|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
şükran duası (yemekten önce/sonra söylenen) |
grace n.
|
|
Father took his place at the head of the table and began to say grace.
Babam masanın başındaki yerini aldı ve şükran duasını okumaya başladı.
More Sentences
|
2 |
General |
öğleden sonra |
afternoon n.
|
|
Some other issues were raised this morning and this afternoon.
Bu sabah ve öğleden sonra başka konular da gündeme geldi.
More Sentences
|
3 |
General |
ölümden sonra hayat |
life after death n.
|
|
He believes in life after death.
Ölümden sonra hayata inanıyor.
More Sentences
|
|
4 |
General |
on yıl sonra |
ten years later n.
|
|
Here we are, ten years later, and no revision to the existing legislation on noise has been made.
İşte on yıl sonra buradayız ve gürültüye ilişkin mevcut mevzuatta hiçbir değişiklik yapılmadı.
More Sentences
|
5 |
General |
cuma öğleden sonra |
friday afternoon n.
|
|
Are we free on Friday afternoon?
Cuma öğleden sonra boş muyuz?
More Sentences
|
6 |
General |
öğleden sonra |
after n.
|
|
After all, our entire Parliament knows what is being discussed the afternoon after the meeting anyway.
Neticede, toplantıdan sonraki öğleden sonra ne konuşulduğunu zaten tüm Parlamentomuz biliyor.
More Sentences
|
7 |
General |
sonra almak |
get after v.
|
|
In all cases, the payout you will get after winning a certain trade is stated beforehand.
Her durumda, belirli bir işleme hak kazandıktan sonra alacağınız ödeme önceden belirtilir.
More Sentences
|
8 |
General |
sonra gelmek |
follow v.
|
|
The words 'within the euro zone countries'should follow 'Stability Pact'.
'Euro bölgesi ülkeleri içerisinde' ifadesi 'İstikrar Paktı' ifadesinden sonra gelmelidir.
More Sentences
|
9 |
General |
daha sonra aramak |
call (somebody) back v.
|
|
Can you call back later?
Daha sonra arayabilir misin?
More Sentences
|
10 |
General |
ölümünden sonra (olan/olmuş) |
posthumous adj.
|
|
This is a posthumous glorification of the communist ideology which is not to my taste.
Bu, komünist ideolojinin ölümünden sonra yüceltilmesidir ve benim zevkime uygun değildir.
More Sentences
|
11 |
General |
az sonra |
soon adj.
|
|
Soon, the tea was ready.
Az sonra çay hazırdı.
More Sentences
|
12 |
General |
öğleden sonra |
p.m. adj.
|
|
The job must be finished by 3 p.m.
İşin öğleden sonra saat 3'e kadar bitirilmesi gerekmektedir.
More Sentences
|
13 |
General |
bundan sonra |
thereafter adv.
|
|
A broader debate thereafter, also involving national parliaments, is important.
Bundan sonra ulusal parlamentoların da dahil olduğu daha geniş bir tartışma önemlidir.
More Sentences
|
14 |
General |
biraz sonra |
a little later adv.
|
|
Could you come back a little later?
Biraz sonra gelebilir misin?
More Sentences
|
15 |
General |
bir süre sonra |
after a while adv.
|
|
After a while, though, these, too, add up.
Ancak bir süre sonra bunlar da birikiyor.
More Sentences
|
16 |
General |
az sonra |
shortly adv.
|
|
Tom will be back shortly.
Tom az sonra geri dönecek.
More Sentences
|
17 |
General |
ondan sonra |
ever after adv.
|
|
And they all lived happily ever after.
Ve ondan sonra hep mutlu yaşadılar.
More Sentences
|
18 |
General |
biraz sonra |
after a while adv.
|
|
After a while, the children settled down.
Biraz sonra çocuklar sakinleşti.
More Sentences
|
19 |
General |
ve sonra |
and later adv.
|
|
Both drivers were taken to the hospital and later released.
Her iki sürücü de hastaneye kaldırıldı ve sonra taburcu edildiler.
More Sentences
|
20 |
General |
daha sonra |
later adv.
|
|
I am sure that we can come back to this issue later.
Bu konuya daha sonra tekrar dönebileceğimizden eminim.
More Sentences
|
21 |
General |
daha sonra |
after adv.
|
|
This directive was promised us, first of all, after summer 2002, then for the end of 2002.
Bu direktif bize öncelikle 2002 yazından sonra, daha sonra da 2002 sonu için söz verilmişti.
More Sentences
|
22 |
General |
yemekten sonra |
after meal adv.
|
|
You need not wash the dishes after meals.
Yemekten sonra bulaşıkları yıkamana gerek yok.
More Sentences
|
23 |
General |
ama sonra |
but then adv.
|
|
The United Kingdom has agreed to admit one thousand illegal immigrants, but then what?
Birleşik Krallık bin yasadışı göçmeni kabul etmeyi kabul etti, ama sonra ne olacak?
More Sentences
|
24 |
General |
ve daha sonra |
and later adv.
|
|
Furthermore, the director of the newspaper was imprisoned and later freed.
Ayrıca, gazetenin müdürü hapse atılmış ve daha sonra serbest bırakılmıştır.
More Sentences
|
25 |
General |
bundan sonra |
next adv.
|
|
What is going to happen next with this report?
Bu raporla ilgili olarak bundan sonra ne olacak?
More Sentences
|
26 |
General |
daha sonra |
afterwards adv.
|
|
It would be better to transport the meat afterwards.
Eti daha sonra nakletmek daha iyi olacaktır.
More Sentences
|
27 |
General |
öğleden sonra |
in the afternoon adv.
|
|
As of today, the Minutes will be approved when the sitting is resumed in the afternoon, at 3 p.m.
Tutanaklar bugün itibariyle öğleden sonra saat 15:00'te oturum yeniden başladığında onaylanacaktır.
More Sentences
|
28 |
General |
ölümden sonra |
posthumously adv.
|
|
Tom received the award posthumously.
Tom ödülü ölümünden sonra aldı.
More Sentences
|
29 |
General |
biraz sonra |
soon adv.
|
|
The bar is closing soon.
Bar biraz sonra kapanıyor.
More Sentences
|
30 |
General |
bundan sonra |
after this adv.
|
|
What do we do after this?
Bundan sonra ne yapacağız?
More Sentences
|
31 |
General |
bundan sonra |
anymore adv.
|
|
I won't talk to you anymore.
Seninle bundan sonra konuşmayacağım.
More Sentences
|
32 |
General |
bundan sonra |
from now on adv.
|
|
Hopefully we will see this happen and will see progress in the spring summits from now on.
Umarız bunun gerçekleştiğini ve bundan sonra bahar zirvelerinde ilerleme kaydedildiğini görürüz.
More Sentences
|
33 |
General |
daha sonra |
then adv.
|
|
Then it says there that these reports are to be replaced by amendments from this or that person.
