|
- Anything else would put Member States who have achieved their overall fleet target at a disadvantage.
- Başka herhangi bir şey, genel filo hedefine ulaşmış olan Üye Devletleri dezavantajlı duruma düşürecektir.
- The fact that the payment bodies have not yet been approved should not put those countries at a disadvantage.
- Ödeme organlarının henüz onaylanmamış olması bu ülkeleri dezavantajlı duruma düşürmemelidir.
- In that way, the weakest party is put at a disadvantage.
- Bu şekilde, en zayıf taraf dezavantajlı duruma düşer.
- They feel humiliated, being at a disadvantage to the other associated countries.
- Kendilerini aşağılanmış ve diğer ortak ülkelere karşı dezavantajlı durumda hissediyorlar.
- In that way, the weakest party is put at a disadvantage.
- Bu şekilde en zayıf parti dezavantajlı duruma düşürülmüş olur.
- It is going to put them at a disadvantage.
- Bu onları dezavantajlı duruma düşürecektir.
Show More (3)
|
