|
- Yesterday, in one of the Palestinian refugee camps, Ariel Sharon's troops killed twenty-two people.
- Dün Filistin mülteci kamplarından birinde Ariel Sharon'un askerleri yirmi iki kişiyi öldürdü.
- For the past 23 years, he has systematically killed his own people and the leaders of his Stalinist regime.
- Geçtiğimiz 23 yıl boyunca kendi halkını ve Stalinist rejiminin liderlerini sistematik olarak öldürdü.
- The reality that smoking kills is not getting across at the moment.
- Sigaranın öldürdüğü gerçeği şu anda anlaşılmıyor.
- The 'Everything But Arms' initiative will not kill anyone or cost anything.
- 'Silahlar Dışında Her Şey' girişimi kimseyi öldürmeyecek ya da herhangi bir maliyeti olmayacaktır.
- This is against the backdrop of a suicide bomber in Moscow last week killing six innocent civilians.
- Geçen hafta Moskova'da bir intihar bombacısının altı masum sivili öldürdüğü bir ortamda bu açıklamayı yapıyorum.
- No, but during those six weeks of peace the Tsahal killed dozens of Palestinians.
- Hayır, ama o altı haftalık barış süresince Tsahal düzinelerce Filistinliyi öldürdü.
- No, but during those six weeks of peace the Tsahal killed dozens of Palestinians.
- Hayır, ama o altı haftalık barış döneminde İsrail Savunma Kuvvetleri düzinelerce Filistinliyi öldürmüştür.
- A state that kills and tortures should never have international legitimacy.
- Öldüren ve işkence eden bir devlet asla uluslararası meşruiyete sahip olmamalıdır.
- I have not heard one word of condemnation of Iraqi troops killing their own people in Basra.
- Irak askerlerinin Basra'da kendi halkını öldürmesinin kınandığına dair tek bir kelime bile duymadım.
- The violent offensive and the killing can never lead to peace.
- Şiddet içeren saldırılar ve öldürmeler asla barışa yol açamaz.
- Exposure to asbestos can maim and kill and asbestos workers have to be protected.
- Asbeste maruz kalmak sakat bırakabilir ve öldürebilir ve asbest çalışanları korunmalıdır.
- I, however, believe that there is a middle way between killing and dying, which we must take.
- Ancak ben, öldürmek ve ölmek arasında orta bir yol olduğuna ve bu yolu seçmemiz gerektiğine inanıyorum.
- During the war in Yugoslavia, American aircraft continuously bombarded towns, killing civilians.
- Yugoslavya'daki savaş sırasında Amerikan uçakları sürekli olarak şehirleri bombalayarak sivilleri öldürdü.
- In 1970, Tanzania nationalised sisal farms, businesses and real estate, killing its private sector.
- 1970 yılında Tanzanya sisal çiftliklerini, işletmeleri ve gayrimenkulleri kamulaştırarak özel sektörünü öldürdü.
- Just before killing Yolanda, the paramilitaries publicly executed thirteen peasants in Teima.
- Yolanda'yı öldürmeden hemen önce paramiliterler Teima'da on üç köylüyü alenen infaz etti.
- The 'Everything But Arms' initiative will not kill anyone or cost anything.
- "Silahlar Dışında Her Şey" girişimi kimseyi öldürmeyecek ya da herhangi bir maliyeti olmayacaktır.
- Finally, the death penalty is also a punishment that terrorists are continually giving by killing unarmed citizens.
- Son olarak, ölüm cezası da teröristlerin silahsız vatandaşları öldürerek sürekli verdikleri bir cezadır.
- He would kill them en masse and throw them into the sea.
- Onları topluca öldürüp denize atacaktı.
- Will this remedy kill the patient?
- Bu ilaç hastayı öldürecek mi?
- It certainly appears as an attractive alternative to killing and destroying animals.
- Hayvanları öldürmek ve yok etmek için kesinlikle cazip bir alternatif olarak görünüyor.
- The observation was made that, in many developing countries, the European Union is killing the farmers.
- Birçok gelişmekte olan ülkede Avrupa Birliği'nin çiftçileri öldürdüğü gözlemi yapılmıştır.
- We see them imposing embargos on Iraq, where they have killed thousands of children.
- Binlerce çocuğu öldürdükleri Irak'a ambargo uyguladıklarını görüyoruz.
- Landmines kill, every day and in many countries.
- Mayınlar her gün ve birçok ülkede öldürüyor.
- The poorest in Zimbabwe do not want to shoot, kill, loot and burn crops.
- Zimbabve'nin en yoksulları ateş etmek, öldürmek, yağmalamak ve ekinleri yakmak istemiyor.
- Please recognise that people are afraid of having to kill.
- Lütfen insanların öldürmekten korktuklarını kabul edin.
- Despite everything, the pillaging and killing simply continue.
- Her şeye rağmen yağmalama ve öldürme devam ediyor.
- Abortion is a crime that kills the child and destroys the mother.
- Kürtaj, çocuğu öldüren ve anneyi mahveden bir suçtur.
- Why should we breed them just to kill them and serve them up at table?
- Neden onları sadece öldürmek ve masada servis etmek için yetiştirelim ki?
- The 'Everything But Arms' initiative will not kill anyone or cost anything.
- Silahlar Dışında Her Şey' girişimi kimseyi öldürmeyecek ya da hiçbir maliyeti olmayacaktır.
- Killing and bringing you back, that's how he connects.
- Öldürüp geri getirmek, işte bu şekilde bağlantı kuruyor.
- She killed my father in cold blood.
- Babamı soğukkanlılıkla öldürdü.
- No, servant, I will kill you and let you go first.
- Hayır hizmetçi, seni öldüreceğim ve önce senin gitmene izin vereceğim.
- That's probably why the Alien didn't kill these four people on the monitor.
- Muhtemelen uzaylının monitördeki bu dört kişiyi öldürmemesinin nedeni budur.
- If you really want to kill yourself, wait till the season is over.
- Eğer kendinizi öldürmek istiyorsanız, sezon bitene kadar bekleyin.
- We still kill and hate one another.
- Hâlâ birbirimizi öldürüyor ve birbirimizden nefret ediyoruz.
- Ever since that little kid called up everyone wants to call and tell me to kill myself.
- O velet aradığından beri herkes arayıp kendimi öldürmemi söylüyor.
- Those crazy space invaders almost killed us.
- O çılgın uzay istilacıları neredeyse bizi öldürüyordu.
- Use a powerful arsenal of weapons and kill all the terrorists.
- Büyül bir silah cephaneliği kullanarak tüm teröristleri öldürün.
- Ever since that little kid called up everyone wants to call and tell me to kill myself.
- O küçük çocuk aradığından beri herkes beni arayıp kendimi öldürmemi istiyor.
- That's probably why the Alien didn't kill these four people on the monitor.
- Uzaylı'nın monitördeki bu dört kişiyi öldürmemesinin nedeni de muhtemelen budur.
- It was completely unnecessary to kill that man, he was really nice.
- O adamı öldürmek tamamıyla gereksizdi, gerçekten nazik biriydi.
- If you really want to kill yourself, wait till the season is over.
- Eğer gerçekten kendini öldürmek istiyorsan, mevsim bitene kadar bekle.
- Slick, dresses nice, makes very good money killing people.
- Düzgün, güzel giyimli, insanları öldürerek iyi para kazanıyor.
- Enough to kill you and your whole family ten times over.
- Seni ve tüm aileni on kez öldürmeye yetecek kadar.
- I mean, I watched this guy kill a man in cold blood.
- Yani, bu adamın soğukkanlılıkla birini öldürmesini izledim.
- I mean, I watched this guy kill a man in cold blood.
- Yani, bu adamı bir insanı soğukkanlı bir şekilde öldürürken izledim.
- To kill another human being is not easy.
- Bir başka insanı öldürmek kolay değildir.
- Man, killing people was not supposed to be part of this.
- Adamım, insanları öldürmek bunun bir parçası olmamalıydı.
- Ever since that little kid called up everyone wants to call and tell me to kill myself.
- O küçük çocuk aradığından beri herkes telefon edip kendimi öldürmemi söylüyor.
- And what kills you is that I'll make a great president.
- Ve seni öldüren şey şu ki, ben harika bir başkan olacağım.
- So, no, I did not kill another human being.
- Yani, hayır, ben başka bir insanı öldürmedim.
- One hard word from you at that height kills me.
- O yükseklikte ağzından çıkacak kötü bir söz beni öldürür.
- She killed my father in cold blood.
- O babamı soğukkanlılıkla öldürdü.
- No, servant, I will kill you and let you go first.
- Hayır, hizmetçi, seni öldüreceğim ve önce gitmene izin vereceğim.
- It was completely unnecessary to kill that man, he was really nice.
- O adamı öldürmek tamamen gereksizdi, adam gerçekten iyi biriydi.
- Those crazy space invaders almost killed us.
- Bu uzaylı istilacılar neredeyse bizi öldürüyordu.
- It is not easy to kill another human being.
- Bir başka insanı öldürmek kolay değildir.
- And have you found that witch doctor that almost killed me?
- Beni neredeyse öldüren büyücü hekimi buldun mu?
- We still kill and hate one another.
- Birbirimizi öldürmeye ve birbirimizden nefret etmeye devam ediyoruz.
- If you are a human being and have an ounce of humanity or compassion, then kill me, but do not harm the boy.
- Eğer insansanız ve birazcık insanlığınız ya da merhametiniz varsa, o zaman beni öldürün ama çocuğa zarar vermeyin.
- Use a powerful arsenal of weapons and kill all the terrorists.
- Büyük bir silah cephanesi kullanın ve tüm teröristleri öldürün.
- Those crazy space invaders almost killed us.
- O çılgın uzay istilacıları neredeyse bizi öldürecekti.
- She killed my father in cold blood.
- O soğukkanlı bir şekilde babamı öldürdü.
- Andrew and Olivia killed Tyler for that flash drive.
- Andrew ve Olivia o flaş bellek için Tyler'ı öldürdüler.
- You didn't kill him like a peace officer.
- Onu bir polis memuru gibi öldürmediniz.
- Could I kill another human being?
- Başka bir insanı öldürebilir miyim?
- Because one of the cleverest killers since the Borgias knows that you just tried to kill him.
- Çünkü Borgias'tan bu yana en zeki katillerden biri onu öldürmeye çalıştığınızı biliyor.
- I've watched him kill more than once and done nothing.
- Onu birden fazla kez insan öldürürken izledim ve hiçbir şey yapmadım.
- It was completely unnecessary to kill that man, he was really nice.
- O adamı öldürmek tamamen gereksizdi, gerçekten çok iyi biriydi.
- Because one of the cleverest killers since the Borgias knows that you just tried to kill him.
- Çünkü Borgiaslardan bu yana en zeki katillerden biri senin onu öldürmeye çalıştığını biliyor.
- Whereas a human being's killing someone is his own choice.
- Oysa bir insanın bir başkasını öldürmesi kendi seçimidir.
- You didn't kill him like a peace officer.
- Onu bir asayiş görevlisi gibi öldürmedin.
- Enough to kill you and your whole family ten times over.
- Sizi ve tüm ailenizi on kez öldürmeye yeterli.
- I mean, I watched this guy kill a man in cold blood.
- Yani bu adamın soğukkanlılıkla bir adamı öldürüşünü izledim.
- It would be nice not to want to kill you all the time.
- Sizi her zaman öldürmek istemeseler iyi olurdu.
- Sometimes that kind of blues will make you even kill one another.
- Bazen böyle bir Blues birbirinizi öldürmenize bile sebep olur.
- Rahm Tak would have killed every person in Defiance if you hadn't.
- Sen olmasaydın Rahm Tak Defiance'daki herkesi öldürecekti.
- Janis, this man, he's sworn to kill you.
- Janis, bu adam seni öldürmeye yemin etti.
- So, the killing power of giants like these is hard to estimate.
- Dolayısıyla, bunun gibi devlerin öldürme güçlerini hesaplamak zordur.
- Because one of the cleverest killers since the Borgias knows that you just tried to kill him.
- Çünkü Borgiaslardan bu yana en akıllı katillerden biri, onu öldürmeye çalıştığını biliyor.
- No, I'll kill you and send you ahead first.
- Hayır, seni öldüreceğim ve önce seni göndereceğim.
- Slick, dresses nice, makes very good money killing people.
- Şık, güzel giyiniyor, insanları öldürerek çok iyi para kazanıyor.
- Why would someone kill Tom?
- Neden biri Tom'u öldürsün ki?
- I think Tom wanted to kill us both.
- Sanırım Tom ikimizi de öldürmek istedi.
- Did you really hire someone to kill Tom?
- Gerçekten Tom'u öldürmesi için birini mi tuttun?
- You shouldn't have killed them.
- Onları öldürmemeliydin.
- Layla could have killed Sami.
- Layla Sami'yi öldürmüş olabilir.
- Who tried to kill you?
- Seni kim öldürmeye çalıştı?
- Tom hired someone to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmesi için birini tuttu.
- Dan wasn't remorseful about killing Linda.
- Dan, Linda'yı öldürdüğü için pişmanlık duymuyordu.
- Sami never killed anyone.
- Sami hiç kimseyi öldürmedi.
- Did Tom confess to killing Mary?
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti mi?
- Smoking can kill.
- Sigara içmek öldürebilir.
- Tom wanted to kill me.
- Tom beni öldürmek istedi.
- Tom confessed to killing Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- Who killed them?
- Onları kim öldürdü?
- Tom begged Mary not to kill his dog.
- Tom, köpeğini öldürmemesi için Mary'ye yalvardı.
- You can kill a man, but you can't kill an idea.
- Bir adamı öldürebilirsin; ama bir fikri öldüremezsin.
- Sami continued to insist that he didn't kill anyone.
- Sami kimseyi öldürmediği konusunda ısrar etmeye devam etti.
- I'd be unhappy, but I wouldn't kill myself.
- Mutsuz olurdum ama kendimi öldürmezdim.
- Who tried to kill Tom?
- Tom'u kim öldürmeye çalıştı?
- Tom didn't kill anybody.
- Tom kimseyi öldürmedi.
- What she ate almost killed her.
- Yediği şeyler az kalsın onu öldürecekti.
- Did you really threaten to kill Tom?
- Gerçekten Tom'u öldürmekle mi tehdit ettin?
- Who do you think killed him?
- Sence onu kim öldürdü?
- They'll kill me!
- Beni öldürecekler!
- Tom killed Mary in self-defense.
- Tom, Mary'i nefsi müdafaa için öldürdü.
- Don't make me kill you.
- Seni öldürmek zorunda bırakma beni.
- I admit that I killed it.
- Onu öldürdüğümü itiraf ediyorum.
- You tried to kill me.
- Beni öldürmeye çalıştın.
- Tom killed himself yesterday.
- Tom dün kendini öldürdü.
- Tom shot and killed a man who insulted Mary.
- Tom, Mary'ye hakaret eden bir adamı vurup öldürdü.
- I know what killed Tom.
- Tom'u neyin öldürdüğünü biliyorum.
- She killed herself yesterday.
- Dün kendini öldürdü.
- I want to kill Tom before he kills me.
- O beni öldürmeden önce Tom'u öldürmek istiyorum.
- Betty killed her mother.
- Betty annesini öldürdü.
- I was warned that somebody would try to kill me.
- Birinin beni öldürmeye çalışacağı konusunda uyarılmıştım.
- If I don't do what they say, they'll kill me.
- Eğer onların söylediklerini yapmazsam, beni öldürecekler.
- They'll kill me.
- Beni öldürecekler.
- Do you know why Tom killed himself?
- Tom'un neden kendini öldürdüğünü biliyor musun?
- We killed them.
- Onları biz öldürdük.
- Is that why you want to kill me?
- Bu yüzden mi beni öldürmek istiyorsun?
- They were going to kill you.
- Seni öldüreceklerdi.
- I certainly had no idea Tom was thinking about killing himself.
- Tom'un kendini öldürmeyi düşündüğüne dair kesinlikle fikrim yoktu.
- They're going to kill me.
- Onlar beni öldürecekler.
- Sami went to Cairo to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürmek için Kahire'ye gitti.
- They killed her.
- Onu öldürdüler.
- Tom won't be killing anybody else.
- Tom başka kimseyi öldürmeyecek.
- Tom killed my neighbor's cat.
- Tom komşumun kedisini öldürdü.
- I saw Mary kill Tom.
- Mary'nin Tom'u öldürdüğünü gördüm.
- Sami said Layla killed herself with antifreeze.
- Sami, Layla'nın kendini antifrizle öldürdüğünü söyledi.
- Tom admitted killing Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- No one knows how many people Tom killed.
- Tom'un kaç kişiyi öldürdüğünü hiç kimse bilmiyor.
- Landmines kill 15,000 to 20,000 people every year, many of them children.
- Kara mayınları her yıl çoğu çocuk 15.000 ila 20.000 kişiyi öldürmektedir.
- Sami had killed Layla and waited for hours before he called 911.
- Sami, Layla'yı öldürmüş ve 911'i aramadan önce saatlerce beklemişti.
- I've killed my sister.
- Kız kardeşimi öldürdüm.
- Tom claims that he has never killed anyone.
- Tom hiç kimseyi öldürmediğini iddia ediyor.
- Did you know that Mary killed Tom?
- Mary'nin Tom'u öldürdüğünü biliyor muydun?
- They will kill me.
- Beni öldürecekler.
- Who'd want to kill you?
- Seni kim öldürmek ister?
- Tom believes Mary killed John.
- Tom, John'u Mary'nin öldürdüğüne inanıyor.
- Who do you think killed Tom?
- Sence Tom'u kim öldürdü?
- Tom was ready to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmeye hazırdı.
- I could kill you now.
- Seni şimdi öldürebilirim.
- I didn't try to kill them.
- Onları öldürmeye çalışmadım.
- I wonder who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü merak ediyorum.
- If you hurt her, I'll kill you.
- Onu incitirsen, seni öldürürüm.
- He killed himself by driving recklessly.
- Dikkatsiz araba kullanarak kendini öldürdü.
- Is Tom coming to kill us?
- Tom bizi öldürmeye mi geliyor?
- Tom is prepared to kill you.
- Tom seni öldürmeye hazır.
- The bank fees are killing me.
- Banka ücretleri beni öldürüyor.
- Cats kill rats.
- Kediler fareleri öldürür.
- I killed the rat with a stick.
- Bir çubukla fareyi öldürdüm.
- They tortured the prisoner first and then killed him.
- Onlar, tutukluya önce işkence ettiler ve sonra onu öldürdüler.
- Sami liked killing people.
- Sami insanları öldürmeyi severdi.
- If he knows that we're here he'll kill us.
- Burada olduğumuzu bilse bizi öldürür.
- Are you suggesting that Tom killed all those people?
- Tom'un bütün o insanları öldürdüğünü mü söylüyorsun?
- I never killed anyone.
- Ben kimseyi öldürmedim.
- Tom has tried to kill himself again.
- Tom yine kendini öldürmeye çalıştı.
- Tom killed Mary for her money.
- Tom parası için Mary'yi öldürdü.
- Sami threatened to kill Layla for being Muslim.
- Sami Leyla'yı Müslüman olduğu için öldürmekle tehdit etti.
- If Tom didn't kill Mary, then who did?
- Eğer Tom Mary'yi öldürmediyse, öyleyse kim öldürdü?
- God is dead, and we have killed him.
- Tanrı öldü ve onu biz öldürdük.
- I don't know who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü bilmiyorum.
- My wife's going to kill me.
- Karım beni öldürecek.
- Sami killed his sister and niece.
- Sami kız kardeşini ve kız yeğenini öldürdü.
- Who tried to kill us?
- Bizi kim öldürmeye çalıştı?
- You shouldn't have killed her.
- Onu öldürmemeniz gerekirdi.
- Dan threatened to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmekle tehdit etti.
- If you know who killed Tom, you should tell the police.
- Tom'u kimin öldürdüğünü biliyorsan polise söylemelisin.
- I would never kill myself.
- Kendimi asla öldürmezdim.
- Dania witnessed Fadil killing two people.
- Dania, Fadıl'ın iki kişiyi öldürdüğüne şahit oldu.
- They were going to kill Tom.
- Tom'u öldüreceklerdi.
- Fadil was convinced that Layla no longer wanted to kill him.
- Fadıl, Leyla'nın artık onu öldürmek istemediğine ikna olmuştu.
- I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
- Sadece kendi öldürdüğüm ve kestiğim hayvanların etini yiyorum.
- This bomb can kill many people.
- Bu bomba birçok insanı öldürebilir.
- Tom killed Mary for money.
- Tom Mary'i para için öldürdü.
- Sami killed innocent people.
- Sami masum insanları öldürdü.
- Someone tried to kill Tom.
- Birisi Tom'u öldürmeye çalıştı.
- Tom told his commanding officer that he wasn't willing to kill anyone.
- Tom komutanına kimseyi öldürmek istemediğini söyledi.
- Are you telling me to kill Tom?
- Bana Tom'u öldürmemi mi söylüyorsun?
- Tom ordered one of his henchmen to kill Mary.
- Tom, adamlarından birine Mary'yi öldürmesini emretti.
- Tom shot and killed Mary.
- Tom, Mary'yi vurdu ve öldürdü.
- Tom has tried to kill himself three times.
- Tom üç kez kendini öldürmeye çalıştı.
- I saw Tom kill Mary.
- Tom'un Mary'yi öldürdüğünü gördüm.
- Tom and his workers killed all the infected sheep.
- Tom ve işçileri tüm hastalıklı koyunları öldürdü.
- There's a chance that Tom might try to kill himself again.
- Tom'un tekrar kendini öldürmeye çalışması mümkündür.
- I'll kill all of them.
- Hepsini öldüreceğim.
- You can't kill both of us.
- İkimizi öldüremezsin.
- Tom killed Mary because he found out she had started the fire that had killed his family.
- Tom Mary'yi öldürdü çünkü ailesinin ölümüne neden olan yangını onun başlattığını öğrendi.
- Tom tried to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmeye çalıştı.
- She's going to kill me.
- Beni öldürecek.
- That's why we think Tom killed himself.
- Bu yüzden Tom'un kendini öldürdüğünü düşünüyoruz.
- After killing Tom, Mary escaped through the window.
- Tom'u öldürdükten sonra, Mary pencereden kaçtı.
- The creation killed its creator.
- Yaratılan, yaratıcısını öldürdü.
- The wolf killed the lamb.
