasında bir rahibin aracı olarak bulunması gerektiğine inanan bir inanç |
sacerdotalism n.
|
|
179 |
General |
süs çiçek demeti (kadınların süs olarak göğüs veya bele taktığı) |
corsage n.
|
|
180 |
General |
birdenbire arkaya doğru savurma (tepki olarak başını) |
toss n.
|
|
181 |
General |
laboratuvar hayvanları olarak köpekler |
dogs as laboratory animals n.
|
|
182 |
General |
barış sembolü olarak kullanılan herhangi bir şey |
olive branch n.
|
|
183 |
General |
bir konunun temeliyle ilgili olarak yapılan çalışmalar |
background studies n.
|
|
184 |
General |
geçici olarak ayrılan eşler |
temporarily separated couple n.
|
|
185 |
General |
satılacak veya kesilecek hayvanların geçici olarak muhafaza edildiği yer |
stockyard n.
|
|
186 |
General |
hasılat (para olarak) |
take n.
|
|
187 |
General |
saplarıyla hayvan yemi olarak kesip ambara doldurma |
ensilaging n.
|
|
188 |
General |
resmi olarak bir organizasyon ortaklık ya da anlaşmadan çekilme |
seceding n.
|
|
189 |
General |
seri olarak basma |
serializing n.
|
|
190 |
General |
seri olarak radyogram yapan cihaz |
serialograph n.
|
|
191 |
General |
giysi astarı olarak kullanılan ince yün kumaş doku |
shalloon n.
|
|
192 |
General |
birini zorla bir gemiye miço olarak alma |
shanghaiing n.
|
|
193 |
General |
eksik olarak sağlama |
skimping n.
|
|
194 |
General |
grevde toplu olarak işçilerin protesto için hastalık izni alması |
sickout n.
|
|
195 |
General |
yapı olarak killi yapraktaşına benzer |
shaly n.
|
|
196 |
General |
silah olarak kullanılan bıçak |
shiv n.
|
|
197 |
General |
düşük olarak tahmin etme |
lowball n.
|
|
198 |
General |
düşük olarak tahmin etme |
underreckoning n.
|
|
199 |
General |
manivela veya kaldıraç olarak kullanılan bir çubuk |
lever n.
|
|
200 |
General |
ceza olarak geminin altından geçirme |
keelhauling n.
|
|
201 |
General |
tam olarak nüfuz etme |
interpenetration n.
|
|
202 |
General |
gelişememe (fiziksel olarak) |
failure to thrive n.
|
|
203 |
General |
hristiyanların noel arifesinde geleneksel olarak yaptıkları toplu ayin |
midnight mass n.
|
|
204 |
General |
tanık olarak imzalayan |
attestator n.
|
|
205 |
General |
ingiliz kızların okul üniforması olarak giydikleri kolsuz tunik |
gymslip n.
|
|
206 |
General |
18 yüzyılda barok ve rokoko'ya tepki olarak çıkmış olan avrupa sanat akımı |
neoclassicism n.
|
|
207 |
General |
ahlaki ve dini kuralları davranış temeli olarak alma |
nomism n.
|
|
208 |
General |
bir hayvanın özellikle geyiğin yiyecek olarak kullanılan iç organları |
nombles n.
|
|
209 |
General |
duygusal olarak bağlı olmama |
noninvolvement n.
|
|
210 |
General |
sayı olarak çokluk |
numerousness n.
|
|
211 |
General |
dertlere çare olarak birinin ortaya attığı fikir |
nostrum n.
|
|
212 |
General |
sayı olarak çokluk |
numerosity n.
|
|
213 |
General |
bir hayvanın özellikle geyiğin yiyecek olarak kullanılan iç organları |
umbles n.
|
|
214 |
General |
bir hayvanın özellikle geyiğin yiyecek olarak kullanılan iç organları |
numbles n.
|
|
215 |
General |
karşılık olarak yapılan değiştirme |
intermutation n.
|
|
216 |
General |
önceden ..olarak bilenen |
formerly known as n.
|
|
217 |
General |
solunumun geçici olarak durmasına neden olan |
apnoeic n.
|
|
218 |
General |
koşul olarak koyma |
stipulating n.
|
|
219 |
General |
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik |
open marriage n.
|
|
220 |
General |
karşı cinsi bir cinsel av olarak gören |
sexual predator n.
|
|
221 |
General |
teknik olarak değiştirme |
technical alteration n.
|
|
222 |
General |
yapay olarak yağmur yağdırma |
rainmaking n.
