bölge - Türkçe İngilizce Sözlük

bölge

"bölge" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 64 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bölge area i.
It will be a shift of money from the rich areas to the poor areas, from the bigger farmers to the smaller farmers.
Paranın zengin bölgelerden fakir bölgelere, büyük çiftçilerden küçük çiftçilere kayması söz konusu olacaktır.

More Sentences
bölge region i.
This is the clearest possible signal of the Union's commitment to the region.
Bu, Birlik'in bölgeye olan bağlılığının mümkün olan en açık işaretidir.

More Sentences
bölge district i.
Those districts which have not suffered losses will therefore see their incomes decrease in any case.
Bu nedenle zarar görmeyen bölgelerin gelirleri her halükarda azalacaktır.

More Sentences
bölge zone i.
The main aim of the Barcelona Process is to develop a euro-Mediterranean zone of peace and of shared prosperity.
Barselona Süreci'nin temel amacı, bir Avrupa-Akdeniz barış ve ortak refah bölgesi geliştirmektir.

More Sentences
General
bölge ward i.
How long does it take to go to the Toshima Ward Office?
Toshima Bölge Ofisi'ne gitmek ne kadar sürer?

More Sentences
bölge parts i.
Major European companies have to be accountable in how they operate in other parts of the world.
Büyük Avrupalı şirketler dünyanın diğer bölgelerinde nasıl faaliyet gösterdikleri konusunda hesap verebilir olmalıdır.

More Sentences
bölge belt i.
Tom lives in the Bible belt.
Tom dini yönden tutucu bölgede yaşıyor.

More Sentences
bölge section i.
This is a business section of Tokyo.
Bu, Tokyo'nun bir iş bölgesidir.

More Sentences
bölge department i.
The cane-sugar rum sector provides almost 40 000 jobs in three of the four French overseas departments.
Şeker kamışı sektörü Fransa'nın dört denizaşırı bölgesinden üçünde yaklaşık 40.000 kişiye istihdam sağlamaktadır.

More Sentences
bölge quarter i.
In any case, I undertake to pass them on to the quarters concerned.
Her halükarda bunları ilgili bölgelere iletmeyi taahhüt ediyorum.

More Sentences
bölge tract i.
Secondly, at the end of 1999 unbelievable storms raged bringing death and destruction to vast tracts of the EU.
İkinci olarak, 1999 yılının sonunda kopan inanılmaz fırtınalar AB'nin geniş bölgelerine ölüm ve yıkım getirmiştir.

More Sentences
bölge climate i.
This system complements the four-zone climate system and provides an air temperature that follows the second row settings.
Bu sistem, dört bölgeli klima sistemini tamamlıyor ve ikinci sıra ayarlarıyla aynı hava sıcaklığını sağlıyor.

More Sentences
bölge terrain i.
They're currently in alien terrain, surrounded by millions of the most vicious creatures on the planet.
Şu anda evrendeki en vahşi yaratıklardan milyonlarcasıyla çevrili, yabancı bir bölgedeler.

More Sentences
bölge locality i.
I have always warned about reducing Turkey to a locality of special geo-strategic importance.
Türkiye'nin özel jeo-stratejik öneme sahip bir bölgeye indirgenmesi konusunda her zaman uyarıda bulundum.

More Sentences
bölge area i.
I also believe that bilateral free trade areas are a good thing.
Ayrıca iki taraflı serbest ticaret bölgelerinin iyi bir şey olduğuna inanıyorum.

More Sentences
bölge district i.
Some of the Arab districts of Jaffa were destroyed.
Yafa'daki bazı Arap bölgeleri tahrip edilmiştir.

More Sentences
bölge territory i.
That means going beyond the sterile little game of defending national privileges and territory in the short term.
Bu, kısa vadede ulusal ayrıcalıkları ve bölgeyi savunmaya yönelik kısır bir oyunun ötesine geçmek anlamına gelir.

More Sentences
bölge zone i.
That is why it is a conservation zone.
İşte bu yüzden burası bir koruma bölgesidir.

More Sentences
bölge region i.
The region is therefore regarded as a part of the Russian Federation.
Bu nedenle bölge Rusya Federasyonu'nun bir parçası olarak kabul edilmektedir.

More Sentences
bölge state i.
Local residents are in a state of shock.
Bölge sakinleri şok halinde.

More Sentences
bölge country i.
A few months ago we talked about the prohibition of the newspaper in the Basque country.
Birkaç ay önce Bask bölgesinde gazetenin yasaklanmasından bahsetmiştik.

More Sentences
bölge pocket i.
Because even in the southeast of England, there are pockets of deprivation.
Çünkü İngiltere'nin güneydoğusunda bile mahrumiyet bölgeleri var.

More Sentences
bölge sector i.
Guys, another blackout's about to sweep through this sector.
Beyler, başka bir elektrik kesintisi birazdan bu bölgeyi vuracak.

