|
- We know how to discover the will of states.
- Devletlerin iradesini nasıl keşfedeceğimizi biliyoruz.
- Sometimes we discover a real area that needs legislation and yet we are powerless to act.
- Bazen mevzuat gerektiren gerçek bir alan keşfederiz ama yine de harekete geçecek gücümüz yoktur.
- Following the disaster, we are discovering serious safety lapses in the chemical industry in other parts of the country.
- Felaketin ardından ülkenin diğer bölgelerinde de kimya endüstrisinde ciddi güvenlik açıkları olduğunu keşfediyoruz.
- You have waited thirty years to discover that Saddam Hussein used poison gas against the Kurds.
- Saddam Hüseyin'in Kürtlere karşı zehirli gaz kullandığını keşfetmek için otuz yıl beklediniz.
- If we become better at discovering the causes of accidents, we also become better at preventing them.
- Kazaların nedenlerini keşfetmede daha iyi olursak onları önlemede de daha iyi oluruz.
- Now Trilog is discovering and acknowledging the special nature of CHP.
- Şimdi Trilog CHP'nin özel doğasını keşfediyor ve kabul ediyor.
- I was surprised to discover that most fall by the wayside.
- Çoğunun yol kenarına düştüğünü keşfettiğimde şaşırdım.
- What happens when you discover this?
- Bunu keşfettiğinizde ne olacak?
- We must have time to discover how we are to resolve this matter.
- Bu meseleyi nasıl çözeceğimizi keşfetmek için zamanımız olmalı.
- I then discover that people are opposed to this type of research.
- Daha sonra insanların bu tür bir araştırmaya karşı olduklarını keşfettim.
- I am therefore very grateful that we are now to chart antibiotic resistance to the zoonoses we discover in Europe.
- Bu nedenle, Avrupa'da keşfettiğimiz zoonozlarda antibiyotik direncinin haritasını çıkardığımız için çok müteşekkirim.
- We must therefore be prepared for the possibility of constantly discovering new problems.
- Bu nedenle sürekli yeni sorunlar keşfetme olasılığına hazırlıklı olmalıyız.
- Veronica was discovering her new policy was having an unexpected effect.
- Veronica yeni politikasının beklenmedik bir neticesi olduğunu keşfediyordu.
- Every time you read this book, you'll discover new ideas.
- Bu kitabı her okuduğunuzda yeni fikirler keşfedeceksiniz.
- Veronica was discovering her new policy was having an unexpected effect.
- Veronica yeni politikasının beklenmeyen bir sonucu olduğunu keşfediyordu.
- Veronica was discovering her new policy was having an unexpected effect.
- Veronica yeni politikasının beklenmedik bir sonuç yarattığını keşfediyordu.
- Discovering that you are infinite and powerful, here, is a choice of radical freedom.
- Burada sonsuz ve güçlü olduğunuzu keşfetmek, radikal bir özgürlük seçimidir.
- For this they first discover the location of flowers.
- Bunun için öncelikli olarak çiçeklerin yerlerini keşfederler.
- All you needed was to discover that your true power lies in believing in one another.
- İhtiyacınız olan tek şey gerçek gücünüzün birbirinize inanmakta yattığını keşfetmekti.
- Discovering that you are infinite and powerful, here, is a choice of radical freedom.
- Burada sonsuz ve kudretli olduğunuzu keşfetmek radikal bir özgürlük seçimidir.
- He risked his whole fortune to discover new oil fields.
- Yeni petrol sahalarını keşfetmek için tüm servetini riske attı.
- Clyde Tombaugh also discovered several star clusters, a comet and more than a hundred asteroids.
- Clyde Tombaugh ayrıca birkaç yıldız kümesi, bir kuyruklu yıldız ve yüzden fazla asteroit keşfetmiştir.
- My boyfriend discovered the erotic comics book that I had been hiding.
- Erkek arkadaşım sakladığım erotik çizgi roman kitabını keşfetti.
- The teacher told us that Columbus discovered America in 1492.
- Öğretmen bize Kolomb'un 1492 yılında Amerika'yı keşfettiğini söyledi.
- Pedro Álvares Cabral is considered to be the one who discovered Brazil.