- Kurt, kuzuyu öldürdü.
- Layla is going to come back and kill Sami.
- Leyla geri gelip Sami'yi öldürecek.
- I think it a mystery why he killed his wife.
- Bence karısını neden öldürdüğü bir muamma.
- Someone tried to kill me.
- Biri beni öldürmeye çalıştı.
- Why do people kill themselves?
- İnsanlar neden kendilerini öldürür?
- Did you want to kill them?
- Onları öldürmek istedin mi?
- That famous poet planned on killing himself in his library.
- O ünlü şair kütüphanesinde kendini öldürmeyi planlanmış.
- Tom believes Mary killed herself.
- Tom Mary'nin kendini öldürdüğüne inanıyor.
- According to Dan, Linda had killed herself.
- Dan'e göre Linda kendini öldürmüştü.
- Who did Pizarro kill?
- Pizarro kimi öldürdü?
- Somebody killed them.
- Birileri onları öldürdü.
- The police think that Tom has killed several people.
- Polis Tom'un birkaç kişiyi öldürdüğünü düşünüyor.
- When was the last time you killed a mouse?
- En son ne zaman bir fare öldürdün?
- Which is worse, killing one person or letting five people die?
- Hangisi daha kötüdür, bir insanı öldürmek mi yoksa beş kişinin ölmesine izin vermek mi?
- Tom tried to have Mary killed.
- Tom, Mary'yi öldürtmeye çalıştı.
- Tom nearly killed himself a few hours ago.
- Tom birkaç saat önce neredeyse kendini öldürüyordu.
- Tom planned to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmeyi planladı.
- If I see you around here again, I'll kill you.
- Seni bir daha buralarda görürsem öldürürüm.
- Tom believes Mary killed herself.
- Tom, Mary'nin kendini öldürdüğüne inanıyor.
- I couldn't kill you.
- Seni öldüremedim.
- The hijackers threatened to kill the hostages if their demands were not met.
- Hava korsanları, taleplerinin karşılanmaması halinde rehineleri öldürmekle tehdit etti.
- I don't think Tom killed anybody.
- Tom'un birisini öldürdüğünü sanmıyorum.
- You would also have tried to kill the offender, wouldn't you?
- Sen de saldırganı öldürmeye çalışırdın, değil mi?
- According to Tom, Mary killed herself.
- Tom'a göre, Mary kendini öldürdü.
- Who would want to kill you, Tom?
- Seni kim öldürmek ister, Tom?
- My cat killed this mouse.
- Bu fareyi benim kedim öldürdü.
- Tom killed Mary in her sleep.
- Tom uykusunda Mary'yi öldürdü.
- A little work won't kill you.
- Biraz çalışmak sizi öldürmez.
- The time reads books to kill people.
- Zaman insanları öldürmek için kitap okur.
- Sami was trying to kill himself.
- Sami kendini öldürmeye çalışıyordu.
- If you continue seeing that Layla, I swear I will kill you.
- Eğer o Layla'yla görüşmeye devam edersen, yemin ederim seni öldürürüm.
- Sami killed Layla and set her house on fire to cover it up.
- Sami, Layla'yı öldürdü ve bunu örtbas etmek için evini ateşe verdi.
- I was hired to kill your friend.
- Arkadaşını öldürmek için tutuldum.
- There's more ways than one to kill a cat.
- Bir kediyi öldürmenin birden fazla yolu vardır.
- Tom has threatened to kill me.
- Tom beni öldürmekle tehdit etti.
- She allegedly killed him.
- İddiaya göre onu öldürdü.
- Tom and Mary were plotting to kill Tom's father for the life insurance.
- Tom ve Marry hayat sigortası için Tom'un babasını öldürmek amacıyla kumpas kuruyorlardı.
- My disease will kill me.
- Hastalığım beni öldürecek.
- Tom talked about killing his father.
- Tom babasını öldürmekten bahsediyordu.
- I'd kill myself first.
- Önce kendimi öldürürdüm.
- He could not control his compulsion to kill.
- O, öldürme dürtüsünü kontrol edemedi.
- The chief's gonna kill me.
- Şef beni öldürecek.
- I wanted to kill him.
- Onu öldürmek istedim.
- There's more ways than one to kill a cat.
- Bir kediyi öldürmenin birden fazla yolu var.
- I'm gonna kill that bitch.
- O fahişeyi öldüreceğim.
- They killed our cows.
- İneklerimizi öldürdüler.
- I didn't kill Tom.
- Tom'u öldürmedim.
- If you don't do what he says, he'll kill you.
- Eğer dediğini yapmazsan, seni öldürür.
- My canary was killed by a cat.
- Kanaryamı bir kedi öldürdü.
- Sami asked Majid to kill his wife.
- Sami, Macit'ten karısını öldürmesini istedi.
- You cannot kill yourself by holding your breath.
- Nefesini tutarak kendini öldüremezsin.
- Who do you think killed them?
- Sence onları kim öldürdü?
- Tom attempted to kill himself.
- Tom kendini öldürmeye çalıştı.
- Did you want to kill Tom?
- Tom'u öldürmek istediniz mi?
- She allegedly killed him.
- O, iddialara göre onu öldürdü.
- I want to kill someone.
- Birini öldürmek istiyorum.
- I was under arrest for killing Tom.
- Tom'u öldürdüğüm için tutuklanmıştım.
- Betty killed everyone.
- Betty herkesi öldürdü.
- I know what killed them.
- Onları neyin öldürdüğünü biliyorum.
- Smoking kills.
- Sigara öldürür.
- Sami wanted to kill his own daughter to save himself.
- Sami kendini kurtarmak için kızını öldürmek istedi.
- They all killed themselves.
- Onların hepsi kendilerini öldürdü.
- Tom killed his wife.
- Tom karısını öldürdü.
- I thought that Tom was going to kill me.
- Tom'un beni öldüreceğini sandım.
- What doesn't kill you will make you stronger.
- Seni öldürmeyen şey güçlendirir.
- Layla fantasized about killing her mother her entire life.
- Leyla hayatını boyunca annesini öldürmeyi hayal etti.
- Sami asked Majid to kill his wife.
- Sami, Mecid'e karısını öldürmesini söyledi.
- The tornado killed more than twenty people.
- Kasırga yirmiden fazla kişiyi öldürdü.
- We didn't kill Tom.
- Tom'u öldürmedik.
- How do you know those guys won't try to kill us?
- O adamların bizi öldürmeye çalışmayacağını nereden biliyorsun?
- I have no choice but to kill.
- Öldürmekten başka seçeneğim yok.
- Dan killed all the infected sheep.
- Dan tüm enfekte koyunları öldürdü.
- I didn't try to kill him.
- Onu öldürmeye çalışmadım.
- You aren't really going to kill Tom, are you?
- Tom'u gerçekten öldürmeyeceksin, değil mi?
- Do you know who Tom killed?
- Tom'un kimi öldürdüğünü biliyor musun?
- I almost killed myself snowboarding.
- Kar kaykayı yaparken neredeyse kendimi öldürüyordum.
- If Tom didn't kill Mary, then who did?
- Mary'yi Tom öldürmediyse, kim öldürdü?
- We can't let them kill him.
- Onların onu öldürmesine izin veremeyiz.
- Beowulf killed Grendel with his bare hands.
- Beowulf Grendel'i çıplak elleriyle öldürdü.
- Betty killed his mother.
- Betty annesini öldürdü.
- Tom was trying to kill us.
- Tom bizi öldürmeye çalışıyordu.
- She killed him with a knife.
- Onu bıçakla öldürdü.
- If you don't do what we say, we'll kill you.
- Söylediklerimizi yapmazsan seni öldürürüz.
- Tom wants to kill Mary.
- Tom Mary'i öldürmek istiyor.
- She threatened to kill him.
- Onu öldürmekle tehdit etti.
- These shoes are killing me.
- Bu ayakkabılar beni öldürüyor.
- Tom hid the knife he'd killed Mary with in John's bedroom.
- Tom, Mary'yi öldürdüğü bıçağı John'un yatak odasına sakladı.
- You killed my mother.
- Annemi öldürdün.
- Who would want to kill you, Tom?
- Kim seni öldürmek isteyecek, Tom?
- I almost killed myself trying to do that.
- Bunu yapmaya çalışırken neredeyse kendimi öldürüyordum.
- Layla wanted to kill herself.
- Layla kendini öldürmek istedi.
- If I want, they will kill you.
- Eğer istersem, seni öldürürler.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
- Dima bir gecede 25 erkekle yattı ve sonra onları öldürdü.
- Maria tried to kill herself with sleeping pills.
- Maria uyku haplarıyla kendini öldürmeye çalıştı.
- What kind of mushrooms can kill you?
- Hangi tür mantarlar seni öldürebilir?
- This is how he killed the big bear.
- Büyük ayıyı bu şekilde öldürdü.
- After killing Tom, Mary escaped through the window.
- Tom'u öldürdükten sonra Mary pencereden kaçtı.
- I think Tom wanted to kill us both.
- Bence Tom ikimizi de öldürmek istedi.
- Why do people kill themselves?
- İnsanlar neden kendilerini öldürürler?
- Tom forgave Mary for killing his dog.
- Tom, köpeğini öldürdüğü için Mary'yi bağışladı.
- I have killed them.
- Onları öldürdüm.
- You killed my father.
- Sen babamı öldürdün.
- Why did Tom kill himself?
- Tom neden kendini öldürdü?
- Tom will kill Mary.
- Tom Mary'i öldürecek.
- Tetanus continues to kill!
- Tetanoz öldürmeye devam ediyor.
- Tom could've killed me.
- Tom beni öldürebilirdi.
- The pharmaceutical companies killed her.
- İlaç şirketleri onu öldürdü.
- What kind of mushrooms can kill you?
- Ne tür mantarlar seni öldürebilir?
- The attack killed several hundred people.
- Saldırı birkaç yüz kişiyi öldürdü.
- If you ever do anything to hurt Tom, I'll kill you.
- Tom'a zarar verecek bir şey yaparsan, seni öldürürüm.
- Tom's going to kill me when he finds out what I did.
- Tom ne yaptığımı öğrenirse beni öldürecek.
- How did you kill them?
- Onları nasıl öldürdün?
- Who tried to kill her?
- Onu kim öldürmeye çalıştı?
- I killed him in a fit of rage - it wasn't premeditated.
- Onu öfkeyle öldürdüm - önceden planlanmış bir şey değildi.
- I think Tom is going to try to kill Mary.
- Bence Tom Mary'yi öldürmeye çalışacak.
- Layla wanted to kill Sami.
- Leyla, Sami'yi öldürmek istiyordu.
- How many men have you killed?
- Kaç tane adamı öldürdün?
- I thought that my mother was going to kill me.
- Annemin beni öldüreceğini düşündüm.
- Aron killed Elizabeth.
- Aron Elizabeth'i öldürdü.
- The coroner is performing an autopsy on Tom to find out what killed him.
- Adli tabip Tom'u neyin öldürdüğünü bulmak için ona otopsi yapıyor.
- I've been ordered to kill you.
- Seni öldürmem emredildi.
- My brother wants to kill me.
- Erkek kardeşim beni öldürmek istiyor.
- Somebody killed Tom today.
- Bugün biri Tom'u öldürdü.
- I saw Tom try to kill himself.
- Tom'un kendini öldürmeye çalıştığını gördüm.
- Layla paid Sami to kill Fadil.
- Layla, Sami'ye Fadıl'ı öldürmesi için para verdi.
- Tom is going to kill all of you.
- Tom hepinizi öldürecek.
- I would never kill anyone.
- Ben asla kimseyi öldürmem.
- Mary killed Abbott.
- Mary Abbott'u öldürdü.
- Did Tom kill himself?
- Tom kendini mi öldürdü?
- We know you didn't kill him.
- Biz onu senin öldürmediğini biliyoruz.
- Who killed her?
- Onu kim öldürdü?
- VB6 killed my sister.
- VB6 kız kardeşimi öldürdü.
- He lost hope and killed himself by taking poison.
- Umudunu kaybetti ve zehir içerek kendini öldürdü.
- Tom didn't want to kill anybody.
- Tom kimseyi öldürmek istemedi.
- Do you think Tom killed Mary?
- Sence Mary'yi Tom mu öldürdü?
- I didn't mean to kill him.
- Onu öldürmek istemedim.
- He shot his assailant but didn't kill him.
- Saldırganını vurdu ama onu öldürmedi.
- Sami was hired by a man to kill someone.
- Sami birini öldürmesi için bir adam tarafından tutulmuştu.
- Did you intend to kill them?
- Sen onları öldürmek niyetinde miydin?
- After a long high-speed chase, the police officer shot and killed Tom.
- Uzun süren hızlı bir kovalamacadan sonra polis memuru, Tom'u vurup öldürdü.
- Fadil killed Layla very deliberately.
- Fadıl, Leyla'yı kasıtlı olarak öldürdü.
- I killed Tom in self-defense.
- Tom'u nefsi müdafaa için öldürdüm.
- Did you want to kill him?
- Onu öldürmek istedin mi?
- Somebody killed him.
- Birisi onu öldürdü.
- A Nazi killed a Jew.
- Bir Nazi bir Yahudi'yi öldürdü.
- Dan sent his henchmen to kill Linda.
- Dan, Linda'yı öldürmek için uşaklarını gönderdi.
- Tom told me he was afraid that Mary might kill him.
- Tom bana Mary'nin onu öldürebileceğinden korktuğunu söyledi.
- Tom masterminded a diabolic plot to kill his wife.
- Tom karısını öldürmek için şeytani bir plan yaptı.
- I won't kill you.
- Seni öldürmeyeceğim.
- We're going to kill them.
- Biz onları öldüreceğiz.
- He killed himself by taking poison.
- Zehir alarak kendini öldürdü.
- Sami asked Layla to kill his father.
- Sami, Layla'dan babasını öldürmesini istedi.
- Do you know who killed them?
- Onları kimin öldürdüğünü biliyor musun?
- I think Tom wanted to kill us both.
- Sanırım Tom ikimizi de öldürmek istiyordu.
- I think the reason why he killed his wife is still a mystery.
- Sanırım karısını neden öldürdüğü hâlâ bir sır.
- Tom is going to kill all of us.
- Tom hepimizi öldürecek.
- What does not kill me, makes me stronger.
- Beni öldürmeyen şey güçlendirir.
- The level of arsenic found in Sami's stomach was enough to kill 4 horses.
- Sami'nin midesinde bulunan arsenik seviyesi 4 atı öldürmeye yeterdi.
- I nearly killed myself hang gliding.
- Kendimi neredeyse yelken kanatla öldürüyordum.
- Cats often kill small animals if allowed outside of the house.
- Evin dışına çıkmalarına izin verilirse kediler genellikle küçük hayvanları öldürürler.
- Do you want us to kill them?
- Onları öldürmemizi mi istiyorsun?
- I have killed her.
- Onu öldürdüm.
- Some habits are hard to kill.
- Bazı alışkanlıkları öldürmek zordur.
- Maybe Tom killed himself.
- Belki Tom kendini öldürmüştür.
- Jack wanted Mary to kill Tom with her own hands, but Mary objected saying she was not ready yet.
- Jack, Mary'den Tom'u kendi elleriyle öldürmesini istedi ama Mary henüz hazır olmadığını söyleyerek itiraz etti.
- Killing him is the easiest solution.
- Onu öldürmek en kolay çözüm.
- Who would want to kill her?
- Kim onu öldürmek ister ki?
- Are they going to kill you?
- Onlar seni öldürecek mi?
- Sami didn't kill anyone.
- Sami hiç kimseyi öldürmedi.
- Tom threatened to kill me.
- Tom beni öldürmekle tehdit etti.
- She is about to kill me.
- Beni öldürmek üzere.
- He killed himself.
- Kendini öldürdü.
- Tom knows who killed his dog, but he won't tell us.
- Tom köpeğini kimin öldürdüğünü biliyor ama bize söylemiyor.
- We didn't kill him.
- Onu biz öldürmedik.
- Don't kill yourself.
- Kendini öldürme.
- Tom killed Mary in her sleep.
- Tom, Mary'i uykusunda öldürdü.
- I can't believe Tom killed Mary.
- Tom'un Mary'yi öldürdüğüne inanamıyorum.
- Tom thought of the many ways he could kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürebilmenin birçok yolunu düşündü.
- Tell us why you killed him.
- Onu neden öldürdüğünü söyle.
- Tom killed three enemy soldiers.
- Tom üç düşman askerini öldürdü.
- Sami was going to kill his daughter.
- Sami kendi kızını öldürecekti.
- She killed an hour looking around the stores.
- Dükkânları gezerek bir saatini öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
- Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- I wanted to kill you.
- Sizi öldürmeyi istedim.
- He knows how to kill zombies.
- Zombileri nasıl öldüreceğini biliyor.
- She wants to kill me.
- O beni öldürmek istiyor.
- He'll kill you.
- O seni öldürecek.
- We have to kill them before they grow.
- Onları büyümeden öldürmeliyiz.
- Tom thought that Mary might try to kill herself.
- Tom, Mary'nin kendini öldürmeye çalışabileceğini düşünüyordu.
- Are steroids actually killing people?
- Steroidler gerçekten insanları öldürüyor mu?
- Tom felt an urge to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmek için bir dürtü hissetti.
- As soon as I see him, I'll kill him.
- Onu görür görmez öldürürüm.
- Why not just kill Tom?
- Neden Tom'u öldürmüyorsun ki?
- When I saw him, I thought he was going to kill me.
- Onu gördüğümde, beni öldüreceğini sandım.
- Who do you think killed her?
- Sence onu kim öldürdü?
- Did you intend to kill her?
- Onu öldürmek niyetinde miydin?
- Can stress actually kill you?
- Stres seni gerçekten öldürebilir mi?
- If you hurt her, I'll kill you.
- Eğer ona zarar verirsen, seni öldürürüm.
- The hijackers threatened to kill the hostages if their demands were not met.
- Korsanlar talepleri karşılanmazsa rehineleri öldürmekle tehdit etti.
- He killed him.
- Onu öldürdü.
- They killed Tom as an example to the other prisoners.
- Tom'u diğer mahkumlara ibret olsun diye öldürdüler.
- If you're going to kill me, I want to know why.
- Beni öldürecekseniz sebebini bilmek istiyorum.
- She is about to kill me.
- O beni öldürmek üzere.
- His joke killed me.
- Onun şakası beni gülmekten öldürdü.
- The secret is killing you.
- Bu sır seni öldürüyor.
- Tom said he wanted to kill Mary.
- Tom, Mary'i öldürmek istediğini söyledi.
- Killing people while they pray is the lowest thing imaginable.
- İnsanları dua ederken öldürmek hayal edilebilecek en alçak şeydir.
- Tom was determined to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmeye kararlıydı.
- The police think I killed my wife.
- Polis, karımı öldürdüğümü düşünüyor.
- Who tried to kill them?
- Kim onları öldürmeye çalıştı?
- I could kill you now.
- Şimdi seni öldürebilirim.
- Layla is trying to kill Sami.
- Layla Sami'yi öldürmeye çalışıyor.
- I couldn't kill him.
- Onu öldüremedim.
- Mary says she did not mean to kill him.
- Mary onu öldürmek istemediğini söyler.
- Alister killed Barbara.
- Alister Barbara'yı öldürdü.
- Somebody killed Tom today.
- Birisi bugün Tom'u öldürdü.
- Dan killed a pitbull with his own hands.
- Dan bir pitbull'u kendi elleriyle öldürdü.
- Tom has killed again.
- Tom tekrar öldürdü.
- They couldn't kill him.
- Onu öldüremediler.
- I know who killed them.
- Onları kimin öldürdüğünü biliyorum.
- Now they're saying Tom is the one who killed Mary.
- Şimdi Mary'yi öldürenin Tom olduğunu söylüyorlar.
- How do you know those guys won't try to kill us?
- Bu adamların bizi öldürmeyeceğini nasıl biliyorsun?
- Sami kidnapped Layla, took her to the woods and killed her.
- Sami, Layla'yı kaçırdı, ormana götürdü ve öldürdü.
- Sami talked about killing someone.
- Sami birini öldürmekten bahsetti.
- What doesn't kill you makes you stronger.
- Seni öldürmeyen seni daha güçlü yapar.
- Who would want to kill them?
- Onları kim öldürmek ister?
- Tom didn't deny that he killed Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü inkar etmedi.
- When you are young and healthy, you can want to kill yourself on Monday and laugh again on Wednesday.
- Genç ve sağlıklı olduğunuzda, Pazartesi günü kendinizi öldürmek isteyebilir ve Çarşamba günü tekrar gülebilirsiniz.
- Layla's only alternative was to kill Sami.
- Layla'nın tek alternatifi Sami'yi öldürmekti.
- If you don't kill them, they'll kill you.
- Eğer onları öldürmezsen, onlar seni öldürür.
- I'd be unhappy, but I wouldn't kill myself.
- Mutsuz oldum fakat kendimi öldürmedim.
- Sami used enough heroin to kill three horses.
- Sami üç atı öldürecek kadar eroin kullanmış.
- Tom admitted that he had killed Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- The suspense is killing me!
- Bu belirsizlik beni öldürüyor!
- Sami used enough heroin to kill three horses.
- Sami üç atı öldürecek kadar eroin kullandı.
- The tornado killed more than twenty people.
- Hortum yirmiden fazla insanı öldürdü.
- She killed a hamster thinking that it was a mouse.
- Fare sanarak bir hamster öldürdü.
- I killed her by drowning her in a tub filled with Neo Kobe pizza.
- Neo Kobe pizza ile dolu bir küvette onu boğarak öldürdüm.
- I almost killed Tom.
- Neredeyse Tom'u öldürüyordum.
- The suspense is killing us.
- Bu belirsizlik bizi öldürüyor.
- She tried to kill herself.
- Kendini öldürmeyi denedi.
- I didn't try to kill him.
- Onu öldürmeyi denemedim.
- They killed three more hostages.
- Üç rehineyi daha öldürdüler.
- Betty killed your mother.
- Betty, sizin annenizi öldürdü.
- You shouldn't have killed him.
- Onu öldürmemeliydin.
- The police think I killed my wife.
- Polis karımı öldürdüğümü düşünüyor.
- Sami killed his sister and niece.
- Sami kız kardeşini ve yeğenini öldürdü.
- A Danish zoo killed a baby giraffe and invited the public to watch the dissection.