Daha sonra bu raporların şu veya bu kişiden gelen değişikliklerle değiştirileceği yazıyor.
More Sentences
|
34 |
General |
ve sonra |
and then adv.
|
|
And then, all languages are learnt within the family first of all.
Ve sonra, tüm diller öncelikle aile içinde öğrenilir.
More Sentences
|
35 |
General |
ondan sonra |
then adv.
|
|
It appears difficult to enlarge first and only then to focus on depth.
Önce genişletmek ve ancak ondan sonra derinliğe odaklanmak zor görünüyor.
More Sentences
|
36 |
General |
daha sonra |
next adv.
|
|
Next, we should surely amend all international legislation.
Daha sonra, tüm uluslararası mevzuatı mutlaka değiştirmeliyiz.
More Sentences
|
37 |
General |
(ondan) sonra |
then adv.
|
|
I stopped by the pharmacy and then the butcher shop.
Önce eczaneye sonra da kasap dükkanına uğradım.
More Sentences
|
38 |
General |
daha sonra |
later on adv.
|
|
I hope that the Prime Minister will contradict me later on.
Umarım Sayın Başbakan daha sonra beni yalanlar.
More Sentences
|
39 |
General |
daha sonra |
then by adv.
|
|
The largest consumer of water is agriculture, followed by industry, and only then by private households.
Suyun en büyük tüketicisi tarım, ardından sanayi ve daha sonra da özel hanelerdir.
More Sentences
|
40 |
General |
tarihinden sonra |
after adv.
|
|
A number of domestic problems will still remain following membership, for there is a life after the accession date too.
Üyelikten sonra da bir takım iç sorunlar devam edecektir, çünkü katılım tarihinden sonra da bir hayat vardır.
More Sentences
|
41 |
General |
bir gün sonra |
a day later adv.
|
|
Tom died a day later.
Tom bir gün sonra öldü.
More Sentences
|
42 |
General |
üç ay sonra |
three months later adv.
|
|
I received a letter three months later.
Üç ay sonra bir mektup aldım.
More Sentences
|
43 |
General |
yaptıktan sonra |
after doing adv.
|
|
Tom is probably going to be exhausted after doing that.
Tom bunu yaptıktan sonra muhtemelen çok yorulacak.
More Sentences
|
|
44 |
General |
aldıktan sonra |
upon receiving adv.
|
|
Upon receiving your Certificate of Eligiblity, please come to the Japanese Embassy in London.
Uygunluk Belgenizi aldıktan sonra lütfen Londra'daki Japon Büyükelçiliği'ne gelin.
More Sentences
|
45 |
General |
daha sonra |
thereafter adv.
|
|
Thereafter, you can massage of another leg too.
Daha sonra öteki bacağa da masaj yapabilirsiniz.
More Sentences
|
46 |
General |
iki hafta sonra |
two weeks later adv.
|
|
Now, nearly two weeks later, 476 bodies have been recovered from the sea and 500 remain missing.
Şimdi, yaklaşık iki hafta sonra, denizden 476 ceset çıkarıldı ve 500 kişi hala kayıp.
More Sentences
|
47 |
General |
birkaç dakika sonra |
few minutes later adv.
|
|
The telephone rang a few minutes later.
Birkaç dakika sonra telefon çaldı.
More Sentences
|
48 |
General |
bugünden sonra |
after today adv.
|
|
After today, I want to send the manuscript to a publishing house.
Bugünden sonra, taslağı bir yayınevine göndermek istiyorum.
More Sentences
|
49 |
General |
bir yıl sonra |
one year later adv.
|
|
This also means that we will receive some of this money back one year later.
Bu aynı zamanda bu paranın bir kısmını bir yıl sonra geri alacağımız anlamına da geliyor.
More Sentences
|
50 |
General |
bir yıl sonra |
a year later adv.
|
|
And Walesa, who was a dissident, also visited Parliament a year later as President of Poland.
Muhalif Walesa da bir yıl sonra Polonya Cumhurbaşkanı olarak Parlamento'yu ziyaret etti.
More Sentences
|
51 |
General |
ondan sonra |
after that adv.
|
|
Then after that he adds, "peace."
Ondan sonra da "selam size" der.
More Sentences
|
52 |
General |
yazarın ölümünden sonra yayımlanma |
posthumousness n.
|
|
53 |
General |
kağıtlar dağıtıldıktan sonra kalan kartlar |
talon n.
|
|
54 |
General |
ölümden sonra olma |
posthumousness n.
|
|
55 |
General |
akıl hastanesine yerleştirdikten sonra duruşma |
post commitment hearing n.
|
|
56 |
General |
alarmın çalmasından sonra sürekli kalkmak zorunda olduğunu bilerek uyuma durumu |
unprotected sleep n.
|
|
57 |
General |
uzun bir aradan sonra bir yere dönen (kimse) |
returnee n.
|
|
58 |
General |
eşleri hamile kalan erkeklerin kısa bir süre sonra hamilelik semptomları yaşaması |
couvade n.
|
|
59 |
General |
önce kuvvetli sonra yavaş |
forte piano n.
|
|
60 |
General |
hasattan sonra çıkan otlar |
aftermath n.
|
|
61 |
General |
reklamlardan önce veya sonra mini klipler gösterme |
eyecatching n.
|
|
62 |
General |
denize çıktıktan sonra açılmak üzere kaptana verilen kapalı zarf içindeki emir |
sealed orders n.
|
|
63 |
General |
insanın doğumdan sonra gözle görülebilen özelliklerini inceleme |
euphenics n.
|
|
64 |
General |
ölümden sonra ruhun bir bedenden başka bir bedene göç etmesi |
transmigration of the soul n.
|
|
65 |
General |
krizden bir yıl sonra |
a year after the crisis n.
|
|
66 |
General |
büyük bir toplantının dağılmasından sonra yapılan toplantı |
rump session n.
|
|
67 |
General |
babasının ölümünden sonra doğmuş olma durumu |
posthumousness n.
|
|
68 |
General |
avustralya'da, toprakta yağmurdan sonra içindeki suyu tutan çukurluklara verilen isim |
clay pan n.
|
|
69 |
General |
mektup zarfı üzerine isim ve soyadından sonra kısaltılarak yazılan ve “bay” anlamına gelen bir unvan |
esquire n.
|
|
70 |
General |
piskopostan sonra gelen papaz |
presbyter n.
|
|
71 |
General |
uzun bir uçak yolculuğundan sonra zaman farkından doğan uyku düzensizliği, yorgunluk vb |
jet lag n.
|
|
72 |
General |
everest'ten sonra dünyanın en yüksek dağı |
k2 n.
|
|
73 |
General |
bundan bir ay sonra |
a month hence n.
|
|
74 |
General |
artış (düşüşten sonra fiyatlarda) |
rally n.
|
|
75 |
General |
bir neslin kendisinden sonra gelen nesle bıraktığı şey |
heritage n.
