telafi

Meanings of "telafi" in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	telafi	compensation n.
Linda baked a cake as compensation for forgetting my birthday. Linda doğum günümü unutmasının telafisi olarak bir pasta yaptı. More Sentences
General
2	General	telafi	compensation n.
They offered a gift card by way of compensation. Telafi olarak bir hediye kartı teklif ettiler. More Sentences
3	General	telafi	reparation n.
My second point concerns reparation for damage linked to disasters such as that of the Prestige. Bahsedeceğim ikinci husus ise Prestige gibi felaketlerle bağlantılı zararların telafisi ile ilgilidir. More Sentences
4	General	telafi	amends n.
Tom wants to begin the process of making amends. Tom telafi sürecine başlamak istiyor. More Sentences
5	General	telafi	redress n.
You have no chance of redress. Telafi şansınız yok. More Sentences
6	General	telafi	recompense n.
7	General	telafi	atone for n.
8	General	telafi	atonement n.
9	General	telafi	undoing n.
10	General	telafi	recovery n.
11	General	telafi	condonation n.
12	General	telafi	recompensation [obsolete] n.
13	General	telafi	recompensement [obsolete] n.
14	General	telafi	catch-up n.
15	General	telafi	emendation [obsolete] n.
16	General	telafi	makeup n.
17	General	telafi	comp n.
18	General	telafi	solatium n.
Trade/Economic
19	Trade/Economic	telafi	reprisal n.
Law
20	Law	telafi	restoration n.
21	Law	telafi	relief n.
22	Law	telafi	compensation n.
Politics
23	Politics	telafi	compensation n.
Telecom
24	Telecom	telafi	mutual compensation n.

Meanings of "telafi" with other terms in English Turkish Dictionary : 302 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	telafi etmek	compensate v.
Hence it is necessary to find a solution to compensate beekeepers who are suffering major losses of bees. Bu nedenle, büyük arı kayıplarına uğrayan arıcıların zararlarını telafi edecek bir çözüm bulunması gerekmektedir. More Sentences
General
2	General	telafi etmek	offset v.
These projects have the potential to offset carbon emissions. Bu projeler karbon emisyonlarını telafi etme potansiyeline sahip. More Sentences
3	General	telafi etmek	make amends v.
But where it does occur, those responsible should make amends. Ancak bunun gerçekleştiği yerlerde, sorumlular bunu telafi etmelidir. More Sentences
4	General	telafi etmek	recover v.
It took Tony 2 weeks to recover losses from the burglary. Tony'nin hırsızlıktan kaynaklanan kayıplarını telafi etmesi iki hafta sürdü. More Sentences
5	General	telafi etmek	make up for v.
Strenuous efforts have now been made to make up for lost time. Kaybedilen zamanın telafi edilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. More Sentences
6	General	telafi etmek	recoup v.
All these are constraints that increase our production costs without the markets being able to recoup them. Tüm bunlar, piyasalar telafi edemeden üretim maliyetlerimizi artıran kısıtlamalardır. More Sentences
7	General	telafi etmek	make good v.
Therefore, we must call upon the Algerian authorities to make good their past mistakes. Bu nedenle Cezayir makamlarını geçmişteki hatalarını telafi etmeye çağırmalıyız. More Sentences
8	General	telafi etmek	compensate v.
That should amply compensate them for forgoing their contact with the postman. Bu, postacı ile temaslarından vazgeçmelerini fazlasıyla telafi etmelidir. More Sentences
9	General	telafi etmek	expiate v.
He sought to expiate his wrongdoing by accepting his punishment. Cezasını kabul ederek kabahatini telafi etmeye çalıştı. More Sentences
10	General	telafi etmek	offset v.
The 'Everything but arms' initiative, therefore, to some extent offset the slump observed in 2001 and 2002. Dolayısıyla "Silahlar Dışında Her Şey" girişimi, 2001 ve 2002'de gözlemlenen düşüşü bir ölçüde telafi etti. More Sentences
11	General	telafi edilemez	irredeemable adj.
The fire caused irredeemable damage. Yangın telafi edilemez bir hasara yol açtı. More Sentences
12	General	telafi edilemez	irretrievable adj.
Wasted time is irretrievable. Boşa harcanmış zaman telafi edilemez. More Sentences
