tartışma - Turkish English Dictionary

tartışma

Meanings of "tartışma" in English Turkish Dictionary : 106 result(s)

Turkish English
Common Usage
tartışma dispute n.
His report will give us an opportunity to dispute or discuss this subject objectively.
Bu rapor bize bu konuyu objektif bir şekilde tartışmak için bir fırsat verecektir.

More Sentences
tartışma debate n.
The heated debate over the new vaccine is confusing people.
Yeni aşı konusundaki hararetli tartışmalar milletin kafasını karıştırıyor.

More Sentences
tartışma argument n.
There have been a lot of spurious arguments here tonight, particularly about thresholds for receiving funding.
Bu akşam burada, özellikle fon alma eşikleriyle ilgili pek çok sahte tartışma yaşandı.

More Sentences
tartışma discussion n.
Madam, what you wish to engage in now is a hypothetical discussion.
Hanımefendi, şu anda yapmak istediğiniz şey varsayımsal bir tartışmadır.

More Sentences
General
tartışma disputation n.
The meeting turned into a disputation.
Toplantı, tartışmaya dönüştü.

More Sentences
tartışma tiff n.
We had a little tiff.
Biraz tartıştık.

More Sentences
tartışma quarrelling n.
Quarrelling spoiled our unity.
Tartışmalar birliğimizi bozdu.

More Sentences
tartışma bickering n.
Let's end all this bickering.
Tüm bu tartışmalara bir son verelim.

More Sentences
tartışma argumentation n.
What is argumentation?
Tartışma nedir?

More Sentences
tartışma contest n.
Adoption for gay and lesbian parents remains a hotly contested issue in the United States.
Gay ve lezbiyen ebeveynler için evlat edinme Amerika'da hararetli bir tartışma konusu olmaya devam etmektedir.

More Sentences
tartışma altercation n.
An 18-year-old male is in hospital after an altercation at a party last night.
18 yaşında bir erkek dün gece bir partide çıkan tartışmanın ardından hastaneye kaldırıldı.

More Sentences
tartışma quarrel n.
Jane quit her job due to a quarrel with her manager.
Jane, müdürüyle tartıştığı için işinden ayrıldı.

More Sentences
tartışma arguing n.
We will continue arguing in order to give some real impetus to international solidarity.
Uluslararası dayanışmaya gerçek bir ivme kazandırmak için tartışmaya devam edeceğiz.

More Sentences
tartışma row n.
The row about the Stability and Growth Pact has scarcely improved the EU’s reputation.
İstikrar ve Büyüme Paktı ile ilgili tartışmalar AB'nin itibarını pek de arttırmadı.

More Sentences
tartışma controversy n.
The presidential election has caused controversy across the country.
Başkanlık seçimleri ülke çapında tartışma yarattı.

More Sentences
tartışma discussion n.
For that reason, we must prevent the text of the Charter from being re-submitted for discussion.
Bu nedenle, Şart metninin yeniden tartışmaya sunulmasını engellemeliyiz.

More Sentences
tartışma argument n.
There is absolutely no argument here.
Burada kesinlikle bir tartışma yok.

More Sentences
tartışma spat n.
They had a spat yesterday.
Dün tartışmışlar.

More Sentences
tartışma clash n.
Every now and then they clash over their differences.
Onlar ara sıra farkları üzerinde tartışırlar.

More Sentences
tartışma debating n.
We are not concerned here with the EU's liability legislation, which we are in the process of debating elsewhere.
Burada, başka bir yerde tartışma sürecinde olduğumuz AB'nin sorumluluk mevzuatıyla ilgilenmiyoruz.

More Sentences
tartışma plea [scotland] n.
Mr Solana made a passionate plea for an open debate of this kind a moment ago.
Sayın Solana biraz önce bu türden açık bir tartışma için hararetli bir çağrı yaptı.

More Sentences
tartışma discourse n.
There is an ongoing discourse about healthcare systems.
Sağlık sistemleri hakkında süregelen bir tartışma mevcut.

More Sentences
tartışma exchange n.
The president was involved in a heated exchange with the opposition leader.
Başkan, muhalefet lideriyle hararetli bir tartışmaya girdi.