|
|
76 |
General |
satın aldıktan sonra fiyatları karşılaştırma |
retro shopping n.
|
|
77 |
General |
sonra gelen yemek |
remove n.
|
|
78 |
General |
bilet parçası (tiyatro/sinema vb'ne girdikten sonra müşterinin elinde kalan) |
stub n.
|
|
79 |
General |
öğleden sonra |
pm n.
|
|
80 |
General |
bağışçıların dini kuruluşlara öldükten sonra ruhlarına duacı olmaları için hibe ettiği arazilerin kullanım süresi |
frankalmoigne n.
|
|
81 |
General |
bağışçıların dini kuruluşlara öldükten sonra ruhlarına duacı olmaları için hibe ettiği arazilerin kullanım süresi |
tenure by fee alms n.
|
|
82 |
General |
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi |
tenure by free alms n.
|
|
83 |
General |
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi |
frankalmoigne n.
|
|
84 |
General |
milattan sonra |
anno domini n.
|
|
85 |
General |
öğleden sonra |
post meridian n.
|
|
86 |
General |
çocuklarının belli bir yaştan sonra evi terk ettiği aile |
empty nester n.
|
|
87 |
General |
öğleden sonra güneşlenmeliği |
post-solarium n.
|
|
88 |
General |
1980 ve daha sonra doğumlu olanlar |
people born in 1980 and afterwards n.
|
|
89 |
General |
milattan sonra |
common era n.
|
|
90 |
General |
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu |
current era n.
|
|
91 |
General |
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu |
christian era n.
|
|
92 |
General |
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu |
common era n.
|
|
93 |
General |
kesildikten sonra arta kalmış kağıt parçası |
offcut n.
|
|
94 |
General |
öğleden sonra trafiği |
afternoon traffic n.
|
|
95 |
General |
biriyle tanıştıktan hemen sonra gönderilen arkadaşlık isteği/talebi |
post-acquaintance friend request n.
|
|
96 |
General |
metin bittikten sonra yazılan not |
post scriptum n.
|
|
97 |
General |
konser/gösteri izleme hakkını daha sonra kullanma hakkı |
rain check n.
|
|
98 |
General |
emekli olduktan sonra çalışmaya devam eden kişi |
nevertiree n.
|
|
99 |
General |
öğleden sonra uykusu |
afternoon sleep n.
|
|
100 |
General |
sonraki gün (yarından sonra) |
overmorrow n.
|
|
101 |
General |
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz |
panda eyes (uk) n.
|
|
102 |
General |
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz |
raccoon eyes n.
|
|
103 |
General |
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz |
raccoon eye n.
|
|
104 |
General |
aynı hızla giden bir sürücünün bir süre sonra hızlı gittiğini algılıyamaması |
velocitization n.
|
|
105 |
General |
nefesin dışa verildikten sonra tutulması |
retention of breath following exhalation n.
|
|
106 |
General |
Bakılan görüntü ortadan kalktıktan sonra görsel alanda bir süre daha izlenebilen ardışık görüntü |
after image n.
|
|
107 |
General |
ölümden sonra cezalandırma öğretisine (özellikle günahkarlar için ebedi ceza) inanan kişi |
retributionist n.
|
|
108 |
General |
sürüldükten sonra parfümün kokma oranı |
sillage n.
|
|
109 |
General |
hazreti davut'a ve müritlerine erzak getiren ve daha sonra onun karısı olan kadın |
abigail n.
|
|
110 |
General |
milattan sonra ikinci ve onuncu yüzyıllar arasında kullanılan eski ibrani dili |
rabbinic hebrew n.
|
|
111 |
General |
milattan sonra ikinci ve onuncu yüzyıllar arasında kullanılan eski ibrani dili |
mishnaic hebrew n.
|
|
112 |
General |
önceden belirlenen dönemden sonra kalan tüm borçların ödenmesini gerektiren bir kredi türü |
balloon mortgage n.
|
|
113 |
General |
dalai lama'dan sonra gelen tibet rahibi |
tashi lama n.
|
|
114 |
General |
kitabın ana bölümünden sonra gelen kısım |
back matter n.
|
|
115 |
General |
kitabın ana bölümünden sonra gelen kısım |
end matter n.
|
|
116 |
General |
hesap yapıldıktan sonra ortaya çıkan masraflar |
back charges n.
|
|
117 |
General |
yırtıcı kuşların başarısız avdan sonra tekrar uçuşa geçmesi |
cancelier n.
|
|
118 |
General |
öğleden sonra yapılan çaylı dans partisi |
tea dance n.
|
|
119 |
General |
öğleden sonra veya akşam yenen yemek |
tea n.
|
|
120 |
General |
oyun bittikten sonra atılan zar |
aftercast n.
|
|
121 |
General |
iş işten geçtikten sonra yapılan şey |
aftercast n.
|
|
122 |
General |
iş işten geçtikten sonra anlama |
after-wit n.
|
|
123 |
General |
daha sonra kullanılır düşüncesiyle biriktirilen eşyalar |
rammle n.
|
|
124 |
General |
saç tıraşı sonra oluşan, bazen iltihaplanan küçük şişlik |
razor bump n.
|
|
125 |
General |
diğer kardeşlerinden uzun yıllar sonra doğmuş çocuk |
laat lammetjie [south african] n.
|
|
126 |
General |
daha sonra ülkesine geri dönmek şartıyla abd'de geçici bir süre ikamet eden kimse |
nonimmigrant [usa] n.
|
|
127 |
General |
bir sonra gelen şey |
next n.
|
|
128 |
General |
geçen öğleden sonra |
the other afternoon n.
|
|
129 |
General |
pokerde diğer oyuncular niyetlerini açıkladıktan sonra edinilen bahis yapma ayrıcalığı |
edge n.
|
|
130 |
General |
sonra olma |
ulteriority n.
|
|
131 |
General |
bir şey tamamlandıktan sonra yapılan eleştirel analiz |
autopsy n.
|
|
132 |
General |
öğleden sonra |
undermeal n.
|
|
133 |
General |
öğleden sonra olan şey |
undermeal n.
|
|
134 |
General |
öğleden sonra yapılan şey |
undermeal n.
|
|
135 |
General |
öğleden sonra |
underntime n.
|
|
136 |
General |
atın çok yorulduktan sonra atın ağzından gelen köpük |
lather n.
|
|
137 |
General |
uçakla deniz veya okyanusu aştıktan sonra karanın görünmesi |
landfall n.
|
|
138 |
General |
ailenin ilk çocuğundan sonra doğan çocuk |
laterborn n.
|
|
139 |
General |
ailenin ilk çocuğundan sonra doğan çocuk |
later-born n.
|
|
140 |
General |
yemekten sonra masayı temizleyen hizmetçi |
voider [dialect] n.
|
|
141 |
General |
(badmintonda) servisten sonra topun raketler arasında gidip gelmesi |
volley n.
