canvas - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
canvas tuval n.
  • It does not generate any great enthusiasm or paint any broad canvases.
  • Büyük bir coşku yaratmıyor ya da geniş tuvaller boyamıyor.
  • However, most of the canvas which is currently covered by that veil has still to be painted.
  • Bununla birlikte şu anda bu örtünün kapladığı tuvalin büyük bir kısmı hala boyanmayı beklemektedir.
  • His eyes got stuck on the canvas on the wall.
  • Gözleri duvardaki tuvale takıldı.
Show More (1)
canvas branda n.
  • In our cities we have families living under canvas.
  • Şehirlerimizde branda altında yaşayan ailelerimiz var.
Show More (-2)