13	General	telafi edilmiş	compensated adj.
Not to mention the pain of the victims' families, which cannot be compensated for. Kurbanların ailelerinin telafi edilemeyecek acılarından bahsetmeye bile gerek yok. More Sentences
14	General	telafi edilemez	unrecoverable adj.
It's unrecoverable. Bu telafi edilemez. More Sentences
15	General	telafi edilebilir	recoverable adj.
All players involved must bear their recoverable share of the responsibility. Olaya karışan tüm aktörler, sorumluluktaki telafi edilebilir paylarını üstlenmelidir. More Sentences
16	General	telafi edici	compensatory adj.
The SIS was originally set up as a compensatory measure to allow for the free movement of persons. SIS başlangıçta kişilerin serbest dolaşımını sağlamak üzere telafi edici bir tedbir olarak kurulmuştur. More Sentences
17	General	telafi edilemez	irremediable adj.
The damage caused by the earthquake was irremediable. Depremin yol açtığı hasar telafi edilemezdi. More Sentences
Phrasals
18	Phrasals	telafi etmek	compensate for v.
Nonetheless, ionisation must not, of course, be used to compensate for negligence with regard to hygiene. Bununla birlikte iyonizasyon elbette hijyen konusundaki ihmali telafi etmek için kullanılmamalıdır. More Sentences
Idioms
19	Idioms	kaybı telafi etme	make up n.
We will make up for the loss. Kaybı telafi edeceğiz. More Sentences
20	Idioms	telafi etmek	make good v.
The European Commission must make good these omissions as soon as possible. Avrupa Komisyonu bu eksiklikleri mümkün olan en kısa sürede telafi etmelidir. More Sentences
Trade/Economic
21	Trade/Economic	telafi edici ödemeler	compensatory payments n.
Under the CAP, mountain regions are chiefly supported by means of compensatory payments for less favoured regions. CAP kapsamında dağlık bölgeler, daha az tercih edilen bölgeler için telafi edici ödemeler yoluyla desteklenmektedir. More Sentences
22	Trade/Economic	telafi etmek	compensate v.
The aims of the proposal are to help compensate the damages, by a contribution of the Community. Teklifin amacı, Topluluğun katkısıyla zararların telafi edilmesine yardımcı olmaktır. More Sentences
23	Trade/Economic	telafi etmek	offset v.
The burden of receiving refugees simply cannot be offset by financial contributions. Mültecileri kabul etmenin getirdiği yük, mali katkılarla telafi edilemez. More Sentences
Law
24	Law	telafi edici	compensatory adj.
If no compensatory or supporting public investments are made, serious problems can arise. Eğer telafi edici ya da destekleyici kamu yatırımları yapılmazsa ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. More Sentences