|
|
142 |
General |
iş işten geçtikten sonra eleştiri yapma |
quarterbacking [us] n.
|
|
143 |
General |
bir kimsenin yüzünün genellikle ölümünden sonra yapılan kalıbı |
mask n.
|
|
144 |
General |
abd ve kanada'da 2015'ten sonra yaşanan opioid bazlı uyuşturucu krizi |
opioid epidemic n.
|
|
145 |
General |
abd ve kanada'da 2015'ten sonra opioid bazlı uyuşturucu kullanımının/bağımlılığının/doz aşımı vakalarının ciddi derecede artması |
opioid epidemic n.
|
|
146 |
General |
yılbaşında sonra hediyelerin verildiği ilk pazartesi günü |
handsel monday n.
|
|
147 |
General |
aşırı alkol tüketiminden sonra oluşan fiziksel etki |
hangover n.
|
|
148 |
General |
uyuşturucu kullanımından sonra oluşan kötü etki |
hangover n.
|
|
149 |
General |
heyecandan sonra oluşan düşüş |
hangover n.
|
|
150 |
General |
heyecanlı bir dönemden sonra gelen düşüş |
hangover n.
|
|
151 |
General |
görev süresi bittikten sonra makamında kalmaya devam eden görevli |
hangover n.
|
|
152 |
General |
öğleden sonra veya akşam üstü rahatlayıp içki içmek için yapılan küçük buluşma |
happy hour n.
|
|
153 |
General |
çeşitli kuru yemişlerin ve diğer yağlı tohumların yağını çıkardıktan sonra geriye kalanların öğütülmesi ile elde edilen ürün |
meal n.
|
|
154 |
General |
bir malzemenin özellikle gerildikten sonra eski haline dönme kapasitesi |
memory n.
|
|
155 |
General |
stadyumdaki izleyicilerin birbirine izleyen bölümler halinde ayağa kalkarak kollarını kaldırıp sonra da oturarak yarattıkları dalgalanma efekti |
mexican wave n.
|
|
156 |
General |
öğleden sonra saat 2 ile 4 arasındaki zaman dilimi |
midafternoon n.
|
|
157 |
General |
seyahat edenlere hizmet için normal çalışma saatlerinden sonra çalışma izni olan meyhane |
bona fide [ireland] n.
|
|
158 |
General |
her oyuncu bir el çektikten sonra kalan domino taşları |
boneyard n.
|
|
159 |
General |
her oyuncu bir el çektikten sonra kalan domino taşları |
stock n.
|
|
160 |
General |
doğrandıktan sonra kızartılan çiğ veya haşlanmış patates |
hash browns n.
|
|
161 |
General |
özellikle meksika ve orta amerika'da ormandan temizlenip birkaç dönem ekilip sonra terk edilen küçük arazi |
milpa n.
|
|
162 |
General |
merhumu cenazeden bir ay veya bir yıl sonra ağıtla anma |
mind n.
|
|
163 |
General |
yasal kapanış saatinden sonra içki servisi yapan yer |
bottle party n.
|
|
164 |
General |
(kumarda) daha sonra kullanmak için kartları saklama |
holdout n.
|
|
165 |
General |
görev süresi sona erdikten sonra görevine devam eden memur |
holdover n.
|
|
166 |
General |
kira süresinin bitiminden sonra kalma |
holdover n.
|
|
167 |
General |
briçte mevcut eli kazanabilecek bir kartın sonra kullanılmak için bekletilmesi |
holdup n.
|
|
168 |
General |
bir süre uzakta yaşadıktan sonra memleketine veya çocukluk evine dönen kimse |
homebird n.
|
|
169 |
General |
yıkıldıktan sonra eski haline dönemeyen kimse |
humpty dumpty n.
|
|
170 |
General |
kırıldıktan sonra onarılamayacak şey |
humpty dumpty n.
|
|
171 |
General |
uyuduktan sonra ağızda oluşan kötü koku |
morning breath n.
|
|
172 |
General |
yakıldıktan sonra ölülerin küllerinin koyulduğu urna |
mortuary urn n.
|
|
173 |
General |
civcivleri kuluçkadan sonra koruyan gereç |
mother n.
|
|
174 |
General |
kullanılamaz hale geldikten sonra tekrar kullanılmak üzere onarılan malzeme |
reparable item n.
|
|
175 |
General |
yurt dışına göç ettikten sonra ülkesine dönen kimse |
repat n.
|
|
176 |
General |
zihinsel süreçlerin meydana geldikten hemen sonra ilkel hafıza aracılığıyla gözlemlenmesi |
retrospection n.
|
|
177 |
General |
uzun süre sonra tatilden dönen kimse |
returnee n.
|
|
178 |
General |
(ingiliz bilardosunda) başka bir topa çarptıktan sonra kendi topunu deliğe sokan vuruş |
loser [uk] n.
|
|
179 |
General |
havai fişek patlatıldıktan sonra yağmur, yıldız gibi görüntüler oluşturan malzeme |
garniture n.
|
|
180 |
General |
meşrubat kapağı açma sesinden sonra şişeden dökülen sıvı miktarı |
glug n.
|
|
181 |
General |
(nükleer bomba) patlamadan sonra gökyüzünde oluşan mantar şeklinde moloz ve toz bulutu |
mushroom-shaped cloud n.
|
|
182 |
General |
paralelogramın köşelerinden birini içeren benzer bir paralelogramın çıkarılmasından sonra kalan kısmı |
gnomon n.
|
|
183 |
General |
aşırı alkol tüketiminden sonra görülen nahoş fiziksel etkiler (baş ağrısı, uyuşukluk, mide bulantısı) |
holdover n.
|
|
184 |
General |
kira süresinin bitiminden sonra kalma |
holdover n.
|
|
185 |
General |
briçte mevcut eli kazanabilecek kartın sonra kullanılmak için bekletilmesi |
holdup n.
|
|
186 |
General |
(restoranda) yemekten sonra sahnelenen oyun |
dinner theater [us] n.
|
|
187 |
General |
(restoranda) yemekten sonra sahnelenen oyun |
dinner theatre [uk] n.
|
|
188 |
General |
tam bir dinlenme halinden sonra tekrar başlangıç yapma |
getaway n.
|
|
189 |
General |
yağı erittikten sonra geriye kalan lifli madde |
graves n.
|
|
190 |
General |
daha sonra kullanılmak üzere kenara ayrılmış iskambil kartları |
heel [us] n.
|
|
191 |
General |
radyo veya televizyon programından sonra yayınlanan kısa reklam |
hitchhike n.
|
|
192 |
General |
yapıldıktan sonra geri dönüşü olmayan hareket |
one-way ticket n.
|
|
193 |
General |
baharın sonunda, soğanlar ekildikten sonra yağan hafif kar |
onion snow [us] n.
|
|
194 |
General |
jimnastikten sonra bedeni ovma |
rubdown n.
