embraced - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
embraced benimsenmiş adj.
  • I am particularly pleased with the principle of individual producer responsibility, which has been so firmly embraced.
  • Özellikle bireysel üretici sorumluluğu ilkesinin bu denli yürekten benimsenmiş olmasından memnuniyet duyuyorum.
  • I am particularly pleased with the principle of individual producer responsibility, which has been so firmly embraced.
  • Üreticilerin bireysel sorumluluğu ilkesinin bu kadar sıkı bir şekilde benimsenmiş olmasından özellikle memnunum.
Show More (-1)
embraced kabul edilmiş adj.
  • Fadil embraced Islam at 23.
  • Fadıl 23 yaşında İslam'ı kabul etti.
Show More (-2)