- Bir Danimarka hayvanat bahçesi yavru bir zürafayı öldürdü ve halkı diseksiyonu izlemeye davet etti.
- If you let them in, I'll kill you myself.
- Eğer onları içeri alırsanız sizi kendim öldürürüm.
- Sami said he had killed Layla.
- Sami, Layla'yı öldürdüğünü söyledi.
- Sami's intent was to kill Layla.
- Sami'nin niyeti Layla'yı öldürmekti.
- Tom's dogs killed one of Mary's goats.
- Tom'un köpekleri Mary'nin keçilerinden birini öldürdü.
- I know who killed my parents.
- Ailemi kimin öldürdüğünü biliyorum.
- I'm gonna kill that bitch.
- O kaltağı öldüreceğim.
- Why did you kill my mother?
- Annemi neden öldürdün?
- Someone is trying to kill me.
- Biri beni öldürmeye çalışıyor!
- Dan killed all the infected sheep.
- Dan hastalık bulaşmış tüm koyunları öldürdü.
- Tom won't hesitate to kill you.
- Tom seni öldürmekte tereddüt etmeyecek.
- They killed him.
- Onu öldürdüler.
- Tom killed Mary for money.
- Tom, Mary'yi para için öldürdü.
- How did you kill him?
- Onu nasıl öldürdün?
- My feet are killing me.
- Ayaklarım beni öldürüyor.
- I killed them both.
- Onların ikisini de öldürdüm.
- If you die, I'll kill you!
- Eğer ölürsen, seni öldürürüm!
- If you don't do what we say, we'll kill you.
- Eğer söylediklerimizi yapmazsan, seni öldürürüz.
- I couldn't kill you.
- Seni öldüremezdim.
- I killed the rat with a stick.
- Bir sopayla fareyi öldürdüm.
- They tortured the prisoner first and then killed him.
- Mahkuma önce işkence ettiler, sonra da öldürdüler.
- They will kill me.
- Onlar beni öldürürler.
- Sami thought that Layla was trying to kill herself.
- Sami, Layla'nın kendini öldürmeye çalıştığını düşündü.
- She attempted to kill herself.
- Kendini öldürmeye teşebbüs etti.
- Did you kill them?
- Onları sen mi öldürdün?
- You shouldn't have killed him.
- Sen onu öldürmemeliydin.
- Tom masterminded a diabolic plot to kill his wife.
- Tom karısını öldürmek için şeytani bir plan hazırladı.
- He could not control his compulsion to kill.
- Öldürme dürtüsünü kontrol edemiyordu.
- Tom killed his brother with their father's gun.
- Tom kardeşini babasının silahıyla öldürdü.
- Somebody tried to kill us.
- Biri bizi öldürmeye çalıştı.
- If you meet the Buddha on the road, kill him.
- Yolda Buda'ya rastlarsanız, onu öldürün.
- Tom attempted to kill himself.
- Tom kendini öldürmeye kalkıştı.
- Tom killed the spider.
- Tom örümceği öldürdü.
- I'm going to kill you for this!
- Bunun için seni öldüreceğim!
- Your mum is going to kill me.
- Senin annen beni öldürecek.
- Tom thinks Mary killed John.
- Tom, Mary'nin John'u öldürdüğünü düşünüyor.
- Tom claimed he killed Mary in self-defense.
- Tom, Mary'yi nefsi müdafaa için öldürdüğünü iddia etti.
- They tried to kill us.
- Bizi öldürmeye çalıştılar.
- I've killed my sister.
- Ben kızkardeşimi öldürdüm.
- Tom tried to kill Mary.
- Tom, Mary'i öldürmeye çalıştı.
- Why would I kill your dog?
- Neden senin köpeğini öldüreyim ki?
- You can't kill us all.
- Hepimizi öldüremezsiniz.
- She was dressed to kill.
- Öldürmek için giyinmişti.
- In ancient times, plagues killed many people.
- Eski zamanlarda vebalar birçok insanı öldürürdü.
- They ordered Tom to kill Mary.
- Tom'a Mary'yi öldürmesini emrettiler.
- Everyone knows you killed Tom.
- Herkes Tom'u öldürdüğünü biliyor.
- Tom felt an urge to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürme isteği duydu.
- I will kill this habit or die trying.
- Bu alışkanlığı ya öldüreceğim ya da denerken öleceğim.
- The pain is killing me.
- Acı beni öldürüyor.
- I wonder if Tom is trying to kill me.
- Tom'un beni öldürmeye çalışıp çalışmadığını merak ediyorum.
- Now I’ll have to kill you.
- Şimdi seni öldürmek zorundayım.
- He killed himself at the age of thirty.
- Otuz yaşında kendini öldürdü.
- Do you want us to kill Tom?
- Tom'u öldürmemizi ister misin?
- She attempted to kill herself.
- O, kendini öldürmeye teşebbüs etti.
- One day he killed himself.
- Bir gün kendini öldürdü.
- Epstein didn't kill himself.
- Epstein kendini öldürmedi.
- You want to kill me.
- Sen beni öldürmek istiyorsun.
- They killed more than three thousand sailors.
- Onlar üç binden fazla denizciyi öldürdü.
- How did you kill her?
- Onu nasıl öldürdün?
- Who would want to kill us?
- Bizi kim öldürmek ister?
- They want to kill me.
- Onlar beni öldürmek istiyor.
- Tom doesn't want to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmek istemiyor.
- Do you want us to kill Tom?
- Tom'u öldürmemizi istiyor musun?
- Melanie killed a spider with her hand.
- Melanie eliyle bir örümcek öldürdü.
- Tom threatened to kill Mary.
- Tom, Mary'i öldürmekle tehdit etti.
- Tom wanted to kill Mary, but John stopped him.
- Tom Mary'yi öldürmek istedi ama John onu durdurdu.
- One drop of this poison is enough to kill 160 people.
- Bu zehrin bir damlası 160 kişiyi öldürmeye yeter.
- Layla said she had killed Sami to see how it would feel.
- Layla Sami'yi nasıl hissedeceğini görmek için öldürdüğünü söyledi.
- Did you intend to kill Tom?
- Tom'u öldürmeyi düşündünüz mü?
- My husband's going to kill me.
- Kocam beni öldürecek.
- Let both of them go or I'll kill you all.
- İkisini de bırakın yoksa hepinizi öldürürüm.
- I'll kill the both of you.
- İkinizi de öldüreceğim.
- If you ever touch me again, I'll kill you.
- Bana bir daha dokunursan, seni öldürürüm.
- Stay back or I'll kill you.
- Geri çekil yoksa seni öldürürüm.
- We know you didn't kill her.
- Onu öldürmediğinizi biliyoruz.
- The prisoner denied that he had killed a policeman.
- Mahkum bir polisi öldürdüğünü inkar etti.
- It's not known what or who killed him.
- Onu neyin ya da kimin öldürdüğü bilinmiyor.
- Tom has killed at least three people.
- Tom en az üç kişiyi öldürdü.
- She was on the border of killing herself.
- Kendini öldürmenin sınırındaydı.
- Why did you kill them?
- Onları neden öldürdünüz?
- Sami killed himself with antifreeze.
- Sami kendini antifrizle öldürdü.
- Tom doesn't want to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmek istemez.
- Sami killed, maimed, and raped women.
- Sami kadınları öldürdü, sakat bıraktı ve tecavüz etti.
- You killed Tom.
- Tom'u öldürdün.
- I didn't want to kill them.
- Onları öldürmek istemedim.
- The purpose of Satan is to kill God's image in man.
- Şeytanın amacı, insandaki Tanrı suretini öldürmektir.
- Have you ever killed anybody?
- Hiç birini öldürdünüz mü?
- Dan killed a pitbull with his own hands.
- Dan bir pitbulu kendi elleriyle öldürdü.
- Tom almost killed me.
- Tom neredeyse beni öldürüyordu.
- Somebody tried to kill them.
- Biri onları öldürmeye çalıştı.
- Dan set fire to the cabin in an attempt to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmek için kulübeyi ateşe verdi.
- Elizabeth killed Alister in cold blood.
- Elizabeth, Alister'ı soğukkanlılıkla öldürdü.
- Mary killed the cockroach with a shoe.
- Mary hamamböceğini ayakkabısıyla öldürdü.
- The frost killed all the flowers.
- Don bütün çiçekleri öldürdü.
- I have proof that Tom is the one who killed Mary.
- Mary'yi öldürenin Tom olduğuna dair kanıtım var.
- They think you killed Tom and took his money.
- Onlar Tom'u öldürdüğünü ve onun parasını aldığını düşünüyor.
- They were going to kill Tom.
- Onlar Tom'u öldüreceklerdi.
- I saw Tom try to kill himself.
- Tom'u kendini öldürmeye çalışırken gördüm.
- She forgave him for killing her father.
- Babasını öldürdüğü için onu affetti.
- Do you know who killed Tom?
- Tom'u kimin öldürdüğünü biliyor musun?
- Abbott killed Mary.
- Abbott Mary'yi öldürdü.
- Are you suggesting I killed Tom?
- Tom'u benim öldürdüğümü mü söylüyorsunuz?
- They tried to kill us.
- Onlar bizi öldürmeye çalıştı.
- Wolverines make up nature's clean-up crew, killing weak and sick animals.
- Ayı sansarı zayıf ve hasta hayvanları öldürerek doğanın temizlik ekibini oluşturuyor.
- Sami was secretly trying to kill his daugther.
- Sami gizlice kızını öldürmeye çalışıyordu.
- You boil water to kill all the microbes in it.
- İçindeki tüm mikropları öldürmek için suyu kaynatırsınız.
- I want to know who killed her.
- Onu kimin öldürdüğünü bilmek istiyorum.
- Tom didn't kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmedi.
- Sami killed his two roommates.
- Sami iki oda arkadaşını öldürdü.
- The pain is killing me.
- Ağrı beni öldürüyor.
- Sami talked about killing someone.
- Sami birisini öldürmekten bahsetti.
- The police think that Tom has killed several people.
- Polis, Tom'un birkaç kişiyi öldürdüğünü düşünüyor.
- If you ever touch her again, I'll kill you.
- Eğer ona bir daha dokunursan, seni öldürürüm.
- I couldn't kill Tom.
- Tom'u öldüremedim.
- Do you still believe I killed my brother?
- Hala benim erkek kardeşimi öldürdüğüme inanıyor musunuz?
- I believe that Layla is trying to kill Sami.
- Leyla'nın Sami'yi öldürmeye çalıştığına inanıyorum.
- Tom threatened to kill Mary.
- Tom Mary'i öldürmekle tehdit etti.
- This is killing us.
- Bu bizi öldürüyor.
- Sami didn't intend to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürmeye niyetli değildi.
- You killed him.
- Onu sen öldürdün.
- Someone's trying to kill me.
- Biri beni öldürmeye çalışıyor!
- Tom will kill you.
- Tom seni öldürecek.
- The crazy gunman threatened to kill me.
- Çılgın silahlı adam beni öldürmekle tehdit etti.
- Sami was convicted of killing a jeweler.
- Sami bir kuyumcuyu öldürmekten hüküm giydi.
- When I saw him, I thought he was going to kill me.
- Onu gördüğümde beni öldüreceğini sandım.
- I want to kill him.
- Onu öldürmek istiyorum.
- Tom will kill all of you.
- Tom hepinizi öldürecek.
- They would kill me if they found out.
- Öğrenirlerse beni öldürürler.
- These machines can kill your free time.
- Bu makineler senin boş zamanını öldürebilir.
- My father will kill me.
- Babam beni öldürecek.
- Tom took the gun from Mary before she could kill herself.
- Tom, Mary kendini öldürmeden önce silahı ondan aldı.
- During the Second World War, German Nazis killed many people at the Auschwitz concentration camp.
- İkinci Dünya Savaşı sırasında, Alman Naziler Auschwitz toplama kampında birçok insanı öldürdü.
- Tom didn't mean to kill Mary.
- Tom, Mary'i öldürmek istemedi.
- Who would want to kill her?
- Onu kim öldürmek ister?
- Dan desired to kill Linda.
- Dan, Linda'yı öldürmek istedi.
- Sami wasn't supposed to kill anybody.
- Sami'nin kimseyi öldürmemesi gerekiyordu.
- They killed Tom.
- Tom'u öldürdüler.
- I killed God.
- Tanrıyı öldürdüm.
- They can't kill us.
- Bizi öldüremezler.
- Cats kill billions of birds every year.
- Kediler her yıl milyarlarca kuş öldürüyor.
- You killed them.
- Onları sen öldürdün.
- Killing him is the easiest solution.
- Onu öldürmek en kolay çözümdür.
- Tom killed himself in 2013.
- Tom 2013'te kendini öldürdü.
- You are going to have to kill me.
- Beni öldürmek zorunda kalacaksın.
- Maybe I am unhappy, but I don't intend to kill myself.
- Belki mutsuzum ama kendimi öldürmeye niyetim yok.
- Tom threatened to kill himself.
- Tom kendini öldürmekle tehdit etti.
- Tom wants to kill himself.
- Tom kendini öldürmek istiyor.
- His joke killed me.
- Şakası beni gülmekten öldürdü.
- You killed them.
- Onları öldürdün.
- They could've killed you.
- Seni öldürebilirlerdi.
- If I don't do what they say, they'll kill me.
- Eğer dediklerini yapmazsam, beni öldürecekler.
- If we don't travel to other planets, a single meteor strike could kill us all.
- Başka gezegenlere gitmezsek, tek bir meteor çarpması hepimizi öldürebilir.
- We'll probably never know why Tom killed himself.
- Muhtemelen Tom'un neden kendini öldürdüğünü asla öğrenemeyiz.
- Remember, curiosity killed the cat.
- Unutma, kediyi merak öldürür.
- Layla never denied that she killed Sami.
- Layla Sami'yi öldürdüğünü asla inkar etmedi.
- My mother's going to kill me.
- Annem beni öldürecek.
- Plastic kills countless seabirds and sea turtles each year.
- Plastik her yıl sayısız deniz kuşu ve deniz kaplumbağasını öldürüyor.
- The wolf killed the lamb.
- Kurt kuzuyu öldürdü.
- You can't kill us both.
- İkimizi de öldüremezsin.
- How did you kill the guards?
- Muhafızları nasıl öldürdün?
- If you don't tell us, we'll kill you.
- Eğer bize söylemezsen, seni öldürürüz.
- If you try to follow me, I'll kill you.
- Eğer beni takip etmeye kalkarsan, seni öldürürüm.
- Killing people while they pray is the most contemptible thing imaginable.
- İnsanları dua ederken öldürmek hayal edilebilecek en aşağılık şeydir.
- The radiation would kill you.
- Radyasyon seni öldürebilir.
- Tom shot and killed a man who attacked him.
- Tom kendisine saldıran bir adamı vurup öldürdü.
- Layla said she had killed Sami to see how it would feel.
- Leyla, nasıl hissedeceğini görmek için Sami'yi öldürdüğünü söyledi.
- Tom killed himself three months ago.
- Tom üç ay önce kendini öldürdü.
- Who tried to kill him?
- Kim onu öldürmeye çalıştı?
- You can't kill us all.
- Hepimizi öldüremezsin.
- Sami threatened to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürmekle tehdit etti.
- I didn't try to kill anybody.
- Hiç kimseyi öldürmeye çalışmadım.
- Sami killed the wrong man.
- Sami yanlış adamı öldürdü.
- I wanted to kill them.
- Onları öldürmek istiyordum.
- Did you really threaten to kill Tom?
- Gerçekten Tom'u öldürmekle tehdit ettin mi?
- Did Tom confess to killing Mary?
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti mi?
- I won't try to kill that thing.
- O şeyi öldürmeye çalışmayacağım.
- I wonder why Tom killed himself.
- Tom'un neden kendini öldürdüğünü merak ediyorum.
- Tom tried to kill me.
- Tom beni öldürmeye çalıştı.
- Are they going to kill her?
- Onu öldürecekler mi?
- We can't kill them.
- Onları öldüremeyiz.
- I will kill every last one of them.
- Her birini öldüreceğim.
- Tom is going to get himself killed if he's not careful.
- Tom dikkatli olmazsa kendini öldürtecek.
- Betty killed your mother.
- Betty anneni öldürdü.
- They are going to kill us all.
- Hepimizi öldürecekler.
- Is there a way to kill the dragon?
- Ejderhayı öldürmenin bir yolu var mı?
- Sami tried to kill his own daughter.
- Sami kendi kızını öldürmeye çalıştı.
- They'll kill you.
- Onlar seni öldürecekler.
- She allegedly killed him in self-defense.
- İddiaya göre onu nefsi müdafaa için öldürdü.
- They say curiosity killed the cat.
- Merak kediyi öldürür derler.
- Too much salt will kill the flavor.
- Çok fazla tuz tadı öldürür.
- Layla will come back and kill us.
- Leyla geri gelip bizi öldürecek.
- Did you kill him?
- Onu öldürdün mü?
- When the time came to kill, Fadil didn't hesitate.
- Öldürme zamanı geldiğinde, Fadıl tereddüt etmedi.
- Tom denied that he killed Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü inkar etti.
- Tom killed John in self-defence.
- Tom John'u meşru müdafaa için öldürdü.
- We can't kill him.
- Onu öldüremeyiz.
- Tom has never killed anybody.
- Tom asla kimseyi öldürmedi.
- Sami admitted to killing six other girls.
- Sami altı kızı daha öldürdüğünü itiraf etti.
- Betty killed him.
- Betty onu öldürdü.
- It is still a mystery why she killed herself.
- Onun kendini niçin öldürdüğü hâlâ sır.
- She's gonna kill me.
- O beni öldürecek.
- Tom didn't kill Mary.
- Tom Mary'i öldürmedi.
- I know who killed my parents.
- Ebeveynlerimi kimin öldürdüğünü biliyorum.
- Sami didn't kill anyone.
- Sami kimseyi öldürmedi.
- They killed themselves.
- Kendilerini öldürdüler.
- Dan killed Linda with a hammer.
- Dan bir çekiçle Linda'yı öldürdü.
- Tom intended to kill himself.
- Tom kendini öldürmeye niyetlendi.
- They killed a goat as a sacrifice to the gods.
- Tanrılara kurban olarak bir keçi öldürdüler.
- Islam is not about killing people.
- İslam insanları öldürmekle ilgili değildir.
- Sami killed his father and his step-father.
- Sami babasını ve üvey babasını öldürdü.
- It is impossible that she should have killed herself.
- Kendini öldürmüş olması imkansız.
- Dan desired to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmek istedi.
- Tom killed himself after killing Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdükten sonra kendini öldürdü.
- Sami killed his mother.
- Sami annesini öldürdü.
- That fox must have killed the hen.
- O tilki tavuğu öldürmüş olmalı.
- Tom remembered that Mary and John had tried to kill him.
- Tom, Mary ve John'un onu öldürmeye çalıştığını hatırladı.
- This bomb can kill a lot of people.
- Bu bomba bir sürü kişiyi öldürebilir.
- Somebody tried to kill us.
- Birisi bizi öldürmeye çalıştı.
- They were trying to kill Tom.
- Tom'u öldürmeye çalışıyorlardı.
- We know you didn't kill Tom.
- Tom'u senin öldürmediğini biliyoruz.
- Tom wants you to kill Mary.
- Tom, Mary'i öldürmeni istiyor.
- Love, you're gonna kill me.
- Aşk, beni öldüreceksin.
- Cancer might kill me.
- Kanser beni öldürebilir.
- This is the room where Tom killed himself.
- Burası Tom'un kendini öldürdüğü oda.
- Tell us why you killed Tom.
- Bize Tom'u neden öldürdüğünü söyle.
- She tried to kill herself many times.
- Çok defalar kendini öldürmeye çalıştı.
- Too much salt will kill the flavor.
- Çok fazla tuz, lezzeti öldürür.
- The mouse was killed by the cat.
- Fareyi kedi öldürdü.
- Once a man came to the house to kill my father.
- Bir keresinde eve babamı öldürmek için bir adam gelmişti.
- If Tom finds out I told you this, he'll kill me.
- Eğer Tom bunu sana benim söylediğimi duyarsa, beni öldürür.
- You killed her.
- Sen onu öldürdün.
- We couldn't kill them.
- Onları öldüremedik.
- Sami ordered Layla to kill Farid.
- Sami, Layla'ya Farid'i öldürmesini emretti.
- Tom thought Mary had tried to kill herself.
- Tom Mary'nin kendini öldürmeye çalıştığını düşünüyordu.
- Whatever doesn't kill us only makes us stronger.
- Bizi öldürmeyen her şey bizi daha güçlü yapar.
- Happy people don't kill themselves.
- Mutlu insanlar kendilerini öldürmezler.
- Tom admitted that he had killed Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- Sami was so mad that he could kill Layla.
- Sami o kadar kızgındı ki Layla'yı öldürebilirdi.
- My brother wants to kill me.
- Kardeşim beni öldürmek istiyor.
- I will kill every last one of them.
- Onların her birini öldüreceğim.
- That's why Tom killed himself.
- Bu yüzden Tom kendini öldürdü.
- We may never know who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü bilemeyebiliriz.
- Tom hired a hitman to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmesi için bir kiralık katil tuttu.
- I'll kill Tom.
- Tom'u öldüreceğim.
- A bullet does not kill the same bird twice.
- Bir kurşun aynı kuşu iki kez öldürmez.
- Malcom killed Tom because he was tired of seeing his name in lots of prayers.
- Malcom Tom'u öldürdü çünkü onun adını bir sürü duada görmekten bıkmıştı.
- You don't really think Tom would kill himself, do you?
- Tom'un gerçekten kendini öldüreceğini düşünmüyorsun, değil mi?
- It's up to me whether I kill you or let you live!
- Seni öldürmek ya da yaşamana izin vermek bana kalmış!
- I could kill you myself.
- Seni kendim öldürebilirim.
- Tom wouldn't kill anyone.
- Tom kimseyi öldürmezdi.
- They are plotting to kill the king.
- Kralı öldürmek için komplo yapıyorlar.
- They killed someone.
- Onlar birini öldürdüler.
- Tom says he did not mean to kill her.
- Tom onu öldürmek istemediğini söylüyor.
- We can't let them kill Tom.
- Onların Tom'u öldürmesine izin veremeyiz.
- The kidnapper told me he'd kill Tom if I didn't show up alone.
- Kaçıran kişi, yalnız gitmezsem Tom'u öldüreceğini söyledi.
