|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
hariç |
except ed.
|
|
This Directorate-General deals with safety aspects, not social aspects, except insofar as they relate to safety.
Bu Genel Müdürlük güvenlikle ilgili konularla ilgilenir, sosyal konularla değil, güvenlikle ilgili olanlar hariç.
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
hariç |
excepting ed.
|
|
All of the participants arrived early excepting Sarah.
Sarah hariç tüm katılımcılar erken gelmişti.
More Sentences
|
3 |
Genel |
hariç |
than ed.
|
|
Producers, other than producers of seed and propagating material, are not subject to compulsory registration.
Tohum ve çoğaltma malzemesi üreticileri hariç, üreticiler zorunlu tescile tabi değildirler.
More Sentences
|
4 |
Genel |
hariç |
save for ed.
|
|
Save for the cold in the hall, the gig was good.
Salondaki soğuk hariç konser iyiydi.
More Sentences
|
5 |
Genel |
hariç |
save ed.
|
|
It needs to be abolished throughout the world, save possibly in time of war.
Muhtemelen savaş zamanları hariç olmak üzere tüm dünyada kaldırılması gerekmektedir.
More Sentences
|
6 |
Genel |
hariç |
barring ed.
|
|
The Commission can approve the purport of these amendments, barring one.
Komisyon, biri hariç, bu değişikliklerin amacını onaylayabilir.
More Sentences
|
7 |
Genel |
hariç |
but the ed.
|
|
Gabriel took nothing but the hot soup and a little sherry.
Gabriel sıcak çorba ve biraz şeri haricinde bir şey almadı.
More Sentences
|
8 |
Genel |
hariç |
exclusive of ed.
|
|
This book has 252 pages exclusive of illustrations.
Bu kitap, resimler hariç, 252 sayfadan oluşuyor.
More Sentences
|
9 |
Genel |
hariç |
except bağ.
|
|
Most of them, except the Baltic States, are already at levels above those rates.
Baltık Ülkeleri hariç çoğu zaten bu oranların üzerinde bir seviyede.
More Sentences
|
Technical |
|
10 |
Teknik |
hariç |
except for expr.
|
|
That is the case for all components of the package, except for fruit juices.
Bu durum, meyve suları hariç, ambalajın tüm bileşenleri için geçerlidir.
More Sentences
|
Aeronautic |
|
11 |
Havacılık |
hariç |
but ed.
|
|
The 'Everything but arms' initiative, therefore, to some extent offset the slump observed in 2001 and 2002.
Dolayısıyla 'Silahlar hariç her şey' girişimi, 2001 ve 2002'de gözlemlenen düşüşü bir ölçüde telafi etti.
More Sentences
|
Common Usage |
|
12 |
Yaygın Kullanım |
hariç |
excluding ed.
|
|
General |
|
13 |
Genel |
hariç |
foreign country i.
|
|
14 |
Genel |
hariç |
foreign place i.
|
|
15 |
Genel |
hariç |
the outside i.
|
|
16 |
Genel |
hariç |
bar i.
|
|
17 |
Genel |
hariç |
exempt i.
|
|
18 |
Genel |
hariç |
exclusive s.
|
|
19 |
Genel |
hariç |
extra s.
|
|
20 |
Genel |
hariç |
excepted s.
|
|
|
21 |
Genel |
hariç |
external s.
|
|
22 |
Genel |
hariç |
stinging s.
|
|
23 |
Genel |
hariç |
exogenous s.
|
|
24 |
Genel |
hariç |
less s.
|
|
25 |
Genel |
hariç |
short zf.
|
|
26 |
Genel |
hariç |
saving ed.
|
|
27 |
Genel |
hariç |
outside ed.
|
|
28 |
Genel |
hariç |
without ed.
|
|
29 |
Genel |
hariç |
not including ed.
|
|
30 |
Genel |
hariç |
excluding ed.
|
|
31 |
Genel |
hariç |
bating ed.
