yüklemek - Turkish English Dictionary

yüklemek

Meanings of "yüklemek" in English Turkish Dictionary : 74 result(s)

Turkish English
Common Usage
yüklemek load v.
I have discouraged amendments which loaded other good causes on to our own report.
Kendi raporumuza başka iyi nedenler yükleyen değişikliklerden vazgeçtim.

More Sentences
General
yüklemek impute v.
Unfortunately, the rapporteur imputes an exemplary function to the United States.
Ne yazık ki raportör ABD'ye emsal teşkil edecek bir işlev yüklemektedir.

More Sentences
yüklemek impose v.
It would impose unnecessary bureaucracy on an already highly competitive and successful UK ports market.
Zaten son derece rekabetçi ve başarılı olan Birleşik Krallık liman piyasasına gereksiz bürokrasi yükleyecektir.

More Sentences
yüklemek burden v.
I don't want to burden you with my troubles.
Size sorunlarımı yüklemek istemiyorum.

More Sentences
yüklemek offload v.
That is why we need a balanced solution to financing agriculture which does not offload the costs onto the weakest.
Bu nedenle tarımın finansmanı için maliyetleri en zayıf kesime yüklemeyen dengeli bir çözüme ihtiyacımız var.

More Sentences
yüklemek put v.
Traceability puts the burden of proof on the producer.
İzlenebilirlik, ispat yükümlülüğünü üreticiye yüklemektedir.

More Sentences
yüklemek load v.
Then, fire up a web browser and load the setup wizard.
Ardından, bir web tarayıcısını açın ve kurulum sihirbazını yükleyin.

More Sentences
yüklemek install v.
After installing the application, try to reconnect the USB flash drive.
Uygulamayı yükledikten sonra USB flash sürücüyü yeniden bağlamayı deneyin.

More Sentences
yüklemek attach v.
The blame for the car crash was attached to the other driver.
Araba kazasının suçu diğer sürücüye yüklendi.

More Sentences
Technical
yüklemek upload v.
The uploading of Parliamentary documents for that register continues at a significant pace.
Bu kayıt için Parlamento belgelerinin yüklenmesi önemli bir hızla devam etmektedir.

More Sentences
Computer
yüklemek install v.
Be sure to check out system requirements and other important information before you install.
Yüklemeden önce sistem gereksinimlerini ve diğer önemli bilgileri kontrol ettiğinizden emin olun.

More Sentences
yüklemek load v.
Help Tom to load the truck.
Tom'un kamyoneti yüklemesine yardım et.

More Sentences
Telecom
yüklemek install v.
Determine which OS you want to install on your PC and download the installer on a flash drive.
Bilgisayarınıza hangi işletim sistemini yüklemek istediğinizi belirleyin ve yükleyiciyi bir flash sürücüye indirin.

More Sentences
Marine
yüklemek load v.
Tom said he'd help me load the truck.
Tom kamyonu yüklememe yardım edeceğini söyledi.

More Sentences
General
yüklemek overlay v.
yüklemek foist v.
yüklemek throw the blame on v.
yüklemek lay something at one's door v.
yüklemek shift v.
yüklemek tax v.
yüklemek weight somebody down v.
yüklemek weigh down v.
yüklemek encumber v.
yüklemek lay v.
yüklemek lade v.
yüklemek weight down v.
yüklemek task v.
yüklemek father v.
yüklemek ascribe v.
yüklemek freight v.
yüklemek laden v.
yüklemek plant v.
yüklemek pitch v.
yüklemek hand over v.
yüklemek saddle v.
yüklemek put down v.
yüklemek tap v.
yüklemek impute to v.
yüklemek lay on v.
yüklemek heap v.
yüklemek store v.
yüklemek inflict v.
yüklemek attribute v.
yüklemek stack v.
yüklemek place a load on v.
yüklemek load down v.
yüklemek weight v.
yüklemek fasten on v.
yüklemek embark v.
yüklemek ship v.
yüklemek imbark v.
yüklemek forward v.
yüklemek accumber v.
yüklemek lade [dialect] v.
yüklemek laid [scottish] v.
yüklemek thrack [obsolete] v.
yüklemek lave [obsolete] v.
yüklemek mire v.
yüklemek lump v.
yüklemek demit v.
yüklemek onerate v.
yüklemek overgo v.
yüklemek overstrain v.
yüklemek ponderate v.
yüklemek stick v.
yüklemek superstrain [obsolete] v.
Phrasals
yüklemek throw on v.
yüklemek plow under v.
Trade/Economic
yüklemek freight v.
Technical
yüklemek charge v.
yüklemek stress v.
yüklemek downstream load v.
yüklemek ship v.
Computer
yüklemek download v.