- Pedro Álvares Cabral, Brezilya'yı keşfeden kişi olarak kabul edilir.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- Matematik, bilimin yarın uyanıp evrenin yok olduğunu keşfetseniz bile yapmaya devam edebileceğiniz kısmıdır.
- Tom discovered that life on the road wasn't as easy as he thought it would be.
- Tom yolda hayatın düşündüğü kadar kolay olmadığını keşfetti.
- I discovered my father collected 30 years of newpapers.
- Babamın 30 yıllık gazete koleksiyonu olduğunu keşfettim.
- Tom doesn't want you to discover the truth.
- Tom gerçeği keşfetmeni istemiyor.
- In growing up, we discover that it is not always a good idea to tell the truth.
- Büyürken, doğruyu söylemenin her zaman iyi bir fikir olmadığını keşfederiz.
- A 13-year-old boy has discovered a treasure which may have belonged to the legendary Danish king Harald Bluetooth.
- 13 yaşında bir çocuk, efsanevi Danimarka kralı Harald Bluetooth'a ait olabilecek bir hazine keşfetti.
- We have yet to discover an effective remedy for cancer.
- Henüz kanser için etkili bir ilaç keşfedemedik.
- We recently discovered an error in your personnel record.
- Yakın zamanda personel kayıtlarınızda bir hata keşfettik.
- They weren't able to discover any secrets.
- Herhangi bir sır keşfedemediler.
- Newton discovered that a force is required to change the speed or direction of movement of an object.
- Newton, bir cismin hızını ya da hareket yönünü değiştirmek için bir kuvvetin gerekli olduğunu keşfetmiştir.
- Everyone should discover for themselves the happiness of sharing.
- Herkes paylaşmanın mutluluğunu kendisi keşfetmeli.
- I've discovered a serious error.
- Ciddi bir hata keşfettim.
- I just discovered this website and I think it's fantastic!
- Ben sadece bu siteyi keşfettim ve bunun harika olduğunu düşünüyorum!
- Tom discovered that Mary was unfaithful.
- Tom, Mary'nin sadakatsiz olduğunu keşfetti.
- What have you discovered?
- Ne keşfettin?
- I wonder who discovered it.
- Kimin keşfettiğini merak ediyorum.
- Tom has discovered the truth.
- Tom gerçeği keşfetti.
- Jane Goodall discovered that chimpanzees could use tools.
- Jane Goodall şempanzelerin alet kullanabildiğini keşfetti.
- Christopher Columbus did not discover America.
- Amerika'yı Kristof Kolomb keşfetmedi.
- I've discovered the victim's identity.
- Kurbanın kimliğini keşfettim.
- Christopher Columbus discovered America.
- Kristof Kolomb Amerika'yı keşfetti.
- Tom discovered the secret of life, but he won't tell me.
- Tom hayatın sırrını keşfetti ama bana anlatmayacak.
- Tom discovered a flaw in the ship's design.
- Tom geminin tasarımında bir kusur keşfetti.
- We discovered a secret passageway leading to the catacombs.
- Yeraltı mezarlarına giden gizli bir geçit keşfettik.
- Discover all the services and advantages of first class.
- Birinci sınıfın tüm hizmetlerini ve avantajlarını keşfedin.
- What did Tom discover?
- Tom ne keşfetti?
- The explorers discovered a skeleton in the cave.
- Kaşifler mağarada bir iskelet keşfettiler.
- The explorers discovered a skeleton in the cave.
- Araştırmacılar mağarada bir iskelet keşfettiler.
- How did you discover that?
- Bunu nasıl keşfettin?
- Christopher Columbus discovered America.
- Kristof Kolomb, Amerika'yı keşfetti.
- We recently discovered an error in your personnel record.
- Biz son zamanlarda senin personel kaydında bir hata keşfettik.
- They say that the Vikings discovered America before Columbus.
- Vikinglerin Amerika'yı Kolomb'dan önce keşfettiğini söylüyorlar.
- Mary discovered that Tom was secretly a talented singer.
- Mary, Tom'un gizlice yetenekli bir şarkıcı olduğunu keşfetti.
- It's said that the Vikings discovered America before Columbus did.
