|
- They are all tarred with the same dirty brush!
- Hepsi aynı kirli fırçayla katrana bulandı!
- Will we find, due to the application of this Regulation, some recently built dirty vessels with double hulls?
- Bu Tüzüğün uygulanması nedeniyle yeni inşa edilmiş çift gövdeli bazı kirli gemiler bulacak mıyız?
- There is a popular saying that politics is a dirty business.
- Siyasetin kirli bir iş olduğuna dair popüler bir söz vardır.
- On Monday, I mentioned the victims of the Spanish dirty war.
- Pazartesi günü İspanya'daki kirli savaşın kurbanlarından bahsetmiştim.
- Politics is not a dirty business; it is actually a most enjoyable occupation!
- Siyaset kirli bir iş değildir; aslında çok zevkli bir uğraştır!
- On Monday I mentioned the victims of the Spanish dirty war.
- Pazartesi günü İspanya'daki kirli savaşın kurbanlarından bahsetmiştim.
- What is a dirty vessel?
- Kirli gemi nedir?
- A dirty war on the part of the Russians, but also on the part of the Chechen rebels.
- Ruslar ve aynı zamanda Çeçen isyancılar açısından kirli bir savaş.
- In the Netherlands relatively clean power stations have been shut down to enable dirty electricity to be imported.
- Hollanda'da kirli elektriğin ithal edilebilmesi için nispeten temiz enerji santralleri kapatılmıştır.
- Nothing ticked off my mom more than having people come into the house with dirty shoes.
- İnsanların eve kirli ayakkabılarla girmesi kadar annemi kızdıran başka bir şey yoktur.
- Everything looks dirty.
- Her şey kirli görünüyor.
- The room is very dirty.
- Oda çok kirli.
- Don't touch this with your dirty hands.
- Buna kirli ellerinle dokunma.
- The window in my room is dirty.
- Odamdaki pencere kirli.
- Tom's clothes are dirty.
- Tom'un giysileri kirli.
- Politics is dirty.
- Siyaset kirlidir.
- Beth won't let Chris kiss her because he's very dirty.
- Beth, Chris'in onu öpmesine izin vermiyor çünkü Chris çok kirli.
- The plates are dirty.
- Tabaklar kirli.
- They were both dirty.
- İkisi de kirliydi.
- That teapot's pretty dirty.
- Bu çaydanlık oldukça kirli.
- The shirt is dirty.
- Gömlek kirli.
- Your feet are dirty.
- Ayaklarınız kirli.
- Politics is a dirty business.
- Politika kirli bir iştir.
- Your feet are dirty.
- Ayakların kirli.
- These dirty clothes could be a new piece of evidence to prove his innocence.
- Bu kirli giysiler onun suçsuzluğunu kanıtlayacak yeni bir kanıt parçası olabilirdi.
- His blue coat was dirty and wrinkled.
- Mavi ceketi kirli ve buruşuktu.
- Please clean the dirty floor.
- Lütfen kirli zemini temizleyin.
- She likes dogs so much that even in the desert she feeds dirty dogs.
- Köpekleri o kadar çok seviyor ki çölde bile kirli köpekleri besliyor.
- Tom's dirty clothes are on the floor.
- Tom'un kirli giysileri yerde.
- He'd used the dirty brush to paint the wall green, and he did not clean it afterwards.
- Duvarı yeşile boyamak için kirli fırçayı kullanmış ve daha sonra temizlememişti.
- She has a dirty face.
- Onun kirli bir yüzü var.
- Censorship feeds the dirty mind more than the four-letter word itself.
- Sansür, kirli zihni dört harfli kelimenin kendisinden daha çok besler.
- Tom's hair looks dirty.
- Tom'un saçı kirli görünüyor.
- Tom's shirt is really dirty.
- Tom'un gömleği çok kirli.
- We must wash all these dirty plates.
- Bütün bu kirli tabakları yıkamalıyız.