|
|
32 |
Genel |
hariç |
on [dialect] [uk/scotland] ed.
|
|
33 |
Genel |
hariç |
only [dialect] ed.
|
|
34 |
Genel |
hariç |
sauf ed.
|
|
35 |
Genel |
hariç |
outtaken [obsolete] ed.
|
|
36 |
Genel |
hariç |
outwith [scotland] ed.
|
|
37 |
Genel |
hariç |
or [dialect] bağ.
|
|
38 |
Genel |
hariç |
ex (except) kısalt.
|
|
39 |
Genel |
hariç |
exc (except) kısalt.
|
|
40 |
Genel |
hariç |
excl (excluding) kısalt.
|
|
|
41 |
Genel |
hariç |
wo (without) kısalt.
|
|
42 |
Genel |
hariç |
wt (without) kısalt.
|
|
Trade/Economic |
|
43 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç |
ex ed.
|
|
Technical |
|
44 |
Teknik |
hariç |
exterior s.
|
|
45 |
Teknik |
hariç |
excluding s.
|
|
Medical |
|
46 |
Medikal |
hariç |
extra- ök.
|
|
Music |
|
47 |
Müzik |
hariç |
senza ed.
|
|
Archaic |
|
48 |
Eski Kullanım |
hariç |
outtake ed.
|
|
|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
hariç tutmak |
exclude f.
|
|
Excluding water treatment and distribution for the time being seems to me to be a wise policy.
Su arıtma ve dağıtımını şimdilik hariç tutmak bana akıllıca bir politika gibi görünüyor.
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
hariç tutma |
exclusion i.
|
|
The first is the call for a restrictive interpretation of the exclusion clauses of the Geneva Convention on Refugees.
İlki, Cenevre Mülteciler Sözleşmesi'nin hariç tutma maddelerinin kısıtlayıcı bir şekilde yorumlanması çağrısıdır.
More Sentences
|
3 |
Genel |
kalem (kurşunkalem hariç) |
pen i.
|
|
Here there's space for pens, notes and pictures.
Burada kalemler, notlar ve resimler için yer var.
More Sentences
|
4 |
Genel |
hariç tutulma |
exclusion i.
|
|
There was a question about the exclusion of asbestos cement.
Asbestli çimentonun hariç tutulmasıyla ilgili bir soru vardı.
More Sentences
|
5 |
Genel |
hariç tutmak |
leave out f.
|
|
If the list of books is too long, please leave out all foreign books.
Kitap listesi çok uzunsa, lütfen tüm yabancı kitapları hariç tutun.
More Sentences
|
6 |
Genel |
hariç tutmak |
exclude f.
|
|
The reason was that the electronic commerce directive excluded all issues relating to data protection.
Bunun nedeni, elektronik ticaret direktifinin veri koruma ile ilgili tüm konuları hariç tutmasıydı.
More Sentences
|
7 |
Genel |
biri hariç hepsi |
all but one zf.
|
|
I cut up all but one of my credit cards.
Kredi kartlarımın biri hariç hepsini kestim.
More Sentences
|
8 |
Genel |
biri hariç hepsi |
all except one zf.
|
|
It applies to all acts of the Community - all except one.
Topluluğun tüm eylemleri için geçerlidir - biri hariç hepsi.
More Sentences
|
9 |
Genel |
hariç olmak üzere |
except for ed.
|
|
Except for some modifications, the project was approved.
Bazı değişiklikler hariç olmak üzere, proje onaylandı.
More Sentences
|
Law |
|
10 |
Hukuk |
hariç tutmak |
exclude f.
|
|
In other words, in this exceptional case, we are deliberately excluding competition.
Başka bir deyişle, bu istisnai durumda rekabeti kasıtlı olarak hariç tutuyoruz.