Technical
25	Technical	telafi etmek	compensate v.
I will compensate you for your loss. Kaybını telafi edeceğim. More Sentences
Common Usage
26	Common Usage	telafi etmek	atone v.
General
27	General	telafi edici tazminat	compensatory indemnity n.
28	General	telafi etme	retrieval n.
29	General	telafi edici tutar	compensatory amount n.
30	General	telafi edici ürün	compensating product n.
31	General	telafi etme	redemption n.
32	General	telafi etme	making up n.
33	General	telafi etme	recuperation n.
34	General	telafi eden	atoner n.
35	General	telafi etme	atoning n.
36	General	telafi öğretimi	remedial teaching n.
37	General	telafi çalışması	make-up n.
38	General	telafi edilmesi imkansız mali zarar	write-off n.
39	General	telafi etme	atonement n.
40	General	telafi edilemez bir hata	an irreparable mistake n.
41	General	telafi edilebilirlik	compensability n.
42	General	telafi eden kimse	recompenser n.
43	General	telafi eden kimse	recouper n.
44	General	telafi edilebilirlik	recoverableness n.
45	General	telafi edilebilirlik	recoverableness n.
46	General	telafi edilebilirlik	redeemability n.
47	General	telafi edilebilirlik	redeemableness n.
48	General	telafi eden kimse	redeemer n.
49	General	telafi etme	redeeming n.
50	General	telafi eden	redemptive n.
51	General	telafi ile ilgili	redemptive n.
52	General	telafi etme	redempture [obsolete] n.
53	General	telafi etme	redressal n.
54	General	telafi eden kimse	redresser n.
55	General	telafi etme	redressment n.
56	General	telafi etme	refaction [obsolete] n.
57	General	telafi eden kimse	reimburser n.
58	General	telafi etme	retrievement n.
59	General	başka şeyi telafi eden etmen	offset n.
60	General	başka şeyi telafi eden unsur	offset n.
61	General	telafi etme	complement [obsolete] n.
62	General	telafi etme	piation n.
63	General	telafi edilemez kayıp	shipwreck n.
64	General	telafi ödemesi	solatium payments n.
65	General	telafi etmek	repair v.
66	General	telafi etmek	retrieve v.
67	General	zararını telafi etmek	recoup one's losses v.
68	General	telafi etmek	repay v.
69	General	telafi etmek	undo v.
70	General	telafi etmek	right v.
71	General	bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek	compensate for one thing with another v.
72	General	bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek	compensate for one thing by another v.
73	General	bir şeyin zararını telafi etmek	make amends to someone for something v.
74	General	telafi etmek	make compensations for v.
75	General	kaybedilen zamanı telafi etmek	make up for lost time v.
76	General	telafi etmek	make up for something v.
77	General	telafi etmek	redress v.
78	General	kaybolan vakti telafi etmek	recover lost time v.
79	General	yapılan zararı telafi etmek	undo the harm that has been done v.
80	General	telafi etmek	make something good v.
81	General	telafi etmek	redeem v.
82	General	fazlasıyla telafi etmek (zayıf bir tarafını)	overcompensate for v.
83	General	telafi etmek	make compensation v.
84	General	telafi etmek	make something up to someone v.
85	General	telafi etmek	recuperate v.
86	General	hatayı telafi etmek	make up for a mistake v.
87	General	telafi etmek	recompense v.
88	General	telafi yoluna gitmek	allow a compensation v.
89	General	telafi yoluna gitmek	grant a compensation v.
90	General	kaybedilen zamanı telafi etmek	to recover lost time v.
91	General	telafi etmek	reimburse v.
92	General	hatayı telafi etmek	repair a mistake v.
93	General	telafi etmek	make up for it v.
94	General	telafi etmek	atone v.
95	General	telafi etmek	atone for v.
96	General	telafi etmek	condone v.
97	General	telafi etmek	carry v.
98	General	yeniden telafi etmek	reanswer v.
99	General	zararı telafi etmek	bear a loss v.
100	General	telafi etmek	quit scores v.
101	General	yanlışı telafi etmek	answer v.
102	General	telafi etmek	balance v.
103	General	(geçmişi) telafi etmek için yaşamak	unlive v.
104	General	(eksik bir şeyi) telafi etmek	upmake [obsolete] v.
105	General	telafi etmek	mend v.
106	General	uygunsuz şekilde telafi etmek	misatone v.
107	General	telafi etmek	render v.
108	General	telafi olarak geliştirmek	offset v.
109	General	telafi olarak tasarlamak	offset v.
110	General	telafi olarak konumlandırmak	offset v.
111	General	telafi olarak kullanmak	offset v.