- These clothes are dirty and need to be washed.
- Bu giysiler kirli ve yıkanması gerekiyor.
- I was dirty when I got home.
- Eve geldiğimde kirliydim.
- Look, my dog is not as dirty as yours.
- Bak, benim köpeğim sizinki kadar kirli değil.
- These pants are dirty.
- Bu pantolon kirli.
- The ocean is dirty.
- Okyanus kirli.
- Both Tom and Mary were dirty.
- Tom da Mary de kirliydi.
- I felt dirty and ashamed.
- Kendimi kirli ve utanmış hissettim.
- You're really dirty.
- Gerçekten kirlisin.
- These clothes are dirty and need washing.
- Bu elbiseler kirli ve yıkanmaya ihtiyacı var.
- She likes dogs so much that even in the desert she feeds dirty dogs.
- O, köpekleri o kadar çok sever ki çölde bile kirli köpekleri besler.
- Beth won't let Chris kiss her because he's very dirty.
- Beth üstü başı çok kirli olduğu için Chris'in onu öpmesine izin vermiyor.
- Never rub the eyes when the hands are dirty.
- Ellerin kirliyken asla gözlerini ovma.
- Bring me a clean plate and take the dirty one away.
- Bana temiz bir tabak getir ve kirli olanı götür.
- Sexy is a dirty word.
- Seksi kirli bir kelimedir.
- The floor is dirty.
- Yerler kirli.
- The dress shirt is dirty.
- Elbise gömleği kirli.
- My car's dirty.
- Benim arabam kirli.
- Why is the table dirty?
- Tablo neden kirli?
- Tom stripped off his dirty clothes and threw them into the washing machine.
- Tom kirli giysilerini çıkardı ve çamaşır makinesine attı.
- I saw a dirty dog enter the garden.
- Bahçeye kirli bir köpeğin girdiğini gördüm.
- Tom's car is dirty.
- Tom'un arabası kirli.
- Dirty drinking water can cause sickness.
- Kirli içme suyu hastalığa neden olabilir.
- It seems that the policeman in this TV series is a dirty cop who abuses his authority.
- Görünüşe göre bu dizideki polis, otoritesini kötüye kullanan kirli bir polis.
- My bra is dirty.
- Benim sütyenim kirli.
- They were dirty.
- Onlar kirliydi.
- Both Tom and Mary were dirty.
- Hem Tom hem de Mary kirliydi.
- I was dirty when I got home.
- Eve döndüğümde kirliydim.
- It makes me feel dirty.
- Bu beni kirli hissettiriyor.
- Look, my house is not as dirty as yours.
- Bak, benim evim sizinki kadar kirli değil.
- My hands are dirty.
- Benim ellerim kirli.
- My shirt is dirty.
- Benim gömleğim kirli.
- I know Tom is dirty.
- Tom'un kirli olduğunu biliyorum.
- My clothes are dirty.
- Elbiselerim kirli.
- My bra is dirty.
- Sütyenim kirli.
- These windows are dirty.
- Bu pencereler kirli.
- I didn't think Tom would be so dirty.
- Tom'un bu kadar kirli olacağını düşünmemiştim.
- They love to be in a dirty environment.
- Kirli bir ortamda olmayı severler.
- These clothes are dirty and need to be washed.
- Bu giysiler kirli ve yıkanması gerekir.
- Mom is washing the dog because he's dirty.
- O kirli olduğu için annem köpeği yıkıyor.
- Tom and Mary were both dirty.
- Tom da Mary de kirliydi.
- This clothing is dirty and needs to be washed.
- Bu elbise kirli ve yıkanması gerekiyor.
- The towels are dirty.
- Havlular kirli.
- My hands were dirty.
- Ellerim kirliydi.
- The floor is dirty.
- Zemin kirli.
- Look, my house is not as dirty as yours.
- Bak, benim evim seninki kadar kirli değil.
