İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | hang f. | asmak | ||
Looks to me like we'll have to hang a few to get us any peace. Bana öyle geliyor ki, biraz huzura ermemiz için birkaç tanesini asmamız gerekecek. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | hang i. | asılı bırakma | ||
You can't leave me hanging like that! Beni böyle asılı bırakamazsın! More Sentences |
||||
Genel | hang f. | asılı olmak | ||
I noticed today that there are banners hanging in the Parliament's courtyard. Bugün Parlamento'nun avlusunda pankartların asılı olduğunu fark ettim. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | bağlı olmak | ||
On our success will hang the future of the European social model too. Avrupa sosyal modelinin geleceği de bizim başarımıza bağlı olacaktır. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | sarkıtmak | ||
She hung the cage from the eaves. Kafesi saçaktan sarkıttı. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | sallanmak | ||
When you hang from a gibbet for the sport of your own crows we shall have peace. Kendi kargalarınız eğlensin diye darağacında sallandığınızda sulha kavuşacağız. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | asılı durmak | ||
Sadly, social and fiscal dumping hang over the Union. Ne yazık ki sosyal ve mali damping Birliğin üzerinde asılı durmaktadır. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | asmak | ||
Too bad there was not enough rope for you to hang yourself with. Kendini asmana yetecek kadar ipin olmaması çok kötü. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | idam etmek | ||
He was hanged for murder. O, cinayetten idam edildi. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | sarkmak | ||
A round light is hanging from the middle of the ceiling. Tavanın ortasından yuvarlak bir ışık sarkıyor. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | takmak | ||
Tom asked Mary where he should hang his coat. Tom, Mary'ye ceketini nereye takması gerektiğini sordu. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | dayanmak | ||
I’m hanging in there. Dayanmaya çalışıyorum. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | eğmek | ||
That is a total disgrace, about which we should hang our heads in shame. Bu, utanç içinde başımızı öne eğmemiz gereken koca bir rezalettir. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | asılmak | ||
When you hang from a gibbet for the sport of your own crows we shall have peace. Kendi kargalarınızın eğlenmesi için darağacına asıldığınızda huzura ereceğiz. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | sallanmak | ||
When you hang from a gibbet for the sport of your own crows we shall have peace. Kendi kargalarınızın eğlencesi için darağacında sallandığınızda barışa kavuşacağız. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | kalmak | ||
I'll hang onto it for now. Şimdilik bende kalsın. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | sergilenmek | ||
After his death, his paintings were hung in the museum. Ölümünden sonra tabloları müzede sergilendi. More Sentences |
||||
Genel | hang f. | (vücuda) uymak | ||
The argument does not, then, hang together in this respect. O halde argümanlar bu açıdan birbirine uymuyor. More Sentences |
||||
Law | ||||
Hukuk | hang f. | asmak | ||
Looks to me like we'll have to hang a few to get us any peace. Bana öyle geliyor ki, rahata ermek için birkaç kişiyi asmamız gerekecek. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | hang f. | asılı durmak | ||
