yetki - Turkish English Dictionary

yetki

Meanings of "yetki" in English Turkish Dictionary : 75 result(s)

Turkish English
Common Usage
yetki authority n.
yetki power n.
yetki authorization n.
yetki warrant n.
yetki authorisation n.
General
yetki prerogative n.
yetki right n.
yetki warrant n.
yetki competency n.
yetki jurisdiction n.
yetki authorization n.
yetki mandate n.
yetki competence n.
yetki authorisation n.
yetki jurisdiction n.
Trade/Economic
yetki mandate n.
yetki competence n.
yetki power n.
Law
yetki mandate n.
yetki competence n.
yetki power n.
yetki authority n.
yetki jurisdiction n.
yetki warrant n.
yetki prerogative n.
Politics
yetki authorisation n.
yetki power n.
yetki authority n.
yetki authorization n.
Technical
yetki authorisation n.
yetki authorization n.
Informatics
yetki authorisation n.
yetki authorization n.
yetki authority n.
Telecom
yetki authorisation n.
yetki authorization n.
General
yetki hand n.
yetki faculty n.
yetki pale n.
yetki potency n.
yetki dominium n.
yetki commission n.
yetki sword n.
yetki capacity n.
yetki vis n.
yetki fiat n.
yetki attribute n.
yetki locus standi n.
yetki command n.
yetki benefit n.
yetki province n.
yetki warranty n.
yetki imperium n.
yetki arm n.
yetki mana n.
yetki o.k. n.
yetki doquet n.
yetki poor [dialect] n.
yetki wrnt (warrant) abrev.
yetki wt (warrant) abrev.
Colloquial
yetki muscle n.
Trade/Economic
yetki permission n.
yetki warranty n.
yetki line position n.
Law
yetki qualification n.
yetki power of procuration n.
yetki venue n.
yetki licence n.
yetki license n.
yetki writ n.
Politics
yetki capacity n.
Computer
yetki clearance n.
Informatics
yetki clearance n.
Latin
yetki auctoritas n.
yetki potentia n.

Meanings of "yetki" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
yetki vermek authorize v.
yetki vermek authorise v.
General
yetki alanı bailiwick n.
yetki devri subsidiarity n.
yetki belgesi warrant n.
tam yetki full power n.
yetki ve sorumluluklar powers and responsibilities n.
yetki alanı jurisdiction n.
yetki alanı reach n.
yetki sınırları reach n.
yetki alanı remit n.
yetki alanına girmek come under v.
yetki vermek authorise v.
yetki devretmek delegate v.
yetki vermek authorize v.
yetki vermek delegate v.
(yetki/sorumluluk bir kimseye) ait olmak lie with v.
yetki sahibi executive adj.
Trade/Economic
verilen yetki authorisation n.
yetki devri delegation n.
yetki vermek authorise v.
yetki vermek authorize v.
Law
münhasır yetki exclusive competence n.
yetki alanı bailiwick n.
yetki vermek authorise v.
yetki vermek authorize v.
Common Usage
yetki vermek warrant v.
General
yetki verme entitling n.
yetki belgesi authority n.
tam yetki full authority n.
yetki belgesi licensee n.
yüksek seviyede yetki high echelons n.
bilgi/yetki alanı province n.
yetki verme entitlement n.
vasiyetnameyle ilgili yetki testamentary trust n.
verme (sorumluluk/yetki vb'ni) investment n.
yetki anlaşması licensing agreement n.
yetki alanı realm of authority n.
tam yetki plenary authority n.
büyük yetki sahibi potentate n.
tam yetki implicit power n.
yetki verme authorisation n.
yetki verme devolution n.
yetki verme empowering n.
yetki alanı province n.
yetki devri yapma entrustment n.
yetki bölgesi bailiwick n.
yetki ve sorumluluklar authority and responsibilities n.
yetki alanı span of authority n.
yetki alanı scope of authority n.
yetki kullanma exercising of power n.
yetki verme yazısı letters rogatory n.
daha güçsüz birine geçmiş yetki devolved power n.
yetki alanı territory over which authority is exercised n.
yetki sınırları territory over which authority is exercised n.
yetki sınırları jurisdiction n.
yetki sınırı boundaries of authority n.
yetki sınırı line of demarcation n.
yetki sınırı limit of authority n.
yetki verme delegation n.
yetki sınırı jurisdiction n.
tam yetki free hand n.
resmi yetki official authorization n.
tam yetki free rein n.
tam yetki blank check n.
imza yetki belgesi letter of authorization n.
imza yetki belgesi a letter of attorney n.
kısıtlı yetki limited authority n.
kısıtlanmış yetki limited authority n.
sınırlı yetki limited authority n.
sınırlandırılmış yetki limited authority n.
yetki limitleri authority limits n.
yetki limitleri authorization limits n.
yetki verme enablement n.