- Mary doesn't like it when Tom leaves his dirty clothes on the floor.
- Tom kirli giysilerini yere bıraktığında Mary bundan hoşlanmaz.
- I will shower now, because I am dirty.
- Şimdi duş alacağım, çünkü kirliyim.
- Your hair looks dirty.
- Saçın kirli görünüyor.
- Tom hadn't washed clothes in a long time, so he searched through his dirty clothes to see if there was something clean enough to wear.
- Tom uzun zamandır kıyafet yıkamamıştı, bu yüzden giyecek kadar temiz bir şey olup olmadığını görmek için kirli kıyafetlerini aradı.
- Never rub the eyes when the hands are dirty.
- Eller kirliyken asla gözleri ovuşturmayın.
- Those trousers are dirty.
- O pantolonlar kirli.
- Why is the table dirty?
- Masa neden kirli?
- Your clothes are dirty.
- Senin giysilerin kirli.
- The mirror is very dirty.
- Ayna çok kirli.
- Their feet are dirty.
- Ayakları kirli.
- This place is very dirty.
- Bu yer çok kirli.
- His hands are dirty.
- Elleri kirli.
- His blue coat was dirty and wrinkled.
- Mavi ceketi kirli ve kırışıktı.
- Tom's hair is always greasy and dirty.
- Tom'un saçları her zaman yağlı ve kirli.
- Bring me a clean plate and take the dirty one away.
- Bana temiz bir tabak getir ve bu kirli tabağı alıp götür.
- Tom was dirty.
- Tom kirliydi.
- Both Tom and Mary are dirty.
- Hem Tom hem de Mary kirli.
- The dirty clothes left a foul odor in the air of the locker room.
- Kirli giysiler soyunma odasının havasında kötü bir koku bırakıyordu.
- Tom wrote his name on every dirty car windshield in the parking lot.
- Tom park yerindeki her kirli arabanın ön camına adını yazdı.
- Your room is dirty.
- Odanız kirli.
- Is it proper to enter a mosque wearing dirty socks?
- Bir camiye kirli çoraplarla girmek doğru mudur?
- Tom put his dirty clothes in the laundry basket.
- Tom kirli çamaşırlarını çamaşır sepetine koydu.
- That teapot's pretty dirty.
- O çaydanlık oldukça kirli.
- The bathroom is dirty.
- Banyo kirli.
- Sami revealed his dirty little secret.
- Sami küçük kirli sırrını açıkladı.
- I'm washing my hands because they're dirty.
- Ellerimi yıkıyorum çünkü kirliler.
- These houses were dark and dirty.
- Bu evler karanlık ve kirliydi.
- My shoes are dirty.
- Ayakkabılarım kirli.
- My room is dirty.
- Benim odam kirli.
- Everything in the room was dirty.
- Odadaki her şey kirliydi.
- These trousers are dirty.
- Bu pantolon kirli.
- My face was dirty.
- Yüzüm kirliydi.
- The dirty boy turned out to be a prince in disguise.
- Kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.
- Those trousers are dirty.
- Bu pantolonlar kirli.
- The roads are dirty.
- Yollar kirli.
- I found the river dirty.
- Nehri kirli buldum.
- Mom is washing the dog because he's dirty.
- Annem köpeği yıkıyor çünkü o kirli.
- I felt dirty and ashamed.
- Kirli ve mahcup hissettim.
- I can put up with a house being untidy, but I don't like it to be dirty.
- Bir evin dağınık olmasına katlanabilirim ama kirli olmasından hoşlanmam.
- I saw the dirty dog go into the yard.
- Kirli köpeğin avluya gittiğini gördüm.
- The water is really dirty.
- Su gerçekten kirli.
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
- Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali kirliyse, kaset oyun konsoluna yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- Mary can't abide Tom leaving his dirty clothes on the floor.
- Mary, Tom'un kirli giysilerini yere bırakmasına tahammül edemiyor.
