serbest bırakmak

Meanings of "serbest bırakmak" in English Turkish Dictionary : 99 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	serbest bırakmak	set free v.
The trial is to begin again on 30 March and, until then, they should be set free. Duruşma 30 Mart'ta yeniden başlayacak ve o zamana kadar serbest bırakılmaları gerekiyor. More Sentences
2	Common Usage	serbest bırakmak	liberate v.
Combustion liberates heat. Yanma ısıyı serbest bırakır. More Sentences
3	Common Usage	serbest bırakmak	release v.
We call upon the guerilla groups to release the other hostages. Gerilla gruplarına diğer rehineleri serbest bırakmaları çağrısında bulunuyoruz. More Sentences
General
4	General	serbest bırakmak	free v.
He was kidnapped in Mukala in Dagestan and nothing has been done to free him. Dağıstan'da Mukala'da kaçırıldı ve serbest bırakılması için hiçbir şey yapılmadı. More Sentences
5	General	serbest bırakmak	set at liberty v.
The prisoner was set at liberty. Mahkum serbest bırakıldı. More Sentences
6	General	serbest bırakmak	unleash v.
It would unleash all kinds of fanaticism and discrimination against ethnic minorities. Etnik azınlıklara karşı her türlü fanatizmi ve ayrımcılığı serbest bırakacaktır. More Sentences
7	General	serbest bırakmak	let go v.
Did Tom deserve to be let go? Tom serbest bırakılmayı hak etti mi? More Sentences
Idioms
8	Idioms	serbest bırakmak	set free v.
All the prisoners have been set free. Tüm mahkûmlar serbest bırakıldı. More Sentences
9	Idioms	serbest bırakmak	let go v.
Tom refused to let go. Tom serbest bırakmayı reddetti. More Sentences
Technical
10	Technical	serbest bırakmak	release v.
The resulting shake-up of the world would release the forces of evil everywhere. Bunun sonucunda dünyanın sarsılması, kötülüğün güçlerini her yerde serbest bırakacaktır. More Sentences