- Amerika'yı Kolomb'dan önce Vikinglerin keşfettiği söylenir.
- I discovered one.
- Ben bir tane keşfettim.
- Layla discovered the body.
- Leyla cesedi keşfetti.
- I've discovered a good restaurant not too far from my house.
- Evimden çok uzakta olmayan iyi bir restoran keşfettim.
- It's probably just a myth that Isaac Newton discovered the laws of gravity when an apple fell on his head while he was sitting under a tree.
- Isaac Newton'un bir ağacın altında otururken kafasına bir elma düştüğünde yerçekimi kanunlarını keşfettiği muhtemelen sadece bir efsanedir.
- I've discovered a good restaurant not too far from my house.
- Evimden çok uzak olmayan iyi bir restoran keşfettim.
- Galileo first discovered that the Moon had mountains just like Earth.
- Galileo ilk olarak Ay'ın tıpkı Dünya gibi dağlara sahip olduğunu keşfetti.
- Search; find; discover!
- Ara; bul; keşfet!
- It was Marie Curie who discovered radium.
- Radyumu keşfeden, Marie Curie idi.
- A couple accidentally discovered a treasure of 1400 gold coins in California.
- Bir çift Kaliforniya'da yanlışlıkla 1400 altın sikkeden oluşan bir hazine keşfetti.
- Christopher Columbus did not discover America.
- Kristof Kolomb Amerika'yı keşfetmedi.
- Tom discovered that he had made a mistake.
- Tom bir hata yaptığını keşfetti.
- Tom was observing the sky with his telescope when he discovered a mysterious new object.
- Tom teleskopuyla gökyüzünü gözlemlerken gizemli yeni bir nesne keşfetti.
- We learned at school that the Portuguese Pedro Álvares Cabral discovered Brazil.
- Biz okulda Portekizli Pedro Alvares Cabral'ın Brezilya'yı keşfettiğini öğrendik.
- Discover a new world.
- Yeni bir dünya keşfedin.
- Leif Erikson discovered North America before Christopher Colombus.
- Leif Erikson, Kuzey Amerika'yı Kristof Kolomb'tan önce keşfetti.
- The other day I discovered a book written by my father.
- Geçen gün babam tarafından yazılmış bir kitap keşfettim.
- I discovered a new game this summer.
- Bu yaz yeni bir oyun keşfettim.
- The Greeks, Egyptians, Phoenicians and Carthaginians discovered Europe.
- Yunanlılar, Mısırlılar, Fenikeliler ve Kartacalılar Avrupa'yı keşfetti.
- You're bound to be discovered.
- Keşfedilmeye mahkumsunuz.
- Every time I read this book, I discover something new.
- Bu kitabı her okuyuşumda yeni bir şey keşfediyorum.
- The guards discovered a tunnel in Dan's cell.
- Gardiyanlar Dan'in hücresinde bir tünel keşfettiler.
- Dr Tom Jackson discovered that the drug could cause liver damage.
- Dr. Tom Jackson ilacın karaciğer hasarına yol açabileceğini keşfetti.
- I still haven't discovered what perfume she uses.
- Onun hangi parfümü kullandığını hâlâ keşfedemedim.
- Christiaan Huygens (1629-1695) discovered Saturn’s moon, Titan.
- Satürn'ün uydusu Titan'ı Christiaan Huygens (1629-1695) keşfetti.
- Dr Tom Jackson discovered that the drug could cause liver damage.
- Dr. Tom Jackson ilacın karaciğer hasarına neden olabileceğini keşfetti.
- Archeologists have discovered that ancient Babylonian astronomers were able to predict the motion of Jupiter across the sky.
- Arkeologlar, eski Babilli astronomların Jüpiter'in gökyüzündeki hareketini tahmin edebildiklerini keşfettiler.
- How long ago was Brazil discovered?
- Brezilya ne kadar zaman önce keşfedildi?
- He discovered how to open the box.
- Kutuyu nasıl açacağını keşfetti.
- I discovered his secret.
- Onun sırrını keşfettim.
- William has discovered a correlation between the location of Mayan cities and the position of stars in constellations.