- This fork is dirty.
- Bu çatal kirli.
- Do not drink the water in the dirty glass!
- Kirli bardaktaki suyu içmeyin!
- The knife is dirty.
- Bıçak kirli.
- Tom's socks are dirty.
- Tom'un çorapları kirli.
- My room is dirty.
- Odam kirli.
- Tom's shirt is dirty.
- Tom'un gömleği kirli.
- I washed my hands because they were dirty.
- Ellerimi yıkadım çünkü kirliydiler.
- Your collar is dirty.
- Senin yakan kirli.
- The sheets are dirty.
- Çarşaflar kirli.
- This glass is dirty.
- Bu bardak kirli.
- I cleaned the windows in the spring but they're dirty again.
- İlkbaharda camları temizledim ama yine kirliler.
- Tom wrote something on the dirty window.
- Tom kirli cama bir şeyler yazmış.
- Tom wiped his hands on the dirty towel.
- Tom ellerini kirli havluya sildi.
- They were not dirty!
- Onlar kirli değildiler!
- The plate is dirty.
- Tabak kirli.
- The smell of dirty socks makes me want to throw up.
- Kirli çorap kokusu kusma isteği uyandırıyor.
- Your shoes are dirty.
- Kunduraların kirli.
- She has a dirty face.
- Kirli bir yüzü var.
- Both Tom and Mary are dirty.
- Tom da Mary de kirli.
- I wash my hands because they're dirty.
- Ellerimi yıkıyorum çünkü kirliler.
- The fork is dirty.
- Çatal kirli.
- Your shoes are dirty.
- Ayakkabıların kirli.
- Because he is dirty and wet.
- Çünkü kirli ve ıslak.
- My clothes are dirty.
- Giysilerim kirli.
- Tom's dirty clothes are on the floor.
- Tom'un kirli kıyafetleri yerde.
- The window in my room is dirty.
- Odamın camı kirli.
- Tom looked dirty.
- Tom kirli görünüyordu.
- The entrance to the toilet is very dirty.
- Tuvaletin girişi çok kirli.
- I saw a dirty dog coming into the garden.
- Bahçeye giren kirli bir köpek gördüm.
- His feet are dirty.
- Onun ayakları kirli.
- Politics is a dirty business.
- Politika kirli bir iş.
- She put the dirty dishes in the sink.
- Kirli tabakları lavaboya koydu.
- These houses were dark and dirty.
- Bu evler karanlık ve kirli.
- Tom's clothes are dirty.
- Tom'un kıyafetleri kirli.
- I wash my hands because they're dirty.
- Kirli oldukları için ellerimi yıkıyorum.
- These clothes are dirty and need washing.
- Bu kıyafetler kirli ve yıkanması gerekiyor.
- Tom has dirty hands.
- Tom'un kirli elleri var.
- Who wants to wash my dirty car?
- Kim benim kirli arabamı yıkamak ister?
- The hotel that I stay in is dirty.
- Kaldığım otel kirli.
- The little fridge is dirty.
- Küçük buzdolabı kirli.
- Tom always leaves his bicycle dirty.
- Tom bisikletini her zaman kirli bırakır.
- Tom put his dirty clothes in the laundry basket.
- Tom kirli çamaşırlarını kirli sepetine attı.
- He told me about an old school behind a high wall in a dirty street.
- Bana kirli bir sokakta yüksek bir duvarın arkasındaki eski bir okuldan bahsetti.
- This clothing is dirty and needs to be washed.
- Bu giysi kirli ve yıkanmalıdır.
- My hands are dirty.
- Ellerim kirli.
- Don't touch this with your dirty hands.
- Kirli ellerinizle buna dokunmayın.
- We know about Tom's dirty tricks.
- Tom'un kirli oyunlarını biliyoruz.
- Your pants are dirty.
- Pantolonun kirli.
