| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | home country i. | anavatan | ||
|
The teacher said that we are the future of our home country. Öğretmen bizim kendi anavatanımızın geleceği olduğumuzu söyledi. More Sentences |
||||
| Ticaret/Ekonomi | home country i. | ana ülke | ||
| Ticaret/Ekonomi | home country i. | çok uluslu şirketin genel merkezinin içinde yer aldığı ülke | ||
| Computer | ||||
| Bilgisayar | home country i. | ev-ülke | ||
| Bilgisayar | home country expr. | yaşadığı ülke | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | home country control principle i. | ev sahibi ülkenin gözetim ve denetim yetkisine sahip olması |
| Colloquial | ||
| Konuşma Dili | one's home country i. | memleketi |