More Sentences
bölge neck i.
We are fully aware of Turkey's concerns, especially, as regards, possible action in its neck of the woods.
Türkiye'nin özellikle de kendi bölgesindeki olası eylemlere ilişkin endişelerinin tamamen farkındayız.

More Sentences
bölge part i.
It has shown contempt for the fact that Galicia suffers more disasters than any other part of the world.
Galiçya'nın dünyanın diğer bölgelerinden daha fazla felakete maruz kaldığı gerçeğini küçümsediğini gösterdi.

More Sentences
Colloquial
bölge turf i.
This is Tom's turf.
Burası Tom'un bölgesi.

More Sentences
Trade/Economic
bölge area i.
The issue of access to the presidential areas is still unresolved, however.
Ancak başkanlık bölgelerine erişim konusu hala çözüme kavuşturulamamıştır.

More Sentences
bölge locality i.
If they speak to any of the residents in that locality, they will see what a silly amendment that is.
O bölgede yaşayanlardan herhangi biriyle konuşurlarsa, bunun ne kadar saçma bir değişiklik olduğunu göreceklerdir.

More Sentences
Law
bölge district i.
Apples are produced in this district.
Bu bölgede elma üretilir.

More Sentences
Politics
bölge region i.
Commissioner Patten spoke of the responsibility which we have in the region.
Komisyon Üyesi Patten bölgede sahip olduğumuz sorumluluktan bahsetti.

More Sentences
bölge district i.
The old custom is still kept up in that district.
Eski gelenek o bölgede hâlâ devam ediyor.

More Sentences
Technical
bölge area i.
In the Languedoc area, for example, where flooding in September destroyed 4000 hectares of vineyards.
Örneğin Languedoc bölgesinde Eylül ayında meydana gelen sel 4000 hektarlık üzüm bağını yok etti.

More Sentences
bölge zone i.
However, this need not apply to the whole 200-mile zone.
Ancak bunun 200 millik bölgenin tamamı için geçerli olması gerekmemektedir.

More Sentences
bölge site i.
A large number of people visit the historic site.
Çok sayıda insan tarihi bölgeyi ziyaret ediyor.

More Sentences
Math
bölge region i.
As I did in 1999, I shall give just one example, taken from our rapporteur's own region of Rhône-Alpes.
1999 yılında yaptığım gibi yalnızca raportörümüzün kendi bölgesi olan Rhône-Alpes'ten bir örnek vereceğim.

More Sentences
General
bölge latitude i.
bölge precinct i.
bölge sky i.
bölge phase i.
bölge compartment i.
bölge circumscription i.
bölge corner i.
bölge division i.
bölge precincts i.
bölge colony i.
bölge confine i.
bölge place i.
bölge range i.
bölge reame [italian] i.
bölge oblast i.
bölge demesne i.
bölge coast [obsolete] i.
bölge doorstep i.
bölge climature [obsolete] i.
bölge point i.
Idioms
bölge areous i.
Trade/Economic
bölge range i.
Technical
bölge spot i.
bölge place i.
Computer
bölge realm i.
bölge state/prov i.
bölge state/province i.
Aeronautic
bölge spool i.
Abbreviation
bölge terr i.

"bölge" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sahilin arkasındaki bölge hinterland i.
He lives in a small town in the hinterlands.
O, sahilin arkasındaki bölgede küçük bir kasabada yaşıyor.

More Sentences
arktik bölge the arctic i.
In external relations it encompasses the Baltic Sea and Barents Sea areas and the whole of the Arctic region.
Dış ilişkilerde Baltık Denizi ve Barents Denizi bölgeleri ile Arktik bölgesinin tamamını kapsar.

More Sentences
bölge müdürü area manager i.
After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager.
Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a, sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi.

More Sentences
tampon bölge buffer zone i.
I have attempted to answer the honourable Member's point about a buffer zone.
Sayın Üyenin tampon bölge ile ilgili sorusuna cevap vermeye çalıştım.

More Sentences
iç bölge hinterland i.
He lives in a small town in the hinterlands.
O da iç bölgelerde küçük bir kasabada yaşıyor.

More Sentences
bölge müdürlüğü regional directorate i.
It has 12 regional directorates.
12 bölge müdürlüğüne sahiptir.

More Sentences
dağlık bölge highlands i.
Urge strongly that the central highlands be opened up to foreign observers.
Orta dağlık bölgelerin yabancı gözlemcilere açılması konusunda ısrarcı olun.

More Sentences
yasak bölge restricted area i.
This is a restricted area.
Burası yasak bölge.

More Sentences
bölge halkı locals i.
We can trade with the locals.
Bölge halkıyla ticaret yapabiliriz.

