|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
check i.
|
kontrol |
|
Nine, the number of proposed checks on compliance with the regulation has been doubled.
Dokuz, yönetmeliğe uygunluk konusunda önerilen kontrollerin sayısı iki katına çıkarıldı.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
check f.
|
denetlemek |
|
The European Union and the ILO must check that these working guidelines are consistently adhered to.
Avrupa Birliği ve UÇÖ, bu çalışma kılavuzlarına tutarlı bir şekilde uyulup uyulmadığını denetlemelidir.
More Sentences
|
3 |
Yaygın Kullanım |
check f.
|
kontrol etmek |
|
What national parliaments must improve on doing is to scrutinise and check the executive power of the Council.
Ulusal parlamentoların daha iyi yapmaları gereken şey, Konsey'in yürütme gücünü incelemek ve kontrol etmektir.
More Sentences
|
General |
|
4 |
Genel |
check i.
|
muayene |
|
Customs checks on EU imported foodstuffs, which are still in place, should be urgently removed.
AB'den ithal edilen gıda maddeleri üzerinde hâlâ mevcut olan gümrük muayeneleri acilen kaldırılmalıdır.
More Sentences
|
5 |
Genel |
check i.
|
durdurma |
|
Check the enemy's progress before they reach the town.
Düşman kasabaya ulaşmadan önce, onların ilerlemesini durdurun.
More Sentences
|
6 |
Genel |
check i.
|
hesap (lokanta/bar veya gece kulübünde yenilip içilen şeyler için) |
|
You can check out JR's Instagram account here.
Buradan JR'ın Instagram hesabına göz atabilirsiniz.
More Sentences
|
7 |
Genel |
check i.
|
karşılaştırma |
|
Check your answers with his.
Cevaplarını onunkiyle karşılaştır.
More Sentences
|
8 |
Genel |
check i.
|
çek |
|
You want to pay with a check?
Çekle mi ödemek istiyorsun?
More Sentences
|
9 |
Genel |
check i.
|
araştırma |
|
There's a lighthouse here I wanted to check out for my research.
Araştırmam için bakmak istediğim bir deniz feneri var burda.
More Sentences
|
10 |
Genel |
check i.
|
inceleme |
|
We will carry out the necessary check.
Gerekli incelemeleri yapacağız.
More Sentences
|
11 |
Genel |
check f.
|
kontrolden geçirmek (birini/bir şeyi) |
|
When was the last time you checked?
En son ne zaman kontrolden geçtin?
More Sentences
|
12 |
Genel |
check f.
|
bagaja vermek (bavulu) |
|
How many bags do you want to check?
Kaç tane bagaj vermek istiyorsunuz?
More Sentences
|
13 |
Genel |
check f.
|
engellemek |
|
The rough terrain checked the progress of the hikers.
Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini engelledi.
More Sentences
|
14 |
Genel |
check f.
|
muayene etmek |
|
You should have a doctor check you out.
Kendini bir doktora muayene ettirmelisin.
More Sentences
|
15 |
Genel |
check f.
|
frenlemek |
|
The rough terrain checked the progress of the hikers.
Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
More Sentences
|
16 |
Genel |
check f.
|
kontrol altına almak |
|
Our progress was put in check.
Bizim ilerleme kontrol altına alındı.
More Sentences
|
17 |
Genel |
check f.
|
kontrol etmek |
|
What national parliaments must improve on doing is to scrutinise and check the executive power of the Council.
Ulusal parlamentoların daha iyi yapmaları gereken şey, Konsey'in yürütme gücünü incelemek ve kontrol etmektir.
More Sentences
|
18 |
Genel |
check f.
|
engellemek |
|
The rough terrain checked the progress of the hikers.
Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini engelledi.
More Sentences
|
19 |
Genel |
check f.
|
kontrol altında tutmak |
|
Exercise can help keep a nation's major economic problems in check.
Egzersiz, bir ülkenin önemli ekonomik sorunlarının kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
20 |
Ticaret/Ekonomi |
check i.
|
çek |
|
You want to pay with a check?
Çekle mi ödemek istiyorsun?
More Sentences
|
|
21 |
Ticaret/Ekonomi |
check i.
|
çek |
|
You want to pay with a check?
Çekle mi ödemek istiyorsun?
More Sentences
|
Technical |
|
22 |
Teknik |
check i.
|
kontrol |
|
Nine, the number of proposed checks on compliance with the regulation has been doubled.
Dokuz, yönetmeliğe uygunluk konusunda önerilen kontrollerin sayısı iki katına çıkarıldı.
More Sentences
|
23 |
Teknik |
check f.
|
kontrol etmek |
|
What national parliaments must improve on doing is to scrutinise and check the executive power of the Council.
Ulusal parlamentoların daha iyi yapmaları gereken şey, Konsey'in yürütme gücünü incelemek ve kontrol etmektir.
More Sentences
|
Computer |
|
24 |
Bilgisayar |
check i.
|
denetim |
|
We would like to see the European Court of Auditors conducting more checks.
Avrupa Sayıştayı'nın daha fazla denetim yaptığını görmek isteriz.
More Sentences
|
25 |
Bilgisayar |
check f.
|
denetlemek |
|
The European Union and the ILO must check that these working guidelines are consistently adhered to.
Avrupa Birliği ve UÇÖ, bu çalışma kılavuzlarına tutarlı bir şekilde uyulup uyulmadığını denetlemelidir.
More Sentences
|
Automotive |
|
26 |
Otomotiv |
check f.
|
kontrol etmek |
|
What national parliaments must improve on doing is to scrutinise and check the executive power of the Council.
Ulusal parlamentoların daha iyi yapmaları gereken şey, Konsey'in yürütme gücünü incelemek ve kontrol etmektir.
More Sentences
|
Chess |
|
27 |
Satranç |
check f.
|
şah çekmek |
|
Tom checked the king with his bishop.
Tom filiyle şah çekti.
More Sentences
|
General |
|
28 |
Genel |
check i.
|
denetleme |
|
29 |
Genel |
check i.
|
fiş |
|
30 |
Genel |
check i.
|
engel |
|
31 |
Genel |
check i.
|
teftiş |
|
32 |
Genel |
check i.
|
numara |
|
33 |
Genel |
check i.
|
yavaşlatma |
|
34 |
Genel |
check i.
|
gem vurma |
|
35 |
Genel |
check i.
|
ket |
|
36 |
Genel |
check i.
|
fasıla |
|
37 |
Genel |
check i.
|
fren |
|
38 |
Genel |
check i.
|
dama |
|
39 |
Genel |
check i.
|
makbuz |
|
40 |
Genel |
check i.
|
kontrol işareti |
|
|
41 |
Genel |
check i.
|
fren görevi yapan şey |
|
42 |
Genel |
check i.
|
ket vurma |
|
43 |
Genel |
check i.
|
numaralı kağıt |
|
44 |
Genel |
check i.
|
marka |
|
45 |
Genel |
check i.
|
kontrol belgesi |
|
46 |
Genel |
check i.
|
engelleme |
|
47 |
Genel |
check i.
|
işaret (listedeki bir maddenin yanına konulan) |
|
48 |
Genel |
check i.
|
gözden geçirme |
|
49 |
Genel |
check i.
|
ara |
|
50 |
Genel |
check i.
|
geciktirme |
|
51 |
Genel |
check i.
|
adisyon |
|
52 |
Genel |
check i.
|
hesap |
|
53 |
Genel |
check i.
|
yan yüz |
|
54 |
Genel |
check i.
|
kumarda oyun fişi |
|
55 |
Genel |
check i.
|
damanın bir karesi |
|
56 |
Genel |
check i.
|
reddetme |
|
57 |
Genel |
check i.
|
geri çevirme |
|
58 |
Genel |
check i.
|
emanet bürosu |
|
59 |
Genel |
check i.
|
sahtekarlığı/hatayı önleme standardı |
|
60 |
Genel |
check i.
|
engel |
|
61 |
Genel |
check i.
|
mani |
|
62 |
Genel |
check i.
|
ani duruş |
|
63 |
Genel |
check i.
|
aniden durma |
|
64 |
Genel |
check i.