|
|
195 |
General |
buhar banyosundan sonra bedeni ovma |
rubdown n.
|
|
196 |
General |
ikinci incelemeden sonra görülen şey |
deuteroscopy n.
|
|
197 |
General |
barbut oyuncusunun yeni bahislerden sonra attığı ilk zarlar |
come-out n.
|
|
198 |
General |
ağaç veya çalının üst tabakasının yağmurdan sonra bitki etrafında ıslak halka oluşturacak şekilde su damlattığı hat |
drip line n.
|
|
199 |
General |
sonra da var olma |
postexistence n.
|
|
200 |
General |
birinden kısa süre sonra ölme |
follow-on n.
|
|
201 |
General |
kayakçının atlama veya koşudan sonra durmak için kaydığı alan |
outrun n.
|
|
202 |
General |
müzik sisteminde notadan sonra kullanılan nokta |
prick n.
|
|
203 |
General |
(fransız devrimi'nden sonra kullanılan takvimde) yılın beşinci ayı |
pluviôse n.
|
|
204 |
General |
halterin omuz yüksekliğine getirildikten sonra yavaşça yukarı kaldırıldığı hareket |
press n.
|
|
205 |
General |
daha sonra birleştirilmek üzere farklı motiflerde yapılan örgü parçası |
scrumble n.
|
|
206 |
General |
(patladıktan sonra) yılan gibi sürünen havai fişek türü |
serpent n.
|
|
207 |
General |
sirk ve karnavallarda çığırtkandan sonra bilet satışını açan kimse |
shill n.
|
|
208 |
General |
(kırkıldıktan sonra satılan) kasap koyunu |
shorn n.
|
|
209 |
General |
yıllar sonra patlama yapan kitap |
sleeper n.
|
|
210 |
General |
bir iyilik yaptıktan sonra başka bir iyilik daha yapma ihtimalinin azalması |
moral licensing n.
|
|
211 |
General |
(din görevlisini) kendinden sonra gelecek görevli yerine tayin etme |
superordination n.
|
|
212 |
General |
filmi çekimden sonra seslendirmek |
dub v.
|
|
213 |
General |
geçmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) |
transmigrate v.
|
|
214 |
General |
göç etmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) |
transmigrate v.
|
|
215 |
General |
çok sevinmek (bir zaferden sonra) |
exult v.
|
|
216 |
General |
tereddüde düşmek (karara vardıktan sonra) |
waver v.
|
|
217 |
General |
artırmak (düştükten sonra fiyatları) |
rally v.
|
|
218 |
General |
çıkıp dolaşmak (bir hastalıktan sonra yeniden) |
get about v.
|
|
219 |
General |
soluklanıp tekrar eski formunu kazanmak (koşucu vb ilk kez yorulup soluğu kesildikten sonra) |
get one's second wind v.
|
|
220 |
General |
hasattan sonra ekin toplamak |
glean v.
|
|
221 |
General |
sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek |
keep something on the back burner v.
|
|
222 |
General |
hasattan sonra (tarladaki) ekinleri toplamak |
glean v.
|
|
223 |
General |
şartlı tahliyeden sonra gözetim altında olmak |
be on probation v.
|
|
224 |
General |
hastalıktan sonra iyileşmek |
recuperate v.
|
|
225 |
General |
anlaştıktan sonra fiyat arttırımına gitmek |
gazump v.
|
|
226 |
General |
sonra gelmek |
come second v.
|
|
227 |
General |
daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak |
keep something on the back burner v.
|
|
228 |
General |
sonra gelmek |
be posterior to v.
|
|
229 |
General |
sonra olmak |
supervene v.
|
|
230 |
General |
birisinden sonra şirketin başına geçmek |
head the company after someone v.
|
|
231 |
General |
daha sonra aramak |
get back to someone v.
|
|
232 |
General |
daha sonra aramak |
ring back v.
|
|
233 |
General |
daha sonra aramak |
phone (somebody) back v.
|
|
234 |
General |
kızdırdıktan sonra yavaş yavaş soğutarak sertleştirmek |
anneal v.
|
|
235 |
General |
kızdırdıktan sonra yavaş yavaş soğutarak sertleştirmek |
neal v.
|
|
236 |
General |
sonra cevaplamak |
answer later v.
|
|
237 |
General |
öldükten sonra yeni bir bedende diriltmek |
reincarnate v.
|
|
238 |
General |
-den sonra gelmek |
be subordinate to v.
|
|
239 |
General |
-den sonra hayatta kalmak |
come through v.
|
|
240 |
General |
-den sonra gelmek |
succeed v.
|
|
241 |
General |
(sonra kullanmak üzere) ayırmak |
set-aside v.
|
|
242 |
General |
artırmak (düştükten sonra) (fiyatları) |
rally v.
|
|
243 |
General |
meydana gelmek (bir olay/bir durum meydana geldikten sonra başka bir şey) |
supervene v.
|
|
244 |
General |
yemekten sonra ağırlık çökmek |
feel sleepy after a meal v.
|
|
245 |
General |
yemekten sonra ağırlık çökmek |
feel sluggish after a meal v.
|
|
246 |
General |
yemeklerden önce ve sonra dua etmek |
say grace v.
|
|
247 |
General |
(hastalıktan sonra) kendine gelmek |
build up v.
|
|
248 |
General |
ayrıldıktan sonra arkadaş olarak kalmak |
stay friends after a break up v.
|
|
249 |
General |
ayrıldıktan sonra arkadaş kalmak |
be (still) friends after break up v.
|
|
250 |
General |
ayrıldıktan sonra arkadaş olarak kalmak |
be (still) friends after break up v.
|
|
251 |
General |
ayrıldıktan sonra arkadaş kalmak |
stay friends after a break up v.
|
|
252 |
General |
sonra kontrol etmek |
control later v.
|
|
253 |
General |
(yapılmış olanları iş olup bittikten sonra) sorgulamak |
second-guess v.
|
|
254 |
General |
kalkıştan hemen sonra yere çakılmak |
crash right after takeoff v.
|
|
255 |
General |
emekli olduktan sonra yeniden çalışma hayatına dönmek |
come out of retirement v.
|
|
256 |
General |
bir yerden sonra soğumak |
go cold at one point v.
|
|
257 |
General |
daha sonra fikir yürütmek |
second-guess v.
|
|
258 |
General |
iş işten geçtikten sonra fikrini söylemek |
second-guess v.
|
|
259 |
General |
başarısız avdan sonra tekrar uçuşa geçmek (şahin, doğan vs.) |
canceleer v.
|
|
260 |
General |
başarısız avdan sonra tekrar uçuşa geçmek (şahin, doğan vs.) |
cancelier v.
|
|
261 |
General |
reverans yaptıktan sonra eski duruşuna geçmek |
recover v.
|
|
262 |
General |
fiyatları artırıp sonra düşürerek kar elde etmek |
milk the street v.
