back

"back" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 117 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	back i.	sırt
Where mad cow disease is concerned, it feels as though the European Union has gone into the free market back to front. Deli dana hastalığı söz konusu olduğunda, Avrupa Birliği'nin serbest piyasaya sırtını döndüğü hissine kapılıyoruz. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	back i.	arka
This is what I wanted to emphasise in this debate in which both the Commission and Parliament have a back seat. Hem Komisyonun hem de Parlamentonun arka planda kaldığı bu tartışmada vurgulamak istediğim husus budur. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	back s.	arkadaki
Let's have our picture taken with the statue in the back, shall we? Arkadaki heykelle fotoğraf çektirelim, olur mu? More Sentences
General
4	Genel	back i.	elin tersi
Tom wiped his mouth with the back of his hand. Tom elinin tersiyle ağzını sildi. More Sentences
5	Genel	back i.	kitap sırtı
Tom put his books back into his knapsack. Tom kitaplarını sırt çantasına geri koydu. More Sentences
6	Genel	back i.	arka taraf
Tom's car is still out back. Tom'un arabası hala dışarıda arka tarafta. More Sentences
7	Genel	back i.	arka
What we cannot do is sit back and let present trends continue. Yapamayacağımız şey, arkamıza yaslanıp mevcut eğilimlerin devam etmesine izin vermektir. More Sentences
8	Genel	back f.	desteklemek
We can do no other than back them up entirely and call on the Commission to make these noble objectives a reality. Onları tamamen desteklemekten ve Komisyon'u bu asil hedefleri gerçeğe dönüştürmeye çağırmaktan başka bir şey yapamayız. More Sentences
9	Genel	back f.	destek olmak
This too could be clarified if we were to back the rapporteur in her just endeavours to secure openness. Sözcünün açıklığı güvence altına almaya yönelik adil çabalarına destek olursak bu da açıklığa kavuşabilir. More Sentences
10	Genel	back f.	geriye gitmek
And, just for effect, if you back away a little bit. Ve, sadece efekt için, eğer biraz geriye gidersen. More Sentences
11	Genel	back s.	uzak
We should also stand back from the details to remember the purpose behind these measures. Ayrıca bu tedbirlerin ardındaki amacı hatırlamak için ayrıntılardan uzak durmalıyız. More Sentences
12	Genel	back s.	eski
The whole history of huge estates, owned by the capituleros, goes back much further. Kapitulerosların sahip olduğu büyük mülklerin tarihi çok daha eskilere dayanır. More Sentences
13	Genel	back s.	arkasında
Dan was shot in the back of the head. Dan kafasının arkasından vuruldu. More Sentences
14	Genel	back s.	geçmiş
This suspicion dates back to the 1993 bomb attack on the World Trade Centre in New York. Bu şüphenin geçmişi 1993 yılında New York'taki Dünya Ticaret Merkezine yapılan bombalı saldırıya kadar uzanmaktadır. More Sentences
15	Genel	back zf.	geriye
Nor, in a way, do I myself think it is much fun looking back. Bir bakıma ben de geriye dönüp bakmanın çok eğlenceli olduğunu düşünmüyorum. More Sentences
16	Genel	back zf.	arkada
Tom's car is still parked out back. Tom'un arabası hala arkada park halinde. More Sentences
17	Genel	back zf.	geride
Look at some of the other issues which hold companies back. Şirketleri geride tutan diğer sorunlardan bazılarına bakın. More Sentences
18	Genel	back zf.	yine
Israel and Jerusalem are back in Jewish hands. Kudüs şimdi yine İsraillilerin ve Yahudilerin ellerinde. More Sentences
19	Genel	back zf.	önce
It goes back 25 years. 25 yıl öncesine dayanıyor. More Sentences
20	Genel	back zf.	arkaya
I'd like to sit further back. Daha arkaya oturmak istiyorum. More Sentences
21	Genel	back zf.	yerine
Wait, let me put these back. Bekle, bunları yerine koyayım. More Sentences
22	Genel	back zf.	geçmişe
Casting my mind back, however, I notice that we still have problems with the old bathing water directive. Bununla birlikte, geçmişe döndüğümde, eski banyo suyu yönetmeliği ile ilgili hala sorunlarımız olduğunu fark ettim. More Sentences
23	Genel	back zf.	geriye
There is little point in their looking back. Geriye dönüp bakmalarının pek bir anlamı yok. More Sentences
24	Genel	back zf.	arkaya
Tom had his hair slicked back. Tom saçlarını arkaya taramıştı. More Sentences
25	Genel	back zf.	geriye doğru
A transparent system of traceability and labelling will allow blood to be traced from donor to recipient and back. Şeffaf bir izlenebilirlik ve etiketleme sistemi, kanın donörden alıcıya ve geriye doğru izlenebilmesini sağlayacaktır. More Sentences
Technical
26	Teknik	back i.	arka
The referendum in Ireland gave us an opportunity to sit back and think about the way in which Europe develops. İrlanda'daki referandum bize arkamıza yaslanıp Avrupa'nın nasıl geliştiğini düşünme fırsatı verdi. More Sentences
27	Teknik	back i.	sırt