|
|
223 |
General |
mekanik olarak çalışan dokuma tezgahı |
power loom n.
|
|
224 |
General |
soru işaretiyle ünlem işaretinin birleşik olarak kullanıldığı işaret |
interrobang n.
|
|
225 |
General |
net olarak kavrama |
clear understanding n.
|
|
226 |
General |
tam olarak anlama |
clear understanding n.
|
|
227 |
General |
suç olarak kabul etme |
criminalisation n.
|
|
228 |
General |
suç olarak kabul etme |
criminalization n.
|
|
229 |
General |
suç olarak sayma |
criminalization n.
|
|
230 |
General |
suç olarak sayma |
criminalisation n.
|
|
231 |
General |
yasal olarak kurulmuş |
legally established n.
|
|
232 |
General |
(dini nedenlerle ceza olarak) kendini kırbaçlayan |
flagellant n.
|
|
233 |
General |
resmi olarak başlatan |
inaugurator n.
|
|
234 |
General |
bir kitabı ortadan açtığımızda birbirine bakan sayfaları biri diğerinin aynadaki yansıması olarak düşünülerek ortaya çıkarılan estetik görüntü tekniği |
book matching n.
|
|
235 |
General |
siyasal olarak uç görüşlere sahip olan kesim |
lunatic fringe n.
|
|
236 |
General |
yiyecek olarak kullanılan bitki |
food plant n.
|
|
237 |
General |
yasaya uygun olarak alınması gereken para |
legal-tender n.
|
|
238 |
General |
bir bayrağın matem işareti olarak yarıya indirilmesi |
half-mast n.
|
|
239 |
General |
anayolun kenarında araçların geçici olarak konaklamaları için yapılmış yol |
lay-by n.
|
|
240 |
General |
üye olarak seçme |
co-option n.
|
|
241 |
General |
geçici olarak oturan |
non-resident n.
|
|
242 |
General |
gardrop olarak kullanılan gömme dolap |
walk-in closet n.
|
|
243 |
General |
özel olarak yapılan |
one-off n.
|
|
244 |
General |
gardrop olarak kullanılan oda |
walk-in closet n.
|
|
245 |
General |
imzasız olarak birine yazılan nefret mektubu |
poison-pen n.
|
|
246 |
General |
tasarım olarak bisiklete benzeyen ancak tekerlek yerine kayakları olan araç |
ski-bob n.
|
|
247 |
General |
bir kimsenin kendi kabiliyetlerinin kasti olarak yanlış kullanması |
self-abuse n.
|
|
248 |
General |
yapay olarak yağmur yağdırma |
rain-making n.
|
|
249 |
General |
pasif olarak maruz kalınan sigara dumanı |
second-hand smoke n.
|
|
250 |
General |
alabora olması halinde otomatik olarak düzgün duruma gelen küçük bot |
self-righting n.
|
|
251 |
General |
paketlenmiş olarak hazırlanan (sıcak yemek) |
take-out n.
|
|
252 |
General |
halef olarak sahip olma |
succession n.
|
|
253 |
General |
varis olarak sahip olma |
succession n.
|
|
254 |
General |
bir bütün olarak boru veya borular |
tubing n.
|
|
255 |
General |
son işlem olarak tarlayı sürüp ekme |
lay-by n.
|
|
256 |
General |
adam öldürmeye duyulan istek olarak görünen bir akıl hastalığı |
homicidal insanity n.
|
|
257 |
General |
yasal olarak müsaade edilen |
legally allowed n.
|
|
258 |
General |
kendini ... olarak tanıtma |
representation of oneself as n.
|
|
259 |
General |
kendini olarak tanıtma |
representation of oneself as n.
|
|
260 |
General |
ingilizce olarak turkish ve english kelimelerinden türetilmiş sözlüğümüzün ve çeviri şirketimizin ismi |
tureng n.
|
|
261 |
General |
ganimet olarak alınan para |
prize money n.
|
|
262 |
General |
ganimet olarak verilen para |
prize money n.
|
|
263 |
General |
tuzak olarak kazılıp ağzı kapatılan çukur |
pitfall n.
|
|
264 |
General |
coğrafi olarak yer tanımlama |
georeferencing n.
|
|
265 |
General |
türkiye’de yaşayan gürcüler'in gürcüce olarak kendilerini adlandırdıkları isim |
chveneburi n.
|
|
266 |
General |
geçici olarak kalacak yer |
crash pad n.
