expire - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
expire dolmak v.
  • The deadline expires at the end of December and, basically, only two countries have adopted the directive.
  • Süre Aralık sonunda doluyor ve temelde sadece iki ülke yönergeyi kabul etmiş durumda.
  • The ECSC Treaty is due to expire shortly.
  • AKÇT Antlaşmasının süresi kısa bir süre sonra dolacaktır.
  • Nevertheless, the 1997 regulation expired in 1999.
  • Bununla birlikte 1997 tarihli yönetmeliğin süresi 1999 yılında dolmuştur.
Show More (19)
expire sona ermek v.
  • The previous protocol expired on 31 July 2001.
  • Önceki protokol 31 Temmuz 2001 tarihinde sona ermiştir.
  • The Community Fisheries Agreement with Morocco expired on 30 November 1999.
  • Fas ile yapılan Topluluk Balıkçılık Anlaşması 30 Kasım 1999 tarihinde sona ermiştir.
  • So what we are talking about is an existing, legally valid agreement which expires in 2003.
  • Yani söz konusu olan, 2003 yılında sona erecek olan mevcut ve yasal olarak geçerli bir anlaşmadır.
Show More (18)
expire süresi doldu v.
  • Even after it has expired, its spirit must live on.
  • Süresi dolmuş olsa bile ruhu yaşamaya devam etmelidir.
  • This is expired.
  • Bunun süresi doldu.
  • Tom has been living here on an expired visa since 2013.
  • Tom 2013'ten beri burada süresi dolmuş bir vizeyle yaşıyor.
Show More (9)
expire süresi dolmak v.
  • It will enter into force when the current Regulation expires.
  • Mevcut Yönetmeliğin süresi dolduğunda yürürlüğe girecektir.
  • The preparatory work needs to be done to move quickly once that five years has expired.
  • Beş yıllık süre dolduğunda hızlı hareket edebilmek için hazırlık çalışmalarının yapılması gerekmektedir.
  • It expires soon, so you might want to use it this weekend.
  • Yakında süresi dolacak, o yüzden bu hafta sonu kullan istersen.
Show More (7)
expire bitmek v.
  • Are you going to renew your lease when it expires?
  • Kira kontratınız bittiğinde yenileyecek misiniz?
  • The device's warranty will expire this month.
  • Cihazın garantisi bu ay bitecek.
  • Are you going to renew your lease when it expires?
  • Kira sözleşmesi bittiği zaman onu yenileyecek misin?
Show More (1)
expire geçmek v.
  • She drank the expired milk.
  • Son kullanma tarihi geçmiş sütü içti.
  • Don't eat that, it's expired.
  • Yeme onu, tarihi geçmiş.
  • Don't eat that, it's expired.
  • Onu yeme, son kullanma tarihi geçmiş.
Show More (0)
expire süresi sona ermek v.
  • As you are aware, on 31 December, the mandate of the OSCE assistance group for Chechnya expired.
  • Bildiğiniz üzere 31 Aralık'ta AGİT'in Çeçenistan'a yönelik yardım grubunun görev süresi sona erdi.
Show More (-2)
expire süresi dolmuş v.
  • Dan's lease expired.
  • Dan'in kira kontratının süresi dolmuştu.
Show More (-2)