- William Maya kentlerinin konumu ve takımyıldızlarındaki yıldızların konumu arasında bir ilişki keşfetti.
- Tom discovered Mary's terrible secret.
- Tom, Mary'nin korkunç sırrını keşfetti.
- Who discovered radium?
- Radyumu kim keşfetti?
- We discovered a secret passageway leading to the catacombs.
- Yeraltı mezarlığına giden gizli bir geçit keşfettik.
- He claimed that he had discovered a new comet.
- Yeni bir kuyruklu yıldız keşfettiğini iddia etti.
- Happiness, I have discovered, is nearly always a rebound from hard work.
- Mutluluğun, neredeyse her zaman sıkı çalışmanın bir sonucu olduğunu keşfettim.
- I discovered her secret.
- Ben de onun sırrını keşfettim.
- We discovered a secret passageway.
- Gizli bir geçit keşfettik.
- I discovered American music.
- Amerikan müziğini keşfettim.
- I discovered her secret.
- Onun sırrını keşfettim.
- Who discovered America?
- Amerika'yı kim keşfetti?
- Mary discovered that Tom was secretly a talented singer.
- Mary Tom'un gizlice yetenekli bir şarkıcı olduğunu keşfetti.
- Have you discovered anything new today?
- Bugün yeni bir şey keşfettin mi?
- Tom was the one who discovered the body.
- Tom cesedi keşfeden kişiydi.
- After ten months of very hard work, sometimes working through the night in an unheated dome, Clyde Tombaugh discovered an object he named Pluto.
- On aylık çok sıkı bir çalışmadan sonra, bazen ısıtılmamış bir kubbede gece boyunca çalışarak, Clyde Tombaugh Pluto adını verdiği bir nesne keşfetti.
- Who was radium discovered by?
- Radyum kim tarafından keşfedildi?
- Columbus discovered America in 1492.
- Kolomb Amerika'yı 1492'de keşfetti.
- I've discovered a cure!
- Bir tedavi keşfettim!
- Doctors have discovered some startling facts.
- Doktorlar bazı şaşırtıcı gerçekler keşfetti.
- Scientists continue to discover new medicines, so there is always hope for people who are in comas.
- Bilim adamları yeni ilaçlar keşfetmeye devam ediyor, bu yüzden komadaki insanlar için her zaman umut var.
- He risked his whole fortune to discover new oil fields.
- Yeni petrol yatakları keşfetmek için tüm servetini riske attı.
- Louis Pasteur discovered that germs cause most infectious diseases.
- Louis Pasteur çoğu bulaşıcı hastalığa mikropların neden olduğunu keşfetti.
- Tom had discovered that his lover betrayed him.
- Tom sevgilisinin ona ihanet ettiğini keşfetmişti.
- Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.
- You may not like what you discover.
- Keşfettiğin şey hoşuna gitmeyebilir.
- Every time I read this book, I discover something new.
- Bu kitabı her okuduğumda yeni bir şey keşfediyorum.
- Scientists have just discovered a colony of flying penguins living in Antarctica.
- Bilim adamları Antarktika'da yaşayan bir uçan penguen kolonisi keşfetti.
- How did you discover the truth?
- Gerçeği nasıl keşfettin?
- He had discovered a new star.
- O yeni bir yıldız keşfetmişti.
- Scientists have discovered a new species of dinosaur.
- Bilim adamları yeni bir dinozor türü keşfetti.
- Columbus discovered America.
- Kolomb, Amerika'yı keşfetti.
- Columbus discovered America in 1492.
- Kolomb, 1492'de Amerika'yı keşfetti.
- Leif Erikson discovered North America before Christopher Colombus.
- Leif Erikson, Christopher Colombus'tan önce Kuzey Amerika'yı keşfetti.
- They discovered a very talented player during summer training.
- Yaz antrenmanlarında çok yetenekli bir oyuncu keşfettiler.
- Astronomers announced that they had discovered a ninth planet in our Solar System.
- Astronomlar Güneş Sistemimizde dokuzuncu bir gezegen keşfettiklerini açıkladılar.
- Astronomers claim they have discovered the ninth planet of the Solar System.
- Astronomlar Güneş Sistemi'nin dokuzuncu gezegenini keşfettiklerini iddia ediyorlar.