|
|
263 |
General |
uzun sessizlikten sonra açığa vurmak |
unbotton v.
|
|
264 |
General |
(üzüldükten sonra) yatışmak |
unfret v.
|
|
265 |
General |
(sinirlendikten sonra) yatışmak |
unfret v.
|
|
266 |
General |
(kızdıktan sonra) sakinleşmek |
unfret v.
|
|
267 |
General |
(endişelendikten sonra) sakinleşmek |
unfret v.
|
|
268 |
General |
emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmek |
unretire v.
|
|
269 |
General |
emekli olduktan sonra tekrar çalışmaya başlamak |
unretire v.
|
|
270 |
General |
uçuştan sonra karaya inmek |
land v.
|
|
271 |
General |
(bir şeyi) uçuştan sonra karaya indirmek |
land v.
|
|
272 |
General |
sıçrayıştan sonra karaya inmek |
land v.
|
|
273 |
General |
(bir şeyi) sıçrayıştan sonra karaya indirmek |
land v.
|
|
274 |
General |
(kuş) ineceği yeri belirledikten sonra kayarak hızla alçalmak |
whiffle v.
|
|
275 |
General |
bir yazıyı başlangıç sayfasından hemen sonra gelmeyen bir sayfada devam ettirmek |
break v.
|
|
276 |
General |
(remi kart oyununda) her oyuncu bir el daha oynadıktan sonra oyunun biteceğini duyurmak |
break v.
|
|
277 |
General |
yönünü kaybettikten sonra tekrar bulmak |
reorientate v.
|
|
278 |
General |
(kitabı) dikip düzenledikten sonra genellikle sırt kısmını kaplayarak güçlendirmek |
line v.
|
|
279 |
General |
önce bir yöne sonra tersine doğru hareket etmek |
move back and forth v.
|
|
280 |
General |
soyut veya sonuçsuz tartışmalardan sonra somut bir sonuca ulaşmak |
ground v.
|
|
281 |
General |
konvertöre katışkılar giderildikten sonra da hava vermeye devam etmek |
overblow v.
|
|
282 |
General |
baygınlıktan sonra kendine gelmek |
overcome [dialect] v.
|
|
283 |
General |
(alçalmakta olan doğanı) vurduktan sonra ele geçirememek |
ruff v.
|
|
284 |
General |
şapkasız dikildikten sonra şapkasını geri takmak |
cover v.
|
|
285 |
General |
(hayvanı) derisi yüzülüp iç organları çıkarıldıktan sonra tartmak |
dress v.
|
|
286 |
General |
güç kesildikten sonra bir süre daha momentumu korumak |
drift v.
|
|
287 |
General |
aradan sonra konuşmaya başlamak |
continue v.
|
|
288 |
General |
ölümden sonra var olmak |
postexist v.
|
|
289 |
General |
kendine özel mal yaptırıp daha sonra veresiye verilmezse hiç almamakla tehdit etmek |
fineer v.
|
|
290 |
General |
biraz soğutulduktan sonra kısmen katılaşıp tabaka halinde kaşıktan kaymak |
sheet v.
|
|
291 |
General |
(daha sonra internetten alınacak ürünler için) mağazaya giderek ürünleri incelemek |
showroom v.
|
|
292 |
General |
çalıştırma mekanizmasından çıktıktan sonra dönmeye devam etmek |
freewheel v.
|
|
293 |
General |
mahkemede tanıklık yaptıktan sonra çekilmek |
stand down v.
|
|
294 |
General |
bir süre sessizlikten sonra (konuşmayı veya durumu) sürdürmeye zorlamak |
push past v.
|
|
295 |
General |
sonra gelen |
following adj.
|
|
296 |
General |
kullanıldıktan sonra atılabilen |
disposable adj.
|
|
297 |
General |
öldükten sonra olan |
posthumous adj.
|
|
298 |
General |
öldükten sonra meydana gelen |
posthumous adj.
|
|
299 |
General |
sonra gelen |
after adj.
|
|
300 |
General |
öğleden sonra |
postmeridian adj.
|
|
301 |
General |
umudunu yitirmiş (kötü bir olaydan sonra) |
broken adj.
|
|
302 |
General |
öldükten sonra gelen |
posthumous adj.
|
|
303 |
General |
insanın doğumdan sonra gözle görülebilen özelliklerini incelemeyle ilgili |
euphonical adj.
|
|
304 |
General |
üçüncül sonra |
tertiary adj.
|
|
305 |
General |
şenlikten sonra |
post festum adj.
|
|
306 |
General |
öldükten sonra gerçekleşen |
posthumous adj.
|
|
307 |
General |
sonra gelen |
latter adj.
|
|
308 |
General |
sonra gelen |
posterior adj.
|
|
309 |
General |
kullandıktan sonra atılan |
disposable adj.
|
|
310 |
General |
kullanıldıktan sonra atılan |
disposable adj.
|
|
311 |
General |
-den sonra gelen |
subordinate adj.
|
|
312 |
General |
bir kimsenin ölümünden sonra olan |
posthumous adj.
|
|
313 |
General |
ölümünden sonra gelen |
posthumous adj.
|
|
314 |
General |
-den sonra gelen |
succeeding adj.
|
|
315 |
General |
sonra gelen |
subsequent adj.
|
|
316 |
General |
kullanıldıktan sonra geri dönüşümle işlem görüp başka bir ürün için kullanılan |
postconsumer adj.
|
|
317 |
General |
kullanıldıktan sonra geri dönüşümle işlem görüp başka bir ürün için kullanılan |
post-consumer adj.
|
|
318 |
General |
hava ile temas ettikten sonra rengi atan/atmış |
weather-stained adj.
|
|
319 |
General |
yumurtladıktan sonra gıdaklayan (tavuk) |
cackly adj.
|
|
320 |
General |
bir proje tamamlandıktan sonra ihtiyaç duyulan |
back-end adj.
|
|
321 |
General |
öğle yemeğinden sonra gerçekleşen |
after-lunch adj.
|
|
322 |
General |
daha sonra bahsedilen |
after-mentioned adj.
|
|
323 |
General |
açıldıktan sonra tekrar kapatılabilen |
reclosable adj.
|
|
324 |
General |
açıldıktan sonra tekrar kapatılabilen |
recloseable adj.
|
|
325 |
General |
diğer parçalar ortadan kaybolduktan sonra kalan |
relict adj.
|
|
326 |
General |
diğer parçalar ortadan kaybolduktan sonra kalan |
relicted adj.
|
|
327 |
General |
iptal edildikten sonra tekrar yerine koyulmamış |
uncancelled adj.
|
|
328 |
General |
silindikten sonra geri yüklenmemiş |
undeleted adj.
|
|
329 |
General |
'-den sonra gelen |
understrapping adj.
|
|
330 |
General |
(kaybedildikten sonra) tekrar ele geçirilmiş |
unlost adj.
