1 |
acquired |
edinilen |
adj. |
|
- Best practice acquired throughout the world may shed some light on how to approach the non-negotiable issues.
- Dünya genelinde edinilen en iyi uygulamalar, müzakere edilemeyen konulara nasıl yaklaşılacağı konusunda ışık tutabilir.
- New instruments are introduced and current ones are modified in the light of the experience acquired.
- Yeni araçlar tanıtılır ve mevcut olanlar edinilen deneyimler ışığında değiştirilir.
- The experience acquired varied somewhat.
- Edinilen deneyim biraz farklılık gösterdi.
- Caviar is an acquired taste.
- Havyar edinilmiş bir lezzettir.
- A bad habit is easily acquired.
- Kötü bir alışkanlık kolayca edinilir.
- A bad habit is easily acquired.
- Kötü bir alışkanlık kolay edinilir.
Show More (3)
|
2 |
acquired |
kazanılmış |
adj. |
|
- He has not acquired a fortune; the fortune has acquired him.
- O, bir servet kazanmadı, servet onu kazandı.
- Reading is the kind of habit that once acquired is never lost.
- Okuma bir kez kazanıldığında asla kaybolmayan alışkanlık türüdür.
- Acquired by sin - there's no profit within.
- Helal yoldan kazanılmayan kazanç, kazanç değildir.
- Reading is the kind of habit that once acquired is never lost.
- Okumak, bir kez kazanıldığında asla kaybedilmeyen bir alışkanlıktır.
- Acquired by sin - there's no profit within.
- Günahla kazanılırsa, onda herhangi bir kazanç olmaz.
Show More (2)
|
3 |
acquired |
elde edilmiş |
adj. |
|
- We will not sacrifice all our social heritage which has been acquired at such a high price.
- Bu kadar yüksek bedeller ödeyerek elde ettiğimiz tüm sosyal mirasımızı feda etmeyeceğiz.
- If so, how was this technology and/or the right to use it acquired?
- Eğer öyleyse bu teknoloji ve/veya kullanım hakkı nasıl elde edildi?
- Acquired by sin - there's no profit within.
- Günahla elde edilenin içinde kâr yoktur.
- That which is easily acquired is easily lost.
- Kolayca elde edilen şey kolayca kaybedilir.
Show More (1)
|
4 |
acquired |
zamanla kazanılan |
adj. |
|
- Experience is acquired with time.
- Tecrübe zamanla kazanılır.
- Experience is acquired with time.
- Deneyim zamanla kazanılır.
Show More (-1)
|
5 |
acquired |
sonradan kazanılan |
adj. |
|
- Caviar is an acquired taste.
- Havyar sonradan kazanılan bir tattır.
Show More (-2)
|