General
11	General	serbest bırakmak	emancipate v.
12	General	serbest bırakmak	let off v.
13	General	serbest bırakmak	let loose v.
14	General	serbest bırakmak	set loose v.
15	General	serbest bırakmak	deliver v.
16	General	serbest bırakmak	unchain v.
17	General	serbest bırakmak	loose v.
18	General	serbest bırakmak	uncage v.
19	General	serbest bırakmak	extricate v.
20	General	serbest bırakmak	unhitch v.
21	General	serbest bırakmak	turn loose v.
22	General	serbest bırakmak	let go one's hold of v.
23	General	serbest bırakmak	unfreeze v.
24	General	serbest bırakmak	unbind v.
25	General	serbest bırakmak	disengage v.
26	General	serbest bırakmak	deblock v.
27	General	serbest bırakmak	affranchise v.
28	General	serbest bırakmak	decontrol v.
29	General	serbest bırakmak	slip v.
30	General	serbest bırakmak	unloosen v.
31	General	serbest bırakmak	manumit v.
32	General	serbest bırakmak	make free v.
33	General	serbest bırakmak	unrein v.
34	General	serbest bırakmak	unloose v.
35	General	serbest bırakmak	disentangle v.
36	General	serbest bırakmak	relinquish v.
37	General	serbest bırakmak	enfranchise v.
38	General	serbest bırakmak	discharge v.
39	General	serbest bırakmak	give somebody his head v.
40	General	serbest bırakmak	deallocate v.
41	General	serbest bırakmak	give a loose v.
42	General	serbest bırakmak	leave liberty v.
43	General	serbest bırakmak	assoil v.
44	General	serbest bırakmak	abstringe v.
45	General	serbest bırakmak	unanchor v.
46	General	serbest bırakmak	unbay v.
47	General	serbest bırakmak	uncloister v.
48	General	serbest bırakmak	undo v.
49	General	serbest bırakmak	enfree v.
50	General	serbest bırakmak	enfreedom [obsolete] v.
51	General	serbest bırakmak	unmew v.
52	General	serbest bırakmak	unpin v.
53	General	serbest bırakmak	unshackle v.
54	General	serbest bırakmak	untack v.
55	General	serbest bırakmak	untether v.
56	General	serbest bırakmak	untie v.
57	General	serbest bırakmak	vindicate v.
58	General	serbest bırakmak	loosen v.
59	General	serbest bırakmak	lowse v.
60	General	serbest bırakmak	deregulate v.
61	General	serbest bırakmak	overhaul v.
62	General	serbest bırakmak	omit [obsolete] v.
63	General	serbest bırakmak	devest v.
64	General	serbest bırakmak	disgage [obsolete] v.
65	General	serbest bırakmak	disinthrall [us] v.
66	General	serbest bırakmak	feather [obsolete] v.
67	General	serbest bırakmak	disbind [obsolete] v.
68	General	serbest bırakmak	discharge v.
69	General	serbest bırakmak	outspan [south africa] v.
70	General	serbest bırakmak	solve [obsolete] v.
71	General	serbest bırakmak	solve [obsolete] v.
Phrasals
72	Phrasals	serbest bırakmak	cast off v.
73	Phrasals	serbest bırakmak	turn up v.
74	Phrasals	serbest bırakmak	turn off v.
75	Phrasals	serbest bırakmak	let out of v.
76	Phrasals	serbest bırakmak	veer away v.
77	Phrasals	serbest bırakmak	veer out v.
Colloquial
78	Colloquial	serbest bırakmak	let her roll v.
79	Colloquial	serbest bırakmak	let it rip v.
80	Colloquial	serbest bırakmak	let her rip v.
Idioms
81	Idioms	serbest bırakmak	give full rein to v.
82	Idioms	serbest bırakmak	give a long leash v.
83	Idioms	serbest bırakmak	get loose v.
84	Idioms	serbest bırakmak	allow somebody a free rein v.
85	Idioms	serbest bırakmak	give somebody a free rein v.
Law
86	Law	serbest bırakmak	relesse [obsolete] v.
87	Law	serbest bırakmak	disincarcerate v.
88	Law	serbest bırakmak	disengage v.
89	Law	serbest bırakmak	liberate v.
Politics
90	Politics	serbest bırakmak	affranchise v.
91	Politics	serbest bırakmak	disenthrall v.
92	Politics	serbest bırakmak	disenthral v.
93	Politics	serbest bırakmak	enfranchise v.
Technical
94	Technical	serbest bırakmak	trip v.
95	Technical	serbest bırakmak	slacken v.
Archaic
96	Archaic	serbest bırakmak	manumise v.
97	Archaic	serbest bırakmak	dimit v.
98	Archaic	serbest bırakmak	dissolve v.
Slang
99	Slang	serbest bırakmak	liberate from v.

Meanings of "serbest bırakmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 101 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	kefaletle serbest bırakmak	release on bail v.
Tom has been released on bail. Tom kefaletle serbest bırakıldı. More Sentences
Phrasals
2	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) serbest bırakmak	release (someone or something) from (something) v.
We must do all we can to release from detention this brave and honourable woman. Bu cesur ve onurlu kadının gözaltından serbest bırakılması için elimizden geleni yapmalıyız. More Sentences