- How did you discover that?
- Sen onu nasıl keşfettin?
- Tom was observing the sky with his telescope when he discovered a mysterious new object.
- Tom gizemli yeni bir nesne keşfettiğinde teleskobuyla gökyüzünü gözlemliyordu.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- Matematik, yarın uyansanız ve evrenin yok olduğunu keşfetseniz bile bilimin yapmaya devam edebileceğiniz parçasıdır.
- An intellectual is a person who has discovered something more interesting than sex.
- Entelektüel, seksten daha ilginç bir şey keşfetmiş kişidir.
- Tom discovered the truth.
- Tom gerçeği keşfetti.
- I've discovered a good way to do that.
- Onu yapmak için iyi bir yol keşfettim.
- The archaeologists discovered over a hundred graves, a few of which belonged to infants.
- Arkeologlar yüzden fazla mezar keşfetti, bunlardan birkaçı bebeklere aitti.
- Captain Cook discovered those islands.
- Kaptan Cook şu adaları keşfetti.
- If my parents discover that you came over, they are capable of doing something crazy.
- Eğer ebeveynlerim sizin geldiğinizi keşfederse, onlar çılgınca bir şey yapabilirler.
- The teacher told us that Columbus discovered America in 1492.
- Öğretmen bize Columbus'ın Amerika'yı 1492'de keşfettiğini söyledi.
- She discovered a colourful new world.
- Yeni ve renkli bir dünya keşfetti.
- It's probably just a myth that Isaac Newton discovered the laws of gravity when an apple fell on his head while he was sitting under a tree.
- Isaac Newton'un bir ağacın altında otururken kafasına bir elma düştüğünde yerçekimi kanunlarını keşfetmesi muhtemelen tamamen bir efsanedir.
- He taught us that Columbus discovered America.
- Kolomb'un Amerika'yı keşfettiğini bize o öğretti.
- Dan discovered that Matt was a corrupt cop.
- Dan, Matt'in rüşvetçi bir polis olduğunu keşfetti.
- It was Marie Curie who discovered radium.
- Radyumu keşfeden, Marie Curie'ydi.
- He discovered a new star.
- Yeni bir yıldız keşfetti.
- NASA's Mars rover discovered traces of a river bed.
- NASA'nın Mars gezicisi bir nehir yatağının izlerini keşfetti.
- It is said that the Vikings preceded Columbus in discovering America.
- Vikingler'in Amerika'yı Kolomb'dan önce keşfettiği söylenir.
- Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek yeni bir dünya keşfetmek demektir.
- I have discovered a restaurant near here which serves a good meal.
- İyi bir yemek hizmeti veren buraya yakın bir restoran keşfettim.
- There's a lot more to discover.
- Keşfedilecek daha çok şey var.
- I just discovered this website and I think it's fantastic!
- Bu siteyi yeni keşfettim ve bence harika!
- They weren't able to discover any secrets.
- Hiçbir sırrı keşfedemediler.
- The piano tuner discovered a hoard of gold coins hidden under the piano's keyboard.
- Piyano akortçusu, piyanonun klavyesinin altına gizlenmiş bir altın para yığını keşfetti.
- A Canadian teenager has discovered a lost Mayan city.
- Kanadalı bir genç kayıp bir Maya şehri keşfetti.
- The policeman discovered counterevidence.
- Polis karşı delili keşfetti.
- Jane Goodall discovered that chimpanzees are omnivorous, not vegetarian.
- Jane Goodall şempanzelerin vejetaryen değil omnivor olduğunu keşfetti.
- Caroline Herschel was the first woman to discover a comet.
- Caroline Herschel, bir kuyruklu yıldız keşfeden ilk kadındı.
- Christopher Columbus, as everyone knows, is honored by posterity because he was the last to discover America.
- Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.
- Scientists have announced that they have discovered gravitational waves.
- Bilim insanları yerçekimi dalgalarını keşfettiklerini açıkladılar.
- Captain Cook discovered those islands.
- O adaları Kaptan Cook keşfetti.
- You've discovered my secret.
- Sırrımı keşfettin.
- The scientist tried to discover Nature's laws.