More Sentences
bölge genelinde throughout the region i.
Definitely, a more effective allocation of water throughout the region is needed.
Bölge genelinde daha etkin bir su tahsisine kesinlikle ihtiyaç vardır.

More Sentences
hassas bölge sensitive area i.
These sensitive areas must therefore be sensitive.
Dolayısıyla bu hassas bölgeler hassas olmalıdır.

More Sentences
dağlık bölge mountain region i.
Under the CAP, mountain regions are chiefly supported by means of compensatory payments for less favoured regions.
CAP kapsamında dağlık bölgeler, daha az tercih edilen bölgeler için telafi edici ödemeler yoluyla desteklenmektedir.

More Sentences
kırsal bölge rural region i.
The multifunctionality of the rural regions can thus be strengthened and increased.
Böylece kırsal bölgelerin çok işlevliliği güçlendirilebilir ve arttırılabilir.

More Sentences
kentsel bölge urban district i.
One urban district post office after another is being closed down.
Kentsel bölge postaneleri birbiri ardına kapatılıyor.

More Sentences
uzak bölge remote region i.
We also have to ensure networks are developed in island, peripheral and remote regions.
Ayrıca ada, çevre ve uzak bölgelerde ağların geliştirilmesini sağlamalıyız.

More Sentences
celile (israil'de bir bölge) galilee i.
The next day Jesus decided to leave for Galilee.
Ertesi gün İsa, Celile'ye gitmeye karar verdi.

More Sentences
bölge başsavcısı district attorney i.
The district attorney wasn't content with a two-year sentence.
Bölge başsavcısı iki yıllık cezadan memnun olmadı.

More Sentences
dağlık bölge mountain i.
It started with mountain areas and then moved on to island areas.
Dağlık bölgelerle başladı ve daha sonra ada bölgelerine geçti.

More Sentences
idari bölge district i.
He was appointed to cover the northern districts of the city.
Şehrin kuzeydeki idari bölgelerini denetlemekle görevlendirilmişti.

More Sentences
(iskoçya) bölge kilisesi kirk i.
They attended the Sunday service at the local kirk.
Bölge kilisesindeki Pazar ayinine katıldılar.

More Sentences
yasak bölge off-limit s.
This area is off-limits.
Bu bölge yasak bölge.

