1 |
accidental |
tesadüfi |
adj. |
|
- That discovery was quite accidental.
- Bu keşif oldukça tesadüfiydi.
- Our meeting was purely accidental.
- Karşılaşmamız tamamen tesadüfi.
- Our meeting was quite accidental.
- Toplantımız oldukça tesadüfi oldu.
- His rudeness was conscious, not accidental.
- Kabalığı bilinçliydi, tesadüfi değil.
- It was an accidental meeting.
- Tesadüfi bir buluşmaydı.
- It was an accidental meeting.
- Tesadüfi bir karşılaşmaydı.
- Do you think this was accidental?
- Bunun tesadüfi olduğunu düşünüyor musun?
- His rudeness was conscious, not accidental.
- Onun kabalığı tesadüfi değil bilinçliydi.
Show More (5)
|
2 |
accidental |
kazara |
adj. |
|
- Another key question is the threshold for the accidental or technically unavoidable presence of GMOs in products.
- Bir diğer kilit soru ise, GDO'ların ürünlerde kazara veya teknik olarak kaçınılmaz olarak bulunma eşiğidir.
- Amendments 5 and 9 introduce a definition of accidental marine pollution.
- 5. ve 9. Değişiklikler kazara deniz kirliliğinin tanımını getirmektedir.
- There is a lot of potential there, but it can also mislead consumers because of accidental contamination.
- Burada çok fazla potansiyel var, ancak kazara kirlenme nedeniyle tüketicileri de yanıltabilir.
- This also raises the question of whether accidental contamination can be avoided completely.
- Bu aynı zamanda kazara kontaminasyonun tamamen önlenip önlenemeyeceği sorusunu da gündeme getirmektedir.
- Has there been accidental contamination or is the problem a consequence of the normal manufacturing process?
- Kazara kirlenme mi oldu yoksa sorun normal üretim sürecinin bir sonucu mu?
- Do you think the shooting was accidental?
- Sence vurulma olayı kazara mı oldu?
- Such things are often accidental rather than malicious.
- Bu tür şeyler kötülükten daha ziyade kazaradır.
Show More (4)
|
3 |
accidental |
kazara olan |
adj. |
|
- Do you think this was accidental?
- Bunun kazara olduğunu mu düşünüyorsun?
- Columbus' discovery of America was accidental.
- Kolomb'un Amerika'yı keşfi kazara oldu.
Show More (-1)
|
4 |
accidental |
rastlantısal |
adj. |
|
- That discovery was quite accidental.
- Bu keşif tamamen rastlantıydı.
Show More (-2)
|