cheap - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
cheap ucuz adj.
  • Wind power can be relatively cheaper and also less harmful.
  • Rüzgar enerjisi nispeten daha ucuz ve daha az zararlı olabilir.
  • Not only are these computers are smaller than the previous ones, but also cheaper to run.
  • Bu bilgisayarlar öncekilerden daha küçük olmakla kalmıyor, aynı zamanda daha ucuza mal oluyor.
  • I thought online shopping would be much cheaper than shopping malls.
  • Online alışverişin alışveriş merkezlerinden çok daha ucuza geleceğini düşünmüştüm.
Show More (272)
cheap ucuza adv.
  • A new iPhone won't come cheap.
  • Yeni bir iPhone ucuza mal olmaz.
  • I bought it cheap from a Belgian Kazakhstan arms dealer on the black market.
  • Bunu karaborsada Kazakistanlı Belçikalı bir silah tüccarından ucuza aldım.
  • Tom told me about a place where I could eat for cheap.
  • Tom bana ucuza yemek yiyebileceğim bir yer söyledi.
Show More (9)
cheap rezil adj.
  • He felt cheap and goofy, like a naughty child caught stealing.
  • Kendini hırsızlık yaparken yakalanmış yaramaz bir çocuk gibi rezil ve aptal hissediyordu.
Show More (-2)
cheap pinti adj.
  • Sam is too cheap to take a cab.
  • Sam taksi tutmayacak kadar pintidir.
Show More (-2)
cheap kalitesiz adj.
  • I have to admit these bracelets look cheap to me.
  • Bu bileziklerin bana kalitesiz göründüğünü itiraf etmeliyim.
Show More (-2)
cheap bayağı adj.
  • Sometimes, Kolby's jokes can be extremely cheap.
  • Kolby'nin esprileri bazen aşırı bayağı olabiliyor.
Show More (-2)
cheap değersiz adj.
  • He's cheap.
  • O değersiz.
Show More (-2)
cheap adi adj.
  • He behaved in a cheap manner.
  • O, adi davranış sergiledi.
Show More (-2)