|
|
331 |
General |
(kaybedildikten sonra) yeniden elde edilmiş |
unlost adj.
|
|
332 |
General |
(kaybedildikten sonra) tekrar kazanılmış |
unlost adj.
|
|
333 |
General |
daha sonra doğan |
laterborn adj.
|
|
334 |
General |
daha sonra doğan |
later-born adj.
|
|
335 |
General |
-den sonra olan |
junior adj.
|
|
336 |
General |
kişinin ölümünden sonra soyundan gelen kişilere yasal olarak verilen (unvan, rütbe veya hak) |
hereditary adj.
|
|
337 |
General |
şiddetli ve aralıksız yağmurdan sonra çamurlaşmış (at yarışı pisti) |
muddy adj.
|
|
338 |
General |
yalnızca döllenmeden sonra gelişebilen |
gamic adj.
|
|
339 |
General |
(diğerleri eşleştirildikten sonra) açıkta kalan |
odd adj.
|
|
340 |
General |
(diğerleri gruplandıktan sonra) açıkta kalan |
odd adj.
|
|
341 |
General |
sonra bırakılan |
imprompt adj.
|
|
342 |
General |
nikahtan sonra ilk cinsel ilişki ile tamamlanmış (evlilik) |
completed adj.
|
|
343 |
General |
öğleden sonra gerçekleşen |
post meridiem adj.
|
|
344 |
General |
öğleden sonra olan |
post meridiem adj.
|
|
345 |
General |
bir şey yapıldıktan sonra gerçekleştirilen |
postact adj.
|
|
346 |
General |
tarih geçtikten sonra yapılan |
postdate [obsolete] adj.
|
|
347 |
General |
tarih geçtikten sonra gerçekleştirilen |
postdate [obsolete] adj.
|
|
348 |
General |
sosyeteye tanıtıldıktan sonra |
postdebutante adj.
|
|
349 |
General |
sosyeteye giriş yaptıktan sonra |
postdebutante adj.
|
|
350 |
General |
ilaç uygulandıktan sonra gelişen |
postdrug adj.
|
|
351 |
General |
noel tatilinden sonra gerçekleşen |
postholiday adj.
|
|
352 |
General |
ölümden sonra yapılan |
posthume adj.
|
|
353 |
General |
babasının vefatından sonra doğan |
posthumous adj.
|
|
354 |
General |
gece yarısından sonra gerçekleşen |
postmidnight adj.
|
|
355 |
General |
gece yarısından sonra meydana gelen |
postmidnight adj.
|
|
356 |
General |
on dördüncüden sonra gelen |
fifteenth adj.
|
|
357 |
General |
daha sonra gelişecek tohumlar içeren |
originative adj.
|
|
358 |
General |
eridikten sonra kullanılabilen |
freezable adj.
|
|
359 |
General |
(daha sonra daha iyisinin alınması amaçlanan) ilk ürüne ait veya ilgili |
starter adj.
|
|
360 |
General |
(ürün) daha sonra daha iyisinin alınması amaçlanan |
starter adj.
|
|
361 |
General |
sonra gelen |
succedent adj.
|
|
362 |
General |
sonra gelen |
succeedant adj.
|
|
363 |
General |
bundan sonra |
in future adv.
|
|
364 |
General |
birkaç dakika sonra |
after a couple of minutes adv.
|
|
365 |
General |
şimdiden sonra |
from now on adv.
|
|
366 |
General |
ondan sonra |
next adv.
|
|
367 |
General |
belirli bir zaman sonra |
hence adv.
|
|
368 |
General |
gece yarısından sonra |
in the small hours adv.
|
|
369 |
General |
bundan sonra |
henceforwards adv.
|
|
370 |
General |
şimdiden sonra |
henceforth adv.
|
|
371 |
General |
hemen sonra |
next adv.
|
|
372 |
General |
-den sonra |
just after adv.
|
|
373 |
General |
ondan sonra |
in the second place adv.
|
|
374 |
General |
iyice düşünüp taşındıktan sonra |
after due consideration adv.
|
|
375 |
General |
pek az sonra |
in less than no time adv.
|
|
376 |
General |
bundan böyle bundan sonra |
from this time forth adv.
|
|
377 |
General |
en sonra |
last of all adv.
|
|
378 |
General |
ondan sonra daima |
ever after adv.
|
|
379 |
General |
neden sonra |
long afterwards adv.
|
|
380 |
General |
ondan sonra |
thereafter adv.
|
|
381 |
General |
bir zaman sonra |
some time later adv.
|
|
382 |
General |
ondan sonra |
afterwards adv.
|
|
383 |
General |
bundan on yıl sonra |
in another ten years adv.
|
|
384 |
General |
insanın doğumdan sonra gözle görülebilen özelliklerini inceleyerek |
euphonically adv.
|
|
385 |
General |
epey sonra |
long afterwards adv.
|
|
386 |
General |
bundan sonra |
henceforward adv.
|
|
387 |
General |
tamamıyla (nitelediği sözcükten sonra gelince) |
absolutely adv.
|
|
388 |
General |
bir süre sonra |
in time adv.
|
|
389 |
General |
ondan sonra |
since adv.
|
|
390 |
General |
bir müddet sonra |
soon after adv.
|
|
391 |
General |
sonra gelende |
in what follows adv.
|
|
392 |
General |
bunca zaman geçtikten sonra |
at this distance of time adv.
|
|
393 |
General |
öğleden sonra |
p m adv.
|
|
394 |
General |
şimdiden sonra |
henceforward adv.
|
|
395 |
General |
öğleden sonra geç saatlerde |
late afternoon adv.
|
|
396 |
General |
vaktinden sonra |
belatedly adv.
|
|
397 |
General |
onu yaptıktan sonra |
with that adv.
|
|
398 |
General |
düşünüp taşındıktan sonra |
after mature consideration adv.
|
|
399 |
General |
ortalık karardıktan sonra |
after dark adv.
|
|
400 |
General |
bundan sonra |
from now onward adv.
|
|
401 |
General |
uzun gecikmeden sonra |
at long last adv.
|
|
402 |
General |
bütün olan bitenden sonra |
after all adv.
|
|
403 |
General |
az bir mesafeden sonra |
shortly adv.
|
|
404 |
General |
onu söyledikten sonra |
with that adv.
|
|
405 |
General |
bundan sonra |
hereupon adv.
|
|
406 |
General |
belirli bir yaştan sonra |
after a certain age adv.
|
|
407 |
General |
başlangıçtan sonra |
long adv.
|
|
408 |
General |
belirtilen zamandan çok önce veya çok sonra |
long adv.
|
|
409 |
General |
bundan sonra |
henceforth adv.
|
|
410 |
General |
bundan sonra |
hereafter adv.
|
|
411 |
General |
milattan sonra |
after christ adv.
|
|
412 |
General |
öğleden sonra |
post meridiem adv.
