yerleşmek

Meanings of "yerleşmek" in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	yerleşmek	settle v.
His family settled in this region in 1880. Ailesi bu bölgeye 1880 yılında yerleşmiş. More Sentences
General
2	General	yerleşmek	settle down v.
He settled down in his armchair to listen to the music. Müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti. More Sentences
3	General	yerleşmek	locate v.
Mr Léotard is initially locating himself in the Commission's delegation office in Skopje. Bay Léotard ilk etapta Komisyonun Üsküp'teki delegasyon ofisine yerleşiyor. More Sentences
4	General	yerleşmek	ensconce v.
After a long day of hiking, they ensconced themselves by the fireplace. Uzun bir yürüyüş gününün ardından şöminenin yanına yerleştiler. More Sentences
5	General	yerleşmek	become established v.
We now hope that in this way Parliament's involvement in the Northern Dimension will become established. Şimdi bu şekilde Parlamentonun Kuzey Boyutuna katılımının yerleşeceğini umuyoruz. More Sentences
6	General	yerleşmek	settle v.
Ms. Whiskers settled herself on the soft round pillow. Bayan Whiskers yumuşacık yuvarlak yastığa yerleşti. More Sentences
7	General	yerleşmek	get settled v.
Have you gotten settled into your new house yet? Yeni evine yerleştin mi? More Sentences
8	General	yerleşmek	occupy v.
The children occupied the large and spacious classroom. Çocuklar geniş ve ferah bir sınıfa yerleştiler. More Sentences
Phrasals
9	Phrasals	yerleşmek	put up v.
We put up at a small hotel just on the edge of the town. Şehrin hemen kenarında küçük bir otele yerleştik. More Sentences
Technical
10	Technical	yerleşmek	settle v.
Incentives to immigrants to settle more evenly across their host countries would help. Göçmenlerin ev sahibi ülkelerde daha dengeli bir şekilde yerleşmeleri için teşvik edilmeleri yardımcı olacaktır. More Sentences
General
11	General	yerleşmek	live in v.
12	General	yerleşmek	nestle v.
13	General	yerleşmek	take up one's residence v.
14	General	yerleşmek	install oneself v.
15	General	yerleşmek	pose v.
16	General	yerleşmek	shake down v.
17	General	yerleşmek	set v.
18	General	yerleşmek	domicile v.
19	General	yerleşmek	indwell v.
20	General	yerleşmek	perch oneself v.
21	General	yerleşmek	ensconce oneself v.
22	General	yerleşmek	get into a job v.
23	General	yerleşmek	stamp v.
24	General	yerleşmek	root v.
25	General	yerleşmek	bed v.
26	General	yerleşmek	fix v.
27	General	yerleşmek	move in v.
28	General	yerleşmek	settle into v.
29	General	yerleşmek	set up one's staff v.
30	General	yerleşmek	enharbor v.
31	General	yerleşmek	make v.
32	General	yerleşmek	lie v.
33	General	yerleşmek	light v.
34	General	yerleşmek	pioneer v.
35	General	yerleşmek	insconce v.
36	General	yerleşmek	satle v.
37	General	yerleşmek	pettle [scotland] v.
38	General	yerleşmek	seat v.
39	General	yerleşmek	slump v.
40	General	yerleşmek	snug v.
41	General	yerleşmek	stick v.
42	General	yerleşmek	position oneself v.
Phrasals
43	Phrasals	yerleşmek	set in v.
44	Phrasals	yerleşmek	snuggle up v.
Colloquial
45	Colloquial	yerleşmek	shake down v.
Idioms
46	Idioms	yerleşmek	take hold v.
47	Idioms	yerleşmek	hang your hat [us] v.
48	Idioms	yerleşmek	hang hat v.
49	Idioms	yerleşmek	put roots down v.
Technical
50	Technical	yerleşmek	ingrain v.
51	Technical	yerleşmek	seat v.
Archaic
52	Archaic	yerleşmek	domesticate v.
53	Archaic	yerleşmek	squattle v.

Meanings of "yerleşmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 86 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	bir yere yerleşmek	settle down v.
Mary is the kind of inveterate traveller who will probably never settle down in one place. Mary, muhtemelen asla bir yere yerleşmeyecek türden müzmin bir gezgindir. More Sentences
2	General	yeniden yerleşmek	resettle v.
After the disaster, residents gradually began to resettle in their homes. Bölge sakinler, felaketin ardından yavaş yavaş evlerine yeniden yerleşmeye başladılar. More Sentences
3	General	(ifade) yerleşmek	settle v.
A knowing smile settled on his face. Yüzüne bilmiş bir gülümseme yerleşti. More Sentences
Phrasals
4	Phrasals	(bir şeye/bir yere) yerleşmek	settle in (something or some place) v.
We encourage people to live, work and settle in states other than their own national Member State. İnsanları kendi ulusal Üye Devletleri dışındaki ülkelerde yaşamaya, çalışmaya ve yerleşmeye teşvik ediyoruz. More Sentences
