sızmak - Turkish English Dictionary

sızmak

Meanings of "sızmak" in English Turkish Dictionary : 65 result(s)

Turkish English
Common Usage
sızmak ooze v.
After a while passion and infatuation ooze away.
Bir süre sonra tutku ve karasevda sızar.

More Sentences
sızmak leak v.
There's a crack in the cup so the contents are leaking.
Fincanda bir çatlak var, bu yüzden içindekiler sızıyor.

More Sentences
General
sızmak trickle v.
Blood trickled from his wound.
Yarasından kan sızıyordu.

More Sentences
sızmak leak out v.
The information seems to have leaked out.
Bilgi sızmış gibi görünüyor.

More Sentences
sızmak ooze out v.
Green slime oozed out the pipe.
Borudan yeşil balçık sızdı.

More Sentences
sızmak leak v.
The information is leaking piecemeal to the press.
Bilgiler parça parça basına sızıyor.

More Sentences
sızmak seep out v.
As a huge number of boats leak, a great proportion of lubricant seeps out.
Çok sayıda tekne sızıntı yaptığından, yağlayıcının büyük bir kısmı dışarı sızar.

More Sentences
Idioms
sızmak pass out (cold) v.
Tom passed out on the couch.
Tom kanepede sızdı.

More Sentences
Technical
sızmak leak v.
The roof was leaking.
Çatı sızıyordu.

More Sentences
Common Usage
sızmak infiltrate v.
sızmak seep v.
General
sızmak fuddle v.
sızmak exude  v.
sızmak creep v.
sızmak filter v.
sızmak transude v.
sızmak insinuate v.
sızmak run out v.
sızmak effuse v.
sızmak emanate v.
sızmak escape v.
sızmak filter out v.
sızmak permeate v.
sızmak run v.
sızmak percolate v.
sızmak get v.
sızmak transpire v.
sızmak penetrate v.
sızmak bleed v.
sızmak flow in v.
sızmak flow out v.
sızmak exude v.
sızmak leach v.
sızmak trinkle [dialect] v.
sızmak honeycomb v.
sızmak mouse v.
sızmak overhang v.
sızmak inflow v.
sızmak drill [obsolete] v.
sızmak scunge v.
sızmak sicker v.
sızmak sigger v.
sızmak sip v.
sızmak sipe v.
Phrasals
sızmak leak away v.
sızmak pan out v.
sızmak ooze with something v.
sızmak slip over v.
sızmak bubble up v.
sızmak leach out v.
sızmak trickle down v.
Colloquial
sızmak sleep it off v.
Technical
sızmak penetrate v.
sızmak seep v.
sızmak exude v.
sızmak weep v.
Marine
sızmak make water v.
Food Engineering
sızmak leak v.
sızmak drain v.
Military
sızmak penetrate v.
Archaic
sızmak trill v.
sızmak drivel v.
Slang
sızmak pass the fuck out v.
sızmak konk out v.
sızmak cork off v.

Meanings of "sızmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 130 result(s)

Turkish English
General
dışarı sızmak (sır) leak out v.
Don't let this information leak out.
Bu bilginin dışarı sızmasına izin verme.

More Sentences
sızmak (örgüt, kuruluş vb'ne) infiltrate v.
It moves money as well as infiltrating business, politics and worldwide legal and police systems with impunity.
Paranın yanı sıra iş dünyasına, siyasete ve dünya çapındaki hukuk ve polis sistemlerine cezasız bir şekilde sızmaktadır.

More Sentences
(haber vb) dışarı sızmak get out v.
How did the news get out?
Haber nasıl dışarı sızdı?

More Sentences
Phrasals
(su vb) (bir yerin içine) sızmak seep in (to something) v.
If your windows are not airtight, moisture will seep in.
Pencereleriniz hava geçirmez değilse nem içeri sızar.

More Sentences
(bir şeyin içine) sızmak leak into (something) v.
A great deal of oil leaked into the port.
Limana büyük miktarda petrol sızdı.

More Sentences
(birinden/bir şeyden) sızmak ooze out of (someone or something) v.
There was green slime oozing out of the pipe.
Borudan yeşil bir balçık sızıyordu.

More Sentences
(bir yere) sızmak sneak into (some place) v.
Tom is the only one who saw Mary sneak into the room.
Mary'nin odaya gizlice sızdığını gören tek kişi Tom'dur.