- Bilim insanı Doğa'nın kanunlarını keşfetmeye çalıştı.
- I discovered a serious mistake.
- Ciddi bir hata keşfettim.
- NASA's Mars rover discovered traces of a river bed.
- NASA'nın Mars keşif aracı bir nehir yatağının izlerini keşfetti.
- The miner discovered a valuable pocket of gold.
- Madenci değerli bir altın cebi keşfetti.
- The doctor discovered a lump in her breast.
- Doktor onun göğsünde bir yumru keşfetti.
- I just discovered the dark side of Tatoeba.
- Tatoeba'nın karanlık yüzünü yeni keşfettim.
- He had discovered a new star.
- Yeni bir yıldız keşfetmişti.
- Sami was discovering the country.
- Sami ülkeyi keşfediyordu.
- We discovered relics of an ancient civilisation.
- Eski bir uygarlığın kalıntılarını keşfettik.
- European scientists have discovered a potentially habitable planet orbiting Proxima Centauri, the closest star to our solar system.
- Avrupalı bilim adamları, güneş sistemimize en yakın yıldız olan Proxima Centauri'nin çevresinde dolanan potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler.
- I've discovered something interesting.
- İlginç bir şey keşfettim.
- Fadil will discover a dark side of his own.
- Fadıl kendi karanlık yönünü keşfedecek.
- Have you discovered anything new today?
- Bugün yeni bir şey keşfettiniz mi?
- Tom discovered the secret of life, but he won't tell me.
- Tom hayatın sırrını keşfetti, ama bana söylemiyor.
- How did he discover that?
- Onu nasıl keşfetti?
- I wonder who discovered it.
- Onu kimin keşfettiğini merak ediyorum.
- She discovered a diamond.
- Bir elmas keşfetti.
- Scientists have discovered that unicorns once lived in Siberia.
- Bilim adamları bir zamanlar Sibirya'da tek boynuzlu atların yaşadığını keşfettiler.
- Who discovered Brazil?
- Brezilya'yı kim keşfetti?
- I hope that some scientist will soon discover a cure for AIDS.
- Bir bilim adamının yakında AIDS için bir tedavi keşfedeceğini umuyorum.
- By whom was the island discovered?
- Ada kim tarafından keşfedildi?
- It is said that the Vikings preceded Columbus in discovering America.
- Vikingler'in Amerika'yı keşfetmede Kolomb'dan önce geldiği söylenir.
- William has discovered a correlation between the location of Mayan cities and the position of stars in constellations.
- William, Maya şehirlerinin konumu ile takımyıldızlardaki yıldızların konumu arasında bir korelasyon keşfetti.
- Caroline Herschel was the first woman to discover a comet.
- Caroline Herschel bir kuyruklu yıldızı keşfeden ilk kadındı.
- The guards discovered a tunnel in Dan's cell.
- Gardiyanlar Dan'in hücresinde bir tünel keşfetti.
- There's a lot more to discover.
- Keşfedecek daha çok şey var.
- Christiaan Huygens (1629-1695) discovered Saturn’s moon, Titan.
- Christiaan Huygens (1629-1695) Satürn'ün uydusu Titan'ı keşfetti.
- Tom discovered just how gullible Mary was.
- Tom, Mary'nin ne kadar saf olduğunu keşfetti.
- I have discovered a restaurant near here which serves a good meal.
- Buraya yakın iyi yemek yapan bir restoran keşfettim.
- European scientists have discovered a potentially habitable planet orbiting Proxima Centauri, the closest star to our solar system.
- Avrupalı bilim adamları, güneş sistemimize en yakın yıldız olan Proxima Centauri'nin yörüngesinde potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler.
- Scientists have just discovered a colony of flying penguins living in Antarctica.
- Bilim adamları, sadece Antarktika'da yaşayan bir uçan penguen kolonisi keşfetti.
- The piano tuner discovered a hoard of gold coins hidden under the piano's keyboard.
- Piyano akortçusu, piyanonun klavyesinin altında gizlenmiş bir altın para zulası keşfetti.
- I discovered one.
- Birini keşfettim.
- The doctor discovered a lump in her breast.