|
|
267 |
General |
süs olarak yapılmış bina |
folly n.
|
|
268 |
General |
acil olarak salıverme |
urgent release n.
|
|
269 |
General |
mesken olarak kullanma |
residential occupancy n.
|
|
270 |
General |
karı koca olarak bir araya gelme durumu |
conjugality n.
|
|
271 |
General |
istatistiksel olarak anlamlı fark |
statistically significant difference n.
|
|
272 |
General |
doğada yaygın olarak bulunan |
common substance in nature n.
|
|
273 |
General |
petrol bölgesi olarak bilinmeyen bir yerde petrol arayan |
wildcatter n.
|
|
274 |
General |
bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli olarak vaftiz edilmeyi savunan |
anabaptist n.
|
|
275 |
General |
ceza yöntemi olarak boyun çevresine takılan çivili tasma |
cangue n.
|
|
276 |
General |
kurban olarak kesme/öldürme |
immolation n.
|
|
277 |
General |
(ödül olarak verilen) kupa |
trophy n.
|
|
278 |
General |
duygusal olarak yakınlaşma |
getting emotionally close n.
|
|
279 |
General |
aktif olarak iş arayan |
actively seeking work n.
|
|
280 |
General |
adak olarak verilen şey |
votive deposit n.
|
|
281 |
General |
italik olarak yazma |
italicization n.
|
|
282 |
General |
italik olarak yazma |
italicisation n.
|
|
283 |
General |
kişisel olarak katılma |
personal involvement n.
|
|
284 |
General |
üyelerin geçici olarak yer değiştirmesi |
temporary replacement of members n.
|
|
285 |
General |
evrensel olarak kabul gören |
universal consent n.
|
|
286 |
General |
(fiziksel olarak) etkisiz hale getirme eğitimi |
physical restraint training n.
|
|
287 |
General |
adak olarak verilmiş şey |
votive deposit n.
|
|
288 |
General |
tıbbi olarak gerekli |
medically necessary n.
|
|
289 |
General |
hayvan yemi olarak da kullanılan bir cins buğday |
emmer n.
|
|
290 |
General |
hayvan yemi olarak da kullanılan bir cins buğday |
two-grain spelt n.
|
|
291 |
General |
hayvan yemi olarak da kullanılan bir cins buğday |
triticum dicoccum n.
|
|
292 |
General |
hayvan yemi olarak da kullanılan bir cins buğday |
starch wheat n.
|
|
293 |
General |
her sayfayı çift sütun olarak düzenleme |
two-column layout n.
|
|
294 |
General |
antikalık (bir davranış biçimi olarak) |
anachronism n.
|
|
295 |
General |
(yem olarak kullanılan) et veya balık parçaları |
chum n.
|
|
296 |
General |
restoranda garson olarak çalışmaya başlayıp sonunda restoranın sahibi olmak |
start off as a waiter and end up as the owner of the restaurant n.
|
|
297 |
General |
çiçeğin tam olarak açtığı dönem |
anthesis n.
|
|
298 |
General |
yem olarak kullanılan balık parçası |
chum n.
|
|
299 |
General |
delege olarak atama |
delegacy n.
|
|
300 |
General |
ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar |
yard signs n.
|
|
301 |
General |
ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar |
lawn signs n.
|
|
302 |
General |
bir tür şifre olarak kullanılan kelime |
safe word n.
|
|
303 |
General |
geçici olarak oturan |
nonresident n.
|
|
304 |
General |
şurup (ilaç olarak) |
sirup n.
|
|
305 |
General |
tat (duyum olarak) |
flavour n.
|
|
306 |
General |
seri olarak basma |
serialising n.
|
|
307 |
General |
duygusal olarak bağlı olmama |
non-involvement n.
|
|
308 |
General |
rehine kurtarma operasyonları gibi zor durumlarda nihai çare olarak kullanılan askeri kuvvet |
in-extremis force n.
|
|
309 |
General |
blok olarak satınalma |
block booking n.
|
|
310 |
General |
çocukların korunma odası olarak kullanıldığı oda/yer |
cubby n.
|
|
311 |
General |
çocukların korunma odası olarak kullanıldığı oda/yer |
cubby-house n.
|
|
312 |
General |
çocukların korunma odası olarak kullanıldığı oda/yer |
cubby-hole n.
|
|
313 |
General |
amatör olarak sınıflandırılan fakat profesyonel sporcular gibi davranan ya da spordan para kazanan sporcu |
shamateur n.
