|
- It therefore requires very careful consideration by our Fisheries Committee.
- Bu nedenle Balıkçılık Komitemiz tarafından çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.
- Careful external control will have to be exercised on all these points.
- Tüm bu noktalarda dikkatli bir dış kontrol uygulanması gerekecektir.
- This must be followed up in a careful manner.
- Bunun dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir.
- What we can do, however, is to reduce the probability of risk by taking careful action.
- Ancak yapabileceğimiz şey, dikkatli bir şekilde harekete geçerek risk olasılığını azaltmaktır.
- Clear legislation and careful control of this are yet other tools.
- Açık mevzuat ve bunun dikkatli bir şekilde kontrol edilmesi de diğer araçlardır.
- There is still time to prevent the impending catastrophe with a careful strategy and targeted expenditure.
- Dikkatli bir strateji ve hedefe yönelik harcamalarla yaklaşan felaketi önlemek için hala zaman var.
- And that, should we deviate from this, we will have a careful exchange of views beforehand.
- Ve eğer bundan saparsak, öncesinde dikkatli bir görüş alışverişinde bulunacağız.
- This compromise solution was arrived at after careful negotiations over many months.
- Bu uzlaşmacı çözüme aylar süren dikkatli müzakereler sonucunda varılmıştır.
- This compromise solution was arrived at after careful negotiations over many months.
- Bu uzlaşmacı çözüme aylar süren dikkatli müzakereler sonucunda ulaşılmıştır.
- Now we have to give more careful consideration to precisely why.
- Şimdi tam olarak nedenini daha dikkatli bir şekilde değerlendirmeliyiz.
- Nevertheless, I will make a plea for careful examination, bearing in mind such difficulties as human resources.
- Yine de, insan kaynakları gibi zorlukları göz önünde bulundurarak dikkatli bir inceleme yapılmasını talep edeceğim.
- That is why I am once again calling for some careful consideration.
- Bu nedenle bir kez daha dikkatli düşünülmesi çağrısında bulunuyorum.
- This is an example of hasty, rather than careful, decision-making, with a negative result.
- Bu, dikkatli karar vermek yerine aceleci davranmanın bir örneğidir ve olumsuz bir sonuç doğurmuştur.
- Only then, strictly speaking, can a careful, informed assessment of its content be carried out.
- Ancak o zaman, kesin konuşmak gerekirse, içeriğinin dikkatli ve bilinçli bir değerlendirmesi yapılabilir.
- I therefore endorse restrictive and careful application, but I urge you to apply the necessary dose of reality.
- Bu nedenle kısıtlayıcı ve dikkatli uygulamayı destekliyorum, ancak sizi gerekli gerçeklik dozunu uygulamaya çağırıyorum.
- Only then, strictly speaking, can a careful, informed assessment of its content be carried out.
- Ancak o zaman, tam anlamıyla, içeriğine ilişkin dikkatli ve bilinçli bir değerlendirme yapılabilir.
- The Council is taking a very careful approach to the qualitative criteria.
- Konsey, niteliksel kriterler konusunda çok dikkatli bir yaklaşım sergilemektedir.
- I do not believe that this is a right or careful way to handle the work of committees in the plenary.
- Bunun, genel kuruldaki komitelerin çalışmalarını ele almak için doğru ya da dikkatli bir yol olduğuna inanmıyorum.
- A careful and generous stance is a welcome bonus in this respect.
- Dikkatli ve cömert bir duruş bu açıdan hoş bir bonus.
- However, the use of uniform penalty procedures will require careful examination.
- Ancak, tek tip ceza usullerinin kullanılması dikkatli bir inceleme gerektirecektir.
- The political debate must be preceded by careful investigations of issues such as operational compatibility.
- Siyasi tartışmalardan önce operasyonel uyumluluk gibi konuların dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.
- We have done this after very careful consideration.
- Bunu çok dikkatli bir değerlendirmeden sonra yaptık.
- There is no question of panic; it is a question of very careful preparation.
- Panik söz konusu değildir; bu çok dikkatli bir hazırlık meselesidir.
- That is why we must take an extremely careful approach to changing the set-up of the COM in tobacco.
- İşte bu nedenle tütünde COM'un yapısını değiştirmek için son derece dikkatli bir yaklaşım benimsemeliyiz.
- More careful monitoring and greater discipline are necessary, from the open sea to the port facility.
- Açık denizden liman tesislerine kadar daha dikkatli bir izleme ve daha fazla disiplin gereklidir.
- You have to have a much better, much more careful look at this.
- Bu konuya çok daha iyi, çok daha dikkatli bir şekilde bakmalısınız.
- Careful external control will have to be exercised on all these points.