You cannot just turn your back on this problem. Bu soruna sırtınızı dönemezsiniz. More Sentences
28	Teknik	back zf.	tekrar
That should enable us to get everything back on track again, as it were. Bu, her şeyi eskiden olduğu gibi tekrar rayına oturtmamızı sağlayacaktır. More Sentences
Textile
29	Tekstil	back i.	arka
The separators are removed, revealing space between the back molar teeth. Ayırıcılar çıkarılarak arka azı dişleri arasındaki boşluk ortaya çıkar. More Sentences
30	Tekstil	back i.	sırt
If we do not take action now, we turn our back on the very future of the planet. Eğer şimdi harekete geçmezsek, gezegenin geleceğine sırtımızı dönmüş oluruz. More Sentences
Anatomy
31	Anatomi	back i.	omurga
Keep your back straight! Omurganı dik tut! More Sentences
Common Usage
32	Yaygın Kullanım	back i.	art
33	Yaygın Kullanım	back i.	arkalık
34	Yaygın Kullanım	back i.	geri
35	Yaygın Kullanım	back i.	ters
General
36	Genel	back i.	tekne
37	Genel	back i.	ters taraf
38	Genel	back i.	defans oyuncusu
39	Genel	back i.	geri
40	Genel	back i.	müdafi
41	Genel	back i.	bek (savunma, müdafaa)
42	Genel	back i.	gıyap (konuşma/dedikodu)
43	Genel	back i.	arka (konuşma/dedikodu)
44	Genel	back i.	geniş su kabı
45	Genel	back i.	mavna
46	Genel	back i.	kitabın sırtı
47	Genel	back i.	sırt (kitap)
48	Genel	back f.	arka çıkmak
49	Genel	back f.	vazgeçmek
50	Genel	back f.	ciro etmek
51	Genel	back f.	kaplamak (kitap)
52	Genel	back f.	geri yürütmek
53	Genel	back f.	geriye doğru sürmek
54	Genel	back f.	yardım etmek
55	Genel	back f.	sırtına binmek
56	Genel	back f.	astarlamak
57	Genel	back f.	oynamak
58	Genel	back f.	geri sürmek
59	Genel	back f.	gerilemek
60	Genel	back f.	geri geri gitmek
61	Genel	back f.	takviye etmek
62	Genel	back f.	kayırmak
63	Genel	back f.	sırtlamak
64	Genel	back f.	geriye götürmek
65	Genel	back f.	-e arka olmak
66	Genel	back f.	-e yardım etmek
67	Genel	back f.	himaye etmek
68	Genel	back f.	korumak
69	Genel	back f.	arkasını imzalamak
70	Genel	back f.	sahip çıkmak
71	Genel	back f.	üzerine bahse girmek
72	Genel	back f.	sırt geçirmek
73	Genel	back f.	sırt yerleştirmek
74	Genel	back f.	sırt kaplamak
75	Genel	back f.	gerisinde/arkasında uzanmak
76	Genel	back f.	rüzgarın yönü sağdan sola doğru değişmek
77	Genel	back f.	kuzey yarımkürede saat yönünün tersine yönde ve güneyde saat yönünde yön değiştirmek
78	Genel	back f.	rüzgarı doldurarak ve boşaltarak yelkenleri manevra yapmak
79	Genel	back f.	eşlik etmek (müzisyene)
80	Genel	back s.	evvelki
81	Genel	back s.	geriye doğru giden
82	Genel	back s.	eski tarihli
83	Genel	back s.	ödemesi gecikmiş
84	Genel	back s.	arkasındaki
85	Genel	back s.	ödenmemiş
86	Genel	back s.	arkaya doğru olan
87	Genel	back s.	uzakta
88	Genel	back s.	gerideki
89	Genel	back s.	gerisindeki
90	Genel	back s.	gerisinde
91	Genel	back s.	geçmiş tarihli
92	Genel	back s.	ters yönde
93	Genel	back s.	zıt yönde
94	Genel	back zf.	ters
95	Genel	back zf.	geçmişte
96	Genel	back zf.	karşılık olarak
97	Genel	back zf.	eski yerine
98	Genel	back zf.	eski yerinde
99	Genel	back zf.	geri
100	Genel	back zf.	geri geri
101	Genel	back zf.	arkaya doğru
102	Genel	back zf.	mazide
103	Genel	back zf.	maziye
104	Genel	back zf.	sahibine
Colloquial
105	Konuşma Dili	back zf.	eğin
Technical
106	Teknik	back f.	kaşelemek
107	Teknik	back f.	tersten esmek
Computer
108	Bilgisayar	back i.	desen
109	Bilgisayar	back i.	geri
110	Bilgisayar	back s.	önceki
Mining
111	Maden	back i.	yüzeye en yakın geçit veya katmanın kenarı
Anatomy
112	Anatomi	back i.	belkemiği
Linguistics
113	Dilbilim	back s.	art
114	Dilbilim	back s.	dil ardı
115	Dilbilim	back s.	kalın
Football
116	Futbol	back i.	bek
Ottoman Turkish
117	Osmanlıca	back s.	zahir

"back" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	come back f.	dönmek
I shall now come back to three points. Şimdi üç noktaya geri döneceğim. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	take back f.	geri almak
We would have imposed sanctions on them to force them to take back their nationals. Vatandaşlarını geri almaya zorlamak için onlara yaptırımlar uygulardık. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	turn back f.	dönmek
Sami turned back towards Layla. Sami, Layla'ya doğru döndü. More Sentences
General
4	Genel	back pain i.	sırt ağrısı
Have you told Tom about your back pain? Tom'a sırt ağrılarından bahsettin mi? More Sentences
5	Genel	back seat i.	arka koltuk
Tom usually prefers to ride in the back seat. Tom genellikle arka koltukta oturmayı tercih eder. More Sentences
6	Genel	back door i.	arka kapı
The common European arrest warrant will entail harmonisation of maximum and minimum penalties by the back door. Ortak Avrupa tutuklama emri, arka kapıdan azami ve asgari cezaların uyumlaştırılmasını gerektirecektir. More Sentences
7	Genel	back pocket i.	arka cep
He felt for his matches and found them in his back pocket. Kibritini aradı ve arka cebinde buldu. More Sentences