- They want to kill us all.
- Onlar hepimizi öldürmek istiyorlar.
- Who would want to kill me?
- Beni kim öldürmek ister?
- Do you want to kill me?
- Beni öldürmek mi istiyorsunuz?
- This ointment can kill fungi.
- Bu merhem mantarları öldürür.
- How could you let them kill our son?
- Onların oğlumuzu öldürmelerine nasıl izin verirsin?
- Getúlio Vargas killed himself with a gun more than thirty years ago.
- Getúlio Vargas otuz yıldan fazla bir süre önce kendini silahla öldürdü.
- Sami is going to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürecek.
- Tom could've killed you if he'd wanted to.
- Eğer isteseydi Tom seni öldürebilirdi.
- They're going to kill us all.
- Onlar bütün hepimizi öldürecekler!
- We never killed anybody.
- Biz kimseyi öldürmedik.
- Kill the dragons.
- Ejderhaları öldürün.
- This man killed my brother.
- Bu adam kardeşimi öldürdü.
- Tom would kill me if I told anyone.
- Birine söylersem Tom beni öldürür.
- Do you think Tom killed Mary?
- Sence Tom, Mary'yi öldürdü mü?
- The time reads books to kill people.
- Zaman insanları öldürmek için kitap okuyor.
- Are you suggesting I killed Tom?
- Sen Tom'u öldürdüğümü mü öne sürüyorsun?
- I was hired to kill your friend.
- Senin arkadaşını öldürmek için tutuldum.
- Layla said that she was forced to kill Sami.
- Layla, Sami'yi öldürmeye zorlandığını söyledi.
- If you don't kill them, they'll kill you.
- Eğer sen onları öldürmezsen onlar seni öldürecek.
- They killed this goat as a sacrifice to God.
- Onlar bu keçiyi Tanrı'ya bir kurban olarak öldürdüler.
- Did you kill them?
- Sen onları öldürdün mü?
- She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born.
- Büyük torunları doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.
- They'll try to kill you.
- Onlar seni öldürmeye çalışacak.
- Mary killed the cockroach with a shoe.
- Mary bir ayakkabı ile hamamböceğini öldürdü.
- We believe that Tom killed Mary with an ice pick.
- Tom'un Mary'yi bir buz kıracağı ile öldürdüğüne inanıyoruz.
- Antibiotics can't kill viruses.
- Antibiyotikler virüsleri öldüremez.
- Why he killed himself is still a mystery.
- Onun kendini niçin öldürdüğü hâlâ bir sır.
- Fadil ordered Dania to kill the dog.
- Fadıl, Dania'ya köpeği öldürmesini emretti.
- And after having killed you, we will kill your father also.
- Seni öldürdükten sonra babanı da öldüreceğiz.
- Sami killed Layla in cold blood.
- Sami, Layla'yı soğukkanlılıkla öldürdü.
- Did you intend to kill them?
- Onları öldürmek niyetinde miydin?
- If Tom wanted to kill me, I'd already be dead.
- Tom beni öldürmek isteseydi, çoktan ölmüş olurdum.
- What killed him?
- Onu ne öldürdü?
- We believe that it was Tom that killed Mary.
- Mary'yi Tom'un öldürdüğüne inanıyoruz.
- The suspense is killing us.
- Belirsizlik bizi öldürüyor.
- Sami wanted to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürmek istedi.
- Tom wants you to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmeni istiyor.
- Turn down the music before you kill us all.
- Hepimizi öldürmeden önce müziği kısın.
- Do you think Tom killed himself?
- Tom'un kendini öldürdüğünü düşünüyor musun?
- I wonder if Tom killed himself.
- Tom'un kendini öldürüp öldürmediğini merak ediyorum.
- You shouldn't kill living creatures for fun.
- Eğlence için yaşayan yaratıkları öldürmemelisin.
- I killed them.
- Onları öldürdüm.
- I didn't try to kill Tom.
- Tom'u öldürmeyi denemedim.
- Why did Dan kill himself?
- Dan neden kendini öldürdü?
- Why would anybody want to kill you?
- Neden biri seni öldürmek istiyor?
- It's true hard work never killed anybody, but why take the chance?
- Çok çalışmanın kimseyi öldürmediği doğru ama neden riske girelim?
- I admit that I killed it.
- Onu öldürdüğümü kabul ediyorum.
- Betty killed her own mother.
- Betty, kendi annesini öldürdü.
- Somebody tried to kill him.
- Biri onu öldürmeye çalıştı.
- Sami wanted to kill his boss.
- Sami patronunu öldürmek istiyordu.
- One day I'm going to kill you.
- Bir gün seni öldüreceğim.
- If someone paid you to kill Tom, would you?
- Biri sana Tom'u öldürmen için para verse, öldürür müsün?
- They sent me to kill you.
- Seni öldürmem için beni gönderdiler.
- While we're thinking about how to kill time, time kills us.
- Biz zamanı nasıl öldüreceğimizi düşünürken, zaman bizi öldürüyor.
- Layla hired a hitman to kill her former husband.
- Layla eski kocasını öldürmesi için bir tetikçi tuttu.
- In ancient times, plagues killed many people.
- Eski zamanlarda salgın hastalıklar birçok kişiyi öldürürdü.
- The police arrested the person they think killed Tom.
- Polis Tom'u öldürdüğünü düşündükleri kişiyi tutukladı.
- If I told you, I'd have to kill you.
- Sana anlatırsam seni öldürmek zorunda kalırım.
- If Tom finds out what you did, he'll kill you.
- Tom ne yaptığını öğrenirse, seni öldürür.
- Why do you want to kill me?
- Neden beni öldürmek istiyorsunuz?
- He thought he would kill himself.
- Kendini öldüreceğini düşündü.
- In 2009, coyotes killed 2,500 sheep and 12,000 lambs in the state of Montana.
- 2009 yılında, çakallar Montana eyaletinde 2.500 koyun ve 12.000 kuzu öldürdü.
- Tom killed himself in October.
- Tom Ekim'de kendini öldürdü.
- She hatched a plan to kill her husband.
- Kocasını öldürmek için bir plan yaptı.
- Tom never denied that he killed Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü asla inkar etmedi.
- Tom was given a life sentence for killing a security guard.
- Tom bir güvenlik görevlisini öldürdüğü için ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
- Sami had ample time and ample opportunity to kill Layla.
- Sami'nin Layla'yı öldürmek için bolca zamanı ve fırsatı vardı.
- Hitler and Getúlio Vargas killed themselves.
- Hitler ve Getúlio Vargas kendilerini öldürdüler.
- I think Tom is going to try to kill Mary.
- Sanırım Tom Mary'yi öldürmeye çalışacak.
- Who in the world would want to kill Tom?
- Dünyada kim Tom'u öldürmek ister ki?
- She's gonna kill me.
- Beni öldürecek.
- I wanted to kill you.
- Seni öldürmek istedim.
- I swear to God I didn't kill Tom.
- Tom'u öldürmediğime yemin ederim.
- They killed Tom.
- Onlar Tom'u öldürdüler.
- Tom threatened to kill us all.
- Tom hepimizi öldürmekle tehdit etti.
- Layla used that opportunity to kill Sami.
- Leyla, Sami'yi öldürmek için o fırsatı kullandı.
- The bank robbers killed one guard and injured another.
- Banka soyguncuları bir güvenlik görevlisini öldürdü ve diğerini yaraladı.
- Never use a cannon to kill a fly.
- Asla bir sineği öldürmek için bir top kullanma.
- Dan shot and killed himself in this room.
- Dan bu odada kendini vurup öldürdü.
- I didn't kill anyone.
- Ben kimseyi öldürmedim.
- Tom admitted to killing Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- We have no choice but to kill.
- Öldürmekten başka seçeneğimiz yok.
- You killed my father.
- Babamı sen öldürdün.
- Layla tried to kill Sami.
- Layla Sami'yi öldürmeye çalıştı.
- Tom's dogs killed one of Mary's goats.
- Tom'un köpekleri, Mary'nin keçilerinden birini öldürdü.
- Somebody tried to kill Tom.
- Birisi Tom'u öldürmeye çalıştı.
- He hired mercenaries to kill you.
- Seni öldürmeleri için paralı askerler tuttu.
- Tom has tried to kill himself again.
- Tom tekrar kendini öldürmeye çalıştı.
- They were trying to kill him.
- Onu öldürmeye çalışıyorlardı.
- Do you have any idea who killed Tom?
- Tom'u kimin öldürdüğü hakkında herhangi bir fikrin var mı?
- This is the first time I've killed a mouse.
- İlk defa bir fare öldürdüm.
- Dan killed his wife, Linda, to marry his mistress.
- Dan, metresiyle evlenmek için karısı Linda'yı öldürdü.
- I know it may be hard, but we wanna find who killed Fadil.
- Bunun zor olabileceğini biliyorum ama Fadıl'ı kimin öldürdüğünü bulmak istiyoruz.
- I certainly had no idea Tom was thinking about killing himself.
- Tom'un kendini öldürmeyi düşündüğünü kesinlikle bilmiyordum.
- If you try to follow me, I'll kill you.
- Beni takip etmeye kalkarsan seni öldürürüm.
- Layla tried to kill Sami.
- Leyla, Sami'yi öldürmeye çalıştı.
- If you let them in, I'll kill you myself.
- Eğer onları içeri alırsan, seni kendim öldürürüm.
- In 2009, coyotes killed 2,500 sheep and 12,000 lambs in the state of Montana.
- 2009 yılında Montana eyaletinde çakallar 2.500 koyun ve 12.000 kuzu öldürdü.
- Did Tom really kill himself?
- Tom gerçekten kendini öldürdü mü?
- You could have killed me, but you didn't.
- Beni öldürebilirdin ama öldürmedin.
- Why would Tom kill Mary?
- Tom neden Mary'yi öldürmek istesin?
- He killed that man.
- O adamı öldürdü.
- They'll kill you.
- Seni öldürecekler.
- They sent me to kill you.
- Beni seni öldürmem için gönderdiler.
- Mary said that her parents would kill her if they found out that she was going out with Tom.
- Mary, Tom'la çıktığını öğrenirlerse ailesinin onu öldüreceğini söyledi.
- Who would want to kill Tom?
- Tom'u kim öldürmek isterdi?
- Do you really believe I killed my brother?
- Gerçekten kardeşimi öldürdüğüme inanıyor musun?
- Fadil killed Dania in cold blood.
- Fadıl Dania'yı soğukkanlılıkla öldürdü.
- I'm going to kill them.
- Onları öldüreceğim.
- How could you let them kill our son?
- Oğlumuzu öldürmelerine nasıl izin verirsin?
- She was on the border of killing herself.
- O kendini öldürme eşiğindeydi.
- If you don't do what they say, they'll kill you.
- Eğer onların dediğini yapmazsan, seni öldürürler.
- I can't imagine myself ever killing another man.
- Kendimi başka bir adamı öldürürken hayal bile edemiyorum.
- The secret is killing you.
- Sır seni öldürüyor.
- I'm going to kill Tom!
- Tom'u öldüreceğim!
- I can't imagine myself ever killing another man.
- Kendimi başka bir erkeği öldürürken hayal edemiyorum.
- My head is killing me.
- Başım beni öldürüyor.
- Don't kill me.
- Beni öldürme.
- I think Tom might actually want someone to kill him.
- Bence Tom gerçekten birinin onu öldürmesini istiyor olabilir.
- Kill the dragon.
- Ejderhayı öldürün.
- If Tom wanted to kill me, I'd already be dead.
- Tom beni öldürmek isteseydi çoktan ölmüş olurdum.
- Somebody tried to kill them.
- Birisi onları öldürmeye çalıştı.
- I killed the mice.
- Fareleri öldürdüm.
- Yukio Mishima killed himself in 1970.
- Yukio Mishima 1970'te kendini öldürdü.
- Tom shot and killed Mary.
- Tom, Mary'yi vurup öldürdü.
- Sami tried to kill his own child.
- Sami kendi çocuğunu öldürmeye çalıştı.
- You want to kill me.
- Beni öldürmek istiyorsun.
- If this is a dream, I will kill the man who wakes me up.
- Eğer bu bir rüyaysa, beni uyandıran adamı öldüreceğim.
- You are trying to kill me.
- Beni öldürmeye çalışıyorsun.
- It is impossible that she should have killed herself.
- Onun kendini öldürmüş olması imkansız.
- Sami's mother tried to kill him.
- Sami'nin annesi onu öldürmeye çalıştı.
- Tom hired someone to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmesi için birini kiraladı.
- Tom killed Mary's dog.
- Tom, Mary'nin köpeğini öldürdü.
- Somebody tried to kill me.
- Biri beni öldürmeye çalıştı.
- Today is the 4th of June — a day when Chinese government killed hundreds of people on a peaceful demonstration on the Tiananmen square.
- Bugün 4 Haziran; Çin hükümetinin Tiananmen meydanındaki barışçıl bir gösteride yüzlerce insanı öldürdüğü gün.
- So, who killed Tom?
- Tom'u kim öldürdü?
- How did you kill Tom?
- Tom'u nasıl öldürdün?
- I was trying to kill them.
- Ben onları öldürmeye çalışıyordum.
- Tom killed the rat with his cane.
- Tom bastonuyla fareyi öldürdü.
- People kill people.
- İnsanlar insanları öldürürler.
- Tom tried to kill himself yesterday.
- Tom dün kendini öldürmeye çalıştı.
- We didn't kill her.
- Onu biz öldürmedik.
- I didn't kill them.
- Ben onları öldürmedim.
- Don't kill me, please.
- Lütfen beni öldürme.
- How many people have you killed?
- Kaç tane insan öldürdün?
- Landmines kill 15,000 to 20,000 people every year, many of them children.
- Kara mayınları her yıl çoğu çocuk 15.000 ila 20.000 insanı öldürür.
- Who'd want to kill me?
- Kim beni öldürmek ister?
- The silence is killing me.
- Sessizlik beni öldürüyor.
- Tom could've killed you if he'd wanted to.
- Tom isteseydi seni öldürebilirdi.
- I could have killed you, but I didn't.
- Seni öldürebilirdim ama öldürmedim.
- Tom was wearing a bulletproof vest, so the bullet didn't kill him.
- Tom kurşun geçirmez yelek giyiyordu, bu yüzden kurşun onu öldürmedi.
- Vincent van Gogh killed himself in 1890.
- Vincent van Gogh 1890'da kendini öldürdü.
- Are you saying that I killed Tom?
- Tom'u benim öldürdüğümü mü söylüyorsun?
- I have killed her.
- Ben onu öldürdüm.
- Tom will kill again.
- Tom yine öldürecek.
- How many people did you kill?
- Kaç kişiyi öldürdün?
- If you continue seeing that Layla, I swear I will kill you.
- Leyla'yı görmeye devam edersen yemin ederim seni öldürürüm.
- It looks like it wants to kill us.
- Bizi öldürmek istiyor gibi.
- Tom didn't deny that he was the one who killed Mary.
- Tom, Mary'yi öldürenin kendisi olduğunu inkar etmedi.
- He knows how to kill zombies.
- O, zombileri nasıl öldüreceğini biliyor.
- We killed them.
- Onları öldürdük.
- I heard that Mary has been arrested for killing her husband.
- Mary'nin kocasını öldürdüğü için tutuklandığını duydum.
- Sami killed Layla because she was about to win the custody case.
- Sami, Layla'yı öldürdü çünkü velayet davasını kazanmak üzereydi.
- I want to know who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü bilmek istiyorum.
- After you kill the sheep, you'll have to skin it.
- Koyunu öldürdükten sonra derisini yüzmeniz gerekecek.
- They are plotting to kill the king.
- Kralı öldürmeyi planlıyorlar.
- Do you have any idea why someone would want to kill Tom?
- Birinin Tom'u neden öldürmek isteyeceği hakkında bir fikrin var mı?
- Tom told me he was going to kill you.
- Tom bana seni öldüreceğini söyledi.
- Fadil said that he was going to kill the dog.
- Fadıl, köpeği öldüreceğini söyledi.
- Fadil killed eight different people.
- Fadil sekiz farklı kişiyi öldürdü.
- Tom killed Mary three years ago.
- Tom üç yıl önce Mary'i öldürdü.
- Kill all the zombies.
- Bütün zombileri öldürün.
- Tom forgave Mary for killing his dog.
- Tom, Mary'nin onun köpeğini öldürmüş olmasını affetti.
- Tom couldn't forgive Mary for killing his parents.
- Tom, ebeveynlerini öldürdüğü için Mary'yi affedemedi.
- Don't kill Tom.
- Tom'u öldürme.
- Tom killed them.
- Onları Tom öldürdü.
- You could've killed somebody.
- Birini öldürebilirdin.
- If I told you, I'd have to kill you.
- Eğer sana söyleseydim, seni öldürmek zorunda kalırdım.
- Mary said that her parents would kill her if they found out that she was going out with Tom.
- Mary ebeveynlerinin onun Tom'la çıktığını öğrenirlerse onu öldüreceklerini söyledi.
- The explosion that followed killed many people.
- Akabindeki patlama birçok insanı öldürdü.
- A bear killed Tom.
- Tom'u bir ayı öldürdü.
- Are you trying to kill me?
- Beni öldürmeye mi çalışıyorsunuz?
- Laughter can kill.
- Kahkaha öldürebilir.
- Tom hired a hitman to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmesi için kiralık katil tuttu.
- I didn't want to kill anybody.
- Kimseyi öldürmek istemedim.
- I was trying to kill them.
- Onları öldürmeye çalışıyordum.
- She threatened to kill me.
- Beni öldürmekle tehdit etti.
- I want you to help us find out who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü bulmamıza yardım etmeni istiyorum.
- Do you want us to kill her?
- Onu öldürmemizi istiyor musun?
- My mom will kill me.
- Annem beni öldürecek.
- Did you intend to kill Tom?
- Tom'u öldürmeye mi niyetlendin?
- The plane exploded and plunged into the ocean, killing all the people on board.
- Uçak patladı ve okyanusa düşerek içindeki tüm insanları öldürdü.
- Killing a person's culture is like killing them.
- Bir insanın kültürünü öldürmek, onu öldürmek gibidir.
- Let's kill the filthy usurper!
- Hadi şu pis gaspçıyı öldürelim!
- Sami tried to kill his father.
- Sami babasını öldürmeye çalıştı.
- I killed them both.
- İkisini de öldürdüm.
- Tom said Mary killed herself.
- Tom, Meryem'in kendini öldürdüğünü söyledi.
- I'll kill all of them.
- Onların hepsini öldüreceğim.
- Will artificial intelligence grow to kill humankind?
- Yapay zeka insanlığı öldürecek kadar büyüyecek mi?
- If you know who killed Tom, you should tell the police.
- Tom'u kimin öldürdüğünü biliyorsanız, polise söylemelisiniz.
- I'll kill him.
- Onu öldüreceğim.
- He threatened to kill me.
- O beni öldürmekle tehdit etti.
- You can't kill someone that's already dead.
- Zaten ölmüş birini öldüremezsin.
- Sami was determined to kill.
- Sami öldürmeye kararlıydı.
- Sami tried to kill himself.
- Sami kendini öldürmeye çalıştı.
- The level of arsenic found in Sami's stomach was enough to kill 4 horses.
- Sami'nin karnında bulunan arsenik seviyesi 4 atı öldürecek kadardı.
- He tried to kill himself.
- Kendini öldürmeye çalıştı.
- We can't kill Tom.
- Tom'u öldüremeyiz.
- Are you going to kill him?
- Onu öldürecek misin?
- It's been reported that some men had killed and eaten some animals that were in the local zoo.
- Bazı insanların yerel hayvanat bahçesindeki bazı hayvanları öldürdüğü ve yediği bildirildi.
- Sami killed himself with antifreeze.
- Sami antifrizle kendini öldürdü.
- Sami threatened to kill Layla for being Muslim.
- Sami, Layla'yı Müslüman olduğu için öldürmekle tehdit etti.
- Fadil killed Dania in cold blood.
- Fadıl, Dania'yı soğukkanlılıkla öldürdü.
- I know Tom's going to kill me.
- Tom'un beni öldüreceğini biliyorum.
- A bear killed Tom.
- Bir ayı Tom'u öldürdü.
- I'm here to kill you.
- Seni öldürmek için buradayım.
- You should have killed them when you had the chance.
- Şansın varken sonları öldürmen gerekirdi.
- You're going to be the first person Sami kills.
- Sami'nin öldüreceği ilk kişi olacaksın.
- Dan desired to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmek istiyordu.
- Layla killed Sami and then fled.
- Leyla, Sami'yi öldürdü ve sonra kaçtı.
- Tom shot and killed a bear.
- Tom bir ayıyı vurdu ve öldürdü.
- Cats kill rats.
- Kediler fareleri öldürürler.
- He killed the girl in cold blood just to get the money.
- Sırf parayı almak için kızı soğukkanlılıkla öldürdü.
- Tom intends to kill himself.
- Tom kendini öldürmeye niyetli.
- God is dead, and we have killed him.
- Tanrı öldü ve biz onu öldürdük.
- Tell us why you killed her.
- Onu neden öldürdüğünü söyle.
- Tom thought of the many ways he could kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürebileceği birçok yol düşündü.
- You could have killed me, but you didn't.
- Beni öldürebilirdin ama yapmadın.
- Do you have any idea who might've killed Tom?
- Tom'u kimin öldürmüş olabileceği hakkında bir fikrin var mı?
- Layla killed the wrong person.
- Layla yanlış insanı öldürdü.
- Somebody tried to kill you.
- Biri seni öldürmeye çalıştı.
- We were trying to kill them.
- Onları öldürmeye çalışıyorduk.
- According to Dan, Linda had killed herself.
- Dan'e göre Linda kendini öldürmüş.
- Killing people while they pray is the most contemptible thing imaginable.
- İnsanları dua ederken öldürmek akla gelebilecek en alçakça şey.
- If I killed myself, everyone would be happy, wouldn't they?
- Kendimi öldürürsem herkes mutlu olur, değil mi?
- Who'd want to kill Tom?
- Kim Tom'u öldürmek ister?
- A half-doctor kills you and a half-religious scholar kills your belief.
- Yarı doktor seni öldürür ve yarı din alimi inancını öldürür.
- Somebody killed him.
- Biri onu öldürdü.
- Love kills happiness, happiness kills love.
- Aşk mutluluğu öldürür, mutluluk aşkı öldürür.
- I can kill you.