More Sentences
Colloquial
tartışma run-in n.
Tom had a run-in with his boss.
Tom patronuyla tartıştı.

More Sentences
Law
tartışma dispute n.
There can be no dispute that this type of waste is a problem.
Bu tür atıkların bir sorun olduğu konusunda hiçbir tartışma olamaz.

More Sentences
Politics
tartışma debate n.
The vote will take place at the end of the debates on cases of breaches of human rights.
Oylama, insan hakları ihlali vakalarına ilişkin tartışmaların sonunda yapılacaktır.

More Sentences
General
tartışma wordy warfare n.
tartışma shooting match n.
tartışma rap n.
tartışma polemic n.
tartışma broil n.
tartışma disagreement n.
tartışma disputing n.
tartışma parley n.
tartışma sparring n.
tartışma contention n.
tartışma brawl n.
tartışma bicker n.
tartışma breeze n.
tartışma deliberation n.
tartışma contestation n.
tartışma jangle n.
tartışma debates and debating n.
tartışma rencounter n.
tartışma cross talk n.
tartışma moot n.
tartışma disceptation n.
tartışma hassle n.
tartışma spar n.
tartışma conference n.
tartışma bust-up n.
tartışma free-for-all n.
tartışma set-to n.
tartışma diatribe n.
tartışma dustup n.
tartışma controversion n.
tartışma stoush (au.) n.
tartışma quarreling n.
tartışma squabbling n.
tartışma tangle n.
tartışma tiffing n.
tartışma tractation [obsolete] n.
tartışma tuilyie [scottish] n.
tartışma tuilzie [scottish] n.
tartışma barrat n.
tartışma chest n.
tartışma eventilation n.
tartışma bickerment n.
tartışma words n.
tartışma haggling n.
tartışma question n.
tartışma brangle n.
tartışma brangling n.
tartışma yike n.
tartışma rixation n.
tartışma hurry [dialect] [uk] n.
tartışma bust-up [uk] n.
tartışma rumpus n.
tartışma imparlance [obsolete] n.
tartışma discuss [obsolete] n.
tartışma disputison n.
tartışma dissertation [obsolete] n.
tartışma distraction n.
tartışma go-round n.
tartışma dust-up n.
tartışma scrape n.
tartışma square [dated] n.
tartışma symposium n.
Colloquial
tartışma blow-off n.
tartışma row n.
tartışma blow off n.
tartışma blowout n.
tartışma get-up n.
tartışma dust-up v.
Idioms
tartışma barney n.
Law
tartışma mooting n.
tartışma deliberation n.
Politics
tartışma moot n.
Literature
tartışma prawle n.
Archaic
tartışma toil n.
tartışma parle n.
Slang
tartışma beef n.
tartışma bull and cow n.
tartışma shootout n.
tartışma shoot-out n.
British Slang
tartışma barney n.

Meanings of "tartışma" with other terms in English Turkish Dictionary : 416 result(s)

Turkish English
General
hararetli tartışma heated debate n.
So much for the heated debates that we are always having about how expensive this is all supposed to be!
Tüm bunların ne kadar pahalı olması gerektiği konusunda her zaman yaptığımız hararetli tartışmalar buraya kadarmış!

More Sentences
hararetli tartışma heated discussion n.
This gave rise to heated discussions and it increased my understanding of actual practice.
Bu, hararetli tartışmalara yol açtı ve gerçek uygulamaya ilişkin anlayışımı arttırdı.

More Sentences
tartışma konusu topic of discussion n.
The need for broad public debate has often been a topic of discussion in this House.
Geniş çaplı bir kamuoyu tartışmasına duyulan ihtiyaç bu Meclis'te sık sık tartışma konusu olmuştur.

More Sentences
kamusal tartışma public discussion n.
The Laeken declaration set the scene for a broad public discussion about the future of Europe.
Laeken deklarasyonu Avrupa'nın geleceğine ilişkin geniş bir kamusal tartışma ortamı yaratmıştır.

More Sentences
tartışma konusu topic of debate n.
Whatever one may think about the topic of debate, it is evident that it is an important one.
Tartışma konusu hakkında ne düşünülürse düşünülsün, bunun önemli bir konu olduğu açıktır.

