sigortalı - Turkish English Dictionary

sigortalı

Meanings of "sigortalı" in English Turkish Dictionary : 15 result(s)

Turkish English
Common Usage
sigortalı insured adj.
My despair was all the greater because I was insured with a dreadful insurance company.
Umutsuzluğum daha da büyüktü çünkü korkunç bir sigorta şirketine sigortalıydım.

More Sentences
General
sigortalı insured adj.
In all events, the ship was insured.
Her halükarda, gemi sigortalıydı.

More Sentences
Trade/Economic
sigortalı insured adj.
Is your home properly insured?
Eviniz düzgün sigortalı mı?

More Sentences
Insurance
sigortalı covered adj.
My house is covered by insurance.
Benim evim sigortalıdır.

More Sentences
sigortalı insured adj.
It's a good thing you're insured.
Sigortalı olman iyi bir şey.

More Sentences
General
sigortalı social insurant n.
sigortalı the insured n.
Trade/Economic
sigortalı assured adj.
Law
sigortalı assured adj.
Insurance
sigortalı insuree n.
sigortalı insurance holder n.
sigortalı covered by an insurance policy adj.
sigortalı assured adj.
Automotive
sigortalı fused adj.
sigortalı fuzed adj.

Meanings of "sigortalı" with other terms in English Turkish Dictionary : 67 result(s)

Turkish English
General
sosyal sigortalı social insurant n.
aktif sigortalı social insurant n.
sigortalı kimse insured person n.
birlikte sigortalı olmak family insurance v.
sigortalı olmak cover against v.
sigortalı bir işe girmek get a job with social security benefits v.
sosyal sigortalı insured adj.
aktif sigortalı insured adj.
hastalık sigortalı sick insured adj.
sigortalı kimse assured adj.
tek bir dalda sigortalı monoline adj.
(sigortalı için) normalin üzerinde kayıp teşkil eden substandard adj.
Trade/Economic
gerek limanda ve gerekse yolda sigortalı at and from n.
sigortalı mal insured goods n.
sigortalı emtia insured goods n.
sigortalı olarak verilen hizmetlerin listesi list of insured services n.
sigortalı işe giriş bildirisi statement of employment n.
sigortalı çalışma covered employment n.
sigortalı çalışma insured employment n.
sigortalı hizmet listesi list of insured services n.
sigortalı kimse covered person n.
sigortalı malın tam ziyanı compromised total loss n.
sigortalı emeklilik planları insured pension plans n.
sigortalı hizmet listesi list of insured service n.
sigortalı mağaza bonded warehouse n.
tazminat miktarının sigortalı ve sigortacı arasında kararlaştırılması adjustment n.
yıllık sigortalı annuitant n.
Insurance
sigortalı ölünce payının geri kalan üyelere dağıtıldığı bir hayat sigortası şekli tontine insurance n.
azami sigortalı meblağ maximum amount insured n.
müşterek sigortalı klozu co-insurance clause n.
müşterek sigortalı klozu joint insured clause n.
sigortalı değer insured value n.
sigortalı kişi policy holder n.
sigortalı işe ait iş hacmi standard turnover n.
sigortalı muhatara peril insured against n.
sigortalı malın artık sigortalanamayacak şekilde zarara uğraması loss of specie n.
sigortalı tehlike insured peril n.
sigortalı araçların çarpışmasıyla sonuçlanan bir zarar halinde sigortalıların karşılıklı hukuki sorumluluğuna bakılmaksızın her iki sigortacının kendi hasarından sorumlu olması knock-for-knock agreement n.
sigortalı mektup insured letter n.
sigortalı geminin satışı klozu sale of vessel clause n.
sigortalı posta kolisi insured parcel n.
toplam sigortalı değer total insured value n.
hayat sigortalı konut kredisi endowment mortgage n.
poliçe sahibinin poliçe kapsamında ödeme alabilmek için sigortalı malı yok etme riski moral hazard n.
hayat sigortalı kişinin ölümü üzerine ödenen para reversion n.
sigortalı olmak carry insurance v.
halihazırda sigortalı currently insured adj.
mükerrer sigortalı reinsured adj.
poliçe kapsamında sigortalı insured under a policy adj.
eksik sigortalı underinsured adj.
Technical
dikey sigortalı yük ayırıcı vertical fuse switch disconnector n.
dikey tip sigortalı yük ayırıcı vertical fuse switch disconnector n.
erir sigortalı vana fusible link valve n.
erir sigortalı priz safety fusible plug n.
sigortalı ayırıcı disconnector fuse n.
sigortalı anahtar switch fuse n.
sigortalı ayırıcı fused/switch disconnector n.
sigortalı pense fusengs n.
sigortalı salt okunur bellek fusable read-only memory n.
sigortalı anahtar fused switch n.
Computer
sigortalı ayırıcı disconnector fuse n.
Electric
sigortalı fişler fused plugs n.
sigortalı dağıtım tablosu distribution panel n.
Automotive
sigortalı bağlantı fusible link n.
sigortalı devre fused circuit n.
sigortalı akü terminali fused battery terminal n.
sigortalı bağlantı kutusu fusible link box n.