- Tüm bu noktalarda dikkatli bir dış denetimin uygulanması gerekecektir.
- This requires anticipation, timely preparation and careful management of these processes.
- Bu da öngörü, zamanında hazırlık ve bu süreçlerin dikkatli bir şekilde yönetilmesini gerektirmektedir.
- The sector is under pressure and we are expected to take a careful approach.
- Sektör baskı altında ve bizden dikkatli bir yaklaşım sergilememiz bekleniyor.
- There are possible health risks if sufficiently careful tests are not carried out.
- Yeterince dikkatli testler yapılmadığı takdirde olası sağlık riskleri söz konusudur.
- On the face of it, Islams ability to avoid this fate is astonishing, and demands careful analysis.
- Görünüşte İslam'ın bu kaderden kaçınma yeteneği hayret vericidir ve dikkatli bir tahlil gerektirmektedir.
- On the face of it, Islams ability to avoid this fate is astonishing, and demands careful analysis.
- Görünüşe bakılırsa, İslam'ın bu kaderden kaçınma yeteneği şaşırtıcıdır ve dikkatli bir tahlil yapılmasını gerektirir.
- I was careful.
- Dikkatliydim.
- You have to be extra careful around him.
- Onun yanında daha dikkatli olmalısın.
- If he had been a little more careful, he would have succeeded.
- Biraz daha dikkatli olsaydı, başarabilirdi.
- Tom isn't as careful as he used to be.
- Tom eskiden olduğu kadar dikkatli değil.
- Be very careful.
- Çok dikkatli ol.
- If Tom's not careful, he's going to get injured.
- Tom dikkatli olmazsa yaralanacak.
- I've always been careful to not say too much.
- Çok fazla söylememek için her zaman dikkatliydim.
- I'm telling you you're going to get into trouble if you're not careful.
- Sana söylüyorum, dikkatli olmazsan başın belaya girecek.
- Tom will get killed if he's not careful.
- Tom dikkatli olmazsa ölecek.
- You'll hurt yourself if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan kendini incitirsin.
- If Tom's not careful, he's going to get injured.
- Eğer Tom dikkatli olmazsa, yaralanacak.
- We're careful.
- Dikkatliyiz.
- Tom is going to get hurt if he's not careful.
- Dikkatli olmazsa Tom'un canı yanacak.
- You could lose everything if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan her şeyini kaybedebilirsin.
- You're always careful.
- Her zaman dikkatlisiniz.
- We should be very careful.
- Çok dikkatli olmalıyız.
- I'm always careful.
- Ben her zaman dikkatliyimdir.
- I think we need to be very careful not to hurt Tom's feelings.
- Sanırım Tom'un duygularını incitmemek için çok dikkatli olmamız gerekiyor.
- Tom could lose everything if he's not careful.
- Tom dikkatli olmazsa her şeyini kaybedebilir.
- I don't think the gun is loaded, but you should still be very careful.
- Silahın dolu olduğunu sanmıyorum ama yine de çok dikkatli olmalısın.
- You can't be too careful when driving a car.
- Bir araba sürerken ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- If we're not careful, one of us is going to get hurt.
- Eğer dikkatli olmazsak, birimiz yaralanacak.
- I want to be careful.
- Dikkatli olmak istiyorum.
- I'd be very careful if I were you.
- Yerinde olsam çok dikkatli olurdum.
- We have to be extremely careful.
- Son derece dikkatli olmak zorundayız.
- Tom was careful not to be noticed.
- Tom fark edilmemek için dikkatliydi.
- Tom is being very careful.
- Tom çok dikkatli davranıyor.
- I don't think the gun is loaded, but you should still be very careful.
- Silahın dolu olduğunu sanmıyorum fakat hâlâ çok dikkatli olmalısın.
- Tom is being very careful not to spill any gasoline.
- Tom benzin dökmemek için çok dikkatli davranıyor.
- You need to be extra careful around Tom.
- Tom'un yanında çok dikkatli olmalısın.
- You cannot be too careful when you drive.
- Araba kullanırken ne kadar dikkatli davransanız azdır.
- We must still be very careful.
- Hâlâ çok dikkatli olmalıyız.
- Tom is a careful worker.
- Tom dikkatli bir işçi.
- Tom was careful not to touch Mary.
- Tom Mary'ye dokunmamak için dikkatliydi.
- Tom could hurt himself if he's not careful.
- Tom dikkatli olmazsa kendini yaralayabilir.
- Tom wasn't too careful.
- Tom fazla dikkatli değildi.
- We need to be very careful.
- Çok dikkatli olmalıyız.
- You can't be too careful in situations like this.
- Böyle durumlarda ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- We need to be very careful not to let anybody hear what we're saying.
