uç - Turkish English Dictionary

Meanings of "uç" in English Turkish Dictionary : 75 result(s)

Turkish English
Common Usage
edge n.
Our group has tabled compromise amendments which would trim the sharp edges.
Grubumuz, sivri uçları törpüleyecek uzlaşmacı değişiklik önerileri sunmuştur.

More Sentences
end n.
However, there is some light at the end of the tunnel.
Bununla birlikte, tünelin ucunda biraz ışık var.

More Sentences
tip n.
I could only see the red tip of his cigarette in the dark.
Karanlıkta yalnızca sigarasının kırmızı ucunu görebiliyordum.

More Sentences
General
extreme n.
If the truth be told, the two extreme scenarios are not very helpful in this discussion.
Doğruyu söylemek gerekirse, iki senaryo bu tartışmada pek yardımcı olmuyor.

More Sentences
ending n.
Wash eggplants and cut their endings.
Patlıcanları yıka ve uçlarını kes.

More Sentences
tip n.
The word is on the tip of my tongue.
Bu kelime dilimin ucunda.

More Sentences
Technical
tip n.
I have it in the tip of my tounge.
Dilimin ucunda.

More Sentences
edge n.
I love living on the edge.
Ben hayatı uçlarda yaşamayı severim.

More Sentences
end n.
The committee is counting the angels dancing on the end of a pin while the industry gradually collapses.
Komite, sektör yavaş yavaş çökerken bir toplu iğnenin ucunda dans eden melekleri sayıyor.

More Sentences
Computer
end n.
We turn now from one end of Europe, as it were, to another.
Şimdi Avrupa'nın bir ucundan diğerine dönüyoruz.

More Sentences
Mechanic
bit n.
The drill bit was worn out, so we got a new one.
Matkap ucu aşınmıştı, biz de yenisini aldık.

More Sentences
Common Usage
point n.
General
cusp n.
endpiece n.
lip n.
the extreme n.
point n.
barb n.
tail n.
coast n.
closing n.
pole n.
tab n.
apex n.
butt n.
extremity n.
toe n.
terminus n.
pen-nib n.
limit n.
nib n.
nose n.
peak n.
terminal n.
summit n.
margent n.
heel n.
heelpiece n.
fastigium n.
sublime n.
sublimity n.
extremal adj.
marginal adj.
cruel adj.
forward adj.
supernatural adj.
acro pref.
Colloquial
hard-core adj.
Trade/Economic
peak n.
limit n.
Technical
terminal n.
nozzle n.
butt n.
tail end n.
nib n.
nose n.
top n.
lead n.
Telecom
port n.
Construction
blade n.
Automotive
pin n.
terminal n.
pin n.
Marine
point bar n.
Medical
terminus n.
Food Engineering
terminal n.
nozzle n.
Biochemistry
ultimate n.
Marine Biology
boundry n.
Tobacco
7th hand n.
Linguistics
margin n.
Geography
handle [rare] n.
Slang
hardcore n.
hard core adj.
metal adj.

Meanings of "uç" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
sivri uç point n.
The needle has a very sharp point.
İğnenin ucu çok sivri.

More Sentences
uç noktada extreme n.
The scenes in Dublin were more reminiscent of other countries, where there are greater extremes of climate.
Dublin'deki sahneler daha çok iklimin daha uç noktalarda yaşandığı diğer ülkeleri andırıyordu.

More Sentences
en uç nokta extreme n.
Rural areas and the most distant extremes of the regions, on the other hand, are not usually so well served.
Kırsal alanlar ve bölgelerin en uç noktaları ise genellikle bu kadar iyi hizmet alamamaktadır.

More Sentences
uç birimden uç birime peer-to-peer adj.
The file-sharing software uses peer-to-peer technology.
Dosya paylaşım yazılımı uç birimden uç birime teknoloji kullanıyor.

More Sentences
en uç extreme adj.
This is the most extreme version of a denial and violation of human rights apparent to us.
Bu, insan haklarının inkâr ve ihlalinin bize görünen en uç versiyonudur.

More Sentences
Politics
aşırı uç extremist n.
Extremists will not bring Macedonia closer to Europe - just the opposite.
Aşırı uçlar Makedonya'yı Avrupa'ya yaklaştırmayacaktır - tam tersi.