Meanings of "yüklemek" with other terms in English Turkish Dictionary : 387 result(s)

Turkish English
General
yüklemek (suç) lay v.
Don't lay your fault at my door.
Hatanı bana yükleme.

More Sentences
yüklemek (internet üzerinden bilgisayara program) download v.
She downloaded an antivirus.
O, bir antivirüs yükledi.

More Sentences
yeniden yüklemek reload v.
Tom quickly reloaded his gun and fired.
Tom çabucak silahını yeniden yükledi ve ateş etti.

More Sentences
video yüklemek upload video v.
How often do you upload videos to YouTube?
Ne kadar sıklıkla YouTube'a video yüklersin?

More Sentences
(yük hayvanını) yüklemek pack v.
Tom packed all of his things into his car and left for Boston.
Tom her şeyini arabasına yükledi ve Boston'a gitti.

More Sentences
Colloquial
sırtına yüklemek stick v.
Even though Tom had promised to pay, he stuck Mary with the bill.
Tom ödemeye söz vermiş olmasına rağmen faturayı Mary'nin sırtına yükledi.

More Sentences
Trade/Economic
yeniden yüklemek reload v.
I reloaded the webpage.
Ben web sayfasını yeniden yükledim.

More Sentences
Technical
yeniden yüklemek reinstall v.
Tom asked Mary to help him reinstall Windows.
Tom, Mary'den Windows'u yeniden yüklemesine yardım etmesini istedi.

More Sentences
Informatics
yeniden yüklemek reload v.
I reloaded the webpage.
Web sayfasını yeniden yükledim.

More Sentences
Archaic
sorumluluk yüklemek impose v.
This gives us both greater visibility and, of course, imposes greater responsibilities on us.
Bu bize hem daha fazla görünürlük sağlıyor hem de elbette daha büyük sorumluluklar yüklüyor.