- Söylediklerimizi kimsenin duymasına izin vermemek için çok dikkatli olmalıyız.
- I've been very careful.
- Çok dikkatli davrandım.
- Are you a careful driver?
- Dikkatli bir şoför müsünüz?
- You can't be too careful in choosing your friends.
- Arkadaşlarınızı seçerken ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- You cannot be too careful when driving.
- Araba kullanırken ne kadar dikkatli olsan az.
- You cannot be too careful driving a car.
- Araba kullanırken ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- Tom was careful, but Mary wasn't.
- Tom dikkatliydi ama Mary değildi.
- You need to be very careful.
- Çok dikkatli olmalısın.
- Tom is very careful about what he eats.
- Tom ne yediği konusunda çok dikkatlidir.
- I wasn't as careful as Tom was.
- Tom kadar dikkatli değildim.
- You're going to hurt yourself if you aren't careful.
- Dikkatli olmazsan kendini inciteceksin.
- I was very careful, but I caught a cold.
- Çok dikkatliydim ama üşüttüm.
- Tom is very likely to be injured if he isn't more careful.
- Daha dikkatli olmazsa Tom'un yaralanma ihtimali çok yüksek.
- You're not that careful.
- O kadar da dikkatli değilsin.
- You're going to break it if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan kıracaksın.
- Tom wasn't very careful.
- Tom çok dikkatli değildi.
- I'm real careful.
- Ben gerçekten dikkatliyim.
- You can't be too careful.
- Ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- She is very careful, so she seldom makes mistakes.
- Çok dikkatlidir, bu yüzden nadiren hata yapar.
- He is a careful worker.
- Dikkatli çalışan biridir.
- I'll be extra careful.
- Daha dikkatli olacağım.
- You can't be too careful driving on the expressway.
- Otobanda sürerken ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- Tom is extra careful.
- Tom çok dikkatli.
- I think you're being a little too careful.
- Bence biraz fazla dikkatli davranıyorsun.
- He is wiser and more careful than Bob.
- O Bob'tan daha akıllı ve daha dikkatli.
- Tom was a very careful driver, but he still died in a traffic accident.
- Tom çok dikkatli bir sürücüydü, ama yine de bir trafik kazasında öldü.
- We all have to be very careful.
- Hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız.
- If you're not careful, you might hurt yourself.
- Eğer dikkatli olmazsan, kendini yaralayabilirsin.
- She is careful about the way she receives guests.
- Misafirleri kabul etme şekli konusunda dikkatlidir.
- I have to be very careful, Tom.
- Çok dikkatli olmalıyım, Tom.
- You can't be too careful when doing this experiment.
- Bu deneyi yaparken çok dikkatli olman mümkün değil.
- He is being very careful.
- O, çok dikkatli davranıyor.
- I was so careful.
- Çok dikkatliydim.
- Be more careful, or you will make mistakes.
- Daha dikkatli ol, yoksa hata yapacaksın..
- If Tom isn't careful, he's going to break that.
- Eğer Tom dikkatli olmazsa, bunu kıracak.
- Tom and Mary are always careful.
- Tom ve Mary her zaman dikkatli.
- If you aren't careful, you'll end up in jail.
- Dikkatli olmazsan hapsi boylarsın.
- Tom is very likely to be injured if he isn't more careful.
- Tom daha dikkatli olmazsa yaralanması çok muhtemel.
- I'm really careful.
- Ben gerçekten dikkatliyim.
- Tom was so careful.
- Tom çok dikkatliydi.
- That requires careful consideration.
- Bu, dikkatli bir değerlendirme gerektirir.
- You have to be extra careful around Tom.
- Tom'un yanında çok dikkatli olmalısın.
- She was careful not to leave the door unlocked.
- Kapıyı açık bırakmayacak kadar dikkatliydi.
- If you're not careful, you'll make a mistake again.
- Dikkatli olmazsan, yine hata yaparsın.
- If Tom isn't careful, he's going to break that.
- Tom dikkatli değilse, onu kırar.
- Tom is always careful, isn't he?
- Tom her zaman dikkatlidir, değil mi?
- You've got to be really careful.
- Gerçekten dikkatli olmalısın.
- Be a little more careful next time.
- Bir dahaki sefere biraz daha dikkatli ol.
- Tom was careful not to say anything that would make Mary mad.
- Tom Mary'yi kızdıracak bir şey söylememek için dikkatliydi.
- If you're not careful, you'll make another mistake.
- Dikkatli olmazsan, bir hata daha yaparsın.
- Tom is now a little more careful than he used to be.
- Tom şimdi eskisinden biraz daha dikkatli.
- You need to be really careful.
- Gerçekten dikkatli olmalısın.
- I hope Tom is careful.
- Umarım Tom dikkatlidir.