More Sentences
Common Usage
sivri uç spike n.
uç değer outlier n.
General
çıkık uç snag n.
sivri uç prong n.
uç (mızrak/ok vb) fluke n.
uç organ end organ n.
iki uç arasındaki uzunluk spread n.
eksi uç negative pole n.
uç (versatil kalem için) lead n.
uç kısım head n.
en güney uç southernmost corner n.
uç (çorapta) toe n.
uç görüşlü kimse ultra n.
uç beyinin karısı margravine n.
son uç tail end n.
aşırı uç görüşteki kimse extremist n.
küt uç chump n.
iki uç arasındaki genişlik spread n.
karşıt uç pole n.
uç nokta terminal point n.
uç değer teorisi extreme value theory n.
uç hız terminal velocity n.
sivri uç prickle n.
aşırı uç extreme end n.
sivri uç jag n.
eksi uç negative lead n.
kuzey ve güneyin uç enlemlerinde yazları güneşin 24 saat görülebilme durumunu ifade eden terim midnight sun n.
sarkık uç tag end n.
tutturucu uç affixing lead n.
elmas uç diamond bit n.
sivri uç cusp n.
çok ince uç needlepoint n.
alt uç lo end n.
ince uç needlepoint n.
uç beyi margrave n.
uç kısım neb n.
aşırı uç either of the extreme ends of the political spectrum n.
kör uç dead end n.
uç sporlar extreme sports n.
çanak uç bell end n.
yuvarlak uç blunt point n.
küt uç blunt point n.
merkezlemeli uç center bit n.
takılır uç detachable bit n.
siyasal olarak uç görüşlere sahip olan kesim lunatic fringe n.
uç fikir extreme opinion n.
sivri uç feather edge n.
sivri uç featheredge n.
ön uç front end n.
imdat freni uç kutusu end alarm-operating box n.
uç değer extreme value n.
alt arka uç heel n.
eksi uç cathode n.
uç nokta peak n.
sivri uç peak n.
uç tomurcuğu terminal bud n.
şişirilmiş uç upset end n.
kuzey uç north end n.
kuzey uç northend n.
güney uç southend n.
kuzey uç north-end n.
güney uç south-end n.
güney uç south end n.
tüm dünyadaki en uç ortam sıcaklıkları extreme world-wide ambient temperatures n.
uç bir örnek an extreme example n.
kesici uç sharp edge n.
iki uç arasında tarafsız olma durumu fence-sitting n.
geminin uç kısmı ship's nose n.
geminin uç kısmı prow n.
hamura şekil veren metal ya da plastik uç rose tip n.
uç beyi frontiersman n.
uç görüş fringe element n.
uç noktalardaki görüşler fringe element n.
sivri uç acumen n.
sivrilen uç acumen n.
eski çağlarda kuzeyin en uç noktası olduğuna inanılan yer ultima thule n.
sivri uç acumination n.
rugby'de iki takımın sekiz oyuncusunun birbirine kenetlenmesi sırasında arka bölümdeki uç oyuncuları back row n.
sivri uç/köşe cant n.
hindistan'ın en uç doğu kısmında, myanmar sınırında yer alan eyalet nagaland n.
en uç kuzeybatı rusya halkı nenets n.
sivri uç jog n.
uç terim extreme n.
bir şeyin kötü haldeki uç kısmı fag end n.
bir uç organdan, sinapstan veya merkezden geçen eşzamanlı veya ardışık şiddetli sinir uyarıları volley n.
iki uç arasında durma betweenity n.
istenilen zamanda oynanabilen dört domino taşı hariç uç uca gelen sayıların toplamda yedi olması gerektiği bir çeşit domino oyunu matador n.
uç kısmı metalden yapılmış ağır sopa formunda silah maul n.
iki uç arasında ara bulucu olma meanness n.
bir dizi bölümden oluşan bir şeyin iki uç bölümü dışında kalan kısmı middle n.
iki uç arasındaki uzlaşma noktası middle ground n.
en önemli uç head n.
keskin uç break n.
mukronat uç mucronation n.
yaylı enstrümanın kuyruk parçasının sabitlendiği uç kısımda bulunan topuz button n.
asılı uç dag n.
son uç heelpiece n.
uç örnek height n.
aşırı uç sosyopolitik program ideology n.
uç sosyopolitik felsefe ideology n.
(özellikle et parçasında) kalın ve küt uç chump n.
böcek anteninin genişlemiş uç kısmı club n.
sivri uç cuspis n.
yelpaze biçimli uç fantail n.
sivri uç ile çalışılabilen kısım pick n.
