suç ortağı

Meanings of "suç ortağı" in English Turkish Dictionary : 40 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	suç ortağı	accomplice n.
At the end of the day, failing to prevent murderers from committing their crimes makes us their accomplice. Günün sonunda, katillerin suç işlemesini engelleyememek bizi onların suç ortağı yapar. More Sentences
General
2	General	suç ortağı	co-conspirator n.
Sami had co-conspirators. Sami'nin suç ortakları vardı. More Sentences
Law
3	Law	suç ortağı	accomplice n.
That means all you had was an accomplice in the same costume. Yani tek yaptığın aynı kostümde bir suç ortağına sahip olmaktı. More Sentences
4	Law	suç ortağı	accomplice n.
That means all you had was an accomplice in the same costume. Demek ki aynı kostümü giymiş bir suç ortağın vardı. More Sentences
5	Law	suç ortağı	accessory n.
The majority that rejects stopping it becomes an accessory. Durdurulmasını reddeden çoğunluk suç ortağı olur. More Sentences
6	Law	suç ortağı	complicit adj.
That does not mean I am using Parliament or making it complicit. Bu Parlamentoyu kullandığım ya da suç ortağı yaptığım anlamına gelmez. More Sentences
Common Usage
7	Common Usage	suç ortağı	confederate n.
8	Common Usage	suç ortağı	abettor n.
General
9	General	suç ortağı	stiff n.
10	General	suç ortağı	accessory before the fact n.
11	General	suç ortağı	cohort n.
12	General	suç ortağı	joint offender n.
13	General	suç ortağı	bottle holder n.
14	General	suç ortağı	coconspirator n.
15	General	suç ortağı	allower n.
16	General	suç ortağı	henxman [obsolete] n.
17	General	suç ortağı	louk n.
18	General	suç ortağı	lowk n.
19	General	suç ortağı	competitor [obsolete] n.
20	General	suç ortağı	fedarie n.
21	General	suç ortağı	federary n.
22	General	suç ortağı	accessary adj.
23	General	suç ortağı	complicitous adj.
Trade/Economic
24	Trade/Economic	suç ortağı	associate in guilt n.
25	Trade/Economic	suç ortağı	associate in crime n.
Law
26	Law	suç ortağı	abettor n.
27	Law	suç ortağı	assister n.
28	Law	suç ortağı	complice n.
29	Law	suç ortağı	henchman n.
30	Law	suç ortağı	art and part n.
31	Law	suç ortağı	accessary before the fact n.
32	Law	suç ortağı	abetter n.
33	Law	suç ortağı	associate n.
34	Law	suç ortağı	partner in crime n.
35	Law	suç ortağı	collaborator n.
36	Law	suç ortağı	confederate n.
Latin
37	Latin	suç ortağı	particeps criminis n.
Archaic
38	Archaic	suç ortağı	fautor n.
39	Archaic	suç ortağı	correspondent n.
Slang
40	Slang	suç ortağı	adam tiler n.

Meanings of "suç ortağı" with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	yan kesicinin suç ortağı	hustler n.
2	General	(yankesicinin) kurbanı etkisiz hale getiren suç ortağı	stall n.
3	General	suç ortağı yapmak	abet v.
4	General	suç ortağı olmak	connive v.
5	General	bir yan kesicinin suç ortağı olmak	stall v.
6	General	suç ortağı olan	accessary adj.
7	General	suç ortağı olacak şekilde	complicitly adv.
Phrasals
8	Phrasals	(biriyle) suç ortağı olmak	connive with (one) v.
Colloquial
9	Colloquial	suç örgütünün güvenilir ortağı	crony n.
Idioms
10	Idioms	suç ortağı aleyhine delil sunmak	turn king's evidence v.
11	Idioms	mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek	turn state's evidence v.
12	Idioms	mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek	turn queen's evidence v.
13	Idioms	mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek	turn king's evidence v.
Trade/Economic
14	Trade/Economic	ikinci derecede suç ortağı	accessory n.
Law
15	Law	suç ortağı olma	accessariness n.
16	Law	suç ortağı olma	accessoriness n.
17	Law	ikinci derecede suç ortağı	accessory n.
18	Law	suç ortağı aleyhine ifade	state's evidence n.
19	Law	suç işlendikten sonra suç ortağı olan kimse	accessary after the fact n.
20	Law	suç işlendikten sonra suç ortağı olan kimse	accessory after the fact n.
21	Law	mahkemede (kral, kraliçe veya devletin safında) suçunu itiraf edip af talep ederek suç ortağı aleyhine ifade verme	approvement n.
22	Law	mahkemede suçunu itiraf edip af talep ederek suç ortağı aleyhine ifade veren kimse	approver n.
23	Law	hükümdarın safında yer alarak suç ortağı aleyhine verilen ifade	queen's evidence [uk] n.
24	Law	suç ortağı aleyhine ifade vermek	turn state's evidence v.
25	Law	suç ortağı olmak	aid and abet v.
26	Law	suç ortağı olarak	accessarily adj.
Slang
27	Slang	kadın suç ortağı	moll n.
28	Slang	yankesicinin suç ortağı	stickman n.
British Slang
29	British Slang	bir suçluya eşlik eden psikopat kadın suç ortağı	bunny boiler n.