Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | lip n. | dudak | ||
I wondered what it would be like to kiss that lip. O dudağı öpmek nasıl bir şey olur, merak ediyordum. More Sentences |
||||
General | ||||
General | lip adj. | sözde | ||
We have paid lip service to it but have not been able to resolve the problem. Buna sözde hizmet ettik ama sorunu çözemedik. More Sentences |
||||
General | lip adj. | dudak | ||
I wondered what it would be like to kiss that lip. O dudağı öpmenin nasıl bir şey olacağını merak ediyordum. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | lip n. | dudak | ||
Tom gave John a fat lip. Tom, John'a şişman bir dudak verdi. More Sentences |
||||
Botanic | ||||
Botanic | lip n. | dudak | ||
I had to bite my lip to prevent myself from laughing. Gülmemek için dudağımı ısırmak zorunda kaldım. More Sentences |
||||
General | ||||
General | lip n. | kenar | ||
General | lip n. | ağız | ||
General | lip n. | leb | ||
General | lip n. | uç | ||
General | lip n. | yüzsüzlük | ||
General | lip n. | ayıp söz | ||
General | lip n. | dudak biçiminde şey | ||
General | lip n. | sürahi ağzı | ||
General | lip n. | yara kenarı | ||
General | lip n. | hava akımının boru içinde ses oluşturduğu borulu org kenarı | ||
General | lip n. | kömür madeni çatısının maden yüzeyine yakın olan alt kısmı | ||
General | lip n. | burgu, matkap gibi aletlerin keskin kenarı | ||
General | lip n. | ray kafasının bağlantı yerlerinde meydana gelen çıkıntı | ||
General | lip n. | nehir tabanı aşınmasını en aza indirgemek için dikilen alçak korkuluk | ||
General | lip n. | kısa ibrik veya sürahi ucu | ||
General | lip n. | kenardaki suyu yalayarak içme | ||
General | lip v. | öpmek | ||
General | lip v. | mırıldanmak | ||
General | lip v. | yalanmak | ||
General | lip v. | müzik aletinin sesini ayarlamak | ||
General | lip v. | dudak hareketiyle ağzına almak | ||
General | lip v. | emmek | ||
General | lip v. | ısırmak | ||
General | lip v. | mırıldanmak | ||
General | lip v. | parçalarını doldurmak | ||
General | lip v. | (okçu yayı) kusurlu bölgenin kesildiği yere tahta parçası koymak | ||
General | lip v. | kenarını kertiklemek | ||
General | lip v. | -e karşı akmak | ||
General | lip v. | (ufuk, tepe) üstünden yükselmek | ||
General | lip v. | (makine) üstünde dudak oluşturmak | ||
General | lip v. | (enfiye) dudak arkasına koymak | ||
General | lip v. | dudak şekli oluşturmak | ||
General | lip v. | dudak şekli almak | ||
General | lip v. | şıpırdayarak sıçramak | ||
General | lip v. | dudaklarını kullanmak | ||
General | lip v. | dudaklarını üflemeli çalgının ağızlığına göre ayarlamak | ||
General | lip adj. | asılsız | ||
General | lip adj. | boş (söz) | ||
Technical | ||||
Technical | lip n. | ağız düzlüğü (cam) | ||
Technical | lip n. | conta | ||
Mechanic | ||||
Mechanic | lip n. | kesici kenar | ||
Automotive | ||||
Automotive | lip n. | kenar | ||
Botanic | ||||
Botanic | lip n. | çenet | ||
Geography | ||||
Geography | lip n. | giriş | ||
Geography | lip n. | açıklık | ||
Sport | ||||
Sport | lip v. | (golf) topa deliğin kenarına değecek ancak içine girmeyecek şekilde vurmak | ||
Sport | lip v. | (golf topu) deliğin kenarına değip içine girmemek | ||
Entomology | ||||
Entomology | lip n. | kabuk ağzının kenarları | ||
Slang | ||||
Slang | lip v. | şarkı söylemek | ||
British Slang | ||||
British Slang | lip n. | arsızlık | ||
British Slang | lip n. | küstahlık | ||
British Slang | lip n. | yüzsüzlük |