- Seni öldürebilirim.
- I think the reason that he killed his wife is still a mystery.
- Bence karısını neden öldürdüğü hâlâ bir muamma.
- Layla asked Sami to kill her.
- Layla Sami'den onu öldürmesini istedi.
- Layla never denied that she killed Sami.
- Leyla, Sami'yi öldürdüğünü asla inkar etmedi.
- Layla killed Sami over money.
- Layla para için Sami'yi öldürdü.
- I will kill you!
- Seni öldüreceğim!
- They think that Tom followed Mary home and killed her.
- Tom'un Mary'yi eve kadar takip edip öldürdüğünü düşünüyorlar.
- Why would I want to kill you all?
- Neden hepinizi öldürmek isteyeyim?
- Tom was trying to kill me.
- Tom beni öldürmeye çalışıyordu.
- Tom killed someone in self-defense.
- Tom kendini korumak için birini öldürdü.
- Let's find out who killed them.
- Onları kimin öldürdüğünü bulalım.
- Tom said he'd kill me if he ever saw me again.
- Tom beni bir daha görürse öldüreceğini söyledi.
- Why do large dogs sometimes want to kill small dogs?
- Neden büyük köpekler bazen küçük köpekleri öldürmek ister?
- They're going to kill us all.
- Hepimizi öldürecekler.
- Why did you kill Tom?
- Tom'u niçin öldürdün?
- Tom told Mary that he was going to kill himself, but he didn't have the courage to do it.
- Tom, Mary'ye kendini öldüreceğini ama bunu yapacak cesareti olmadığını söyledi.
- I want to kill them.
- Onları öldürmek istiyorum.
- How did you kill the guards?
- Nöbetçileri nasıl öldürdün?
- Do you know who killed him?
- Onu kimin öldürdüğünü biliyor musun?
- I didn't want to kill him.
- Onu öldürmek istemedim.
- Melanie had accidentally killed a fly.
- Melanie kazara bir sinek öldürmüştü.
- I almost killed myself three years ago.
- Üç yıl önce neredeyse kendimi öldürüyordum.
- Sami killed two people for money.
- Sami iki kişiyi para için öldürdü.
- What she ate almost killed her.
- Yedikleri az daha onu öldürüyordu.
- Poison can kill you.
- Zehir sizi öldürebilir.
- You almost killed me.
- Neredeyse beni öldürüyordun.
- That's the person they suspect killed Tom.
- Tom'u öldürdüğünden şüphelendikleri şahıs bu.
- Tom talked about killing his father.
- Tom, babasını öldürmekten bahsetti.
- Sami killed his own daughter.
- Sami kendi kızını öldürdü.
- What Tom ate almost killed him.
- Tom'un yediği neredeyse onu öldürüyordu.
- It's very hot, these clothes are going to kill you!
- Çok sıcak. Bu elbiseler seni öldürecek!
- The students who are occupying the administration building have threatened to kill themselves.
- Yönetim binasını işgal eden öğrenciler kendilerini öldürmekle tehdit ettiler.
- Tom could've killed somebody.
- Tom birini öldürebilirdi.
- You killed the wrong person.
- Yanlış kişiyi öldürdün.
- Do you still believe I killed my brother?
- Hâlâ kardeşimi öldürdüğüme inanıyor musun?
- Layla killed her dog.
- Layla köpeğini öldürdü.
- Have you ever killed someone?
- Hiç birini öldürdün mü?
- He killed himself by taking poison.
- Zehir içerek kendini öldürdü.
- Who killed Tom?
- Tom'u kim öldürdü?
- I nearly killed myself doing that.
- Bunu yaparken neredeyse kendimi öldürüyordum.
- Sami has already killed himself.
- Sami kendini çoktan öldürdü.
- Why did you kill Tom?
- Tom'u neden öldürdün?
- I could have killed you, but I didn't.
- Seni öldürebilirdim, ama yapmadım.
- Tom said he wanted to kill himself.
- Tom kendini öldürmek istediğini söyledi.
- My arm is killing me.
- Kolum beni öldürüyor.
- Did you want to kill them?
- Sen onları öldürmek istedin mi?
- They all killed themselves.
- Hepsi kendini öldürdü.
- Could you kill someone?
- Birini öldürebilir misin?
- Tom and his workers killed all the infected sheep.
- Tom ve çalışanları tüm enfekte koyunları öldürdü.
- They couldn't kill Tom.
- Tom'u öldüremediler.
- Sami set up a plan to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürmek için bir plan yaptı.
- I killed one.
- Birini öldürdüm.
- Tom admitted killing Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- Thou shalt not kill.
- Öldürmeyeceksin.
- This looks like it might be the weapon that was used to kill Tom.
- Tom'u öldürmek için kullanılan silah bu olabilir gibi görünüyor.
- Let's find out who killed them.
- Onları kimin öldürdüğünü ortaya çıkaralım.
- We'll kill him.
- Onu öldüreceğiz.
- Layla will come back and kill us.
- Layla geri gelecek ve bizi öldürecek.
- I thought he was going to kill me.
- Onun beni öldüreceğini düşündüm.
- Sami was convicted of killing a jeweler.
- Sami bir kuyumcuyu öldürmekten hüküm giymişti.
- Drowsy driving kills.
- Uykulu sürüş öldürür.
- We never killed anyone.
- Hiç kimseyi öldürmedik.
- I wanted to kill Tom.
- Tom'u öldürmek istedim.
- Sami claimed Layla killed Farid.
- Sami, Farid'i Layla'nın öldürdüğünü iddia etti.
- They want to kill us all.
- Hepimizi öldürmek istiyorlar.
- If someone paid you to kill Tom, would you?
- Biri Tom'u öldürmen için sana para verseydi, öldürür müydün?
- The police didn't think it was likely that Tom had killed himself.
- Polisler Tom'un kendisini öldürmüş olma olasılığını düşünmediler.
- Aaron killed Elizabeth.
- Aaron, Elizabeth'i öldürdü.
- Killing people while they pray is the lowest thing imaginable.
- İnsanları dua ederken öldürmek hayal edilebilecek en aşağılık şeydir.
- I believe that Layla is trying to kill Sami.
- Layla'nın Sami'yi öldürmeye çalıştığına inanıyorum.
- Why would anyone want to kill me?
- Neden biri beni öldürmek istesin?
- Tom's going to kill me when he finds out what I did.
- Tom ne yaptığımı öğrenince beni öldürecek.
- Dania begged Fadil not to kill the dog.
- Dania Fadıl'a köpeği öldürmemesi için yalvardı.
- Because he couldn't kill me, I killed him.
- O beni öldüremediği için ben onu öldürdüm.
- I wasn't trying to kill anybody.
- Kimseyi öldürmek istemiyordum.
- My tooth is killing me.
- Dişim beni öldürüyor.
- This job is killing me.
- Bu iş beni öldürüyor.
- We believe that Tom killed Mary with an ice pick.
- Tom'un Mary'yi bir buz kıracağıyla öldürdüğüne inanıyoruz.
- Did you want to kill Tom?
- Tom'u öldürmek mi istedin?
- Do you have any idea who might've killed Tom?
- Tom'u kimin öldürmüş olabileceğine dair bir fikrin var mı?
- She tried to kill herself last night.
- Dün gece kendini öldürmeye çalıştı.
- My big sister wants to kill me.
- Ablam beni öldürmek istiyor.
- I don't know who killed them.
- Onları kimin öldürdüğünü bilmiyorum.
- I'm afraid Tom will kill me.
- Tom'un beni öldürmesinden korkuyorum.
- I don't think he killed those men.
- O adamları onun öldürdüğünü sanmıyorum.
- Sami felt that Layla had killed his manhood.
- Sami, Layla'nın erkekliğini öldürdüğünü düşünüyordu.
- I killed the mosquito.
- Sivrisineği öldürdüm.
- My brother's going to kill me.
- Kardeşim beni öldürecek.
- Layla fantasized about killing her mother her entire life.
- Layla hayatı boyunca annesini öldürmenin hayalini kurdu.
- Maria killed the cockroach with a sandal.
- Maria hamamböceğini sandaletiyle öldürdü.
- Tom never denied that he killed Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü asla reddetmedi.
- Who tried to kill you?
- Sizi kim öldürmeye çalıştı?
- The wasp killed the spider.
- Örümceği yaban arısı öldürdü.
- Tom shot and killed a man who insulted him.
- Tom kendisine hakaret eden bir adamı vurup öldürdü.
- Curiosity killed the cat.
- Merak kediyi öldürdü.
- Tom says he killed Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü söylüyor.
- Muslims are portrayed like extremists that want to kill all non-Muslims.
- Müslümanlar, tüm gayrimüslimleri öldürmek isteyen aşırılık yanlıları gibi gösteriliyor.
- I know it may be hard, but we wanna find who killed Fadil.
- Biliyorum zor olabilir ama Fadıl'ı kimin öldürdüğünü bulmak istiyoruz.
- Where did you kill them?
- Onları nerede öldürdün?
- Do you really believe I killed my brother?
- Gerçekten benim erkek kardeşimi öldürdüğüme inanıyor musunuz?
- Tom hired a man to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmesi için bir adam tuttu.
- As soon as I see him, I'll kill him.
- Onu görür görmez öldüreceğim.
- Fadil said that he was going to kill the dog.
- Fadıl köpeği öldüreceğini söyledi.
- If you skip my classes, I'll kill you.
- Derslerimi atlatırsan seni öldürürüm.
- He thought he would kill himself.
- Kendini öldüreceğini sandı.
- I want to know who killed him.
- Onu öldürenin kim olduğunu bilmek istiyorum.
- We're not trying to kill Tom.
- Tom'u öldürmeye çalışmıyoruz.
- I couldn't kill you, Tom.
- Seni öldüremezdim, Tom.
- We'll kill you.
- Seni öldüreceğiz.
- Are you going to kill Tom?
- Tom'u öldürecek misin?
- Potentially, this disease could kill thousands.
- Potansiyel olarak, bu hastalık binlerce kişiyi öldürebilir.
- I was going to kill them.
- Ben onları öldürecektim.
- Who do you think killed them?
- Onları kimin öldürdüğünü düşünüyorsunuz?
- They tried to kill me.
- Beni öldürmeye çalıştılar.
- Yuriko Himekusa killed herself.
- Yuriko Himekusa kendini öldürdü.
- I didn't try to kill her.
- Onu öldürmeye çalışmadım.
- Betty killed Jane while she was singing.
- Betty şarkı söylerken Jane'i öldürdü.
- Tom never killed anybody.
- Tom asla kimseyi öldürmedi.
- Tom confessed to killing his wife.
- Tom karısını öldürdüğünü itiraf etti.
- Wolverines make up nature's clean-up crew, killing weak and sick animals.
- Kutup porsukları zayıf ve hasta hayvanları öldürerek doğanın temizlik ekibini oluşturur.
- Dan killed his wife and made it appear as the work of an unknown assailant.
- Dan karısını öldürdü ve bunu bilinmeyen bir saldırganın işi gibi gösterdi.
- Tom told Mary that he'd kill her.
- Tom Mary'ye onu öldüreceğini söyledi.
- I never killed anyone.
- Hiç kimseyi öldürmedim.
- Ivan the Terrible killed his son in 1581.
- Korkunç İvan 1581'de oğlunu öldürdü.
- Kill the enemy.
- Düşmanı öldürün.
- I thought that my boyfriend was going to kill me.
- Erkek arkadaşımın beni öldüreceğini düşündüm.
- Kill all murderers!
- Bütün katilleri öldürün!
- Love, you're going to kill me.
- Aşk, beni öldüreceksin.
- He tried killing my father.
- Babamı öldürmeye çalıştı.
- Mary says she did not mean to kill him.
- Mary onu öldürmek istemediğini söylüyor.
- Tom hired a man to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmesi için bir adam tuttu.
- The boy you killed was your son.
- Öldürdüğün çocuk senin oğlundu.
- Why does Tom want to kill you?
- Neden Tom seni öldürmek istiyor?
- We were going to kill them.
- Onları öldürecektik.
- I can't believe Tom killed Mary.
- Tom'un Mary'i öldürdüğüne inanamıyorum.
- If you ever touch me again, I'll kill you.
- Eğer bana bir daha dokunursan, seni öldürürüm.
- My cat killed a squirrel.
- Kedim bir sincabı öldürdü.
- Someone told me recently that hairspray is good for killing spiders.
- Geçenlerde biri bana saç spreyinin örümcekleri öldürmek için iyi olduğunu söyledi.
- I'm going to kill you now.
- Seni şimdi öldüreceğim.
- We may never know who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü asla öğrenemeyebiliriz.
- Are they going to kill Tom?
- Onlar Tom'u öldürecekler mi?
- He started to get hungry, so he threw a small stone in the river to kill a fish.
- Acıkmaya başladı, bu yüzden balık öldürmek için nehre küçük bir taş attı.
- We must kill it.
- Onu öldürmeliyiz.
- They'll try to kill you.
- Seni öldürmeye çalışacaklar.
- He barely escaped being hit and killed by a car.
- Bir arabanın çarpıp öldürmesinden zor kurtuldu.
- Are you going to kill them?
- Sen onları öldürecek misin?
- You can't kill both of us.
- İkimizi de öldüremezsin.
- I could kill you for what you've done.
- Yaptığın şey için seni öldürebilirim.
- Kill your enemies.
- Düşmanlarınızı öldürün.
- Sami was going to kill his daughter.
- Sami kızını öldürecekti.
- Are you trying to kill me?
- Beni öldürmeye mi çalışıyorsun?
- I'll kill you.
- Seni öldüreceğim.
- She tried to kill herself.
- Kendini öldürmeye çalıştı.
- Have you ever tried to kill yourself?
- Hiç kendini öldürmeye çalıştın mı?
- I came to kill him.
- Onu öldürmek için geldim.
- They killed our cows.
- Onlar ineklerimizi öldürdü.
- Sami killed Layla by poisoning her with antifreeze.
- Sami, Layla'yı antifrizle zehirleyerek öldürdü.
- I was warned that somebody would try to kill me.
- Birinin beni öldürmeye çalışacağı konusunda uyarıldım.
- Tom tried to kill us.
- Tom bizi öldürmeye çalıştı.
- They think that Tom followed Mary home and killed her.
- Onlar Tom'un Mary'yi eve kadar izlediğini ve onu öldürdüğünü düşünüyorlar.
- I don't think Tom killed anybody.
- Tom'un kimseyi öldürdüğünü sanmıyorum.
- Sami is gonna try to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürmeye çalışacak.
- Tom is trying to kill me.
- Tom beni öldürmeye çalışıyor.
- During the Second World War, German Nazis killed many people at the Auschwitz concentration camp.
- İkinci Dünya Savaşı sırasında, Alman Nazileri Auschwitz toplama kampında birçok insanı öldürdüler.
- This sword is the only weapon in the world that can kill a dragon.
- Bu kılıç dünyada bir ejderhayı öldürebilecek tek silahtır.
- Nobody's killed me yet.
- Henüz kimse beni öldürmedi.
- I want to kill you right now.
- Ben şimdi seni öldürmek istiyorum.
- Tom killed himself last October.
- Tom geçen ekim ayında kendini öldürdü.
- If you ever touch her again, I'll kill you.
- Ona tekrar dokunursan, seni öldürürüm.
- If you don't do what she says, she'll kill you.
- Dediğini yapmazsan, seni öldürür.
- He killed the old lady just for kicks.
- Yaşlı kadını sırf zevk için öldürdü.
- The bank robbers killed everyone but Tom.
- Banka soyguncuları Tom hariç herkesi öldürdü.
- Are you gonna kill me?
- Beni öldürecek misin?
- Tom killed Mary.
- Tom, Mary'i öldürdü.
- What does not kill me, makes me stronger.
- Beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir.
- Tom killed himself on his thirtieth birthday.
- Tom otuzuncu doğum gününde kendini öldürdü.
- Which is worse, killing one person or letting five people die?
- Hangisi daha kötü, bir kişiyi öldürmek mi yoksa beş kişinin ölmesine izin vermek mi?
- Curiosity killed the cat, but satisfaction brought it back to life.
- Merak kediyi öldürdü, ama memnuniyet onu hayata döndürdü.
- They're going to kill her.
- Onları onu öldürecekler.
- Now I’ll have to kill you.
- Şimdi seni öldürmek zorunda kalacağım.
- Because he couldn't kill me, I killed him.
- Çünkü o beni öldüremedi, ben onu öldürdüm.
- I don't know who killed him.
- Onu kimin öldürdüğünü bilmiyorum.
- Sami wanted to kill Layla with antifreeze.
- Sami, Layla'yı antifrizle öldürmek istedi.
- My cat killed this mouse.
- Kedim bu fareyi öldürdü.
- Give me that or I'll kill you.
- Onu bana ver yoksa seni öldürürüm.
- Sami used some kind of hatchet to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürmek için bir çeşit balta kullandı.
- We're going to kill them.
- Onları öldüreceğiz.
- If I wanted to kill you, I could kill you.
- Eğer seni öldürmek istesem öldürebilirim.
- I couldn't kill them.
- Onları öldüremedim.
- Someone tried to kill us.
- Biri bizi öldürmeye çalıştı.
- Somebody killed them.
- Biri onları öldürdü.
- Layla gave Sami six thousand dollars to kill Salima.
- Layla, Sami'ye Salima'yı öldürmesi için altı bin dolar verdi.
- How did you kill him?
- Sen onu nasıl öldürdün?
- They're going to kill Tom.
- Onlar Tom'u öldürecekler.
- Who do you think killed Tom?
- Tom'u kimin öldürdüğünü düşünüyorsun.
- Tetanus continues to kill!
- Tetanos öldürmeye devam ediyor!
- Why would anybody want to kill you?
- Neden biri seni öldürmek istesin?
- Tom had no motive to kill Mary.
- Tom'un Mary'yi öldürmek için nedeni yoktu.
- Hercules killed both serpents.
- Herkül iki yılanı da öldürdü.
- Someone threatened to kill that politician.
- Birisi o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.
- Tom killed his mother.
- Tom annesini öldürdü.
- Sami killed himself.
- Sami kendini öldürdü.
- Did you kill Mary?
- Mary'yi sen mi öldürdün?
- She was on the verge of killing herself.
- O kendini öldürmek üzereydi.
- Your mother is going to kill me.
- Annen beni öldürecek.
- She killed herself at the age of thirty.
- Otuz yaşında kendini öldürdü.
- This will kill that.
- Bu onu öldürecek.
- You can kill a man with a BB gun.
- Bir insanı bir havalı tüfekle öldürebilirsin.
- My back is killing me.
- Sırtım beni öldürüyor.
- Barbara was killed by Alister.
- Barbara'yı Alister öldürdü.
- Fadil bought a gun to kill Layla.
- Fadıl Layla'yı öldürmek için bir silah satın aldı.
- Layla killed her dog.
- Leyla kendi köpeğini öldürdü.
- How many people has greed killed?
- Açgözlülük kaç kişiyi öldürdü?
- Tom killed himself last October.
- Tom geçen ekimde kendini öldürdü.
- I wonder who killed him.
- Onu kimin öldürdüğünü merak ediyorum.
- I think Tom killed Mary.
- Bence Tom Mary'yi öldürdü.
- Are they going to kill Tom?
- Tom'u onlar mı öldürecek?
- I killed a god.
- Bir tanrıyı öldürdüm.
- I don't want to kill you.
- Sizi öldürmek istemem.
- Layla could have killed Sami.
- Layla Sami'yi öldürebilirdi.
- Who would want to kill Tom?
- Tom'u kim öldürmek ister?
- Do not be afraid to kill Edward; it is good.
- Edward'ı öldürmekten korkma; bu iyi bir şey.
- My brother will kill me.
- Kardeşim beni öldürecek.
- The Nazis killed Jews.
- Naziler Yahudileri öldürdü.
- Somebody killed Tom.
- Birisi Tom'u öldürdü.
- Tom killed Mary for her money.
- Tom, Mary'yi parası için öldürdü.
- The frost killed the tomatoes I seeded.
- Don, ektiğim domatesleri öldürdü.
- Some people kill themselves.
- Bazı insanlar kendilerini öldürür.
- I want to know who killed them.
- Onları kimin öldürdüğünü bilmek istiyorum.
- The dog easily killed the cat.
- Köpek kediyi kolayca öldürdü.
- Dan desired to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmeyi arzu etti.
- They killed someone.
- Birini öldürdüler.
- I admit that I killed him.
- Onu öldürdüğümü kabul ediyorum.
- Sami began killing at just 16 years old.
- Sami öldürmeye daha 16 yaşındayken başlamıştı.
- You're the only one who can kill him.
- Onu öldürebilecek tek kişi sensin.
- They are going to kill us all!
- Hepimizi öldürecekler!
- Kill all the prisoners.
- Tüm mahkumları öldürün.
- He tried to kill himself but it ended in failure.
- Kendini öldürmeye çalıştı ama başarısızlıkla sonuçlandı.
- Tom tried to kill himself.
- Tom kendini öldürmeye çalıştı.
- Tom made me kill the rat.
- Tom bana fareyi öldürttü.
- Sami never killed anyone.
- Sami asla kimseyi öldürmedi.
- Who tried to kill her?
- Kim onu öldürmeye çalıştı?
- They threatened to kill me so I gave them my wallet.
- Beni öldürmekle tehdit ettiler, bu yüzden cüzdanımı onlara verdim.
- Tom has killed again.
- Tom yine öldürdü.
- I would never kill myself.
- Ben kendimi asla öldürmezdim.
- Are you suggesting that Tom killed all those people?
- Bütün bu adamları Tom'un öldürdüğünü mü iddia ediyorsun?
- Sami felt that Layla had killed his manhood.
- Sami, Leyla'nın onun erkekliğini öldürdüğünü hissetti.
- Tom remembered that Mary and John had tried to kill him.
- Tom Mary ve John'un onu öldürmeye çalıştığını hatırladı.
- I'm going to kill you.
- Seni öldüreceğim.
- Vincent van Gogh killed himself in 1890.
- Vincent van Gogh 1890 yılında kendini öldürdü.
- You're going to be the first person Sami kills.
- Sami'nin öldüreceği ilk kişi sen olacaksın.
- I swear to you I didn't kill Tom.
- Yemin ederim Tom'u ben öldürmedim.
- Tom and Mary were plotting to kill Tom's father for the life insurance.