- Doktor göğsünde bir yumru keşfetti.
- I've discovered Tom's secret formula.
- Tom'un gizli formülünü keşfettim.
- I discovered that speaking English was pretty easy.
- İngilizce konuşmanın oldukça kolay olduğunu keşfettim.
- Christopher Columbus, as everyone knows, is honored by posterity because he was the last to discover America.
- Herkesin bildiği gibi Kristof Kolomb, Amerika'yı en son keşfeden kişi olduğu için gelecek kuşaklar tarafından onurlandırılmıştır.
- I still haven't discovered what perfume she uses.
- Hangi parfümü kullandığını hâlâ keşfedemedim.
- I discovered Tom's secret.
- Tom'un sırrını keşfettim.
- Scientists have discovered that unicorns once lived in Siberia.
- Bilim adamları tek boynuzlu atların bir zamanlar Sibirya'da yaşamış olduğunu keşfettiler.
- He didn't make public what he had discovered there.
- Orada keşfettiklerini halka açıklamadı.
- He taught us that Columbus discovered America.
- O bize Columbus'un Amerika'yı keşfettiğini öğretti.
- Tycho discovered a new star.
- Tycho yeni bir yıldız keşfetti.
- Galileo first discovered that the Moon had mountains just like Earth.
- Galileo ilk önce Ay'da Dünya'daki gibi dağlar bulunduğunu keşfetti.
- Tom discovered a new species of coral.
- Tom yeni bir mercan türü keşfetti.
- I've discovered a good way to do that.
- Bunu yapmanın iyi bir yolunu keşfettim.
- We learned at school that the Portuguese Pedro Álvares Cabral discovered Brazil.
- Okulda Brezilya'yı Portekizli Pedro Álvares Cabral'ın keşfettiğini öğrendik.
- We were taught that Newton discovered the law of gravity.
- Bize Newton'un yerçekimi kanununu keşfettiği öğretildi.
- How did you discover Tom's hiding place?
- Tom'un saklandığı yeri nasıl keşfettin?
- Fadil will discover a dark side of his own.
- Fadıl kendi karanlık tarafını keşfedecektir.
- Tom discovered two dead bodies in his basement.
- Tom bodrum katında iki ceset keşfetti.
- Tom and Mary discovered something amazing.
- Tom ve Mary inanılmaz bir şey keşfettiler.
- Scientists continue to discover new medicines, so there is always hope for people who are in comas.
- Bilim adamları yeni ilaçlar keşfetmeye devam ediyor, bu yüzden komada olan insanlar için her zaman bir ümit vardır.
- She discovered a diamond.
- O bir elmas keşfetti.
- Tom finally discovered the truth.
- Tom sonunda gerçeği keşfetti.
- When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.
- Kolomb Amerika'yı keşfettiğinde bizonlar (Amerikan bufalosu) geniş bir alanda yaşıyordu.
- Marika discovered with me a new world, a new culture.
- Marika benimle birlikte yeni bir dünya, yeni bir kültür keşfetti.
- I have discovered a new star.
- Yeni bir yıldız keşfettim.
- She discovered a colourful new world.
- O yeni bir renkli dünya keşfetti.
- Clyde Tombaugh also discovered several star clusters, a comet and more than a hundred asteroids.
- Clyde Tombaugh ayrıca farklı yıldız kümeleri, bir kuyruklu yıldız ve yüzden fazla asteroid keşfetti.
- After ten months of very hard work, sometimes working through the night in an unheated dome, Clyde Tombaugh discovered an object he named Pluto.
- On ay süren ve bazen gece boyunca ısıtmasız bir kubbede devam eden çok sıkı bir çalışmanın ardından Clyde Tombaugh Plüton adını verdiği bir cisim keşfetti.
- Dan discovered Linda had another phone.
- Dan, Linda'nın başka telefonu olduğunu keşfetti.
Show More (215)
|
|
- We will have a look at that and try to discover what has gone wrong.
- Buna bir göz atacağız ve neyin yanlış gittiğini bulmaya çalışacağız.
- Police later on that day discovered his car covered in blood.
- O günün ilerleyen saatlerinde polis, onun arabasını kana bulanmış halde buldu.