- I saw a dirty dog coming into the garden.
- Bahçeye gelen kirli bir köpek gördüm.
- The towels in the bathroom are dirty.
- Banyodaki havlular kirli.
- She washed her dirty hands before the meal.
- Yemekten önce kirli ellerini yıkadı.
- My house is dirty.
- Evim kirli.
- The hat was dirty around the top.
- Şapkanın üst kısmı kirliydi.
- Please clean the dirty floor.
- Lütfen kirli zemini temizle.
- These dirty clothes could be a new piece of evidence to prove his innocence.
- Bu kirli giysiler onun masumiyetini kanıtlamak için yeni bir delil olabilir.
- The bathtub is dirty.
- Küvet kirli.
- I found the river dirty.
- Ben nehri kirli buldum.
- The dirty clothes left a foul odor in the air of the locker room.
- Kirli giysiler soyunma odasının havasında iğrenç bir koku bıraktı.
- Tom stripped off his dirty clothes and threw them into the washing machine.
- Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları çamaşır makinesine attı.
- They were dirty.
- Kirliydiler.
- He doesn't care if his car is dirty.
- Arabasının kirli olmasını umursamaz.
- Tom is dirty, isn't he?
- Tom kirli, değil mi?
- My hair is so dirty!
- Saçım çok kirli!
- My shirt is dirty.
- Gömleğim kirli.
- The car is dirty.
- Araba kirli.
- I am washing my hands because I have dirty hands.
- Kirli ellerim olduğu için ellerimi yıkıyorum.
- My socks are dirty.
- Çoraplarım kirli.
- Mary gets upset when Tom leaves his dirty clothes on the floor.
- Tom kirli kıyafetlerini yerde bıraktığında Mary üzülüyor.
- The floor is so dirty that It requires washing.
- Zemin o kadar kirli ki yıkanması gerekir.
- Tom's room is dirty.
- Tom'un odası kirli.
- Because he is dirty and wet.
- Çünkü o, kirli ve ıslak.
- Mary can't abide Tom leaving his dirty clothes on the floor.
- Mary, Tom'un kirli kıyafetlerini yerde bırakmasına tahammül edemiyor.
- Tom's shirt is really dirty.
- Tom'un gömleği gerçekten kirli.
- Her hands are dirty.
- Onun elleri kirli.
- This room's toilet is dirty.
- Bu odanın tuvaleti kirli.
- I have found your dirty little secret.
- Senin küçük kirli sırrını buldum.
- Mary gets upset when Tom leaves his dirty clothes on the floor.
- Tom kirli giysilerini yere bıraktığında Mary üzülür.
- They were not dirty!
- Kirli değillerdi!
- The floor is so dirty that It requires washing.
- Zemin o kadar kirli ki yıkanması gerekiyor.
- Tom put his dirty clothes in the laundry basket.
- Tom kirli giysilerini çamaşır sepetine koydu.
- You sure are dirty.
- Çok kirlisin.
- Tom isn't as dirty as I am.
- Tom benim kadar kirli değil.
- Tom's car is always dirty.
- Tom'un arabası hep kirli.
- This is Tom's dirty little secret.
- Bu Tom'un küçük kirli sırrı.
- She washed her dirty hands before the meal.
- O, yemekten önce kirli ellerini yıkadı.
- I have found your dirty little secret.
- Ben senin kirli küçük sırrını buldum.
- Look, my dog is not as dirty as yours.
- Bak, benim köpeğim seninki kadar kirli değil.
- Your collar is dirty.
- Yakan kirli.
- Is this glass dirty?
- Bu bardak kirli mi?
- Don't handle my books with dirty hands.
- Kitaplarımı kirli ellerle tutmayın.
- The refrigerator is dirty.
- Buzdolabı kirli.
- Is this glass dirty?
- Bu cam kirli mi?
- Everything was dirty.
- Her şey kirliydi.