|
gecikme |
|
65 |
Genel |
check i.
|
(hokeyde) rakibi durdurma/tutma |
|
66 |
Genel |
check i.
|
kumarhane fişi |
|
67 |
Genel |
check i.
|
(ahşap/boyalı yüzeyde) küçük çatlak |
|
68 |
Genel |
check i.
|
av köpeğinin kokuyu yitirmesi |
|
69 |
Genel |
check i.
|
çentik |
|
70 |
Genel |
check i.
|
oyuk |
|
71 |
Genel |
check i.
|
fay kırığı |
|
72 |
Genel |
check i.
|
dizgin |
|
73 |
Genel |
check f.
|
emanete vermek (bavulu) |
|
74 |
Genel |
check f.
|
gemlemek |
|
75 |
Genel |
check f.
|
alıkoymak |
|
76 |
Genel |
check f.
|
tutmak |
|
77 |
Genel |
check f.
|
emanete bırakmak |
|
78 |
Genel |
check f.
|
gününü göstermek |
|
79 |
Genel |
check f.
|
karşılaştırmak |
|
80 |
Genel |
check f.
|
çanına ot tıkamak |
|
|
81 |
Genel |
check f.
|
soruşturmak |
|
82 |
Genel |
check f.
|
hakkından gelmek |
|
83 |
Genel |
check f.
|
yavaşlatmak |
|
84 |
Genel |
check f.
|
kısmak |
|
85 |
Genel |
check f.
|
ket vurmak |
|
86 |
Genel |
check f.
|
gem vurmak |
|
87 |
Genel |
check f.
|
kontrol işareti koymak |
|
88 |
Genel |
check f.
|
çek keşide etmek |
|
89 |
Genel |
check f.
|
gözden geçirmek |
|
90 |
Genel |
check f.
|
vestiyere vermek (paltoyu/şapkayı) |
|
91 |
Genel |
check f.
|
emanete vermek |
|
92 |
Genel |
check f.
|
çek yazmak |
|
93 |
Genel |
check f.
|
durdurmak |
|
94 |
Genel |
check f.
|
sağlama yapmak |
|
95 |
Genel |
check f.
|
yoklamak |
|
96 |
Genel |
check f.
|
çek etmek |
|
97 |
Genel |
check f.
|
kontrolünü yapmak |
|
98 |
Genel |
check f.
|
doğru olup olmadığını kontrol etmek |
|
99 |
Genel |
check f.
|
karelerle kaplamak |
|
100 |
Genel |
check f.
|
denetleme yapmak |
|
101 |
Genel |
check f.
|
haczetmek |
|
102 |
Genel |
check f.
|
para cezası vermek |
|
103 |
Genel |
check f.
|
aniden durmak |
|
104 |
Genel |
check f.
|
(maddeler) birbirini tutmak |
|
105 |
Genel |
check f.
|
fiyata göre vb. çetele tutmak |
|
106 |
Genel |
check f.
|
önlemek |
|
107 |
Genel |
check f.
|
ayarlamak |
|
108 |
Genel |
check f.
|
azaltmak |
|
109 |
Genel |
check f.
|
hakim olmak |
|
110 |
Genel |
check f.
|
teftiş etmek |
|
111 |
Genel |
check f.
|
emanete vermek/bırakmak |
|
112 |
Genel |
check f.
|
emaneten almak |
|
113 |
Genel |
check f.
|
emanet olarak almak |
|
114 |
Genel |
check f.
|
kara deseni ile bezemek |
|
115 |
Genel |
check f.
|
tarlayı karelere bölerek ekim yapmak |
|
116 |
Genel |
check f.
|
(hokeyde) rakibin hamlesini engellemek |
|
117 |
Genel |
check f.
|
birbirini tutmak |
|
118 |
Genel |
check f.
|
birbirine uymak |
|
119 |
Genel |
check f.
|
uyumlu olmak |
|
120 |
Genel |
check f.
|
uygun düşmek/olmak |
|
121 |
Genel |
check f.
|
ara vermek |
|
122 |
Genel |
check f.
|
durmak |
|
123 |
Genel |
check f.
|
duraklamak |
|
124 |
Genel |
check f.
|
kesintiye uğramak |
|
125 |
Genel |
check f.
|
kesintiye uğratmak |
|
126 |
Genel |
check f.
|
çek yazmak |
|
127 |
Genel |
check f.
|
(ahşap/boyalı yüzey) çatlamak |
|
128 |
Genel |
check f.
|
(boyalı yüzeyi) çatlatmak |
|
129 |
Genel |
check f.
|
pokerde pas demek |
|
130 |
Genel |
check f.
|
pas geçmek |
|
131 |
Genel |
check s.
|
kareli |
|
132 |
Genel |
check s.
|
ekose |
|
Colloquial |
|
133 |
Konuşma Dili |
check i.
|
anlaşıldı/anlaştık |
|
134 |
Konuşma Dili |
check ünl.
|
karşılıklı anlaşma bildiren ünlem |
|
135 |
Konuşma Dili |
check ünl.
|
var |
|
136 |
Konuşma Dili |
check ünl.
|
mevcut |
|
137 |
Konuşma Dili |
check ünl.
|
listede var |
|
138 |
Konuşma Dili |
check ünl.
|
tamam |
|
139 |
Konuşma Dili |
check ünl.
|
tamamdır |
|
Trade/Economic |
|
140 |
Ticaret/Ekonomi |
check i.
|
belli bir kişi ya da kuruma belli bir miktarı ödemesi için bankaya yazılı olarak verilen ödeme emri |
|
141 |
Ticaret/Ekonomi |
check i.
|
fatura |
|
142 |
Ticaret/Ekonomi |
check i.
|
ödeme emri |
|
143 |
Ticaret/Ekonomi |
check i.
|
teftiş |
|
Technical |
|
144 |
Teknik |
check i.
|
oluk |
|
145 |
Teknik |
check i.
|
yiv |
|
146 |
Teknik |
check i.
|
ekose |
|
147 |
Teknik |
check f.
|
çatlak açmak |
|
148 |
Teknik |
check s.
|
kontrol eden |
|
149 |
Teknik |
check s.
|
durduran |
|
150 |
Teknik |
check s.
|
saptıran |
|
151 |
Teknik |
check s.
|
düzenleyen |
|
152 |
Teknik |
check s.
|
şifreleyen |
|
153 |
Teknik |
check s.
|
kodlayan |
|
154 |
Teknik |
check s.
|
belirtimli |
|
Computer |
|
155 |
Bilgisayar |
check i.
|
denetim onay |
|
156 |
Bilgisayar |
check i.
|
onay |
|
157 |
Bilgisayar |
check i.
|
onaykutusu |
|
158 |
Bilgisayar |
check i.
|
onay işareti |
|
159 |
Bilgisayar |
check i.
|
sağlama |
|
160 |
Bilgisayar |
check expr.
|
denetle |
|
161 |
Bilgisayar |
check expr.
|
işaretle |
|
162 |
Bilgisayar |
check expr.
|
onay işareti koy |
|
163 |
Bilgisayar |
check expr.
|
onayla |
|
Textile |
|
164 |
Tekstil |
check i.
|
(damalı kumaşta) kare |
|
Transportation |
|
165 |
Ulaştırma |
check f.
|
yolcu biletinin sahibine sevkiyat hizmeti vermek |
|
166 |
Ulaştırma |
check f.
|
sevkiyat düzenlemesi kapsamında sevkiyatı kabul etmek |
|
Medical |
|
167 |
Medikal |
check i.
|
takip |
|
Gastronomy |
|
168 |
Mutfak |
check i.
|
adisyon |
|
Agriculture |
|
169 |
Tarım |
check i.
|
büyümelerini kolaylaştırmak için eşit uzaklıkta dikilmiş bitki sırası |
|
Hunting |
|
170 |
Silah/Atıcılık |
check f.
|
(köpek) koku kaybolduğunda av kovalamayı bırakmak |
|
171 |
Silah/Atıcılık |
check f.
|
(şahin) asıl avı bırakıp değersiz avın peşine düşmek |
|
Sport |
|
172 |
Spor |
check i.