Common Usage
3	Common Usage	kefaletle serbest bırakmak	bail v.
General
4	General	fidye alarak serbest bırakmak	ransom v.
5	General	kefaletle serbest bırakmak	allow bail v.
6	General	birini serbest bırakmak	give someone rope v.
7	General	kefaletle serbest bırakmak	parole v.
8	General	kefaletle serbest bırakmak	admit to bail v.
9	General	genel afla serbest bırakmak	amnesty v.
10	General	bir mahpusu serbest bırakmak	set someone at large v.
11	General	mahkumu şartlı olarak serbest bırakmak	parole v.
12	General	kefaletle serbest bırakmak	grant bail v.
13	General	birini serbest bırakmak	set someone free v.
14	General	rehini serbest bırakmak	take out of pledge v.
15	General	kefaletle serbest bırakmak	bail out v.
16	General	birini serbest bırakmak	emancipate someone from something v.
17	General	birini kefaletle serbest bırakmak	release somebody on bail v.
18	General	oku yaydan serbest bırakmak	let fly v.
19	General	yumruğunu açarak serbest bırakmak	unclutch v.
20	General	(ani bir güçle) serbest bırakmak	uncork v.
21	General	serbest bırakmak (enerji, tutku)	unharness v.
22	General	(birinin düşüncelerini, davranışlarını) serbest bırakmak	unseal v.
23	General	(tabi olan birini) serbest bırakmak	unsubject v.
24	General	(kontrol edilen bir şeyi) serbest bırakmak	unsubject v.
25	General	(yakalanan bir şeyi) serbest bırakmak	untackle v.
26	General	fermuarı açarak serbest bırakmak (bir şeyi)	zip v.
27	General	tamamen serbest bırakmak	wreak v.
28	General	fidye ile serbest bırakmak	borrow [obsolete] v.
29	General	kafesten serbest bırakmak	discage v.
30	General	(köpek, kuş) avı kovalaması için serbest bırakmak	slip v.
31	General	(halat) yavaş yavaş serbest bırakmak	surge v.
Phrasals
32	Phrasals	(köpeği) serbest bırakmak	set on [obsolete] v.
33	Phrasals	(oku) serbest bırakmak	let off v.
34	Phrasals	(süt salgısını) memeden serbest bırakmak	let down v.
35	Phrasals	kendini serbest bırakmak	let oneself go v.
36	Phrasals	serbest bırakmak/gevşetmek	slack up on something v.
37	Phrasals	serbest bırakmak/gevşetmek	slack off on something v.
38	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyden serbest bırakmak	release someone or something from something v.
39	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) serbest bırakmak	discharge (someone or something) from (something) v.
40	Phrasals	duygularını serbest bırakmak	take out v.
41	Phrasals	-den serbest bırakmak	discharge from v.
42	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) serbest bırakmak	disentangle (someone or something) from (someone or something) v.
43	Phrasals	birini birinden/bir şeyden serbest bırakmak	emancipate someone from someone or something v.
44	Phrasals	(birini/kendini birinden/bir şeyden) serbest bırakmak	free (someone or oneself) from (someone or something) v.