More Sentences
tartışma yazısı polemic n.
The author wrote a polemic criticizing the government's policies.
Yazar, hükümetin politikalarını eleştiren bir tartışma yazısı yazdı.

More Sentences
hararetli tartışma flare-up n.
The argument escalated into a heated flare-up.
Konuşma alevlenerek hararetli bir tartışma halini aldı.

More Sentences
Idioms
hakkında tartışma debate on n.
The debate on GMOs has often generated more confusion than clarity.
GDO'lar hakkındaki tartışmalar çoğu zaman açıklıktan çok kafa karışıklığı yaratmıştır.

More Sentences
üzerine tartışma debate on n.
We are not having a debate on a point of order.
Bir emir üzerine tartışma yapmıyoruz.

More Sentences
Computer
tartışma grupları discussion groups n.
Well, since this is a discussion group, let's discuss.
Bu bir tartışma grubu olduğuna göre, buyurun tartışalım.

More Sentences
General
şiddetli tartışma donnybrook n.
edebi tartışma literary argument n.
gürültülü tartışma rumpus n.
sonuca ulaşmayan tartışma corker n.
faydasız tartışma sterile discussion n.
açıkça tartışma ventilation n.
sert tartışma polemic n.
sonuçsuz tartışma sterile discussion n.
tartışma maddesi discussion item n.
tartışma ortamı platform n.
tartışma olsun diye zayıf tarafı savunan kimse devil's advocate n.
tartışma sanatı polemics n.
sorunu kökünden çözen tartışma clincher n.
tartışma yanlısı kimse controversialist n.
ateşli bir tartışma combat n.
karşı tartışma con n.
uzatılmış tartışma ya da tartışma toplantısı sederunt n.
karşı tartışma counter argument n.
tartışma konusu object at issue n.
kavramsal tartışma conceptual discussion n.
tartışma götürmezlik unquestionableness n.
tartışma götürmezlik indubitability n.
tartışma götürmezlik unquestionability n.
tartışma götürmezlik indisputability n.
(tartışma vb'yi) yatıştırma görevi gören kimse reliever n.
hukuksal tartışma legal discussion n.
okulda yapılan tartışma toplantısı teach-in n.
akademik tartışma scholarly dispute n.
gürültülü tartışma wrangle n.
daha büyük ölçüde tartışma further discussion n.
daha ayrıntılı tartışma further discussion n.
sıcak tartışma spat n.
ateşli tartışma heated debate n.
hararetli tartışma lively discussion n.
tartışma konusu a matter of debate n.
toplumsal tartışma public debate n.
gerçek zamanlı tartışma real time discussion n.
ateşli tartışma cut-and-thrust n.
bir kelimenin anlamı ile ilgili yapılan tartışma logomachy n.
tartışma/çatışma konusu issue of conflict n.
tartışma panosu discussion board n.
tartışma tahtası discussion board n.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma tiff n.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma squabble n.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma bickering n.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma fuss n.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma spat n.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma bicker n.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma pettifoggery n.
sürekli tartışma yaratıp ve dava açma barretry n.
tartışma konusu bone n.
bağırarak tartışma brawling n.
tartışma konusu contention n.
tartışma konusu/söz konusu mesele/konu point at issue n.
tartışma konusu question of debate n.
tartışma ve sonuç discussion and conclusions n.
gergin tartışma heated argument n.
öfkeli tartışma heated argument n.
sinirli tartışma heated argument n.
hararetli tartışma heated argument n.
etkileşimli tartışma interactive discussion n.
kavga etme veya önemsiz yere tartışma çıkarma eğiliminde olan kimse rabulism n.
uzun soluklu tartışma, görüş alış verişi ya da konuşma talkathon n.
ufak bir kavga veya tartışma skirmish n.