More Sentences
Common Usage
serbest bölge free zone i.
General
kaymakamlığa benzer idari bölge parish i.
bölge müdürü area director i.
ölü bölge birimi dead zone unit i.
tehlikeli bölge hazardous area i.
bölge müdürlüğü district office i.
ekolojik bölge ecological zone i.
sibirya'da çok geniş alana yayılan iğne yapraklı ağaçla kaplı bölge taiga i.
kırsal bölge countryside i.
pilot bölge development area i.
başpiskoposun yönetimindeki bölge archdiocese i.
limanın gerisindeki bölge hinterland i.
geri kalmış bölge backwoods i.
bir yerel bölge içinde ve civarında işleyen ulaşım seferi local service i.
olağanüstü hal bölge valisi emergency rule governor i.
şehirleşmiş bölge conurbation i.
tehlikeli bölge danger zone i.
bölge (şehir içinde) precinct i.
tropik bölge tropical zone i.
yasak bölge prohibited area i.
bölge müdürü district manager i.
iç bölge territorial enclave i.
orta ve kuzey ispanya'da bir bölge ve eski bir krallığın adı castile i.
bölge veya iklim anlamında kullanılan kısa ifade clime i.
arktik bölge arctic zone i.
bölge müdürü regional director i.
güneydoğu fransa ve kuzeybatı italya'da akdeniz kıyısında popüler turistik bölge riviera i.
idari bölge shire i.
kuzeydoğu rusya'da bir bölge kolyma i.
arşidükün yönetimindeki bölge archduchy i.
idari bölge county i.
bir liman veya başka bir merkezin geçiş sağladığı bölge hinterland i.
liman gibi kıyıya yakın veya kıyıda bulunan bölge waterfront i.
kamboçya, laos, malezya, myanmar, singapur, tayland ve vietnam'ı kapsayan coğrafi bölge indochina i.
bölge okulu district school i.
zarar veya istenmeyen değişimlere karşı korunan bölge conservation area i.
dağlık bölge upland i.
sıcak bölge torrid zone i.
bataklık bölge marshy region i.
bölge papazı rector i.
bölge 3 area 3 i.
mısır yetiştiren bölge corn belt i.
bölge komutanı section commander i.
kendi yerel yönetim teşkilatı olan şehir veya bölge municipality i.
bölge papazının konutu rectory i.
sahilin ardındaki bölge hinterland i.
danimarka, norveç ve isveç'i kapsayan coğrafi bölge scandinavia i.
bölge hayvanlarının tümü fauna i.
kuzey kore'de bir bölge kyongsong i.
geri kalmış bölge boondocks i.
ortalamadan daha fazla güneş ışığı alan bölge sunbelt i.
başdiyakozun idaresi altındaki bölge archdeaconry i.
eflak (bölge olarak) wallachia i.
pilot bölge pilot area i.
alçak (bölge) lowland i.
yerleşimin yoğun olduğu ve trafiğin zorlayıcı olmayan yöntemlerle engellenmeye çalışıldığı sokak veya bölge home zone i.
bölge kent conurbation i.
bölge sağlık müdürlüğü area board i.
üçgensel bölge triangular area i.
mısır yetiştirilen bölge corn belt i.
bölge posta kodu zip code i.
tarafsız bölge neutral zone i.
tarafsız bölge zone of neutrality i.
bölge temsilciliği regional representative i.
bölge 1 area 1 i.
küçük bölge zonula i.
tıkalı bölge congested district i.
çöplerin atıldığı bölge scrapheap i.
kırsal bölge the country i.
merkeze yakın bölge zone of interior i.
eski yunanistan'da bulunan bir bölge laconia i.
güney california'da bir bölge orange county i.
bölge tarama sector scan i.
bölge 2 area 2 i.
başpiskoposun idaresi altındaki bölge archbishopric i.
coğrafi bölge geographical region i.
devletçe kamunun kullanımı ve yararı için korunan ve doğal güzellik ve özelliklere sahip bölge national park i.
kısıtlanmış bölge limited area i.
federal bölge federal district i.
koruma altındaki bölge protected environment i.
bölge kodu area code i.
kuzey irlanda'nın altı ilçesiyle cavan, donegal ve monaghan ilçelerini kapsayan coğrafi bölge ulster i.
belçika, lüksemburg ve hollanda'yı kapsayan coğrafi bölge low countries i.
bölge müdürü divisional manager i.
dış bölge exterior region i.
çok tehlikeli bölge no man's land i.
şehir merkeziyle dış kesimleri arasında kalan bölge midtown i.
avlanma yasağı olan bölge hunting reserve i.
bitişik bölge contiguous zone i.
ılıman bölge temperate zone i.
ayrılmış bölge reservation i.
kurak bölge dry land i.
oturmaya ayrılmış bölge residential district i.
kendi kilisesi ve cemaati olan bölge parish i.
endonezya'da bir bölge jambi i.
açık bölge free zone i.
tayin edilen bölge designated area i.
arşidük idaresindeki bölge archduchy i.
yabancı ülkelerle kuşatılmış bir bölge enclave i.
çin halk cumhuriyeti'nin güney kıyılarında bulunan bir bölge kwangtung i.
idari olarak ayrı olan bölge veya alan district i.
yasak bölge forbidden zone i.
rusya'da bir bölge kuban i.
aşırı nüfuslu bölge congested area i.
