Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | uzaklaşmak | move away v. | ||
Layla moved away. Leyla uzaklaştı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | uzaklaşmak | be estranged v. | ||
She is estranged from her parents. O, ebeveynlerinden uzaklaştı. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | drift apart v. | ||
Fadil and Layla began to drift apart. Fadıl ve Layla birbirlerinden uzaklaşmaya başladılar. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | walk away v. | ||
And Alex's kid sister walked away without a scratch. Ve Alex'in kız kardeşi tek bir çizik bile almadan oradan uzaklaştı. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | go away v. | ||
Now go away. Şimdi uzaklaşın. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | wander away v. | ||
The speaker wandered away from the subject. Konuşmacı konudan uzaklaştı. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | wander v. | ||
Don't wander too far. Fazla uzaklaşma. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | pull away v. | ||
This is usually another great reason why he's pulling away. Bu genellikle uzaklaşmasının bir başka büyük sebebidir. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | go far v. | ||
We had not gone far before we were caught in a shower. Sağanağa yakalandığımızda pek uzaklaşmamıştık. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | walk off v. | ||
Tom walked off with Mary's umbrella. Tom Mary'nin şemsiyesi ile uzaklaştı. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | diverge v. | ||
This is how practical Europe is gradually diverging from the Europe of intentions, making people more uneasy. İşte bu şekilde pratik Avrupa, niyetlerin Avrupa'sından giderek uzaklaşmakta ve insanları daha da tedirgin etmektedir. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | depart v. | ||
Two major countries have blatantly departed from compliance with the Stability Pact’s rules. İki büyük ülke İstikrar Paktı kurallarına uymaktan bariz bir şekilde uzaklaştı. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | move off v. | ||
Tom moved off. Tom uzaklaştı. More Sentences |
||||
General | uzaklaşmak | off v. | ||
Tom put the car in gear and drove off. Tom arabayı vitese taktı ve uzaklaştı. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | uzaklaşmak | go away v. | ||
Tom needs to go away. Tom'un uzaklaşması gerekiyor. More Sentences |
||||
Phrasals | uzaklaşmak | walk away v. | ||
Don't walk away from them. Onlardan uzaklaşma. More Sentences |
||||
General | ||||
General | uzaklaşmak | retire v. | ||
General | uzaklaşmak | grow away from v. | ||
General | uzaklaşmak | digress v. | ||
General | uzaklaşmak | become distant v. | ||
General | uzaklaşmak | recede v. | ||
General | uzaklaşmak | withdraw v. | ||
General | uzaklaşmak | be alienated v. | ||
General | uzaklaşmak | draw away v. | ||
General | uzaklaşmak | become distanced v. | ||
General | uzaklaşmak | stray v. | ||
General | uzaklaşmak | get back v. | ||
General | uzaklaşmak | mog v. | ||
General | uzaklaşmak | drawback v. | ||
General | uzaklaşmak | elong v. | ||
General | uzaklaşmak | will v. | ||
General | uzaklaşmak | hike [dialect] [uk] v. | ||
General | uzaklaşmak | overslip [obsolete] v. | ||
General | uzaklaşmak | roust v. | ||
General | uzaklaşmak | rout v. | ||
General | uzaklaşmak | dismarch v. | ||
General | uzaklaşmak | divagate v. | ||
General | uzaklaşmak | shove v. | ||
General | uzaklaşmak | move v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | uzaklaşmak | trot away v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | leave out [dialect] v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | fall away v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | toddle away v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | toddle off v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | haul off v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | haul out v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | toddle along v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | tootle along v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | break away v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | ride off v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | flow away v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | roar off v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | strain away v. | ||
Phrasals | uzaklaşmak | shove along v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | uzaklaşmak | recede into the distance v. | ||
Idioms | uzaklaşmak | turn one's back upon v. | ||
Idioms | uzaklaşmak | break free v. | ||
Idioms | uzaklaşmak | stay out of the way v. | ||
Idioms | uzaklaşmak | stay out of one's way v. | ||
Archaic | ||||
Archaic | uzaklaşmak | pass away v. | ||
Archaic | uzaklaşmak | shift v. | ||
Slang | ||||
Slang | uzaklaşmak | step off v. | ||
Slang | uzaklaşmak | peel off v. |