tartışma olsun diye zayıf tarafı savunan kimse advocatus diaboli n.
tartışma grubu rap group n.
tekrar yapılan tartışma reargument n.
ikinci tartışma reargument n.
çok çeşitli konulara birden uyabilen tartışma şekli topic [obsolete] n.
sadece belirli bir alanı ilgilendiren tartışma/araştırma konusu topicality n.
talep, savunma veya tartışma esnasında kullanılabilecek bilgi ammunition n.
boşu boşuna tartışma çıkaran kimse argufier n.
saçma tartışma argutation [obsolete] n.
saçma tartışma cavilation n.
saçma tartışma caviling n.
tartışma yöntemleri artillery n.
tartışma yanlısı kimse eristic n.
tartışma yanlısı kimse eristical [obsolete] n.
saçma tartışma batrachomyomachia n.
üstü kapalı tartışma jesuitry n.
tartışma konusu vein n.
tartışma ve münazaralarda kullanılan, karşı tarafın gerçek önermesini daha zayıf bir sav ile değiştirip çürüterek üstün gelindiği yanılsamasını yaratan bir taktik man of straw n.
küçük tartışma quarrelet n.
önemsiz tartışma quibbling n.
eften püften tartışma quibbling n.
hararetli tartışma whoop-de-do n.
hararetli kamusal tartışma whoop-de-do n.
hararetli tartışma whoop-de-doo n.
hararetli kamusal tartışma whoop-de-doo n.
ani tartışma boilover n.
tartışma konusu hare n.
gürültülü tartışma brannigan n.
kargaşalı tartışma brannigan n.
gürültülü tartışma brulzie [dialect] n.
tartışma konusu olma mootness n.
daha ayrıntılı tartışma more n.
tartışma konusunun yeniden ele alınması revisit n.
tartışma yanlısı kimse gladiator n.
karmaşık tartışma choplogic n.
sığ tartışma choplogic n.
bir şey hakkında tartışma debatement n.
sert tartışma ruffle n.
ateşli tartışma rumpus n.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik tartışma dialectic n.
kurnazca tartışma dialectic n.
kılı kırk yaran tartışma dialectic n.
tartışma becerisi dialectic n.
(aynı arkadaş grubu arasında çıkan) tartışma in-fighting n.
hararetli tartışma disturbance n.
tartışma forumu discussion forum n.
bir tartışma sırasında ortaya birçok argüman atıp, karşı tarafı bu argümanlara cevap vermeye zorlayarak tartışmadan galip ayrılma yöntemi gish gallop n.
dairesel olarak akıl yürütme veya tartışma circularism n.
dairesel olarak akıl yürütme veya tartışma circularity n.
tartışma, görsel veya ayrıntı ekleyerek (ifadeyi) zenginleştirme dilatation n.
hararetli tartışma donnybrook n.
tartışma kaynağı pabulum n.
önemsiz tartışma pillow fight n.
(eton college'da) tartışma topluluğu pop n.
ateşli tartışma crossfire n.
araya eklemeli tartışma interlocutory n.
tartışma yanlısı kimse controverter n.
tartışma yanlısı kimse controvertist n.
dostça tartışma correspondence n.
eski amerikan eğitim sisteminde konuşma veya tez formunda sıkça başvurulan tartışma pratiği forensic n.
aleni ve şiddetli tartışma paroxysm [obsolete] n.
maç öncesi tartışma programı pregame n.
ön tartışma prenegotiation n.
halka açık tartışma public discussion n.
kamusal konulara ilişkin açık tartışma public discussion n.
akademik tartışma incelikleri konusunda yetkin kimse schoolman n.
hararetli tartışma screed n.
konferansta tartışma grubu section n.
kanada yerlilerinin suçlular, kurbanlar ve topluluk üyeleriyle tartışma yürüterek adaleti sağlaması yöntemi sentencing circle n.
sert tartışma shootout n.
hararetli tartışma shouting match n.
ailevi tartışma simulty n.
tartışma programı forum n.
açık tartışma fırsatı forum n.
belirli olaylara dayalı tartışma slippery slope n.
ateşli tartışma slugging match n.
hararetli tartışma passionate debate n.
ateşli tartışma passionate debate n.
tartışma çıkarmak hassle v.
öneri yerine, öneriyi yapan kişi tartışma konusu edilerek iddialara karşı çıkmak argumentum ad hominem v.
tartışma götürmemek be beyond dispute v.