More Sentences
|
Common Usage |
|
11 |
Yaygın Kullanım |
hariç tutulan |
exclusive s.
|
|
General |
|
12 |
Genel |
maaştan hariç kazanılan para |
perquisite i.
|
|
13 |
Genel |
hariç tutma |
dispensation i.
|
|
14 |
Genel |
hariç tutma |
exception i.
|
|
15 |
Genel |
bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası |
mainland i.
|
|
16 |
Genel |
hariç tutma |
eliminating i.
|
|
17 |
Genel |
maaştan hariç kazanılan para |
perk i.
|
|
18 |
Genel |
hariç tutma |
exempting i.
|
|
19 |
Genel |
hariç tutan |
exceptor i.
|
|
20 |
Genel |
hariç bırakma |
exclusion i.
|
|
21 |
Genel |
hariç tutulan makam |
exempted addressee i.
|
|
22 |
Genel |
ölüm hariç her şey |
everything but death i.
|
|
23 |
Genel |
tüm hayvan ürünlerini hariç tutan diyet |
vegan diet i.
|
|
24 |
Genel |
hariç bırakma |
baulk [obsolete] [uk] i.
|
|
25 |
Genel |
istenilen zamanda oynanabilen dört domino taşı hariç uç uca gelen sayıların toplamda yedi olması gerektiği bir çeşit domino oyunu |
matador i.
|
|
26 |
Genel |
müslüman kadınların yüz, eller ve ayaklar hariç vücudunun tamamını örttüğü geleneksel bir giyim tarzı |
hijab i.
|
|
27 |
Genel |
(onursal rütbelerde) en düşük hariç rütbeye sahip olan kimse |
officer i.
|
|
28 |
Genel |
(deri hariç) ayakkabı yapımında kullanılan küçük malzemeler |
findings i.
|
|
29 |
Genel |
(deniz ürünleri hariç) hayvan eti |
flesh meat i.
|
|
30 |
Genel |
hariç tutulmuş |
excluded f.
|
|
31 |
Genel |
hariç tutmak |
except f.
|
|
32 |
Genel |
hariç tutulmak |
be excluded f.
|
|
|
33 |
Genel |
hariç bırakmak |
rule out f.
|
|
34 |
Genel |
hariç tutmak |
leave off f.
|
|
35 |
Genel |
hariç tutmak |
keep out f.
|
|
36 |
Genel |
hariç olmak |
be excluded f.
|
|
37 |
Genel |
hariç bırakmak |
leave out f.
|
|
38 |
Genel |
hariç bırakmak |
put out of f.
|
|
39 |
Genel |
hariç tutmak |
put out of f.
|
|
40 |
Genel |
hariç tutmak |
exempt f.
|
|
41 |
Genel |
hariç bırakmak |
omit f.
|
|
42 |
Genel |
hariç bırakmak |
except f.
|
|
43 |
Genel |
hariç bırakmak |
take out f.
|
|
44 |
Genel |
hariç bırakmak |
exclude f.
|
|
45 |
Genel |
hariç bırakmak |
leave off f.
|
|
46 |
Genel |
hariç tutmak |
dispense f.
|
|
47 |
Genel |
hariç bırakmak |
bate f.
|
|
48 |
Genel |
(yola kaldırım taşı hariç) yüzey malzemesi uygulamak |
improve f.
|
|
49 |
Genel |
hariç tutmak |
close f.
|
|
50 |
Genel |
hariç tutmak |
pre-exempt f.
|
|
51 |
Genel |
hariç tutmak |
shut out f.
|
|
52 |
Genel |
hariç tutmak |
supersede [obsolete] f.
|
|
53 |
Genel |
hariç tutan |
exceptive s.
|
|
54 |
Genel |
konudan hariç |
digressive s.
|
|
55 |
Genel |
hariç tutulabilir |
exemptible s.
|
|
56 |
Genel |
karşılıklı hariç |
mutually exclusive s.
|
|
57 |
Genel |
hariç tutulan |
exclusive s.
|
|
58 |
Genel |
hariç tutulan |
excludable s.
|
|
59 |
Genel |
hariç tutulabilir |
excludable s.
|
|
60 |
Genel |
hariç bırakılmış |
beyond the pale s.