- Tom and I are always careful.
- Tom ve ben hep dikkatliyiz.
- You're going to get hurt if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan kendini inciteceksin.
- We're always very careful.
- Her zaman çok dikkatliyizdir.
- You can't be too careful driving on the expressway.
- Otobanda araba kullanırken ne kadar dikkatli olsan azdır.
- You will hurt yourself if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan kendine zarar verirsin.
- Let's be extra careful today.
- Bugün ekstra dikkatli olalım.
- I think we have to be very careful.
- Bence çok dikkatli olmalıyız.
- We need to be very careful not to let anybody hear what we're saying.
- Söylediklerimizi kimseye duyurmamak için çok dikkatli olmalıyız.
- If you're not careful, you might have an accident.
- Eğer dikkatli olmazsan kaza geçirebilirsin.
- Tom made a careful selection.
- Tom dikkatli bir seçim yaptı.
- Tom is very careful.
- Tom çok dikkatli.
- I'm a very careful person.
- Ben çok dikkatli bir kişiyim.
- You're not that careful.
- O kadar dikkatli değilsin.
- Tom is quite careful, isn't he?
- Tom oldukça dikkatli, değil mi?
- Tom needs to be very careful.
- Tom'un çok dikkatli olması gerekiyor.
- Tom was really careful not to spill the coffee.
- Tom kahveyi dökmemek için gerçekten dikkatliydi.
- We still have to be very careful.
- Hâlâ çok dikkatli olmak zorundayız.
- Are you a careful driver?
- Dikkatli bir sürücü müsün?
- His theory is based on careful research.
- Onun teorisi dikkatli araştırmaya dayalıdır.
- I've told you again and again to be more careful.
- Sana tekrar tekrar dikkatli olmanı söyledim.
- You cannot be too careful in riding a bicycle.
- Bisiklet sürerken ne kadar dikkatli olsan azdır.
- Mary is always very careful, isn't she?
- Mary her zaman çok dikkatli, değil mi?
- Tom is going to get himself killed if he's not careful.
- Tom dikkatli olmazsa kendini öldürtecek.
- Tom wasn't careful, but Mary was.
- Tom dikkatli değildi ama Mary dikkatliydi.
- She'll get the better of you if you aren't careful.
- Dikkatli olmazsan seni alt eder.
- You must be very careful with this.
- Bununla ilgili çok dikkatli olmalısın.
- I am going to be much more careful.
- Çok daha dikkatli olacağım.
- Tom will hurt himself if he's not careful.
- Tom dikkatli olmazsa kendine zarar verecek.
- I think we need to be very careful not to hurt Tom's feelings.
- Bence Tom'un duygularını incitmemek için çok dikkatli olmalıyız.
- If you aren't careful, you'll fail again.
- Dikkatli olmazsan, bir daha başarısız olacaksın.
- I'm a very careful person.
- Ben çok dikkatli bir insanım.
- She needs to be very careful when she crosses the street.
- Karşıdan karşıya geçerken çok dikkatli olması gerekiyor.
- We have to be very careful.
- Çok dikkatli olmalıyız.
- Smart shopping requires careful planning.
- Akıllı alışveriş dikkatli bir planlama gerektirir.
- Careful, please.
- Dikkatli olun lütfen.
- They're always careful.
- Onlar her zaman dikkatlidir.
- People who are not careful make many mistakes.
- Dikkatli olmayan insanlar çok hata yapar.
- You'll hurt yourself if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan kendine zarar verirsin.
- We're always careful.
- Her zaman dikkatliyiz.
- You cannot be too careful in crossing the street.
- Karşıdan karşıya geçerken ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- If you're not careful, the dog will sever the head of your doll.
- Eğer dikkatli olmazsanız, köpek bebeğinizin kafasını koparacak.
- He is a careful player.
- Dikkatli bir oyuncudur.
- I'll be very careful.
- Çok dikkatli olacağım.
- If we're not careful, the same thing will happen to us.
- Eğer dikkatli olmazsak, aynı şey bizim de başımıza gelecek.
- It'll happen again if you aren't careful.
- Dikkatli olmazsan bu tekrar olacak.
- I'll have to be extra careful around her from now on.
- Bundan sonra onun etrafında ekstra dikkatli olmak zorunda olacağım.
- I've got to be very careful, Tom.
- Çok dikkatli olmalıyım, Tom.
- She was careful not to break the glasses.
- O, gözlüğü kırmamak için dikkatliydi.
- We're always very careful.
- Biz her zaman çok dikkatliyiz.
- They have to be very careful.
- Çok dikkatli olmak zorundalar.
- I have to be very careful.
- Çok dikkatli olmak zorundayım.
- Tom is a careful man.