sivri uç pick [obsolete] n.
iki uç arasında yer alan unsur mean n.
(marangozluk) iki uç arasındaki mesafe clear n.
sivri uç batmasından ileri gelen acı prickle n.
(dünya öteki uç corner n.
en uç üye outlimb n.
en uç derece outrance [obsolete] n.
en uç nokta outrance [obsolete] n.
en uç evre paroxysm n.
dik durması için muma yapıştırılan sivri uç pricket n.
küçük sivri uç pricket [obsolete] n.
pikap iğnesinin uç monte edilen bölümü shank n.
payanda gibi elemanın uç kısmının altındaki zeminde yer alan kalas shole n.
en uç nokta solstice n.
sivri uç spicula n.
sivri uç spiculum n.
kancanın uç noktaya zıt bölümü standing part n.
uç nokta stretch n.
uç nokta sublime n.
uç nokta sublimity n.
uç uca gelmek be just enough v.
uç vermek point v.
uç takmak tip v.
uç uca gelmek abut v.
uç uca birleştirmek butt v.
uç uca gelmek butt v.
(kaleme) uç takmak nib v.
uç kısımları geçme yapacak şekilde birleştirmek lap timbers v.
uç kısmını çıkarmak unhead v.
(tahtaları) zıvana-kinişli geçme veya oluklu bağlantı ile yan yana veya uç uca monte etmek match v.
sivri uç oluşturmak spike v.
uç noktada bulunan extrema adj.
en uç farthest adj.
en uç farthermost adj.
uç uca end to end adj.
uç nokta extreme adj.
doğunun en uç noktasındaki eastmost adj.
uç olmayan unextreme adj.
uç kısmı olmayan unheaded adj.
uç uca dizilmiş end-to-end adj.
uç fikirler içeren maximalist adj.
uç fikirleri destekleyen maximalist adj.
uç veya kenarlardan başlayarak yüzey altında kıvrılan revolute adj.
en uç kuzey bölgesi ile ilgili hyperborean adj.
uç kısımda bulunan innate adj.
iki uç arasında olan intermarginal adj.
uç uca endways adv.
uç uca end to end adv.
uç uça throughout adv.
uç uca end on adv.
uç koşullarda in extremis adv.
uç noktada fantastically adv.
uç noktada fantasticly [obsolete] adv.
uç noktada fantastically adv.
uç şekilde insatiably adv.
uç noktada insatiably adv.
uç noktada stiff adv.
iki farklı uç poles asunder expr.
Phrasals
uç uca koymak edge with (something) v.
uç uca getirmek/eklemek edge with (something) v.
uç uca eklemek splice (something) to (something else) v.
uç uca eklemek splice together v.
uç uca ekleyip birleştirmek splice together v.
bitkinin uç kısımlarından almak pinch out v.
bitkinin uç kısımlarını eliyle koparmak pinch out v.
bir şeyle uç uca gelmek abut on something v.
uç uca koymak edge with v.
uç uca getirmek/eklemek edge with v.
uç uca eklemek splice to v.
kendini uç bir duygu durumuna getirmek work oneself up into something v.
Phrases
en uç sınırı teşkil eden drop-dead adj.
en uç olasılık olan drop-dead adj.
uç uç böceği annen sana terlik pabuç alacak ladybug, ladybug, fly away home expr.
uç, uç böceğim ladybug, ladybug, fly away home expr.
uç, uç böceğim, yarın düğün olacak, annem sana terlik pabuç alacak ladybug, ladybug, fly away home expr.
zafere yüksekten uç fly high to glory expr.
Colloquial
uç kısmının bir yüzeyi dışbükey olan golf sopası bulger n.
uç bir davranışta bulunmak do the unthinkable v.
aşırı uç insane adj.
Idioms
(bir şeyin) uç örneği the mother of all (something) n.
(bir şeyin) uç örneği the father of all (something) n.
(bir şeyin) en uç noktası the mother and father of all (something) n.
bir şeyin uç örneği the mother of something n.
bir düşüncenin (özellikle politik) uç noktalarında olmak be on the fringe v.
bir konuda en uç/en üstün örnek olmak be the living end v.
uç nokta olmak be the end [uk] v.
en uç nokta not your father's adj.
uç örnek not your father's adj.
en iyi, en kötü, en uç türden of a high order adj.
bilimsel/teknolojik gelişme ve ilerlemenin en önünde/en uç noktasında at the cutting edge of something expr.
