statü

Meanings of "statü" in English Turkish Dictionary : 14 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	statü	status n.
He is only interested in people with high social status. Sadece sosyal statüsü yüksek insanlarla ilgileniyor. More Sentences
2	Common Usage	statü	statute n.
An important step in the completion of the internal market is, of course, the Statute for a European Company. İç pazarın tamamlanmasında önemli bir adım da elbette Avrupa Şirketi Statüsü'dür. More Sentences
General
3	General	statü	status n.
Until such time as their legal status has been established, they must be regarded as prisoners of war. Yasal statüleri belirlenene kadar savaş esiri olarak kabul edilmeleri gerekmektedir. More Sentences
Trade/Economic
4	Trade/Economic	statü	statute n.
In addition, provisions with regard to this ought to be contained in the forthcoming Member's Statute. Buna ek olarak, buna ilişkin hükümler önümüzdeki Üye Statüsünde yer almalıdır. More Sentences
5	Trade/Economic	statü	status n.
I am sure that if she is not planning to go, it is not a symptom of the downgrading of the status of the conference. Eğer kendisi gitmeyi planlamıyorsa, bunun konferansın statüsünün düşürüldüğünün bir belirtisi olmadığından eminim. More Sentences
Politics
6	Politics	statü	status n.
Above all, that good primary education is still far from being granted the priority status that it deserves. Hepsinden önemlisi, iyi bir ilköğretimin hala hak ettiği öncelikli statüden uzak olmasıdır. More Sentences
General
7	General	statü	place n.
8	General	statü	position n.
9	General	statü	legem n.
10	General	statü	character n.
11	General	statü	regulation n.
12	General	statü	standing n.
13	General	statü	covenant n.
14	General	statü	basis n.

Meanings of "statü" with other terms in English Turkish Dictionary : 120 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	sosyal statü	social status n.
These days, a watch not only shows the time, but also the person's social status. Bugünlerde bir saat sadece zamanı değil, aynı zamanda kişinin sosyal statüsünü de gösteriyor. More Sentences
2	General	eşit statü	equal status n.
The objectives of the market today give equal status to competition, security of supply and the environment. Bugün piyasanın hedefleri rekabete, arz güvenliğine ve çevreye eşit statü vermektedir. More Sentences
Idioms
3	Idioms	bir statü sembolü/göstergesi	a status symbol n.
An expensive car is a status symbol. Pahalı bir araba bir statü sembolüdür. More Sentences
Trade/Economic
4	Trade/Economic	statü sembolü	status symbols n.
Vacations, status symbols, a kid - and then another. Tatiller, statü sembolleri, bir de çocuk; ve sonra bir tane daha. More Sentences
General
5	General	yüksek statü	higher status n.
6	General	düşük statü	low status n.
7	General	hukuki statü	legal status n.
8	General	yüksek statü	high status n.
9	General	düşük statü	lower status n.
10	General	verilmiş statü	ascribed status n.
11	General	özel statü	special statute n.
12	General	doğuştan gelen statü	ascribed status n.
13	General	konuşma ve sosyal statü	speech and social status n.
14	General	edebiyatta sosyal statü	social status in literature n.
15	General	sosyal statü	social standing n.
16	General	statü kuramı	statute theory n.
17	General	sosyal statü	social rank n.
18	General	sosyal statü	social station n.
19	General	sosyal statü	social position n.
20	General	hukuksal statü	legal status n.
21	General	statü tutarlılığı	status consistency n.
22	General	önceden eğitim veya mesleki statü olmaksızın bir zanaat veya sanatla uğraşan kimse	nonprofessional n.
23	General	ast statü	junior status n.
24	General	üye kontenjanından bir kurumda özel statü verilen üye adayı	legacy n.
25	General	çin'in bir yüksek memuru olarak sahip olunan statü	mandarinate n.
26	General	(ingiliz sömürge dönemi hindistanı'nda) bir ingiliz memurun veya statü sahibi herhangi bir beyaz adamın karısı	memsahib n.