sesini yükseltmek (bir tartışma esnasında) take the floor v.
bir tartışma maddesi yaratmak raise an issue v.
tartışma başlatmak generate a discussion v.
tartışma başlatmak initiate a discussion v.
tartışma yaratmak spark a debate v.
tartışma yapmak make argument v.
tartışma yapmak make discussion v.
tartışma yapmak argue v.
tartışma yapmak discuss v.
yeniden tartışma konusu yapmak relitigate v.
tartışma konusu olmak be subject of debate v.
tartışma veya pazarlık yoluyla ikna etmek banter v.
tüm tartışma ve belirsizlikleri çözmek decide v.
tartışma yaratmak rumpus v.
tartışma yaratmak distract v.
hararetli (tartışma) heated adj.
tartışma götürmez unquestionable adj.
tartışma götürmez unassailable adj.
tartışma konusu olan contentious adj.
hafif (tartışma) unsound adj.
tartışma götürmez uncontroversial adj.
hararetli (tartışma) highly-charged adj.
hararetli (tartışma) highly charged adj.
kavga etme veya önemsiz yere tartışma çıkarma eğiliminde olan kimse rabulistic adj.
kavga etme veya önemsiz yere tartışma çıkarma eğiliminde olan rabulous adj.
hararetli (tartışma) adrenalized adj.
eften püften tartışma çıkaran cavilous adj.
tartışma götürmez uncontroversory adj.
tartışma götürmez uncontroverted adj.
tartışma yaratan sınırlamaları olmayan unmortgaged adj.
(tartışma, program) tarafsız balanced adj.
tartışma götürmez unshakable adj.
tartışma götürmez hard adj.
hararetli (tartışma, üslup) high-pitched adj.
yoğun (tartışma, üslup) high-pitched adj.
gergin (tartışma, üslup) high-pitched adj.
tartışma konusu olan opinable [obsolete] adj.
tartışma konusu olma potansiyeli taşıyan opinionable adj.
tartışma konusu olan opinionable adj.
tartışma ile ilişkili discussional adj.
tartışma konusu olan disputable [obsolete] adj.
tartışma ile ilgili dissertational adj.
tartışma ile ilgili dissertative adj.
tartışma içeren dissertative adj.
tartışma götürmez distinct adj.
tartışma yaratmayan issueless adj.
tartışma sonrası postdebate adj.
tartışma öncesi gelişen predebate adj.
tartışma öncesi yapılan predebate adj.
tartışma öncesine ait veya ilgili predebate adj.
tartışma yaratan provocatory adj.
tartışma konusu olan contested adj.
tartışma götürmez biçimde inarguably adv.
tartışma organının dışında withoutdoors adv.
tartışma sonrası postdebate adv.
Phrasals
tartışma konusu açmak call up v.
muhabbet, tartışma başlatmak spark up v.
muhabbet, tartışma içerisine girmek spark up v.
(bir şeyden) tartışma çıkarmak make (something) (out) of (something) v.
(bir şey hakkında bir tartışma) şiddetle devam etmek/sürmek rage over (something) v.
(bir şey hakkında bir tartışma) şiddetlenmek/alevlenmek rage over (something) v.
(tartışma) yayılmak rage through v.
(tartışma) alevlenmek rage through v.
(tartışma/anlaşmazlık bir yere) yayılmak rage through (something) v.
(tartışma/anlaşmazlık bir yerde) alevlenmek rage through (something) v.
(tartışma/anlaşmazlık) herkesi sarmak rage through (something) v.
(bir yerde bir tartışma/anlaşmazlık) dönmek rage through (something) v.
(tartışma/anlaşmazlık bir yeri) kasıp kavurmak rage through (something) v.
(biri/bir şey) hakkında konuşma/dedikodu/spekülasyon/tartışma talk of (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili konuşma/dedikodu/spekülasyon/tartışma talk of (someone or something) v.
tartışma ile karara bağlamak fight out v.
Colloquial
şiddetli tartışma bloodletting n.
uzun ve genellikle eğlenceli konuşma ve tartışma talkfest n.
ateşli tartışma slugfest n.
karşılıklı suçlamaların yapıldığı tartışma slugfest n.
karşılıklı fikirlerin çürütüldüğü tartışma slugfest n.
hararetli tartışma blowout n.
doğaçlama tartışma jam session n.
sıkıcı tartışma windbaggery n.
