Tureng - burma - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	burma	burma	n.
	It must be beyond doubt that there is a need to tighten up the EU's sanctions against Burma. AB'nin Burma'ya yönelik yaptırımlarının sıkılaştırılması gerektiği şüphe götürmez bir gerçektir. His mother is currently travelling to Burma, hoping to see him. Annesi şu anda onu görmek umuduyla Burma'ya seyahat ediyor. More than ever we need to support Burma's democrats. Burma'nın demokratlarını her zamankinden daha fazla desteklememiz gerekiyor. We also received notification that a high-ranking Burmese delegation is in Brussels. Ayrıca üst düzey bir Burma heyetinin Brüksel'de bulunduğuna dair bir bildirim aldık. In fact, the human rights situation in Burma has become worse. Aslında, Burma'daki insan hakları durumu daha da kötüleşmiştir. It was above all on these grounds that the EU suspended the Generalised System of Preferences for Burma. AB'nin Burma'ya yönelik Genelleştirilmiş Tercihler Sistemini askıya almasının temelinde de bu gerekçeler yatmaktadır. Only with broad international support do the oppressed Burmese people have a chance of ousting the generals. Ezilen Burma halkının generalleri devirme şansı ancak geniş bir uluslararası destekle mümkün olabilir. I would refer to EU measures in the past against Nigeria and at present against Sudan and Burma. AB'nin geçmişte Nijerya'ya ve şu anda Sudan ve Burma'ya karşı aldığı tedbirlere atıfta bulunabilirim. I heard the call of Aung San Suu Kyi last week for a European Union common policy on Burma. Geçen hafta Aung San Suu Kyi'nin Burma konusunda Avrupa Birliği ortak politikası çağrısını duydum. The military junta in Burma refused permission for him to see her. Burma'daki askeri cunta onu görmesine izin vermedi. Secondly, I should like to make an observation about Burma, or Myanmar. İkinci olarak, Burma ya da Myanmar hakkında bir gözlemde bulunmak istiyorum. The European Union must strengthen the sanctions against Burma. Avrupa Birliği Burma'ya yönelik yaptırımları güçlendirmelidir. Neighbouring ASEAN countries need to do more to bring about change in Burma. Komşu ASEAN ülkelerinin Burma'da değişimi sağlamak için daha fazlasını yapmaları gerekmektedir. Secondly, I should like to make an observation about Burma, or Myanmar. İkinci olarak, Burma ya da Myanmar ile ilgili bir gözlemde bulunmak istiyorum. In the 15 years the regime has ruled Burma there has not been a single democratic reform. Rejimin Burma'yı yönettiği 15 yıl boyunca tek bir demokratik reform bile yapılmamıştır. Burma can be compared with South Africa and Chile in the Eighties. Burma, seksenli yıllardaki Güney Afrika ve Şili ile karşılaştırılabilir. Flung San Suu Kyi remains imprisoned in her home in Burma. Flung San Suu Kyi Burma'daki evinde tutuklu kalmaya devam ediyor. The International Confederation of Free Trade Unions called for economic sanctions against Burma. Uluslararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu Burma'ya karşı ekonomik yaptırım çağrısında bulundu. A never-ending drama seems to be unfolding in Burma. Burma'da hiç bitmeyen bir dram yaşanıyor gibi görünüyor. Burma, since the sixties, has isolated itself from the world at large, at great cost to its own people. Burma, altmışlı yıllardan bu yana, kendi halkına büyük bedeller ödeterek kendisini dünyadan izole etti. I hope it will soon be followed by the release of Burma's remaining political prisoners. Umarım bunu Burma'nın geri kalan siyasi tutuklularının serbest bırakılması takip eder. Let me make a special reference to Aung San Suu Kyi, now on hunger strike in Burma. Şu anda Burma'da açlık grevinde olan Aung San Suu Kyi'ye özel bir atıfta bulunmama izin verin. European companies which get Burmese blood on their hands to serve their shareholders must be pilloried. Hissedarlarına hizmet etmek için ellerine Burma kanı bulaştıran Avrupalı şirketler rezil edilmelidir. Neither should we forget that Burma tolerates slave labour and is Asia's largest drugs exporter. Burma'nın köle emeğine göz yumduğunu ve Asya'nın en büyük uyuşturucu ihracatçısı olduğunu da unutmamalıyız. In any event, Burma cannot be considered for this enlargement scheme. Her halükarda, Burma bu genişleme planı için düşünülemez. Burma's