turistik bölge tourist area i.
vahşi kıyı, barcelona'da turistik bölge costa brava i.
kurak bölge arid region i.
fransa'nın güneyinde bir bölge languedoc i.
kilit bölge key area i.
hayati bölge vital zone i.
askeri bölge prohibited zone i.
bir papazın yönetimindeki bölge parish i.
çölümsü bölge semidesert i.
yasak bölge prohibited zone i.
papaz idaresindeki bölge parish i.
meskun bölge residence area i.
çembersel bölge circular area i.
olurlu bölge feasible region i.
kırsal bölge stili rural style i.
kırsal bölge stili country style i.
kurak bölge tarımı arid regions agriculture i.
kurak bölge bitkileri arid regions plants i.
apalachian dağlarının güneyindeki bölge appalachia i.
fransa'da bir bölge alsace i.
ingiltere'nin güneydoğusunda bir bölge weald i.
bölge müdürü regional manager i.
güneydoğu pensilvanya'da bir bölge new hope i.
sınır bölge boundary layer i.
batı ukrayna'da bir bölge podolia i.
kırsal bölge the land i.
orman bölge müdürlüğü regional directorate of forestry i.
bölge satış sorumlusu area sales representative i.
bölge satış sorumlusu regional sales manager i.
bölge halkı local community i.
bölge yöneticisi district manager i.
bölge istinaf mahkemesi provincial high court and court of appeal i.
bölge halkı community i.
ultraviyole bölge ultraviolet region i.
üretken bölge blanket i.
bölge sakini community dweller i.
iklimlendirilmiş bölge conditioned space i.
yönetilen bölge dominion i.
bölge ülkeler countries in the region i.
bölge ülkeleri countries in the region i.
hassas bölge vulnerable zone i.
yasaklanmış bölge forbidden zone i.
arka bölge personal-private territory i.
bölge dışı etkinlik off-site event i.
sabit bölge immobile layer i.
kanada'nın toronto kenti güneybatısında yüksek teknoloji endüstrisinin yoğunlaştığı bölge canadian technology triangle i.
idari bölge administrative zone i.
korumalı bölge protected zone i.
korunmuş bölge protected zone i.
kırsal bölge rural zone i.
göz etrafındaki kaz ayağı tabir edilen kırışık bölge crow's foot i.
kentsel bölge urban zone i.
kentsel bölge urban region i.
bölge papazı vicar i.
sağlıksız bölge unsanitary zone i.
kentucky'de bir bölge bluegrass i.
yasak bölge forbidden ground i.
meskun bölge residential district i.
meskun bölge residential area i.
eski ve bakımsız binaların yoğun olduğu semt veya bölge tenement district i.
güneydoğu ingiltere'de bölge chelsea i.
hedef bölge göstergesi objective zone indicator i.
gelişmemiş bölge greenfield i.
ormanlık bölge forestry area i.
sri lanka'da bir bölge tamil eelam i.
yunanistan'ın kuzeyindeki dağlık bölge aetolian i.
kızılderililere ayrılmış bölge indian reservation i.
yedi coğrafi bölge seven geographical regions i.
arktik çorak bölge barrens i.
bölge ziyareti visit to region i.
bölge sınırı county line i.
batı hindistan'da bir bölge maharashtra i.
petrol yönünden zengin bölge oil field i.
petrol yönünden zengin bölge oilfield i.
metropoliten bölge metropolitan region i.
tekin olmayan yer/bölge underbelly i.
nüfusun olmadığı bölge unpopulated area i.
kurak bölge dry zone i.
kel bölge/alan bald patch i.
hedef bölge target area i.
sigara içilmesi yasak bölge non-smoking area i.
sigara içilmesi yasak bölge no smoking area i.
sigara içilmesi yasak bölge no smoking zone i.
sigara içilmesi yasak bölge non-smoking zone i.
hedef bölge the target area i.
bölge sağlık müdürlüğü district health directorate i.
silahsız bölge gun-free zone i.
bölge komitesi district committee i.
bölge komitesi regional committee i.
uzak bölge far-off locale i.
londra'da çoğu ulusal gazetenin ofislerinin bulunduğu bölge fleet street i.
bölge/alan çalışmaları area studies i.
bölge/alan araştırmaları area studies i.
arkeolojik bölge archaeological area i.
doğduğu bölge province of birth i.
(cepheler arasındaki) tarafsız bölge no man's land i.
düşman işgalindeki/kontrolündeki bölge enemy-held territory i.
batı mısır'dan atlantik okyanusu'na kadar uzanan bölge barbary i.
dernek bölge kuruluşu chapter i.
bölge kilise görevlisi district visitor i.
fakirliğin yoğun olduğu bölge distressed area i.
sıtmanın vurduğu bölge malaria-infested area i.
sıtmanın bulaştığı bölge malaria-infested area i.
belirli bir bölge ile sınırlandırma localization i.
belirli bir bölge ile sınırlandırma localisation i.
bölge toplantısı regional meeting i.
genital bölge genital area i.
aydaki karanlık bölge mare i.
doğu londra'da bir bölge dagenham i.