8	Genel	way back i.	dönüş
There is certainly no way back. Kesinlikle geri dönüş yok. More Sentences
9	Genel	pull back i.	geri çekilme
That is what Israel has to pull back to. İsrail'in geri çekilmesi gereken nokta budur. More Sentences
10	Genel	taking back i.	geri alma
I'm taking back my apology. Özrümü geri alıyorum. More Sentences
11	Genel	back street i.	arka sokak
The robber attacked her on a back street. Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı. More Sentences
12	Genel	back door i.	gizli kapı
That is why definitions must not be imposed through the back door. Bu nedenle tanımlar gizli kapılar ardında dayatılmamalıdır. More Sentences
13	Genel	back then i.	o zamanlar
We never imagined back then that we would publish it at such a dramatic and painful time. O zamanlar, böylesine dramatik ve acı verici bir zamanda bunu yayınlayacağımızı hiç düşünmemiştik. More Sentences
14	Genel	lower back i.	(vücutta) bel
I have a bad pain in my lower back. Belimde kötü bir ağrı var. More Sentences
15	Genel	back yard i.	arka bahçe
The boys are throwing a ball in the back yard. Çocuklar arka bahçede top fırlatıyorlar. More Sentences
16	Genel	back room i.	arka oda
Tom and Mary are alone in the back room. Tom ve Mary arka odada yalnızlar. More Sentences
17	Genel	back up plan i.	yedek plan
Tom had a back up plan in case something went wrong. Bir şeyin aksama ihtimaline karşın Tom'un bir yedek planı vardı. More Sentences
18	Genel	back massage i.	sırt masajı
He wanted a back massage. Sırt masajı istedi. More Sentences
19	Genel	call-back i.	geri çağırma
Accordingly, it must have a call-back power. Buna göre, geri çağırma yetkisine sahip olmalıdır. More Sentences
20	Genel	bounce back i.	(yenilgi sonrası) toparlanma
Tom knows how to bounce back. Tom nasıl toparlanacağını bilir. More Sentences
21	Genel	bounce back i.	geri dönme
You'll bounce back. Geri döneceksin. More Sentences
22	Genel	go back f.	geri dönmek
People are going back to eating meat, and are again buying it cheaply. İnsanlar et yemeye geri dönüyor ve eti yine ucuza satın alıyor. More Sentences
23	Genel	get back f.	geri dönmek
Let us get back to our cattle. Hayvanlarımıza geri dönelim. More Sentences
24	Genel	cut back f.	kesinti yapmak
They cut back more every year. Her yıl daha fazla kesinti yapıyorlar. More Sentences
25	Genel	push back f.	geriye itmek
Tom pushed back his chair and got up. Tom sandalyesini geriye itti ve ayağa kalktı. More Sentences
26	Genel	look back f.	geçmişe bakmak
I too am inclined to think that we should take a little look back in time. Ben de biraz geçmişe bakmamız gerektiğini düşünme eğilimindeyim. More Sentences
27	Genel	come back f.	geri gelmek
We expect you to stick to the brief or to come back and tell us something different. Biz sizden yazılı belgeye sadık kalmanızı ya da geri gelip bize farklı bir şey söylemenizi bekliyoruz. More Sentences
28	Genel	answer back f.	karşılık vermek
She knows better than to answer back to him. Ona karşılık vermeyecek kadar akıllıdır. More Sentences
29	Genel	keep back f.	tutmak
He tried to keep back his tears. Gözyaşlarını tutmaya çalıştı. More Sentences
30	Genel	hold back f.	saklamak
Don't hold back anything. Hiçbir şeyi saklamayın. More Sentences
31	Genel	give it back f.	geri vermek
It was hard to give it back after everything that had happened. Yaşanan onca şeyden sonra onu geri vermek zordu. More Sentences
32	Genel	go back f.	dönmek
Let us go back briefly to the core of the matter, however. Yine de kısaca konunun özüne dönelim. More Sentences
33	Genel	fight back f.	karşı koymak
Fighting back is difficult. Karşı koymak zor. More Sentences
34	Genel	cut back f.	tasarruf etmek
It seems to be a waste of resources when the industry should be using it to cut back. Sektörün bunu tasarruf etmek için kullanması gerekirken kaynak israfı gibi görünüyor. More Sentences
35	Genel	talk back f.	cevap vermek
Don't talk back to me like that. Bana böyle cevap verme. More Sentences
36	Genel	call back f.	geri çağırmak
He thought Parliament should have the possibility of calling back implementing measures. Parlamentonun uygulama tedbirlerini geri çağırma imkanına sahip olması gerektiğini düşündü. More Sentences
37	Genel	come back to f.	geri gelmek
This report has come back to Parliament for second reading. Bu rapor ikinci kez okunmak üzere Parlamento'ya geri gelmiştir. More Sentences
38	Genel	pay back f.	ödemek
I promise to pay back the money I owe you by the end of the month. Sana olan borcumu ay sonuna kadar ödeyeceğime söz veriyorum. More Sentences
39	Genel	bring back f.	geri getirmek
How can anybody have any control over what they do or what they bring back? Ne yaptıkları ya da neyi geri getirdikleri üzerinde nasıl kontrol sahibi olabilirler? More Sentences
40	Genel	fight back f.	direnmek
Fighting back is difficult. Direnmek zordur. More Sentences