bilimsel/teknolojik gelişme ve ilerlemenin en önünde/en uç noktasında on the cutting edge of something expr.
uç seviyeye up to eleven expr.
uç derecede (biri/bir şey) hell-on-wheels expr.
Trade/Economic
dar/kısıtlı bütçeli tüketici (müşteri zincirinin en uç halkası) low end consumer n.
uç iş günü three business days n.
uç iş günü three working days n.
Politics
sağ ve sol gibi uç görüşlerden uzak duran ılımlı siyasi felsefe centrism n.
aşırı uç görüşteki kimse all-outer n.
aşırı uç siyasal görüşleri savunan grup veya insan far-right n.
uç noktada extremely adv.
Industry
uç işlevci end effector n.
Technical
mikroskop gövdesinde bir nesne tutturmaya yarayan uç parçası nose piece n.
uç açısı tool angle n.
alt uç lower end n.
artı uç anode n.
arka uç back-end n.
anodik uç anodic tip n.
aktif/etkin ön uç active front end n.
açılı parlatılmış yüksüklerin uç yüzünün açısı end-face angle of angle-polished ferrules n.
bağlı uç connected pin n.
baş uç headend n.
bağlanılan uç connected pin n.
bir kazığın negatif uç mukavemeti negative toe resistance of a pile n.
bobin uç bağlantısı coil terminal strip n.
bir kazığın uç mukavemeti toe resistance of a pile n.
bobin uç bağlantısı coil connection n.
boru mili uç yatağı end bearing bracket n.
bombeli uç plakası dished end-plate n.
çatal uç fish tail bit n.
çelik uç steel bit n.
çelik boruların uçlarında yer alan uç/pah yüzeyi end/bevel face at the ends of steel tubes n.
çakma uç için paralel yanaklı sabitleme parallel shank fixing for end-thrust n.
çokluservis wan uç anahtarları multiservice wan edge switches n.
çakma uç end thrust n.
çatal uç fishtail bit n.
çatal uç fork end n.
dışbükey küresel uç torispherical end n.
düz uç unpointed end n.
dişi uç female end n.
düz uç flat end n.
dörtlü uç four point bit n.
erkek konik uç male taper n.
egzoz uç borusu tail pipe n.
elmas uç diamond bit n.
elle monte edilen uç elemanı hand-mounted end effector n.
elmaslı uç diamond crown n.
gömülü uç anchored end n.
geri uç işlemcisi back end processor n.
gerçek uç-numune etkileşimi true tip-sample interaction n.
genişletilmiş uç flared end n.
hareketsiz uç fixed end n.
kabul edilebilir kazık uç yükü allowable pile-toe load n.
karşıt eksi uç anticathode n.
karbür uç carbide tip n.
kaim uç butt end n.
karbon uç carbon set bit n.
kablo uç manşonu cable end sleeve n.
kesici uç fly cutter n.
keskin uç sharp-edge n.
kesici uç cutting tip n.
kesici uç cutting edge n.
kaynaklı uç welded-end n.
kesici uç cutting shoe n.
kesici uç cutting insert n.
kesici uç oyuklaşması cratering n.
kolay bükülen çok ince sivri uç feather edge n.
kopya çıkarıcı uç follower n.
kriyostat uç cryostat end n.
koşum ile dizgini birbirine bağlayan uç facepiece n.
krank mili uç keçesi crankshaft end seal n.
konik uç bevelled end n.
körük uç plakası blower end plate n.
küt uç butt end n.
küremsi uç ball head n.
martı kanadı uç terminali gull-wing lead terminal n.
lehimsiz uç solderless termination n.
küresel uç spherical end n.
mil uç yatağı end bearing bracket n.
mıknatıslı uç magnetic end n.
negatif uç negative terminal n.
ön-uç işlemci front-end processor n.
önde gelen uç leading end n.
ön uç bağlantıları terminal lead connections n.
oyuk uç female end n.
ön-uç işleme front-end processing n.
otomatik uç uyarıcı mübadele sistemi automatic end effector exchange system n.
ön uç front edge n.
ön uç uygulaması front-end application n.
ön uç leading end n.
passport 6400 çokluservis uç anahtarı passport 6400 multiservice edge switch n.
platin iridyumlu uç platinum-iridium tip n.
patlatma deliği açan uç blast hole drill n.