new york'un manhattan bölgesinin kuzeydoğu bölümünde bulunan zenci nüfusun çoğunlukta olduğu bir bölge harlem i.
tampon bölge oluşturma establishing a buffer zone i.
bölge şerifi county sheriff i.
pilot bölge testing ground i.
yüksek yer veya bölge high ground i.
genital bölge intimate area i.
özel bölge intimate area i.
londra'da bir bölge mayfair i.
amerika birleşik devletlerinde bulunan bir bölge yosemite i.
tropik bölge tropical area i.
bölge ölçeği region scale i.
koruma altına alınmış bölge conservation area i.
tek bir bölge a single region i.
telefon kullanılmasına müsaade edilmeyen bölge quiet zone i.
idari bölge riding i.
bölge papazı incumbent i.
sakin bölge calm zone i.
yetiştiği bölge range i.
kamış dolu bölge canebrake i.
tenha bölge moonscape i.
kuzey batı ingiltere'de, manchester'da bulunan üniter bir bölge tameside i.
yerli mülk sahiplerinden elde edilen vergi gelirlerinin toplanmasından ve ödenmesinden sorumlu olan idari bölge taluk i.
çin'de bölge yöneticisi taotai i.
(avustralya/yeni zelanda) taşra, kırsal bölge backblocks i.
yüz köyden oluşan bölge cantred i.
isyancılar tarafından yönetilen bölge rebeldom i.
karayolu veya toplu taşıma ile erişilemeyen ıssız bölge backcountry i.
karayolu veya toplu taşıma ile erişilemeyen ıssız bölge backland i.
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge backveld i.
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge sakini backvelder i.
geri kalmış bölge backwater i.
çok az insanın yaşadığı kırsal bölge backcountry i.
çok az insanın yaşadığı kırsal bölge backland i.
alçak bölge lallan [scottish] i.
geçilmez bölge no-passing zone i.
isyancıların elindeki bölge rebel-held territory i.
isyancıların tuttuğu bölge rebel-held territory i.
direnişçilerin elindeki bölge rebel-held territory i.
direnişçilerin tuttuğu bölge rebel-held territory i.
güneybatı azerbaycan'da özerk bir bölge nagorno-karabakh autonomous region i.
(geçmişte) new york'ta yolsuzluk ve rüşvet ile bilinen bölge tenderloin [usa] i.
şehirde rıhtım, ofis ve diğer binaların bulunduğu bölge the docks i.
gelgite maruz kalan bölge tidal zone i.
şehir sınırları dahilindeki bölge city proper i.
geçiş gişelerinin bulunduğu bölge toll plaza i.
bir bölge üzerinden sürekli geçilmesiyle oluşmuş doğal yol trackway i.
bir patikanın yan tarafındaki bölge trailside i.
dış bölge end i.
manhattan'da bir zamanlar adı suçla, gecekondularla, kötü olaylarla anılan bir bölge hell's kitchen i.
bilinmeyen bölge unknown region i.
keşfedilmemiş bölge unknown region i.
çukurluk bölge lap i.
ingiltere'nin güneydoğusunda bir idari bölge epsom and ewell i.
bölge kilisesi olan köy kirkton i.
bölge kilisesi olan şehir kirkton i.
çorak ve ıssız bölge wild i.
kemik gibi sert bir yüzey üstündeki yumuşak bölge facette i.
özellikle doğu avrupa'da aynı bölge veya şehirden gelen akran yahudi landsman i.
sovyetlerde kırsal bir bölge volost i.
erojen bölge erogenous zone i.
dört kısımlı bölge quadripartition i.
tehlikeli bölge black spot i.
alevin etrafında sıcak gaz bulunan bölge mantle i.
çayırlık bölge ham [uk] [dialect] i.
hassas bölge quick i.
yasalarla koruma altında olup eğlence ve endüstriyel amaçlı kullanımı kısıtlı olan bölge wilderness area i.
fethedilen bölge winning i.
ele geçirilen bölge winning i.
dış bölge wing i.
geri kalmış bölge woods i.
bohemlerin yaşadığı bölge bohemia i.
limana komşu olan bölge harborside i.
limanın yakınındaki bölge harbourside i.
florida'da belediyeye ait olmayan bölge meridian i.
güneybatı asya'da, dicle ve fırat nehirleri arasında yer alan bir bölge mesopotamia i.
iki nehir arasında yer alan bölge mesopotamia i.
meskit ağaçlarının yoğun olduğu bölge mesquite i.
abd'nin doğusunda yer alan, new york, pennsylvania ve new jersey ile genellikle delaware ve maryland'i içeren bölge mid-atlantic states i.
abd'nin doğusunda yer alan, new york, pennsylvania ve new jersey ile genellikle delaware ve maryland'i içeren bölge middle atlantic states i.
abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge middle states i.
abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge middle atlantic states i.
abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge midatlantic states i.
abd'de büyük göller ve mississippi nehri vadisi'nin üst kısmını kapsayan kesin sınırları olmayan bölge middle west i.
güneydoğu ingiltere'de eski bir idari bölge middletown i.
belirli bir topluluğa süt sağlayan bölge milkshed i.
zihinsel özelliklerin canlı örneği olan bölge sakinleri mind i.