|
|
314 |
General |
1950 ve 60'larda popüler olmuş genelde küt saç olarak kullanılan kulak altına kadar uzanan, perçemli bir saç modeli |
pageboy haircut n.
|
|
315 |
General |
sanatsal etkinliklere maddi olarak destek olan kimse |
patron of arts n.
|
|
316 |
General |
genel olarak öğrenecek kişinin önünde, öğrenmeye engel olabilecek her türlü psikolojik bariyeri kaldırmayı amaçlayan öğretim yöntemi |
desuggestopedia n.
|
|
317 |
General |
aşamalı olarak durma/durdurma |
phaseout n.
|
|
318 |
General |
cinsel olarak zekaya veya akla zaafı olan kişi |
sapiosexual n.
|
|
319 |
General |
fırın ve ocak olarak da kullanılan bir tür alet |
aga n.
|
|
320 |
General |
sevinç gösterisi olarak popo tokuşturma |
hip bump n.
|
|
321 |
General |
kedilerin tırmalamak için kullandıkları hazır olarak da satılan sütun |
scratching post n.
|
|
322 |
General |
toplumsal olarak inşa edilmiş davranış |
socially constructed behavior n.
|
|
323 |
General |
teknolojik olarak hazır olma |
technological readiness n.
|
|
324 |
General |
kişinin kullandığı veya giydiği, yeni veya farklı olarak kabul edilen ve başkalarının o kişiyi fark etmesi için tasarlanmış her türlü şey |
fashion statement n.
|
|
325 |
General |
bir ağacın büyümesinin yavaşladığı veya neredeyse durma noktasına geldiği ve kereste olarak ticari değerini kaybetmeye başladığı evre |
overmature n.
|
|
326 |
General |
toplumsal bir sorun olarak intihar |
suicide as a social problem n.
|
|
327 |
General |
yabancı dil olarak türkçe |
turkish as a foreign language n.
|
|
328 |
General |
doğu afrika'da taksi olarak kullanılan motosiklet veya bisiklet |
boda-boda n.
|
|
329 |
General |
antik iskoçya ve irlanda'da yapay olarak inşa edilmiş ev veya yerleşim bölgesi |
crannog n.
|
|
330 |
General |
uyarıcı bir madde (banyo tuzları olarak da bilinir) |
cathinone n.
|
|
331 |
General |
sağlıklı olarak yaşanan süre |
healthspan n.
|
|
332 |
General |
dini nedenlerden çok maddi menfaatler için kendisini hıristiyan olarak gösteren kimse |
rice christian n.
|
|
333 |
General |
(cerrahi olarak) çıkartılabilirlik |
resectability n.
|
|
334 |
General |
gemileri bilinçli olarak kayalıklara çeken ve kayalıklara çarparak batan gemileri yağmalayan korsan |
shipwrecker n.
|
|
335 |
General |
sözle veya fiziksel olarak yapılan öldürücü vuruş |
recumbentibus n.
|
|
336 |
General |
bir şeyi yeterli seviyede yaptığını içsel olarak bilme/hissetme |
yedasentience n.
|
|
337 |
General |
bitkisel hayattan farklı olarak hayvansal bir yaşama sahip olma |
animateness n.
|
|
338 |
General |
bitkisel hayattan farklı olarak hayvansal bir yaşama sahip olma |
animation n.
|
|
339 |
General |
avustralya aborjinleri tarafından besin olarak kullanılan her türlü bitki |
bush tucker n.
|
|
340 |
General |
avustralya aborjinleri tarafından besin olarak kullanılan her türlü bitki |
bushfood n.
|
|
341 |
General |
kauçuk ve sandarac ile birlikte kimyasal olarak işlenmiş kağıttan oluşan suni deri |
leatheroid n.
|
|
342 |
General |
ayin sonrası soloist ve koro tarafından dönüşümlü olarak söylenen ilahi |
response n.
|
|
343 |
General |
ayin sonrası soloist ve koro tarafından dönüşümlü olarak söylenen ilahi |
responsory n.
|
|
344 |
General |
yaklaşık olarak yirmi sent değerindeki gümüş pers parası |
abassi n.
|
|
345 |
General |
orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olarak oluşan dar görüşlülük |
babbitry n.
|
|
346 |
General |
orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olarak oluşan dar görüşlülük |
babbittry n.
|
|
347 |
General |
duvara özel olarak işlenmiş bölüm |
table n.
|
|
348 |
General |
ticari olarak üretilen acı sosların yapımında kullanılan bir çeşit biber |
tabasco pepper n.