- Tom dikkatli bir adamdır.
- Tom has been very careful.
- Tom çok dikkatliydi.
- Please, be a bit more careful in the future.
- Lütfen, gelecekte biraz daha dikkatli ol.
- You have to be extra careful around him.
- Onun etrafında ekstra dikkatli olmak zorundasın.
- You might want to be a little more careful next time.
- Bir dahaki sefere biraz daha dikkatli olmak istersiniz belki.
- If Tom isn't careful, he's going to get himself killed.
- Tom dikkatli olmazsa kendini öldürtecek.
- Careful, the man has a gun.
- Dikkatli ol, adamın silahı var.
- I'll be extra careful.
- Ben çok dikkatli olacağım.
- These require careful handling.
- Bunların dikkatli kullanılması gerekir.
- You have to make a careful choice of books.
- Kitap seçimini dikkatli yapmalısın.
- He is wiser and more careful than Bob.
- Bob'dan daha akıllı ve daha dikkatli.
- I wasn't as careful as I should've been.
- Olmam gerektiği kadar dikkatli değildim.
- We all have to be very careful.
- Hepimiz çok dikkatli olmalıyız.
- Mary is always very careful, isn't she?
- Mary her zaman çok dikkatlidir, değil mi?
- They have to be very careful.
- Onlar çok dikkatli olmak zorunda.
- But I was careful.
- Fakat ben dikkatliydim.
- I was so careful.
- Ben çok dikkatliydim.
- Careful preparations ensure success.
- Dikkatli hazırlıklar başarıyı garantiler.
- If you aren't careful, you'll end up in jail.
- Dikkatli olmazsan, sonunda hapse girersin.
- Tom keeps very careful records.
- Tom çok dikkatli kayıtlar tutar.
- Be more careful in your actions.
- Eylemlerinde daha dikkatli ol.
- He is very careful.
- Çok dikkatli.
- His theory is based on careful research.
- Teorisi dikkatli bir araştırmaya dayanmaktadır.
- You cannot be too careful when you choose your job.
- Mesleğini seçerken ne kadar dikkatli olsan azdır.
- How careful are you in the sun?
- Güneşte ne kadar dikkatlisin?
- Be more careful next time.
- Bir dahaki sefere daha dikkatli ol.
- If Tom isn't careful, he's going to get himself killed.
- Eğer Tom dikkatli olmazsa, kendini öldürtecek.
- I was very careful, but I caught a cold.
- Çok dikkatliydim fakat soğuk aldım.
- We need to be very careful not to break anything.
- Hiçbir şeyi kırmamak için çok dikkatli olmalıyız.
- It is true that he did his best, but he was not careful enough.
- Elinden geleni yaptığı doğru ama yeterince dikkatli değildi.
- She is careful about the way she receives guests.
- O, misafirleri kabul şekli hakkında dikkatlidir.
- The most careful man sometimes makes mistakes.
- En dikkatli adam bile bazen hata yapar.
- We'll all be killed if we aren't careful.
- Dikkatli olmazsak hepimiz öleceğiz.
- Tom could hurt himself if he's not careful.
- Tom dikkatli olmazsa kendini incitebilir.
- He is a very careful driver.
- Çok dikkatli bir sürücüdür.
- We were very careful.
- Çok dikkatliydik.
- Tom was very careful.
- Tom çok dikkatliydi.
- She makes careful choices when she buys clothes.
- Kıyafet alırken dikkatli seçimler yapar.
- Everyone should be extra careful.
- Herkes daha dikkatli olmalı.
- The more careful you are, the fewer mistakes you make.
- Ne kadar çok dikkatli olursan o kadar az hata yaparsın.
- If you're not careful, you might hurt yourself.
- Dikkatli olmazsan kendini incitebilirsin.
- You might want to be a little more careful next time.
- Gelecek sefer biraz daha dikkatli olmak isteyebilirsin.
- If you're not careful, you might have an accident.
- Eğer dikkatli olmazsan, bir kaza geçirebilirsin.
- We've been very careful.
- Çok dikkatliydik.
- You're too careful for your own good.
- Kendi iyiliğin için fazla dikkatlisin.
- They're always careful.
- Onlar her zaman dikkatli.
- Science is based on careful observation.
- Bilim dikkatli bir gözleme dayanır.
- Tom wouldn't have gotten hurt if he'd been a little more careful.
- Tom biraz daha dikkatli olsaydı yaralanmazdı.
- We're going to have to be very careful.
- Çok dikkatli olmak zorunda olacağız.
- You can't be too careful when doing this experiment.
- Bu deneyi yaparken ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- If Tom had been a little more careful, he would've succeeded.
- Eğer Tom biraz daha dikkatli olsaydı, başarırdı.