41	Genel	look back on f.	anımsamak
He often looks back on his high school days. Sık sık lise günlerini anımsıyor. More Sentences
42	Genel	turn back f.	geri dönmek
We should turn back. Geri dönmeliyiz. More Sentences
43	Genel	back out f.	sözünden dönmek
Tom can't back out now. Tom şimdi sözünden dönemez. More Sentences
44	Genel	call back f.	dönmek
I'll call back in a few minutes. Birkaç dakika içinde geri döneceğim. More Sentences
45	Genel	hit back f.	karşılık vermek
It's about time Tom hit back. Tom'un karşılık verme zamanı. More Sentences
46	Genel	back out of f.	vazgeçmek
You can't back out of your responsibilities. Sorumluluklarından vazgeçemezsin. More Sentences
47	Genel	back down f.	vazgeçmek
Tom didn't want to back down. Tom vazgeçmek istemedi. More Sentences
48	Genel	fall back f.	geri çekilmek
But what is the position on the call back or fall back position which Parliament keeps calling for? Peki Parlamentonun sürekli talep ettiği geri çağırma ya da geri çekilme tutumu nedir? More Sentences
49	Genel	turn back f.	geri döndürmek
You cannot turn back the wheel of time. Zaman çarkını geri döndüremezsiniz. More Sentences
50	Genel	back out f.	caymak
We can't back out now. Şimdi cayamayız. More Sentences
51	Genel	write back f.	cevap yazmak
Please write back soon. Lütfen yakında cevap yaz. More Sentences
52	Genel	go back to f.	kadar uzanmak
The story goes back to the sixteenth century. Hikaye, on altıncı yüzyıla kadar uzanıyor. More Sentences
53	Genel	step back f.	geri çekilmek
Let's step back for a second. Bir saniye geri çekilelim. More Sentences
54	Genel	start back f.	geri dönmek
Tom started back. Tom geri döndü. More Sentences
55	Genel	cut back f.	azaltmak
The number of votes must be cut back so that we are only voting on political differences. Oylama sayısı azaltılmalı, böylece sadece siyasi farklılıkları oylamış oluruz. More Sentences
56	Genel	brought back f.	geri getirmek
Send warriors and have him brought back at once. Savaşçıları gönder ve onu hemen geri getirsinler. More Sentences
57	Genel	pay back f.	geri ödemek
That means we need to know which countries paid back what. Bu da hangi ülkenin neyi geri ödediğini bilmemiz gerektiği anlamına geliyor. More Sentences
58	Genel	draw back f.	geri çekilmek
Israel must therefore draw back within the borders established in 1967 and dismantle its illegal settlements. İsrail bu nedenle 1967'de belirlenen sınırlara geri çekilmeli ve yasadışı yerleşimlerini dağıtmalıdır. More Sentences
59	Genel	take back f.	geri götürmek
Again, that is a message you must take back to the Council. Bu da Konsey'e geri götürmeniz gereken bir mesajdır. More Sentences
60	Genel	back up f.	geri sürmek
Yesterday, when Tom was backing up his car, he ran over Mary's bicycle. Dün Tom arabasını geri sürerken Mary'nin bisikletini ezdi. More Sentences
61	Genel	go back f.	geri gitmek
However, we cannot apply the food law retroactively and go back as far as 1992. Ancak gıda yasasını geriye dönük olarak uygulayamayız ve 1992'ye kadar geri gidemeyiz. More Sentences
62	Genel	back down f.	sözünden dönmek
Sami won't back down. Sami sözünden dönmeyecek. More Sentences
63	Genel	back away f.	geriye çekilmek
Tom backed away from the door. Tom kapıdan geriye çekildi. More Sentences
64	Genel	hold back f.	tutmak
Tom couldn't hold back his tears. Tom gözyaşlarını tutamadı. More Sentences
65	Genel	lean back f.	arkaya yaslanmak
Tom leaned back. Tom arkaya yaslandı. More Sentences
66	Genel	back out f.	vazgeçmek
Tom backed out at the last moment. Tom son anda vazgeçti. More Sentences
67	Genel	drive back f.	püskürtmek
Are we really managing to drive back terrorist networks? Terörist ağları geri püskürtmeyi gerçekten başarıyor muyuz? More Sentences
68	Genel	talk back to f.	sert karşılık vermek
You always talk back to me, don't you? Sen bana her zaman sert karşılık verirsin, değil mi? More Sentences
69	Genel	look back f.	geriye bakmak
It was looking back instead of forward. İleriye değil geriye bakıyordu. More Sentences
70	Genel	hold back f.	kendini tutmak
Don't hold back. Kendinizi tutmayın. More Sentences
71	Genel	talk back to f.	karşı gelmek
You always talk back to me, don't you? Bana hep karşı gelirsin, değil mi? More Sentences
72	Genel	hold back f.	çekinmek
Don't hold back. Çekinme. More Sentences
73	Genel	bring back f.	hatırlatmak
The smell brought back memories of a night some years before. Koku, yıllar önceki bir gecenin anılarını hatırlattı. More Sentences
74	Genel	want back f.	geri istemek
I want back what you've taken from me. Benden aldığını geri istiyorum. More Sentences
75	Genel	talk back f.	karşılık vermek
You'd better not talk back to Tom. Tom'a karşılık vermesen iyi olur. More Sentences
76	Genel	send back f.	geri göndermek
I would therefore have liked the proposal, in its three parts, to be sent back to the Committee on Budgetary Control. Bu nedenle teklifin üç bölüm halinde Bütçe Kontrol Komisyonuna geri gönderilmesini isterdim. More Sentences