- Tom ve Mary hayat sigortası için Tom'un babasını öldürmeyi planlıyorlardı.
- David killed Goliath with a sling.
- David, Goliath'ı sapanla öldürdü.
- The police arrested the person they think killed Tom.
- Polis Tom'u öldürdüğünü düşündüğü kişiyi tutukladı.
- Betty killed Jane while she was singing.
- Betty, Jane'i şarkı söylerken öldürdü.
- If he knows that we're here he'll kill us.
- Burada olduğumuzu öğrenirse bizi öldürür.
- Are you going to kill me?
- Beni öldürecek misin?
- I think that why he killed his wife is a mystery.
- Bence karısını neden öldürdüğü bir muamma.
- If you don't do what he says, he'll kill you.
- Onun dediğini yapmazsan, seni öldürür.
- Why would someone kill them?
- Neden biri onları öldürsün ki?
- I thought she was going to kill me.
- Beni öldürecek sandım.
- If I see you around here again, I'll kill you.
- Seni bir daha bu çevrede görürsem öldürürüm.
- Someone is trying to kill me.
- Biri beni öldürmeye çalışıyor.
- We're going to find out who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü bulacağız.
- I want to kill her.
- Onu öldürmek istiyorum.
- The rat was killed by him with a stick.
- Fareyi sopayla o öldürdü.
- We can't kill them.
- Biz onları öldüremeyiz.
- If you do that, we'll kill you.
- Bunu yaparsan seni öldürürüz.
- Tom was trying to kill Mary.
- Tom mary'yi öldürmeye çalışıyordu.
- If looks could kill, I'd be dead by now.
- Eğer görünüş öldürseydi, şimdiye kadar ölmüş olurdum.
- Have you ever tried to kill yourself?
- Hiç kendini öldürmeyi denedin mi?
- Layla was forced to kill Sami.
- Leyla, Sami'yi öldürmek zorunda kaldı.
- Care killed a cat.
- Merak kediyi öldürdü.
- Tom shot and killed a bear.
- Tom bir ayıyı vurup öldürdü.
- What doesn't kill you makes you stronger.
- Sizi öldürmeyen şey sizi güçlendirir.
- I didn't want to kill Tom.
- Tom'u öldürmek istemedim.
- I know who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü biliyorum.
- Kill him, before he runs away!
- Kaçmadan önce öldürün onu!
- The Emperor ordered one of his servants to kill himself.
- İmparator, kölelerinden birine kendisini öldürmesini emretti.
- I'm going to kill them.
- Ben onları öldüreceğim.
- Are you going to kill her?
- Onu öldürecek misin?
- She wants to kill me.
- Beni öldürmek istiyor.
- Tom said Mary killed herself.
- Tom Mary'nin kendini öldürdüğünü söyledi.
- A Danish zoo killed a baby giraffe and invited the public to watch the dissection.
- Bir Danimarka hayvanat bahçesi, bir bebek zürafayı öldürdü ve halkı diseksiyonu izlemeye davet etti.
- Why did Tom kill Mary?
- Tom, Mary'yi neden öldürdü?
- Why would anyone want to kill me?
- Neden biri beni öldürmek istesin ki?
- It is still a mystery why she killed herself.
- Kendini neden öldürdüğü hâlâ bir muamma.
- He nearly killed both of them!
- Neredeyse ikisini de öldürüyordu!
- Fadil bought a gun to kill Layla.
- Fadıl, Leyla'yı öldürmek için bir silah satın aldı.
- Layla killed Sami over money.
- Leyla, Sami'yi para yüzünden öldürdü.
- Tom says he killed Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü söylüyor.
- We didn't kill Tom.
- Tom'u biz öldürmedik.
- Tom intended to kill himself.
- Tom kendini öldürmeye niyetleniyordu.
- Sami tried to kill me.
- Sami beni öldürmeye çalıştı.
- If you ever do anything to hurt Tom, I'll kill you.
- Eğer Tom'u incitecek bir şey yaparsan, seni öldürürüm.
- Tom would never kill anyone.
- Tom asla kimseyi öldürmez.
- The squirrel that you kill in jest, dies in earnest.
- Şaka olsun diye öldürdüğün sincap, gerçekten ölür.
- Somebody's trying to kill me.
- Biri beni öldürmeye çalışıyor.
- Somebody killed her.
- Biri onu öldürdü.
- He started to get hungry, so he threw a small stone in the river to kill a fish.
- O acıkmaya başladı, bu nedenle bir balık öldürmek için ırmağa küçük bir taş attı.
- That's the person they suspect killed Tom.
- Tom'u öldürdüğünden şüphelendikleri kişi bu.
- Muslims are portrayed like extremists that want to kill all non-Muslims.
- Müslümanlar, Müslüman olmayan herkesi öldürmek isteyen radikal kimseler gibi gösterilmektedir.
- Tom almost killed himself.
- Tom neredeyse kendini öldürüyordu.
- We'll kill him.
- Biz onu öldüreceğiz.
- Fadil killed the woman that brought him on this earth.
- Fadıl onu bu dünyaya getiren kadını öldürdü.
- I didn't kill anybody.
- Kimseyi öldürmedim.
- Why he killed himself is still a mystery.
- Neden kendini öldürdüğü hala bir sır.
- My brother will kill me.
- Erkek kardeşim beni öldürecek.
- Layla hired a hitman to kill her former husband.
- Layla eski kocasını öldürmesi için bir kiralık katil tuttu.
- The dominance of English is killing the European dialogue.
- İngilizcenin hakimiyeti Avrupa diyaloğunu öldürüyor.
- It kills me.
- Bu beni öldürür.
- I think Tom might actually want someone to kill him.
- Sanırım Tom gerçekten birinin onu öldürmesini isteyebilir.
- Sami was accused of killing Layla with antifreeze.
- Sami, Layla'yı antifrizle öldürmekle suçlanıyordu.
- Love has never killed anyone.
- Aşk hiç kimseyi öldürmedi.
- Aron killed Elizabeth.
- Aron, Elizabeth'i öldürdü.
- Betty killed her own mother.
- Betty kendi annesini öldürdü.
- I was going to kill them.
- Onları öldürecektim.
- I think the reason why he killed his wife is still a mystery.
- Sanırım onun karısını öldürme nedeni hâlâ bir sır.
- Sami would kill for cash.
- Sami para için öldürür.
- Tom took the gun from Mary before she could kill herself.
- Mary kendini öldürmeden önce Tom silahı ondan aldı.
- Sami had to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürmek zorundaydı.
- Did she really kill her husband?
- O gerçekten kocasını öldürdü mü?
- Tom ambushed a policeman and killed him with an ax.
- Tom bir polisi pusuya düşürdü ve onu bir baltayla öldürdü.
- My brother's going to kill me.
- Erkek kardeşim beni öldürecek.
- You're trying to kill me.
- Beni öldürmeye çalışıyorsun.
- They're going to kill Tom.
- Tom'u öldürecekler.
- Tom was given a life sentence for killing a security guard.
- Tom'a bir güvenlik görevlisini öldürdüğü için ömür boyu hapis cezası verildi.
- If you don't do what he says, he'll kill you.
- Eğer onun söylediklerini yapmazsan, seni öldürür.
- If you skip my class, I will kill you.
- Dersime girmezsen seni öldürürüm.
- Tom wouldn't kill anyone.
- Tom kimseyi öldürmez.
- Someone may try to kill me again.
- Biri beni tekrar öldürmeye çalışabilir.
- Dania witnessed Fadil killing two people.
- Dania, Fadil'in iki kişiyi öldürdüğüne tanık oldu.
- Tom said he'd kill you.
- Tom seni öldüreceğini söyledi.
- Tom shot and killed Mary.
- Tom, Mary'i vurup öldürdü.
- Who wants us killed?
- Bizi kim öldürtmek istiyor?
- Tom killed himself last year.
- Tom geçen yıl kendini öldürdü.
- We know you didn't kill Tom.
- Tom'u öldürmediğini biliyoruz.
- They killed this goat as a sacrifice to God.
- Bu keçiyi Tanrı'ya kurban etmek için öldürdüler.
- Tom killed Mary and then killed himself.
- Tom Mary'yi öldürdü ve sonra kendini öldürdü.
- I don't think Tom killed himself.
- Tom'un kendini öldürdüğünü sanmıyorum.
- Tom didn't want to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmek istemedi.
- They couldn't kill Tom.
- Onlar Tom'u öldüremedi.
- So, who killed Tom?
- Peki, Tom'u kim öldürdü?
- Tom wants to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmek istiyor.
- I'll kill it.
- Onu öldüreceğim.
- The author killed himself in his study.
- Yazar çalışma odasında kendini öldürdü.
- We were told to shoot to kill.
- Öldürmek için ateş etmemiz söylendi.
- Layla was forced to kill Sami.
- Layla, Sami'yi öldürmeye zorlandı.
- Drowsy driving kills.
- Uykulu araba kullanmak öldürür.
- Why would Tom want to kill Mary?
- Tom neden Mary'yi öldürmek istesin?
- The reason she killed herself is unknown.
- Kendini neden öldürdüğü bilinmiyor.
- I want to kill him.
- Ben onu öldürmek istiyorum.
- Who do you think killed her?
- Onu kimin öldürdüğünü düşünüyorsunuz?
- He wants to kill me.
- O beni öldürmek istiyor.
- Sami shot and killed his brother.
- Sami kardeşini vurdu ve öldürdü.
- Government has the right to kill people.
- Hükümetin insanları öldürmeye hakkı vardır.
- Sami killed Layla and left her decapitated body inside her own apartment.
- Sami, Layla'yı öldürdü ve kafası kesilmiş cesedini kendi dairesinde bıraktı.
- Tom is afraid that someone might kill him in his sleep.
- Tom birinin onu uykusunda öldürebileceğinden korkuyor.
- We believe that it was Tom that killed Mary.
- Mary'yi öldürenin Tom olduğuna inanıyoruz.
- A man was accused of killing his wife.
- Bir adam karısını öldürmekle suçlandı.
- I want to kill my neighbor's dog.
- Komşumun köpeğini öldürmek istiyorum.
- They are going to kill us all!
- Onlar hepimizi öldürecekler!
- I tried to kill myself three months ago.
- Üç ay önce kendimi öldürmeye çalıştım.
- I think Tom will try to kill Mary.
- Sanırım Tom Mary'yi öldürmeye çalışacak.
- I killed a duck once.
- Bir keresinde bir ördek öldürdüm.
- Kill it with fire!
- Ateşle öldürün!
- Did you intend to kill him?
- Onu öldürmeye niyetin var mıydı?
- If you're going to kill me, I want to know why.
- Eğer beni öldüreceksen, nedenini bilmek istiyorum.
- Tom killed himself last night.
- Tom dün gece kendini öldürdü.
- I wonder who killed them.
- Onları kimin öldürdüğünü merak ediyorum.
- Tom will kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürecek.
- We can't let them kill him.
- Onu öldürmelerine izin veremeyiz.
- Are you going to kill them?
- Onları öldürecek misin?
- Tom was there when his mother killed herself.
- Tom annesi kendini öldürürken oradaydı.
- Please don't kill me!
- Beni öldürme lütfen!
- How many people has greed killed?
- Açgözlülük kaç insanı öldürdü?
- Did you kill her?
- Onu sen mi öldürdün?
- I don't want to kill you.
- Seni öldürmek istemiyorum.
- They're going to kill him.
- Onu öldürecekler.
- Tom's dog killed one of Mary's goats.
- Tom'un köpeği Mary'nin keçilerinden birini öldürdü.
- Let's kill the filthy usurper!
- Hadi pis gaspçıyı öldürelim!
- If Tom finds out I told you this, he'll kill me.
- Tom bunu sana söylediğimi öğrenirse, beni öldürür.
- You killed her.
- Onu öldürdün.
- Why did you kill him?
- Onu neden öldürdün?
- They're going to kill us all!
- Hepimizi öldürecekler!
- You shouldn't kill living creatures for fun.
- Eğlence için canlıları öldürmemelisiniz.
- I never killed anybody.
- Ben kimseyi öldürmedim.
- Do you have any idea what killed Tom?
- Tom'u neyin öldürdüğü hakkında bir fikrin var mı?
- She started to get hungry, so she threw a small stone in the river to kill a fish.
- Acıkmaya başladı, bu yüzden bir balığı öldürmek için nehre küçük bir taş attı.
- Malcom killed Tom because he was tired of seeing his name in lots of sentences.
- Malcom Tom'u öldürdü çünkü onun adını birçok cümlede görmekten bıkmıştı.
- This bomb can kill many people.
- Bu bomba bir sürü insanı öldürebilir.
- They killed more than three thousand sailors.
- Üç binden fazla denizciyi öldürdüler.
- The general ordered Tom to kill his dog.
- General Tom'a köpeğini öldürmesini emretti.
- Osamu Dazai killed himself.
- Osamu Dazai kendini öldürdü.
- Sami killed, maimed, and raped women.
- Sami kadınları öldürdü, sakatladı ve onlara tecavüz etti.
- She had to kill herself.
- Kendini öldürmek zorunda kaldı.
- Fadil killed Layla very deliberately.
- Fadıl Leyla'yı kasten öldürdü.
- We have to kill them before they grow.
- Büyümeden önce onları öldürmek zorundayız.
- I nearly killed myself hang gliding.
- Kendimi delta kanatla neredeyse öldürüyordum.
- We don't think Tom killed Mary.
- Tom'un Mary'yi öldürdüğünü düşünmüyoruz.
- These machines can kill your free time.
- Bu makineler boş zamanınızı öldürebilir.
- Tom is going to kill us.
- Tom bizi öldürecek.
- What doesn't kill us only makes us stronger.
- Bizi öldürmeyen şey sadece daha güçlü yapar.
- I will kill you.
- Seni öldüreceğim.
- I wasn't trying to kill anybody.
- Kimseyi öldürmeye çalışmıyordum.
- Let's find out who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü bulalım.
- Have you ever killed a lion?
- Hiç aslan öldürdünüz mü?
- My little sister wants to kill me.
- Küçük kız kardeşim beni öldürmek istiyor.
- Who would want to kill us?
- Kim bizi öldürmek istesin ki?
- Love, you're going to kill me.
- Aşkım, beni öldüreceksin.
- A bullet does not kill the same bird twice.
- Bir mermi aynı kuşu iki defa öldüremez.
- What killed Tom?
- Tom'u ne öldürdü?
- They tried to kill me.
- Onlar beni öldürmeye çalıştı.
- Tom would never kill anyone.
- Tom asla kimseyi öldürmezdi.
- They can't kill us.
- Onlar bizi öldüremezler.
- Betty fell in love with Tom and killed him.
- Betty, Tom'a aşık oldu ve onu öldürdü.
- It looks like it wants to kill us.
- O bizi öldürmek istiyor gibi görünüyor.
- I'm going to kill him.
- Onu öldüreceğim.
- I don't want you to kill Tom.
- Tom'u öldürmeni istemiyorum.
- I'm afraid Tom will kill me.
- Korkarım Tom beni öldürecek.
- I want to kill Tom.
- Tom'u öldürmek istiyorum.
- Sami chose to kill himself.
- Sami kendini öldürmeyi seçti.
- If I don't do what they say, they'll kill me.
- Dediklerini yapmazsam, beni öldürürler.
- Mary has been arrested for killing her husband.
- Mary kocasını öldürdüğü için tutuklandı.
- Tom admitted to killing Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- He'll kill you.
- Seni öldürecek.
- Tom ambushed a policeman and killed him with an ax.
- Tom bir polise pusu kurdu ve onu baltayla öldürdü.
- She followed him home; then killed him.
- Onu evine kadar takip etmiş, sonra da öldürmüş.
- The emerald ash borer has killed more than a hundred million ash trees across North America.
- Zümrüt dişbudak kurdu Kuzey Amerika'da yüz milyondan fazla dişbudak ağacını öldürdü.
- I thought that Tom was going to kill me.
- Tom'un beni öldüreceğini düşündüm.
- They attacked a group of Frenchmen and killed ten of them.
- Bir grup Fransız'a saldırdılar ve on tanesini öldürdüler.
- He killed himself by driving recklessly.
- Pervasızca sürerek kendini öldürdü.
- Tom said that you tried to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmeye çalıştığını söyledi.
- Cats often kill small animals if allowed outside of the house.
- Evin dışına çıkmalarına izin verilirse kediler genellikle küçük hayvanları öldürür.
- I've never killed anybody.
- Ben hiç kimseyi öldürmedim.
- Send in something to eat or I'll kill a hostage.
- Yiyecek bir şeyler gönder yoksa rehinelerden birini öldürürüm.
- I didn't want to kill her.
- Onları öldürmek istemedim.
- They ordered Tom to kill Mary.
- Onlar Tom'un Mary'yi öldürmesini emretti.
- He wants to kill me.
- Beni öldürmek istiyor.
- Mary has been arrested for killing her husband.
- Mary kocasını öldürmekten tutuklanmış.
- Did Mary really kill her husband?
- Mary gerçekten kocasını öldürdü mü?
- And after having killed you, we will kill your father also.
- Ve seni öldürdükten sonra, babanı da öldüreceğiz.
- It looked like they wanted to kill you.
- Seni öldürmek istiyorlarmış gibi görünüyordu.
- Fadil was the only one cruel enough to kill the dog.
- Köpeği öldürecek kadar zalim olan tek kişi Fadıl'dı.
- A little soap and water never killed anybody.
- Biraz sabun ve su kimseyi öldürmemiştir.
- A poisoned cherry may kill a duke.
- Zehirli bir kiraz bir dükü öldürebilir.
- Have you ever killed anybody?
- Birini öldürdün mü hiç?
- The collapse of the new concrete platform killed four workers.
- Yeni beton platformun çökmesi, dört işçiyi öldürdü.
- Quakers believe that it is always wrong to kill.
- Quakerlar öldürmenin her zaman yanlış olduğuna inanır.
- They threatened to kill me so I gave them my wallet.
- Beni öldürmekle tehdit ettiler, ben de cüzdanımı onlara verdim.
- Tell us why you killed her.
- Onu neden öldürdüğünü bize söyle.
- Dan shot and killed himself in this room.
- Dan bu odada kendini vurdu ve öldürdü.
- Tom said he was going to kill Mary's dog.
- Tom, Mary'nin köpeğini öldüreceğini söyledi.
- Sami's intent was to kill Layla.
- Sami'nin amacı Leyla'yı öldürmekti.
- Tom has never killed anybody.
- Tom hiç kimseyi öldürmedi.
- If I want, they will kill you.
- Ben istersem onlar seni öldürürler.
- I killed your father.
- Babanı ben öldürdüm.
- Tom maintained that he had no regrets for killing Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğü için pişmanlık duymadığını söyledi.
- Abbott killed Mary.
- Abbott, Mary'i öldürdü.
- Twice I have tried to kill myself.
- İki kez kendimi öldürmeye çalıştım.
- They killed innocent Muslims.
- Masum Müslümanları öldürdüler.
- Kill the bunnies first.
- Önce tavşanları öldürün.
- That famous poet planned on killing himself in his library.
- O ünlü şair kütüphanesinde kendini öldürmeyi planlıyordu.
- Can you think of anyone who would've wanted to kill Tom?
- Tom'u öldürmek isteyecek birini düşünebiliyor musun?
- Kill all the survivors.
- Sağ kalan herkesi öldürün.
- I wonder if Tom is trying to kill me.
- Acaba Tom beni öldürmeye mi çalışıyor?
- Killing people while they pray is the most despicable thing imaginable.
- İnsanları dua ederken öldürmek akla gelebilecek en alçakça şey.
- Tom confessed to killing Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- Let's find out who killed him.
- Onu kimin öldürdüğünü bulalım.
- Fadil killed several people.
- Fadıl birkaç kişiyi öldürdü.
- Sami killed his mother.
- Sami kendi annesini öldürdü.
- Sami killed himself and he left no note.
- Sami kendini öldürdü ve hiç not bırakmadı.
- They're going to kill you.
- Onlar seni öldürecekler.
- Are they going to kill you?
- Onlar seni öldürecekler mi?
- Tom tried to have me killed.
- Tom beni öldürtmeye çalıştı.
- Why would Tom want to kill anyone?
- Tom neden birini öldürmek istesin ki?
- Did you intend to kill him?
- Onu öldürmeyi tasarlıyor muydun?
- Does anybody really think Tom didn't kill Mary?
- Gerçekten Tom'un Mary'yi öldürmediğini düşünen var mı?
- Do you think Tom killed himself?
- Sence Tom kendini öldürmüş müdür?
- You shouldn't have killed Tom.
- Tom'u öldürmemeliydin.
- They think that Tom must have killed Mary and then killed himself.
- Tom'un Mary'yi öldürüp sonra da kendini öldürmüş olabileceğini düşünmektedirler.
- Did you intend to kill her?
- Onu öldürmeye mi niyetlendiniz?
- Are steroids actually killing people?
- Gerçekten steroidler insanları öldürüyor mu?
- Is it true that Tom killed himself?
- Tom'un kendini öldürdüğü doğru mu?
- Tom would kill me if he knew I told you.
- Tom sana söylediğimi bilseydi beni öldürürdü.
- Tom grabbed the little boy and threatened to kill him.
- Tom küçük çocuğu yakaladı ve onu öldürmekle tehdit etti.
- They were trying to kill you.
- Onlar seni öldürmeye çalışıyordu.
- Why did you kill my mother?
- Neden annemi öldürdün?
- If you say that to your mother, she'll kill you!
- Bunu annene söylersen o seni öldürür.
- I killed her by drowning her in a tub filled with Neo Kobe pizza.
- Onu Neo Kobe pizzasıyla dolu bir küvette boğarak öldürdüm.
- I don't want to kill you.
- Sizi öldürmek istemiyorum.
- We have to kill them before they lay eggs.
- Yumurtlamadan önce onları öldürmeliyiz.
- Tom wanted to kill himself.
- Tom kendini öldürmek istedi.
- Layla killed in self-defense.
- Leyla kendini savunmak için öldürdü.
- Several hundred years ago, scarlet fever epidemics killed thousands of people throughout the continent.
- Birkaç yüz yıl önce, kızıl salgını kıta çapında binlerce insanı öldürdü.
- This fucking traffic is killing me!
- Bu lanet trafik beni öldürüyor!
- I'm going to kill her for this!
- Bunun için onu öldüreceğim!
- What doesn't kill us only makes us stronger.
- Bizi öldürmeyen şey sadece bizi daha güçlü yapar.