This question is still hanging over the market somewhat. Bu soru hala bir şekilde piyasanın üzerinde asılı duruyor. More Sentences |
||||
Teknik | hang f. | asılmak | ||
They hang side by side, only a small space between them. Yan yana asılırlar, aralarında küçük bir boşluk vardır. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | hang s. | asılı | ||
Many paintings hang in the shop. Dükkanda birçok resim asılı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | hang i. | anlam | ||
Genel | hang i. | mana | ||
Genel | hang i. | duruş | ||
Genel | hang i. | asılış | ||
Genel | hang i. | kullanılış tarzı | ||
Genel | hang i. | döküm | ||
Genel | hang i. | sarkma | ||
Genel | hang i. | iğrenme ifadesi | ||
Genel | hang i. | aşağı doğru meyil | ||
Genel | hang i. | bir şeyin asılma şekli | ||
Genel | hang i. | gevşeme | ||
Genel | hang i. | aşağı doğru kıvrıklık | ||
Genel | hang i. | aşağı doğru düşüş | ||
Genel | hang i. | yanıt vermemeye başlama | ||
Genel | hang i. | asılı kalma | ||
Genel | hang i. | kilitlenme | ||
Genel | hang i. | donma | ||
Genel | hang f. | adam asmak | ||
Genel | hang f. | batmak | ||
Genel | hang f. | kaplamak | ||
Genel | hang f. | eğmek (başını) | ||
Genel | hang f. | sallandırmak | ||
Genel | hang f. | ipe çekmek | ||
Genel | hang f. | duvar kağıdı kaplamak | ||
Genel | hang f. | yapıştırmak | ||
Genel | hang f. | bağlanmak | ||
Genel | hang f. | eğilmek | ||
Genel | hang f. | ertelemek | ||
Genel | hang f. | yapışmak | ||
Genel | hang f. | asarak idam etmek | ||
Genel | hang f. | tutturmak | ||
Genel | hang f. | adalete teslim etmek | ||
Genel | hang f. | ceza olarak kötü eylemlere maruz bırakmak | ||
Genel | hang f. | serbestçe hareket edecek şekilde bir yere sabitlemek | ||
Genel | hang f. | oltayla balık tutmak | ||
Genel | hang f. | yumruk atmak | ||
Genel | hang f. | tamamen boşlamak | ||
Genel | hang f. | sallanarak durmak | ||
Genel | hang f. | düşecekmiş gibi durmak | ||
Genel | hang f. | asılı, ekli veya eğimli şeyleri desteklemek | ||
Genel | hang f. | destek almak için tutunmak | ||
Genel | hang f. | takip etmek | ||
Genel | hang f. | külfetli olmak | ||
Genel | hang f. | ağırlığıyla ezmek | ||
Genel | hang f. | kararsız olmak | ||
Genel | hang f. | emin olmamak | ||
Genel | hang f. | muallakta kalmak | ||
Genel | hang f. | gecikmek | ||
Genel | hang f. | iki şeyin arasında kalmak | ||
Genel | hang f. | dikkat kesilmek | ||
Genel | hang f. | boş gezmek | ||
Genel | hang f. | oyalanmak | ||
Genel | hang f. | yükü aşağıdaki taraf boşluk bırakacak şekilde bir tarafa sıkıştırmak | ||
Genel | hang f. | (top) beklenmedik şekilde geri tepmek | ||
Genel | hang f. | (atılan top) istendiği gibi düşmemek | ||
Genel | hang f. | (yarış atı) maksimum hızının altında koşmak | ||
Genel | hang f. | (birileriyle) takılmak | ||
Genel | hang f. | yetişmek | ||
Genel | hang f. | (oyun, yarış) berabere kalmak | ||
Genel | hang f. | etrafına bir şeyler asarak dekore etmek | ||
Genel | hang f. | asılarak ölmek | ||
Genel | hang f. | sımsıkı tutunmak | ||
Genel | hang f. | düşmek | ||
Genel | hang f. | inmek | ||
Genel | hang f. | düşürmek | ||
Genel | hang f. | yavaşça geçmek | ||
Genel | hang f. | ısrar etmek | ||
Genel | hang f. | yapışmak | ||
Genel | hang f. | sıkıca tutmak | ||
Genel | hang f. | adalete teslim etmek | ||
Genel | hang f. | cezalandırmak için kötülük yapmak | ||
