tur - Turkish English Dictionary

tur

Meanings of "tur" in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

Turkish English
Common Usage
tur tour n.
This, while the Chinese leader is currently on a glorious tour of the European Union.
Üstelik Çin lideri şu anda Avrupa Birliği'nde görkemli bir tura çıkmışken.

More Sentences
General
tur drive n.
Let's take a drive.
Bir tur atalım.

More Sentences
tur trip n.
I've decided to quit my job and take a trip around the world.
İşimi bırakıp dünya turuna çıkmaya karar verdim.

More Sentences
tur ride n.
Can I have a ride?
Bir tur atabilir miyim?

More Sentences
tur lap n.
How many laps do you swim every day?
Günde kaç tur yüzersin?

More Sentences
tur trail n.
This was her first stop on the campaign trail.
Bu onun kampanya turundaki ilk durağıydı.

More Sentences
Tourism
tur tour n.
In many ways the enlargement of the European Union is comparable to the tour de France.
Avrupa Birliği'nin genişlemesi pek çok açıdan Fransa Bisiklet Turu ile karşılaştırılabilir.

More Sentences
Automotive
tur lap n.
Tom sometimes swims laps.
Tom bazen tur yüzer.

More Sentences
Sport
tur lap n.
How many laps do you usually swim?
Genellikle kaç tur yüzersin?

More Sentences
General
tur walk n.
tur outing n.
tur round n.
tur rounder n.
tur touring n.
tur spin n.
tur stroll n.
tur excursion n.
tur itineration n.
tur rev n.
tur cycle n.
tur periegesis n.
tur turn [obsolete] n.
tur invasion n.
Technical
tur circuit n.
Sport
tur head n.
tur heat n.

Meanings of "tur" with other terms in English Turkish Dictionary : 185 result(s)

Turkish English
General
tur (seçimde/yarışmada) round n.
He got disqualified in the final round.
Son turda diskalifiye oldu.

More Sentences
ilk tur first round n.
Up to 10 new countries could be included in the first round.
İlk tura 10 kadar yeni ülke dahil edilebilir.

More Sentences
tur atma run n.
He took his new bike out for a run.
Yeni bisikletini bir tur atmaya çıkarmış.

More Sentences
tur yapmak make a tour v.
He made a tour of Europe.
Avrupa'da bir tur yaptı.

More Sentences
Phrasals
tur atmak spin around v.
After dinner, we took a spin around town in my car.
Yemekten sonra arabamla şehirde bir tur attık.

More Sentences
Trade/Economic
paket tur package tour n.
Do you have a package tour?
Paket turunuz var mı?

More Sentences
Tourism
rehberli tur guided tour n.
When is the next guided tour?
Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?

More Sentences
tur otobüsü sightseeing bus n.
The sightseeing bus ran through a long tunnel.
Tur otobüsü uzun bir tünelden geçti.

More Sentences
tur şirketi tour company n.
We've reported the bus driver to the tour company.
Otobüs şoförünü tur şirketine şikayet ettik.

More Sentences
tur operatörü tour operator n.
The first concerns tour operators and their right of redress.
Bunlardan ilki tur operatörleri ve onların tazminat hakları ile ilgilidir.

More Sentences
tur rehberi tour guide n.
How long have you been working as a tour guide?
Ne kadar süredir bir tur rehberi olarak çalışıyorsunuz?

More Sentences
Football
ilk tur first round n.
Is it being specifically identified as an enlargement region once the first round of enlargement has been completed?
Genişlemenin ilk turu tamamlandıktan sonra özellikle bir genişleme bölgesi olarak mı tanımlanıyor?