|
|
349 |
General |
organik çözücülerde çözülebilen ve kimyasal savaşta sinir gazı olarak kullanılan zehirli bir sıvı |
tabun n.
|
|
350 |
General |
saygı göstergesi olarak kullanılan bir yahudi unvanı veya hitap şekli |
rabboni n.
|
|
351 |
General |
hem yemekhane hem oditoryum olarak kullanılan mekan |
cafetorium n.
|
|
352 |
General |
hazanbel kökünden parfüm olarak kullanılan karsinojenik yağ |
calamus oil n.
|
|
353 |
General |
başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan |
take-away n.
|
|
354 |
General |
hayvan yemi olarak kullanılan, kanarya adaları'na özgü bir bitki |
tagasaste n.
|
|
355 |
General |
ortaçağ koro eserlerinde ritmik olarak yapılan tekrar |
talea n.
|
|
356 |
General |
gündelik olarak çalışan kişi |
dataller n.
|
|
357 |
General |
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey |
tally n.
|
|
358 |
General |
15 ve 19. yüzyıllarda cermen ülkelerinde para birimi olarak kullanılan gümüş sikke |
taler n.
|
|
359 |
General |
16 ve 19. yüzyıllarda cermen ülkelerinde para birimi olarak kullanılan gümüş sikke |
thaler n.
|
|
360 |
General |
geleneksel olarak kol ile vücut arasına sıkıştırılarak çalınan afrika'ya özgü bir vurmalı çalgı |
talking drum n.
|
|
361 |
General |
konuşmacının söylediklerine, dinleyicinin sözlü/sözsüz olarak verdiği karşılıktan doğan iletişim biçimi |
call-and-response n.
|
|
362 |
General |
çocukların grup olarak yaz tatillerinde gittikleri basit yapılı rekreasyon yeri |
camp n.
|
|
363 |
General |
aynı ismin hem cins hem de tür adı olarak kullanılması |
tautonym n.
|
|
364 |
General |
ödül olarak vermek |
adward [obsolete] n.
|
|
365 |
General |
büyümeye bağlı olarak mülke yapılan ekleme |
accession n.
|
|
366 |
General |
devletler arasında bir anlaşmanın resmi olarak kabulü |
accession n.
|
|
367 |
General |
yol veya geçit olarak kullanılan kuru bir nehir yatağı |
rambla n.
|
|
368 |
General |
(genelde yakıt olarak kullanılan) şeker kamışı artıkları |
cane trash n.
|
|
369 |
General |
ceza yöntemi olarak boyun çevresine takılan çivili tasma |
cang n.
|
|
370 |
General |
ilk olarak sir walter scott'ın abbotsford'daki evi için yapılan, 1820 ve 1830'lu yılların abartılı gotik mimarisi |
abbotsford period n.
|
|
371 |
General |
a, b ve c tabakalarının dikey bir şekilde üç ayrı katman olarak görülebildiği toprak |
abc soil n.
|
|
372 |
General |
kırsal yaşam ve tarımı toplumun temeli olarak gören akım |
agrarianism n.
|
|
373 |
General |
kadınların cinsel obje olarak görülmesini teşvik eden müstehcen kültür |
raunch culture n.
|
|
374 |
General |
kabuklu deniz ürünlerinin çiğ olarak servis edildiği bar veya tezgah |
raw bar n.
|
|
375 |
General |
(eskiden) ziyaretçi kartı olarak kullanılacak boyutta portre fotoğraf |
carte de visite n.
|
|
376 |
General |
yakıt olarak kullanılan kuru sığır gübresi |
casings n.
|
|
377 |
General |
konukevi olarak kullanılan küçük ev |
casita n.
|
|
378 |
General |
silah olarak kullanılan küçük ahşap topuz |
casse-tete n.
|
|
379 |
General |
belli değerdeki plaklar için ödeme olarak kullanılabilecek hediye çeki |
record token n.
|
|
380 |
General |
pikapta kayıtların otomatik olarak art arda çalmasını sağlayan uzantı |
record-changer n.
|
|
381 |
General |
yakinen ve düzenli olarak sorgulama |
catechization n.
|
|
382 |
General |
izolasyon ve lambri olarak kullanılan yapı levhaları üreten bir firma |
celotex™ n.
|
|
383 |
General |
izinli olarak aslından elde edilmiş kopyalar |
certified copies n.
|
|
384 |
General |
hediye olarak alınıp bir başkasına verilen şey |
regift n.
