destabilising - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
destabilising istikrarı bozucu adj.
  • There are so many destabilising forces!
  • İstikrarı bozan çok fazla güç var!
  • Only thus can we avoid destabilising the Agency and ensure that it can work efficiently.
  • Ancak bu şekilde Kurumun istikrarını bozmaktan kaçınabilir ve verimli çalışmasını sağlayabiliriz.
  • The topic of this meeting should be a joint position on Iraq's persistent, destabilising international role.
  • Bu toplantının konusu Irak'ın ısrarlı ve istikrarı bozucu uluslararası rolüne ilişkin ortak bir tutum olmalıdır.
Show More (3)