- Police later on that day discovered his car covered in blood.
- O günün ilerleyen saatlerinde polis, onun arabasını kana bulanmış olarak buldu.
- Police later on that day discovered his car covered in blood.
- O günün ilerleyen saatlerinde polis, arabasını kanla kaplı halde bulur.
- He claims he's discovered a planet with large deposits of magnesite.
- Büyük manyezit yatakları olan bir gezegen bulduğunu iddia ediyor.
- Sami discovered human remains in the basement of that house.
- Sami evin bodrumunda insan kalıntıları buldu.
- I've discovered a cure!
- Bir tedavi buldum!
- I've discovered new evidence.
- Yeni kanıt buldum.
- We have yet to discover an effective remedy for cancer.
- Hâlâ kanser için etkili bir tedavi bulamadık.
- Sami discovered Layla's body in her apartment.
- Sami, Layla'nın cesedini dairesinde buldu.
- Layla discovered the body.
- Layla cesedi buldu.
- Dan discovered a pile of dirty clothes in Linda's backyard.
- Dan, Linda'nın arka bahçesinde bir yığın kirli kıyafet buldu.
- Sami discovered Layla's body.
- Sami, Layla'nın cesedini buldu.
- Tom was the one who discovered the body.
- Cesedi bulan Tom'du.
- Fadil discovered the car with Layla's dead body inside.
- Fadıl arabayı içinde Leyla'nın cesediyle birlikte buldu.
- Tom discovered Mary's body in a pit.
- Tom bir çukurda Mary'nin cesedini buldu.
- Dan discovered Linda's backpack in the woods.
- Dan ormanda Linda'nın sırt çantasını bulmuş.
- The archeologists think that they have discovered King David's palace.
- Arkeologlar Kral Davut'un sarayını bulduklarını düşünüyorlar.
- I've discovered something interesting.
- İlginç bir şey buldum.
- You may not like what you discover.
- Bulduğun şeyi sevmeyebilirsin.
- I hope that some scientist will soon discover a cure for AIDS.
- Umarım bir bilim adamı yakında AIDS için bir tedavi bulur.
- We discovered a secret passageway.
- Gizli bir geçit bulduk.
- Tom discovered Mary's body in a pit.
- Tom, Mary'nin cesedini bir çukurda buldu.
- Tom discovered Mary's body in a ditch.
- Tom, Mary'nin cesedini bir çukurda buldu.
- If death occurs at home, whoever discovers the body should contact the family doctor.
- Evde ölüm meydana gelirse, cesedi bulan kişi aile doktoruna başvurmalıdır.
- Fadil discovered the car with Layla's dead body inside.
- Fadıl, içinde Leyla'nın cesedi olan arabayı buldu.
- Sami was the one who discovered Layla's body.
- Sami, Layla'nın cesedini bulan kişiydi.
- The other day I discovered a book written by my father.
- Geçen gün babamın yazdığı bir kitap buldum.
- The policeman discovered counterevidence.
- Polis karşı kanıt buldu.
- I've discovered new evidence.
- Yeni bir kanıt buldum.
- I heard that they discovered the footprints of an abominable snowman in the Himalayan mountains.
- Himalaya dağlarında korkunç bir kar adamının ayak izlerini bulduklarını duydum.
- Tom discovered a flaw in the ship's design.
- Tom geminin tasarımında bir kusur buldu.
- Police didn't discover the body.
- Polis cesedi bulmadı.
- If death occurs at home, whoever discovers the body should contact the family doctor.
- Evde bir ölüm vakası olursa, cesedi kim bulursa aile doktoru ile temasa geçmelidir.
- Sami discovered Layla's body in her home.
- Sami, Layla'nın cesedini evinde buldu.
- I've discovered the victim's identity.
- Kurbanın kimliğini buldum.
- Sami discovered the bodies.
- Sami cesetleri buldu.
- Police didn't discover the body.
- Polis cesedi bulamadı.
- Tom discovered two dead bodies in his basement.
- Tom bodrumunda iki ceset buldu.
- Upon arrival, the firefighters discovered the house in flames.
- İtfaiyeciler vardıklarında evi alevler içinde buldular.
Show More (37)
|