pahlı uç bevelled end n.
sargı uç bağlantısı coil tie point n.
sabit uç fixed end n.
sigorta bağlantı uç blokları fuse terminal blocks n.
sivri uç pointed end n.
serbest uç free end n.
sıkıştırılmış tıbbi gazlar ve vakum uç birimleri compressed medical gases and vacuum units n.
soğuk uç kesme makası cold end shears n.
sızdırmaz uç sealing end n.
sivri uç stub n.
silindirik tespit delikli uç insert with cylindrical fixing hole n.
sivri uç jag n.
sivri uç prong n.
soğuk uç kaplaması cold-end coating n.
sivri uç bezel n.
sivri uç pointed nose n.
serilen uç running end n.
susturucu uç plakası silencer end plate n.
tespit deliği olmayan (mekanik sıkmalı) uç insert without fixing hole n.
tek uç çalıştıran şalter single-pole switch n.
takılı uç jack-bit n.
uç-yüzey gerilimi tip-surface potential n.
uç dürtülü nicem noktası tip-induced quantum dot n.
uç yüz açısı end-face angle n.
uç yüzdeki açı end-face angle n.
uç etki end effect n.
uç duvar end wall n.
üst uç high end n.
uç gerilimi terminal voltage n.
uç gereci tip material n.
uç pozisyon sivici limit switch n.
uç bölümü connector section n.
uç çatalı end yoke n.
uç nokta endpoint n.
uç titreşimi tip vibration n.
uç-molekül uzaklığı tip-molecule distance n.
uç kesme takımı cutting edge set n.
uç parçası end piece n.
uç kutusu junction box n.
uç plakası stub plate n.
uç boru tail pipe n.
uç kesme takımları cutting-off tools n.
uç-numune gerilimi tip-sample potential n.
uç itmesi end thrust n.
uç ezmesi pointing n.
uç kaynağı butt weld n.
uç taşıması point bearing n.
uç-yüzey etkileşimi tip-surface interaction n.
uç bağlantısı end connector n.
uç tepesi tip apex n.
uç uca ek butt seam n.
uç ilavesi end extension n.
uç gövde end body n.
uç takımı pin insert n.
uç bağlantı parçası end connection piece n.
uç direnci point bearing n.
uç direği end post n.
uç yüzeyi tip surface n.
uç çapı tip diameter n.
uç-numune teması tip-sample contact n.
uç tank end tank n.
uzak uç diyafonisi far-end cross-talk n.
uç silindir tip-tip cylinder n.
uç salınım genliği tip oscillation amplitude n.
uç değerler extreme values n.
uç açısı point angle n.
uç birleştirme anastomosis n.
uç-numune etkileşimi tip-sample interaction n.
uç kaplama peen plating n.
uç-yüzey ayrımı tip-surface separation n.
uç taşıma kazığı point-bearing pile n.
uç ölçüleme end sizing n.
uç pulu end washer n.
uç yüz yarıçapı endface radius n.
uç paneli end panel n.
uç-numune dizgesi tip-sample system n.
uç merkezli birim hücre end-centered unit cell n.
uç muhafazası terminal casing n.
uç bağlantısı terminal strip n.
uç vidası terminal screw n.
uç kapağı end cover n.
uç bloğu terminal block n.
uç bağlantı flanşı end-mounting flange n.
uç makası end shears n.
uç-numune erk yayılımı tip-sample energy dissipation n.
uç düğüm terminal node n.
uç basıncı end-bearing pressure n.
uç saplaması end dowel n.
uç plakası end plate n.
uç-parçacık uzaklığı tip-particle distance n.
uç bağlantı kutusu terminal box n.
uç-çıkma çatkısı tip-cantilever assembly n.
uç sertleştiricisi end stiffener n.
uç biçimi tip shape n.
uç yüzü açılı konnektör angled end-face connector n.
uç-numune ayrımı tip-sample separation n.
uç hazırlama tip preparation n.
uç değer doğrusallığı terminal based linearity n.
uç mesnedi terminal brace n.
uç uca bindirme end lap n.
uç pini end pin n.
uç sertleştirme end hardening n.
uç manşonu end sleeve n.
uç soketli bağlayıcı edge-socket connector n.
uç uca yarım kertmeli ek end lap joint n.
üfleyerek uç açma blowing out n.
uç uca zıvana abutting tenons n.
uç morötesi extreme ultraviolet n.
uç-çoğuz arayüzeyi tip-polymer interface n.