|
|
385 |
General |
(posta) taahhütlü olarak gönderme |
registering n.
|
|
386 |
General |
şeklen veya zihinsel olarak kusurlu çocuk |
oaf [obsolete] n.
|
|
387 |
General |
dağcılar için uyku alanı olarak hizmet veren dağ kulübesi |
refuge n.
|
|
388 |
General |
(saygı göstergesi olarak) eğilme |
rei n.
|
|
389 |
General |
hedefe ulaşma veya yükselme aracı olarak kullanılan yol ya da yöntem |
ladder n.
|
|
390 |
General |
cinsiyetini erkek ya da kadın olarak tanımlamayan (kişi) |
genderqueer n.
|
|
391 |
General |
biçimsel olarak değiştirme |
change of integrity n.
|
|
392 |
General |
elde edilen para bağış olarak kullanılmak üzere satılan pul |
charity n.
|
|
393 |
General |
diplomaya ek olarak ingiliz kütüphaneciler derneğinden lisans da almış olan kütüphaneci |
chartered librarian [brit] n.
|
|
394 |
General |
geçici olarak eşyaları emanete alma |
checker n.
|
|
395 |
General |
birinin gelir vergisinden gönüllü olarak sağlanan katkı |
checkoff n.
|
|
396 |
General |
alınacakları ayrıntılı olarak yazma ve ödenmesi gereken tutarı ödeme |
checkout n.
|
|
397 |
General |
aerosol ile hazırlanan ve yüze püskürtülünce bir insanı geçici olarak sersemleten sprey |
chemical mace™ n.
|
|
398 |
General |
sinirsel bir alışkanlık olarak tırnak yiyen kimse |
nail biter n.
|
|
399 |
General |
sinirsel bir alışkanlık olarak tırnak yiyen kimse |
nailbiter n.
|
|
400 |
General |
yaygın olarak bilinen ve genellikle iyi bir ünü olan marka adı |
name brand n.
|
|
401 |
General |
eskiden fransa'da kullanılan, nap olarak da adlandırılan, 20 frank değerindeki altın madeni para |
napoleon n.
|
|
402 |
General |
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan kadın için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade |
native daughter n.
|
|
403 |
General |
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan erkek için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade |
native son n.
|
|
404 |
General |
soyluluk göstergesi olarak soyadı önüne gelen edat |
nobiliary particle n.
|
|
405 |
General |
kriz olarak görülmeyen durum |
noncrisis n.
|
|
406 |
General |
çok açık giysilerle ya da çıplak olarak yapılan erotik dans |
nude dancing n.
|
|
407 |
General |
besinler ve beslenmenin bilimsel olarak incelenmesi |
nutrition n.
|
|
408 |
General |
istifa, emeklilik veya ölüm nedeniyle personel veya üyen kademeli olarak azalması |
natural wastage n.
|
|
409 |
General |
yılın genellikle tatil olarak kutlanan ilk günleri |
new year n.
|
|
410 |
General |
geçici olarak sekreter veya işçi olarak çalışma |
temping n.
|
|
411 |
General |
geçici olarak çalışan kimse |
temporary n.
|
|
412 |
General |
geçici olarak hizmet veren şey |
temporary n.
|
|
413 |
General |
ruhun geçici olarak yerleştiği insan bedeni |
tenement n.
|
|
414 |
General |
üniversiteye veya mahkemeye düzensiz olarak, bir süreliğine katılan kimse |
term-trotter [brit] n.
|
|
415 |
General |
teşekkür ifadesi olarak yapılan ikram |
thank offering n.
|
|
416 |
General |
(ironik olarak) içinden çıkılması zor sorun |
the little matter n.
|
|
417 |
General |
(suçlayıcı olarak) bunlar |
they n.
|
|
418 |
General |
fiziksel olarak güçlü olma |
thew n.
|
|
419 |
General |
fiziksel olarak güçlü olma |
brawn n.
|
|
420 |
General |
fiziksel olarak güçlü olma |
might n.
|
|
421 |
General |
fiziksel olarak güçlü olma |
muscle n.
|
|
422 |
General |
fiziksel olarak güçlü olma |
potence n.
|
|
423 |
General |
fiziksel olarak güçlü olma |
potency n.
|
|
424 |
General |
fiziksel olarak güçlü olma |
puissance n.
|
|
425 |
General |
fiziksel olarak güçlü olma |
sinew n.
|
|
426 |
General |
sosyal kulüp olarak da işlev gören geleneksel restoran |
supper club n.