More Sentences
Common Usage
suçu yüklemek damn v.
yüklemek (enerji/elektrik) charge v.
sırtına yüklemek burden v.
General
yeni amaç yüklemek için devralma co-optation n.
yük beygirine yüklemek için uygun veya standart olan ağırlık seam [dialect] n.
anlam yüklemek ascribe a meaning to v.
suçu birine yüklemek fasten the blame on someone v.
fazla yüklemek overload v.
fazla yüklemek overburden v.
fazlasıyla yüklemek surcharge v.
uçağa yüklemek emplane v.
taşıyabileceğinden fazla yük yüklemek overburden v.
anlam yüklemek attribute a meaning to v.
masraf yüklemek charge expense v.
uçağa yüklemek embark v.
gemiye yüklemek ship v.
suçu birine yüklemek shift the blame onto v.
sorumluluğu başkasına yüklemek pass the buck v.
mal yüklemek load v.
sorumluluğu başkasına yüklemek leave someone holding the bag v.
fazla vergi yüklemek surcharge v.
yük ile yüklemek freight v.
suçu başkasına yüklemek pass the buck v.
suçu yüklemek cast the blame v.
üzerine yüklemek put on v.
fazla yüklemek surcharge v.
suçu yüklemek incriminate v.
birine zor bir iş yüklemek saddle someone with a task v.
sorumluluğu bir başkasına yüklemek leave holding the bag v.
birine tatsız bir iş yüklemek lumber someone with v.
zorla yüklemek impose on v.
sorumluluk yüklemek encumber v.
yüklemek (suçu) hold against v.
görev yüklemek load with a charge v.
yüklemek (suçu) level at v.
uçağa yüklemek enplane v.
bir suçu birine yüklemek lay at someone's door v.
suçu yüklemek put the blame on somebody v.
ağırlık yüklemek weigh down v.
mal yüklemek (gemiye) ship v.
aşırı yüklemek overweight v.
suç yüklemek inculpate v.
zorla yüklemek impose upon v.
suçu yüklemek put the blame on v.
bir şeyi birine yüklemek tag someone with v.
yüklemek (enerji) charge v.
anlam yüklemek attribute a meaning v.
konteynere yüklemek containerise v.
anlam yüklemek assign a meaning v.
yük yüklemek load v.
konteynere yüklemek containerize v.
yük yüklemek take on load v.
kontör yüklemek deposit units v.
kontör yüklemek add units v.
kontör yüklemek load units v.
gemi yüklemek load (something onto) the ship v.
yazılım yüklemek install a software v.
telefonuna kontör yüklemek add units to one's account v.
kontör yüklemek top up one's mobile phone v.
uçağa yüklemek imbark v.
bilgisayara yüklemek install into computer v.
kamyona yüklemek load on a truck v.
kamyona yüklemek entruck v.
-e yüklemek lay at one's door v.
(suçu) -e yüklemek level at v.
-e fazla yük yüklemek overload v.
fazla yüklemek over-charge v.
(suç) yüklemek impute v.
bilgisayara yüklemek computerize v.
yeniden yüklemek recharge v.
fazla yüklemek overcharge v.
(suç vb) birisinin üzerine yüklemek lay to one's charge v.
sorumluluk yüklemek land with v.
birine sorumluluk yüklemek lay a burden on v.
birine yük yüklemek lay a burden on v.
yükü birinin sırtına yüklemek lay a burden on v.
tekrar yüklemek recharge v.
borç yüklemek burden with debts v.
vergi yüklemek impose taxes v.
farklı mana yüklemek assign a different meaning to v.
farklı anlam yüklemek assign a different meaning to v.
yanlış anlamlar yüklemek misinterpret v.
yanlış manalar yüklemek misinterpret v.
birini/bir şeyi gemiye almak/yüklemek take someone or something aboard v.
(gemiye) yeniden yüklemek relade v.
malları taşımak için konteynerlere yüklemek containerise v.
malları taşımak için konteynerlere yüklemek containerize v.
kontör yüklemek top-up your phone v.
konuşmaları dinlemek için uzaktan kumandalı bir casus yazılım yüklemek install a spyware to remotely monitor calls v.
bilgisayara yüklemek computerise v.
eksik yüklemek underload v.