bayıcı tartışma windbaggery n.
doğru eylem planı üzerine uzun uzadıya tartışma hand-wringing n.
karmaşık tartışma horse trading n.
zekice tartışma horse trading n.
karmaşık tartışma horse-trading n.
zekice tartışma horse-trading n.
hararetli tartışma rhubarb n.
tartışma konusu indaba [south africa] n.
tartışma yaratıp sinir bozmaktan hoşlanan kimse shit disturber [canada] n.
tartışma başlatmak start something v.
kavga/tartışma başlatmak start something/anything v.
kavga/tartışma çıkarmak start something/anything v.
(öğeyi) tartışma veya yazıya eklemek shirttail v.
tartışma bitmiştir (and) that's that expr.
tartışma bitmiştir so that’s that expr.
kavga/tartışma çıkartmak mı istiyorsun? (you) wanna make something of it? expr.
kavga/tartışma mı istiyorsun? (you) wanna make something of it? expr.
(kavga/tartışma amacıyla) dışarı çıkalım istersen? (you) wanna step outside? expr.
(kavga/tartışma amacıyla) dışarı çıkalım istersen? (you) want to step outside? expr.
Idioms
bir tartışma ya da istemeyen bir olay karşısında iki ya da daha fazla grubun birbirlerini suçlaması blame game n.
bir dava veya anlaşmazlık hakkında televizyonda, medyada veya sosyal medyada bir kişiye karşı suçlama veya suçlama iması içerecek şekilde yapılan tartışma trial by the media n.
can sıkıcı tartışma/sohbet rag-chewing n.
büyük tartışma a battle royal n.
tartışma konusu matter of opinion n.
uzun süren tartışma a running battle n.
şiddete varmayan tartışma handbags at dawn [uk] n.
entelektüel tartışma feast of reason n.
bilimsel tartışma feast of reason n.
aşırı şiddetli tartışma knock-down-drag-out n.
tartışma konusu a bone of contention n.
süregelen anlaşmazlık/çekişme/tartışma a running battle n.
devam eden anlaşmazlık/çekişme/tartışma a running battle n.
uzun tartışma an earful n.
uzun tartışma an earful n.
büyük kavga/tartışma big stink n.
tartışma nedeni/konusu the bone of contention n.
tartışma/şikayet nedeni bone to pick n.
ateşli tartışma cut and thrust n.
hararetli tartışma cut and thrust n.
tartışma konusu haline getirmek make it wise v.
tartışma yaratmak throw (something) into question v.
kavga/tartışma istemek be spoiling for a fight/argument v.
kavga/tartışma çıkarmaya çalışmak be spoiling for a fight/argument v.
bir konuda tartışma başlatmak start a hare (running) v.
tartışma/münakaşa esnasında birini kırmamaya dikkat etmek fire (one's) pistol in the air v.
tartışma/münakaşa esnasında birine direkt suçlama veya eleştiri yöneltmemek fire (one's) pistol in the air v.
tartışma/münakaşa esnasında temkinli konuşmak fire (one's) pistol in the air v.
tartışma/münakaşa esnasında direkt vurucu sözler söylememek fire (one's) pistol in the air v.
tartışma/münakaşa esnasında birini topa tutmamak fire (one's) pistol in the air v.
görüşme/tartışma aşamasında olmak be blowing in the wind [uk] v.
kavga/tartışma başlatmak start something v.
kavga/tartışma çıkarmak start something v.
(biriyle bir konuda) ciddi bir tartışma/çekişme içerisinde olmak be at loggerheads with (one) (over something) v.
tartışma konusu olmak be a matter of opinion v.
tartışma konusu olmaktan çıkmak be a moot point v.
tartışma konusu olmaktan çıkmak be a moot question v.
kavga, tartışma aramak be spoiling for a fight, argument v.
kavga, tartışma istemek be spoiling for a fight, argument v.
kavga, tartışma çıkarmak istemek be spoiling for a fight, argument v.
bir şeyi tartışma konusu yapmak bring/call/throw something into question v.
tartışma konusu yapmak call in question v.
tartışma konusu yapmak call in question v.
(bir şeyi) tartışma konusu yapmak call in question (something) v.
(biriyle) arasında kavga/tartışma çıkarmak pick a quarrel with (one) v.