|
|
427 |
General |
ahlaki veya zihinsel olarak bağımlı kimse |
thrall n.
|
|
428 |
General |
kullan-at olarak tasarlanmış şey |
throwaway n.
|
|
429 |
General |
bonus olarak eklenen şey |
throw-in n.
|
|
430 |
General |
genel olarak kabul görmüş pratik kural |
thumb rule n.
|
|
431 |
General |
(takdir/sevgi belirtisi olarak) yumuşakça vurma |
tig [scottish] n.
|
|
432 |
General |
müzikal bir sesin sözlü olarak taklit edilmesi |
tirralirra n.
|
|
433 |
General |
fiziksel veya zihinsel olarak geri kalmış kimse |
titman n.
|
|
434 |
General |
unvandan kaynaklı olarak |
titularly n.
|
|
435 |
General |
unvana bağlı olarak |
titularly n.
|
|
436 |
General |
değirmencinin ücret olarak aldığı bir miktar tahıl |
toll [dialect] n.
|
|
437 |
General |
değirmenciye yaptığı işin karşılığı olarak verilen tahıl miktarını ölçmekte kullanılan tabak |
toll hop n.
|
|
438 |
General |
değirmenciye yaptığı işin karşılığı olarak verilen tahıl miktarını ölçmekte kullanılan tabak |
tolldish n.
|
|
439 |
General |
değirmenciye yaptığı işin karşılığı olarak verilen un |
toddick [dialect] n.
|
|
440 |
General |
değirmencinin payını otomatik olarak müşterinin tahılından ayıran cihaz |
toll collector n.
|
|
441 |
General |
devamlı olarak seyahat ederek satış yapan kimse |
tranter [dialect] n.
|
|
442 |
General |
devamlı olarak seyahat ederek satış yapan kimse |
traunter [obsolete] n.
|
|
443 |
General |
atın kuyruğu ve kafası zıt yönlere dönük olarak hareketi |
traverse n.
|
|
444 |
General |
maden için mafya olarak çalışan kişi |
tributer n.
|
|
445 |
General |
genel kültür olarak ıvır zıvır bilgilere meraklı kimse |
trivialist n.
|
|
446 |
General |
doğal olarak oluşan olaylar |
naturally occurring events n.
|
|
447 |
General |
nahoş veya acı veren bir durumun geçici olarak rahatlaması |
truce n.
|
|
448 |
General |
ortaçağ savaşlarında bariyer olarak kullanılan sivri uçlu döner çerçeve |
turnpike [obsolete] n.
|
|
449 |
General |
kanada'da sosyal ve kültürel olarak birbirinden izole olan ingiliz ve fransız halk için kullanılan bir terim |
two solitudes [canadian] n.
|
|
450 |
General |
mücevher olarak da kullanılan gri bir kuvars |
alençon diamond n.
|
|
451 |
General |
sıvılar için ölçü kabı olarak da kullanılan uzun ince cam bardak |
ale yard n.
|
|
452 |
General |
farmakolojik etkileri nedeniyle endojen olarak üretilen bir interferon formu |
alpha-interferon n.
|
|
453 |
General |
damanın öncüsü olarak kabul edilen eski bir masa oyunu |
alquerque n.
|
|
454 |
General |
a, b ve c tabakalarının düşey düzlemde üç ayrı katman olarak göründüğü toprak |
abc soil n.
|
|
455 |
General |
avantaj olarak kullanılacak bir şey |
an ace up your sleeve n.
|
|
456 |
General |
optik yaşlandırma olarak adlandırılan bir teknik |
a technique called optical dating n.
|
|
457 |
General |
deneyimden bağımsız olarak insan zihninde gerçek bilginin var olabileceğini savunan kimse |
apriorist n.
|
|
458 |
General |
arma ya da nişan olarak kullanılan kartal motifi |
eagle n.
|
|
459 |
General |
önceden element olarak kabul edilen ve indirgenmesi zor olan metal oksitler |
earth n.
|
|
460 |
General |
(kendinden yaşlı kadına saygı hitabı olarak) teyze |
aunt [dialect] n.
|
|
461 |
General |
çiğ olarak yenilebilen elma |
eating apple n.
|
|
462 |
General |
banyo yapmak için ya da vücut kokusu olarak kullanılan yüksek alkollü ve hafif kokulu parfüm |
eau de toilette n.
|
|
463 |
General |
banyo yapmak için ya da vücut kokusu olarak kullanılan yüksek alkollü ve hafif kokulu parfüm |
toilet water n.