dağlık bölge braes [scotland] i.
tampon bölge buffer i.
yüksek bölge high i.
çökük bölge hollow [us] i.
batmış bölge hollow [us] i.
yaşanan bölge home i.
evin bulunduğu bölge homeland i.
bir misyonere atanmış olan bölge mission i.
(hindistan'da) kırsal bölge mofussil [india] i.
üzümleri tek bir şaraphane tarafından kullanılan bölge monopole i.
varlıklı bölge affluent area i.
yerleşimin az olduğu bölge bush i.
(özellikle yeni zelanda, avustralya, afrika ve kanada'da) yerleşimin az olduğu bölge bush i.
zengin ve iyi ekilmiş bölge garden i.
(özellikle fransa'da) kırsal bölge polis memuru gendarme i.
bölge kilisesine ait arazi glebe land i.
bölge kilisesine gelir getiren arazi glebe land i.
çocuk oyunlarında güvenli bölge goal i.
izole bölge demimonde i.
prestiji olmayan bölge demimonde i.
izole bölge demiworld i.
prestiji olmayan bölge demiworld i.
kentucky'de özerk bir bölge denton i.
çorak bölge derelict i.
susuz kalmış bölge derelict i.
siyaset ve ekonomi açısından önemli bir grubu oluşturan ve bağımsız bir oy kaynağı teşkil eden kırsal bölge halkı grass roots i.
hayat kadınlığına izin verilen bölge green light district i.
çekirdek bölge hearth i.
amerika'da geleneksel değerlerin baskın olduğu merkezi coğrafi bölge heartland i.
dağlık bölge heights i.
buzlu bölge ice field i.
kabuklu bölge roin [obsolete] i.
bozkır bölge rosland i.
(belirli bir iş alanının domine ettiği) bölge row i.
kırsal bölge rus in urbe i.
new england ve midwest'te yer alan kentsel bölge rustbelt i.
uzun süredir orada bulunduğu için bir coğrafi bölge hakkında ayrıntılı bilgisi olan kimse old hand i.
bir grup insanın yaşadığı bölge community i.
geniş coğrafi bölge compages i.
geniş coğrafi bölge compage i.
bölge sınırı district line i.
lojmanlardan oluşan bölge dormitory i.
dorsal bölge dorsel i.
başarı, zenginlik, nüfuz gibi özellikler ile öne çıkan üçgenimsi bölge golden triangle i.
yunanistan'da bir bölge aegean macedonia i.
komutanın veya valinin yetkisi altındaki bölge commandery i.
komutanın veya valinin yetkisi altındaki bölge commandry i.
av yeri bakımından zengin bölge coverside i.
kaynak bölge cradleland i.
fransiskenler'e ait küçük idari bölge custody i.
bağlı bölge dominion i.
kıraç bölge dry [australia] i.
eski bir kırsal bölge oyunu dust-point i.
küçük bölge pad i.
(cevherin geçici saklanması veya kirin temizlenmesi için) kazı alanı çevresindeki bölge paddock i.
(bina, bölge) temizleme police i.
(bina, bölge) düzene sokma police i.
(louisiana dini bölgesinde) bölge jürisi police jury i.
iki bölge arasındaki kısım interzone i.
balığın boğazında solungaçlar arasındaki etli bölge isthmus i.
tam görüş alanı sağlayan bölge panopticon i.
özerk bölge peculiar i.
özerk dini bölge peculiar i.
güneş lekesinin koyu olan orta kısmını çevreleyen gölgeli bölge penumbra i.
kenar bölge penumbra i.
grafikte bağımlı değişkende değişikliğin olmadığı bölge plateau i.
maaşı birden fazla din adamı tarafından paylaşılan bölge papazı portionist i.
idari bölge gücü posse i.
idari bölge gücü posse comitatus i.
hükümdara veya devlete tabi bölge possession i.
karadeniz'in doğusunda bulunan bir antik bölge colchis i.
bölge polis çavuş yardımcısı corporal i.
bölge veya alanın kendine ait olanları basmadan önce kullandığı posta pulu forerunner i.
sınır ötesi bölge outside i.
bir grup yerleşim yerinden oluşan idari bölge pargana [india] i.
bir grup yerleşim yerinden oluşan idari bölge pergunnah [india] i.
bölge kilisesine bağlı olma parochiality i.
papaz idaresindeki bölge parochin [obsolete] [scotland] i.
papaz idaresindeki bölge parochine [scotland] i.
ingiltere'ye bağlı lincoln yerleşiminin üç ana bölümünden herhangi birini oluşturan bölge parts i.
bölge tanımı periegesis i.
papaz ödeneğinin kaynağı olan bölge prebend i.
belirli bir bölge üzerinden ödenek alma prebend i.
papaz ödeneğinin kaynağı olan bölge prebendary [obsolete] i.
belirli bir bölge üzerinden ödenek alma prebendary [obsolete] i.
(new england dominyonu'nda) bir kasabaya ait dini bölge precinct i.
(anglo-sakson ve töton kanunlarında) tutuklanmadan muafiyet sağlayan güvenli bölge precinct i.
sınırları belirli bölge precinct i.
dini bölge sorumlusu polis precinct i.
trafiğe kapalı bölge precinct i.
sınırları belirli bölge precincts i.
derebeyine ait bölge seignory i.
eskiden fransa'da bulunan bir idari bölge seine i.
fransa'nın ile-de-france bölgesinde bulunan bir idari bölge seine-et-marne i.
