| 1 |
considerate |
düşünceli |
adj. |
|
- It is very considerate of you to refer to Article 308.
- Madde 308'e atıfta bulunmanız çok düşünceli bir davranış.
- He was considerate, courteous and thorough.
- Düşünceli, nazik ve titizdi.
- Tom was so considerate.
- Tom çok düşünceliydi.
- He is a considerate father.
- O, düşünceli bir babadır.
- That was considerate.
- O düşünceliydi.
- Tom is very considerate.
- Tom çok düşünceli.
- Tom is very considerate, isn't he?
- Tom çok düşünceli, değil mi?
- Not everyone is as considerate as you are.
- Herkes senin kadar düşünceli değil.
- You're considerate.
- Sen düşüncelisin.
- She is considerate of others.
- Başkalarına karşı düşünceli.
- You were considerate not to disturb us.
- Bizi rahatsız etmemek için düşünceli davrandınız.
- I think Tom is considerate.
- Tom'un düşünceli olduğunu düşünüyorum.
- Not everyone is as considerate as you.
- Herkes senin kadar düşünceli değil.
- He has always been very considerate and caring.
- O her zaman çok düşünceli ve özenli oldu.
- I try my best to be considerate.
- Düşünceli olmak için elimden geleni yapıyorum.
- I think Tom is considerate.
- Bence Tom düşünceli.
- That's very considerate of you.
- Çok düşüncelisin.
- Tom is considerate, isn't he?
- Tom düşünceli, değil mi?
- You're very considerate.
- Çok düşüncelisin.
- You're very considerate.
- Sen çok düşüncelisin.
- Tom was considerate.
- Tom düşünceliydi.
- Tom is considerate.
- Tom düşüncelidir.
- They were very considerate.
- Çok düşünceliydiler.
- Tom is considerate.
- Tom düşünceli.
- He is a considerate father.
- O düşünceli bir baba.
- Tom didn't seem to be as considerate as Mary seemed to be.
- Tom, Mary kadar düşünceli görünmüyordu.
- He has always been very considerate and caring.
- Her zaman çok düşünceli ve şefkatli olmuştur.
- That was considerate.
- Düşünceliydi.
- Why can't you be more considerate?
- Neden daha düşünceli olamıyorsun?
- That was very considerate of Tom.
- Tom çok düşünceli davrandı.
- Tom is quite considerate.
- Tom oldukça düşünceli.
Show More (28)
|
| 2 |
considerate |
saygılı |
adj. |
|
- Doris is considerate of everybody's feelings.
- Doris, herkesin hislerine karşı saygılı.
- You should be more considerate of your parents.
- Ebeveynlerine karşı daha saygılı olmalısın.
- We should be considerate to the old.
- Yaşlılara karşı saygılı olmalıyız.
- I try my best to be considerate.
- Saygılı olmak için elimden geleni yapıyorum.
- Doris is considerate of everybody's feelings.
- Doris herkesin duygularına saygılıdır.
- You should be more considerate of your parents.
- Anne babana daha saygılı olmalısın.
Show More (3)
|
| 3 |
considerate |
hürmetkar |
adj. |
|
- Tom is very considerate.
- Tom çok hürmetkar.
- Tom is very considerate, isn't he?
- Tom çok hürmetkar, değil mi?
- Not everyone is as considerate as you.
- Herkes senin kadar hürmetkar değil.
Show More (0)
|
| 4 |
considerate |
anlayışlı |
adj. |
|
- She is considerate of others.
- O başkalarına karşı anlayışlıdır.
Show More (-2)
|
