kill - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
kill öldürmek v.
  • Yesterday, in one of the Palestinian refugee camps, Ariel Sharon's troops killed twenty-two people.
  • Dün Filistin mülteci kamplarından birinde Ariel Sharon'un askerleri yirmi iki kişiyi öldürdü.
  • For the past 23 years, he has systematically killed his own people and the leaders of his Stalinist regime.
  • Geçtiğimiz 23 yıl boyunca kendi halkını ve Stalinist rejiminin liderlerini sistematik olarak öldürdü.
  • The reality that smoking kills is not getting across at the moment.
  • Sigaranın öldürdüğü gerçeği şu anda anlaşılmıyor.
Show More (1929)
kill öldüren adj.
  • If you want to catch the guy who killed him, check out his neighbor.
  • Onu öldüren adamı yakalamak istiyorsanız, komşusunu kontrol edin.
  • My only crime is I look like someone who killed that girl.
  • Benim tek suçum o kızı öldüren birine benziyor olmam.
  • I'm the one who killed him.
  • Onu öldüren benim.
Show More (31)
kill katletmek v.
  • Iraq's last lion was killed in 1918.
  • Irak'ın son aslanı 1918'de katledilmişti.
  • Killing people while they pray is the most vile thing imaginable.
  • İnsanları ibadet ederken katletmek akla gelebilecek en aşağılık şey.
  • Many soldiers were killed in World War II.
  • İkinci Dünya Savaşı'nda birçok asker katledildi.
Show More (7)
kill dindirmek v.
  • Please give me something to kill the pain.
  • Lütfen acımı dindirecek bir şey verin.
  • Kill my heart and release my pain!
  • Kalbimi öldür ve acımı dindir!
  • I need some medicine to kill the pain.
  • Ağrıyı dindirmek için biraz ilaca ihtiyacım var.
Show More (2)
kill yok etmek v.
  • There is a need to guarantee an appropriate standard of sterilisation in order to kill off pathogens.
  • Patojenleri yok etmek için uygun bir sterilizasyon standardının garanti altına alınması gerekmektedir.
  • Abortion is a crime that kills the child and destroys the mother.
  • Kürtaj, çocuğu öldüren ve anneyi yok eden bir suçtur.
  • Use a powerful arsenal of weapons and kill all the terrorists.
  • Büyük bir silah cephaneliği kullanın ve tüm teröristleri yok edin.
Show More (1)
kill gebertmek v.
  • I'll kill you right here!
  • Gebertirim seni burada!
  • I'm going to kill Tom!
  • Ben Tom'u geberteceğim!
  • I'll kill Tom.
  • Tom'u geberteceğim.
Show More (0)
kill ortadan kaldırmak v.
  • You are proposing the atypical workers' directive which, instead of promoting job flexibility, will help to kill it off.
  • İş esnekliğini teşvik etmek yerine onu ortadan kaldırmaya yardımcı olacak atipik işçi yönergesini öneriyorsunuz.
  • This is the message some people in this chamber are giving out and we must kill that off.
  • Bu meclisteki bazı kişilerin verdiği mesaj budur ve bunu ortadan kaldırmalıyız.
Show More (-1)
kill cinayet işlemek v.
  • I've watched him kill more than once and done nothing.
  • Onu birden fazla kez cinayet işlerken izledim ve hiçbir şey yapmadım.
  • I've watched him kill more than once and done nothing.
  • Onun birden fazla kez cinayet işlemesini izledim ve hiçbir şey yapmadım.
Show More (-1)
kill durdurmak v.
  • I killed the engine.
  • Motoru durdurdum.
  • Tom killed the engine.
  • Tom motoru durdurdu.
Show More (-1)
kill mahvetmek v.
  • And what kills you is that I'll make a great president.
  • Ve seni mahveden şey, benim harika bir başkan olacak olmam.
Show More (-2)
kill bitirmek v.
  • Tom killed his drink.
  • Tom içkisini bitirdi.
Show More (-2)
kill harcamak v.
  • She killed an hour looking around the stores.
  • Mağazalara bakarak bir saat harcadı.
Show More (-2)
kill kesmek v.
  • Don't kill the goose that lays the golden eggs.
  • Altın yumurtlayan tavuğu kesmeyin.
Show More (-2)
kill ışığı söndürmek v.
  • Please kill the lights.
  • Lütfen ışıkları söndür.
Show More (-2)
kill canına kıymak v.
  • Osamu Dazai killed himself at the age of thirty-nine.
  • Osamu Dazai otuz dokuz yaşında canına kıydı.
Show More (-2)