|
vücut ya da sopayla rakibi engelleme |
|
Chess |
|
173 |
Satranç |
check i.
|
şah |
|
174 |
Satranç |
check f.
|
şah demek |
|
175 |
Satranç |
check ünl.
|
şah |
|
Card |
|
176 |
İskambil |
check i.
|
iskambil vb. oyunlarda para yerine geçen fiş |
|
177 |
İskambil |
check f.
|
(pokerde) bahis turunda en düşük değerdeki fişe oynamak |
|
178 |
İskambil |
check f.
|
(pokerde) turda bahis oynama hakkından feragat etmek |
|
Music |
|
179 |
Müzik |
check i.
|
bir telin vurulduktan sonra çekiçle geriye doğru hareketini durduran ve anahtar serbest bırakılıncaya kadar tutan piyano hareketi |
|
Archaic |
|
180 |
Eski Kullanım |
check i.
|
kınama |
|
181 |
Eski Kullanım |
check i.
|
paylama |
|
182 |
Eski Kullanım |
check i.
|
fırça atma |
|
183 |
Eski Kullanım |
check f.
|
ücretini keserek cezalandırmak |
|
Slang |
|
184 |
Argo |
check i.
|
ilaç dozu |
|
|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
health check i.
|
sağlık kontrolü |
|
This will obviously incur a cost, which should not, however, be dependent on gender or an individual health check.
Bunun bir maliyeti olacağı açıktır ancak bu maliyet cinsiyete veya bireysel sağlık kontrolüne bağlı olmamalıdır.
More Sentences
|
2 |
Genel |
traveler's check i.
|
seyahat çeki |
|
Do you accept traveler's checks?
Seyahat çeki kabul ediyor musunuz?
More Sentences
|
3 |
Genel |
travelers check i.
|
seyahat çeki |
|
Someone stole my travelers checks.
Birisi seyahat çeklerimi çaldı.
More Sentences
|
4 |
Genel |
personal check i.
|
şahsi çek |
|
Where can I cash this personal check?
Bu şahsi çeki nerede bozdurabilirim?
More Sentences
|
5 |
Genel |
check-out i.
|
çıkış |
|
Safe social distancing rules are in place throughout the check-in and check-out procedures.
Giriş ve çıkış işlemleri boyunca güvenli sosyal mesafe kuralları geçerlidir.
More Sentences
|
6 |
Genel |
final check i.
|
son kontrol |
|
Regarding the previous period, the Commission will conclude its final check on additionality at the end of 2002.
Geçmiş dönemle ilgili olarak Komisyon 2002 yılı sonunda eklenebilirlik konusundaki son kontrolünü tamamlayacaktır.
More Sentences
|
7 |
Genel |
sound check i.
|
ses kontrol |
|
The band is now doing a sound check.
Grup şu anda ses kontrolü yapıyor.
More Sentences
|
8 |
Genel |
background check i.
|
geçmiş araştırması |
|
The background check on Tom turned up suspiciously little.
Tom'un geçmişini araştırdığımda çok az şüpheli şey buldum.
More Sentences
|
9 |
Genel |
check-in i.
|
kayıt |
|
She proceeded to the check-in desk to get her boarding pass.
Yolcu biniş kartını almak için kayıt masasına doğru ilerledi.
More Sentences
|
10 |
Genel |
check-in i.
|
(otel, havaalanı vb.) varışta yapılan kayıt |
|
The check-in at the hotel was quick and efficient.
Oteldeki kayıt işlemi hızlı ve etkindi.
More Sentences
|
11 |
Genel |
check-in i.
|
bulunulan yer |
|
She posted a check-in on social media.
Sosyal medyada bulunduğu yeri paylaştı.
More Sentences
|
12 |
Genel |
check in f.
|
giriş yapmak |
|
How late can I check in?
Ne kadar geç giriş yapabilirim?
More Sentences
|
13 |
Genel |
check with f.
|
danışmak (birine) |
|
One hardly dares launch an advertisement nowadays without checking with a lawyer first.
Bugünlerde kimse önce bir avukata danışmadan reklam yapmaya cesaret edemiyor.
More Sentences
|
14 |
Genel |
check out f.
|
ayrılmak |
|
Check out the beautiful Gothic architecture of Parliament Hill before you leave.
Ayrılmadan önce Parlamento Tepesi'nin güzel Gotik mimarisine göz atın.
More Sentences
|
15 |
Genel |
check in at f.
|
kayıt yaptırmak |
|
The man is checking in at a hotel.
Adam bir otele kayıt yaptırıyor.
More Sentences
|
16 |
Genel |
check into f.
|
araştırmak |
|
We're checking into that.
Onu araştırıyoruz.
More Sentences
|
17 |
Genel |
check with f.
|
izin almak (birinden) |
|
Who's going to check with Tom?
Kim Tom'dan izin alacak?
More Sentences
|
18 |
Genel |
check out f.
|
otelden ayrılmak |
|
I will check out of the hotel at about noon.
Öğlen saatlerinde otelden ayrılacağım.
More Sentences
|
19 |
Genel |
check on f.
|
bakmak (kontrol etmek amacıyla) |
|
I heard Mary crying in her room, so I went to check on her to see if she was OK.
Mary'nin odasında ağladığını duydum ve iyi olup olmadığını görmek için ona bakmaya gittim.
More Sentences
|
20 |
Genel |
check in f.
|
kayıt yaptırmak |
|
I've already checked in.
Ben zaten kayıt yaptırdım.
More Sentences
|
21 |
Genel |
check in f.
|
otele giriş yapmak |
|
We checked in at the hotel at 5 p.m.
Akşam beşte otele giriş yaptık.
More Sentences
|
22 |
Genel |
write a check f.
|
çek yazmak |
|
In the U.S., it is common for people to write a check instead of paying cash.
ABD'de insanların nakit ödeme yapmak yerine çek yazmaları yaygındır.
More Sentences
|
23 |
Genel |
check again f.
|
tekrar kontrol etmek |
|
Do you want me to check again?
Tekrar kontrol etmemi ister misin?
More Sentences
|
24 |
Genel |
check the number f.
|
numarayı kontrol etmek |
|
Check the number in the phone book.
Telefon rehberindeki numarayı kontrol edin.
More Sentences
|
25 |
Genel |
check out f.
|
çıkış yapmak |
|
If you wish to check out from different delivery areas, please inform him at the first delivery.
Farklı teslimat bölgelerinden çıkış yapmak istiyorsanız, lütfen ilk teslimatta kendisine bilgi verin.
More Sentences
|
26 |
Genel |
check out f.
|
kasada ödeme yapmak |
|
I'm checking out right now, so I'll be out to the car in a minute.
Şu anda kasada ödeme yapıp çıkıyorum - mağazadan istediğiniz başka bir şey var mı?
More Sentences
|
27 |
Genel |
by check zf.
|
çek ile |
|
Can I pay for the book by check?
Kitabı çek ile ödeyebilir miyim?
More Sentences
|
Phrasals |
|
28 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
hesabı ödemek |
|
He checked out of the hotel.
O, hesabı ödeyerek otelden ayrıldı.
More Sentences
|
29 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
ödünç almak |
|
What books did you check out from the library this week?
Bu hafta kütüphaneden hangi kitapları ödünç aldınız?
More Sentences
|
30 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
ölmek |
|
When I check out, I want to be buried in a fancy coffin.
Öldüğümde süslü bir tabutla gömülmek istiyorum.
More Sentences
|
31 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
nalları dikmek |
|
When he got cholera, he was sure he'd check out.
Koleraya yakalandığında, nalları dikeceğinden emindi.
More Sentences
|
32 |
Öbek Fiiller |
check with (someone) f.
|
(birine) sormak |
|
I have to check with her first.
Önce ona sormalıyım.
More Sentences
|
Colloquial |
|
33 |
Konuşma Dili |
check please expr.
|
hesap lütfen? |
|
Check, please.
Hesap lütfen.
More Sentences
|
34 |
Konuşma Dili |
check this out expr.
|
şuna bak |
|
Wow, check this out - someone in the next town over won the lottery last week!
Vay canına, şuna bakın; yan kasabadan biri geçen hafta piyango kazanmış!
