| 1 |
construction |
inşaat |
n. |
|
- It is not only the construction industry that suffers from accidents every day of the week.
- Haftanın her günü kazalardan muzdarip olan sadece inşaat sektörü değildir.
- I have been told that big construction companies are now having to be called in.
- Büyük inşaat şirketlerinin artık çağrılmak zorunda olduğu söylendi.
- Obviously, all machinery used in the construction sector is included.
- Açıkçası inşaat sektöründe kullanılan tüm makineler dahildir.
- It is a mistake, however, to extend this to non-road mobile machinery, for example, tractors and construction equipment.
- Ancak bunu, traktörler ve inşaat ekipmanları gibi kara yolu dışı mobil makinelere genişletmek bir hatadır.
- No one could think that this directive imposes constraints and an excessive burden on the construction sector.
- Hiç kimse bu direktifin inşaat sektörüne kısıtlamalar ve aşırı bir yük getirdiğini düşünemez.
- I have been told that big construction companies are now having to be called in.
- Bana büyük inşaat şirketlerinin çağrılmak zorunda kaldığı söylendi.
- A total of EUR 1 730 000 000 of European taxpayers' money is to be spent on development, validation and construction.
- Geliştirme, doğrulama ve inşaat için Avrupa vergi mükelleflerinin parasından toplam 1 730 000 000 Avro harcanacaktır.
- While it is mainly used in activities connected to construction, its use is not exclusive to that economic activity.
- Ağırlıklı olarak inşaatla bağlantılı faaliyetlerde kullanılsa da, kullanımı bu ekonomik faaliyete münhasır değildir.
- Given the current situation, we cannot continue to grant premiums for new constructions in the shipbuilding industry.
- Mevcut durum göz önüne alındığında, gemi inşa sanayinde yeni inşaatlar için prim vermeye devam edemeyiz.
- Layla was running a construction company.
- Leyla bir inşaat şirketi yürütüyordu.
- The construction blocked the entrance to the street.
- İnşaat sokağın girişini kapattı.
- When will the construction be finished?
- İnşaat ne zaman bitirilecek?
- My house is under construction.
- Benim evim inşaat halinde.
- Our school's gym is under construction now.
- Okulumuzun spor salonu şu anda inşaat halinde.
- The library is now under construction.
- Kütüphane şu anda inşaat halinde.
- The construction crews worked around the clock.
- İnşaat ekibi gece gündüz çalıştı.
- The villagers were displaced by the construction of a dam.
- Köylüler, bir baraj inşaatı yüzünden yerlerinden oldular.
- The construction crews worked around the clock.
- inşaat ekipleri gece gündüz çalıştı.
- Mum, a mere woman surrounded by men, works in a construction company as a site foreman.
- Etrafı erkeklerle çevrili sıradan bir kadın olan annem, bir inşaat şirketinde şantiye şefi olarak çalışıyor.
- Construction is already underway.
- İnşaat çoktan başladı.
- Tom works in construction.
- Tom inşaatta çalışır.
- Construction started on October 20, 2013.
- İnşaat 20 Ekim 2013 tarihinde başladı.
- The villagers were displaced by the construction of a dam.
- Köylüler, bir baraj inşaatı nedeniyle yerinden edildi.
- Construction has fallen behind schedule.
- İnşaat, programın gerisinde kaldı.
- The road is under construction.
- Yol inşaat halinde.
- People severely criticized the Eiffel Tower during its construction.
- İnsanlar, inşaatı sırasında Eyfel Kulesi'ni şiddetle eleştirdiler.
- Construction began in 2013.
- İnşaat 2013'te başladı.
- My house is under construction.
- Evim inşaat halinde.
- The construction trucks are noisy.
- İnşaat kamyonları çok gürültülü.
- This is one of Boston's most respected construction companies.
- Boston'un en saygın inşaat şirketlerinden biri.
- The house is now under construction.
- Ev şu anda inşaat halinde.
- Tom works construction.
- Tom inşaatta çalışır.
- They have old construction equipment.
- Onların eski inşaat ekipmanları var.
- Tom works in construction.
- Tom inşaatta çalışıyor.
- The construction of the building will be started next year.
- Binanın inşaatı önümüzdeki yıl başlayacaktır.
- The construction of a highway will contribute to the growth of the suburbs.
- Otoyol inşaatı banliyölerin büyümesine katkıda bulunacaktır.
- Construction started on October 20, 2013.
- İnşaat 20 Ekim 2013'te başladı.
- Steel is a widely-used material in civil construction.
- Çelik, inşaatlarda yaygın olarak kullanılan bir malzemedir.