Genel | hang f. | yaftalamak | ||
Genel | hang f. | hücum etmek | ||
Genel | hang f. | ikinci dereceden alakalı olmak | ||
Genel | hang f. | devam ettirmek | ||
Genel | hang f. | sürdürmek | ||
Genel | hang f. | sürüncemede kalmak | ||
Genel | hang f. | (oyunda veya yarışta) yakalamak | ||
Genel | hang f. | durumu eşitlemek | ||
Genel | hang f. | yavaşça infilak etmek | ||
Genel | hang f. | duvara (duvar kağıdı) yapıştırmak | ||
Genel | hang f. | askıda bırakmak | ||
Genel | hang f. | sebat etmek | ||
Genel | hang f. | tam oturmak | ||
Genel | hang f. | beyzbol topuna düzgün falso verememek | ||
Genel | hang f. | (arabayla, bisikletle) dönmek | ||
Genel | hang f. | (zihinde, akılda) takılı kalmak | ||
Genel | hang f. | ortalıkta öylece durmak | ||
Irregular Verb | ||||
Irregular Verb | hang f. | hung - hung | ||
Irregular Verb | hang f. | hanged/hung - hanged/hung | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | hang i. | yapış biçimi | ||
Konuşma Dili | hang i. | kullanma yöntemi | ||
Konuşma Dili | hang i. | önem | ||
Konuşma Dili | hang i. | değer | ||
Konuşma Dili | hang i. | asgari düzeyde ilgi | ||
Konuşma Dili | hang i. | kavrama | ||
Konuşma Dili | hang i. | kavrayış | ||
Konuşma Dili | hang f. | bir yere dönüş yapmak | ||
Konuşma Dili | hang f. | birine lakap takmak | ||
Konuşma Dili | hang f. | birisinin düşüncesine takılıp kalmak | ||
Law | ||||
Hukuk | hang f. | asarak idam etmek | ||
Hukuk | hang f. | asmak suretiyle infaz etmek | ||
Hukuk | hang f. | oy birliğiyle karar alamayarak jüriyi çıkmaza sokmak | ||
Technical | ||||
Teknik | hang f. | duvara yapıştırmak | ||
Teknik | hang f. | asılı kalacak şekilde monte etmek | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | hang i. | giriş araçlarından gelen yanıtın kesilmesi | ||
Bilgisayar | hang f. | giriş aygıtlarının çalışmaması için (bilgisayar sistemini) durdurmak | ||
Bilgisayar | hang f. | giriş araçlarına yanıt vermeyi durdurmak | ||
Textile | ||||
Tekstil | hang f. | eteğin ucunu giyildiğinde düzgün ve uygun bir yükseklikte duracak şekilde ayarlamak | ||
Tekstil | hang f. | kumaşla kaplamak | ||
Tekstil | hang f. | (kıyafet) dökülmek | ||
Traffic | ||||
Trafik | hang f. | araba kullanırken dönüş yapmak | ||
Marine | ||||
Denizcilik | hang i. | çalım | ||
Denizcilik | hang i. | rüzgarın değişmesiyle rotayı kaybetme | ||
Denizcilik | hang i. | yana yatma | ||
Gastronomy | ||||
Mutfak | hang f. | (av etini) dinlendirmek | ||
Military | ||||
Askeri | hang f. | kapak takımını geride tutmak | ||
Askeri | hang f. | rötar yapmak | ||
Askeri | hang f. | ertelenmek | ||
Sport | ||||
Spor | hang i. | cimnastikte paralel çubukta asılı kalma hareketi | ||
Baseball | ||||
Beysbol | hang f. | başarısız olacak şekilde atış yapmak | ||
Chess | ||||
Satranç | hang f. | (taşı) askıda bırakmak | ||
Satranç | hang f. | rakip taşın yemesine açık hale getirmek | ||
Art | ||||
Sanat | hang f. | sergilemek | ||
Sanat | hang f. | (resmi) galeride sergilemek | ||
Music | ||||
Müzik | hang i. | bir müzik aleti | ||
Müzik | hang i. | kucağa yerleştirilip el yordamıyla çalınan bir perküsyon enstrümanı | ||
Müzik | hang i. | idyofon | ||
Printery | ||||
Matbaa | hang f. | (paragrafı) asılı girinti ile dizayn etmek | ||
Slang | ||||
Argo | hang i. | küfür | ||
Argo | hang i. | ehemmiyet | ||
Argo | hang f. | lanetlenmek | ||
Argo | hang f. | sövmek | ||
Argo | hang f. | lanet etmek |