More Sentences
|
35 |
Konuşma Dili |
check this out expr.
|
şuna bir bak |
|
Hey, check this out.
Hey, şuna bir bak.
More Sentences
|
36 |
Konuşma Dili |
check these out expr.
|
şunlara bak |
|
Check these out.
Şunlara bak.
More Sentences
|
General |
|
37 |
Genel |
diagnostic check i.
|
tanılayıcı deney |
|
38 |
Genel |
machine check interruption i.
|
makine denetim kesmesi |
|
39 |
Genel |
parity check i.
|
benzerlik kontrolu |
|
40 |
Genel |
limit check i.
|
limit denetimi |
|
41 |
Genel |
baggage check i.
|
emanetçinin verdiği fiş |
|
42 |
Genel |
traveller's check i.
|
seyahat çeki |
|
43 |
Genel |
rain check i.
|
yağmur yüzünden iptal edilen maç |
|
44 |
Genel |
eligibility check i.
|
uygunluk kontrolü |
|
45 |
Genel |
check account i.
|
çek hesabı |
|
46 |
Genel |
desk check i.
|
masabaşı denetimi |
|
47 |
Genel |
check fraud i.
|
çek dolandırıcılığı |
|
48 |
Genel |
coat check i.
|
vestiyer |
|
49 |
Genel |
check to bearer i.
|
hamiline çek |
|
50 |
Genel |
check digit i.
|
kontrol hanesi |
|
51 |
Genel |
rain check i.
|
gösteri veya konser vb yerine ilerisi için verilen bilet |
|
52 |
Genel |
crossed check i.
|
çizgili çek |
|
53 |
Genel |
attendance check i.
|
devam kontrolü |
|
54 |
Genel |
check weighman i.
|
tartı kontrol memuru |
|
55 |
Genel |
rain check i.
|
çekici bulunan bir davetin reddedilmesi |
|
56 |
Genel |
travellers check i.
|
seyahat çeki |
|
57 |
Genel |
check weighman i.
|
baskülcü |
|
58 |
Genel |
baggage check i.
|
bagaj fişi |
|
59 |
Genel |
loop check i.
|
döngü denetimi |
|
60 |
Genel |
ordinary check i.
|
adi çek |
|
61 |
Genel |
spell check i.
|
sözcük kontrolü |
|
62 |
Genel |
maintenance check i.
|
bakım kontrolu |
|
63 |
Genel |
check flight i.
|
kontrol uçuşu |
|
64 |
Genel |
check digit i.
|
doküman numarasını takip eden ve o numarayla matematiksel ilişkisi olan rakam |
|
65 |
Genel |
traveler´s check i.
|
seyahat çeki |
|
66 |
Genel |
check stub i.
|
çek koçanı |
|
67 |
Genel |
check room i.
|
emanet eşya bürosu |
|
68 |
Genel |
test check i.
|
test kontrolü |
|
69 |
Genel |
check room i.
|
vestiyer |
|
70 |
Genel |
check mark i.
|
puantaj |
|
71 |
Genel |
check valve i.
|
çek valfi |
|
72 |
Genel |
self check i.
|
öz sağlama |
|
73 |
Genel |
adjective check list i.
|
sıfat tarama testi |
|
74 |
Genel |
cashed check i.
|
paraya çevrilmiş çek |
|
75 |
Genel |
id check i.
|
kimlik kontrolü |
|
76 |
Genel |
check in i.
|
bagaj kontrolü |
|
77 |
Genel |
character check i.
|
karakter denetimi |
|
78 |
Genel |
check point i.
|
güvenlik noktası |
|
79 |
Genel |
counter check i.
|
tekrar kontrol |
|
80 |
Genel |
retirement check i.
|
emekli aylığı |
|
81 |
Genel |
expiration check i.
|
son kullanım tarihini denetleme |
|
82 |
Genel |
check-in desk i.
|
hava terminalinde bilet ve bagajın kontrol edildiği tezgah |
|
83 |
Genel |
check-out counter i.
|
çıkış tezgahı |
|
84 |
Genel |
check-off i.
|
kesinti |
|
85 |
Genel |
jobless check-help-benefit i.
|
işsizlik yardımı |
|
86 |
Genel |
check-out counter i.
|
süpermarketteki gibi alınan malların hesabının yapılıp ödendiği tezgah |
|
87 |
Genel |
check-in islands i.
|
check-in adaları |
|
88 |
Genel |
check-out i.
|
ayrılma |
|
89 |
Genel |
blank check i.
|
tam yetki |
|
90 |
Genel |
parity check i.
|
eşitlik denetimi |
|
91 |
Genel |
parity check i.
|
eşlik denetimi |
|
92 |
Genel |
check-up i.
|
check up |
|
93 |
Genel |
check-up i.
|
tepeden tırnağa sağlık muayenesi |
|
94 |
Genel |
doctor check i.
|
doktor kontrolü |
|
95 |
Genel |
rain check i.
|
ertelenen gösteri için seyirciye verilen bilet |
|
96 |
Genel |
rain check i.
|
konser/gösteri izleme hakkını daha sonra kullanma hakkı |
|
97 |
Genel |
bonus check i.
|
ikramiye çeki |
|
98 |
Genel |
baggage check i.
|
eşya makbuzu |
|
99 |
Genel |
baggage check i.
|
bagaj belgesi |
|
100 |
Genel |
check lock i.
|
emniyet kilidi |
|
101 |
Genel |
calculation check/control i.
|
hesaplama kontrolü |
|
102 |
Genel |
check-up i.
|
genel sağlık kontrolü |
|
103 |
Genel |
check-up i.
|
çekap |
|
104 |
Genel |
check-up i.
|
sağlık yoklaması |
|
105 |
Genel |
check-up i.
|
inceleme |
|
106 |
Genel |
check amount i.
|
çek bedeli |
|
107 |
Genel |
background check i.
|
geçmiş sorgulaması |
|
108 |
Genel |
reality check i.
|
gerçeklerle yüzleştiren değerlendirme |
|
109 |
Genel |
reality check i.
|
zihni gerçeklere döndüren durum |
|
110 |
Genel |
welfare check i.
|
iyi olup olmadığını polis aracılığı ile öğrenme |
|
111 |
Genel |
check [dialect] i.
|
atıştırmalık |
|
112 |
Genel |
check [obsolete] i.
|
banka poliçesinin dip koçanı |
|
113 |
Genel |
check [obsolete] i.
|
dip koçanlı poliçe |
|
114 |
Genel |
check girl i.
|
vestiyer görevlisi kadın |
|
115 |
Genel |
check girl i.
|
vestiyerci kız |
|
116 |
Genel |
check hook i.
|
koşum eyeri üzerindeki kanca |
|
117 |
Genel |
check out i.
|
süpermarket gibi yerlerde müşterilerin ödeme yaptığı yer |
|
118 |
Genel |
check-out procedure i.
|
denetleme işlemi |
|
119 |
Genel |
check-out procedure i.
|
inceleme işlemi |
|
120 |
Genel |
check-out procedure i.
|
kontrol işlemi |
|
121 |
Genel |
door check i.
|
kapı hidroliği |
|
122 |
Genel |
tough check i.
|
etiket ve bilet yollamakta kullanılan sert karton |
|
123 |
Genel |
age check i.
|
yaş kontrolü |
|
124 |
Genel |
claim check i.
|
fiş |
|
125 |
Genel |
claim check i.
|
teslim fişi |
|
126 |
Genel |
claim check i.
|
sipariş fişi |
|
127 |
Genel |
claim check i.
|
otopark fişi |
|
128 |
Genel |
claim check i.
|
fiş |
|
129 |
Genel |
claim check i.
|
teslim fişi |
|
130 |
Genel |
claim check i.
|
sipariş fişi |
|
131 |
Genel |
claim check i.
|
otopark fişi |
|
132 |
Genel |
member check i.
|
üye kontrolü |
|
133 |
Genel |
bed check i.
|
(askeriye, yurt) yatak yoklaması |
|
134 |
Genel |
hat-check girl i.
|
vestiyerci kız |
|
135 |
Genel |
health check [uk] i.
