disruptive - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
disruptive yıkıcı adj.
  • It would, moreover, have a disruptive effect on the already delicate relations in the aviation sector.
  • Ayrıca havacılık sektöründe zaten hassas olan ilişkiler üzerinde yıkıcı bir etkisi olacaktır.
  • It would, moreover, have a disruptive effect on the already delicate relations in the aviation sector.
  • Ayrıca, havacılık sektöründe zaten hassas olan ilişkiler üzerinde yıkıcı bir etkisi olacaktır.
  • Working shifts can be extremely disruptive to family life.
  • Vardiyalı çalışmak aile hayatı için son derece yıkıcı olabiliyor.
Show More (1)
disruptive rahatsız edici adj.
  • That will be more disruptive than receiving such messages on your PC.
  • Bu, bilgisayarınızda bu tür mesajlar almaktan daha rahatsız edici olacaktır.
  • That will be more disruptive than receiving such messages on your PC.
  • Bu, bilgisayarınızda bu tür mesajları almaktan daha rahatsız edici olacaktır.
Show More (-1)