More Sentences
Common Usage
içeri sızmak infiltrate v.
General
sınırdan içeri sızmak infiltrate v.
basına sızmak infiltrate the press v.
arasından sızmak percolate through v.
su sızmak dribble down v.
çatlaktan sızmak leak v.
basına sızmak infiltrate the media v.
dışına sızmak leak out v.
ter şeklinde sızmak (içindeki su) sweat v.
duman sızmak emit smoke v.
duman sızmak give off smoke v.
-den sızmak soak through v.
dışarı sızmak get out of v.
ışık sızmak (light) filter v.
deriden sızmak transude v.
içeri sızmak infiltrate into v.
toprağa sızmak leak into the soil v.
bir çetenin arasına sızmak infiltrate a gang v.
çevreye sızmak seep into the environment v.
zorla sızmak wriggle v.
içeri sızmak break v.
(zamk) sızmak gum v.
damlama sürecinde sızmak guttate v.
çatlaklardan sızmak cranny v.
çatlaktan girer gibi sızmak cranny v.
(ışık) karanlığın içinden sızmak pierce v.
yavaşça sızmak serpentine v.
yavaşça sızmak oozing adj.
Phrasals
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak get between v.
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak get between (someone or something and someone or something else) v.
bir yere sızmak sneak over v.
gizlice girmek/sızmak creep in (to something) v.
içine sızmak seep into v.
içeriye sızmak leak in v.
-den sızmak leak through something v.
-den sızmak permeate through something v.
-den akmak/sızmak oozed out from v.
-den akmak/sızmak ooze out of v.
(su vb) (bir yerde) sızmak seep out (of something) v.
(bir şeyden dışarıya doğru) sızmak/sızdırmak leach out of something v.
-den sızmak seep through something v.
-den sızmak leak out of something v.
(bir şeyin içine doğru) sızmak leach into something v.
(bir şeyin içine) damla damla akmak/sızmak drip in (something) v.
(bir şeyin içine) damla damla akmak/sızmak drip into (something) v.
damla damla (bir şeyin) içine akmak/sızmak drip in v.
(bir yere) yavaş yavaş sızmak filter in (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş sızmak filter into (some place) v.
içeri sızmak filter in v.
bir şeyden sızmak ooze from v.
(bir şeyin) altından/arkasından sızmak peek out (from something) v.
aradan sızmak peek out v.
aradan sızmak peek out v.
(yorgunluktan) sızmak sack out v.
(bir yere/bir durumun içine) sızmak wangle (one's) way into (some place or some situation) v.
içine sızmak leach in v.
(bir şeyin) içine sızmak leach in (to something) v.
(bir şeye) sızmak slink into (something) v.
(bir şeye) sızmak slink in (something) v.
içeri sızmak slip in v.
içeri sızmak sail into v.
'-den sızmak pour through v.
(bir şeyden/yerden) dışarı sızmak surge out of (someone, something, or some place) v.
dışarı sızmak pump out v.
(bir şeyden) sızmak bubble up (through something) v.
(bir şeyin) arasından sızmak/çıkmak bubble up (through something) v.
içeri sızmak break in v.
-e damla damla akmak/sızmak drip into v.
-den içeri sızmak filter through v.
(bir şeyden) içeri sızmak filter through (something) v.
(biriyle/bir şeyle başka birinin/bir şeyin) arasına girmek/sızmak go between (someone or something and someone or something else) v.
(bir şeyin) içine sızmak infiltrate into (something) v.
(bir şeyden/bir yerden) sızmak issue (forth) from (some thing or place) v.
bir yerden sızmak issue from some place v.
'-den dışarıya doğru sızmak/sızdırmak leach out of v.
(bir şeye) sızmak leak into (something) v.
(bir şeyin içine) sızmak leak in (something) v.
(bir şeye) sızmak leak in (something) v.
-den sızmak leak through v.
(bir şeyin) arasından sızmak percolate through (something) v.
-den sızmak permeate through v.
içine sızmak seep in v.
(bir şeyin) içine sızmak seep into (something) v.
(bir şeyin) içine sızmak seep in (something) v.
-den sızmak seep through v.
(bir şeyin) içine sızmak/süzülmek sink into (something) v.
(bir yere) sızmak slink into (some place) v.
(bir yere) sızmak sneak in (some place) v.
(bir yere) sinsice girmek/sızmak sneak in (some place) v.
(bir yere) sinsice girmek/sızmak sneak into (some place) v.
içeri/içine sızmak stream in v.
içeri sızmak trickle in v.
dışarı sızmak trickle out (of something) v.
(bir şeyden/bir yerden) dışarı sızmak trickle out (of something or some place) v.
(bir şeyden/bir yerden) sızmak trickle out (of something or some place) v.
-den sızmak trickle through v.
Phrases
(bir şeye/yere) sinsice sızmak worm into (something or some place) v.
(bir şeye/yere) çaktırmadan sızmak worm into (something or some place) v.
-e kurnazca sızmak worm into v.
'-e sinsice sızmak worm into v.
'-e yılan gibi sızmak worm into v.
Colloquial
(içki içtikten sonra) sızmak black out v.
(bir şeyin) içine/arasına sızmak infiltrate (something) v.
Idioms
içeri sızmak worm one's way into v.
içeri sızmak insinuate one's way into v.
kanepede sızmak crash on the couch v.
içip sızmak drink (oneself) to sleep v.
'-e sinsice sızmak worm (one's) way in v.
(bir şeye/bir yere) sinsice sızmak worm (one's) way into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) zar zor girmek/sızmak wriggle (one's) way into (something or some place) v.
Politics
bir örgüte sızmak infiltrate an organization v.
bir teşkilata sızmak infiltrate an organization v.
Technical
içeri sızmak infiltrate v.
küçük gözeneklerden sızmak seep v.
Marine
(su) sızmak leak v.
sintineye sızmak bilge v.
Pathology
dokuya sızmak infiltrate v.
hücrelere sızmak infiltrate v.
Slang
sızmak (madde etkisiyle) nod out v.
(içki içtikten sonra) sızmak zonk out v.
(uyku) sızmak conk off v.
(içmekten) sızmak/yığılıp kalmak squiff out v.
(uyku) sızmak conk out v.