77	Genel	bounce back f.	kendini toparlamak
Tom bounced back. Tom kendini toparladı. More Sentences
78	Genel	stand back f.	çekilmek
Now stand back. Şimdi geri çekilin. More Sentences
79	Genel	back off f.	vazgeçmek
We need to back off. Vazgeçmemiz gerekiyor. More Sentences
80	Genel	fall back on f.	başvurmak
If, as in Nice, the IGC does not solve institutional bottlenecks, is there a plan B we can fall back on? Nice'de olduğu gibi IGC kurumsal darboğazları çözemezse, başvurabileceğimiz bir B planı var mı? More Sentences
81	Genel	keep back f.	gizlemek
He tried to keep back his tears. O, gözyaşlarını gizlemeye çalıştı. More Sentences
Common Usage
82	Yaygın Kullanım	back of the neck i.	ense
83	Yaygın Kullanım	draw back f.	geri çekmek
General
84	Genel	back seat i.	ikinci rol
85	Genel	back of the head i.	ense
86	Genel	blank back i.	arkası boş
87	Genel	back fire i.	ard yakma
88	Genel	right back i.	sağbek
89	Genel	the back i.	peş
90	Genel	going back i.	geriye gitme
91	Genel	sending back i.	irca
92	Genel	team fall back i.	tim geri çekilin
93	Genel	seat with an adjustable back i.	pulman koltuk
94	Genel	back country i.	taşra
95	Genel	back drop i.	temel
96	Genel	dye back i.	boya teknesi
97	Genel	back chat i.	terbiyesizlik
98	Genel	coming back i.	geri gelme
99	Genel	back door i.	antin
100	Genel	back scratcher i.	kaşağı
101	Genel	back to africa movement i.	afrika geri dönüş hareketleri
102	Genel	back influence i.	gizli etki
103	Genel	middle of the back i.	bel
104	Genel	giving back i.	iade
105	Genel	back flow i.	tersine akış
106	Genel	back side i.	arka taraf
107	Genel	back number i.	bir derginin eski sayılarından biri
108	Genel	turning back i.	geri dönme
109	Genel	back biter i.	dedikoducu
110	Genel	back up electricity i.	yedek elektrik
111	Genel	back biter i.	iftiracı
112	Genel	pacing back and forth i.	volta
113	Genel	turning back i.	geri çevirme
114	Genel	back talk i.	küstahça karşılık verme
115	Genel	back lighting i.	kontrjur
116	Genel	back friendly i.	sırta dost
117	Genel	back seat i.	ikinci mevki
118	Genel	back country i.	memleketin uzak köşeleri
119	Genel	back gray i.	astar
120	Genel	back number i.	eski kafalı kimse
121	Genel	adjustable back i.	ayarlanabilir sırt (koltuk vb)
122	Genel	dye back i.	boya kabı
123	Genel	back seat i.	arka yer
124	Genel	the small of the back i.	sırtın en dar kısmı
125	Genel	kick back i.	geri tepme
126	Genel	back tooth i.	azı dişi
127	Genel	ring back i.	geri arama
128	Genel	back surge i.	geri kabarma
129	Genel	back board i.	arkalık
130	Genel	back cutting i.	ek kazı
131	Genel	back view i.	arkadan görünüş
132	Genel	back flow i.	ters akış
133	Genel	back window i.	arka pencere
134	Genel	back view i.	arka görünüş
135	Genel	back wall i.	sırt perdesi
136	Genel	back number i.	bir önceki sayı
137	Genel	back cloth i.	astar
138	Genel	back cutting i.	eğreti
139	Genel	back tracking i.	geri iz sürme
140	Genel	back board i.	arka
141	Genel	back door i.	servis kapısı
142	Genel	back cloth i.	baskı astarı
143	Genel	back surface i.	arka yüzey
144	Genel	back-friendly i.	sırta dost
145	Genel	back-scratcher i.	kaşağı
146	Genel	back-goal i.	kale arkası
147	Genel	back-up i.	arka
148	Genel	back-alley i.	arka sokak
149	Genel	back-up i.	yedekli
150	Genel	back-type parachute i.	sırt paraşütü
151	Genel	back-pack i.	sırt çantası
152	Genel	back-up i.	rezerv
153	Genel	back-seat driver i.	arka koltuk sürücüsü
154	Genel	back-flushing i.	geri yıkama
155	Genel	cut-back i.	eksiltme
156	Genel	pay-back i.	geri ödeme
157	Genel	back pack i.	sırt çantası
158	Genel	twin back-to-back seats i.	ikili duvar oturma yeri
159	Genel	back seat i.	arka oturma yeri
160	Genel	back-biting i.	çekiştirme
161	Genel	back-biting i.	kötüleme
162	Genel	back-biting i.	yerme
163	Genel	back issue newspaper i.	geçmiş tarihli gazete
164	Genel	back issue i.	geçmiş tarihli dergi/gazete/yayın
165	Genel	draw back i.	bilardoda geri çektirme
166	Genel	draw back i.	bilardoda çektirme
167	Genel	back-marker i.	yarışta geride kalan yarışmacı
168	Genel	lower back i.	(bir şeyin) alt arka (kısmı)
169	Genel	laid-back lifestyle i.	rahat yaşam tarzı
170	Genel	back to basics i.	köklere dönüş
171	Genel	back to basics i.	özüne dönme
172	Genel	back translation i.	tercüme edilmiş bir belgeyi tekrardan orijinal dile tercüme etme
173	Genel	back number i.	eski sayı
174	Genel	back number i.	eski nüsha
175	Genel	front and back page i.	ön ve arka sayfa
176	Genel	returning back to school i.	okula dönme
177	Genel	the back of the building i.	binanın arka tarafı
178	Genel	back slang i.	sözcüklerin tersine söylendiği argo
179	Genel	back slang i.	ters argo
180	Genel	back manipulation i.	sırt masajı
181	Genel	back story i.	art öykü
182	Genel	back-of-the-house i.	restoranlarda müşterilerin girmesine izin verilmeyen mutfak gibi kısımlar