112	General	fazlasıyla telafi etmek	overbalance v.
113	General	yenilgiyi telafi etmek	overturn v.
114	General	bir şeyi telafi etmek	commute v.
115	General	telafi etmek	satisfy [obsolete] v.
116	General	telafi etmek	coredeem v.
117	General	telafi etmek	foryelde v.
118	General	telafi edilir	redeemable adj.
119	General	telafi edici	countervailing adj.
120	General	telafi edilen	compensated adj.
121	General	telafi edilebilir	reparable adj.
122	General	telafi edilemez	inexpiable adj.
123	General	telafi edilir	compensable adj.
124	General	telafi edilebilir	atoneable adj.
125	General	telafi edilmiş	atoned adj.
126	General	telafi edilebilir	atonable adj.
127	General	telafi edilemez	noncompensable adj.
128	General	telafi edici olmayan	noncompensatory adj.
129	General	telafi olunamaz	noncompensable adj.
130	General	telafi edici	indemnificatory adj.
131	General	telafi edilmemiş	unredressed adj.
132	General	telafi edilmiş	redressed adj.
133	General	telafi edilemez	irrecoverable adj.
134	General	telafi edilebilir	recoupable adj.
135	General	telafi edici	compensative adj.
136	General	telafi eden	redeeming adj.
137	General	telafi edici	recompensive adj.
138	General	telafi edilebilir	recuperable adj.
139	General	zararı telafi eden	recuperatory adj.
140	General	telafi edilen	redeemed adj.
141	General	telafi edilemez	redeemless adj.
142	General	telafi edilebilir	redemptible adj.
143	General	telafi eden	redemptional adj.
144	General	telafi ile ilgili	redemptional adj.
145	General	telafi eden	redemptory adj.
146	General	telafi ile ilgili	redemptory adj.
147	General	telafi edilebilir	redressible adj.
148	General	telafi eden	redressive adj.
149	General	telafi edilemez	redressless adj.
150	General	telafi edilebilir	reimbursable adj.
151	General	telafi edilemez	unatonable adj.
152	General	telafi edilebilir olmayan	unatonable adj.
153	General	telafi edilmemiş	unatoned adj.
154	General	telafi edilmemiş	unexpiated adj.
155	General	telafi edilmemiş	unredeemed adj.
156	General	telafi edilemez	unretrievable adj.
157	General	telafi edilemez	unretrievable adj.
158	General	telafi edilebilir	renderable adj.
159	General	telafi edilebilir	rendible adj.
160	General	telafi edilemez	reverseless adj.
161	General	başkasını telafi edebilir	offsetable adj.
162	General	telafi edici	compensating adj.
163	General	telafi görevi gören	compensating adj.
164	General	telafi edilebilir	countervailable adj.
165	General	telafi edilemez bir şekilde	irretrievably adv.
166	General	telafi edilemez bir biçimde	irredeemably adv.
167	General	telafi eder biçimde	atoningly adv.
168	General	telafi edilemez	unrecoverably adv.
Phrasals
169	Phrasals	yanlışlığı gelişigüzel şekilde telafi etmek	shuffle up v.
170	Phrasals	telafi etmek	fetch up v.
171	Phrasals	telafi etmek	set off v.
172	Phrasals	(bir şeyi başka bir şeyle) telafi etmek	balance (something) with (something else) v.
173	Phrasals	bir şeyi birinden/bir şeyden telafi etmek	recoup something from someone or something v.
174	Phrasals	aradaki farkı telafi etmek	fetch up v.
175	Phrasals	(bir şeyi biri/bir şey) için telafi etmek	get (something) for (someone or something) v.
176	Phrasals	(bir şeyi bir şey) için telafi etmek	get (something) for (someone or something) v.
177	Phrasals	başka bir şekilde telafi etmek	take out v.
178	Phrasals	telafi etmek	wash away v.
179	Phrasals	(bir şeyi) telafi etmek	atone for (something) v.
180	Phrasals	(bir şeyi) telafi etmek	catch up on (something) v.
181	Phrasals	(bir şeyi) telafi etmek	compensate for (something) v.
182	Phrasals	(bir şeyin masrafını) telafi etmek	set (something) off v.
Phrases
183	Phrases	telafi edecek şey	in compensation expr.
Colloquial
184	Colloquial	telafi sınavı	makeup n.
185	Colloquial	gecikmeyi telafi etmek	make time v.
186	Colloquial	gecikmeyi telafi etmek	make up the leeway v.
187	Colloquial	gecikmeyi telafi etmek	make up leeway v.
188	Colloquial	kaybedilen zamanı telafi etmek	make up the leeway v.
189	Colloquial	kaybedilen zamanı telafi etmek	make up leeway v.
190	Colloquial	(birine karşı) suçunu telafi etmek	get right with (someone) v.
191	Colloquial	(birine karşı) yaptığı yanlış bir şeyi telafi etmek	get right with (someone) v.
Idioms