45	Phrasals	'-i serbest/özgür bırakmak	let go of v.
Colloquial
46	Colloquial	(bir şeyi) serbest bırakmak	let (something) rip v.
47	Colloquial	(birini/bir şeyi) serbest/özgür bırakmak	let (someone or something) go v.
Idioms
48	Idioms	birini serbest bırakmak	let somebody go v.
49	Idioms	birini serbest bırakmak	let someone go v.
50	Idioms	birini serbest bırakmak/salıvermek	let go of someone v.
51	Idioms	bir atı (çok yaşlı olduğundan) serbest bırakmak	put a horse out to pasture v.
52	Idioms	bağlarını çözerek serbest bırakmak	cut free v.
53	Idioms	hislerini/duygularını açığa vurmak/serbest bırakmak	give vent to one's feelings v.
54	Idioms	daha serbest bırakmak	cut out of whole cloth v.
55	Idioms	daha serbest bırakmak	cut the apron strings v.
56	Idioms	(birini/bir şeyi bir alanda) serbest bırakmak	give (someone or something) the run of (some place) v.
57	Idioms	(bir şeyi) serbest/özgür bırakmak	give wing to (something) v.
58	Idioms	serbest/özgür bırakmak	give wing to v.
59	Idioms	saçlarını serbest bırakmak	let one's hair down v.
60	Idioms	(birini bir konuda) serbest/özgür bırakmak	let (someone) loose (on something) v.
61	Idioms	bir hayvanı artık çalıştırmamak/serbest bırakmak	put (something) out to pasture v.
62	Idioms	bir şeyi serbest bırakmak	whistle something down the wind v.
63	Idioms	(birini) serbest bırakmak	let loose of (someone) v.
64	Idioms	bazı duyguları serbest bırakmak	let loose of (something) v.
65	Idioms	içindekileri/içinde tuttuklarını serbest bırakmak	let loose of (something) v.
66	Idioms	hislerini serbest bırakmak	let loose of (something) v.
67	Idioms	(birini) serbest/özgür bırakmak	allow (one) free rein v.
68	Idioms	(birini) serbest/özgür bırakmak	allow (one) free rein v.
69	Idioms	(birini) biraz serbest bırakmak	cut (one) some slack v.
70	Idioms	birini serbest bırakmak	give somebody their head v.
71	Idioms	birini serbest bırakmak	give someone his or her head v.
72	Idioms	birini serbest bırakmak	give someone their head v.
73	Idioms	birini/bir şeyi serbest/özgür bırakmak	give/allow somebody/something free/full rein v.
74	Idioms	birini/bir şeyi serbest/özgür bırakmak	give/allow free/full rein to somebody/something v.
75	Idioms	(birini/bir şeyi) serbest bırakmak	let (someone or something) loose v.
76	Idioms	(bir şeyi) serbest bırakmak	let (something) loose v.
77	Idioms	-i serbest bırakmak	let loose of v.
78	Idioms	'-i serbest bırakmak	let loose of v.
79	Idioms	birini/bir şeyi serbest bırakmak	let somebody/something loose v.
80	Idioms	(birini/bir şeyi) serbest bırakmak	set (someone or something) loose v.
81	Idioms	(tutsaklıktan) kurtarmak/serbest bırakmak	set free (from something) v.
82	Idioms	(birini/bir şeyi) serbest bırakmak	turn (someone or something) loose v.
Trade/Economic
83	Trade/Economic	kefaletle serbest bırakmak	bail out v.
84	Trade/Economic	harç ödeyerek serbest bırakmak	loose [scotland] v.
Law
85	Law	mahkemeye çıkmak üzere serbest bırakmak	release on habeas corpus v.
86	Law	kefaletle serbest bırakmak	bail out v.
87	Law	belirlenen günde mahkemeye çıkacağını temin etmesi üzerine mahkumu serbest bırakmak	mainprise v.
88	Law	(birini) kefaletle serbest bırakmak	replevy v.
Informatics
89	Informatics	kaynağı serbest bırakmak	deallocate v.
Mechanic
90	Mechanic	genişleme strokunun sonunda akışkanın silindirden serbest bırakmak	release n.
Aeronautic
91	Aeronautic	ayırmak serbest bırakmak	disengage v.
Marine
92	Marine	ana direkler ve çarmıkların arasını açmak ve küpeşteleri serbest bırakmak için kullanılan ahşap ya da demir destekler	chain wales n.
93	Marine	çıpayı serbest bırakmak	break ground v.
Biochemistry
94	Biochemistry	(hücreleri veya kimyasal maddeleri) serbest bırakmak	mobilize v.
95	Biochemistry	(hücreleri veya kimyasal maddeleri) serbest bırakmak	mobilise v.
Literature
96	Literature	kendini serbest bırakmak	outwind [obsolete] v.
Military
97	Military	ateş sahasını serbest bırakmak	unmask v.
Hunting
98	Hunting	(köpekleri) serbest bırakmak	cast off v.
Sport
99	Sport	oyuncuyu karşılıksız ve koşulsuz olarak serbest bırakmak	outright v.
Archaic
100	Archaic	(koşum atını) serbest bırakmak	ungear v.
Slang
101	Slang	kendini serbest bırakmak	get naked v.