rulers have driven themselves and their people into a cul-de-sac. Burma'nın yöneticileri kendilerini ve halklarını bir çıkmaz sokağa sürüklediler. She is still under house arrest in Burma. Burma'da hala ev hapsinde tutuluyor. We also ask you to take a hard economic line against Burma. Ayrıca Burma'ya karşı sert bir ekonomik tavır almanızı istiyoruz. Your policy is also destroying entire countries, such as Colombia, Bolivia, Peru, Laos and Burma. Politikanız aynı zamanda Kolombiya, Bolivya, Peru, Laos ve Burma gibi ülkelerin tamamını yok ediyor. Burma has one of the most corrupt regimes in the world. Burma dünyadaki en yozlaşmış rejimlerden birine sahiptir. Flung San Suu Kyi remains imprisoned in her home in Burma. Flung San Suu Kyi Burma'daki evinde hapsedilmeye devam ediyor. I hope this message is now being heard by the Burmese regime. Umarım bu mesaj artık Burma rejimi tarafından duyuluyordur. Burma has one of the most corrupt regimes in the world. Burma dünyadaki en yozlaşmış rejimlerden birine sahip. The European Union must make Burma an important point on the agenda of the ASEAN conference in Bali. Avrupa Birliği Burma'yı Bali'deki ASEAN konferansının önemli gündem maddelerinden biri haline getirmelidir. There are over 1 000 political prisoners in various jails in Burma. Burma'daki çeşitli hapishanelerde 1000'den fazla siyasi mahkum bulunmaktadır. The situation in Burma is disastrous. Burma'daki durum felaket. For years, a brutal junta has been terrorising the people of Burma, who live in extreme poverty. Yıllardır acımasız bir cunta, aşırı yoksulluk içinde yaşayan Burma halkını terörize etmektedir. She is still under house arrest in Burma. Kendisi halen Burma'da ev hapsinde tutulmaktadır. Japanese forces marched into Burma. Japon kuvvetleri Burma'ya girdi. The United States has officially ended economic sanctions against Burma. Birleşik Devletler Burma'ya karşı ekonomik yaptırımları resmen sona erdirdi. Show More (37)
2	burma	birmanya	n.
	The general human rights situation in Burma is alarming. Birmanya'daki genel insan hakları durumu endişe vericidir. It is worth noting that European investment in Burma is significant, particularly in the oil and gas industries. Birmanya'daki Avrupa yatırımlarının, özellikle petrol ve gaz endüstrilerinde önemli olduğunu belirtmek gerekir. Show More (-1)

	Englisch	Türkisch
1	burma	burma	n.
	It must be beyond doubt that there is a need to tighten up the EU's sanctions against Burma. AB'nin Burma'ya yönelik yaptırımlarının sıkılaştırılması gerektiği şüphe götürmez bir gerçektir. His mother is currently travelling to Burma, hoping to see him. Annesi şu anda onu görmek umuduyla Burma'ya seyahat ediyor. More than ever we need to support Burma's democrats. Burma'nın demokratlarını her zamankinden daha fazla desteklememiz gerekiyor. We also received notification that a high-ranking Burmese delegation is in Brussels. Ayrıca üst düzey bir Burma heyetinin Brüksel'de bulunduğuna dair bir bildirim aldık. In fact, the human rights situation in Burma has become worse. Aslında, Burma'daki insan hakları durumu daha da kötüleşmiştir. It was above all on these grounds that the EU suspended the Generalised System of Preferences for Burma. AB'nin Burma'ya yönelik Genelleştirilmiş Tercihler Sistemini askıya almasının temelinde de bu gerekçeler yatmaktadır. Only with broad international support do the oppressed Burmese people have a chance of ousting the generals. Ezilen Burma halkının generalleri devirme şansı ancak geniş bir uluslararası destekle mümkün olabilir. I would refer to EU measures in the past against Nigeria and at present against Sudan and Burma. AB'nin geçmişte Nijerya'ya ve şu anda Sudan ve Burma'ya karşı aldığı tedbirlere atıfta bulunabilirim. I heard the call of Aung San Suu Kyi last week for a European Union common policy on Burma. Geçen hafta Aung San Suu Kyi'nin Burma konusunda Avrupa Birliği ortak politikası çağrısını duydum. The military junta in Burma refused permission for him to see her. Burma'daki askeri cunta onu görmesine izin vermedi. Secondly, I should like to make an observation about Burma, or Myanmar. İkinci olarak, Burma ya da Myanmar hakkında bir gözlemde bulunmak istiyorum. The European Union must strengthen the