... tarafından verilen yetki power granted by n.
yetki/izin veren empowerer n.
yetki dağılımı delegation of authority n.
yetki kullanma exercise of power n.
yetki verme authorization n.
yasal yetki statutory authority n.
kanuni yetki statutory authority n.
yetki krizi power crisis n.
yetki verme relegating n.
yetki verme relegation n.
yetki alanı territory n.
yetki kademesi echelon n.
zımni yetki implied authority n.
zımni yetki implied agency n.
özel ilgi, yetki veya beceri alanı bailiffwick n.
spesifik bir şeye dair yetki alanı kingdom n.
kilise görevlisinin sahip olduğu mevki veya yetki alanı beadlery n.
bir postaneden diğerine kamusal yetki ile taşınan mektup veya diğer postaları içeren çanta mail n.
yetki sınırı bright line n.
birinin yetki alanına giren korunabilir alan bubble n.
yetki sahibi güç delegacy n.
yetki verilen kimse delegatee n.
yetki verme delegating n.
yetki mektubu delegation n.
yetki belgesi deputation [obsolete] n.
yetki veren kimse deputator n.
resmi yetki kullanması sonucu zarar gören kimselere karşı sorumluluk nedeniyle bir kamu görevlisine tanınan kişisel dokunulmazlık official immunity n.
sermaye, kredi veya yetki sınırlarını aşan ihraç (senet overissue n.
mutlak yetki impatronization n.
mutlak yetki impatronisation n.
en üst yetki ve iktidara sahip olma driver's seat n.
polisin yetki bölgesi constablery n.
polisin yetki bölgesi constablewick n.
polisin yetki bölgesi constabulary n.
seçilmiş görevlinin yetki alanındaki yerin sakini constituent n.
yetki süresi innings [uk] n.
(genellikle uygun sembol ve kıyafetler kullanılarak) resmi yetki verme investiture n.
yetki sahibi power n.
paşanın yetki alanı pachadom n.
yetki alanı satrapy n.
yetki bölgesi satrapy n.
lordun yetki gücü seignory n.
ana yetki principate n.
yetkili makamca düzenlenen gizli belgeye erişim yetki belgesi security certification n.
derebeyinin yetki alanı seigniory n.
derebeyinin yetki alanı seignory n.
şerif yetki alanı shrivalty n.
güç ve yetki merkezi siege [obsolete] n.
sınırsız yetki freehand n.
tam yetki freehand n.
tam yetki free-hand n.
(derebeylik sisteminde) bölgesel yetki alanı soken n.
şahsi sorumluluk/yetki alanı beat n.
yetki sahibinin tasarrufundaki hususlar prudentials n.
yetki alanı sphere n.
(iskoçya) yöneticinin yetki gücü stewartry n.
(iskoçya) yöneticinin yetki alanına giren topraklar stewartry n.
en üst yetki supreme being n.
genel yetki sahibi memur surveyor general n.
genel yetki sahibi görevli surveyor general n.
yetki sahibi licensee n.
yetki vermek invest v.
yetki vermek accredit v.
yetki vermek entitle v.
yetki vermek intitle v.
birine geniş yetki vermek give someone a free hand v.
yetki vermek enable v.
birine yetki vermek invest v.
tam yetki vermek give a free hand v.
yetki vermek vest with v.
hak ve yetki vermek entitle v.
yetki vermek license v.
yetki vermek empower v.
vermek (yetki/hak vb'ni) vest with v.
yetki vermek chair v.
yetki vermek warrant v.
yetki vermek vest v.
yetki vermek capacitate v.
yetki vermek licence v.
yetki vermek create v.
yetki vermek qualify v.
vermek (sorumluluk/yetki) invest with v.
yetki sahibi olmak carry authority v.
ön yetki vermek preauthorize v.
