sempati

Meanings of "sempati" in English Turkish Dictionary : 11 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	sempati	sympathy n.
We do not need to isolate him, but we must make it clear where Europe's sympathies lie. Onu izole etmemize gerek yok, ancak Avrupa'nın sempatisinin nerede yattığını açıkça ortaya koymalıyız. More Sentences
General
2	General	sempati	sympathy n.
It seems to be difficult to arouse any sympathy from an environmental standpoint. Çevresel açıdan herhangi bir sempati uyandırmak zor görünüyor. More Sentences
Psychology
3	Psychology	sempati	sympathy n.
Asking people to vote as an expression of sympathy with a united Europe does not work. İnsanlardan birleşik bir Avrupa'ya duydukları sempatinin bir ifadesi olarak oy kullanmalarını istemek işe yaramıyor. More Sentences
General
4	General	sempati	affinity n.
5	General	sempati	liking n.
6	General	sempati	attraction n.
7	General	sempati	favor n.
8	General	sempati	complaisance n.
9	General	sempati	favour n.
10	General	sempati	fellow-feeling n.
11	General	sempati	shine n.

Meanings of "sempati" with other terms in English Turkish Dictionary : 68 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	sempati duymak	sympathize v.
Kate sympathized with him. Kate ona sempati duyuyordu. More Sentences
2	General	sempati duymak	sympathise v.
I personally sympathise with this view. Ben şahsen bu görüşe sempati duyuyorum. More Sentences
3	General	sempati gösteren	sympathy adj.
Spare me the sympathy. Bana sempati gösterme. More Sentences
4	General	herkese sempati duyan	a bleeding heart n.
5	General	sempati duyan kimse	sympathizer n.
6	General	sempati grevi	sympathetic strike n.
7	General	sempati duyan kimse	sympathiser n.
8	General	sempati duymama	unsympathy n.
9	General	alaycı sempati	mock sympathy n.
10	General	sahte sempati	mock sympathy n.
11	General	sempati toplamak için açı çekiyormuş gibi yapan kimse	martyr n.
12	General	karşılıklı sempati	mutual affection n.
13	General	derinden hissedilen sempati	oneness n.
14	General	sempati yoksunluğu	dispathy n.
15	General	sempati eksikliği	dissympathy n.
16	General	sempati duymak	like v.
17	General	sempati duymak	take to v.
18	General	sempati toplamak	earn sympathy v.
19	General	sempati toplamak	attract sympathy v.
20	General	sempati kazanmak	earn sympathy v.
21	General	sempati kazanmak	gain sympathy v.
22	General	sempati toplamak	gain sympathy v.
23	General	sempati uyandırmak	arouse sympathy v.
24	General	sempati uyandırmak	stir one’s sympathies v.
25	General	güçlü bir sempati duymak	pull v.
26	General	sempati duymak	hold v.
27	General	sempati yaratmaya çalışmak	infect v.
28	General	sempati beslemek	feel v.
29	General	sempati duymak	feel for v.
30	General	sempati uyandıran	charismatic adj.
31	General	sempati duyan	sympathizer adj.
Phrasals
32	Phrasals	sempati duymamak	not hold with v.
33	Phrasals	(birine) sempati duymak	go out to (someone) v.
34	Phrasals	-e sempati	affinity for v.
35	Phrasals	-e sempati	affinity for v.
Phrases
36	Phrases	(birine/bir şeye) güçlü bir sempati duymak	yearn over (someone or something) v.
37	Phrases	-e güçlü bir sempati duymak	yearn over v.
38	Phrases	birine/bir şeye karşı sempati beslemeyen	out of sympathy with somebody/something expr.
Idioms
39	Idioms	(birine beslenen) sempati	affinity for (someone or something) n.
40	Idioms	herkese sempati duyan	a bleeding heart n.
41	Idioms	sempati duymak	take a fancy to v.
42	Idioms	sempati duymak	someone's heart goes out to v.
43	Idioms	(başı dertte olan) birisi için sempati duymak	have one's heart go out to someone v.
44	Idioms	(bir şeye) sempatisi olmak/sempati duymak	have a fable for (something) v.
45	Idioms	(birine/bir şeye) sempati duymak	take a fancy to (someone or something) v.
46	Idioms	(birine/bir şeye) sempati duymak/duymaya başlamak	take a liking to (someone or something) v.
Trade/Economic
47	Trade/Economic	sempati grevi	sympathetic strike n.
48	Trade/Economic	sempati grevi	sympathy strike n.
Politics
49	Politics	sempati toplama ziyareti	charm offensive n.
50	Politics	sempati atağı	charm offensive n.
51	Politics	sempati atağı	charm offense n.
52	Politics	sempati toplama ziyareti	charm offense n.
53	Politics	parlamentoda merkezci olup siyasi sorunlarda sağ görüşe sempati duyan üyeler	right center n.
54	Politics	marksizme sempati duyan	marxisant adj.
Media
55	Media	ilgi veya sempati uyandırma amacıyla kişileri duygusal yönden ele alan habercilik	human interest n.
56	Media	ilgi veya sempati uyandırma amacıyla kişileri duygusal yönden ele alan habercilik	human-interest n.
57	Media	anlatılan kişi ve sorunlara sempati beslenmesi için tasarlanmış (haber)	human-interest adj.
Anatomy
58	Anatomy	sempati sinir	sympathetic nerve n.
Psychology
59	Psychology	sempati eksikliği	dyspathy n.
60	Psychology	sempati eksikliği ile karakterize olan	dyspathetic adj.
Statistics
61	Statistics	sempati etkisi	sympathy effect n.
Chemistry
62	Chemistry	sempati tozu	sympathetic powder n.
History
63	History	sempati tozu	weapon salve n.
64	History	16. yüzyıl almanya'sında kalvinistlere duyulan gizli sempati	crypto-calvinism n.
Art
65	Art	insan problemlerini, uğraşlarını veya başarılarını ilgi veya sempati uyandıracak şekilde sergileyen	human interest adj.
66	Art	insan problemlerini, uğraşlarını veya başarılarını ilgi veya sempati uyandıracak şekilde sergileyen	human-interest adj.
Archaic
67	Archaic	sempati kaynaklı uyku	somnopathy n.
Slang
68	Slang	alt-right cemaati içerisinde liberal değerlere sempati duyup solun vaatlerine kulak asan muhafazakar için kullanılan aşağılayıcı sözcük	cuckservative [us] n.