- I'll have to get a construction permit.
- İnşaat izni almam gerekecek.
- He worked for a construction company there.
- Orada bir inşaat şirketinde çalıştı.
- At that time, my house was under construction.
- O zamanlar evim inşaat halindeydi.
- How is the construction going?
- İnşaat nasıl gidiyor?
- The construction blocked the entrance to the street.
- İnşaat, caddeye girişi engelledi.
- Major construction is continuing.
- Büyük inşaat devam ediyor.
- The construction trucks are noisy.
- İnşaat kamyonları gürültülü.
- A lot of construction is going on these days.
- Bugünlerde çok fazla inşaat var.
- He worked for a construction company there.
- Orada bir inşaat şirketi için çalışıyor.
- This is one of Boston's most respected construction companies.
- Bu, Boston'un en saygın inşaat şirketlerinden biridir.
- The construction team will have to work through the night to finish the job on time.
- İnşaat ekibi işi zamanında bitirmek için gece boyunca çalışmak zorunda kalacak.
- The construction could take months.
- İnşaat aylar sürebilir.
- When will the construction be finished?
- İnşaat ne zaman bitecek?
- Construction began in October.
- İnşaat Ekim ayında başladı.
- Layla was running a construction company.
- Leyla bir inşaat şirketini yönetiyordu.
- Construction could begin in October.
- İnşaat Ekim'de başlayabilir.
- The rightmost lane is now under construction.
- En sağdaki şerit şu anda inşaat halinde.
- Construction should start in October.
- İnşaat Ekim'de başlayacak.
- Our new school building is under construction.
- Yeni okul binamız inşaat halinde.
- The new station building is under construction and will be completed soon.
- Yeni istasyon binası inşaat halinde ve yakında tamamlanacak.
- Construction started in October.
- İnşaat Ekim'de başladı.
- Tom worked for a construction company in Boston.
- Tom Boston'da bir inşaat şirketinde çalışıyordu.
- We're sorry that the pace of construction is not sufficient to address the great demand for apartments.
- İnşaat hızı, dairelere olan büyük talebi karşılamak için yeterli olmadığı için üzgünüz.
- The construction of the hospital is about to end.
- Hastane inşaatı bitmek üzere.
- The construction of the building will be started next year.
- Binanın inşaatına gelecek yıl başlanacak.
- This huge dam is an incredible fit of construction.
- Bu devasa baraj inanılmaz bir inşaat.
- Layla was running a construction company.
- Layla bir inşaat şirketi işletiyordu.
- Construction has fallen behind schedule.
- İnşaat, planın gerisine düştü.
- This huge dam is an incredible fit of construction.
- Bu büyük baraj, inşaatın inanılmaz bir uyumudur.
- Tom works construction.
- Tom inşaatta çalışıyor.
- Construction began in 2013.
- İnşaat 2013 yılında başladı.
- An extension is currently under construction.
- Şu anda bir genişletme inşaatı devam ediyor.
- Westbound traffic won't be affected by the construction.
- Batı yönündeki trafik inşaattan etkilenmeyecektir.
- They have old construction equipment.
- Eski inşaat ekipmanları var.
Show More (69)
|
| 2 |
construction |
inşa |
n. |
|
- The construction of the longest ship ever took five years.
- Şimdiye kadarki en uzun geminin inşası beş yıl sürdü.
- She put a lot of effort into the construction of her theory.
- Teorisinin inşası konusunda çok çaba sarf etti.
- I am pleased to speak in this debate dealing with a key proposal for the process of European construction.
- Avrupa'nın inşa sürecine ilişkin önemli bir önerinin ele alındığı bu tartışmada konuşmaktan memnuniyet duyuyorum.
- We are dealing with European territorial construction.
- Avrupa'nın bölgesel inşası ile ilgileniyoruz.
- This is none other than the construction of an "Iron Silk Road", directly linking Korea with Europe by land.
- Bu, Kore ile Avrupa'yı karadan doğrudan birbirine bağlayacak bir "Demir İpek Yolu" inşasından başka bir şey değildir.
- What steps has the Commission taken to try to persuade the Portuguese authorities to stop construction of this dam?
- Komisyon Portekiz makamlarını bu barajın inşasını durdurmaya ikna etmek için ne gibi adımlar attı?
- This is furthermore the right time to encourage citizens’ participation in the construction of the European Union.
- Ayrıca bu, vatandaşların Avrupa Birliği'nin inşasına katılımını teşvik etmek için doğru zamandır.
- This courageous stance turns a new page in the construction of Europe.