uç taşıma kazıklı temel point-bearing pile foundation n.
uç yarıçapı tip radius n.
uç boşluğu tip clearance n.
uç bloğu end block n.
uç-numune elektrik alanı tip-sample electric field n.
uç-numune uzaklığı tip-sample distance n.
uç dürtülü atom gevşemesi tip-induced atomic relaxation n.
uç değeri peak value n.
uç uca ek levhası butt strap n.
uç koruması end protection n.
uç kıskacı terminal clamp n.
uç sınırlandırıcısı end limiter n.
uç frezesi end mill n.
uç borusu end pipe n.
uç-numune kuvveti tip-sample force n.
uç değiştirme polarity reversal n.
uç kıvrımı tip convolution n.
uç bağlantısı end connection n.
uç kazığı point-bearing pile n.
uç salınımı tip oscillation n.
uç etkisi end effect n.
uç-yüzey uzaklığı tip-surface distance n.
uç eğimi tip deflection n.
uç kazığı end-bearing pile n.
uç (kanat ucu vb) tip n.
uç-numune arayüzeyi tip-sample inteface n.
uç tahliyesi waste ditch n.
üst uç upper end n.
uç bileziği end collar n.
uç-numune etkileşim gerilimi tip-sample interaction potential n.
uç-numune bağlantısı tip-sample junction n.
uç ankrajlar end anchorages n.
uç cıvatası end nut n.
uç molekül aralığı tip-molcule gap n.
uç cihazlar end devices n.
uç birim terminal n.
uç kaplaması peen plating n.
uç-yuvarlaklaştırma eldesi end-around carry n.
uç ve çıkış bağlantı elemanları end and outlet connection elements n.
uç santralı terminal exchange n.
uç diski end disc n.
uç empedansı terminal impedance n.
uç yatak end bearing n.
uç kayması tip displacement n.
uç boşluğu end play n.
uç kapağı tip cover n.
uç parça end bogie frame n.
uç uca ek butt joint n.
üç eşit uzaklıktaki taşıyıcı makaralar ile uç tamburu arasındaki geçiş mesafesi transition distance on three equal length idler rollers n.
uç bağlantı parçası end fitting n.
uç değiştirme tip replacement n.
uç gerilimi terminal tension n.
uç izi end mark n.
uç kızılötesi extreme infrared n.
uç boru yakıcısı afterburner n.
uç numarası bit number n.
uç-numune aralığı tip-sample gap n.
uç-sıvı arayüzeyi tip-liquid interface n.
uç fırçası end brush n.
uç silindiri tip cylinder n.
uç uca kaplama butt sheathing n.
uç kirişi end cross bearer n.
yakın uç diyafonisi near-end crosstalk n.
yassı uç flat end n.
volfram uç tungsten tip n.
yuvarlatılmış uç rounded end n.
2.54 mm kontak aralıklı uç soketli bağlayıcı edge-socket connector with 2.54 mm contact spacing n.
yuvarlak uç ball end n.
yıldız uç star bit n.
(valf) uç way n.
sivri uç bit n.
kesiti 3 veya 4 loblu bir dişliye benzeyen yivli uç wobbler n.
halı, kumaş veya iplik rulosunun uç kısmı mill end n.
kesici uç cutter n.
marangoz el matkabında uç takılan yuva pad n.
makinede bağlantı vb. işlevi gören kare biçimli ve iri uç butt n.
kesilip atılmış metal ürününde uç crop n.
metallere uç uca kaynak yapmaya yarayan bir yöntem flash butt welding n.
metallere uç uca kaynak yapmaya yarayan bir yöntem flash welding n.
cam eritme fırınında camın işlenmek üzere alındığı uç hazne forehearth n.
salınan cismin bir uç sınırdan diğerine tek salınımı oscillation n.
farklı yerlerdeki saat şaftlarına ait uç boşluğu shake n.
torna aynasının kavradığı uç shank n.
at postunun uç kısmı shell n.
kanat uç hız oranı tip-speed ratio n.
yaprak yayda sivri uç point n.
kulaklı pulluğun uç demirinin toprağa saplanma derinliği suction n.
uç uca kaynak yapmak jumpweld v.
uç uca kaynak yapmak buttweld v.
uç uca kaynak yapmak butt-weld v.
uç noktaya doğru konikleşen subulate adj.
uç uca edge-to-edge adj.
uç noktada bulunan apicular adj.
uç uca end to end adv.
Computer
arka uç backend n.
alttan uç fly from bottom n.
alt uç low end n.
aranan uç callee n.