- Lewis and Clark kept very careful records.
- Lewis ve Clark çok dikkatli kayıtlar tutuyordu.
- Tom is a careful worker.
- Tom dikkatli bir işçidir.
- We have to be very careful.
- Çok dikkatli olmak zorundayız.
- I'll have to be extra careful around her from now on.
- Bundan sonra onun yanında daha dikkatli olmalıyım.
- He is a careful player.
- O dikkatli bir oyuncudur.
- You can't be too careful when driving a car.
- Araba kullanırken ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- I'm going to try to be much more careful from now on.
- Şu andan itibaren çok daha dikkatli olmaya çalışacağım.
- You're going to have to be very careful.
- Çok dikkatli olman zorunda kalacaksın.
- You're going to have to be very careful.
- Çok dikkatli olman gerekecek.
- The girl was not more careful than her friend.
- Kız, arkadaşından daha dikkatli değildi.
- You're going to get hurt if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan yaralanacaksın.
- You can't be too careful these days.
- Bugünlerde ne kadar dikkatli olsan azdır.
- You need to be extra careful around Tom.
- Tom'un etrafında ekstra dikkatli olman gerekiyor.
- Tom is always very careful.
- Tom her zaman çok dikkatli.
- You're always careful.
- Sen her zaman dikkatlisin.
- I'll be really careful.
- Gerçekten dikkatli olacağım.
- The rider is not careful.
- Sürücü dikkatli değil.
- Tom will hurt himself if he isn't careful.
- Tom dikkatli olmazsa kendine zarar verecek.
- Tom is very careful, isn't he?
- Tom çok dikkatli, değil mi?
- Tom is always very careful.
- Tom her zaman çok dikkatlidir.
- Mary should be very careful while crossing the road.
- Mary karşıdan karşıya geçerken çok dikkatli olmalı.
- Tom is a careful driver.
- Tom dikkatli bir şofördür.
- Tom and I were careful.
- Tom ve ben dikkatliydik.
- A careful observation will show you the difference.
- Dikkatli bir gözlem sana farkı gösterecektir.
- She'll get the better of you if you aren't careful.
- Dikkatli olmazsan seni haklayacak.
- Tom is careful.
- Tom dikkatlidir.
- The accident happened because he wasn't careful.
- Dikkatli olmadığı için kaza oldu.
- Tom was careful not to leave the door unlocked.
- Tom kapıyı açık bırakmamak için dikkatliydi.
- You cannot be too careful in choosing friends.
- Arkadaş seçiminde ne kadar dikkatli davransan azdır.
- It'll happen again if you aren't careful.
- Dikkatli olmazsan yine olur.
- Tom wasn't too careful.
- Tom çok dikkatli değildi.
- Tom was really careful not to spill the coffee.
- Tom kahveyi dökmemek için çok dikkatliydi.
- We're going to have to be very careful.
- Çok dikkatli olmamız gerekecek.
- Tom will get hurt if he's not careful.
- Tom dikkatli olmazsa yaralanacak.
- Tom is going to get hurt if he's not careful.
- Eğer dikkatli olmazsa Tom incinecek.
- We need to be very careful not to break anything.
- Bir şey kırmamak için çok dikkatli olmalıyız.
- We were very careful.
- Biz çok dikkatliydik.
- Tom is always careful.
- Tom her zaman dikkatli.
- If Tom had been a little more careful, he would've succeeded.
- Tom biraz daha dikkatli olsaydı, başarabilirdi.
- Sami has to be really careful.
- Sami gerçekten dikkatli olmak zorunda.
- Careful driving prevents accidents.
- Dikkatli sürmek kazaları önler.
- Layla was really careful.
- Leyla gerçekten dikkatliydi.
- But I was careful.
- Ama ben dikkatliydim.
- Tom is a careful driver.
- Tom dikkatli bir sürücüdür.
- We must still be very careful.
- Yine de çok dikkatli olmalıyız.
- I'm really careful.
- Gerçekten dikkatliyim.
- You are far from a careful driver.
- Hiç dikkatli bir sürücü değilsin.
- I hope you're careful.
- Umarım dikkatli olursun.
- Tom isn't very careful.
- Tom çok dikkatli değil.
- We still have to be very careful.
- Hala çok dikkatli olmalıyız.
- A successful business is built on careful financial management.
- Başarılı bir iş, dikkatli finansal yönetim üzerine inşa edilir.
- Please be very careful.
- Lütfen çok dikkatli ol.
- I wasn't careful.
- Dikkatli değildim.
- You'll break it if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan kıracaksın.
- Lewis and Clark kept very careful records.
- Lewis ve Clark çok dikkatli kayıtlar tuttular.
- You cannot be too careful when you drive a car.