(birini) kışkırtıp kavga/tartışma çıkarmak pick a quarrel with (one) v.
sırf tartışma olsun diye tartışma arguing for the sake of arguing expr.
sadece gıcıklık olsun diye tartışma arguing for the sake of argument expr.
sadece tartışmış olmak için tartışma arguing for the sake of argument expr.
sadece gıcıklık olsun diye tartışma arguing for the sake of arguing expr.
sadece tartışmış olmak için tartışma arguing for the sake of arguing expr.
sırf tartışma olsun diye tartışma arguing for the sake of argument expr.
tartışma dışı off the table expr.
internet üzerinden yapılan bir tartışma uzadıkça büyük ihtimalle/çoğunlukla adolf hitler veya nazilerle ilgili bi karşılaştırma yapılır godwin's law expr.
internet üzerinden yapılan bir tartışma uzadıkça büyük ihtimalle/çoğunlukla konu adolf hitler'e veya nazilere gelir godwin's law expr.
yersiz/önemsiz entelektüel tartışma how many angels can dance on the head of a pin expr.
pratikte bir önemi olmayan/bir yere varmayan entelektüel tartışma how many angels can dance on the head of a pin expr.
incir çekirdeğini doldurmayacak entelektüel tartışma how many angels can dance on the head of a pin expr.
birbiriyle tartışma/kavga halinde at each other's throats expr.
birbiriyle tartışma/kavga halinde at one another's throats expr.
(biriyle bir konuda) ciddi bir tartışma/çekişme içerisinde at loggerheads (with somebody) (over something) expr.
(bir konuda) ciddi bir tartışma/çekişme içerisinde at loggerheads over (something) expr.
(biriyle) ciddi bir tartışma/çekişme içerisinde at loggerheads with (someone) expr.
uzun uzadıya (kavga/tartışma) knock-down drag-out expr.
çekişmeli (kavga/tartışma) knock-down drag-out expr.
gergin (kavga/tartışma) knock-down drag-out expr.
aşırı şiddetli (kavga/tartışma) knock-down drag-out expr.
hararetli (kavga/tartışma) knock-down drag-out expr.
feci sert (kavga/tartışma) knock-down drag-out expr.
hiçbir tartışma gerekçesi no ax to grind expr.
hiçbir tartışma gerekçesi no axe to grind expr.
tartışma başladı the handbags come out expr.
Speaking
ben işin tartışma boyutunda değilim I'm not in the business of arguing expr.
tartışma konusu the matter in question expr.
tartışma yok no arguments expr.
tartışma bitmiştir end of discussion expr.
(kavga/tartışma amacıyla) dışarı çıkalım istersen? do you want to step outside? expr.
tartışma kızıştıktan sonra after the argument escalated expr.
Trade/Economic
özellikle yıllık bazda yapılan ve büyük ortamlarda gerçekleştirilen tartışma toplantılarına verilen genel isim conference n.
tartışma oturumu breakout session n.
tartışma oturumu breakout meeting n.
tartışma oturumu workshop session n.
Law
tekrar tartışma (dava) reargument n.
tekrar tartışma (dava) re-argument n.
aksini iddia eden bir tartışma rebuttal-in-debate n.
tartışma meclisi moot court n.
tartışma kabul etmeden itiraz peremptory challenge n.
tartışma konusu moot point n.
tartışma konusu moot question n.
üzerinde tartışma yaratan mesele question of fact n.
üzerinde tartışma yaratan mesele matter of fact n.
tartışma konusu olmayan indisputable adj.
Politics
abd'de başkanlık seçimleri öncesi adaylar arasında yapılan tartışma primary debate n.
genel bir tartışma oluşturmak için belirli bir konuda yetkililerin hazırladığı rapor green paper n.
tartışma hürriyeti freedom of debate n.
tartışma özgürlüğü freedom of debate n.
bir yasama yılında tartışma açılması amacıyla kamara başkanına sunulan önerge early day motion n.
ingiltere parlamentosunda verilen ve tartışma günü belli olmayan soru önergesi early day motion n.
yasama meclislerinde komitenin parçası olarak önergelerin detaylarını tartışma yetkisini içeren tam üyelik committee of the whole n.