More Sentences
General
caddede arabayla tur atıp fahişe arayan adam swinger n.
vidanın bir tur dönüşü screw n.
meksika tur operatörleri birliği amatur n.
birinci tur first round n.
ikinci tur seçmeler callback n.
kişisel tur personalized tour n.
tur havuzu lap pool n.
ikinci tur seçmeler call-back n.
(soru/cevap) hızlı tur speed round n.
tur/gezi bisikleti cruiser bicycles n.
tur/gezi bisikleti beach cruisers n.
tur masası tour desk n.
tur zamanlayıcı lap timer n.
yarım tur yüzük half eternity ring n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm tow [dialect] n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm hangman's halter n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm hangman's knot n.
tur yapan kimse tourer n.
bir ipin silindir etrafında tam tur dönüşü lap n.
hareketli ve hızlı tur merry-go-round n.
tur personeli roadshow n.
tur ekipmanı roadshow n.
bir tur içki servisi round of drinks n.
daire içinde tur yapma circuit n.
turistik yerlerin kısa ve üstünkörü gezildiği tur cook's tour n.
gök cismi etrafında bir tam tur dönüşü tamamlamak için geçen süre orbit period n.
kürek çekerek atılan tur pull n.
ikinci tur yemek yardımı seconds n.
tur atmak take a stroll v.
tur yapmak tour v.
tur atlamak get through to v.
tur yapmak lap v.
tur düzenlemek organize a tour v.
tur atmak circuit v.
tur atmak tour around v.
tur düzenlemek arrange a tour v.
tur tertip etmek organize a tour v.
tur tertip etmek arrange a tour v.
tur atmak make a circuit v.
tam bir tur atmak swing round the circle v.
tam bir tur attırmak swing round the circle v.
tur atmak girdle v.
sakince tur atmak potter v.
tur yapmış lapped adj.
tur ile ilgili periegetic adj.
tur yaklaşık saat ...'da başlıyor the tour starts at about ... expr.
Phrasals
kendi etrafında dönmek/tur atmak spin around v.
kendi etrafında döndürmek/tur attırmak spin around v.
hızla/şöyle bir gezdirmek/tur attırmak whisk (one) around v.
hızla/şöyle bir gezdirmek/tur attırmak whisk someone around v.
üzerinde uçmak/tur atmak hover between (something) and (something else) v.
üzerinde uçmak/tur atmak hover between something (and something else) v.
hızla/şöyle bir gezdirmek/tur attırmak whisk around v.
Idioms
çok heyecanlı bir tur (lunapark oyuncakları için) e-ticket ride n.
üstünkörü/şöylesine bir tur nickel tour n.
kısa bir tur/gezinti nickel tour n.
tur bindirmek show somebody a clean pair of heels v.
herkese bir tur içki ısmarlamak buy a round (of drinks) v.
herkese bir tur içki ısmarlamak buy the round (of drinks) v.
birine/bir şeye tur bindirmek show someone or something a clean pair of heels v.
herkese bir tur içki ısmarlamak stand a round [uk] v.
Speaking
ben sizin tur rehberinizim I am your tour guide expr.
Trade/Economic
tur komisyoncusu tour broker n.
Politics
ikinci tur seçimi second ballot n.
paket tur package tour n.
yeni tur görüşmeler new round of talks n.
(seçim kampanyası çalışması olarak) tüm ara istasyonlarda durarak tur yapmak whistle-stop v.
Tourism
bir yerin etrafında yapılan manzaralı tur tiki tour [nz] n.
abtac'ın tur operarörü eşdeğeri abtop n.
az sayıda ve kısa süreli molası olan çok hızlı tur veya gezi whistle stop n.
bileşik tur combined tour n.
gezginci tur circuit tour n.
geniş pencereli tur otobüsü motorcoach n.
gizemli tur mystery tour n.
götürü tur inclusive tour n.
halka satmak üzere kapsamlı tur oluşturan organizasyon tour operator n.
kapsamlı tur all inclusive package n.
kapsamlı tur ücreti inclusive tour basing fare n.
kapsamlı bireysel tur individual inclusive tour n.
kongre öncesi tur preconvention tour n.
kongre sonrası tur post-convention tour n.
kokartlı tur rehberi licensed tourist guide n.
mavi tur blue voyage n.
mavi tur blue cruise n.
paket tur package tour n.
ring tur circular tour n.
rehberli tur conducted tour n.
rehber eşliği olmadan kendi kendinize yaptığınız tur self-guided tour n.