192	Idioms	kötü özelliklerini telafi eden iyi özellik	redeeming feature n.
193	Idioms	telafi edici özellik	redeeming feature n.
194	Idioms	hatayı telafi etmek	square accounts v.
195	Idioms	kaybedilen zamanı telafi etmek için sıkı çalışmak	make up for lost time v.
196	Idioms	kayıpları telafi etmek	make up/recover lost ground v.
197	Idioms	telafi çalışması yapmak	play catch-up v.
198	Idioms	telafi etmek	atone for v.
199	Idioms	(birine yaptığı) (hatasını vb) telafi etmek	make it up to somebody v.
200	Idioms	telafi etmek	put straight v.
201	Idioms	masrafını telafi etmek	get your bait back v.
202	Idioms	(bir şeyi) telafi etmek	make good (something) v.
203	Idioms	bir şeyi telafi etmek	make good something v.
204	Idioms	(biri) için telafi etmek	make it up to (one) v.
205	Idioms	gecikmeyi telafi etmek	make up the time v.
206	Idioms	kaybedilen zamanı telafi etmek	make up the time v.
207	Idioms	aksaklığı/gerilemeyi telafi etmek	make up the time v.
208	Idioms	yapılan bir yanlışı telafi etmek	right a wrong v.
209	Idioms	haksız bir durumu düzeltmek/telafi etmek	right a wrong v.
Speaking
210	Speaking	bunu sana telafi edeceğim	I'll make it up to you expr.
211	Speaking	telafi ederim diye düşündüm	I thought I could make it up expr.
212	Speaking	telafi ederim	I'll make amends expr.
213	Speaking	telafi edeceğim	I'll make it up to you expr.
214	Speaking	yaptıklarını telafi etmen lazım	you gotta make it correct expr.
Trade/Economic
215	Trade/Economic	birbirini telafi eden hesap	contra account n.
216	Trade/Economic	çok sayıda telafi edici açık piyasa işlemlerine girişerek toplam rezerv düzeyinin göreceli olarak ufak bir miktarda değiştirilmesi süreci	churning n.
217	Trade/Economic	devamsızlıklar nedeniyle yitirilen zamanı telafi etmek maksadıyla normal çalışma programı dışında yapılan iş	make up work n.
218	Trade/Economic	işletme sübvansiyonları ve telafi miktarları	operating subsidies and compensatory amounts n.
219	Trade/Economic	işletme sübvansiyonları ve telafi miktarları	investment grants n.
220	Trade/Economic	kayıp telafi emri	stop-loss n.
221	Trade/Economic	maliyet telafi yöntemi	cost recovery method n.
222	Trade/Economic	telafi etme	reimbursement n.
223	Trade/Economic	telafi etme	offset n.
224	Trade/Economic	telafi edici kamu harcaması	pump priming n.
225	Trade/Economic	telafi edici vergi	countervailing charge n.
226	Trade/Economic	telafi edici bütçe	compensatory budget n.
227	Trade/Economic	telafi edici finansman kolaylığı	compensatory financing facility n.
228	Trade/Economic	telafi edici kamu harcaması	deficit spending n.
229	Trade/Economic	telafi edici vergi	compensatory levy n.
230	Trade/Economic	telafi eden bakiye	compensatory balance n.
231	Trade/Economic	telafi edici gümrük vergisi indirimi	compensatory tariff reduction n.
232	Trade/Economic	telafi edici bütçe	compensative budget n.
233	Trade/Economic	telafi edici gümrük vergisi indirimleri	compensatory tariff reductions n.
234	Trade/Economic	telafi edici finansman programları	compensatory financing programs n.
235	Trade/Economic	telafi eylemi	remedial action n.
236	Trade/Economic	telafi edici kontroller	compensating controls n.
237	Trade/Economic	telafi edici maliye politikası	compensatory fiscal policy n.
238	Trade/Economic	telafi edici gümrük resmi	countervaling duty n.
239	Trade/Economic	telafi edici kamu harcaması	compensatory spending n.
240	Trade/Economic	telafi edici gümrük resmi	compensatory duty n.
241	Trade/Economic	telafi edici etki	compensatory effect n.
242	Trade/Economic	telafi edici vergi	compensatory tax n.
243	Trade/Economic	telafi edici gümrük vergisi	compensatory customs duty n.
244	Trade/Economic	telafi edici vergi	counter-vailing duty n.
245	Trade/Economic	telafi edici talep	pent-up demand n.
246	Trade/Economic	telafi edici gümrük vergisi	compensatory duty n.
247	Trade/Economic	telafi edici vergi	compensatory tax n.
248	Trade/Economic	telafi fonu	compensation fund n.
249	Trade/Economic	telafi izni	compensatory time-off n.
250	Trade/Economic	zararı telafi etme	recoupment n.
251	Trade/Economic	telafi etmek	refund v.
252	Trade/Economic	telafi etmek	make up v.
253	Trade/Economic	tahsil edilmesi imkansız borcu veya telafi edilmesi imkansız mali zararı defterden silmek	write something off v.