kapasitesinin altında yüklemek underload v.
az yüklemek underload v.
yetersiz yüklemek underload v.
para yüklemek load money v.
birisine borç yüklemek encumber someone with debts v.
karta para yüklemek load money on the card v.
sorumluluk yüklemek accumber v.
külfet yüklemek task v.
vergi yüklemek tax v.
angarya yüklemek tax v.
yeniden yüklemek reinstal v.
yeniden yüklemek relade v.
mavnaya yüklemek embarge v.
yasal zorunluluklar yüklemek encomber [obsolete] v.
mali yükümlülükler yüklemek encomber [obsolete] v.
sorumluluk yüklemek saddle v.
(bir kimseye) kadın yönetici vasıfları yüklemek matronize v.
(bir kimseye) kadın yönetici vasıfları yüklemek matronise v.
(ağır nesneleri) mekanik aletle yüklemek buck v.
fazladan anlam veya duygu yüklemek load v.
olumsuz bir şey yüklemek load v.
suçu yüklemek dempne v.
sırtına yüklemek onerate v.
aşırı sorumluluk yüklemek overburden v.
fazlasıyla yüklemek overcome v.
fazla yüklemek overcome v.
aşırı yük yüklemek overload v.
fazla yüklemek overpress v.
üzerine yüklemek impone v.
başkasına yüklemek impute v.
yük yüklemek clog v.
borç yüklemek incomber v.
suç yüklemek inculpate v.
aşırı derecede yüklemek incumber v.
fazla yüklemek incumber v.
borç yükü yüklemek incumber v.
yasal sorumluluk yüklemek incumber v.
sırta yüklemek pickaback v.
sırta yüklemek pickback v.
ağırlık yüklemek ponderate v.
karşı ağırlık yüklemek counterweight v.
karşı ağırlık yüklemek counterbalance v.
(bir şeyi birine) yüklemek fasten v.
tüfek haznesine kartuş yüklemek feed v.
(yazılımı) satmadan önce bilgisayara yüklemek preinstall v.
(yazılımı) satmadan önce bilgisayara yüklemek pre-install v.
önem yüklemek attach importance v.
misyon yüklemek impose a mission v.
(çevrimiçi bir içeriği) yeniden yüklemek reupload v.
gemiye yüklemek steve v.
omuzlarına yüklemek subhumerate v.
(atmosfere, konuşmaya) belirli bir duygu yüklemek supercharge v.
fazla ağırlık yüklemek superponderate v.
Phrasals
üzerine istenmeyen bir yük yüklemek impose upon v.
fazla yüklemek weigh down v.
üzerine istenmeyen bir yük yüklemek impose on v.
matris dağılımının otomatik olduğu bir dizgi makinesine (matrisi) yüklemek run in v.
birine sorumluluk yüklemek trust to v.
sorumluluk yüklemek turn over to v.
(bir şeyin) suçunu (birine) yüklemek chalk up v.
(bir şeyin) suçunu (birine) yüklemek chalk something up v.
farklı anlam yüklemek read something into something v.
ile doldurmak/yüklemek load with v.
(suçu) yüklemek impute to v.
uçağa bomba yüklemek bomb up v.
(bir şey/iş) yüklemek draft into (something) v.
birine dert yüklemek drop (someone or something) on (someone or something) v.
birine dert yüklemek drop something on someone v.
gırtlağına kadar iş yüklemek/işe boğmak drown in (something) v.
(birine) dert yüklemek dump on (someone or something) v.
(birine) bir şey yüklemek/kitlemek (iş) dump on (someone or something) v.
(birinin) sırtına yüklemek (iş) dump on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sırtına yüklemek force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sırtına yüklemek and force someone or something off v.
(birinin/bir şeyin) sırtına bir şey yüklemek force on (someone or something) v.
bir sorunu tekrar birinin omzuna yüklemek throw something back at someone v.
birine/bir şeye bir şey yüklemek heap something upon someone or something v.
birinin/bir şeyin sırtına aşırı derecede bir şey yüklemek heap something upon someone or something v.
birine/bir şeye bir şey yüklemek heap something on someone or something v.
birinin/bir şeyin sırtına aşırı derecede bir şey yüklemek heap something on someone or something v.