sanctions against Burma. Avrupa Birliği Burma'ya yönelik yaptırımları güçlendirmelidir. Neighbouring ASEAN countries need to do more to bring about change in Burma. Komşu ASEAN ülkelerinin Burma'da değişimi sağlamak için daha fazlasını yapmaları gerekmektedir. Secondly, I should like to make an observation about Burma, or Myanmar. İkinci olarak, Burma ya da Myanmar ile ilgili bir gözlemde bulunmak istiyorum. In the 15 years the regime has ruled Burma there has not been a single democratic reform. Rejimin Burma'yı yönettiği 15 yıl boyunca tek bir demokratik reform bile yapılmamıştır. Burma can be compared with South Africa and Chile in the Eighties. Burma, seksenli yıllardaki Güney Afrika ve Şili ile karşılaştırılabilir. Flung San Suu Kyi remains imprisoned in her home in Burma. Flung San Suu Kyi Burma'daki evinde tutuklu kalmaya devam ediyor. The International Confederation of Free Trade Unions called for economic sanctions against Burma. Uluslararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu Burma'ya karşı ekonomik yaptırım çağrısında bulundu. A never-ending drama seems to be unfolding in Burma. Burma'da hiç bitmeyen bir dram yaşanıyor gibi görünüyor. Burma, since the sixties, has isolated itself from the world at large, at great cost to its own people. Burma, altmışlı yıllardan bu yana, kendi halkına büyük bedeller ödeterek kendisini dünyadan izole etti. I hope it will soon be followed by the release of Burma's remaining political prisoners. Umarım bunu Burma'nın geri kalan siyasi tutuklularının serbest bırakılması takip eder. Let me make a special reference to Aung San Suu Kyi, now on hunger strike in Burma. Şu anda Burma'da açlık grevinde olan Aung San Suu Kyi'ye özel bir atıfta bulunmama izin verin. European companies which get Burmese blood on their hands to serve their shareholders must be pilloried. Hissedarlarına hizmet etmek için ellerine Burma kanı bulaştıran Avrupalı şirketler rezil edilmelidir. Neither should we forget that Burma tolerates slave labour and is Asia's largest drugs exporter. Burma'nın köle emeğine göz yumduğunu ve Asya'nın en büyük uyuşturucu ihracatçısı olduğunu da unutmamalıyız. In any event, Burma cannot be considered for this enlargement scheme. Her halükarda, Burma bu genişleme planı için düşünülemez. Burma's rulers have driven themselves and their people into a cul-de-sac. Burma'nın yöneticileri kendilerini ve halklarını bir çıkmaz sokağa sürüklediler. She is still under house arrest in Burma. Burma'da hala ev hapsinde tutuluyor. We also ask you to take a hard economic line against Burma. Ayrıca Burma'ya karşı sert bir ekonomik tavır almanızı istiyoruz. Your policy is also destroying entire countries, such as Colombia, Bolivia, Peru, Laos and Burma. Politikanız aynı zamanda Kolombiya, Bolivya, Peru, Laos ve Burma gibi ülkelerin tamamını yok ediyor. Burma has one of the most corrupt regimes in the world. Burma dünyadaki en yozlaşmış rejimlerden birine sahiptir. Flung San Suu Kyi remains imprisoned in her home in Burma. Flung San Suu Kyi Burma'daki evinde hapsedilmeye devam ediyor. I hope this message is now being heard by the Burmese regime. Umarım bu mesaj artık Burma rejimi tarafından duyuluyordur. Burma has one of the most corrupt regimes in the world. Burma dünyadaki en yozlaşmış rejimlerden birine sahip. The European Union must make Burma an important point on the agenda of the ASEAN conference in Bali. Avrupa Birliği Burma'yı Bali'deki ASEAN konferansının önemli gündem maddelerinden biri haline getirmelidir. There are over 1 000 political prisoners in various jails in Burma. Burma'daki çeşitli hapishanelerde 1000'den fazla siyasi mahkum bulunmaktadır. The situation in Burma is disastrous. Burma'daki durum felaket. For years, a brutal junta has been terrorising the people of Burma, who live in extreme poverty. Yıllardır acımasız bir cunta, aşırı yoksulluk içinde yaşayan Burma halkını terörize etmektedir. She is still under house arrest in Burma. Kendisi halen Burma'da ev hapsinde tutulmaktadır. Japanese forces marched into Burma. Japon kuvvetleri Burma'ya girdi. The United States has officially ended economic sanctions against Burma. Birleşik Devletler Burma'ya karşı ekonomik yaptırımları resmen sona erdirdi. Show More (37)