|
makine çalışma takibi |
|
136 |
Genel |
health check [uk] i.
|
bir şirket veya şahsın ekonomik başarısı için yürütülen inceleme |
|
137 |
Genel |
gut check [us] i.
|
cesaret, karakter veya kararlılık testi |
|
138 |
Genel |
double check i.
|
dikkatli inceleme |
|
139 |
Genel |
double check i.
|
detaylı inceleme |
|
140 |
Genel |
double check i.
|
detaylı araştırma |
|
141 |
Genel |
cross-check i.
|
çapraz kontrol yapma |
|
142 |
Genel |
cross-check i.
|
çapraz kontrol aracı |
|
143 |
Genel |
sales check i.
|
kasa alındısı |
|
144 |
Genel |
spot check i.
|
habersiz denetim |
|
145 |
Genel |
spot check i.
|
habersiz kontrol |
|
146 |
Genel |
check-in i.
|
mevcut lokasyon |
|
147 |
Genel |
place into check f.
|
hesaba koymak |
|
148 |
Genel |
check in f.
|
kaydolmak |
|
149 |
Genel |
give someone a blank check f.
|
açık bono vermek |
|
150 |
Genel |
check out of f.
|
kitabın çıkış kaydını yapmak |
|
151 |
Genel |
check up f.
|
gözden geçirmek |
|
152 |
Genel |
draw a check f.
|
çek keşide etmek |
|
153 |
Genel |
check up f.
|
muayene etmek |
|
154 |
Genel |
check up f.
|
kontrol etmek |
|
155 |
Genel |
check back f.
|
yeniden soruşturmak |
|
156 |
Genel |
check up f.
|
soruşturmak |
|
157 |
Genel |
write out a check f.
|
çek yazmak |
|
158 |
Genel |
check against f.
|
karşılaştırmak |
|
159 |
Genel |
check something in f.
|
emanete vermek |
|
160 |
Genel |
check out f.
|
hesap kapamak |
|
161 |
Genel |
check into f.
|
kayıt yaptırmak |
|
162 |
Genel |
check out f.
|
hesaplamak |
|
163 |
Genel |
check into f.
|
pansiyon otel vb'nde kaydını yaptırıp bir oda tutmak |
|
164 |
Genel |
give someone a blank check f.
|
açık çek vermek |
|
165 |
Genel |
check in f.
|
kaydını yaptırmak (otel vb'ne girince) |
|
166 |
Genel |
check against f.
|
kıyaslamak |
|
167 |
Genel |
check on f.
|
emin olmak |
|
168 |
Genel |
check into f.
|
biryere giriş yapmak |
|
169 |
Genel |
check off f.
|
yanına işaret koymak (listedeki bir maddenin) |
|
170 |
Genel |
check for f.
|
aramaya çalışmak |
|
171 |
Genel |
cash a check f.
|
paraya çevirmek |
|
172 |
Genel |
check up f.
|
araştırmak |
|
173 |
Genel |
check out f.
|
kontrol etmek |
|
174 |
Genel |
check on f.
|
kontrol etmek |
|
175 |
Genel |
check out f.
|
hesabını ödeyip ayrılmak (otelden vb) |
|
176 |
Genel |
check out f.
|
soruşturmak |
|
177 |
Genel |
check off f.
|
bozmak |
|
178 |
Genel |
check something in f.
|
vestiyere bırakmak |
|
179 |
Genel |
check out f.
|
seçerek almak |
|
180 |
Genel |
check out from f.
|
çıkış kaydını yaptırmak |
|
181 |
Genel |
check out from f.
|
kitabın çıkış kaydını yapmak |
|
182 |
Genel |
check in f.
|
biletini kontrol ettirmek (havaalanında) |
|
183 |
Genel |
check for f.
|
belirli bir şeyi arayarak bir şeyi kontrol etmek |
|
184 |
Genel |
check up on f.
|
gözden geçirmek |
|
185 |
Genel |
check up on f.
|
kontrol etmek |
|
186 |
Genel |
check out of f.
|
çıkış kaydını yaptırmak |
|
187 |
Genel |
check on f.
|
göz atmak |
|
188 |
Genel |
check out with f.
|
iki şey birbirini tutmak |
|
189 |
Genel |
draw a check f.
|
çek yazmak |
|
190 |
Genel |
check in f.
|
kaydetmek |
|
191 |
Genel |
check up on f.
|
göz atmak |
|
192 |
Genel |
check baggage f.
|
bagaja vermek |
|
193 |
Genel |
give check f.
|
şah demek |
|
194 |
Genel |
check over f.
|
incelemek |
|
195 |
Genel |
check in f.
|
kayıt yapmak |
|
196 |
Genel |
check in f.
|
biletini kontrol etmek (havaalanında) |
|
197 |
Genel |
check in at the airport f.
|
havaalanında uçak defterine kaydolmak |
|
198 |
Genel |
check back f.
|
soruşturmak |
|
199 |
Genel |
check in f.
|
kaydını yaptırmak |
|
200 |
Genel |
check one's watch f.
|
saatini kontrol etmek |
|
201 |
Genel |
check one's watch f.
|
saati kontrol etmek |
|
202 |
Genel |
check one's watch f.
|
zamanı kontrol etmek |
|
203 |
Genel |
check for identification f.
|
kimlik sormak |
|
204 |
Genel |
check into a hotel f.
|
otele yerleşmek |
|
205 |
Genel |
check in at the hotel f.
|
otele yerleşmek |
|
206 |
Genel |
check availability f.
|
müsaitlik durumunu kontrol etmek |
|
207 |
Genel |
keep something in check f.
|
kontrol altında tutmak |
|
208 |
Genel |
make check f.
|
kontrol etmek |
|
209 |
Genel |
make out a check f.
|
çek düzenlemek |
|
210 |
Genel |
check the pulse f.
|
nabız ölçmek |
|
211 |
Genel |
check someone's pulse f.
|
nabzını ölçmek |
|
212 |
Genel |
check the watch f.
|
saate bakmak |
|
213 |
Genel |
go through passport check f.
|
pasaport kontrolünden geçmek |
|
214 |
Genel |
check oneself f.
|
kendini kontrol etmek |
|
215 |
Genel |
check up on f.
|
soruşturmak |
|
216 |
Genel |
check in f.
|
gelişini bildirmek |
|
217 |
Genel |
check up on f.
|
araştırmak |
|
218 |
Genel |
double-check f.
|
tekrar kontrol etmek |
|
219 |
Genel |
double-check f.
|
çifte kontrol etmek |
|
220 |
Genel |
double-check f.
|
çifte kontrol yapmak |
|
221 |
Genel |
check-off f.
|
bozmak |
|
222 |
Genel |
spot-check f.
|
rasgele kontrol etmek |
|
223 |
Genel |
spot-check f.
|
rasgele kontrolde bulunmak |
|
224 |
Genel |
check out with f.
|
uymak (bir başka şeye) |
|
225 |
Genel |
check on f.
|
doğru olup olmadığını öğrenmeye çalışmak |
|
226 |
Genel |
check up on f.
|
doğru olup olmadığını öğrenmeye çalışmak |
|
227 |
Genel |
check out f.
|
doğru olup olmadığını öğrenmeye çalışmak |
|
228 |
Genel |
check in f.
|
otel vb'ye girerken kaydolmak |
|
229 |
Genel |
check in f.
|
yazılı bir kayda tekrar göz atmak |
|
230 |
Genel |
check in f.
|
işe başlama saatini deftere kaydetmek |
|
231 |
Genel |
check over f.
|
kontrol etmek |
|
232 |
Genel |
check through f.
|
kontrol etmek |
|
233 |
Genel |
check through f.
|
çek etmek |
|
234 |
Genel |
check up f.
|
check up yapmak |
|
235 |
Genel |
check over f.
|
denetlemek |
|
236 |
Genel |
check over f.
|
denemek amacıyla gözden geçirmek |
|
237 |
Genel |
check up f.
|
tepeden tırnağa sağlık muayenesi yapmak |
|
238 |
Genel |
check through f.
|
denetlemek |
|
239 |
Genel |
check over f.