birine çok fazla bir şey yüklemek heap something on someone v.
birine çok fazla bir şey yüklemek heap something upon someone v.
-e yüklemek load onto v.
araca yüklemek load onto v.
bir yere/yapıya yüklemek load onto v.
bir şeyi birine/bir şeye yüklemek load something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek load something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek load something onto someone or something v.
bir şeyi birine/bir şeye yüklemek load something on v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek load something on v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek load something on v.
birinin işini başkasının sırtına yüklemek slough off v.
(birini/bir şeyi birine) yüklemek stick (one) with (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin) sırtına yüklemek stick (one) with (someone or something) v.
birini/bir şeyi birine yüklemek stick someone with someone or something v.
birini/bir şeyi birinin sırtına yüklemek stick someone with someone or something v.
sırtına yüklemek stick with v.
bir şeyi birine yüklemek stick someone with something v.
bir şeyi birinin sırtına yüklemek stick someone with something v.
(birinin) sırtına (bir şey) yüklemek strap (someone) with (something) v.
(bir şeyin) sorumluluğunu (birine) yüklemek tax (one) with (something) v.
kabahati (birine) yüklemek tax (one) with (something) v.
-in sorumluluğunu birine yüklemek tax with v.
kabahati birine yüklemek tax with v.
(bir şey) yüklemek set off on (something) v.
üstüne yüklemek stick on v.
ile doldurmak/yüklemek lade with v.
aracı yüklemek pick up v.
birinin/bir şeyin yükünü başka birine/bir şeye yüklemek pawn off v.
birinin/bir şeyin sorumluluğunu başka birine/bir şeye yüklemek pawn off v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek unload on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) sırtına yüklemek unload on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek unload onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) sırtına yüklemek unload onto (someone or something) v.
bir şeyi birine/bir şeye yüklemek ascribe something to someone or something v.
(bir şeyi bir şeye) yüklemek ascribe (something) to (something) v.
suçu birine yüklemek assign something to someone v.
birine yüklemek attach to someone v.
-e yüklemek attach to v.
bir şeyi birine/bir şeye yüklemek attribute something to someone or something v.
bir şeyin suçunu birine yüklemek blame something on someone v.
suçu (birine) yüklemek blame on (someone) v.
-i üstüne yüklemek burden with v.
-e yük etmek/yüklemek burden with v.
(birine bir görev) vermek/yüklemek delegate (something) to (one) v.
'e bir görev vermek/yüklemek delegate to v.
-e dert yüklemek drop on v.
birine dert yüklemek dump something on someone v.
birine dert yüklemek dump on someone v.
(birine/bir şeye bir şey) yüklemek heap (someone or something) with (something) v.
bir şeye bir şey yüklemek heap something with something v.
sırtına aşırı derecede bir şey yüklemek heap on v.
(birinin) üzerine (bir şey ) yüklemek inflict (something) on (one) v.
(birini/bir şeyi) yüklemek load (someone or something) down v.
(birine) fazla görev yüklemek load (someone) down v.
(birine) yapabileceğinden fazla görev/iş yüklemek load (someone) down v.
(birini/bir şeyi) yüklemek load (someone or something) up v.
(bir şeyi) yüklemek load (something) up v.
(bir şeye bir şeyi) yüklemek load (something) with (something) v.
(bir şeye) çok fazla (bir şey) yüklemek load (something) with (something) v.
(içine/içeri) yüklemek load in v.