önceden yetki vermek preauthorize v.
tam yetki vermek give extensive authority v.
tam yetki vermek delegate full authority v.
tam yetki vermek entrust with full authority v.
yetki aktarmak delegate v.
yetki vermek impower v.
yetki istemek ask for authorization v.
yetki almak have authorization v.
yetki vermek give somebody authorization v.
yetki vermek grant authorization v.
yetki vermek grant somebody authorization v.
yetki almak get authorization v.
yetki almak obtain authorization v.
yetki istemek request authority v.
yetki kullanmak exercise one's authority v.
yetki kullanmak use power v.
yetki ile donatmak furnish with authority v.
yetki vermek furnish with authority v.
merkezden birkaç yere yetki dağıtmak decentralize v.
yetki vermek depute v.
yetki kullanmak exercise power v.
önceden yetki vermek pre-authorize v.
ön yetki vermek pre-authorize v.
merkezden yetki dağıtmak decentralize v.
(yetki) vermek entrust v.
yetki vermek invest with power v.
tam yetki vermek give full authorization v.
yetki aşmak exceed one's authority v.
birine bir şey yapması için yetki vermek empower someone to do something v.
merkezden birkaç yere yetki dağıtmak decentralise v.
merkezden yetki dağıtmak decentralise v.
yetki vermemek unauthorize v.
yetki vermemek unauthorise v.
yeniden yetki vermek recapacitate v.
yetki vermek relegate v.
kilise yasalarının verdiği yetki veya statüyü elinden almak uncanonize v.
yetki vermek mandate v.
başkasından yetki almak borrow v.
tekrar yetki vermek revest v.
yetki vermek o.k. v.
(talep, kopya, çek) yetki vermek o.k. v.
yetki vermek obsess [obsolete] v.
merkezden yetki dağıtmak deconcentrate v.
(hoş olmayan veya külfetli bir şeyden) başkasına yetki vererek kurtulmak off-load v.
aşırı yetki kullanmak overoffice [obsolete] v.
yetki alanına girmek fall within the jurisdiction v.
yetki vermek clear v.
yetki almak clear v.
(güç, yetki) vermek invest v.
yetki kullanmak seniorize v.
yetki kullanmak seniorise v.
(yetki, sorumluluk belirtmek için) adını yazmak sign v.
yetki sahibi olmak sovereignise v.
yetki sahibi olmak sovereignize v.
yetki vermek state [obsolete] v.
yetki verilmiş authorized adj.
yetki verilmiş authorised adj.
yetki belgesi olmayan warrantless adj.
yetki veren authorized by adj.
görev ve yetki verilemez nondelegable adj.
yetki verilmiş chaired adj.
yetki verilmiş nominated adj.
yetki veren enabling adj.
yetki verilmemiş unentitled adj.
yetki verilmemiş unofficial adj.
yetki alanının dışında olan extraprovincial adj.
sınırsız yetki sahibi olan omnipotent adj.
evrensel yetki sahibi olan omnipotent adj.
ayrışık yetki ve hakimiyet alanlarına sahip iki otoriteden oluşan dual adj.
yetki sahibi olarak executively adv.
yetki alanında within one's province adv.
yetki sınırları içerisinde in jurisdiction of adv.
yetki alanı içerisinde in jurisdiction of adv.
rütbe/yetki açısından üstün above adv.
resmi yetki olmadan unofficially adv.
yetki sahibi olarak in commission [obsolete] adv.
resmi yetki olmadan inofficially adv.
yetki alanı anlamında kullanılan son ek -ric suf.
Phrasals
yetki alanında olmak rest with v.
birine bir yetki vermek entitle (one) to (do something) v.
(birine/bir gruba) bir yetki vermek rest in (someone) v.
yetki vermek give over v.
(birine) yetki vermek invest (someone) with (something) v.
(birine/bir şeye) yetki vermek invest in (someone, or something) v.
-e bir yetki vermek rest in v.
(birine/bir şeye) yetki vermek rest with (someone or something) v.
(birine) yetki vermek set (someone) up v.
(birine bir yetki) vermek vest (one) with (something) v.
Phrases
tüm yetki (birinde) whatever (one) says goes expr.
tüm yetki birinde what/whatever somebody says, goes expr.
Colloquial
yetki alanı turf n.
yetki bölgesi turf n.
otorite/yetki havası/görüntüsü air of authority n.
iş hayatında yetki kullanan power adj.
'nın bana verdiği yetki ile by the power vested in me by expr.