27	General	sosyal statü	heraldry [obsolete] n.
28	General	bir şeye mitsel statü verme eğilimi	mythogenesis n.
29	General	bir şeye mitsel statü verme eğilimi	mythogeny n.
30	General	(rütbe, statü) düşürme	dejection [obsolete] n.
31	General	düşük statü veya imkansızlıklar içeren durum	ghetto n.
32	General	önemli statü	grandness n.
33	General	uzun deneyimler sonucunda statü kazanmış kimse	old man n.
34	General	statü gösteren giysi	cloth n.
35	General	sosyal veya profesyonel statü	drawer n.
36	General	yasal statü edinmek	acquire legal status v.
37	General	yasal statü kazanmak	gain legal status v.
38	General	yasal statü kazanmak	be legalised v.
39	General	yasal statü kazanmak	be legalized v.
40	General	statü artışı	climb up v.
41	General	statü veya mevkisinde olmak	count v.
42	General	bir toplumun hiyerarşik sosyal tabakaları arasında statü değişikliği fırsatına sahip olan	mobile adj.
43	General	bir toplumun hiyerarşik sosyal tabakaları arasında statü değiştiren	mobile adj.
44	General	yasal statü, mülk ve mülkiyet ifade eden bir son ek	-mony suf.
Phrasals
45	Phrasals	statü düşürmek	write down v.
Proverb
46	Proverb	statü gözetmeksizin herkesin hakları vardır	a cat can look at a king
Colloquial
47	Colloquial	başkalarını kullanarak başarı/para/statü elde etmeye çalışmak	be on the make v.
48	Colloquial	başkalarını sömürerek başarı/para/statü elde etmeye çalışmak	be on the make v.
49	Colloquial	başkalarını istismar ederek başarı/para/statü elde etmeye çalışmak	be on the make v.
50	Colloquial	başkalarından istifade ederek başarı/para/statü elde etmeye çalışmak	be on the make v.
51	Colloquial	başkalarından yararlanarak başarı/para/statü elde etmeye çalışmak	be on the make v.
52	Colloquial	başkalarının zararına da olsa başarı/para/statü peşinde koşmak	be on the make v.
53	Colloquial	başkalarının sırtından başarı/para/statü kazanmaya çalışmak	be on the make v.
Idioms
54	Idioms	en alt statü	bottom of the ladder n.
55	Idioms	statü peşinde olan kimse	status seeker n.
56	Idioms	statü kovalayan kimse	status seeker n.
57	Idioms	statü kazanmak için taktik/hesap yapan kimse	status seeker n.
58	Idioms	statü kazanmak için hile yapan/başkalarını kullanan kimse	status seeker n.
59	Idioms	bir statü kazanmak	obtain a footing v.
60	Idioms	bir statü kazanmak	gain a footing v.
61	Idioms	sosyal statü peşinde koşmak	be on the make v.
62	Idioms	sosyal statü peşinde koşmak	be on the make v.
Trade/Economic
63	Trade/Economic	ekonomik statü	economic status n.
64	Trade/Economic	kurumsal statü	corporate status n.
65	Trade/Economic	onaylanmış kişi statü belgesi	approved status certificate n.
66	Trade/Economic	onaylanmış kişi statü belgesi	certification of approved entity's status n.
67	Trade/Economic	onaylanmış kişi statü belgesi	certificate of customs approved operator status n.
68	Trade/Economic	ön statü belgesi	preliminary status document n.
69	Trade/Economic	statü yedekleri	statuary reserves n.
70	Trade/Economic	statü kaybı	status deprivation n.
71	Trade/Economic	statü yedekleri	special reserves n.
72	Trade/Economic	statü yedekleri	reserves by statutes n.
73	Trade/Economic	sosyal statü vergileri	stand taxes n.
74	Trade/Economic	statü malları	positional goods n.
75	Trade/Economic	statü tadili	status amendment n.
76	Trade/Economic	statü yedekleri	statutory reserves n.
Law
77	Law	ayni statü	real statute n.
78	Law	aktif statü hakları	rights of status activus n.
79	Law	hukuki statü	legal status n.
80	Law	negatif statü hakları	rights of status negativus n.
81	Law	pozitif statü hakları	rights of status positivus n.
82	Law	sosyal statü	station in life n.
83	Law	statü belirleme	status determination n.
84	Law	yasal statü	juridical status n.
85	Law	yasal statü ile bulunma	lawful presence n.
86	Law	bir veya daha küçük yaştaki çocuğun sahip olduğu yasal statü	infancy n.
Politics
87	Politics	insani statü	humanitarian status n.
88	Politics	kişisel statü	personal statute n.
89	Politics	statü belirleme	status determination n.
90	Politics	statü değişikliği	change of status n.
91	Politics	statü kuramı	theory of statute n.
92	Politics	yasal statü kazanmamış	unrecognized adj.
93	Politics	yasal statü kazanmamış	unrecognised adj.
Institutes
94	Institutes	devlet tarafından bir kuruluşun iyi uygulamalarını diğerleriyle paylaşması için verilen statü	beacon status [uk] n.
Medical
95	Medical	kazanılmış statü	achieved status n.
Psychology
96	Psychology	edinilmiş statü	achieved status n.
97	Psychology	statü endişesi	status anxiety n.
98	Psychology	statü geçerliliği	status validity n.
99	Psychology	statü seti	status set n.
100	Psychology	statü grubu	status group n.
101	Psychology	statü suçu	status offense n.
102	Psychology	statü engellemesi	status frustration n.
103	Psychology	sosyoekonomik statü	socioeconomic status n.
104	Psychology	statü ihtiyacı	status need n.
105	Psychology	statü değişkeni	status variables n.
106	Psychology	statü sembolü	status symbol n.
107	Psychology	statü tutarsızlığı	status inconsistency n.
108	Psychology	verili statü	ascribed status n.
Social Sciences
109	Social Sciences	sınıf ve statü bilincine sahip	class and status conscious n.
110	Social Sciences	belirli kişilere zeka, sosyal durum veya ekonomik statü nedeniyle ayrıcalıklı davranmayı savunan düşünce	elitism n.
111	Social Sciences	sosyoekonomik statü	ses (socioeconomic status) abrev.
Education
112	Education	statü süresi	duration of status n.
113	Education	(eskiden) bir asilzadenin oğluna eşlik eden, sosyal statü bakımından bir altta olan üniversite öğrencisi	seconder n.
114	Education	(eskiden) bir asilzadenin oğluna eşlik eden, sosyal statü bakımından bir altta olan üniversite öğrencisi	secondar n.
History
115	History	anglosakson'lar zamanında ingiltere’de statü bakımından sıradan vatandaşın üstünde fakat bir asilzadenin altında olan kimse	thane n.
116	History	anglosaksonlar zamanında ingiltere’de statü bakımından sıradan hür vatandaşın üstünde fakat bir asilzadenin altında olan kimse	thegn n.
117	History	(eski roma'da) senatörün ve yüksek düzey yetkililerin giydikleri tuniklerin ön kısmında bulunan sosyal statü göstergesi geniş mor bir şerit	laticlave n.
Military
118	Military	öldüğünden emin olunamayan ordu personeline verilen geçici statü	dustwun (duty status-whereabouts unknown) abrev.
Archaic
119	Archaic	sosyal statü gösteren kıyafet	coat n.
120	Archaic	soydan gelen yasal miras ile elde edilen statü ile ilişkili	kindly adj.