üstüne yüklemek load on v.
'-e bindirmek/yüklemek load on v.
(bir şeyi) aşırı dozda vermek/yüklemek overdose with (something) v.
(bir şeyi) fazla miktarda vermek/yüklemek overdose with (something) v.
(bilinç altındaki bir şeyi birine/bir şeye) yüklemek/bağlamak/yansıtmak project on (someone or something) v.
(bilinç altındaki bir şeyi birine/bir şeye) yüklemek/bağlamak/yansıtmak project onto (someone or something) v.
(birine birini/bir şeyi) yüklemek/yük etmek saddle (one) with (someone or something) v.
(birinin) sırtına (birini/bir şeyi) yüklemek saddle (one) with (someone or something) v.
ile yüklemek saddle someone with v.
-i birinin sırtına yüklemek saddle someone with v.
birine görev vermek/yüklemek saddle someone with v.
ile yüklemek saddle with v.
-i sırtına yüklemek saddle with v.
görev vermek/yüklemek saddle with v.
tekrar (birinin) omzuna yüklemek throw back at v.
'-e yüklemek ascribe to V.
Colloquial
son dakikada iş yüklemek/kitlemek fire drill n.
işi başkasına yüklemek pass the baby v.
sermayeyi kediye yüklemek go bankrupt v.
sorumluluğu bir başkasına yüklemek pass the baby v.
suç yüklemek throw the book of rules at someone v.
sorumluluk yüklemek throw the book of rules at someone v.
üstüne yüklemek put it to v.
fazla/yapabileceğinden fazla görev yüklemek put it to v.
suçu yüklemek/yıkmak put it to v.
(birinin) üstüne yüklemek put it to (someone) v.
(birine) fazla/yapabileceğinden fazla görev yüklemek put it to (someone) v.
suçu (birine) yüklemek/yıkmak put it to (someone) v.
(bir şeye) gereğinden fazla anlam yüklemek put too much on (something) v.
hoşa gitmeyen bir şeyi yüklemek lumber [uk] v.
can sıkıcı görev yüklemek lumber [uk] v.
mesuliyet yüklemek stick v.
sorumluluk yüklemek stick v.
Idioms
(bir şeyi birine) yük etmek/yüklemek burden someone or something with someone or something v.
işi başkalarına yüklemek farm out v.
kabahati yüklemek lay the blame at one's door v.
kabahati başkasına yüklemek lay the blame at someone's door v.
sermayeyi kediye yüklemek go bust v.
sorumluluğu/suçu başkasına yüklemek carry something on someone's shoulders v.
suçu başkalarının üzerine yüklemek/atmak offload the blame v.
sorumluluğu/suçu başkasının omzuna yüklemek put something on someone's shoulders v.
sorumluluk yüklemek throw the book at v.
sorumluluğu/suçu başkasına yüklemek put something on someone's shoulders v.
sorumluluğu/suçu başkasının omzuna yüklemek have something on someone's shoulders v.
sorumluluğu/suçu başkasına yüklemek have something on someone's shoulders v.
sorumluluğu/suçu başkasının omzuna yüklemek carry something on someone's shoulders v.
sermayeyi kediye yüklemek put all one's eggs in one basket v.
sorumluluğunu başkasına yüklemek pass the buck v.
sorumluluk yüklemek farm out v.
suç yüklemek throw the book at v.
bir işi birinin başına yıkmak/sırtına yüklemek drop (something) in (someone's) lap v.
sorumluluğu başkasına yüklemek drop/dump something in somebody’s ˈlap v.
birine bir konuda bilgi yüklemek drop someone some knowledge v.
(bir şeyi birinin) sırtına yüklemek dump (something) in (someone's) lap v.
bir şeyi birinin sırtına yüklemek dump something in somebody's lap v.
bir şeyi birinin sırtına yüklemek drop something in somebody's lap v.
sermayeyi kediye yüklemek have all (one's) eggs in one basket v.
suçu/sorumluluğu (birine) yüklemek throw (one) under the bus v.
suçu yüklemek bring home to v.
'-e yüklemek lay at door v.
(bir masrafı birine) yüklemek put (one) to the expense of (doing) (something) v.
suçu (birine/bir şeye) yüklemek put the blame on (someone or something) v.