iki grubun temsilcileri arasında geçen siyasi tartışma dialogue n.
hükümet diplomatlarının yaptığı gayri resmi açıklayıcı tartışma conversation n.
Media
tartışma programı discussion program n.
televizyon tartışma programları television discussion programs n.
Technical
analiz ve tartışma analysis and discussion n.
Computer
internet ortamında gönderdiği mesajlarla tartışma başlatan kişi troll n.
konuşarak tartışma ortamları chat forums n.
web'de tartışma web discussion n.
yeni tartışma new discussion n.
kullanıcıların mesajlar, öğretici yayınlar, bilgiler ve tartışma konuları yayınlayabilecekleri bir internet sitesi webboard n.
tartışma forumu message board n.
bir tartışma grubunun üyelerine gönderilen e-postaları yöneten bir dosya sunucusu listserver n.
tartışma başlatmak için (elektronik ortamda) alakasız gönderi paylaşmak troll v.
tartışma düzenle edit discussion expr.
Informatics
izlekli tartışma threaded discussion n.
öfkeli tartışma flame war n.
tartışma grubu discussion group n.
Telecom
unix işletim sistemini kullanan bilgisayarlar arasında e-posta ve buna dayalı elektronik tartışma listesi hizmetleri için kullanılan ağ usenet n.
Television
tartışma programında moderatör anchorman n.
Logic
mantıksal tartışma logical argument n.
(tartışma veya anlaşmazlıkta) etkililik logic n.
(tartışma veya anlaşmazlıkta) kuvvetli yön logic n.
(tartışma veya anlaşmazlıkta) nüfuz logic n.
geçersiz tartışma paralogism n.
kafa karıştıran tartışma biçimi crocodility n.
mantıksal tartışma yoluyla aşmak logic v.
iki tartışma alanı olan binary adj.
Social Sciences
eşler arasında yaşanan kavga/tartışma lovers' quarrel n.
eşler arasında yaşanan kavga/tartışma domestic quarrel n.
Education
(tartışma) konusu thesis n.
sonuçlar ve tartışma results and discussion n.
keşifsel tartışma heuristic n.
Literature
orta çağ'da avrupa'da kullanılan tartışma şeklinde bir edebi kompozisyon debate n.
Linguistics
tartışma sırasında konuşmacının zıt görüşlere karşı çıkması anacoenosis n.
History
kavga veya tartışma çıkararak huzur kaçıranlara uygulanan para cezası fightwite n.
Philosophy
kıyaslayarak yapılan tartışma analogism n.
dini bir konu üzerine yapılan akademik tartışma quodlibet n.
boş ego konseptine dair tartışma hatası paralogism n.
Military
kıta tartışma konuları troop topics n.
tartışma metodu conference method n.
Sport
2015 şampiyonluk maçında new england patriots kulübünün az şişirilmiş, dolayısıyla tutmayı kolaylaştıran top kullanmaları suçlamasıyla başlayan tartışma deflategate n.
Latin
öneri yerine, öneriyi yapan kişi tartışma konusu edilerek iddialara karşı çıkan ad hominem adj.
Archaic
tartışma üzerine düşünme revolution n.
çatışmanın tarafları arasında çözüme yönelik tartışma dialogism n.
uzun tartışma diatribe n.
halka açık tartışma conversation n.
tartışma ile ilişkili discussive adj.
Slang
tartışma seansı rap session n.
bir sonucu olmayıp sadece gönül eğlendiren tartışma circle jerk n.
zevkine tartışma circle jerk n.
bir sonucu olmayıp sadece gönül eğlendiren tartışma circle-jerk n.
zevkine tartışma circle-jerk n.
tartışma/kavga extracurricular activity n.
hararetli tartışma bunfight n.
hararetli tartışma bun fight n.
büyük tartışma holy stink n.
o anda gelişen bir tartışma jam session n.
herkesin yalnızca kendini tatmin ettiği boş tartışma/toplantı circle-jerk n.
hiçbir yere varmayan bir tartışma/toplantı circle-jerk n.
kızgın tartışma drama n.
tartışma çıkarmak kick off [uk] v.
tartışma yaratan clouded adj.
British Slang
ufak tartışma handbags n.
Modern Slang
market reyonları arasında müşteriler arasında çıkan tartışma/kavga aisle rage n.