- Tom carried the dirty dishes into the kitchen.
- Tom kirli tabakları mutfağa taşıdı.
- Her hands are dirty.
- Onun da elleri kirli.
- Tom's car's dirty.
- Tom'un arabası kirli.
- This is Tom's dirty little secret.
- Bu, Tom'un küçük kirli sırrı.
- Your hands are dirty.
- Ellerin kirli.
- He washed her dirty hands before the meal.
- Yemekten önce onun kirli ellerini yıkadı.
- You're dirty.
- Sen kirlisin.
- Their feet are dirty.
- Onların ayakları kirli.
- I felt dirty after helping him.
- Ona yardım ettikten sonra kirli hissettim.
- We can't eat on such a dirty table!
- Böyle kirli bir masada yemek yiyemeyiz!
- My shoes are dirty.
- Benim ayakkabılarım kirli.
- Your room is dirty.
- Odan kirli.
- The glass is dirty.
- Bardak kirli.
- He told me about an old school behind a high wall in a dirty street.
- O bana kirli bir caddede yüksek bir duvarın arkasında eski bir okuldan bahsetti.
- You're very dirty.
- Çok kirlisin.
- She wanted to wash the dirty clothes.
- Kirli çamaşırları yıkamak istedi.
- Why are Tom's clothes dirty?
- Tom'un kıyafetleri neden kirli?
- Jim is so dirty.
- Jim çok kirli.
- His feet are dirty.
- Ayakları kirli.
- Which blanket is dirty?
- Hangi battaniye kirli?
- Your clothes are dirty.
- Giysilerin kirli.
- The nappy smells very dirty.
- Bez çok kirli kokuyor.
- The spoon is dirty.
- Kaşık kirli.
- Don't bring that dirty dog through the kitchen.
- O kirli köpeği mutfağa getirme.
- My car's dirty.
- Arabam kirli.
- The room was very dirty.
- Oda çok kirliydi.
- It sure is dirty.
- O kesinlikle kirli.
- The odor of dirty socks makes me gag.
- Kirli çorapların kokusu midemi bulandırıyor.
- Tom's face is dirty.
- Tom'un yüzü kirli.
- Why are your clothes dirty?
- Elbiseleriniz neden kirli?
- You're so dirty.
- Çok kirlisin.
- Tom played a dirty trick on me.
- Tom bana kirli bir oyun oynadı.
- The child is dirty.
- Çocuk kirli.
- Why are your clothes dirty?
- Neden kıyafetlerin kirli?
- Dirty house, dirty floor.
- Kirli ev, kirli zemin.
- You're really dirty.
- Sen gerçekten kirlisin.
- Your face is dirty.
- Yüzün kirli.
- Mary doesn't like it when Tom leaves his dirty clothes on the floor.
- Mary, Tom'un kirli kıyafetlerini yerde bırakmasından hoşlanmıyor.
- The sink is dirty and clogged.
- Lavabo kirli ve tıkalı.
- My glass is dirty.
- Bardağım kirli.
- My glass is dirty.
- Bardağım kirlidir.
- The suitcase contained nothing but dirty clothes.
- Bavulun içinde kirli kıyafetlerden başka bir şey yoktu.
- Tom looked down at his dirty shoes.
- Tom kirli ayakkabılarına baktı.
- Sami could no longer hide his dirty little secret.
- Sami artık küçük kirli sırrını saklayamıyordu.
- Is it proper to enter a mosque wearing dirty socks?
- Kirli çoraplarla camiye girmek uygun mu?
- Dan discovered a pile of dirty clothes in Linda's backyard.
- Dan, Linda'nın arka bahçesinde bir yığın kirli kıyafet buldu.
- Tom has dirty hands.
- Tom'un elleri kirli.
- Politics is dirty.
- Politika kirlidir.
- My socks are dirty.
- Benim çoraplarım kirli.
- I'm washing my hands because they're dirty.