- Sami killed a leopard.
- Sami bir leoparı öldürdü.
- Sami killed his fiancee.
- Sami nişanlısını öldürdü.
- It's been reported that some men had killed and eaten some animals that were in the local zoo.
- Bazı adamların yerel hayvanat bahçesindeki bazı hayvanları öldürüp yedikleri bildirildi.
- Tom isn't going to kill me.
- Tom beni öldürmeyecek.
- I didn't want to kill her.
- Ben onu öldürmek istemedim.
- Tom killed the dragon.
- Tom ejderhayı öldürdü.
- Mary killed the rabbit with her bare hands.
- Mary çıplak elleriyle tavşanı öldürdü.
- I'm going to kill someone.
- Birini öldüreceğim.
- We know you didn't kill them.
- Onları senin öldürmediğini biliyoruz.
- Happy people don't kill themselves.
- Mutlu insanlar kendilerini öldürmez.
- This mouse was killed by my cat.
- Bu fareyi kedim öldürdü.
- This is the room where the author killed himself.
- Burası yazarın kendini öldürdüğü oda.
- Are you saying that you killed Tom?
- Tom'u öldürdüğünü mü söylüyorsun?
- Layla killed in self-defense.
- Layla nefsi müdafaa için öldürdü.
- They're going to kill you.
- Seni öldürecekler.
- Tom forgave Mary for killing his dog.
- Tom, köpeğini öldürdüğü için Mary'yi affetti.
- Tom felt an urge to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmek için bir dürtü hissetti.
- Tom nearly killed both of them.
- Tom neredeyse ikisini de öldürüyordu.
- There was no need for you to kill Tom.
- Tom'u öldürmene gerek yoktu.
- I nearly killed myself hang gliding.
- Yelken kanatla neredeyse kendimi öldürüyordum.
- They're going to kill her.
- Onu öldürecekler.
- The Emperor ordered one of his servants to kill himself.
- İmparator hizmetkarlarından birine kendini öldürmesini emretti.
- The dominance of English is killing the European dialogue.
- İngilizcenin egemenliği Avrupa diyaloğunu öldürüyor.
- Tom was nearly killed himself.
- Tom neredeyse kendini öldürüyordu.
- I cannot kill a mouse, let alone a little bird.
- Küçük bir kuş şöyle dursun, bir fare bile öldüremem.
- I didn't try to kill Tom.
- Tom'u öldürmeye çalışmadım.
- You must not kill.
- Öldürmemelisin.
- Fadil is going to kill me.
- Fadıl beni öldürecek.
- I felt like killing myself.
- Kendimi öldürmek istedim.
- There's a chance that Tom might try to kill himself again.
- Tom'un kendini yeniden öldürmeye çalışma ihtimali var.
- We have to catch Tom before he kills anybody else.
- Başka birini öldürmeden önce Tom'u yakalamalıyız.
- We know you didn't kill him.
- Onu öldürmediğini biliyoruz.
- People kill people.
- İnsanlar insanları öldürür.
- I didn't kill them.
- Onları ben öldürmedim.
- Kill all who resist.
- Direnen herkesi öldürün.
- Who tried to kill me?
- Kim beni öldürmeye çalıştı?
- Tom would kill me if I told anyone.
- Eğer birine söylersem Tom beni öldürür.
- She was on the verge of killing herself.
- Kendini öldürmenin eşiğindeydi.
- I can't just let him kill me.
- Onun beni öldürmesine izin veremem.
- After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave.
- Tom'u öldürdükten sonra Mary onu sığ bir mezara gömdü.
- I know who killed the police inspector.
- Polis müfettişini kimin öldürdüğünü biliyorum.
- If you say that to your mother, she'll kill you!
- Eğer bunu annene söylersen, seni öldürür!
- I would never kill anyone.
- Ben asla kimseyi öldürmezdim.
- Sami was there when his mother killed herself.
- Annesi kendini öldürdüğü zaman Sami oradaydı.
- If Tom isn't careful, he's going to get himself killed.
- Tom dikkatli olmazsa kendini öldürtecek.
- Tell us why you killed them.
- Onları neden öldürdüğünü bize anlat.
- Why shouldn't I kill you?
- Neden seni öldürmeyeyim?
- I can't just let them kill me.
- Beni öldürmelerine izin veremem.
- Let's find out who killed her.
- Onu kimin öldürdüğünü bulalım.
- Tom didn't kill anyone.
- Tom kimseyi öldürmedi.
- Someone tried to kill Tom.
- Biri Tom'u öldürmeye çalıştı.
- Kill all the zombies.
- Tüm zombileri öldürün.
- Sami wanted to kill his own daughter to save himself.
- Sami kendini kurtarmak için kendi kızını öldürmek istedi.
- I thought that my father was going to kill me.
- Babamın beni öldüreceğini düşündüm.
- This looks like it might be the weapon that was used to kill Tom.
- Bu Tom'u öldürmek için kullanılan silah olabilir gibi görünüyor.
- The archer killed the deer.
- Okçu geyiği öldürdü.
- Tom killed himself in Boston.
- Tom Boston'da kendini öldürdü.
- Why did Tom kill Mary?
- Tom Mary'yi neden öldürdü?
- We can't kill her.
- Onu öldüremeyiz.
- It's very hot, these clothes are going to kill you!
- Hava çok sıcak, bu kıyafetler seni öldürecek!
- The suspense is killing me.
- Bu belirsizlik beni öldürüyor.
- You know, I don't want to kill you.
- Biliyorsun, seni öldürmek istemiyorum.
- You don't really think Tom would kill himself, do you?
- Tom'un kendini öldüreceğini gerçekten düşünmüyorsun, değil mi?
- Who killed the spy?
- Casusu kim öldürdü?
- After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave.
- Tom'u öldürdükten sonra, Mary onu sığ bir mezara gömdü.
- Who told you to kill Tom?
- Tom'u öldürmeni kim söyledi?
- Did Tom really kill Mary?
- Tom gerçekten Mary'yi öldürdü mü?
- Dan killed his wife and made it appear as the work of an unknown assailant.
- Dan karısını öldürdü ve bunu bilinmeyen bir saldırganın işi olarak gösterdi.
- I don't think Tom killed Mary.
- Tom'un Mary'yi öldürdüğünü sanmıyorum.
- Layla is going to come back and kill Sami.
- Layla geri gelecek ve Sami'yi öldürecek.
- Layla said that she was forced to kill Sami.
- Leyla, Sami'yi öldürmek zorunda kaldığını söyledi.
- Tom is prepared to kill you.
- Tom seni öldürmek için hazırlanıyor.
- Tom knew who was trying to kill him.
- Tom onu kimin öldürmeye çalıştığını biliyordu.
- Guns don't kill men.
- Silahlar insanları öldürmez.
- Everyone knows who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü herkes biliyor.
- Never use a cannon to kill a fly.
- Bir sineği öldürmek için asla top kullanmayın.
- They threatened to kill me so I gave them up my wallet.
- Beni öldürmekle tehdit ettiler, ben de cüzdanımı onlara verdim.
- Betty killed your mother.
- Betty, senin anneni öldürdü.
- Did you intend to kill Tom?
- Tom'u öldürmeye niyet ettiniz mi?
- I want to kill somebody.
- Birini öldürmek istiyorum.
- Sami is trying to kill himself.
- Sami kendini öldürmeye çalışıyor.
- Whatever doesn't kill us only makes us stronger.
- Bizi öldürmeyen şey bizi daha güçlü yapar.
- Do you want to kill me?
- Beni öldürmek mi istiyorsun?
- If you don't do what they say, they'll kill you.
- Dediklerini yapmazsan, seni öldürürler.
- Dan threatened to kill Linda.
- Dan, Linda'yı öldürmekle tehdit etti.
- When Tom plays the violín, I feel like killing him.
- Tom violin çalarken, onu öldürmek istiyorum.
- Tom shot and killed a tiger.
- Tom bir kaplanı vurup öldürdü.
- The prisoner denied that he had killed a policeman.
- Mahkum bir polisi öldürmüş olduğunu reddetti.
- That which does not kill us makes us stronger.
- Bizi öldürmeyen şey bizi daha güçlü yapar.
- Why don't you go kill yourself?
- Neden gidip kendini öldürmüyorsun?
- What Tom ate almost killed him.
- Tom'un yediği şey neredeyse onu öldürüyordu.
- I'd be unhappy, but I wouldn't kill myself.
- Mutsuz olurum ama kendimi öldürmem.
- I wonder if Tom killed himself.
- Acaba Tom kendini mi öldürdü?
- Tom is going to kill me.
- Tom beni öldürecek.
- Tom knows who killed his dog.
- Tom köpeğini kimin öldürdüğünü biliyor.
- Somebody killed Tom.
- Biri Tom'u öldürdü.
- Tom has tried to kill himself.
- Tom kendini öldürmeye çalıştı.
- Everyone knows you killed Tom.
- Herkes senin Tom'u öldürdüğünü biliyor.
- Tom has been accused of killing Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmekle suçlanıyor.
- It was Barbara who Elister killed.
- Elister'ın öldürdüğü Barbara'ydı.
- Tom killed someone in self-defense.
- Tom nefsi müdafaa için birini öldürdü.
- Speed kills.
- Hız öldürür.
- Who'd want to kill me?
- Beni kim öldürmek istiyor?
- I want to know who killed Tom.
- Tom'u öldürenin kim olduğunu bilmek istiyorum.
- They were going to kill her.
- Onu öldüreceklerdi.
- I think the reason that he killed his wife is still a mystery.
- Sanırım onun karısını öldürme nedeni hâlâ bir sır.
- Cats kill billions of birds every year.
- Kediler her yıl milyarlarca kuşu öldürüyor.
- Do you have any idea why someone would want to kill Tom?
- Neden birinin Tom'u öldürmek istediği konusunda herhangi bir fikrin var mı?
- Tom wanted to kill Mary, but John stopped him.
- Tom Mary'yi öldürmek istedi fakat John onu durdurdu.
- Government has the right to kill people.
- Hükümetin insanları öldürme hakkı vardır.
- What she ate almost killed her.
- Yediği şey neredeyse onu öldürüyordu.
- Tom hid the knife he'd killed Mary with in John's bedroom.
- Tom Mary'yi öldürdüğü bıçağı John'un yatak odasına sakladı.
- This ointment can kill fungi.
- Bu merhem mantarları öldürebilir.
- After you kill the sheep, you'll have to skin it.
- Koyunu öldürdükten sonra onun derisini yüzmek zorunda kalacaksın.
- Tom will kill me.
- Tom beni öldürecek.
- I wanted to kill her.
- Onu öldürmek istedim.
- Somebody wanted to kill me.
- Biri beni öldürmek istedi.
- Sami admitted to killing Layla.
- Sami, Layla'yı öldürdüğünü itiraf etti.
- I killed God.
- Ben Tanrı'yı öldürdüm.
- Tom couldn't forgive Mary for killing his parents.
- Tom, ailesini öldürdüğü için Mary'yi affedemedi.
- Tom begged Mary not to kill his dog.
- Tom, Mary'ye köpeğini öldürmemesi için yalvardı.
- If you don't do what she says, she'll kill you.
- Eğer onun dediğini yapmazsan seni öldürür.
- Are you going to kill her?
- Sen onu öldürecek misin?
- They all killed themselves.
- Hepsi kendilerini öldürdü.
- Sami denied killing Layla.
- Sami, Layla'yı öldürdüğünü inkar etti.
- Tom knew who was trying to kill Mary.
- Tom, Mary'yi kimin öldürmeye çalıştığını biliyordu.
- This is the place where he killed himself.
- Burası onun kendini öldürdüğü yer.
- She killed herself by taking poison.
- Zehir içerek kendini öldürdü.
- If Tom finds out what you did, he'll kill you.
- Tom ne yaptığını öğrenirse seni öldürür.
- Are you saying that I killed Tom?
- Tom'u öldürdüğümü mü söylüyorsun?
- Why would I kill your dog?
- Neden köpeğini öldüreyim?
- Who would want to kill me?
- Kim beni öldürmek ister?
- Sami killed both Farid and his wife.
- Sami hem Ferit'i hem de onun karısını öldürdü.
- According to Tom, Mary killed herself.
- Tom'a göre Mary kendini öldürmüştü.
- Tom killed the rat with a cane.
- Tom bastonla sıçanı öldürdü.
- Tell us why you killed them.
- Bize onları neden öldürdüğünü söyle.
- If you must kill, kill an elephant and if you must rob, rob a treasury.
- Öldürmen gerekiyorsa bir fili öldür, soyman gerekiyorsa bir hazineyi soy.
- I thought he was going to kill me.
- Beni öldüreceğini sandım.
- Tell us why you killed Tom.
- Tom'u neden öldürdüğünü bize söyle.
- I need a good reason not to kill you.
- Seni öldürmemek için iyi bir nedene ihtiyacım var.
- Tom killed the rat with his cane.
- Tom fareyi bastonuyla öldürdü.
- Don't kill me, please.
- Beni öldürme, lütfen.
- Tom claims that he has never killed anyone.
- Tom hiç kimseyi öldürmediğini iddia etti.
- What doesn't kill us makes us stronger.
- Bizi öldürmeyen şey güçlendirir.
- We don't know who killed him yet.
- Onu kimin öldürdüğünü henüz bilmiyoruz.
- The suspense is killing me!
- Beklemek beni öldürüyor!
- They want to kill me.
- Beni öldürmek istiyorlar.
- They killed a goat as a sacrifice to the gods.
- Onlar tanrılara kurban olarak bir keçi öldürdüler.
- Do you think Tom killed himself?
- Sence Tom kendini mi öldürdü?
- I want to kill you right now.
- Seni hemen şimdi öldürmek istiyorum.
- Tom hasn't killed anyone yet.
- Tom henüz kimseyi öldürmedi.
- Stay back or I'll kill you.
- Geri dur yoksa seni öldürürüm.
- I almost killed myself snowboarding.
- Snowboard yaparken neredeyse kendimi öldürüyordum.
- If I don't do what they say, they'll kill me.
- Onların söylediklerini yapmazsam, beni öldürecekler.
- I came to kill him.
- Onu öldürmeye geldim.
- Sami has just killed his parents.
- Sami az önce ailesini öldürdü.
- The radiation would kill you.
- Radyasyon seni öldürür.
- Who do you think killed him?
- Onu kimin öldürdüğünü düşünüyorsunuz?
- They're killing the planet.
- Gezegeni öldürüyorlar.
- We never killed anyone.
- Biz kimseyi öldürmedik.
- You bastard, I'll kill you!
- Seni piç, seni öldüreceğim!
- He hired mercenaries to kill you.
- O seni öldürmek için paralı askerler tuttu.
- Anything that doesn't kill us makes us stronger.
- Bizi öldürmeyen her şey bizi güçlendirir.
- One drop of the poison is enough to kill 160 people.
- Bir damla zehir 160 insanı öldürmeye yeter.
- The teacher told me that Hitler killed himself.
- Öğretmen bana, Hitler'in kendisini öldürdüğünü söyledi.
- She killed herself yesterday.
- O, dün kendini öldürdü.
- Dan killed his wife, Linda, to marry his mistress.
- Dan metresiyle evlenmek için karısı Linda'yı öldürdü.
- If Tom isn't careful, he's going to get himself killed.
- Eğer Tom dikkatli olmazsa, kendini öldürtecek.
- Sami has already killed himself.
- Sami çoktan kendini öldürdü.
- Tom is going to kill them.
- Tom onları öldürecek.
- Tom learnt how to kill vampires.
- Tom vampirleri nasıl öldüreceğini öğrendi.
- I heard that Mary has been arrested for killing her husband.
- Kocasını öldürdüğü için Mary'nin tutuklandığını duydum.
- Tom had no motive to kill Mary.
- Tom'un Mary'yi öldürmek için bir nedeni yoktu.
- We know you didn't kill her.
- Senin onu öldürmediğini biliyoruz.
- We must stop Tom before he kills himself.
- Kendini öldürmeden önce Tom'u durdurmalıyız.
- Sami fantasized about killing his wife.
- Sami karısını öldürmeyi hayal ediyordu.
- Layla paid someone to kill Sami.
- Layla, Sami'yi öldürmesi için birine para verdi.
- Tom killed the cockroach with a broom.
- Tom bir süpürgeyle hamam böceğini öldürdü.
- He shot his assailant but didn't kill him.
- Saldırganı vurdu ama öldürmedi.
- My little sister wants to kill me.
- Küçük kardeşim beni öldürmek istiyor.
- Tom never killed anyone.
- Tom asla kimseyi öldürmedi.
- I'll kill Tom if I have to.
- Gerekirse Tom'u öldürürüm.
- Sami killed and ate his wife.
- Sami karısını öldürdü ve yedi.
- This is killing me.
- Bu beni öldürüyor.
- If you die, I'll kill you!
- Ölürsen, seni öldürürüm!
- Sami is trying to kill himself.
- Sami kendisini öldürmeye çalışıyor.
- Did you really hire someone to kill Tom?
- Gerçekten Tom'u öldürmek için birini mi tuttun?
- You nearly killed me.
- Neredeyse beni öldürüyordun.
- Tom hopes that the police find out who killed his daughter.
- Tom, polisin kızını kimin öldürdüğünü bulmasını umuyor.
- I wanted to kill them.
- Onları öldürmek istedim.
- Alister killed Barbara.
- Barbara'yı Alister öldürdü.
- Tom and Mary killed themselves.
- Tom ve Mary kendilerini öldürdüler.
- Layla killed innocent and defenseless babies.
- Layla masum ve savunmasız bebekleri öldürdü.
- Layla killed the wrong person.
- Leyla yanlış kişiyi öldürdü.
- I killed the rat with a stick.
- Fareyi bir sopayla öldürdüm.
- I want to kill Tom before he kills me.
- O beni öldürmeden ben Tom'u öldürmek istiyorum.
- If you skip my classes, I'll kill you.
- Derslerimi asarsan seni öldürürüm.
- Sami never denied that he killed Layla.
- Sami, Layla'yı öldürdüğünü asla inkâr etmedi.
- Why do you want to kill us?
- Neden bizi öldürmek istiyorsunuz?
- Tom didn't kill his wife.
- Tom karısını öldürmedi.
- My cat killed a squirrel.
- Kedim bir sincap öldürdü.
- Tom would never kill himself.
- Tom asla kendini öldürmez.
- You should have killed me when you had the chance.
- Fırsatın varken beni öldürmeliydin.
- Elizabeth killed Alister in cold blood.
- Elizabeth Alister'i soğukkanlılıkla öldürdü.
- The coroner is performing an autopsy on Tom to find out what killed him.
- Adli tabip onu neyin öldürdüğünü öğrenmek için Tom üzerinde bir otopsi gerçekleştiriyor.
- I didn't try to kill myself.
- Kendimi öldürmeye çalışmadım.
- Tom told Mary that he was going to kill himself, but he didn't have the courage to do it.
- Tom Mary'ye kendini öldüreceğini söyledi ama bunu yapmaya cesareti yoktu.
- Maria tried to kill herself with sleeping pills.
- Maria kendini uyku haplarıyla öldürmeye çalıştı.
- We can't kill her.
- Biz onu öldüremeyiz.
- Tom didn't mean to kill Mary.
- Tom'un niyeti Mary'yi öldürmek değildi.
- Melanie had accidentally killed a fly.
- Melanie yanlışlıkla bir sineği öldürmüştü.
- You killed him.
- Onu öldürdün.
- Dan killed Linda with a hammer.
- Dan, Linda'yı çekiçle öldürdü.
- Tom intends to kill himself.
- Tom kendini öldürmeyi tasarlıyor.
- Killing people while they pray is the most despicable thing imaginable.
- İnsanları dua ederken öldürmek hayal edilebilecek en aşağılık şeydir.
- Tom is going to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürecek.
- I have no choice but to kill.
- Öldürmekten başka çarem yok.
- Mary killed Abbott.
- Mary, Abbott'u öldürdü.
- I cannot kill a mouse, let alone a little bird.
- Bırakın küçük bir kuşu, bir fareyi bile öldüremem.
- I would rather kill myself than reconcile myself to my fate.
- Kaderime razı olmaktansa kendimi öldürmeyi tercih ederim.
- Sami didn't kill himself.
- Sami kendini öldürmedi.
- I thought the enemy had killed Tom.
- Düşmanın Tom'u öldürdüğünü sanıyordum.
- Tell us why you killed him.
- Onu neden öldürdüğünü bize söyle.
- Tom is eventually going to find out who killed Mary.
- Tom eninde sonunda Mary'yi kimin öldürdüğünü bulacaktır.
- Sami killed two people for money.
- Sami para için iki kişiyi öldürdü.
- I didn't kill him.
- Ben onu öldürmedim.
- Tom has killed before.
- Tom daha önce de öldürdü.
- How can I prevent my cat from killing birds?
- Kedimin kuşları öldürmesini nasıl engelleyebilirim?
- Tom thought Mary had tried to kill herself.
- Tom, Mary'nin kendini öldürmeye çalıştığını düşündü.
- Tom wants to kill me.
- Tom beni öldürmek istiyor.
- Who wants to kill you?
- Kim seni öldürmek istiyor?
- I couldn't kill you, Tom.
- Seni öldüremedim, Tom.
- I killed him in a fit of rage - it wasn't premeditated.
- Onu bir öfke nöbetinde öldürdüm. Planlanmış değildi.
- Is it true that Mary killed her husband?
- Mary'nin kocasını öldürdüğü doğru mu?
- Yukio Mishima killed himself in 1970.
- Yukio Mishima 1970 yılında kendini öldürdü.
- You cannot kill yourself by holding your breath.
- Nefesinizi tutarak kendinizi öldüremezsiniz.
- I'm convinced Tom killed himself.
- Tom'un kendini öldürdüğüne ikna oldum.
- I don't know who killed him.
- Ben onu kimin öldürdüğünü bilmiyorum.
- Layla wanted to kill us both.
- Layla ikimizi de öldürmek istedi.
- Tom wants to kill you, Mary.
- Tom seni öldürmek istiyor, Mary.
- Tom is eventually going to find out who killed Mary.
- Tom sonunda Mary'yi kimin öldürdüğünü bulacak.
- Tom killed himself.
- Tom kendini öldürdü.
- I've never killed anyone.
- Ben kimseyi öldürmedim.
- Who would want to kill him?
- Onu kim öldürmek ister ki?