|
|
61 |
Genel |
kaliforniya hariç |
federal except california s.
|
|
62 |
Genel |
hariç tutulabilemeyen |
nonexcludable s.
|
|
63 |
Genel |
hariç tutan |
exclusive s.
|
|
64 |
Genel |
hariç tutulmuş |
foreclosed s.
|
|
65 |
Genel |
hariç tutan |
eliminative s.
|
|
66 |
Genel |
hariç tutmayan |
unexceptive s.
|
|
67 |
Genel |
hariç tutulmamış |
unexcluded s.
|
|
68 |
Genel |
hariç tutan |
exclusionary s.
|
|
69 |
Genel |
hariç tutulmuş |
hors concours s.
|
|
70 |
Genel |
haneden arması, sembol hariç yazısız (madeni para) |
mute s.
|
|
71 |
Genel |
haneden arması, sembol hariç tanımlanamayan (madeni para) |
mute s.
|
|
72 |
Genel |
para hariç varlıklara dair |
in-kind s.
|
|
73 |
Genel |
hariç tutularak |
exteriorly zf.
|
|
74 |
Genel |
bizden hariç |
apart from us zf.
|
|
75 |
Genel |
-den hariç |
with the exception zf.
|
|
76 |
Genel |
hariç tutarak |
to the exclusion of ed.
|
|
77 |
Genel |
hariç olmak üzere |
with the exception of ed.
|
|
78 |
Genel |
-den hariç |
from out ed.
|
|
79 |
Genel |
hariç hiçbir şey |
nothing but ed.
|
|
80 |
Genel |
hariç olmak üzere |
excluding ed.
|
|
81 |
Genel |
hariç olmak üzere |
not including ed.
|
|
82 |
Genel |
hariç olmak üzere |
excepting ed.
|
|
83 |
Genel |
hariç tutulan |
bating ed.
|
|
84 |
Genel |
hariç olmak üzere |
except as ed.
|
|
85 |
Genel |
hariç tutma anlamı veren ön ek |
dis- ök.
|
|
86 |
Genel |
hariç tutulan |
excl (exclusive) kısalt.
|
|
87 |
Genel |
hariç tutmak |
excl (exclude) kısalt.
|
|
88 |
Genel |
hariç tutulmuş |
excl (excluded) kısalt.
|
|
Phrasals |
|
89 |
Öbek Fiiller |
hariç tutmak |
shut off f.
|
|
90 |
Öbek Fiiller |
hariç tutmak |
set aside f.
|
|
91 |
Öbek Fiiller |
hariç tutmak |
factor out f.
|
|
92 |
Öbek Fiiller |
bir durumu/sorunu tekrar gözden geçirerek bir şeyi hariç tutmak |
factor out f.
|
|
93 |
Öbek Fiiller |
hariç tutmak |
take out f.
|
|
94 |
Öbek Fiiller |
hariç tutmak |
box out f.
|
|
95 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeyden) hariç tutmak |
exclude (someone or something) from (something) f.
|
|
96 |
Öbek Fiiller |
-den hariç tutmak |
exclude from f.
|
|
97 |
Öbek Fiiller |
hukuka veya anlaşma kurallarına bakarak hariç tutmak |
rule in f.
|
|
98 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeyden) hariç tutmak |
omit (someone or something) from (something) f.
|
|
99 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeyden) hariç tutmak |
preclude (someone or something) from (something) f.
|
|
Phrases |
|
100 |
İfadeler |
benden hariç |
instead of me expr.
|
|
101 |
İfadeler |
benden hariç |
except me expr.
|
|
102 |
İfadeler |
birkaç istisna hariç |
with a few exceptions expr.
|
|
103 |
İfadeler |
kanundaki istisnalar hariç olmak üzere |
without prejudice to the exceptions in the law expr.
|
|
104 |
İfadeler |
yukarıda tarif edilen şartlar dışında hariç |
aside from the circumstances described above expr.
