sadık kalmak - Turkish English Dictionary

sadık kalmak

Meanings of "sadık kalmak" in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
General
sadık kalmak stick v.
But it will not be a tragedy if we fail to stick precisely to 2004 as the accession date.
Ancak katılım tarihi olarak 2004'e tam olarak sadık kalamazsak bu bir trajedi olmayacaktır.

More Sentences
sadık kalmak be faithful v.
Tom has always been faithful to Mary.
Tom, Mary'ye hep sadık kaldı.

More Sentences
sadık kalmak remain faithful to v.
He remained faithful to the last.
O sonuna kadar sadık kaldı.

More Sentences
sadık kalmak stick to v.
The Commission can only encourage them to stick to those commitments.
Komisyon sadece onları bu taahhütlere sadık kalmaya teşvik edebilir.

More Sentences
sadık kalmak adhere to v.
The timetable for enlargement must be adhered to.
Genişleme takvimine sadık kalınmalıdır.

More Sentences
sadık kalmak be true to v.
The translation is true to the original.
Tercüme aslına sadık kalınarak yapılmıştır.

More Sentences
sadık kalmak remain loyal v.
He remains loyal to his principles.
Prensiplerine sadık kalır.

More Sentences
sadık kalmak stay true v.
Only those who change stay true to themselves.
Sadece değişenler kendilerine sadık kalırlar.

More Sentences
sadık kalmak stick v.
Tom didn't stick around.
Tom sadık kalmadı.

More Sentences
sadık kalmak hold v.
sadık kalmak cling to v.
sadık kalmak stand by v.
sadık kalmak stick by v.
sadık kalmak hold to v.
sadık kalmak cling v.
sadık kalmak abide by v.
sadık kalmak cleave v.
sadık kalmak stay loyal v.
sadık kalmak stand by someone v.
sadık kalmak abide v.
sadık kalmak abide by v.
sadık kalmak hold v.
sadık kalmak hold on v.
sadık kalmak follow v.
Phrasals
sadık kalmak stick by v.
sadık kalmak abide by v.
sadık kalmak stick with v.
sadık kalmak bide by [scotland] v.
Archaic
sadık kalmak abideth v.

Meanings of "sadık kalmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 34 result(s)

Turkish English
Phrasals
(birine/bir şeye) sadık kalmak stick with (someone or something) v.
We have only just begun it and we must stick with it.
Daha yeni başladık ve buna sadık kalmalıyız.

More Sentences
Idioms
(karara) sadık kalmak abide by v.
You must abide by what you have said, namely, that all directives should be part of the same framework.
Söylediklerinize, yani tüm direktiflerin aynı çerçevenin bir parçası olması gerektiğine sadık kalmalısınız.

More Sentences
General
sadık kalmak (vaade/karara) abide v.
sözüne sadık kalmak remain true to one's word v.
arkadaşlarına sadık kalmak remain true to friends v.
programa sadık kalmak run to the schedule v.
programa sadık kalmak stick to the schedule v.
-e sadık kalmak stay loyal to v.
-e sadık kalmak remain loyal to v.
kocasına sadık kalmak remain faithful to her husband v.
karısına sadık kalmak stay faithful to his wife v.
karısına sadık kalmak remain faithful to his wife v.
kocasına sadık kalmak stay faithful to her husband v.
sözleşmeye sadık kalmak honour a contract v.
metne sadık kalmak stay with the script v.
yazının aslına sadık kalmak literalize v.
yazının aslına sadık kalmak literalise v.
birbirine sadık kalmak hold together v.
Phrasals
(birine/bir şeye) sadık kalmak glom onto (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sadık kalmak cling on (to someone or something) v.
(birine/bir şeye) sadık kalmak cling to (someone or something) v.
(bir şeye) sadık kalmak conform with (something) v.
(bir şeye) tutunmak/sadık kalmak hold to (something) v.
(birini bir şeye) sadık/bağlı kalmak zorunda bırakmak obligate (one) to v.
'-e sadık/bağlı kalmak zorunda bırakmak obligate to v.
sadık/yanında kalmak stay by v.
(birine/bir şeye) sadık kalmak stay by (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sadık kalmak stick by (someone or something) v.
Idioms
sözlerine/vaatlerine sadık kalmak keep faith with promises made v.
plana sadık kalmak stay the course v.
plana sadık kalmak go with the plan v.
sözüne sadık kalmak keep faith with somebody v.
(birine/bir şeye) sadık kalmak glom on (to someone or something) v.
(birine/bir şeye) sadık kalmak keep faith with (someone or something) v.