|
|
464 |
General |
el işi projelerinde göz olarak kullanılan içinde oynar bir göz bebeği parçası olan plastik diskler |
googly eyes n.
|
|
465 |
General |
dizler birleşik olarak durulduğunda uyluklar arasında kalan boşluk |
thigh gap n.
|
|
466 |
General |
kendini bilimsel olarak inceleme |
autology n.
|
|
467 |
General |
bir eylemin beklenen sonucu olarak kazanılan şey |
effect [obsolete] n.
|
|
468 |
General |
yakıt olarak kullanılan odun |
eilding [scottish] n.
|
|
469 |
General |
yakıt olarak kullanılan odun |
eldin [scottish] n.
|
|
470 |
General |
tuzak olarak kazılan çukur |
pitfall n.
|
|
471 |
General |
atın üzerinde bacakların ikisi de bir tarafta oturma pozisyonu (genel olarak kadınların kullandığı at biniş şekli) |
sidesaddle n.
|
|
472 |
General |
(bir şeyi) başkasına tabi olarak elinde tutan kimse |
underpossessor n.
|
|
473 |
General |
(bir şeye) kendisinden üstün birine bağlı olarak sahip olan kimse |
underpossessor n.
|
|
474 |
General |
yiyecek olarak tüketilememe |
uneatableness n.
|
|
475 |
General |
makam sembolü olarak taşınan baston |
baton n.
|
|
476 |
General |
bütün olarak işleyen kısımlar |
entity n.
|
|
477 |
General |
olta yemi olarak kullanılan küçük bir balık |
baitfish n.
|
|
478 |
General |
para olarak kullanılan bir tür deniz kabuğu |
zimbi n.
|
|
479 |
General |
ilkeler sembolü olarak görülen şey |
banner n.
|
|
480 |
General |
eski iskoçya'da serseri olarak görülen gezgin müzisyen veya ozan sınıfı |
bard [obsolete] n.
|
|
481 |
General |
eskiden geçici hapishane olarak kullanılan kışla |
barracoon n.
|
|
482 |
General |
askeri olarak geri çekilme |
katabasis n.
|
|
483 |
General |
(resmi ve halka açık olarak) plan bildirme |
unveiling n.
|
|
484 |
General |
(resmi ve halka açık olarak) teklif sunma |
unveiling n.
|
|
485 |
General |
asılı ve yatay olarak kullanılan bir demirci çekici |
battering-ram n.
|
|
486 |
General |
dolaylı olarak oynayan kimse |
battery en echarpe n.
|
|
487 |
General |
işvereni tarafından önemli bir pozisyon için yedek olarak belirlenmiş çalışan |
key employee n.
|
|
488 |
General |
güney büyük ovalar'da yaşayıp kiowa kabilesinin önemli bir kısmını oluşturan ve bu kabileden farklı olarak bir atabask dili konuşan amerikan yerlilerine mensup kimse |
kiowa apache n.
|
|
489 |
General |
kadın davetlilerin hediye olarak mutfak gereçleri getirdiği düğün öncesi parti |
kitchen tea [australia/new zealand] n.
|
|
490 |
General |
tek kullanımlık mendil olarak kullanılan katmanlı ince kağıt |
kleenex n.
|
|
491 |
General |
oyunlarda bilye olarak kullanılan kilden yapılmış küçük bir top |
knicker [dated] [dialect] n.
|
|
492 |
General |
siyah bir kuş olarak temsil edilen kötü fırtına tanrısı |
zu n.
|
|
493 |
General |
siyah bir kuş olarak temsil edilen kötü fırtına tanrısı |
zubird n.
|
|
494 |
General |
adak olarak verilme |
votive offering n.
|
|
495 |
General |
inşaatta döşeme malzemesi veya çıta olarak kullanılan tahta şerit |
batton n.
|
|
496 |
General |
bazı kamu görevlilerinin pozisyonlarının simgesi olarak taşıdığı kısa değnek |
batton n.
|
|
497 |
General |
rızaya bağlı olarak fiziksel şiddet ve baskının kullanıldığı cinsel ilişki şekli |
bdsm n.
|
|
498 |
General |
vücut koruyucu olarak giyilen şey |
belt n.
|
|
499 |
General |
esas olarak görülen öğretiler |
evangel n.
|
|
500 |
General |
hindistan'da yaygın olarak giyilen bol ve yakasız bir gömlek |
kurta n.
|
|