General
5	General	(man adası'na) yerleşmek üzere britanya'dan gelmiş kimse	come-over n.
6	General	sızarak yerleşmek	creep n.
7	General	başka yere yerleşmek	transmigrate v.
8	General	zamanla yerleşmek	establish in time v.
9	General	işe yerleşmek	get into a job v.
10	General	tekrar yerleşmek	resettle v.
11	General	işe yerleşmek	get into a office v.
12	General	yuvaya yerleşmek	nest v.
13	General	izinsiz yerleşmek	squat v.
14	General	kalmak niyetiyle yerleşmek	dig in v.
15	General	köye yerleşmek	rusticate v.
16	General	tamamen yerleşmek	settle permanently in (a country) v.
17	General	temelli yerleşmek	settle permanently in (a country) v.
18	General	otele yerleşmek	check into a hotel v.
19	General	otele yerleşmek	check in at the hotel v.
20	General	-e yerleşmek	ensconce oneself in v.
21	General	-e yerleşmek	settle v.
22	General	başka ülkeye gitmek/yerleşmek	emigrate v.
23	General	iyice yerleşmek	take root v.
24	General	belirli bir yerde yerleşmek	populate v.
25	General	bilinç altına yerleşmek	be engraved in one's subconscious v.
26	General	bilinçaltına yerleşmek	be engraved in one's subconscious v.
27	General	bilinç altına yerleşmek	be imbedded in his subconscious v.
28	General	bilinçaltına yerleşmek	be imbedded in his subconscious v.
29	General	başka ülkede yerleşmek	expatriate v.
30	General	rahat bir koltuğa kurulmak/yerleşmek	ensconce oneself in a comfortable chair v.
31	General	yörüngeye yerleşmek	orbit v.
32	General	dizine/sıraya yerleşmek	fit into the sequence v.
33	General	eve yerleşmek	settle in a house v.
34	General	odağına yerleşmek	become the focus of v.
35	General	odağına yerleşmek	become the focus of v.
36	General	bir yere yerleşmek	camp v.
37	General	(arazi yasası uyarınca) arazi üzerinde hak iddia edip oraya yerleşmek	homestead v.
38	General	köye yerleşmek	ruralize [us] v.
39	General	taşraya yerleşmek	ruralize [us] v.
40	General	köye yerleşmek	ruralise [uk] v.
41	General	taşraya yerleşmek	ruralise [uk] v.
42	General	girip yerleşmek	become lodged v.
43	General	kolonici olarak yerleşmek	plant v.
44	General	bir yere yerleşmek	plunk down v.
45	General	odaya yerleşmek	room v.
46	General	tüneğe yerleşmek	roost v.
47	General	bir yere yerleşmek	sit down v.
48	General	diğer tarafa yerleşmek	surmount v.
49	General	başka yere yerleşmek	resettle v.
Phrasals
50	Phrasals	(sıralamada/yarışmada birinin) arkasına/gerisine/altına yerleşmek	place behind (someone or something) v.
51	Phrasals	-e yerleşmek	find its way into v.
52	Phrasals	emekli olup (bir yere) yerleşmek	retire in (something or some place) v.
53	Phrasals	(bir şeye/yere) kolayca kayıp yerleşmek	slide into (something) v.
54	Phrasals	içi içe yerleşmek	nest together v.
55	Phrasals	(parça) birbirine tam yerleşmek	bed in v.
56	Phrasals	'-e yerleşmek	nest in v.
57	Phrasals	içine yerleşmek	nest in v.
58	Phrasals	(sıralamada/yarışmada birinin) arkasına/gerisine/altına yerleşmek	place behind v.
59	Phrasals	(bir şeye/bir yere) yerleşmek	settle into (something or some place) v.
60	Phrasals	(bir şeye) sıkışık bir şekilde yerleşmek	squeeze into (something) v.
61	Phrasals	sıkışık bir şekilde yerleşmek	squeeze up v.
62	Phrasals	dar bir yere zorla sığışmak/sıkışmak/yerleşmek	squirm in v.
Colloquial
63	Colloquial	oradan oraya gezmek/yerleşmek	kick around v.
64	Colloquial	beş numaraya yerleşmek	reach up to number five v.
65	Colloquial	manşetlere yerleşmek	hit the headlines v.
66	Colloquial	manşetlere yerleşmek	hit the news v.
Idioms
67	Idioms	iyice yerleşmek	be cast in cement v.
68	Idioms	iyice yerleşmek	be set in cement v.
69	Idioms	bir yere yerleşmek	put down roots v.
70	Idioms	iyice yerleşmek	be cast in concrete v.
71	Idioms	manşetlere yerleşmek	grab the headlines v.
72	Idioms	(bir yere) yerleşmek	hang one's hat (up) (somewhere) v.
73	Idioms	yeni bir yere yerleşmek	set up home v.
74	Idioms	yeni bir yere yerleşmek	set up house v.
75	Idioms	iyice yerleşmek	take ahold v.
76	Idioms	iyice yerleşmek	take hold v.
77	Idioms	(birine/bir şeye) iyice yerleşmek	take hold of (someone or something) v.
78	Idioms	(birine/bir şeye) iyice yerleşmek	take ahold of (someone or something) v.
79	Idioms	(bir yere) yerleşmek	take up residence in (some place) v.
Politics
80	Politics	yerleşmek maksadıyla başka bir ülkeye gelen yabancı	resident alien n.
Biology
81	Biology	fazlaca yerleşmek	overpeople v.
82	Biology	(döllenmiş yumurta) rahim tabakasına yerleşmek	implant v.
Military
83	Military	kuvvetli savunma avantajına sahip bir konuma yerleşmek	trench v.
Archaic
84	Archaic	eve yerleşmek	domesticate v.
85	Archaic	(yere, konuma) yerleşmek	pitch v.
Ornithology
86	Ornithology	(kuş) yeni bir yuvaya yerleşmek	renest v.