|
check up yapmak |
|
240 |
Genel |
check through f.
|
sınamak |
|
241 |
Genel |
check over f.
|
sınamak |
|
242 |
Genel |
check through f.
|
denemek amacıyla gözden geçirmek |
|
243 |
Genel |
check over f.
|
çek etmek |
|
244 |
Genel |
check over f.
|
tepeden tırnağa sağlık muayenesi yapmak |
|
245 |
Genel |
have a check-up f.
|
sağlık kontrolünden geçmek |
|
246 |
Genel |
check the depth f.
|
boy vermek (denizde vb) |
|
247 |
Genel |
check the car f.
|
aracı incelemek |
|
248 |
Genel |
get stopped in a spot check f.
|
çevirmeye denk gelmek |
|
249 |
Genel |
check the car f.
|
arabayı incelemek |
|
250 |
Genel |
check the vehicle f.
|
arabayı incelemek |
|
251 |
Genel |
check the vehicle f.
|
aracı incelemek |
|
252 |
Genel |
check again f.
|
yeniden kontrol etmek |
|
253 |
Genel |
check the box f.
|
kutucuğu işaretlemek |
|
254 |
Genel |
write a check to someone f.
|
birisine çek yazmak |
|
255 |
Genel |
go for a check up f.
|
kontrole gitmek |
|
256 |
Genel |
check the perimeter f.
|
çevreyi kontrol etmek |
|
257 |
Genel |
check the perimeter f.
|
çevreyi taramak |
|
258 |
Genel |
check on a wire transfer f.
|
bir havaleyi kontrol etmek |
|
259 |
Genel |
check the back f.
|
arka tarafı kontrol etmek |
|
260 |
Genel |
check for eye dilation and pulse f.
|
göz bebeğinin genişlemesine ve nabzına bakmak |
|
261 |
Genel |
write someone a check f.
|
birine çek yazmak |
|
262 |
Genel |
check the cars f.
|
arabaları kontrol etmek |
|
263 |
Genel |
check back to the ball f.
|
topa doğru koşmak/hamle yapmak |
|
264 |
Genel |
perform an identity check on someone f.
|
kimliğini kontrol etmek |
|
265 |
Genel |
perform an identity check on someone f.
|
kimlik kontrolü yapmak |
|
266 |
Genel |
write bad check f.
|
karşılıksız çek vermek |
|
267 |
Genel |
sign a blank check f.
|
açık çek imzalamak |
|
268 |
Genel |
check off f.
|
kontrol işareti koymak |
|
269 |
Genel |
check in f.
|
girişini yapmak |
|
270 |
Genel |
check back f.
|
tekrar soruşturmak |
|
271 |
Genel |
check out f.
|
kaydını kapatmak |
|
272 |
Genel |
cash forged check f.
|
sahte çek bozdurmak |
|
273 |
Genel |
put a check mark on f.
|
tik atmak |
|
274 |
Genel |
write someone a check f.
|
birine fiş yazmak |
|
275 |
Genel |
cut someone a check f.
|
birine fiş yazmak |
|
276 |
Genel |
check memory f.
|
hafıza yoklamak |
|
277 |
Genel |
run a security check f.
|
güvenlik araştırması yaptırmak |
|
278 |
Genel |
take a rain check f.
|
ertelenme dolayısıyla daha başka bir zamanda bilet almayı kabul etmek |
|
279 |
Genel |
back-check f.
|
(hesaplama vb.) gözden geçirmek |
|
280 |
Genel |
check [dialect] f.
|
kınamak |
|
281 |
Genel |
check [dialect] f.
|
paylamak |
|
282 |
Genel |
check [dialect] f.
|
fırça atmak |
|
283 |
Genel |
check [obsolete] f.
|
(at vb.) sürmek |
|
284 |
Genel |
check [obsolete] f.
|
zorlayıcı bir çatışmaya girmek |
|
285 |
Genel |
check [obsolete] f.
|
alınmak |
|
286 |
Genel |
check [obsolete] f.
|
gücenmek |
|
287 |
Genel |
check into f.
|
doğruluğu, niteliği ya da durumunu belirlemek için incelemek |
|
288 |
Genel |
check into f.
|
kontrol etmek |
|
289 |
Genel |
check out f.
|
bitirmek |
|
290 |
Genel |
check out f.
|
tamamlamak |
|
291 |
Genel |
check out f.
|
bir kişinin görüşlerini ve niyetini anlamaya çalışmak |
|
292 |
Genel |
check out f.
|
ağzını aramak |
|
293 |
Genel |
check out f.
|
arayıp bulmak |
|
294 |
Genel |
name-check f.
|
herkese açık bir oturum ya da yayında tanıtım maksatlı olarak (bir ünlünün veya ürünün) isminden bahsetmek |
|
295 |
Genel |
name-check f.
|
güvenlik vb. sebeplerle bilgi almak için (bir kişinin) ismini kullanarak dosya ya da veritabanlarını aramak |
|
296 |
Genel |
take check f.
|
ağırına gitmek |
|
297 |
Genel |
take check f.
|
darılmak |
|
298 |
Genel |
take check f.
|
alınmak |
|
299 |
Genel |
check (one's) blood pressure f.
|
(birinin) tansiyonunu ölçmek |
|
300 |
Genel |
check (one's) blood pressure f.
|
tansiyonuna bakmak |
|
301 |
Genel |
check oneself f.
|
kendini yoklamak |
|
302 |
Genel |
check out f.
|
bir yerden ayrılmak |
|
303 |
Genel |
check availability f.
|
mevcut olup olmadığına bakmak |
|
304 |
Genel |
double-check f.
|
çifte kontrole tabi tutulmak |
|
305 |
Genel |
double-check f.
|
çifte denetime tabi olmak |
|
306 |
Genel |
double-check f.
|
detaylı inceleme yapmak |
|
307 |
Genel |
double-check f.
|
detaylı araştırma yapmak |
|
308 |
Genel |
cross-check f.
|
(verilere, raporlara) çapraz kontrol uygulamak |
|
309 |
Genel |
vibe check f.
|
bir ortamın ve kişinin havasını kontrol etmek |
|
310 |
Genel |
spot check f.
|
habersiz denetim yapmak |
|
311 |
Genel |
spot check f.
|
habersiz kontrol gerçekleştirmek |
|
312 |
Genel |
in check zf.
|
kontrol altında |
|
Phrasals |
|
313 |
Öbek Fiiller |
check someone or something out (of something) i.
|
birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkışını yapmak |
|
314 |
Öbek Fiiller |
check someone or something out (of something) i.
|
birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkış kaydını yapmak |
|
315 |
Öbek Fiiller |
check someone or something out (of something) i.
|
birinin/bir şeyin (bir yerden) hesabını keserek ayrılmasını sağlamak |
|
316 |
Öbek Fiiller |
check in f.
|
ölmek |
|
317 |
Öbek Fiiller |
check in f.
|
tükenmek |
|
318 |
Öbek Fiiller |
check in f.
|
işi bitmek |
|
319 |
Öbek Fiiller |
check in f.
|
nalları dikmek |
|
320 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
kasada olmak |
|
321 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
hesaplamak |
|
322 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
saymak |
|
323 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
işlem yaptırmak |
|
324 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
(alınan malları vs.) hesaplatmak |
|
325 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
(bir şeyi) yazdırmak |
|
326 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
işlem yaptırmak |
|
327 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
(birini) süzmek |
|
328 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
(birini) kesmek |
|
329 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
işi bitmek |
|
330 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
topu dikmek |
|
331 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
öbür dünyayı boylamak |
|
332 |
Öbek Fiiller |
check in on someone f.
|
birini kontrol etmek |
|
333 |
Öbek Fiiller |
check somebody out f.
|
birisini kontrol etmek |
|
334 |
Öbek Fiiller |
check on f.
|
çek etmek |
|
335 |
Öbek Fiiller |
check on f.
|
doğruluğunu kontrol etmek |
|
336 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
çek etmek |
|
337 |
Öbek Fiiller |
check on f.
|
doğruluğunu araştırmak |
|
338 |
Öbek Fiiller |
check out of f.