Trade/Economic
borç yüklemek burden with debt v.
çok yüklemek overcharge v.
güverteye yüklemek ship on deck v.
kurumlar vergisi yüklemek charge corporation tax v.
Law
vecibe yüklemek bind v.
Politics
suç yüklemek charge offense v.
Technical
ana motora yüklemek için buhar dağıtımını otomatik olarak ayarlayan küçük yedek motor relay cylinder n.
vagonlara tomruk yüklemek için kullanılan makine logger n.
kömür yüklemek recoal v.
aşırı yüklemek surcharge v.
aşırı yüklemek overload v.
fazla yüklemek overload v.
geri yüklemek restore v.
karşıdan yüklemek download v.
yüklemek (enerji vb) charge v.
yeniden yüklemek restore v.
vinçle yüklemek derrick v.
Computer
yazılım uygulamasını yüklemek için kullanılan yardımcı yazılım install n.
aşağı yüklemek download v.
aşağı yüklemek downstream load v.
bilgisayara işletim sistemi yüklemek boot v.
dokümanları bilgisayara yüklemek loading documents v.
işletim sistemini yeniden yüklemek boot v.
önceden yüklemek preinstall v.
karşıya yüklemek upload v.
karşıdan yüklemek download v.
sistemi yeniden yüklemek reboot v.
tekrar yüklemek reinstall v.
yukarı yüklemek upload v.
uzak bilgisayara yüklemek upload v.
yeniden yüklemek restore v.
uzaktan yüklemek download v.
bilgisayara diskten program yüklemek bootstrap v.
(sistemi) yeniden yüklemek bring up v.
önceden yüklemek preload v.
önden yüklemek preload v.
bilgisayara önceden yüklemek preprogram v.
(elektronik cihaza) korsan yazılım yüklemek rootkit v.
sürücüyü karşıdan yüklemek için click here expr.
yüklemek için tıklayın click to install expr.
yüklemek için lütfen 39 dakika bekleyiniz please wait 39 minutes to download expr.
Informatics
geri yüklemek restore v.
önceki değeri yüklemek restore v.
tekrar yüklemek reload v.
Telecom
myspace'in internet sitesine metin, müzik, video gibi içerik yüklemek myspace v.
Mechanic
fazla yüklemek overcharge v.
yük kaldırma halatı ile yüklemek parbuckle v.
Automotive
ön yüklemek preload v.
Transportation
gemilere yükleri yüklemek veya boşaltmak için dahili vinci olmayan, liman vinci veya harici vinç hizmeti gerektiren türden konteyner non-self-sustaining containership n.
gemileri yüklemek ve boşaltmakla görevli kimse alongshoreman n.
gemiye/uçağa yeniden yüklemek reembark v.
gemiye/uçağa yeniden yüklemek re-embark v.
(araca veya konteynere) yüklemek onload v.
(kömürü) gemiye yüklemek fitt v.
(gemiye) kömür yüklemek fitt v.
Aeronautic
uçağa yüklemek enplane v.
Marine
gemiye yüklemek ship v.
haddinden fazla yüklemek overlade v.
gemi yüklemek lade v.
fazla yüklemek overload v.
kömür yüklemek coal v.
tekrar yüklemek reship v.
(gemiye) yüklemek lade v.
yeniden yüklemek reship v.
Mining
madende kömür yüklemek için kullanılan şovel duckbill n.
Geography
kıyıdaki bir geminin kereste yüklemek için demir attığı ufak koy doghole [dialect] n.
Military
mühimmat yüklemek ammunition v.
(gemiyi) muharebe ekipman ve malzemelerini diğerlerinden daha kolay boşaltılabilecek şekilde yüklemek combat load v.
Archaic
yeniden gemiye yüklemek reimbark v.
varsayımsal güçle yüklemek odize v.
varsayımsal kuvvetle yüklemek odize v.
fazla yüklemek overburthen v.
taşıyabileceğinden çok yüklemek overburthen v.
fazla sorumluluk yüklemek overburthen v.
ağırlık yüklemek overlay v.
Slang
çok iş yüklemek break (someone's) balls v.
çok iş yüklemek break (someone's) stones v.
çok iş yüklemek bust (someone's) balls v.
çok iş yüklemek bust (someone's) stones v.
çok iş yüklemek break someone’s balls v.
suçu birine yüklemek hang the blame on me v.
suçu bir kimseye yüklemek drop the bucket on [australia] v.
tamamını yüklemek snarf v.