254	Trade/Economic	telafi etmek	reimburse v.
255	Trade/Economic	telafi etmek	recompense v.
256	Trade/Economic	telafi etmek	overcompensate v.
257	Trade/Economic	zararı telafi etmek	recoup v.
258	Trade/Economic	(önceden yapılmış karşılıksız satış için) mal alarak teslimatı telafi etmek	cover v.
259	Trade/Economic	telafi edilemez	unrecoverable adj.
260	Trade/Economic	telafi edilmemiş	uncompensated adj.
261	Trade/Economic	telafi edilemez	irrecoverable adj.
262	Trade/Economic	(genellikle devlet hizmeti için) göstermelik ödeme ile telafi edilen	dollar-a-year adj.
Law
263	Law	haklar ve telafi yolları	rights and remedies n.
264	Law	masraflarını telafi etme	reimbursement n.
265	Law	telafi edici vergi	countervailing duty n.
266	Law	bir hatayı telafi eden kimse	writ n.
267	Law	telafi edici	restitutory adj.
Politics
268	Politics	dtö sübvansiyonlar ve telafi edici önlemler komitesi	wto committee on subsidies and countervailing measures n.
269	Politics	ihracata konan telafi edici vergiler	countervailing charges in respect of exports n.
270	Politics	ithalata konan telafi edici vergiler	countervailing charges in respect of import n.
271	Politics	telafi edici önlem	countervailing measure n.
272	Politics	telafi edici tedbir	countervailing measure n.
273	Politics	telafi edici resmi destek	compensatory official support n.
Industry
274	Industry	telafi çalışması	compensatory work n.
Advertising
275	Advertising	telafi yayını	makegood n.
Technical
276	Technical	telafi edici	brake compensator n.
277	Technical	telafi uzunluğu	compensatory lengthening n.
278	Technical	telafi etmek	recuperate v.
279	Technical	telafi edilemez	unrecoverable adj.
280	Technical	telafi edilemez	irrecoverable adj.
Telecom
281	Telecom	karşılıklı telafi	reciprocal compensation n.
Construction
282	Construction	telafi programı	recovery schedule n.
Automotive
283	Automotive	telafi edici mafsal	flexible coupling n.
Psychology
284	Psychology	aşırı derecede telafi	overcompensation n.
285	Psychology	mevcut olan veya olduğu düşünülen bir kusuru, tam tersi durum söz konusuymuş gibi göstermeye çalışarak telafi etme çabası	overcompensation n.
286	Psychology	gerçek veya hayali bir eksikliği telafi için geliştirilen davranış	compensation n.
287	Psychology	iyi özelliklerini parlatarak eksikliklerini veya aşağılık hissini telafi etmek	compensate v.
Biology
288	Biology	bol nişastalı beslenen hayvanların, bağırsak bakterilerin ürettiği vitaminlerle zenginleşmiş dışkı sindirimiyle vitamin kaybını telafi etmesi	refection n.
289	Biology	canlının veya organın bir bölümünün boyutunu veya faaliyetini diğer bölümündeki kaybı telafi amacıyla artırma	compensation n.
Social Sciences
290	Social Sciences	mevcut olan veya olduğu düşünülen bir kusuru, tam tersi durum söz konusuymuş gibi göstermeye çalışarak telafi etme çabası	overcompensating n.
Education
291	Education	telafi eğitimi	remedial training n.
292	Education	telafi sınavı	make-up exam n.
Religious
293	Religious	telafi gerektiren suç	debt n.
Environment
294	Environment	kapsamlı çevresel müdahale, telafi ve sorumluluk kanunu	superfund [us] n.
295	Environment	kapsamlı çevresel müdahale, telafi ve sorumluluk kanunu	superfund program n.
Hunting
296	Hunting	mesafe yüzünden mermi düşüşünü telafi etmek için tüfek dürbününün hedeflenenden daha yükseğe hedeflendiği mesafe	holdover n.
297	Hunting	mesafe yüzünden mermi düşüşünü telafi etmek için tüfek dürbününün hedeflenenden daha yükseğe hedeflendiği mesafe	holdover n.
Sport
298	Sport	(go oyununda) beyaz oyuncuya verilen telafi puanı	komi n.
Photography
299	Photography	eksik pozlamayı telafi etmek veya kontrastı artırmak için (fotoğraf filmini) açındırmak	push v.
Archaic
300	Archaic	telafi etmek	compense v.
Modern Slang
301	Modern Slang	telafi şansı	an out n.
302	Modern Slang	yanlışını telafi etme şansı	an out n.