- Kirli oldukları için ellerimi yıkıyorum.
- I washed my hands because they were dirty.
- Kirli oldukları için ellerimi yıkadım.
- Tony looked down at his dirty old shoes.
- Tony kirli eski ayakkabılarına baktı.
- They were both dirty.
- Onların her ikisi de kirliydi.
- Tom always leaves his bicycle dirty.
- Tom, her zaman bisikletini kirli bırakır.
- Tom is dirty.
- Tom kirlidir.
- Tom's hands were dirty.
- Tom'un elleri kirliydi.
- I can put up with a house being untidy, but I don't like it to be dirty.
- Bir evin düzensiz olmasına katlanabilirim ama kirli olmasından hoşlanmıyorum.
- We can't eat on such a dirty table!
- Böyle kirli bir masada yiyemeyiz!
- Who wants to wash my dirty car?
- Kim kirli arabamı yıkamak ister?
- Tom's car is always dirty.
- Tom'un arabası her zaman kirli.
- It sure is dirty.
- Kirli olduğu kesin.
- Tom saw dirty footprints on the white carpet.
- Tom beyaz halının üzerinde kirli ayak izleri gördü.
- Don't handle my books with dirty hands.
- Kitaplarımı kirli ellerinle tutma.
- He doesn't care if his car is dirty.
- Arabasının kirli olması umurunda değil.
- This clothing is dirty and needs to be washed.
- Bu giysi kirli ve yıkanması gerekiyor.
- I am washing my hands because I have dirty hands.
- Ellerimi yıkıyorum çünkü ellerim kirli.
Show More (281)
|
|
- Tom's hair is always greasy and dirty.
- Tom'un saçı daima yağlı ve pis.
- It's dirty work, but someone has to do it.
- Pis bir iş ama biri bunu yapmak zorunda.
- Gosh, what a dirty customer!
- Tanrım, ne pis bir müşteri!
- Tom's room is dirty.
- Tom'un odası pis.
- It's dirty work.
- Bu pis bir iş.
- The roads are dirty.
- Yollar çok pis.
- This is a dirty job, I don't want to deal with it.
- Bu pis bir iş, uğraşmak istemiyorum.
- He's a dirty old man.
- O pis bir ihtiyar.
- You're nothing but a dirty slut.
- Sen pis bir sürtükten başka bir şey değilsin.
- It's dirty work, but someone has to do it.
- Pis bir iş ama birinin yapması lazım.
- This is a dirty job, I don't want to deal with it.
- Bu pis bir iş, onunla ilgilenmek istemiyorum.
- The dirty boy turned out to be a prince in disguise.
- Pis çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.
- I saw the dirty dog go into the yard.
- Pis köpeğin bahçeye girdiğini gördüm.
- Keep your dirty hands off me!
- Çekin pis ellerinizi üzerimden!
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
- Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- Layla is a dirty slut.
- Layla pis bir sürtük.
- That was a dirty trick.
- Pis bir numaraydı.
- My house is dirty.
- Evim pis.
- The sink is dirty and clogged.
- Lavabo pis ve tıkanık.
- Tom gave Mary a dirty look and then left the room.
- Tom Mary'ye pis bir bakış attı ve sonra odadan çıktı.
- This place is very dirty.
- Burası çok pis.
- Keep your dirty hands off me!
- Çek pis ellerini üzerimden!
- Keep your dirty hands off me!
- O pis ellerini benden çek!
- Tom gave me a dirty look.
- Tom bana pis bir bakış attı.
- Tom played a dirty trick on me.
- Tom bana pis bir oyun oynadı.
- Don't bring that dirty dog through the kitchen.
- O pis köpeği mutfağa sokma.
- The hotel that I stay in is dirty.
- Kaldığım otel pis.
- She gave him a dirty look.
- Ona pis pis baktı.
- His hands are dirty.
- Onun elleri pis.
Show More (26)
|