|
|
105 |
İfadeler |
biri/bir şey hariç |
aside from someone or something expr.
|
|
106 |
İfadeler |
(biri/bir şey) hariç |
except for (someone or something) expr.
|
|
Colloquial |
|
107 |
Konuşma Dili |
bir tanesi hariç hepsi |
all except one i.
|
|
108 |
Konuşma Dili |
yasal boyutu hariç evliliğe benzeyen ilişki |
marriage lite i.
|
|
109 |
Konuşma Dili |
hariç tutmak |
include out f.
|
|
110 |
Konuşma Dili |
bir/birkaç şey hariç normal |
otherwise normal s.
|
|
111 |
Konuşma Dili |
beni hariç tut |
include me out expr.
|
|
Idioms |
|
112 |
Deyim |
hariç tutulmak |
be on the cutting room floor f.
|
|
113 |
Deyim |
hariç tutulmuş |
on the outside looking in expr.
|
|
114 |
Deyim |
hariç tutulmuş |
on the cutting room floor expr.
|
|
Speaking |
|
115 |
Konuşma |
hariç hiç biri |
anything but i.
|
|
116 |
Konuşma |
vergiler hariç |
before taxes expr.
|
|
Trade/Economic |
|
117 |
Ticaret/Ekonomi |
ambalaj hariç |
packing extra i.
|
|
118 |
Ticaret/Ekonomi |
bir hisse senedinin gerçekleşen kar paylarının alım hakkı hariç satılması |
ex-dividend i.
|
|
119 |
Ticaret/Ekonomi |
faiz hariç |
ex interest i.
|
|
120 |
Ticaret/Ekonomi |
faiz ödemesi hariç |
ex interest i.
|
|
121 |
Ticaret/Ekonomi |
genel avarya hariç |
free of general average (f.g.a.) i.
|
|
122 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç tutulan özvarlıklar |
excluded assets i.
|
|
123 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç tutulan sözleşmeler |
excluded contracts i.
|
|
124 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç tutulan yükümlülükler |
excluded liabilities i.
|
|
125 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç tutulan ticari markalar |
excluded trade marks i.
|
|
126 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç bırakılan risk |
excluded risk i.
|
|
127 |
Ticaret/Ekonomi |
hata ve noksanlar hariç |
errors and omissions excepted i.
|
|
128 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç tutma |
omitting i.
|
|
129 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç bırakma |
exclusion i.
|
|
130 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç tutulan fikri mülkiyet |
excluded ip i.
|
|
131 |
Ticaret/Ekonomi |
hata ve noksan hariç |
errors and omissions excepted i.
|
|
132 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç tutulan ticari markalar |
excluded trademarks i.
|
|
133 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç tutulan aktifler |
excluded assets i.
|
|
134 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç tutulan iş |
excluded business i.
|
|
135 |
Ticaret/Ekonomi |
iki ticari şirketin (borsa veya yasal alanlar hariç) belli bir alanda tek bir şirketmiş gibi faaliyet göstermesi |
dual-listed company i.
|
|
136 |
Ticaret/Ekonomi |
işçilik hariç üretim masrafları |
factory expense i.
|
|
137 |
Ticaret/Ekonomi |
silah hariç her şey |
everything but arms i.
|
|
138 |
Ticaret/Ekonomi |
tüm avaryalar hariç |
free of all average i.
|
|
139 |
Ticaret/Ekonomi |
tatil günleri hariç diğer çalışma günleri |
clear working days i.
|
|
140 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi hariç fiyat |
price excluding tax i.
|
|
141 |
Ticaret/Ekonomi |
bir kuruluşun temel faaliyetleri hariç tüm faaliyetlerini elden çıkarıp toplanan kaynakları rakiplerinin arasından sıyrılmasını sağlayacak becerilerine ayırdığı iş stratejisi |
focused strategy i.
|
|
142 |
Ticaret/Ekonomi |
kdv hariç |
vat excluded s.