|
hesabı keserek ayrılmak |
|
339 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
gözden geçirmek |
|
340 |
Öbek Fiiller |
check in at f.
|
girişte kayıt yaptırmak |
|
341 |
Öbek Fiiller |
check off f.
|
işaretlemek |
|
342 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
kontrol etmek |
|
343 |
Öbek Fiiller |
check off f.
|
tik koymak |
|
344 |
Öbek Fiiller |
check back f.
|
tekrar denetlemek |
|
345 |
Öbek Fiiller |
check back f.
|
tekrar aramak |
|
346 |
Öbek Fiiller |
check in with somebody f.
|
(resmi anlamda) birisiyle düzenli olarak görüşmek/iletişim kurmak |
|
347 |
Öbek Fiiller |
check through f.
|
kontrol etmek |
|
348 |
Öbek Fiiller |
check back with (one) f.
|
(birine) daha sonra tekrar sormak |
|
349 |
Öbek Fiiller |
check through f.
|
kimlik, belge, bilet gösterip geçmek/girmek |
|
350 |
Öbek Fiiller |
check through f.
|
kimlik, belge, bilet gösterip geçiş izni almak |
|
351 |
Öbek Fiiller |
check through f.
|
kimlik, belge, bilet kontrolünden geçmek |
|
352 |
Öbek Fiiller |
check through f.
|
her durakta biletini göstermek zorunda olmadan şehirler arası seyahat etmek |
|
353 |
Öbek Fiiller |
check someone or something through (something) f.
|
birinin kimliğini, biletini kontrol ettikten sonra (bir yerden) geçişine izin vermek |
|
354 |
Öbek Fiiller |
check through something f.
|
bir şeyi/şeyleri incelemek |
|
355 |
Öbek Fiiller |
check through something f.
|
bir şeyi/şeyleri kontrol etmek |
|
356 |
Öbek Fiiller |
check back (with someone) f.
|
bir şeyi kontrol etmek için (biriyle) iletişimi sürdürmek |
|
357 |
Öbek Fiiller |
check back (with someone) f.
|
(biriyle) tekrar iletişime geçmek |
|
358 |
Öbek Fiiller |
check back (with someone) f.
|
(birine) geri dönüş yaparak takip etmek |
|
359 |
Öbek Fiiller |
check back (with someone) f.
|
(birine) gidişatı tekrar sormak |
|
360 |
Öbek Fiiller |
check back (with someone) f.
|
(birinden) gidişat hakkında tekrar bilgi almak |
|
361 |
Öbek Fiiller |
check in f.
|
kontrol etmek için iletişime geçmek |
|
362 |
Öbek Fiiller |
check in f.
|
gidişatı sormak için iletişim kurmak |
|
363 |
Öbek Fiiller |
check in f.
|
gidişat hakkında bilgi almak için iletişim kurmak |
|
364 |
Öbek Fiiller |
check in f.
|
durumunu/halini hatırını sormak |
|
365 |
Öbek Fiiller |
check someone in f.
|
birinin girişini yapmak |
|
366 |
Öbek Fiiller |
check someone in f.
|
birinin kaydını almak |
|
367 |
Öbek Fiiller |
check something in f.
|
bir şeyi teslim almak |
|
368 |
Öbek Fiiller |
check something in f.
|
bir şeyi teslim alıp girişini/kaydını yapmak |
|
369 |
Öbek Fiiller |
check something in f.
|
(kütüphaneye) geri vermek |
|
370 |
Öbek Fiiller |
check something in f.
|
iade etmek |
|
371 |
Öbek Fiiller |
check something in f.
|
geri teslim etmek |
|
372 |
Öbek Fiiller |
check something in f.
|
kitaplığa geri koymak |
|
373 |
Öbek Fiiller |
check something in f.
|
kontrol etmek |
|
374 |
Öbek Fiiller |
check something in f.
|
gelen siparişte eksik var mı diye kontrol etmek |
|
375 |
Öbek Fiiller |
check in on (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) kontrol etmek |
|
376 |
Öbek Fiiller |
check in on (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak |
|
377 |
Öbek Fiiller |
check in on (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek |
|
378 |
Öbek Fiiller |
check in on (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek |
|
379 |
Öbek Fiiller |
check in on (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) nasıl olduğuna bakmak |
|
380 |
Öbek Fiiller |
check in on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) uğrayıp nasıl olduğuna/iyi mi diye bakmak |
|
381 |
Öbek Fiiller |
check into f.
|
hastaneye gitmek |
|
382 |
Öbek Fiiller |
check someone or something off f.
|
listedeki birine/bir şeye tik koymak |
|
383 |
Öbek Fiiller |
check someone or something off f.
|
listedeki birine/bir şeye tik atmak |
|
384 |
Öbek Fiiller |
check someone or something off f.
|
listedeki bir maddeye tik atmak |
|
385 |
Öbek Fiiller |
check someone or something off f.
|
listeden birine/bir şeye tik atmak |
|
386 |
Öbek Fiiller |
check someone or something off f.
|
listedeki birinin isminin/bir maddenin yanına tik atmak |
|
387 |
Öbek Fiiller |
check on (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) kontrol etmek |
|
388 |
Öbek Fiiller |
check on (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak |
|
389 |
Öbek Fiiller |
check on (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek |
|
390 |
Öbek Fiiller |
check on (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek |
|
391 |
Öbek Fiiller |
check on (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) nasıl olduğuna bakmak |
|
392 |
Öbek Fiiller |
check on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) uğrayıp nasıl olduğuna/iyi mi diye bakmak |
|
393 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
doğruluğu onaylanmak/kanıtlanmak |
|
394 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
doğrulanmak |
|
395 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
dikkati dağılmak |
|
396 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
aklı başka yere gitmek |
|
397 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
dikkatini kaybetmek |
|
398 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
işten/konudan/durumdan uzaklaşmak |
|
399 |
Öbek Fiiller |
check out f.
|
dikkatini/ilgisini çekmek |
|
400 |
Öbek Fiiller |
check someone or something out f.
|
birini/bir şeyi değerlendirmek |
|
401 |
Öbek Fiiller |
check someone or something out f.
|
birine/bir şeye göz atmak |
|
402 |
Öbek Fiiller |
check someone or something out f.
|
birine/bir şeye bir bakmak |
|
403 |
Öbek Fiiller |
check out (of something) f.
|
(bir şeyden) çıkış yapmak |
|
404 |
Öbek Fiiller |
check out (of something) f.
|
(bir şeyden) ilişiğini kesip çıkmak |
|
405 |
Öbek Fiiller |
check out (of something) f.
|
gerekli adımları yerine getirip (bir şeyden) çıkış yapmak |
|
406 |
Öbek Fiiller |
check out (from something) f.
|
(bir şeyden) çıkış yapmak |
|
407 |
Öbek Fiiller |
check out (from something) f.
|
(bir şeyden) ilişiğini kesip çıkmak |
|
408 |
Öbek Fiiller |
check out (from something) f.
|
gerekli adımları yerine getirip (bir şeyden) çıkış yapmak |
|
409 |
Öbek Fiiller |
check out from (something) f.
|
(bir yerden) çıkış yapmak |
|
410 |
Öbek Fiiller |
check out from (something) f.
|
otel odasından ayrılmak |
|
411 |
Öbek Fiiller |
check out from (something) f.
|
otel odasından çıkış yapmak |
|
412 |
Öbek Fiiller |
check out from (something) f.
|
(bir yerden) ilişiğini kesip çıkmak |
|
413 |
Öbek Fiiller |
check out from (something) f.
|
gerekli adımları yerine getirip (bir yerden) çıkış yapmak |
|
414 |
Öbek Fiiller |
check out from (something) f.
|
(bir yerden) çıkmak |
|
415 |
Öbek Fiiller |
check out from (something) f.
|
gerekli adımları yerine getirip (bir yerden) bir şeyi almak/çıkarmak |
|
416 |
Öbek Fiiller |
check out from (something) f.
|
kaydını yaptırıp (kütüphaneden kitap, dergi) ödünç almak |
|
417 |
Öbek Fiiller |
check out from (something) f.