183	Genel	back aisle i.	arka koridor
184	Genel	come-back plan i.	geri dönüş planı
185	Genel	back up plan i.	b planı
186	Genel	back dimples i.	bel gamzesi
187	Genel	relaxation back to the ground state i.	elektronun temel enerji düzeyine geri dönmesi
188	Genel	back chat i.	karşılık verme
189	Genel	back-burner i.	sobada arka yakıcı
190	Genel	back seat i.	önemsiz konum
191	Genel	back seat i.	ikincil önemde
192	Genel	back-chaining i.	geri zincirleme
193	Genel	answering back i.	karşılık verme
194	Genel	back chat i.	küstahça karşılık
195	Genel	back country i.	geri kalmış yöreler
196	Genel	back chat i.	küstahlık
197	Genel	back alley i.	arka sokak
198	Genel	bad back i.	sırt ağrısı
199	Genel	bad back i.	bel sorunu
200	Genel	back-story i.	özgeçmiş
201	Genel	call-back i.	ikinci tur seçmeler
202	Genel	back vent skirt i.	arkadan yırtmaçlı etek
203	Genel	back scrubber i.	sırt kaşıyıcısı
204	Genel	scratch-back i.	sırt kaşıyıcısı
205	Genel	hair slicked back i.	arkaya taranmış saç
206	Genel	upper back i.	sırtın üst kısmı
207	Genel	upper back i.	üst sırt
208	Genel	back face i.	arka yüz
209	Genel	back-seat driver i.	sürücüye ne yapması gerektiğini söyleyip duran kişi
210	Genel	back parking i.	geri geri park etme
211	Genel	smile back through gritted teeth i.	zorla/istemeden gülümsemek
212	Genel	low-cut back dress i.	sırt dekolteli elbise
213	Genel	low-cut back dress i.	sırt dekoltesi olan elbise
214	Genel	back vocal i.	geri vokalist
215	Genel	back vocal i.	geri vokal
216	Genel	back vocal i.	arka vokal
217	Genel	talking back i.	küstah ve terbiyesizce cevap verme
218	Genel	call-back i.	geri alma
219	Genel	call-back i.	bir kusurun düzeltilmesi için bir ürünün geri çağrılması
220	Genel	back matter i.	arka bölüm
221	Genel	back matter i.	arka kısım
222	Genel	back matter i.	kitabın ana bölümünden sonra gelen kısım
223	Genel	back catalogue i.	bir müzisyenin mevcut kayıtlarından farklı olan eski kayıtları
224	Genel	back charges i.	hesap yapıldıktan sonra ortaya çıkan masraflar
225	Genel	back green [scotland] i.	bir evin arkasında bulunan yeşillik veya bahçe
226	Genel	back street i.	ara sokak
227	Genel	back-to-back i.	terasları ve bahçeleri birbirine bitişik olan evler
228	Genel	back road i.	arka yol
229	Genel	back row i.	arka sıra
230	Genel	back-kitchen i.	mutfak yanındaki bulaşık yıkanan ve kap kacak konulan oda
231	Genel	back road i.	az kullanılan, genelde kaldırımı olmayan yol
232	Genel	back row i.	rugby'de iki takımın sekiz oyuncusunun birbirine kenetlenmesi sırasında arka bölümdeki uç oyuncuları
233	Genel	ceding back i.	geri verme
234	Genel	back-checking i.	gözden geçirme
235	Genel	back-stabbing i.	arkadan vurma
236	Genel	back stool i.	arkalı tabure
237	Genel	back-stabbing i.	kalleşlik etme
238	Genel	back-checking i.	kontrol etme
239	Genel	back-stabbing i.	iftirayla küçük düşürme
240	Genel	back-stabbing i.	hainlik etme
241	Genel	back comb i.	başın arkasına süs amaçlı takılan uzun dişli geniş tarak
242	Genel	turtle-back shooting i.	uzun mesafeli ok atışı
243	Genel	window back i.	pencere pervazı ile zemin arasındaki alçak ve ince duvarın içe bakan yüzü
244	Genel	bob (back of the book) i.	(pul) kitap arkası
245	Genel	bob (back of the book) i.	posta ücretinin ödenmesi için kullanılmayan pul
246	Genel	hark back i.	geçmişe dönme
247	Genel	hark back i.	eskiyi yad etme
248	Genel	bounce back i.	yankı
249	Genel	bounce back i.	yansıma
250	Genel	hog's-back i.	kamburu andıran kemerli sırt
251	Genel	roll back i.	topuz milinde kilidin cıvatasını hareket ettiren kam
252	Genel	roll back i.	bir önceki seviyeye veya konuma geri dönme
253	Genel	back step i.	geriye, arkaya adım
254	Genel	fight back i.	direnme
255	Genel	fight back i.	karşı koyma
256	Genel	fight back i.	karşı saldırı
257	Genel	set-back i.	engel
258	Genel	set-back i.	köstek
259	Genel	set-back i.	mani
260	Genel	sling-back i.	arkası bantlı ayakkabı
261	Genel	set back f.	geri çekilmek
262	Genel	send back f.	çevirmek
263	Genel	set someone back f.	birini (belirli bir zaman için) geciktirmek
264	Genel	hang back f.	geri durmak
265	Genel	back down f.	bir iddiadan vazgeçmek
266	Genel	do something behind one's back f.	birinden gizli yapmak
267	Genel	cut something back f.	kesinti yapmak
268	Genel	take back to f.	geçmişe götürmek
269	Genel	pay back f.	öç almak
270	Genel	knock back f.	şaşırtmak
271	Genel	hark back to f.	geçmişten söz etmek
272	Genel	go back f.	gerisin geriye gitmek
273	Genel	cede back f.	geri vermek
274	Genel	choke back f.	kısmak
275	Genel	go back on someone f.	birine ihanet etmek
276	Genel	fall back upon a thing f.	güvenmek
277	Genel	keep back f.	geciktirmek
278	Genel	put back f.	reddetmek
279	Genel	set back f.	geciktirmek
280	Genel	back up f.	desteklemek (kanıtla)
281	Genel	drop back f.	gerilemek
282	Genel	think back on f.	hatırlamak
283	Genel	throttle back f.	bastırmak
284	Genel	cut something back f.	kısmak
