1 |
admiration |
hayranlık |
n. |
|
- They helped me develop a profound admiration for the teachings of Christianity.
- Hıristiyanlık öğretilerine karşı derin bir hayranlık geliştirmeme yardımcı oldular.
- We stand at their side unhesitatingly and express our admiration and our gratitude to them.
- Hiç tereddüt etmeden onların yanındayız ve onlara hayranlığımızı ve minnettarlığımızı ifade ediyoruz.
- They helped me develop a profound admiration for the teachings of Christianity.
- Hristiyanlık öğretilerine karşı derin bir hayranlık geliştirmeme yardımcı oldular.
- I feel admiration for his talent.
- Ben onun yeteneği için hayranlık hissediyorum.
- I don't want admiration, just recognition.
- Hayranlık değil, sadece takdir istiyorum.
- She became an object of universal admiration.
- Evrensel bir hayranlık nesnesi haline geldi.
- She is a woman worthy of admiration.
- O, hayran olmaya değer bir kadın.
- He looks to me with much admiration.
- O bana büyük bir hayranlıkla bakıyor.
- I had great admiration for his generosity.
- Onun cömertliğine büyük bir hayranlığım vardı.
- Tom deserves admiration.
- Tom hayranlığı hak ediyor.
- He looks to me with much admiration.
- Bana hayranlıkla bakıyor.
- The admiration is mutual.
- Hayranlık karşılıklı.
- She is a woman worthy of admiration.
- O hayranlık uyandıran bir kadın.
Show More (10)
|
2 |
admiration |
takdir |
n. |
|
- For this reason, the report warrants our support and our admiration.
- Bu nedenle rapor, desteğimizi ve takdirimizi hak etmektedir.
- For this reason, the report warrants our support and our admiration.
- Bu nedenle rapor desteğimizi ve takdirimizi hak etmektedir.
Show More (-1)
|
3 |
admiration |
beğeni |
n. |
|
- I don't want admiration, just recognition.
- Beğenilmek değil, fark edilmek istiyorum sadece.
Show More (-2)
|