|
|
143 |
Ticaret/Ekonomi |
masraf hariç |
cost exclusive s.
|
|
144 |
Ticaret/Ekonomi |
kdv hariç |
vat exclusive s.
|
|
145 |
Ticaret/Ekonomi |
yakında ortaya çıkacak bazı haklar hariç |
ex new s.
|
|
146 |
Ticaret/Ekonomi |
faiz hariç |
x in s.
|
|
147 |
Ticaret/Ekonomi |
faiz ödemesi hariç |
x in s.
|
|
148 |
Ticaret/Ekonomi |
yakında ortaya çıkacak bazı haklar hariç olarak |
ex new zf.
|
|
149 |
Ticaret/Ekonomi |
bütün avaryalar hariç |
free of all average expr.
|
|
150 |
Ticaret/Ekonomi |
cif boşaltma masrafları hariç |
c.i.f. free out expr.
|
|
151 |
Ticaret/Ekonomi |
dava ve say masrafları hariç |
excluding sue and labour charges expr.
|
|
152 |
Ticaret/Ekonomi |
çıkarılacak prim hisseleri hariç |
ex bonus expr.
|
|
153 |
Ticaret/Ekonomi |
hatalar hariç |
errors excepted expr.
|
|
154 |
Ticaret/Ekonomi |
özel avarya hariç |
free of particular average expr.
|
|
155 |
Ticaret/Ekonomi |
özel avarya hariç |
warrant free from particular average expr.
|
|
156 |
Ticaret/Ekonomi |
pazar ve tatiller hariç |
sundays and holidays excepted expr.
|
|
157 |
Ticaret/Ekonomi |
vergiler hariç |
tax excl. expr.
|
|
158 |
Ticaret/Ekonomi |
zapt ve müsadere hariç |
free of capture and seizure expr.
|
|
159 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi hariç |
tax excluded expr.
|
|
160 |
Ticaret/Ekonomi |
yükleme ve boşaltma giderleri hariç |
free in and out expr.
|
|
Law |
|
161 |
Hukuk |
tahsisat gibi şeyler hariç olarak verilen ücret |
base pay i.
|
|
162 |
Hukuk |
mevzudan hariç |
beside the point expr.
|
|
163 |
Hukuk |
konudan hariç |
beside the point expr.
|
|
164 |
Hukuk |
konudan hariç |
beside the mark expr.
|
|
165 |
Hukuk |
mevzudan hariç |
beside the mark expr.
|
|
166 |
Hukuk |
sadetten hariç |
beside the point expr.
|
|
167 |
Hukuk |
sadetten hariç |
beside the mark expr.
|
|
Insurance |
|
168 |
Sigortacılık |
hayat hariç diğer genel sigorta branşları |
non life insurance i.
|
|
169 |
Sigortacılık |
müşterek avarya hasarı hariç nakliyat sigorta poliçesi |
warranted free from average i.
|
|
170 |
Sigortacılık |
özel avarya hariç koşulu |
free of particular average i.
|
|
171 |
Sigortacılık |
zapt ve müsadere hariç |
fcs (free of capture and seizure) i.
|
|
172 |
Sigortacılık |
her türlü avaryalar hariç |
free of all average expr.
|
|
173 |
Sigortacılık |
hatalar hariç |
errors excepted expr.
|
|
174 |
Sigortacılık |
hususi avarya hariç |
free of particular average expr.
|
|
175 |
Sigortacılık |
istisna, hariç |
exclusion, excluded expr.
|
|
176 |
Sigortacılık |
kargaşalık ve halk hareketleri hariç |
free of riots ands civil commotions expr.
|
|
177 |
Sigortacılık |
pazar ve tatil günleri hariç |
sundays and holidays excepted expr.
|
|
178 |
Sigortacılık |
sovtaj masrafları hariç |
excluding salvage charges expr.
|
|
179 |
Sigortacılık |
zapt etme ve el koyma hariç |
free of capture and seizure expr.
