| 1 |
dilute |
sulandırılmak |
v. |
|
- In this way, the concept of human rights is diluted, watered down and devalued, which is pretty serious.
- Bu şekilde insan hakları kavramı sulandırılmakta ve değersizleştirilmektedir ki bu oldukça vahim bir durumdur.
- In this way, the concept of human rights is diluted, watered down and devalued, which is pretty serious.
- Bu şekilde insan hakları kavramı sulandırılmakta ve değersizleştirilmektedir ki bu oldukça ciddi bir durumdur.
Show More (-1)
|
| 2 |
dilute |
sulandırmak |
v. |
|
- Laying down legal criteria for recognition dilutes democracy and infantilises the voter.
- Tanınma için yasal kriterler koymak demokrasiyi sulandırır ve seçmeni çocuklaştırır.
- It would be an act of cynicism for Member States to dilute these proposals further.
- Üye Devletlerin bu önerileri daha da sulandırması bir kinizm eylemi olacaktır.
Show More (-1)
|
| 3 |
dilute |
seyreltmek |
v. |
|
- Can I use this solvent to dilute my sample?
- Örneğimi seyreltmek için bu çözücüyü kullanabilir miyim?
- How many liters of water did you use to dilute the acid in the test tube?
- Test tüpündeki asidi seyreltmek için kaç litre su kullandınız?
Show More (-1)
|
| 4 |
dilute |
etkisini azaltmak |
v. |
|
- We recognise that there may well be some Member States that will try to dilute its impact.
- Bunun etkisini azaltmaya çalışacak bazı Üye Devletler olabileceğinin farkındayız.
Show More (-2)
|
| 5 |
dilute |
hafifletmek |
v. |
|
- It would be an act of cynicism for Member States to dilute these proposals further.
- Üye Devletlerin bu önerileri daha da hafifletmesi alaycı bir davranış olacaktır.
Show More (-2)
|