- Bu cesur duruş Avrupa'nın inşasında yeni bir sayfa açıyor.
- Construction of this type of ship was halted at the time because the risk of rusting was especially high.
- Paslanma riski özellikle yüksek olduğu için bu tip gemilerin inşası o dönemde durdurulmuştur.
- That is the cornerstone of European construction.
- Bu Avrupa inşasının temel taşıdır.
- Both ideas are starting points, hinges, upon which the construction of CFP reform rests.
- Her iki fikir de OBP reformunun inşasının dayandığı başlangıç noktaları, menteşelerdir.
- Fusion is part of it, which is why construction of ITER should begin as a matter of urgency.
- Füzyon bunun bir parçasıdır, bu nedenle ITER'in inşasına acilen başlanmalıdır.
- The construction of this project will provide 2,000 jobs.
- Bu projenin inşası 2,000 kişiye iş imkanı sağlayacak.
- The construction of the dam created an artificial lake that destroyed a whole ecosystem.
- Barajın inşası yapay bir göl yaratarak bütün bir ekosistemi yok etti.
Show More (11)
|
| 3 |
construction |
yapı |
n. |
|
- I'm currently studying the greatest constructions of gothic architecture.
- Şu anda gotik mimarinin en büyük yapılarını inceliyorum.
- There is talk of a ‘Common Space’, but with no common construction.
- Bir 'Ortak Alan'dan söz ediliyor ama ortak bir yapıdan söz edilmiyor.
- There is talk of a ‘Common Space’, but with no common construction.
- Bir "Ortak Alan"dan söz ediliyor ama ortak bir yapıdan söz edilmiyor.
- The current situation is a test of how sound the euro construction really is.
- Mevcut durum, avro yapısının gerçekten ne kadar sağlam olduğunun bir testidir.
- However, there will be no common area without common construction.
- Ancak ortak yapı olmadan ortak alan olmaz.
- This grammatical construction is no longer in use.
- Bu dilbilgisel yapı artık kullanılmıyor.
- People severely criticized the Eiffel Tower during its construction.
- İnsanlar yapımı sırasında Eyfel Kulesi'ni ciddi şekilde eleştirdi.
- This is an archaic grammatical construction.
- Bu arkaik bir gramer yapısıdır.
- I would like to know more about the technology which was used in the construction of the Egyptian pyramids.
- Mısır piramitlerinin yapımında kullanılan teknoloji hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorum.
- This grammatical construction is archaic.
- Bu gramer yapısı arkaiktir.
- I would like to know more about the technology which was used in the construction of the Egyptian pyramids.
- Mısır piramitlerinin yapımında kullanılan teknoloji hakkında daha fazla bilgi edinmek isterim.
- Construction materials are very expensive at this time.
- Yapı malzemeleri bu sıralar çok pahalı.
- This grammatical construction is no longer in use.
- Bu gramer yapısı artık kullanılmıyor.
Show More (10)
|
| 4 |
construction |
inşa etme |
n. |
|
- Our construction of Europe is based on right, rather than might.
- Avrupa'yı inşa ederken gücümüzü değil hakkımızı esas alıyoruz.
- Of course, we do not accept the construction of a wall separating the two countries.
- Elbette iki ülkeyi birbirinden ayıran bir duvarın inşa edilmesini kabul etmiyoruz.
- Our construction of Europe is based on right rather than might.
- Avrupa'yı inşa ederken gücümüzü değil, hakkımızı esas alıyoruz.
- The French abandoned the project of the construction of the Panama Canal in 1889.
- Fransızlar 1889'da Panama Kanalı'nı inşa etme projesinden vazgeçtiler.
- A new school building is under construction.
- Yeni bir okul binası inşa ediliyor.
Show More (2)
|
| 5 |
construction |
cümle yapısı |
n. |
|
- The author uses complex grammatical constructions in her work.
- Yazar eserinde karmaşık cümle yapıları kullanıyor.
Show More (-2)
|
| 6 |
construction |
tertibat |
n. |
|
- The electrical system requires careful construction.
- Elektrik sistemi dikkatli bir tertibat gerektiriyor.
Show More (-2)
|
| 7 |
construction |
yapılış şekli |
n. |
|
- The tiny house we're making is mostly wooden in construction.
- Yaptığımız küçük ev yapılışı itibariyle çoğunlukla ahşaptır.
Show More (-2)
|
| 8 |
construction |
yapım |
n. |
|
- This road is closed to traffic for construction work.
- Bu yol, yapım çalışmaları için trafiğe kapalıdır.
Show More (-2)
|