fransa'nın yukarı normandiya bölgesinde bulunan bir idari bölge seine-maritime i.
fransa'nın ile-de-france bölgesinde bulunan idari bölge seine-saint-denis i.
(koloni dönemi abd'sinde) idari bölge shire i.
idari bölge shire wick i.
belirli aylarda avlak olarak kullanılabilen özel bölge shooting preserve i.
bir sınırın bağlı olduğu bölge shore i.
yan bölge sidelines i.
bilişim teknolojisi ile ilişkili şirketlerin new york kentinde yoğun bulunduğu bölge silicon alley i.
genellikle lübnan, suriye, ırak, israil, ürdün, suudi arabistan ve arap yarımadası'nın diğer ülkeleri de dahil olmak üzere güneybatı asya ülkelerini kapsadığı düşünülen coğrafi bölge near east i.
tüm bölge four corners i.
yatalak hastada statik pozisyon ve sıkışma nedeniyle dolaşım sorunu yaşanabilen bölge pressure point i.
kasabada baltacıların bolca yaşadığı bölge skid road [dialect] i.
ayyaşların takıldığı bölge skid road i.
güneş alan bölge sollar [obsolete] i.
güneşli bölge sollar [obsolete] i.
yaşanabilir bölge habitable zone i.
bilinen bölge familiar territory i.
çorak bölge badland i.
idari bölge beat i.
ekmek ve şarap hazırlığının yapıldığı bölge prothesis i.
başpiskoposun yetkisindeki idari bölge province i.
jeolojik geçmişin her noktada yaklaşık aynı olduğu bölge province i.
karla kaplı bölge snow i.
(almanya'da) sovyet işgaline uğramış bölge soviet zone i.
mutlu ve kutsal bölge sphere i.
new england'da bir bölge squadron [obsolete] i.
(polonya'da) idari bölge yöneten asilzade starost i.
(polonya'da) bir asilzade yönetiminde bulunan bölge starosty i.
(polonya'da) bir bölge yöneticisine kraliyetin verdiği mülk starosty i.
kırsal bölge sticks i.
mesleğe özgü bölge street i.
terk edilmiş bölge street i.
sahipsiz bölge street i.
fakir bölge street i.
yoksul bölge street i.
gelişmemiş bölge street i.
yakın bölge suburb i.
civar bölge suburb i.
bir yöneticinin yetkisi altında bulunan bölge superintendency i.
piskopos yetkisi altındaki bölge superintendency i.
protestan hristiyan bakan sorumluluğunda yer alan bölge superintendency i.
konsil yönetiminde yer alan dini bölge synod i.
ayırt edilir özelliklere sahip bölge/yöre zone i.
kalkınmak (ülke/bölge) develop f.
şehir/bölge turuna çıkmak go sightseeing f.
kendisine tahsis edilen/verilen alan/bölge içerisinde/dahilinde yaşamak live within one's assigned area f.
tampon bölge oluşturmak establish a buffer zone f.
başka alan koduyla aynı bölge sınırlarına sahip yeni bir alan kodu oluşturmak overlay f.
(bölge veya halkı) roma'nın siyasal, kültürel veya ticari etkisi altına almak romanize f.
(bölge veya halkı) roma'nın siyasal, kültürel veya ticari etkisi altına almak romanise f.
bölge kilisesine bağlı parochial s.
haritada gösterilmeyen bölge off the map s.
yasak bölge off limits s.
bölge dışı exterritorial s.
vahşi (bölge) rude s.
keşfedilmemiş ya da haritası yapılmamış bölge uncharted s.
bataklık bölge ile ilgili paludal s.
bazı kentsel özellikler taşıyan bölge semiurban s.
kırsal bölge özelliği gösteren rural style s.
silahsızlandırılmış (bölge) demilitarised s.
ağaçlık (bölge) arboraceous s.
silahsızlandırılmış (bölge) demilitarized s.
kırsal bölge özelliği gösteren country-style s.
uyuşturucunun yoğun olduğu (bölge) drug-infested s.
bölge genelinde region-wide s.
alt bölge sub-regional s.
bölge geneli region-wide s.
birden fazla dilin aynı anda bulunduğu (bölge) polyglossic s.
bölge çıkarlarını gözeten regionalist s.
avustralya biyocoğrafi bölgesinde alt bölge olma papuan s.
tropik pasifik bölge yerlilerine ait bamboo s.
tropik pasifik bölge yerlilerine özgü bamboo s.
tropik pasifik bölge yerlilerini anımsatan bamboo s.
macellan boğazı veya bulunduğu bölge ile ilişkili magellanic s.
sınırlı bir bölge veya mahalle ile ilgili vicinal s.
sınırlı bir bölge veya mahalle ile sınırlı vicinal s.
kuzeydoğu polonya'da yer alan bir bölge olan masuria'ya veya bu bölgenin sakinlerine ait masurian s.
kuzeydoğu polonya'da yer alan bir bölge olan masuria veya bu bölgenin sakinleri ile ilişkili masurian s.
iki nehir arasında yer alan bölge ile ilişkili mesopotamian s.
bir şehri ve onu çevreleyen yoğun nüfuslu alanları içeren (bölge) metropolitan s.
belirli bir bölge teşkil eden domanial s.
bölge içerisinde yer alan inlying s.
varoş bölge ile ilgili inner-city s.
birden fazla dini idari bölge içeren interparish s.
birden fazla dini idari bölge içeren interparochial s.
güneş lekesinin koyu olan orta kısmını çevreleyen gölgeli bölge olan penumbral s.