| 1 |
be sick |
usanmak |
v. |
|
- I'm so sick of all this.
- Bütün bunlardan çok usandım.
- I'm sick and tired of being called a kid.
- Bana çocuk denmesinden bıktım usandım.
- I'm sick and tired of being the one who always washes the dishes.
- Her zaman bulaşıkları yıkayan kişi olmaktan bıktım usandım.
- I'm sick and tired of doing that.
- Bunu yapmaktan bıktım usandım.
- We are sick and tired of political corruption.
- Siyası yolsuzluktantan bıkıp usandık.
- I'm sick of this hand-to-mouth existence.
- Kıt kanaat yaşamaktan usandım.
- I'm sick and tired of his story.
- Onun hikayesinden bıktım usandım.
- I'm sick and tired of all your complaining.
- Şikayet etmenizden bıktım usandım.
- I'm sick and tired of hamburgers.
- Hamburgerden bıktım usandım.
- We are sick and tired of political corruption.
- Siyasi yozlaşmadan bıktık usandık.
- I'm sick and tired of this place.
- Bu yerden bıktım usandım.
- I'm sick and tired of this business.
- Bu işten bıktım usandım.
- I'm sick and tired of your complaints.
- Şikayetlerinden bıktım usandım.
- Tom is sick and tired of doing that.
- Tom bunu yapmaktan bıkıp usandı.
- The people of this country are sick and tired of politics as usual.
- Bu ülkenin halkı her zamanki gibi politikadan bıkıp usanmış durumdadır.
- I'm sick of eating the same thing every day.
- Her gün aynı şeyi yemekten usandım.
- I'm getting sick and tired of this.
- Bundan bıktım usandım.
- I am sick and tired of fast food.
- Fast food'dan bıktım usandım.
- I'm sick and tired of hamburgers.
- Hamburgerlerden bıkıp usandım.
- I'm sick and tired of reading.
- Okumaktan bıktım usandım.
- We're all sick of this.
- Hepimiz bundan usandık.
- I'm sick of listening to her complaints.
- Onun şikâyetlerini dinlemekten usandım.
- I'm sick and tired of Tom.
- Tom’dan bıktım ve usandım.
- I'm sick and tired of Tom's complaining.
- Tom'un yakınmalarından bıktım usandım.
- I'm sick of eating fast food.
- Ben fast food yemekten usandım.
- I'm sick and tired of your complaining.
- Şikayet etmenden bıktım usandım.
- I'm sick and tired of hearing them.
- Onları duymaktan bıktım usandım.
- I'm sick and tired of you always parking in my space.
- Her zaman benim yerime park etmenden bıktım usandım.
- I'm sick of this song.
- Bu şarkıdan usandım.
- Aren't you sick of eating here?
- Burada yemekten usanmadın mı?
- I'm sick and tired of pretending that I'm something that I'm not.
- Olmadığım bir şeymişim gibi davranmaktan bıktım usandım.
- I'm sick and tired of the way you yell at me.
- Bana bağırmandan bıktım usandım.
- I'm getting sick and tired of all your complaints.
- Şikayetlerinizden bıktım usandım.
- Aren't you getting sick of Tom?
- Tom'dan usanmıyor musun?
- I'm sick and tired of eating zucchinis every day.
- Her gün kabak yemekten bıktım usandım.
- I'm sick and tired of all the petty squabbling among politicians.
- Politikacılar arasındaki küçük çekişmelerden bıktım usandım.
- I'm sick and tired of the way you yell at me.
- Bana bağırma tarzından bıktım usandım.
- I'm sick and tired of all this bickering.
- Tüm bu çekişmelerden bıktım usandım.
- I'm sick of eating fish.
- Balık yemekten usandım.
- I'm getting sick of the ride.
- Ben arabaya binmekten usanıyorum.
- I'm sick and tired of Tom.
- Tom'dan bıktım usandım.
- I'm sick and tired of eating the same thing for lunch every day.
- Her gün öğle yemeğinde aynı şeyi yemekten bıktım usandım.
- I am sick and tired of him.
- Ondan bıktım usandım.
Show More (40)
|
| 2 |
be sick |
bıkmak |
v. |
|
- I am sick and tired of fast food.
- Hastayım ve fast food'tan bıktım.
- I'm sick of being sick.
- Hasta olmaktan bıktım.
- The people of this country are sick and tired of politics as usual.
- Bu ülkenin insanları her zamanki gibi politikadan bıktı ve yoruldu.
- I'm sick and tired of being sick and tired.
- Hasta ve yorgun olmaktan bıktım.
- Tom is sick and tired of doing that.
- Tom bunu yapmaktan bıktı ve yoruldu.
Show More (2)
|
| 3 |
be sick |
kusmak |
v. |
|
- I'm going to be sick.
- Kusacağım.
Show More (-2)
|
