|
- I believe we have to go a bit deeper still if we are to show cause and effect as they really are.
- Sebep ve sonuçları gerçekte oldukları gibi göstermek istiyorsak biraz daha derine inmemiz gerektiğine inanıyorum.
- The relation of cause and effect must be utterly unknown to mankind.
- Sebep ve sonuç ilişkisi insanoğlu tarafından tamamen bilinmiyor olmalıdır.
- Cause and effect, that's the beauty of it.
- Sebep ve sonuç, işin güzelliği de burada.
- But this is not the same as cause and effect.
- Ancak bu sebep ve sonuç ile aynı değildir.
- Cause and effect, that's the beauty of it.
- Sebep ve sonuç, işin güzelliği bu.
- Cause and effect in some sense become unrelated.
- Sebep ve sonuç bir anlamda birbiriyle alakasız hale gelir.
- I know some very interesting experiments in cause and effect.
- Sebep ve sonuç konusunda çok ilginç deneyler biliyorum.
- Cause and effect in some sense become unrelated.
- Bir bakıma sebep ve sonuç birbirinden bağımsız hale gelir.
- Cause and effect do not, in themselves, exist.
- Sebep ve sonuç kendi başlarına mevcut değildir.
- We make rational decisions by identifying cause and effect relationships.
- Sebep ve sonuç ilişkilerini belirleyerek rasyonel kararlar alırız.
- Cause and effect do not, in themselves, exist.
- Sebep ve sonuç kendi başlarına var olmuyorlar.
- For right now, that's all the cause and effect I need.
- Şu an için ihtiyacım olan tek sebep ve sonuç bu.
- I think the doctor's just trying to figure out cause and effect.
- Sanırım doktor sadece sebep ve sonucu bulmaya çalışıyor.
- Like I said, there is always a cause and effect.
- Dediğim gibi her zaman bir sebep ve sonuç vardır.
- For right now, that's all the cause and effect I need.
- Şu an için ihtiyacım olan sebep ve sonuç bu kadar.
- Cause and effect do not, in themselves, exist.
- Sebep ve sonuç kendi başlarına var olmazlar.
- It's simply cause and effect.
- Basitçe sebep ve sonuç.
Show More (14)
|