|
|
413 |
General |
kesintiler düşüldükten sonra |
in net adv.
|
|
414 |
General |
bir süreden sonra |
after a while adv.
|
|
415 |
General |
millatan sonra |
after christ adv.
|
|
416 |
General |
günümüzden binlerce yıl sonra |
thousands of years now adv.
|
|
417 |
General |
bundan binlerce yıl sonra |
thousands of years now adv.
|
|
418 |
General |
kuruduktan sonra |
after drying adv.
|
|
419 |
General |
kısa bir süre sonra |
after a while later adv.
|
|
420 |
General |
o andan sonra |
since then adv.
|
|
421 |
General |
iyice düşündükten sonra |
on second thoughts adv.
|
|
422 |
General |
bir sene sonra |
one year later adv.
|
|
423 |
General |
uzun süre sonra |
after a long time adv.
|
|
424 |
General |
günlerden sonra ilk defa |
first time in days adv.
|
|
425 |
General |
aylardan sonra ilk defa |
first time in months adv.
|
|
426 |
General |
günler sonra ilk defa |
first time in days adv.
|
|
427 |
General |
haftalar sonra ilk defa |
for the first time in weeks adv.
|
|
428 |
General |
aylar sonra ilk defa |
for the first time in months adv.
|
|
429 |
General |
yıllardan sonra ilk defa |
for the first time in years adv.
|
|
430 |
General |
aylardan sonra ilk defa |
for the first time in months adv.
|
|
431 |
General |
yıllardan sonra ilk kez |
first time in years adv.
|
|
432 |
General |
günler sonra ilk kez |
first time in days adv.
|
|
433 |
General |
yıllar sonra ilk defa |
for the first time in years adv.
|
|
434 |
General |
yıllar sonra ilk defa |
first time in years adv.
|
|
435 |
General |
yıllar sonra ilk kez |
first time in years adv.
|
|
436 |
General |
yıllar sonra ilk kez |
for the first time in years adv.
|
|
437 |
General |
günlerden sonra ilk kez |
for the first time in days adv.
|
|
438 |
General |
aylar sonra ilk kez |
for the first time in months adv.
|
|
439 |
General |
aylar sonra ilk kez |
first time in months adv.
|
|
440 |
General |
aylar sonra ilk defa |
first time in months adv.
|
|
441 |
General |
günlerden sonra ilk defa |
for the first time in days adv.
|
|
442 |
General |
günler sonra ilk defa |
for the first time in days adv.
|
|
443 |
General |
haftalar sonra ilk kez |
first time in weeks adv.
|
|
444 |
General |
günlerden sonra ilk kez |
first time in days adv.
|
|
445 |
General |
haftalar sonra ilk defa |
first time in weeks adv.
|
|
446 |
General |
aylardan sonra ilk kez |
for the first time in months adv.
|
|
447 |
General |
haftalar sonra ilk kez |
for the first time in weeks adv.
|
|
448 |
General |
yıllardan sonra ilk defa |
first time in years adv.
|
|
449 |
General |
aylardan sonra ilk kez |
first time in months adv.
|
|
450 |
General |
günler sonra ilk kez |
for the first time in days adv.
|
|
451 |
General |
yıllardan sonra ilk kez |
for the first time in years adv.
|
|
452 |
General |
gün batımından sonra |
past sun down adv.
|
|
453 |
General |
gün batımını geçtikten çok daha sonra |
way past sundown adv.
|
|
454 |
General |
gün batımını geçtikten sonra |
past sun down adv.
|
|
455 |
General |
gün batımından çok daha sonra |
way past sundown adv.
|
|
456 |
General |
-den sonra bile |
even after adv.
|
|
457 |
General |
bu zamandan sonra |
hence adv.
|
|
458 |
General |
şimdi veya sonra |
now or later adv.
|
|
459 |
General |
hemen sonra |
after a bit adv.
|
|
460 |
General |
kısa bir süre sonra |
after a bit adv.
|
|
461 |
General |
ölümden sonra |
post mortem adv.
|
|
462 |
General |
50 yıl sonra |
50 years later adv.
|
|
463 |
General |
50 sene sonra |
50 years later adv.
|
|
464 |
General |
elli yıl sonra |
50 years later adv.
|
|
465 |
General |
elli sene sonra |
50 years later adv.
|
|
466 |
General |
kısa bir aradan sonra |
after a short break adv.
|
|
467 |
General |
2 hafta sonra |
two weeks later adv.
|
|
468 |
General |
sadece bir sene sonra |
only after a year adv.
|
|
469 |
General |
bir noktadan sonra |
after a certain point adv.
|
|
470 |
General |
bir noktadan sonra |
after a point adv.
|
|
471 |
General |
bir yıl aradan sonra |
after a period of one year adv.
|
|
472 |
General |
çok zaman sonra |
after a long time adv.
|
|
473 |
General |
kısa bir süre sonra |
after a little while adv.
|
|
474 |
General |
-den az sonra |
soon after adv.
|
|
475 |
General |
-den hemen sonra |
immediately adv.
|
|
476 |
General |
-den hemen sonra |
soon after adv.
|
|
477 |
General |
o kadar şeyden sonra |
after all adv.
|
|
478 |
General |
10 yıl sonra |
10 years later adv.
|
|
479 |
General |
on sene sonra |
10 years later adv.
|
|
480 |
General |
on yıl sonra |
10 years later adv.
|
|
481 |
General |
10 yıl sonra |
ten years later adv.
|
|
482 |
General |
10 sene sonra |
ten years later adv.
|
|
483 |
General |
on sene sonra |
ten years later adv.
|
|
484 |
General |
10 sene sonra |
10 years later adv.
|
|
485 |
General |
40 yıl sonra |
forty years later adv.
|
|
486 |
General |
bir sene sonra |
a year later adv.
|
|
487 |
General |
belli yaştan sonra |
after a certain age adv.
|
|
488 |
General |
belli bir yaştan sonra |
after a certain age adv.
|
|
489 |
General |
yirmi yıl sonra |
twenty years later adv.
|
|
490 |
General |
yirmi sene sonra |
twenty years later adv.
|
|
491 |
General |
milattan sonra |
in the c.e adv.
|
|
492 |
General |
milattan sonra |
in the common era adv.
|
|
493 |
General |
böyle bir uçak kazasından sonra |
after a plane crash like this adv.
|
|
494 |
General |
uzun bir bekleyişten sonra |
after a long wait adv.
|
|
495 |
General |
kısa bir süre sonra |
after a while adv.
|
|
496 |
General |
kısa süre sonra |
soon afterwards adv.
|
|
497 |
General |
birkaç hafta sonra |
after a couple of weeks adv.
|
|
498 |
General |
birkaç hafta sonra |
after a few weeks adv.
|
|
499 |
General |
öğünlerden sonra |
after meals adv.
|
|
500 |
General |
bir süre sonra |
after some time adv.
|
|