- Bir araba sürerken ne kadar dikkatli olursan o kadar iyi.
- We've been very careful.
- Çok dikkatli davrandık.
- Could you be more careful?
- Daha dikkatli olabilir misin?
- Tom is going to hurt himself if he's not a little more careful.
- Tom biraz daha dikkatli olmazsa kendini incitecek.
- You are far from a careful driver.
- Dikkatli bir sürücü olmaktan çok uzaksınız.
- We can't be too careful.
- Ne kadar dikkatli olsak azdır.
- Tom is going to get killed if he's not careful.
- Tom dikkatli olmazsa öldürülecek.
- Tom will get hurt if he's not careful.
- Eğer dikkatli olmazsa Tom yaralanır.
- You'd better be very careful.
- Çok dikkatli olsan iyi olur.
- Tom didn't seem to be as careful as Mary seemed to be.
- Tom, Mary kadar dikkatli görünmüyordu.
- The rider is not careful.
- Binici dikkatli değil.
- Tom and Mary are always careful.
- Tom ve Mary hep dikkatlidirler.
- Tom and I are always careful.
- Tom ve ben her zaman dikkatliyizdir.
- That could happen here if we're not careful.
- Dikkatli olmazsak burada da yaşanabilir.
- He is being very careful.
- Çok dikkatli davranıyor.
- You cannot be too careful in choosing your friends.
- Arkadaşlarınızı seçerken ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- After careful consideration, Tom agreed.
- Dikkatli bir değerlendirmeden sonra Tom kabul etti.
- That requires careful consideration.
- Dikkatli bir değerlendirme gerektiriyor.
- In other words, be very careful.
- Başka bir deyişle, çok dikkatli ol.
- I wasn't careful enough.
- Yeterince dikkatli değildim.
- If you're not careful, the dog will sever the head of your doll.
- Eğer dikkatli olmazsan köpek senin oyuncağın kafasını koparacak.
- I've been careful my whole life.
- Hayatım boyunca dikkatliydim.
- You've got to be really careful.
- Gerçekten dikkatli olmak zorundasın.
- I'd be very careful if I were you.
- Senin yerinde olsaydım çok dikkatli olurdum.
- Science is based on careful observation.
- Bilim, dikkatli gözleme dayanmaktadır.
- I was careful not to do that.
- Onu yapmamak için dikkatliydim.
- You're going to break it if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan onu kıracaksın.
- I was very careful.
- Çok dikkatliydim.
- I'll be really careful.
- Ben gerçekten dikkatli olacağım.
- Tom was a very careful driver, but he still died in a traffic accident.
- Tom çok dikkatli bir sürücüydü ama yine de bir trafik kazasında öldü.
- Tom is always extremely careful.
- Tom her zaman çok dikkatlidir.
- A careful reader would have noticed the mistake.
- Dikkatli bir okuyucu hatayı fark ederdi.
- Tom is always extremely careful.
- Tom her zaman son derece dikkatli.
- I'm going to try to be much more careful from now on.
- Bundan sonra çok daha dikkatli olmaya çalışacağım.
- Were you careful?
- Dikkatli miydin?
- Tom was careful.
- Tom dikkatliydi.
- Layla was really careful.
- Layla çok dikkatliydi.
- I'm always careful.
- Ben her zaman dikkatliyim.
- Sami has to be really careful.
- Sami'nin çok dikkatli olması gerekiyor.
- She was careful opening the drawer.
- O, çekmeceyi açarken dikkatliydi.
- A careful observation will show you the difference.
- Dikkatli bir gözlem size farkı gösterecektir.
- Tom is a very careful driver.
- Tom çok dikkatli bir sürücüdür.
- Be more careful with the hammer - don't hit my finger!
- Çekiçle daha dikkatli ol - parmağıma vurma!
- I hope you're careful.
- Dikkatli olduğunu umuyorum.
- Although he is young, he is very careful.
- Genç olmasına rağmen, çok dikkatlidir.
- A successful business is built on careful financial management.
- Başarılı bir iş, dikkatli bir finansal yönetim üzerine kuruludur.
- If he had been a little more careful, he would have succeeded.
- O biraz daha dikkatli olsaydı, o başarılı olurdu.
- You have to be extra careful around Tom.
- Tom'un etrafında ekstra dikkatli olmak zorundasın.
- Although he is young, he is very careful.
- Genç olmasına rağmen çok dikkatli.
- I've been very careful.
- Çok dikkatliydim.
- Tom is just careful.
- Tom sadece dikkatli.
- You must be very careful with this.
- Bu konuda çok dikkatli olmalısınız.
- He is a very careful driver.
- O çok dikkatli bir sürücüdür.
- I must be very careful, Tom.