Idioms
kullanım hakları sınırsız yetki free hand n.
tam yetki free hand n.
(biri/bir şey) üzerinde tam yetki free hand (with someone or something) n.
(bir şey yapmak için) tam yetki carte blanche (to do something) n.
tam yetki (a) free rein n.
tam yetki sahibi olmak rule the roast v.
tam yetki sahibi olmak rule the roost v.
tam yetki almak get a free hand v.
(bir şey yapmak için) sınırsız yetki carte blanche (to do something) v.
(bir şey yapmak için) kayıtsız şartsız yetki carte blanche (to do something) v.
(bir şey yapmak için) tam yetki carte blanche (to do something) v.
yapmasına yetki vermek entitle to do v.
(bir şeyde) tam yetki almak get a free hand with (something) v.
geniş/tam yetki almak/sahibi olmak get/have a free hand v.
geniş/tam yetki verilmek get/have a free hand v.
(birine) tam yetki/özgürlük vermek give (one) (one's) head v.
(birine) tam yetki vermek give (one) a blank check v.
(birine) geniş yetki vermek give (one) a free hand v.
(birine) tam yetki vermek give (one) carte blanche v.
(birine) tam yetki vermek give (one) free rein v.
(birine) tam yetki vermek give (one) full rein v.
tam yetki vermek give a blank check v.
(birine) tam yetki vermek give a blank check to (one) v.
(birine) tam yetki vermek give free rein to (one) v.
(birine) tam yetki vermek give full rein to (one) v.
(birine/bir şeye) tam yetki vermek give rein to (someone or something) v.
birine tam yetki/özgürlük vermek give somebody their head v.
birine tam yetki/özgürlük vermek give someone his or her head v.
birine tam yetki/özgürlük vermek give someone their head v.
birine/bir şeye tam yetki vermek give/allow somebody/something free/full rein v.
birine/bir şeye tam yetki vermek give/allow free/full rein to somebody/something v.
birinden yetki/rütbe açısından üstün above someone adj.
Formal
yeniden yetki vermek reaccredit v.
yeniden yetki vermek reauthorize v.
yeniden yetki vermek reauthorise v.
Speaking
bundan böyle yetki sende değil you're not in charge anymore expr.
Trade/Economic
bir işçinin yetki alanı dışında bir iş yapmasına izin veren, yerel sendika tarafından verilen kart traveling card n.
arızi hak, yetki ve yasal çözüm hakları incidental rights, powers and discretions n.
açık yetki express authority n.
açık yetki actual authority n.
bağlayıcı yetki binding authority n.
bakiye yetki residual power n.
bakiye yetki residual competence n.
banka ya da komisyoncunun tam yetki ile kullanabileceği ihtiyat hesabı discretionary account n.
bir işçi sendikasının yetki alanı union jurisdiction n.
geniş yetki broad authority n.
imtiyaz yetki benefit n.
mal saymanı yetki kartı accountable property officer's bond n.
mali yetki fiscal power n.
münhasır yetki exclusive authority n.
münhasır yetki exclusive power n.
özel yetki special authority n.
parasal yetki kurumları monetary authorities n.
resmi yetki official power n.
resmi yetki official authority n.
sınırsız yetki unlimited authority n.
sendika yetki belgesi authorization card n.
sınırlı kapsamlı yetki belgesi limited-coverage warranty n.
ticari yetki belgesi trading authorization form n.
tam yetki belgesi blank letter of attorney n.
verilen yetki authorization n.
ürün yetki beyanı product authorization declaration n.
yasal yetki legitimate power n.
yetki belgesi authorization certificate n.
yetki kartı authorization card n.
yetki dağıtımı decentralisation n.
yetki anlaşmazlığı jurisdictional dispute n.
yetki verme authorization n.
yetki verme authorisation n.
yetki dağıtılması decentralisation n.
yetki belgesi certificate of incumbency n.
yetki ve sorumluluk authority and responsibility n.
yetki genişlemesi decentralization n.
yetki belgesi license n.
yetki genişlemesi decentralisation n.
yetki devri conferral of management n.
yetki onayı authorization approval n.
yetki mektubu mandate letter n.
yetki devri delegation of authority n.
yetki verme delegation n.
yetki verilmiş kişi authorised n.
yetki belgesi licence n.
yetki verme delegation of authority n.
yetki iptali cancellation of authorization n.
yetki iptali decertification n.