- They killed a goat as a sacrifice to God.
- Bir keçiyi Tanrıya adak olarak öldürdüler.
- Fadil killed Layla in cold blood.
- Fadıl Layla'yı soğukkanlılıkla öldürdü.
- They were going to kill him.
- Onu öldüreceklerdi.
- I have killed them.
- Ben onları öldürdüm.
- Who tried to kill him?
- Onu kim öldürmeye çalıştı?
- If Tom didn't kill himself, someone else did.
- Tom kendini öldürmediyse, onu başkası öldürmüştür.
- Fadil is going to kill me.
- Fadil beni öldürecek.
- I want to know who killed him.
- Onu kimin öldürdüğünü bilmek istiyorum.
- I'm scared Tom is going to kill me.
- Tom beni öldürmesinden korkuyorum.
- When Tom plays the violín, I feel like killing him.
- Tom keman çalarken onu öldüresim geliyor.
- I have to find out who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü bulmalıyım.
- Tom shot and killed a man who attacked him.
- Tom ona saldıran bir adamı vurdu ve öldürdü.
- One drop of this poison is enough to kill 160 people.
- Bu zehirin bir damlası 160 kişiyi öldürmek için yeterlidir.
- I wanted to kill him.
- Ben onu öldürmek istedim.
- Layla wanted to kill herself.
- Leyla kendisini öldürmek istedi.
- Let's find out who killed Tom.
- Tom'u öldüreni bulalım.
- They killed innocent Muslims.
- Onlar masum Müslümanları öldürdüler.
- What killed them?
- Onları ne öldürdü?
- What killed her?
- Onu ne öldürdü?
- Who did you kill?
- Sen kimi öldürdün?
- I could kill you myself.
- Seni kendi başıma öldürebilirdim.
- Are they going to kill him?
- Onu öldürecekler mi?
- Sami killed another innocent person.
- Sami bir masum insanı daha öldürdü.
- Somebody wants to kill me.
- Biri beni öldürmek istiyor.
- Tom was planning on killing his unfaithful wife.
- Tom sadakatsiz karısını öldürmeyi planlıyordu.
- Do not kill Edward; it is good to fear.
- Edward'ı öldürme; korkmak iyidir.
- Did you want to kill her?
- Onu öldürmek istedin mi?
- Tom would kill me if he knew I told you.
- Sana anlatığımı bilirse Tom beni öldürür.
- If you do that, we'll kill you.
- Eğer bunu yaparsan, seni öldürürüz.
- My legs are killing me.
- Bacaklarım beni öldürüyor.
- I want to know if you know who killed him.
- Onu kimin öldürdüğünü bilip bilmediğini bilmek istiyorum.
- Do you think Tom killed Mary?
- Tom'un Mary'yi öldürdüğünü düşünüyor musun?
- How many people did Tom kill?
- Tom kaç kişiyi öldürdü?
- I didn't want to kill them.
- Ben onları öldürmek istemedim.
- Tom was determined to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmeye kararlıydı.
- Tom is going to kill himself.
- Tom kendini öldürecek.
- I killed one.
- Ben birini öldürdüm.
- Tom killed himself three years ago.
- Tom üç yıl önce kendini öldürdü.
- That fox must have killed the hen.
- Tavuğu o tilki öldürmüş olmalı.
- Did you hear about the time Tom tried to kill Mary?
- Tom'un Mary'yi öldürmeye çalıştığını duydunuz mu?
- Give me that or I'll kill you.
- Ver şunu yoksa seni öldürürüm.
- Someone may try to kill me again.
- Biri beni yine öldürmeye çalışabilir.
- I'm going to kill her.
- Ben onu öldüreceğim.
- Tom told Mary that he'd kill her.
- Tom, Mary'ye onu öldüreceğini söyledi.
- I swear to you I didn't kill Tom.
- Tom'u öldürmediğime sana yemin ederim.
- Tom couldn't kill anyone.
- Tom kimseyi öldüremedi.
- We didn't kill her.
- Biz onu öldürmedik.
- I think Tom will try to kill Mary.
- Bence Tom, Mary'yi öldürmeye çalışacak.
- Sami thought that Layla was trying to kill herself.
- Sami, Leyla'nın kendini öldürmeye çalıştığını düşünüyordu.
- Tom has already killed three people.
- Tom şimdiden üç kişiyi öldürdü.
- Getúlio Vargas killed himself with a gun more than thirty years ago.
- Getúlio Vargas otuz yıldan daha fazla bir süre önce bir silahla kendini öldürdü.
- Tom killed himself last summer.
- Tom geçen yaz kendini öldürdü.
- He lost hope and killed himself with poison.
- Umudunu kaybetti ve kendini zehirleyerek öldürdü.
- I think Tom killed himself.
- Bence Tom kendini öldürdü.
- She tried to kill herself many times.
- Birçok kez kendini öldürmeye çalıştı.
- Layla wanted to kill Sami.
- Leyla, Sami'yi öldürmek istedi.
- Tom said he was going to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldüreceğini söyledi.
- I've never killed anybody.
- Ben asla birini öldürmedim.
- Kill all the captives.
- Tüm tutsakları öldürün.
- Did you kill Tom?
- Tom'u öldürdün mü?
- Tom killed Mary.
- Tom Mary'yi öldürdü.
- Sami wanted to kill his boss.
- Sami patronunu öldürmek istedi.
- They threatened to kill me so I gave them up my wallet.
- Beni öldürmekle tehdit ettiler bu yüzden cüzdanımı onlara verdim.
- Why would Tom kill Mary?
- Tom neden Mary'yi öldürsün ki?
- Sami killed his pregnant mother.
- Sami hamile annesini öldürdü.
- I don't want to kill you.
- Seni öldürmek istemem.
- No one knows how many people Tom killed.
- Tom'un kaç kişiyi öldürdüğünü kimse bilmiyor.
- I'm going to kill you now.
- Şimdi seni öldüreceğim.
- Tom couldn't kill anyone.
- Tom kimseyi öldüremezdi.
- Do you know who killed her?
- Onu kimin öldürdüğünü biliyor musun?
- I think Tom wanted to kill us both.
- Tom'un ikimizi de öldürmek istediğini düşünüyorum.
- You are going to have to kill me.
- Beni öldürmen gerekecek.
- They're going to kill me.
- Beni öldürecekler.
- Layla is trying to kill Sami.
- Leyla, Sami'yi öldürmeye çalışıyor.
- Do you really want me to tell Tom that you were the one who killed his father?
- Tom'a babasını öldürenin sen olduğunu söylememi gerçekten istiyor musun?
- Sami was going to kill himself.
- Sami kendini öldürecekti.
- Killing people while they pray is the most vile thing imaginable.
- İnsanları dua ederken öldürmek hayal edilebilecek en aşağılık şeydir.
- They could've killed you.
- Onlar seni öldürebilirdi.
- The purpose of Satan is to kill God's image in man.
- Şeytanın amacı, Tanrı'nın insandaki imajını öldürmektir.
- Layla killed innocent and defenseless babies.
- Leyla masum ve savunmasız bebekleri öldürdü.
- Somebody tried to kill her.
- Biri onu öldürmeye çalıştı.
- My dad will kill me.
- Babam beni öldürecek.
- Layla's only alternative was to kill Sami.
- Leyla'nın tek alternatifi Sami'yi öldürmekti.
- Tell me why I shouldn't kill you.
- Bana niçin seni öldürmemem gerektiğini söyle!!!
- Someone's trying to kill me.
- Biri beni öldürmeye çalışıyor.
- Why would somebody want to kill Tom?
- Neden biri Tom'u öldürmek istesin ki?
- I have to find out what killed Tom.
- Tom'u neyin öldürdüğünü bulmalıyım.
- Somebody tried to kill her.
- Birisi onu öldürmeye çalıştı.
- Sami kidnapped women, tortured and killed them.
- Sami, kadınları kaçırdı, işkence yaptı ve onları öldürdü.
- Do you think Tom killed Mary?
- Sence Mary'yi Tom mu öldürmüştür?
- Please do not kill me.
- Lütfen beni öldürme.
- Sami kidnapped women, tortured and killed them.
- Sami kadınları kaçırdı, onlara işkence etti ve öldürdü.
- Sami admitted he killed Layla.
- Sami, Layla'yı öldürdüğünü itiraf etti.
- I want you to help us find out who killed Tom.
- Tom'u kimin öldürdüğünü bulmamıza yardımcı olmanı istiyorum.
- Regulations are killing our economy.
- Düzenlemeler ekonomimizi öldürüyor.
- The reason she killed herself is unknown.
- Kendini öldürme nedeni bilinmemektedir.
- Fadil killed Layla in cold blood.
- Fadıl, Leyla'yı soğukkanlılıkla öldürdü.
- Why does Tom want to kill you?
- Tom neden seni öldürmek istiyor?
- How many people have you killed?
- Kaç kişiyi öldürdün?
- Tom killed himself in October.
- Tom Ekim ayında kendini öldürdü.
- I thought Tom and Mary were going to kill John.
- Tom ve Mary'nin John'u öldüreceğini düşündüm.
- I don't know who killed them.
- Ben onları kimin öldürdüğünü bilmiyorum.
- Tom killed Mary because he found out she had started the fire that had killed his family.
- Tom, Mary'yi öldürdü çünkü ailesinin ölümüne neden olan yangını onun başlattığını öğrendi.
- Tom killed the mouse with a stick.
- Tom fareyi bir sopayla öldürdü.
- I don't want to kill you, Tom.
- Seni öldürmek istemiyorum, Tom.
- Tom knows who killed Mary.
- Tom, Mary'yi kimin öldürdüğünü biliyor.
- I want to kill them.
- Ben onları öldürmek istiyorum.
- Did you kill her?
- Öldürdün mü onu?
- I wanted to kill myself.
- Kendimi öldürmek istedim.
- Sami has just killed his parents.
- Sami az önce anne ve babasını öldürdü.
- Why did you kill them?
- Neden onları öldürdün?
- You should have killed them when you had the chance.
- Şansın varken onları öldürmeliydin.
- Dan set fire to the cabin in an attempt to kill Linda.
- Dan, Linda'yı öldürmek için kulübeyi ateşe verdi.
- Find what you love and let it kill you.
- Sevdiğin şeyi bul ve bırak seni öldürsün.
- Several hundred years ago, scarlet fever epidemics killed thousands of people throughout the continent.
- Birkaç yüzyıl önce kızıl hastalığı salgını kıtanın her yanında binlerce insanı öldürdü.
- Fadil killed Layla for the insurance money.
- Fadıl, sigorta parası için Leyla'yı öldürdü.
- I think I may have killed someone.
- Bence birini öldürmüş olabilirim.
- Jack wanted Mary to kill Tom with her own hands, but Mary objected saying she was not ready yet.
- Jack, Mary'nin Tom'u kendi elleriyle öldürmesini istedi ama Mary henüz hazır olmadığını söyleyerek itiraz etti.
- Tell me why I shouldn't kill you.
- Seni neden öldürmemem gerektiğini söyle.
- Sami killed both Farid and his wife.
- Sami hem Farid'i hem de karısını öldürdü.
- We can't kill him.
- Onu biz öldüremeyiz.
- We know you didn't kill them.
- Senin onları öldürmediğini biliyoruz.
- Why do you want to kill me?
- Neden beni öldürmek istiyorsun?
- Osamu Dazai killed himself at the age of thirty-nine.
- Osamu Dazai otuz dokuz yaşındayken kendini öldürdü.
- She killed a hamster thinking that it was a mouse.
- Fare zannederek bir hamster öldürdü.
- Layla used that opportunity to kill Sami.
- Leyla bu fırsatı Sami'yi öldürmek için kullandı.
- Why not just kill Tom?
- Neden sadece Tom'u öldürmüyorsun?
- Who'd want to kill you?
- Sizi kim öldürmek ister ki?
- I thought the enemy had killed Tom.
- Düşmanın Tom'u öldürdüğünü düşündüm.
- She killed herself by taking poison.
- Zehir alarak kendini öldürdü.
- If we don't travel to other planets, a single meteor strike could kill us all.
- Başka gezegenlere seyahat etmezsek, tek bir meteor çarpması hepimizi öldürebilir.
- Layla intended to kill herself.
- Layla kendini öldürmeye niyetlendi.
- Tom has admitted killing Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- Who'd want to kill Tom?
- Tom'u kim öldürmek ister?
- Tom asked for police protection after Mary and John threatened to kill him.
- Mary ve John onu öldürmekle tehdit ettikten sonra, Tom polis koruması istedi.
- He will kill himself if he doesn't see his child.
- Çocuğunu göremezse kendini öldürecek.
- They almost killed me.
- Neredeyse beni öldürüyorlardı.
- I wonder who killed her.
- Onu kimin öldürdüğünü merak ediyorum.
- I think Tom wants to kill himself.
- Sanırım Tom kendini öldürmek istiyor.
- I killed them.
- Onları ben öldürdüm.
- Why do you want to kill us?
- Neden bizi öldürmek istiyorsun?
- Stand where you are or I'll kill you.
- Olduğun yerde kal yoksa seni öldürürüm.
- Tom's dog killed Mary's cat.
- Tom'un köpeği Mary'nin kedisini öldürdü.
- Tom killed himself on his thirtieth birthday.
- Tom otuzuncu yaş gününde kendini öldürdü.
- Have you ever killed a lion?
- Hiç aslan öldürdün mü?
- Do you have any idea what killed Tom?
- Tom'u neyin öldürdüğü hakkında herhangi bir fikrin var mı?
- Tom was going to kill them.
- Tom onları öldürecekti.
- I didn't kill him.
- Onu ben öldürmedim.
- Sami was planning to kill somebody.
- Sami birini öldürmeyi planlıyordu.
- Betty killed her.
- Betty onu öldürdü.
- How can I prevent my cat from killing birds?
- Kedimin kuşları öldürmesini nasıl önleyebilirim?
- Tom confessed that he had killed Mary.
- Tom, Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- Mary was dressed to kill.
- Mary öldürmek için giyinmişti.
- Do you want us to kill her?
- Onu öldürmemizi mi istiyorsun?
- He threatened to kill me.
- Beni öldürmekle tehdit etti.
- Turn down the music before you kill us all.
- Hepimizi öldürmeden önce müziğin sesini kıs.
- I know who killed him.
- Onu kimin öldürdüğünü biliyorum.
- Fadil killed Layla for the insurance money.
- Fadıl sigorta parası için Leyla'yı öldürdü.
- Layla killed Sami and then fled.
- Layla Sami'yi öldürdü ve sonra kaçtı.
- Did she really kill her husband?
- Kocasını gerçekten öldürdü mü?
- Why would anyone want to kill Tom?
- Neden biri Tom'u öldürmek istesin ki?
- They would kill me if they found out.
- Onlar öğrenirse beni öldürürler.
- Dan sent his henchmen to kill Linda.
- Dan uşaklarını Linda'yı öldürmeleri için gönderdi.
- Sami's blows didn't kill Layla.
- Sami'nin darbeleri Layla'yı öldürmedi.
- Tom shot and killed a tiger.
- Tom bir kaplanı vurdu ve öldürdü.
- David killed Goliath with a sling.
- David, Goliath'ı bir sapanla öldürdü.
- Where did you kill them?
- Onları nerede öldürdünüz?
- Time is a great teacher, but unfortunately it kills all its pupils.
- Zaman müthiş bir öğretmendir, ama ne yazık ki tüm öğrencilerini öldürür.
- How many have you killed?
- Kaç kişiyi öldürdün?
- I'm going to kill myself.
- Kendimi öldüreceğim.
- They were trying to kill her.
- Onu öldürmeye çalışıyorlardı.
- Why would someone kill him?
- Neden biri onu öldürsün ki?
- I saw Tom kill the neighbor's cat.
- Tom'un komşunun kedisini öldürdüğünü gördüm.
- I want to know if you know who killed him.
- Onu kimin öldürdüğünü bilip bilmediğinizi öğrenmek istiyorum.
- Tom shot and killed a man who insulted Mary.
- Tom, Mary'ye hakaret eden bir adamı vurdu ve öldürdü.
- I think I may have killed someone.
- Sanırım birisini öldürmüş olabilirim.
- Someone threatened to kill that politician.
- Biri o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.
- He tried to kill us.
- O bizi öldürmeye çalıştı.
- I could kill you.
- Seni öldürebilirim.
- This bomb can kill a lot of people.
- Bu bomba bir sürü insanı öldürebilir.
- Layla wanted to kill us both.
- Leyla ikimizi de öldürmek istiyordu.
- Tom confessed that he had killed Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- She was dressed to kill.
- O öldürmek için giyinmişti.
- Sami was forced to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürmeye zorlandı.
- Mary killed the rabbit with her bare hands.
- Mary tavşanı çıplak elleriyle öldürdü.
- You could've killed us both.
- İkimizi de öldürebilirdin.
- You shouldn't have killed them.
- Onları öldürmemeniz gerekirdi.
- Who did you kill?
- Kimi öldürdün?
- Cats kill billions of birds every year.
- Kediler her sene milyarlarca kuşu öldürüyor.
- Maria killed the cockroach with a sandal.
- Maria bir sandaletle hamamböceğini öldürdü.
- We can't let them kill Tom.
- Tom'u öldürmelerine izin veremeyiz.
- If you don't tell us, we'll kill you.
- Bize söylemezsen seni öldüreceğiz.
- Do you have any idea who killed Tom?
- Tom'u kimin öldürdüğü hakkında bir fikrin var mı?
- They'll kill me!
- Onlar beni öldürecekler!
- You can't kill me.
- Beni öldüremezsin.
- Tom killed his own father.
- Tom kendi babasını öldürdü.
- How many have you killed?
- Sen kaç kişi öldürdün?
- There's a lot time to kill.
- Öldürecek çok zaman var.
- This is how he killed the big bear.
- Büyük ayıyı böyle öldürdü.
- Killing people while they pray is the lowest thing imaginable.
- İnsanları dua ederken öldürmek akla gelebilecek en alçakça şey.
- I don't think Tom would try to kill us.
- Tom'un bizi öldürmeye çalışacağını sanmıyorum.
- They were trying to kill you.
- Seni öldürmeye çalışıyorlardı.
- Fadil doesn't hesitate to kill for money.
- Fadıl para için öldürmekten çekinmez.
- I didn't try to kill anybody.
- Kimseyi öldürmeye çalışmadım.
- Kill the zombies.
- Zombileri öldürün.
- Time is a great teacher, but unfortunately it kills all its pupils.
- Zaman harika bir öğretmendir, ama ne yazık ki tüm öğrencilerini öldürür.
- Your mum is going to kill me.
- Annen beni öldürecek.
- Betty killed her mother.
- Betty, onun annesini öldürdü.
- Why would Tom want to kill anyone?
- Tom neden birini öldürmek ister?
- This is the room where the author killed himself.
- Burası yazarın kendini öldürdüğü odadır.
- I know what killed her.
- Onu neyin öldürdüğünü biliyorum.
- How many people have killed themselves because of bullying?
- Zorbalık yüzünden kaç kişi kendini öldürdü?
- Tom didn't kill himself.
- Tom kendini öldürmedi.
- He tried to kill us.
- Bizi öldürmeye çalıştı.
- Layla killed her grandparents at age fifteen.
- Leyla on beş yaşındayken büyükanne ve büyükbabasını öldürdü.
- Tom killed his brother with their father's gun.
- Tom, babalarının silahıyla erkek kardeşini öldürdü.
- Fadil said he would kill us all.
- Fadıl hepimizi öldüreceğini söyledi.
- Tom killed himself last year.
- Tom geçen sene kendini öldürdü.
- Somebody tried to kill me.
- Birisi beni öldürmeye çalıştı.
- Tom planned to kill Mary.
- Tom, Mary'yi öldürmeyi planladı.
- I'm going to kill you for wasting my time.
- Vaktimi boşa harcadığın için seni öldüreceğim.
- Sami helped kill his mother.
- Sami annesini öldürmeye yardım etti.
- Tom said he heard Mary threaten to kill John.
- Tom, Mary'nin John'u öldürmekle tehdit ettiğini duyduğunu söyledi.
- If you don't do what we say, we'll kill you.
- Dediğimizi yapmazsan, seni öldürürüz.
- The suspense is killing me.
- Erteleme beni öldürüyor.
- I didn't kill her.
- Onu ben öldürmedim.
- Why would I want to kill you all?
- Neden hepinizi öldürmek isteyeyim ki?
- Tom could've killed you.
- Tom seni öldürebilirdi.
- Tom killed the cockroach with a broom.
- Tom hamamböceğini süpürgeyle öldürdü.
- Sami killed six people and tried to kill Layla.
- Sami altı kişiyi öldürdü ve Layla'yı öldürmeye çalıştı.
- Aaron killed Elizabeth.
- Aaron Elizabeth'i öldürdü.
- I don't want to kill any man.
- Kimseyi öldürmek istemiyorum.
- I know who killed her.
- Onu kimin öldürdüğünü biliyorum.
- If I wanted to kill you, I could kill you.
- Seni öldürmek isteseydim, öldürebilirdim.
- Tom is going to kill Mary.
- Tom Mary'i öldürecek.
- I killed the mice.
- Ben fareleri öldürdüm.
- After a long high-speed chase, the police officer shot and killed Tom.
- Uzun ve hızlı bir kovalamacadan sonra, polis memuru Tom'u vurup öldürdü.
- I'll kill you right here!
- Seni burada öldüreceğim!
- Anything that doesn't kill us makes us stronger.
- Bizi öldürmeyen şey güçlendirir.
- I killed two birds in one stone.
- Bir taşla iki kuş öldürdüm.
- Did you kill Mary?
- Mary'yi öldürdün mü?
- Sami used an undetectable poison to kill Layla.
- Sami, Layla'yı öldürmek için tespit edilemeyen bir zehir kullandı.
- They killed a goat as a sacrifice to God.
- Tanrı'ya kurban olarak bir keçi öldürdüler.
- Tom killed Mary three years ago.
- Tom üç yıl önce Mary'yi öldürdü.
- I didn't kill those guys.
- O adamları ben öldürmedim.
- Layla asked Sami to kill her.
- Leyla, Sami'den onu öldürmesini istedi.
- The fire killed all the rats.
- Yangın tüm fareleri öldürdü.
- The suspense is killing me.
- Belirsizlik beni öldürüyor.
- Please don't kill me!
- Lütfen beni öldürmeyin!
Show More (1929)
|