- Çok dikkatli olmalıyım, Tom.
- He is a careful worker.
- O dikkatli bir işçidir.
- We were careful not to do that.
- Biz onu yapmamak için dikkatliydik.
- Be very careful with this.
- Bu konuda çok dikkatli ol.
- If you're not careful, you'll make another mistake.
- Eğer dikkatli olmazsan, bir hata daha yaparsın.
- We need to be extremely careful.
- Son derece dikkatli olmamız gerek.
- Tom was really careful.
- Tom gerçekten dikkatliydi.
- That accident is a very good example of what happens when you're not careful.
- Bu kaza, dikkatli olunmadığında neler olabileceğinin çok iyi bir örneği.
- We need to be extremely careful.
- Son derece dikkatli olmalıyız.
- Tom is likely to be careful.
- Tom'un dikkatli olması muhtemel.
- I think we have to be very careful.
- Bence dikkatli olmalıyız.
- The baby took another careful step.
- Bebek dikkatli bir adım daha attı.
- I'm careful.
- Ben dikkatliyim.
- Tom could've been more careful.
- Tom daha dikkatli olabilirdi.
- You will hurt yourself if you're not careful.
- Eğer dikkatli olmazsan, kendini inciteceksin.
- Don't you think you should be a little more careful?
- Biraz daha dikkatli olman gerektiğini düşünmüyor musun?
- You can't be too careful when you drive.
- Araba sürerken ne kadar dikkatli olsanız azdır.
- If you aren't careful, you'll fail again.
- Dikkatli olmazsanız, yine başarısız olursunuz.
- Tom and Mary are both very careful, aren't they?
- Tom ve Mary çok dikkatliler, değil mi?
- If we're not careful, the same thing will happen to us.
- Eğer dikkatli olmazsak aynı şey bize olacak.
- Tom is going to hurt himself if he's not a little more careful.
- Tom biraz daha dikkatli olmazsa kendini yaralayacak.
- I'm telling you you're going to get into trouble if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan başını belaya sokacağını sana söylüyorum.
- I need to be very careful.
- Çok dikkatli olmalıyım.
- Let's be extra careful today.
- Bugün daha dikkatli olalım.
- Bairbre is careful.
- Bairbre dikkatlidir.
- Before we begin, I'd just like to point out to everyone that we have to be very careful not to break anything.
- Başlamadan önce, hiçbir şeyi kırmamak için çok dikkatli olmamız gerektiğini herkese belirtmek isterim.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Dikkatli olmazsan buzlu basamaklarda kayıp düşebilirsin.
- Tom said that Mary wasn't careful enough.
- Tom, Mary'nin yeterince dikkatli olmadığını söyledi.
- Tom is always careful.
- Tom her zaman dikkatlidir.
- Tom isn't as careful as he used to be.
- Tom eskisi kadar dikkatli değil.
- I was very careful on the phone.
- Telefonda çok dikkatliydim.
- In other words, be very careful.
- Başka bir deyişle çok dikkatli ol.
- If we're not careful, one of us is going to get hurt.
- Eğer dikkatli olmazsak, bizden birisi yaralanacak.
- He is very careful.
- O çok dikkatli.
- You guys need to be really careful.
- Gerçekten dikkatli olmalısınız.
- If Tom had been a little more careful, he wouldn't have been injured.
- Tom biraz daha dikkatli olsaydı, yaralanmazdı.
- I have to be very careful, Tom.
- Çok dikkatli olmak zorundayım, Tom.
- We have to be extremely careful.
- Son derece dikkatli olmalıyız.
- It is true that Mochida did his best, but he wasn't careful enough.
- Mochida'nın elinden geleni yaptığı doğru ama yeterince dikkatli değildi.
- You're careful.
- Sen dikkatlisin.
- I have to be very careful.
- Ben çok dikkatli olmalıyım.
- Please, be a bit more careful in the future.
- Lütfen, gelecekte biraz daha dikkatli olun.
- Kate took careful notes on the history lecture.
- Kate, tarih dersinde dikkatli notlar aldı.
- Tom keeps very careful records.
- Tom çok dikkatli kayıt tutar.
- I'm a careful man.
- Ben dikkatli bir adamım.
- You're going to hurt yourself if you aren't careful.
- Dikkatli olmazsan kendine zarar vereceksin.
- The more careful you are, the fewer mistakes you make.
- Ne kadar dikkatli olursanız, o kadar az hata yaparsınız.
- I want you all to be very careful.
- Hepinizin çok dikkatli olmasını istiyorum.
- Tom was careful not to make too much noise.
- Tom çok fazla gürültü yapmamak için dikkatliydi.
- You'd better be very careful.
- Çok dikkatli olsanız iyi olur.
Show More (380)
|