|
(bir sistemden) kaydını/çıkışını yaptırıp (bir şey) ödünç almak |
|
418 |
Öbek Fiiller |
check out of (something) f.
|
(bir yerden) çıkış yapmak |
|
419 |
Öbek Fiiller |
check out of (something) f.
|
otel odasından ayrılmak |
|
420 |
Öbek Fiiller |
check out of (something) f.
|
otel odasından çıkış yapmak |
|
421 |
Öbek Fiiller |
check out of (something) f.
|
(bir yerden) ilişiğini kesip çıkmak |
|
422 |
Öbek Fiiller |
check out of (something) f.
|
gerekli adımları yerine getirip (bir yerden) çıkış yapmak |
|
423 |
Öbek Fiiller |
check out of (something) f.
|
(bir yerden) çıkmak |
|
424 |
Öbek Fiiller |
check out of (something) f.
|
gerekli adımları yerine getirip (bir yerden) bir şeyi almak/çıkarmak |
|
425 |
Öbek Fiiller |
check out of (something) f.
|
kaydını yaptırıp (kütüphaneden kitap, dergi) ödünç almak |
|
426 |
Öbek Fiiller |
check out of (something) f.
|
(bir sistemden) kaydını/çıkışını yaptırıp (bir şey) ödünç almak |
|
427 |
Öbek Fiiller |
check someone or something over f.
|
birini/bir şeyi incelemek |
|
428 |
Öbek Fiiller |
check someone or something over f.
|
birini/bir şeyi kontrol etmek |
|
429 |
Öbek Fiiller |
check someone or something over f.
|
birini/bir şeyi tepeden tırnağa muayene etmek |
|
430 |
Öbek Fiiller |
check something out f.
|
bir şeyi incelemek |
|
431 |
Öbek Fiiller |
check something out f.
|
bir şey hakkında düşünmek |
|
432 |
Öbek Fiiller |
check something out f.
|
bir şeye bir bakmak |
|
433 |
Öbek Fiiller |
check through f.
|
içeri geçirmek |
|
434 |
Öbek Fiiller |
check through f.
|
girmesine izin vermek |
|
435 |
Öbek Fiiller |
check through f.
|
bagajın/valizlerin varış noktasına gönderilmesini istemek |
|
436 |
Öbek Fiiller |
check through f.
|
bagajın doğrudan son istasyona gönderilmesini istemek |
|
437 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) kontrol etmek |
|
438 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak |
|
439 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek |
|
440 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek |
|
441 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) nasıl olduğuna bakmak |
|
442 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) uğrayıp nasıl olduğuna/iyi mi diye bakmak |
|
443 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone) f.
|
(birini) kontrol edip durmak |
|
444 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone) f.
|
(birini) zırt pırt kontrol etmek |
|
445 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone) f.
|
(birini) zırt pırt denetlemek |
|
446 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone) f.
|
(birine) gelip gelip bakmak |
|
447 |
Öbek Fiiller |
check up on (someone) f.
|
(birinin) tepesine dikilmek |
|
448 |
Öbek Fiiller |
check with f.
|
ile uyuşmak |
|
449 |
Öbek Fiiller |
check with f.
|
ile aynı olmak |
|
450 |
Öbek Fiiller |
check with f.
|
ile eşleşmek |
|
451 |
Öbek Fiiller |
check with f.
|
ile uymak |
|
452 |
Öbek Fiiller |
check with someone (about something) f.
|
(bir konuda/bir konu hakkında) birine danışmak |
|
453 |
Öbek Fiiller |
check with someone (about something) f.
|
(bir konuda/bir konu hakkında) biriyle iletişim kurmak/görüşmek |
|
454 |
Öbek Fiiller |
check with someone (about something) f.
|
(bir şeyi) birine sormak |
|
455 |
Öbek Fiiller |
check with (someone) f.
|
(birine) danışmak |
|
456 |
Öbek Fiiller |
check with (something) f.
|
(bir şeyle) uyuşmak |
|
457 |
Öbek Fiiller |
check with (something) f.
|
(bir şeyle) aynı olmak |
|
458 |
Öbek Fiiller |
check with (something) f.
|
(bir şeyle) eşleşmek |
|
459 |
Öbek Fiiller |
check with (something) f.
|
(bir şeye) uymak |
|
460 |
Öbek Fiiller |
check up (on someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) denetlemek |
|
461 |
Öbek Fiiller |
check up (on someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) kontrol etmek |
|
Phrases |
|
462 |
İfadeler |
the check is in the mail expr.
|
ödeme yolda |
|
Colloquial |
|
463 |
Konuşma Dili |
bum check i.
|
sahte çek |
|
464 |
Konuşma Dili |
bum check i.
|
karşılıksız çek |
|
465 |
Konuşma Dili |
check out i.
|
(otel odasını) boşaltma vakti |
|
466 |
Konuşma Dili |
check out i.
|
(otelden) ayrılma vakti |
|
467 |
Konuşma Dili |
check out i.
|
(market) kasa |
|
468 |
Konuşma Dili |
gut check i.
|
durup düşünme |
|
469 |
Konuşma Dili |
gut check i.
|
durup gözden geçirme |
|
470 |
Konuşma Dili |
gut check i.
|
şapkayı önüne koyup düşünme |
|
471 |
Konuşma Dili |
hot check i.
|
sahte çek |
|
472 |
Konuşma Dili |
hot check i.
|
karşılıksız çek |
|
473 |
Konuşma Dili |
check someone into the psych ward f.
|
birini akıl hastanesine yatırmak |
|
474 |
Konuşma Dili |
got stopped in a spot check f.
|
çevirmeye takılmak |
|
475 |
Konuşma Dili |
check one's emails f.
|
maillerini kontrol etmek |
|
476 |
Konuşma Dili |
check you [south african] ünl.
|
görüşürüz |
|
477 |
Konuşma Dili |
check you [south african] ünl.
|
sonra görüşürüz |
|
478 |
Konuşma Dili |
check you [south african] ünl.
|
hoşçakal |
|
479 |
Konuşma Dili |
check you [south african] ünl.
|
görüşmek üzere |
|
480 |
Konuşma Dili |
check you [south african] ünl.
|
hadi görüşürüz |
|
481 |
Konuşma Dili |
check you later [south african] ünl.
|
görüşürüz |
|
482 |
Konuşma Dili |
check you later [south african] ünl.
|
sonra görüşürüz |
|
483 |
Konuşma Dili |
check you later [south african] ünl.
|
hoşçakal |
|
484 |
Konuşma Dili |
check you later [south african] ünl.
|
görüşmek üzere |
|
485 |
Konuşma Dili |
check you later [south african] ünl.
|
hadi görüşürüz |
|
486 |
Konuşma Dili |
check your six expr.
|
arkanızı kollayın |
|
487 |
Konuşma Dili |
check that expr.
|
kontrol et |
|
488 |
Konuşma Dili |
a cash check expr.
|
nakit çeki |
|
489 |
Konuşma Dili |
check that! expr.
|
unut bunu! |
|
490 |
Konuşma Dili |
cash or check expr.
|
nakit mi çekle mi? |
|
491 |
Konuşma Dili |
cash or check expr.
|
peşin ödeme mi çek mi? |
|
492 |
Konuşma Dili |
check, please expr.
|
hesap, lütfen |
|
493 |
Konuşma Dili |
check, please expr.
|
hesabı alabilir miyim? |
|
494 |
Konuşma Dili |
check, please expr.
|
hesabı getirir misiniz, lütfen? |
|
Idioms |
|
495 |
Deyim |
reality check i.
|
gerçeklerle yüzleştiren olay |
|
496 |
Deyim |
a reality check i.
|
gerçeklerle yüzleştiren olay |
|
497 |
Deyim |
reality check i.
|
rüyadan/hayal aleminden çıkaran sonuç |
|
498 |
Deyim |
a reality check i.
|
rüyadan/hayal aleminden çıkaran sonuç |
|
499 |
Deyim |
reality check i.
|
gerçeklerin kabullenmesini sağlan olay/netice |
|
500 |
Deyim |
a reality check i.
|
gerçeklerin kabullenmesini sağlan olay/netice |
|