285	Genel	arch the back f.	kamburunu çıkarmak
286	Genel	cut back f.	geri dönmek
287	Genel	kick back f.	geri tepmek
288	Genel	choke back f.	vazgeçirmek
289	Genel	back and fill f.	kararsız olmak
290	Genel	put something back f.	yerine koymak
291	Genel	choke something back f.	zapt etmek
292	Genel	take back f.	eskiyi hatırlatmak
293	Genel	have one's back against the wall f.	kuyruğu kapana kısılmak
294	Genel	pay someone back f.	intikam almak (kötülük yapan birinden)
295	Genel	back bite f.	iftira etmek
296	Genel	hang back f.	çekinmek
297	Genel	get one's own back f.	cezalandırmak
298	Genel	have one's own back f.	intikamını almak
299	Genel	keep back f.	barındırmak
300	Genel	back out of f.	caymak
301	Genel	be back f.	arka olmak
302	Genel	back down f.	dönmek
303	Genel	set back f.	geri almak
304	Genel	whip back f.	çabucak dönmek
305	Genel	look back on f.	geçmişe dönüp bakmak
306	Genel	stab in the back f.	kalleşlik etmek
307	Genel	knock back f.	devirmek
308	Genel	knock back f.	patlamak
309	Genel	choke back f.	durdurmak
310	Genel	send back f.	geri çevirmek
311	Genel	call someone back f.	birini geri çağırmak
312	Genel	straggle back f.	ayrı ayrı dönmek
313	Genel	keep back f.	alıkoymak
314	Genel	go back on one's promise f.	sözünden dönmek
315	Genel	put something back f.	bir şeyi geciktirmek
316	Genel	call back f.	yalanlamak
317	Genel	check back f.	yeniden soruşturmak
318	Genel	put something back to f.	tarihini öne almak (toplantı/randevu vb)
319	Genel	go back on f.	inkar etmek
320	Genel	back down f.	savunulan iddadan vazgeçmek
321	Genel	think back f.	tekrar düşünmek
322	Genel	get one's own back f.	hıncını almak
323	Genel	fall back on f.	son çare olarak başvurmak
324	Genel	put back f.	eski yerine koymak
325	Genel	pay back in one's own coin f.	misilleme yapmak
326	Genel	turn one's back on f.	dirsek çevirmek
327	Genel	call back f.	caymak
328	Genel	take back to f.	götürmek (geçmişte bir zamana)
329	Genel	call back to mind f.	aklına getirmek
330	Genel	answer back f.	çemkirmek
331	Genel	cause to go back f.	geriletmek
332	Genel	back down from f.	caymak
333	Genel	hang back f.	geri kalmak
334	Genel	answer back f.	küstahça cevap vermek
335	Genel	stand back f.	gerilemek
336	Genel	pace back and forth f.	volta atmak
337	Genel	turn back f.	kovmak
338	Genel	walk back and forth f.	dönüp dolaşmak
339	Genel	die back f.	tepeden köke doğru kurumak
340	Genel	get back on the rails f.	yoluna koymak
341	Genel	back out f.	sözünü tutmamak
342	Genel	stand back to back f.	sırt sırta vermek
343	Genel	cut something back f.	budamak
344	Genel	set somebody back something f.	mal olmak
345	Genel	do something behind someone's back f.	arkasından iş çevirmek
346	Genel	have one's own back on somebody f.	intikamını almak
347	Genel	start back f.	dönmek
348	Genel	look back f.	arkaya bakmak
349	Genel	hold something back f.	zapt etmek
350	Genel	answer back f.	cevabı yapıştırmak
351	Genel	ring back f.	geri aramak
352	Genel	drive back f.	arabayla geri dönmek
353	Genel	hunch one's back f.	kambur durmak
354	Genel	hang back f.	duraksamak
355	Genel	start back f.	ürküp gayriihtiyari bir hareket yapmak
356	Genel	stand back f.	kenara çekilmek
357	Genel	keep back f.	önlemek
358	Genel	bounce back f.	kendini toplamak
359	Genel	turn back f.	geri çevirmek
360	Genel	hold a crowd back f.	kalabalığı zaptetmek
361	Genel	put back f.	geri koymak
362	Genel	drive back f.	geri dönmek zorunda bırakmak
363	Genel	back from death's door f.	ölümden dönmek
364	Genel	come back f.	aklına gelmek
365	Genel	draw back f.	çekilmek
366	Genel	pay someone back f.	birine olan borcu ödemek
367	Genel	lie back f.	sırtüstü yatmak
368	Genel	turn back f.	arkaya dönmek
369	Genel	hark back to f.	önceki konuya dönmek
370	Genel	set something back f.	bir işi (bir süre için) geciktirmek
371	Genel	be thrown back on one's own resources f.	yalnızca kendi yetenekleriyle idare etmek zorunda kalmak
372	Genel	come back to somebody f.	aklına gelmek
373	Genel	look back f.	geçmişi düşünmek
374	Genel	call someone back f.	birine tekrar telefon etmek
375	Genel	sit back f.	boş oturmak
376	Genel	rein back f.	gem vurmak
377	Genel	lie on one's back f.	arka üstü yatmak
378	Genel	go back f.	gerilemek
379	Genel	choke back f.	kontrol etmek
380	Genel	ring back f.	gelen çağrıyı görüp aramak
381	Genel	pay back f.	geri vermek
382	Genel	put back f.	ilerlemesine engel olmak
383	Genel	shoot back at someone f.	birinin ateşine karşılık vermek
384	Genel	keep something on the back burner f.	daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak
385	Genel	kick back f.	çalınmış eşya veya parayı sahibine geri vermek
386	Genel	give back f.	iade etmek
387	Genel	pay someone back f.	birine karşılıkta bulunmak (güzel bir şeye karşı)
388	Genel	hold back f.	durdurmak
389	Genel	cut back f.	kesip kısaltmak
390	Genel	think back on f.	aklına getirmek
391	Genel	step back f.	azaltmak
392	Genel	lie back f.	dinlenmek