tur lideri tour leader n.
tur operatörlüğü uygulaması belgesi cotop n.
tur güzergahı tour route n.
tur bilgi formu tour information sheet n.
tur acentası tour agent n.
tur pazarlaması tour marketing n.
tur lideri tour conductor n.
tur dosyası tour shell n.
tur kuponu tour coupon n.
tur refakatçisi escort n.
tur paketi tour package n.
tur otobüsü tour bus n.
talih oyunları amacıyla düzenlenen paket tur junket n.
tur düzenleme tour organization n.
tur rehberi tour conductor n.
tur toptancısı tour wholesaler n.
tur rehberliği tourist guiding n.
tur yöneticisi tour manager n.
tur broşürü tour brochure n.
tur simsarı tour broker n.
tur rehberliği tour guiding n.
tur operatörleri tour operators n.
tur operatörlüğü temsilciliği belgesi cotor n.
tur kataloğu tour catalogue n.
tur pazarlama tour marketing n.
uzman tur operatörü specialist tour operator n.
yabancı bağımsız tur foreign independent tour n.
yerel tur operatörü local tour operator n.
yurt içi tur domestic tour n.
tur rehberi barker n.
tur rehberi spieler n.
eskiden ingiliz aristokratlarının yaptıkları uzun avrupa turuna benzeyen bir tur grand tour n.
niş tur grand tour n.
tur paketi packaged tour n.
her şey dahil tur packaged tour n.
her şey dahil tur package tour n.
bir yerin etrafında manzaralı tur atmak tiki [nz] v.
tur yapmak tourist v.
tur yaparken (bir yeri) ziyaret etmek tourist v.
Technical
yarım tur çeviri ile sıkılabilen bağlantı elemanı dzus fasteners n.
yörüngede atılan bir tur orbit n.
Mechanic
tam yörüngesel tur revolution n.
tam eksenel tur revolution n.
rotasyon esnasında nesnenin attığı tam tur revolution n.
Automotive
direksiyon tur sayısı lock n.
direksiyon tur sayısı turns lock-to-lock n.
direksiyon tur sayısı steering lock n.
hızlı tur flyer n.
tur bindirme lapping n.
tam tur full lock n.
tur zamanı lap time n.
bir tur döndürmek round v.
tur atmak turn v.
tur bindirmek lap v.
Aeronautic
tur operatörlerinin uçağın tamamını kiralamaktansa belli koltukları kiraladığı düzenleme part charter n.
Marine
(bocurgat) yeni bir tur dönüş yapmak weatherbit v.
Medical
tur-p ameliyatı transurethral resection of prostate n.
Sport
açık tur open frame n.
bisiklet pedalının bir dakikada attığı tur sayısı cadence n.
son tur last lap n.
tur bisikleti touring bicycle n.
tur bisikleti touring bike n.
tur kayağı touring ski n.
mesafeyi ilk tamamlayanın veya bir süre içinde en çok tur atanın kazandığı yarış endurance racing n.
ipte kayma sporundaki halatta yapılan bir tur zip n.
(kaykayda) kaykaycının zıplarken kaykayın arka kısmına baskı uygulayıp iniş yapmadan önce tam tur döndürmesi kickflip n.
yarışta son tur bell lap n.
(araba yarışında) her bir arabanın ne kadar tur yaptığını ve parkurun neresinde olduğunu gösteren şema lap-chart n.
tur bindirilmiş yarışçı lapper n.
krokette ek tur bisk n.
her bir tur için farklı bir yüzme stilinin kullanıldığı yüzme yarışı medley n.
(beyzbol) tam tur koşarak alınan sayı run n.
(yarışta) bir tur önde olmak lap v.
tur bindirmek lap v.
(kaykayda) zıplarken kaykayın arka kısmına baskı uygulayıp iniş yapmadan önce kaykayı tam tur döndürmek kickflip v.
her bir tur için farklı bir yüzme stilinin kullanıldığı yüzme yarışına ait medley adj.
her bir tur için farklı bir yüzme stilinin kullanıldığı yüzme yarışı ile ilişkili medley adj.
(omuz etrafında tam tur atan) kol ile yapılan round-arm adj.
(omuz etrafında tam tur atan) kol ile round-arm adv.
Theatre
ucuz ve genellikle melodramatik tiyatro eğlencesi sunan tiyatro ya da tur şirketi ten-twenty-thirty n.
Archaic
tur dönme circuition n.
Slang
caddede arabayla tur atıp fahişe arayan adam a curb-crawler (us) n.
caddede arabayla tur atıp fahişe arayan adam a kerb-crawler (brit) n.
arabayla tur atıp fahişe arayan kimse curb-crawler n.
British Slang
tanımak amacıyla şöyle bir tur atmak go off for a gander v.