|
|
180 |
Sigortacılık |
hata ve eksiklikler hariç |
errors and omission excepted expr.
|
|
Technical |
|
181 |
Teknik |
hariç tutarak yönetme |
management by exception i.
|
|
182 |
Teknik |
nem ve kül hariç yakıt analizi |
moisture and ash free analysis i.
|
|
183 |
Teknik |
iç bölümlerin sergilenmesi için dış yüzeyin hariç tutulduğu sunum |
cutaway drawing i.
|
|
184 |
Teknik |
iç bölümlerin sergilenmesi için dış yüzeyin hariç tutulduğu sunum |
cutaway model i.
|
|
185 |
Teknik |
florür hariç |
excluding fluoride s.
|
|
Computer |
|
186 |
Bilgisayar |
hariç tutulacak klasörler |
folders to be excluded i.
|
|
187 |
Bilgisayar |
hariç tutarak yönetme |
management by exception i.
|
|
188 |
Bilgisayar |
tablolar hariç otomatik |
automatic except tables expr.
|
|
Traffic |
|
189 |
Trafik |
motosiklet hariç taşıt trafiğine kapalı yol |
no motor vehicles i.
|
|
Psychology |
|
190 |
Psikoloji |
(paranoid şizofreni hariç) paranoid bozukluk |
paraphrenia i.
|
|
Gastronomy |
|
191 |
Mutfak |
(kırmızı et hariç) balık ve kümes hayvanları yiyen kimse |
demiveg i.
|
|
192 |
Mutfak |
(kırmızı et hariç) balık ve kümes hayvanları yiyen kimse |
demiveg i.
|
|
193 |
Mutfak |
(kırmızı et hariç) balık ve kümes hayvanları yiyen kimse |
demi-vegetarian i.
|
|
Math |
|
194 |
Matematik |
bir hariç ortak böleni olmayan kesir pay ve paydası |
lowest terms i.
|
|
195 |
Matematik |
ilk köşegeni ile buna bitişik iki köşegeni hariç tüm elemanları sıfır olan determinant |
continuant i.
|
|
Logic |
|
196 |
Mantık |
(mantıkta) istisna ve hariç bırakma anlamına gelen bir işaret |
minus sign i.
|
|
Chemistry |
|
197 |
Kimya |
geçici hariç alan |
temporary exclusion area i.
|
|
Biology |
|
198 |
Biyoloji |
(germ hücreleri hariç) bir organizmanın bütünü |
soma i.
|
|
199 |
Biyoloji |
(kuş ve memeliler hariç hayvanlar) değişkensıcaklı |
poikilothermous s.
|
|
200 |
Biyoloji |
(kuş ve memeliler hariç hayvanlar) vücut sıcaklığı ortama göre değişen |
poikilothermous s.
|
|
Marine Biology |
|
201 |
Deniz Biyolojisi |
çok genç dönemleri hariç kabuksuz olan, sırt veya yanlarında solungaçları bulunan yumuşakçaları içeren bir şube |
nudibranchiata i.
|
|
202 |
Deniz Biyolojisi |
ringa balığı hariç yenilebilir market balıklarından biri |
whitefish i.
|
|
203 |
Deniz Biyolojisi |
nautilidae familyası hariç yaşayan tüm kafadan bacaklıları kapsayan bir alt sınıf |
dibranchia i.
|
|
204 |
Deniz Biyolojisi |
nautilidae familyası hariç yaşayan tüm kafadan bacaklıları kapsayan bir alt sınıf |
dibranchiata i.
|
|
205 |
Deniz Biyolojisi |
nautilidae familyası hariç yaşayan tüm kafadan bacaklıları kapsayan bir alt sınıf |
subclass dibranchia i.
|
|
206 |
Deniz Biyolojisi |
nautilidae familyası hariç yaşayan tüm kafadan bacaklıları kapsayan bir alt sınıf |
subclass dibranchiata i.