393	Genel	put something back f.	bir şeyi eski yerine koymak
394	Genel	turn one's back f.	arkasını dönmek
395	Genel	get back at somebody f.	öç almak
396	Genel	get back f.	geri gelmek
397	Genel	come back f.	karşılık vermek
398	Genel	set back f.	patlamak
399	Genel	put back f.	geciktirmek
400	Genel	get one's own back f.	öcünü almak
401	Genel	draw back f.	geri almak
402	Genel	lie on one's back f.	sırt üstü yatmak
403	Genel	back track f.	vazgeçmek
404	Genel	sit back f.	dinlenmek
405	Genel	pay someone back f.	hakkından gelmek (kötülük yapan birinin)
406	Genel	cut back on something f.	kesinti yapmak
407	Genel	go back on f.	dönmek
408	Genel	buy back f.	geri satın almak
409	Genel	flash back f.	canlandırmak
410	Genel	go back on f.	caymak
411	Genel	get back f.	geri almak
412	Genel	call back to mind f.	hatırına getirmek
413	Genel	be back on amicable terms f.	yeniden dostane ilişkiler kurmak
414	Genel	fall back upon f.	başvurmak
415	Genel	come back to his memory f.	aklına gelmek
416	Genel	draw back f.	gerilemek
417	Genel	hold oneself back f.	kendini tutmak
418	Genel	pat on the back f.	tebrik etmek
419	Genel	shuttle back and forth between two countries   f.	iki ülke arasında mekik dokumak
420	Genel	back on one's word f.	su koyvermek
421	Genel	keep back f.	biriktirmek
422	Genel	rein back f.	frenlemek
423	Genel	pay somebody back f.	ödetmek
424	Genel	hold back f.	zaptetmek
425	Genel	put back f.	yerine koymak
426	Genel	turn one's back on f.	sırt çevirmek
427	Genel	lie back f.	sırt üstü yatmak
428	Genel	draw back f.	geri kalmak
429	Genel	know something like the back of one's hand f.	adı gibi bilmek
430	Genel	claw back f.	geri almak
431	Genel	come back f.	akla gelmek
432	Genel	set back f.	geri bırakmak
433	Genel	back up f.	bilgisayar yedeklemek
434	Genel	talk behind one's back f.	birinin arkasından konuşmak
435	Genel	do something behind someone's back f.	arkadan iş çevirmek
436	Genel	be at one's back f.	bir kimseye arka çıkmak
437	Genel	fall back upon a thing f.	sığınmak
438	Genel	go back to square one f.	sıfırdan başlamak
439	Genel	get one's own back on somebody f.	intikamını almak
440	Genel	send back f.	iade etmek
441	Genel	back down from f.	vazgeçmek
442	Genel	slip back f.	geriye doğru kaymak
443	Genel	set a clock back f.	saati geriye almak
444	Genel	strike back f.	geri vurmak
445	Genel	force back f.	kanırtmak
446	Genel	knock back f.	mal olmak
447	Genel	fallen back on f.	başvurmak
448	Genel	back fire f.	ters gitmek
449	Genel	give someone the shirt off one's back f.	çok cömert olmak
450	Genel	knock back a drink f.	tek atmak
451	Genel	lean back f.	kaykılmak
452	Genel	look back on f.	yeniden gözden geçirmek
453	Genel	shrink back f.	geri çekilmek
454	Genel	back up f.	arka çıkmak
455	Genel	hand back f.	geri vermek
456	Genel	back fire f.	geri tepmek
457	Genel	go back and forth f.	ileri geri gitmek
458	Genel	put something back to f.	saatini öne almak (toplantı/randevu vb)
459	Genel	roll back f.	düşürmek
460	Genel	be back breaking f.	yorucu olmak
461	Genel	pay somebody back f.	hesabını sormak
462	Genel	back down f.	caymak
463	Genel	get one's own back f.	intikamını almak
464	Genel	hold a child back a year f.	çocuğa okulda aynı sınıfı tekrarlatmak
465	Genel	put something back f.	geri almak
466	Genel	back off f.	gevşetmek
467	Genel	take on one's back f.	sırtlamak
468	Genel	choke back one's tears f.	gözyaşlarını tutmak
469	Genel	set something back f.	bir şeyi aksatmak
470	Genel	put back f.	geri almak (saati)
471	Genel	bring back to life f.	hayata döndürmek
472	Genel	hit back f.	misilleme yapmak
473	Genel	travel back and forth   f.	mekik dokumak
474	Genel	knock back f.	içmek
475	Genel	fall back on f.	müracaat etmek
476	Genel	call someone back f.	kendisini telefonla arayıp bulamayan birine telefon etmek
477	Genel	give back f.	karşılık vermek
478	Genel	come back to one's memory f.	aklına gelmek
479	Genel	straggle back f.	ayrı ayrı gelmek
480	Genel	hark back f.	sadede dönmek
481	Genel	sit back f.	yan gelip yatmak
482	Genel	not to give back f.	üstüne yatmak
483	Genel	put back f.	engel olmak
484	Genel	back up f.	destek olmak
485	Genel	make a rod for one's own back f.	kaşınmak
486	Genel	hark back to f.	eski olaylardan söz etmek
487	Genel	lie on one's back f.	sırtüstü yatmak
488	Genel	get back on the rails f.	yoluna girmek
489	Genel	come back f.	geri dönmek
490	Genel	set a watch back f.	saati geriye almak
491	Genel	go back on one's word f.	sözünden dönmek
492	Genel	throw back f.	çekmek
493	Genel	force back f.	kanırmak
494	Genel	set someone back f.	bir oyuncuya puan kaybettirmek
495	Genel	kick back f.	geri tepmek (tüfek)
496	Genel	take on one's back f.	arkalamak
497	Genel	keep something on the back burner f.	sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek
498	Genel	set back f.	mal olmak
499	Genel	set something back f.	bir şeyi engellemek
500	Genel	double back f.	aynı yoldan geri dönmek