yetki belgeli hesap uzmanı licensed public accountant n.
yetki, imtiyaz ve özel haklar powers and preferences and special rights n.
yetki onayı accreditation n.
yetki dağıtımı decentralization n.
yönetimde yetki dağıtımı decentralized management n.
yetki verilmiş kişi authorized n.
yetki dağıtılması decentralization n.
yetki belgesi certificate of authority n.
yetki ve sorumluluk power and responsibility n.
yetki alanındaki bölgenin dışında oturup çalışmak için bölgeye gelenlerden yerel idarenin aldığı gelir vergisi commuter tax n.
denetçinin yetki bölgesi inspectorate n.
yetki onayı almak receive an accreditation v.
yetki vermek avouch v.
yetki dağıtmak decentralize v.
yetki dağıtmak decentralise v.
yetki onayı almak receive an authorization approval v.
sendikaların yetki alanı konusuyla ilgili jurisdictional adj.
tam yetki vermeyen (distribütörlük vb) non-exclusive adj.
tam yetki vermeyen (distribütörlük vb) nonexclusive adj.
yetki dışında ultra vires adv.
yetki çerçevesi içinde intra vires adv.
yetki dahilinde intra vires adv.
Law
arazi sahibinin varisinin, arazi sahibinin ölümünden sonra arazi üzerine olan yetki hakkını yenilememesi nonentry n.
arazi sahibinin varisinin, arazi sahibinin ölümünden sonra arazi üzerine olan yetki hakkını yenilememesi nonentres n.
davalının, şerifin yetki alanı dışında olduğunu gösteren belge testatum [obsolete] n.
(eski ingiltere'de) pazar ve köylüler üzerinde yetki sahibi olma toll and team n.
anayasal yetki constitutional authority n.
bariz yetki aşımı manifest excess of power n.
bariz yetki tecavüzü manifest excess of power n.
bilerek müsaade edilen yetki apparent authority n.
deniz yetki alanı maritime zone n.
deniz yetki alanı maritime jurisdiction n.
depodan mal çıkartmak için yetki belgesi bond note n.
geçici yetki temporary power n.
görünürdeki yetki apparent authority n.
görünür yetki apparent authority n.
görev/yetki/uygulama alanı purview n.
genel yetki general power n.
genel yetki alanı general jurisdiction n.
istisnai yetki prerogative n.
kanuni yetki general power n.
kamusal yetki public mandate n.
kanuni yetki statutory power n.
kendisine yetki veya vekalet verilen kimse mandatary n.
kayıtsız ve şartsız yetki carte blanche n.
kendisine özel yetki verilen kimse commissaire n.
konu bakımından yetki subject-matter jurisdiction n.
konu bakımından yetki jurisdiction ratione materiae n.
mahkemenin yetki sınırı içinde tayin edilen ikametgah address for service n.
mahkeme yetki ve sorumlulukları yasası all writs act n.
mahkemenin vasiyeti tenfiz için verdiği yetki belgesi letter of administration n.
mahkemenin yetki alanı dışındaki şahitlerin istinabe aracılığıyla ifadesini alan komisyon commission to examine witness n.
müstemir yetki permanent jurisdiction n.
müstemir yetki permanent authorization n.
olumlu yetki uyuşmazlığı affirmative conflict of venue n.
özel yetki commission n.
paylaşılan yetki shared competence n.
sarih yetki explicit authority n.
sınırsız yetki unlimited authority n.
sınırsız yetki carte blanche n.
seçimlik yetki right of option n.
şerifin vekilinin yetki bölgesi bailiwick n.
tamamlayıcı yetki collateral power n.
tam yetki carte blanche n.
tali yetki collateral power n.
tam yetki full powers n.
tam yetki full powers n.
tam yetki unlimited authority n.
vekilinin yetki bölgesi bailiwick n.
ülkesel yetki domestic jurisdiction n.
yargısal yetki judicial power n.
yargısal yetki judicial authority n.
yasal yetki general power n.
yeni müstefiye ek yetki verme klozu overreaching clause n.
yetki belgesi authorization n.
yetki verici kurallar authorizing legal rules n.
yetki bölgesi bailiwick n.
yetki itirazı plea to the jurisdiction n.
yetki sözleşmesi contract of mandate n.
yetki belgesi certificate of authorization n.