|
|
Zoology |
|
207 |
Zooloji |
böcek gözünün (mercek hariç) yumuşak dokusu |
ommateum [obsolete] i.
|
|
208 |
Zooloji |
böcek gözünün (mercek hariç) yumuşak dokusuna ait veya ilgili |
ommateal s.
|
|
Botanic |
|
209 |
Botanik |
en uç kuzey ve akdeniz bölgesi hariç avrupa genelindeki akarsu ve nehirlerde yetişen çok yıllık bitki |
great yellowcress (nasturtium amphibium) i.
|
|
210 |
Botanik |
en uç kuzey ve akdeniz bölgesi hariç avrupa genelindeki akarsu ve nehirlerde yetişen çok yıllık bitki |
rorippa amphibia i.
|
|
211 |
Botanik |
afrika hariç ılıman güney yarım kürede yetişen bir kayın ağacı |
nothofagus i.
|
|
212 |
Botanik |
sınır işareti işlevi görmesi için tepesindeki dallar hariç tümüyle budanmış ağaç |
lopstick [canada] i.
|
|
213 |
Botanik |
sınır işareti işlevi görmesi için tepesindeki dallar hariç tümüyle budanmış ağaç |
lobstick [canada] i.
|
|
Education |
|
214 |
Eğitim |
oxford ve cambridge hariç diğer ingiliz üniversiteleri ile ilgili |
redbrick s.
|
|
215 |
Eğitim |
oxford ve cambridge hariç diğer ingiliz üniversiteleri ile ilgili |
red-brick s.
|
|
Geography |
|
216 |
Coğrafya |
avrupa kıtası (ada ülkeleri hariç) |
europe [uk/ireland] i.
|
|
217 |
Coğrafya |
yerkürenin ekvatoru hariç bir kesişim düzleminden elde edilen kesit çember |
small circle i.
|
|
Military |
|
218 |
Askeri |
askeri alımlar hariç belli görev prosedürlerini detaylı şekilde anlatan genelkurmay başkanlığı yönetmeliği |
chairman of the joint chiefs of staff instruction i.
|
|
219 |
Askeri |
askeri alımlar hariç belli görev prosedürlerini detaylı şekilde anlatan genelkurmay başkanlığı yönetmeliği |
chairman of the joint chiefs of staff manual i.
|
|
220 |
Askeri |
hariç iskele |
outport i.
|
|
221 |
Askeri |
hariç tutulan makam |
exempted addressee i.
|
|
222 |
Askeri |
askeri birliğin arka hariç her yönden kuşatılması |
cul-de-sac i.
|
|
Art |
|
223 |
Sanat |
(bacak hariç) balerinin yaptığı anlamlı beden hareketi |
pantomime i.
|
|
Music |
|
224 |
Müzik |
ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı notalar hariç tam seslerle bölünmüş bir diyatonik dizi |
minor diatonic scale i.
|
|
Abbreviation |
|
225 |
Kısaltma |
(gümrükte) noksanlar hariç |
o.e. (omissions excepted) s.
|
|
226 |
Kısaltma |
faiz hariç |
xi s.
|
|
227 |
Kısaltma |
faiz ödemesi hariç |
xi s.
|
|
Archaic |
|
228 |
Eski Kullanım |
hariç tutmak |
retrench f.
|
|
Reptiles |
|
229 |
Sürüngenler |
abd'de kuzey bölgeleri hariç yaygın olan, sarı şeritli siyah veya kahverengi bir yılan |
common kingsnake (lampropeltis getulus) i.
|
|
230 |
Sürüngenler |
deri sırtlı kaplumbağa hariç tüm yaşayan kaplumbağaları içeren bir testudinata alt takımı |
thecophoroidea i.
|
|
231 |
Sürüngenler |
kaplumbağalar hariç yaşayan tüm sürüngenleri kapsayan bir alt sınıf |
subclass diapsida i.
|
|
British Slang |
|
232 |
İngiliz Argosu |
hariç hiçbir şey |
nobbut (nothing but) expr.
|
|