Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yapabilmek | be capable of v. | ||
The organism was found to be capable of photosynthesis. Organizmanın fotosentez yapabildiği tespit edildi. More Sentences |
||||
General | yapabilmek | manage to do v. | ||
I am disappointed that it did not manage to do something about the Statute of the Ombudsman. Ombudsman Statüsü konusunda bir şeyler yapmayı başaramadığı için hayal kırıklığına uğradım. More Sentences |
||||
General | yapabilmek | can v. | ||
That being so, I am sure that things can be done there. Böyle olmakla birlikte, orada bir şeyler yapılabileceğinden eminim. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | yapabilmek | able to do v. | ||
I was fortunate to be able to do that. Bunu yapabilmek için şanslıydım. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yapabilmek | be up to v. | ||
General | yapabilmek | get by v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | yapabilmek | be so v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | yapabilmek | have it in you v. |