(yetki) kullanma exercise n.
yetki şartı jurisdiction clause n.
yetki veren kişi delegator n.
yetki itirazı plea of the jurisdiction n.
yetki verme yazısı letter rogatory n.
yetki aşılarak akdedilen sözleşme ultra vires contracts n.
yetki verme licentiation n.
yetki kanunu empowering law n.
yetki aşımı power exceeding n.
yetki itirazı jurisdiction plea n.
yetki bölgesi area of jurisdiction n.
yetki karinesi colors n.
yetki verici kurallar authorising legal rules n.
yetki çevresi judicial district n.
yetki karinesi colours n.
yetki kanunu empowering act n.
yetki belgesi authorization certificate n.
yetki noksanı jurisdiction defect n.
yetki belgesi authorisation n.
zahiri yetki ostensible authority n.
yetki belgesi authorization document n.
yetki aşımı ultra vires n.
yetki alanı area of jurisdiction n.
yetki verme yazısı letter of request n.
zımni yetki constructive authority n.
yetki belgesi full powers n.
yetki belgesi authorisation certificate n.
yetki uyuşmazlığı jurisdictional dispute n.
yetki aşımı excess of power n.
yetki belgesi instrument of authorisation n.
yetki sözleşmesi jurisdiction agreement n.
yetki çakışması conflict of authority n.
yetki kanunu enabling act n.
yetki kuvveti enabling force n.
yetki mevzuatı enabling legislation n.
icra müdürü ofisi veya yetki bölgesi bailiffwick n.
icra müdürlüğü ofisi veya yetki bölgesi bailiwick n.
mirası tasfiye yetki kararı letters testamentary n.
yazılı yetki belgesi voucher n.
piskoposun yetki alanı bishopdom n.
masonluk teşkilatında yetki sahibi kimse master n.
masonluk teşkilatında yetki sahibi olan kimse worshipful master n.
yasaları uygulamakla yükümlü yetki birimi law n.
yönetim yetki belgesi letters of administration n.
davanın koşullarına bağlı olarak bazı genel hüküm veya usullerde değişiklik yapılabileceği veya bunlardan feragat edilebileceği fikrini öneren yetki modus n.
yetki alanı ric n.
yetki alanı danger n.
yetki sınırı danger n.
sanığın yasal yetki ve cezadan muaf olduğunu göstermeyi amaçlayan savunma declinatory n.
yetki olmadan avustralya'ya girme teşebbüsünde bulunanların mülteci olarak kabul edilip edilmeyeceklerine karar verilene kadar alıkondukları tesis detention centre n.
yabancı bir valinin makamı veya yetki bölgesi bailliage n.
londra'da metropolitan polis teşkilatı'nın yetki bölgelerinin birinden sorumlu memur commander n.
yasal yetki veren belge power n.
yabancı bir idari organın yetki alanında olup genellikle bu organ tarafından çıkarılan menkul kıymet foreign n.
hükümdara ayrılmış yetki ve ayrıcalıkları uygulatan mahkeme prerogative court n.
yetki alanı forum n.
yasanın verdiği yetki ius n.
(iskoç medeni hukukunda) dahil olunan dava hakkında bilgi edinmiş eş yetkili ilk yargıcın dava üzerinde yetki üstünlüğü prevention [scotland] n.
(derebeylik sisteminde) bölgesel yetki alanı soke n.
bir hak veya yetki vermek vest v.
yetki vermek vest v.
yetki vermek accredit v.
yetki vermek warrant v.
yetki vermek license v.
yetki vermek licence v.
yetki vermek empower v.
yetki olmaksızın amacı dışında kullanmak misapply v.
(mülk, yetki, unvan) elinden almak devest v.
bir şey üzerinde yetki verilmemiş nonvested adj.
başkasına yetki veren constituent adj.
yetki dışı ultra vires adj.
yetki veren vesting adj.
yetki veya görevle ilgili jurisdictional adj.
yetki verilmiş delegated adj.
yetki verilmiş olan entitled adj.
yetki alanı belirli yerel bir bölge ile sınırlı olan ve önem derecesi düşük davalara bakan (mahkeme kolu) minor adj.
sanığın kanuni yetki ve cezadan muaf olduğunu göstermeyi amaçlayan declinatory adj.
yetki dışında ultra vires adv.
yetki dahilinde intra vires expr.
Politics
yetki alanı küçük olan kral tetrarch n.
yetki savaşı turf war n.
açık yetki explicit power n.